Karaciğer enzimlerinin yükselmesiyle kendini gösteren kolestaz (gebelik sarılığı), çok sık rastlanmamakla birlikte özellikle gebeliğin son aylarında ortaya çıkan önemli bir sorun. Acıbadem Eskişehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Ramazan Bayırlı, gebelik sarılığının hem anneyi hem de bebeği etkileyen ciddi sonuçlara yol açtığını belirtiyor.
Gebelikte yaşanan sarılığın hepatitlerden sonra en sık ikinci nedenini, gebelik kolestazı olarak tanımlanan tablo oluşturuyor. Safra akışının artan gebelik hormonlarından etkilenmesi sonucu meydana geliyor. Hormonların zirve noktaya ulaştığı gebeliğin son üç ayında da kendini gösteriyor. Uzun vadede anne adayı için herhangi bir risk yaratmasa da bebeğin gelişimi üzerinde olumsuz etkilere neden olabiliyor. Acıbadem Eskişehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Ramazan Bayırlı, gerekli önlemler alınmazsa bebeğin erken doğum riskinin artmasının yanında, anne karnında kakasını yapması yani mekonyumun da gelişebileceğini söylüyor. Bu durumda bebekte nefes darlığı, ritim bozukluğu gibi ciddi komplikasyonlar ortaya çıkabiliyor. Doğumla birlikte hızla düzelen bu sorunu annenin, hem de bebeğin sağlıklı bir şekilde atlatabilmesi için bazı önlemler almak gerekiyor.
Genetik ve hormonlardan şüphe ediliyor
Karaciğer enzimlerinin artmasıyla ortaya çıkan bu durumun nedeni tam olarak bilinmiyor. Genetik, hormonal ve çevresel faktörlerin rol aldığı düşünülüyor. Yüksek östrojen düzeyleri, bazı kadınlarda zemindeki genetik faktörlerin etkisiyle safra asitlerinin karaciğer içindeki mekanizmalarını bozulmasına neden oluyor. Safra akışının yavaşlamasıyla birlikte karaciğerde biriken safra kan dolaşımını giriyor ve böylece kaşıntı meydana geliyor.
En önemli belirti kaşıntı
Hastalığın en önemli belirtisi, gebeliğin 30. haftasından sonra başlayan şiddetli kaşıntı oluyor. Genellikle avuç içi ve ayak tabanı üzerinde yoğunlaşan kaşıntı bazı kadınlarda tüm vücutta hissedilebiliyor. Özellikle geceleri şiddeti arttığı için uyku sorunları da görülebiliyor. Şikayetler doğumu takiben 48 saat içinde düzeliyor. Ancak gebelik kolestazı diğer gebeliklerde de tekrarlayabiliyor. Gebelik sarılığında, derinin sararması şeklinde belirtilerin nadir olarak görüldüğünü anlatan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Ramazan Bayırlı, "Bunun yanında uykusuzluk, yorgunluk, iştahsızlık, halsizlik, kilo kaybı, karaciğer yağlanması ve koyu renkli idrar da diğer belirtileri arasında yer alıyor. Bu nedenle geçmeyen ya da şiddetli kaşıntı hissedildiğinde vakit kaybetmeden hekime başvurmak gerekiyor" diyor.
Kesin tanı için laboratuvar testleri gerekiyor
Tanıyı koyabilmek için gebelik kolestazı ile benzer özellikler gösteren safra kanallarının daralması ile seyreden farklı karaciğer hastalıklarının araştırılması gerekiyor. Bunun için şiddetli kaşıntı şikayeti bulunan gebelerde safra asidi düzeyleri ve karaciğer enzimlerine de bakılıyor.
Tedaviyle şikayetler gideriliyor
Gebelik sarılığı tedavisinde, annenin yaşadığı kaşıntı ve diğer şikayetlerin ortadan kaldırılması ve olası komplikasyonların önüne geçilmesi amaçlanıyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Ramazan Bayırlı kaşıntının giderilmesinin yanı sıra, yorgunluğun ve anksiyetenin önlenmesi, yağların ve yağda eriyen vitaminlerin emiliminin azaltılması amacıyla da gerekli tedavinin uygulandığını belirtiyor. Aynı zamanda bu hastalarda bağırsaklardaki emilim bozukluğu nedeniyle K vitamini eksikliği de oluşabiliyor. Doğum sırasında ve doğum sonrasındaki kanama riskini artıran bu durumun önüne geçilmesi için ayrıca K vitamini takviyesi de yapılıyor. Bebekte oluşabilecek olası komplikasyonları önlemek için bebek iyilik hali testlerini hekimin önerdiği sıklıkla yaptırmak gerekiyor. Gebelik kolestazı tanısı alan hamilelerin karaciğer enzimleri tedaviye rağmen yükselir ve bebek iyilik hali testleri bozulursa erken doğum gerekebileceğine dikkat çeken Dr. Ramazan Bayırlı, "Bu kadınlarda doğum şekli olarak doğal doğum önerilir. Tıbbi sebepler olmadan sezaryen önerilmemelidir" diyor.
Doğum sonrası yakın takip sürmeli
Gebelik sarılığı öyküsü olan kadınlarda, gelecekte safra kesesi taşı, pankreas iltihabı, siroz ve diğer karaciğer, safra yolları sistem hastalıklarından birinin tanısını alma riski daha yüksek olduğundan, bu kadınların doğum sonrası yakından takip edilmesi önem taşıyor. Dr. Ramazan Bayırlı, doğum sonrası ilk bir ay içinde kaşıntı ve karaciğer enzim yüksekliğinin devam etmesi durumunda mutlaka, karaciğer hastalıklarının araştırılması gerektiğine dikkat çekiyor. Ayrıca, takip eden gebeliklerde, bu sorunun yüzde 45-70 oranında tekrarlama ihtimali bulunduğu için sonraki gebeliklerde de hazırlıklı olmak gerekiyor. - ESKİŞEHİR
Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Sağlık
Karaciğerde enzim yüksekliği genellikle karaciğerdeki hücrelerde iltihaplanma veya hasarı gösterir. İltihaplı veya hasarlı karaciğer hücreleri, karaciğer enzimleri de dahil olmak üzere belirli kimyasalları normal miktarlarından daha fazla kan dolaşımına verir ve kan testlerinde karaciğer enzimlerini yükseltir.
Miktarı yüksek olarak gözlenebilen bazı karaciğer enzimleri:
Rutin kan testi sırasında karaciğer enzim seviyelerinde artış keşfedilebilir. Çoğu durumda, karaciğer enzim seviyeleri sadece hafif ve geçici olarak yükselir. Çoğu zaman, yüksek karaciğer enzimleri kronik, ciddi bir karaciğer sorununa işaret etmez.
Birçok hastalık ve durum, karaciğer enzimlerinin yükselmesine katkıda bulunabilir. Doktorunuz ilaçlarınızı, belirtilerinizi ve bazı durumlarda diğer test ve prosedürlerin sonuçlarını gözden geçirerek nedeni belirler.
Karaciğer enzimlerindeki yükselmenin daha yaygın görülen nedenleri şunlardır:
Karaciğer enzimlerini yükseltebilen diğer olası nedenleri şunlardır:
Karaciğer enzimleri yüksek olan çoğu insanda herhangi bir belirti görülmez. Karaciğer enzimlerinin yükselmesinin nedeni karaciğer hasarı ise, aşağıdaki gibi belirtiler görülebilir:
Bir kan testi karaciğer enzimlerinizin yükseldiğini ortaya çıkarırsa, sonuçların ne anlama gelebileceğini doktorunuza sorun. Doktorunuz, karaciğer enzimlerinizin yükselmesine neyin neden olduğunu belirlemek için başka testler ve prosedürler uygulamanızı önerebilir.
Karaciğer enzimleri yüksek olan kişilerin yaklaşık üçte biri, iki ila dört hafta sonra normal karaciğer enzim seviyelerine sahip olacaktır. Karaciğer enzimleriniz yüksek kalmaya devam ederse doktorunuz daha fazla kan testi veya ultrason, BT taraması veya MR gibi görüntüleme testleri isteyebilir. Ayrıca sizi bir karaciğer uzmanına (hepatolog) sevk edebilir. Tedavi, yüksek karaciğer enzimlerine neyin sebep olduğuna bağlı olarak planlanır.
Gebelikte görülen karaciğer hastalıkları yaşamı tehdit eder mi?
Oldukça nadir görülmekle birlikte gebelik sırasında ortaya çıkan karaciğer hastalıkları, hem bebeğin hem de annenin sağlığı üzerinde gerçek bir tehdit oluşurabilir. Bu nedenle testlerinde bozukluk saptanan ya da karaciğer hastalığını düşündüren belirtileri olan gebelere, ‘gebelikle ilişkili olan’ ve ‘gebelikle ilişkili olmayan’ hastalıkların ayırımına yönelik tanı yapılması gerekir.
Gebelikte gözlenen fizyolojik ve hormonal değişiklikler, elbette karaciğeri de etkiler. Organın biyo-kimyasal özelliklerinde farklılıklar gelişir. Gebelikte karaciğer hastalıklarının görülme sıklığı, yüzde 3 civarında.
Ne tür fizyolojik ve biyo-kimyasal değişiklikler yaşanır?
Gebeliğin başlangıç dönemlerinde albumin düzeyleri düşüş gösterir ve zamanla düşüş belirginleşir. Total kolesterol ve trigliserid düzeyleri biraz yükselir. Dolayısıyla sadece biyo-kimyasal testlere bakılarak lipid profili değerlendirilmesi genellikle yanlış yönlendiricidir.
Karaciğerde sorun olduğunu gebe nasıl anlar?
Gebelikte görülen karaciğer hastalıklarının genel ve başlıca belirtileri arasında; sarılık, kaşıntı, karın ağrısı, bulantı, kusma sayılabilir. Bu belirtilerin çoğu, gebelikle ilişkili değil. Ancak belirtilerin görüldüğü dönem ve tetkiklere ait özgün değişikliklere bakılarak çeşitli tanılara ulaşılabilir. Ayrıca viral hepatitler ya da tıkanma sarılıkları gibi bazı karaciğer hastalıkları, benzer semptom ve laboratuvar anormallikleri oluşturabilir.
Anne adayları, karaciğerde bir sorun çıktığında panik yapmamalı. Doktor tarafından yapılacak tetkikler sonrasında bir yol haritası oluşturulur.
Karaciğer hastalıklarının gebelikten sonra ya da sonraki gebeliklerde nüks edip etmeyeceğine dair kesin bilgi yok. En çok, ‘intrahepatik kolestazı’ denilen, şiddetli kaşıntı, sarılık ve karaciğer enzim yükseklikleriyle seyreden bir tablo görülebilir.
Belirli sağlık sorunları yalnızca gebelik döneminde ortaya çıkarak anne ve bebek sağlığını ciddi manada tehdit eder. Bu rahatsızlıklar hakkında yeterli ve doğru bilgiye sahip olmak; hem sağlıklı bir gebelik geçirmek, hem de doğum öncesinde ve sonrasında bebeğin sağlığını korumak adına oldukça önemlidir. Gebelikte karşılaşılan bu sağlık problemlerinden biri de gebelik kolestazıdır.
Gebelik kolestazı; yalnızca gebelik dönemine özgü, vücuttaki safra yollarının işlevindeki bozukluk nedeniyle kandaki safra asit miktarındaki artışa bağlı olarak çeşitli şikayetlerin ortaya çıkmasıdır. Bu şikayetlerin başında ise ciltte döküntü ve kızarıklık olmadan kaşıntı yaşanması gelir. Yapılan araştırmalar, her 1000 gebelikten 1 ila 2’sinde gebelik kolestazının meydana geldiğini gösterir. Kontrol altına alınıp tedavi edilmediği takdirde, anne ve çocuk sağlığını kötü etkileyecek önemli bir rahatsızlık durumuna gelebilir.
Kolestaz; gebelik dışı durumlarda da meydana gelebilen, safra yollarından ince bağırsağa safra salgısının geçişindeki aksamaları tanımlamak için kullanılan sağlık problemlerinin genel adıdır. Safra salgısının engellenmesinin anatomik veya fizyolojik çok çeşitli sebepleri olabilir. Gebelik kolestazı ise bu sebeplerin dışında özel bir durum olarak görülür.
Gebelik kolestazının temel mekanizması ve nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Bununla beraber, gebelikle birlikte kandaki miktarı artış gösteren östrojen hormonunun; safra yollarındaki safra boşaltım mekanizmasını bozarak, ince bağırsağa geçen safra miktarında azalmaya yol açması ve safranın karaciğer dokularında birikmesi neden olarak gösterilebilir. Karaciğerde biriken safranın içeriğindeki safra asitleri, kana geçerek kandaki miktarını artırır ve kolestaza işaret eden semptomların gelişmesine neden olur.
Gebelik kolestazının gelişmesinde en belirgin etken genetik faktörlerdir. Bu sebeple, ailesinde gebelik kolestazı geçirme öyküsü olan kadınların aynı rahatsızlıkla karşılaşma ihtimali yüksektir. Bununla birlikte, çeşitli durumların varlığında gebelik kolestazının meydana gelme riski artış gösterir. Bu durumlar aşağıdaki gibi sıralanabilir:
Son olarak, daha önceki gebeliklerinde kolestaz geçirmiş olan annelerin, sonraki gebeliklerinde bu durumun tekrarlama riski giderek artar.
Hastada gebelik kolestazının gelişmesinin birinci şartı gebeliğin meydana gelmesidir. Gebelik kolestazı, gebeliğin son üç ayında (son trimester) ortaya çıkar. Bu aylarda aşağıdaki belirtilerin varlığı gebelik kolestazı şüphesini artırır:
Gebelik kolestazı sıklıkla zararsız bir durum olarak seyretme eğiliminde olsa da; vücutta meydana getirdiği aksaklıklar nedeniyle anne ve bebek sağlığını olumsuz etkileyebileceği unutulmamalıdır. Özellikle aşağıdaki durumlara yol açtığı bilindiğinden, erken tanı ve tedavisi önem kazanmaktadır:
Bunların yanında, gebelik kolestazında annede besinlerdeki yağların sindiriminde sorunlar ortaya çıktığından, özellikle yağla birlikte emilen bazı vitaminlerin eksiklikleri gözlemlenebilir. Bunlar arasında K vitamini, eksikliğinde çeşitli kanama problemleri gelişebildiğinden; özellikle doğum esnasında önemlidir.
Gebelik kolestazı belirtileri geliştiren gebelerin bir hekim değerlendirmesine başvurması gerekir. Hekim tarafından alınan öykü ve yapılan fiziki muayene sonucunda bazı biyokimyasal kan tetkiklerine başvurulur. Sonuçta kanda artış gösteren safra asitleri ve zehirli maddeler tespit edilerek gebelik kolestazı tanısı konur. Bunun yanında, çeşitli vitaminlerin eksiklikleri de önceden tespit edilerek doğum öncesi gerekli takviyeleri sağlanabilir.
Buradaki bir diğer önemli konu, gebelikte gelişen bir diğer karaciğer hastalığı olan gebeliğin akut yağlı karaciğeri ile gebelik kolestazının birbirinden ayrımının yapılmasıdır. Akut yağlı karaciğer; gebelikte anne ve bebek yaşamını ciddi olarak tehdit eden ve sonraki gebeliklerde tekrarlamayan önemli bir rahatsızlıktır. Bilinmeyen sebeplerle karaciğer dokusunun zarar görmesi ile tanınan bu rahatsızlıkta da kolestaza benzer şekilde sarılık, bulantı, halsizlik gibi belirtiler izlenir. Ancak tablo daha şiddetlidir; kan tetkiklerinde karaciğer hasarı ciddi miktarda saptanır ve önceki gebeliklerde veya aile öyküsünde benzer bir tablonun varlığı tespit edilemez.
Gebelik kolestazı tedavisinde amaç, kanda artış gösteren safra asitlerinin miktarını azaltmak ve bu rahatsızlıkla beraber ortaya çıkan sorunların gebelik süresince kontrol altına alınmasını sağlamaktır. Bu doğrultuda, gebelik kolestazı tanısı konan kişilere uygun görülen ilaçlar reçete edilerek safra asitlerinin kandaki miktarı azaltılır. Ayrıca, safra yollarındaki bozukluk nedeniyle emilimi azalan gıdaların ve vitaminlerin takviyeleri yapılır. Kaşıntı şikayetine yönelik çeşitli ilaç tedavilerine başvurulur.
Gebelik kolestazı süresince anne ve bebek yakından takip edilir. Bu hastalık, erken doğum gibi çeşitli komplikasyonlara zemin hazırlayabildiğinden, hekim kontrolleri sıklaştırılır ve olası bir komplikasyon durumunda erken müdahalenin yapılması hedeflenir.