monash.pw
Mehmet Fuad Köprülü | |
---|---|
Yerine gelen | Ahmet Tevfik İleri |
Türkiye Büyük Millet Meclisi 5., 6., 7., 8., 9. ve dönem milletvekili | |
Seçim bölgesi | – Kars – Kars – Kars – İstanbul – İstanbul – İstanbul |
Kişisel bilgiler |
Ali Canip Yöntem (d. Haziran , İstanbul ö. 26 Ekim , İstanbul) Şair, araştırmacı yazar, öğretmen, milletvekili.
Ali Canip, yılında Üsküdarda dünyaya geldi. Babası Evkaf Nezareti memurlarından Halil Saib Beydir. Annesi Hafize Nuriye Hanım, Anapa müftüsü İslâm Efendinin kızıdır.
Ali Canip, ilk öğrenimine Üsküdar Gülfem Hatun Mektebinde başlar; sonra Toptaşı Askerî Rüşdiyesine devam eder. Rüşdiyeyi bitirince de, Selâmsızdaki Fransız okulunda iki yıl okur. Babasının Selânike sürülmesi sebebiyle oradaki Mülkiye İdâdîsine giren Ali Canip, son sınıf öğrencisi iken imtihan ile Hukuka öğrenci alınacağını işitip istanbula döner. İmtihanı kazanıp Hukuk Mektebine devama başlarsa da, birinci sınıf sonunda babasının bulunduğu Selânike gitmek zorunda kalır. Burada, yeni açılan Hukuk Mektebine devama başlar. Bir taraftan da İttihad ü Terakki, Ziraat ve Romanya mekteblerinde dersler verir. da Maarif Nezaretinin açtığı, sultanîler (liseler) için edebiyat öğretmenliği imtihanını kazanır. Ancak, kendisine teklif edilen Trabzon veya İzmir sultanilerinde edebiyat öğretmenliğini, Selânikden ayrılamayacağı gerekçesi ile kabul etmez.
Balkan Harbinin başlaması, Hukuk Mektebi bitirme imtihanlarının bir kısmına girmesine imkân vermez. Ali Canip İstanbula döner ve bir süre geçimini yazarlıkla temine çalışır. Bilahare, daha önce kazandığı imtihandan yararlanarak, Çanakkale Sultanisi Edebiyat felsefe öğretmenliğine gider te İstanbulda Gelenbevî sultanîsine nakledilir. te Darulmuallımîn-i Aliye edebiyat öğretmenliğine terfi eder. de Darülfünunda teşekkül eden lise kitaplarını hazırlamakla görevli komisyona üye seçilir. yazında, Millî Hükümete iltihak ederek önce Trabzon Sultanîsi müdürlüğüne tayin edilen Ali Canip, sonra, sırasıyla Giresun Millî Eğitim Müdürlüğü ve bakanlık müfettişliğine getirilir. de kendi arzusuyla öğretmenliğe dönüp, Kabataş Lisesinde ve Erkek Öğretmen Okulunda edebiyat okutur. Kütüphaneleri tasnif maksadıyla kurulan komisyonun başkanlığını yapan Ali Canip, Edebiyat Fakültesinde Yahya Kemâlden boşalan dersi bir yıl kadar vekâleten okutur. Tarih encümeni üyesi olur. de tekrar Millî Eğitim Bakanlığı müfettişliğine geçer. Yedi yıl bu görevde kalır. Aynı yıl edebî türler ve Batıdaki edebî cereyanlar hakkında kısa bilgiler veren Epope ve Edebî Nevilerle Mesleklere Dair Malûmat adlı bir eser çıkarır. de Tanzimat sonrası Türk edebiyatına ait olmak üzere Türk Edebiyatı Antolojisi adlı bir başka eser yayınlar. de Ordu milletvekili olarak T.B.M.M.ne girer ve aynı yıl Türk Dil Kurumu merkez üyeliğine seçilir. te İstanbul Edebiyat Fakültesi Edebiyatı Bölümüne öğretim görevlisi tayin edilir. Mayısında Çanakkale milletvekili olurde milletvekilliğinden ayrılır. 26 Ekim de İstanbulda ölür.
Ali Canip, çocuk yaşta şiir yazmağa başlamıştır. Önce Muallim Nacinin eserlerini okur, divan edebiyatı üzerinde çalışarak bilgisini ve zevkini zenginleştirip geliştirir. Bu sıralarda gazel tarzında şiir yazar. Daha sonra da Edebiyat-ı Cedide tarzına uygun manzumeler kaleme alır.
Ali Canip ilk şiirlerini Selanikte çıkan Bahçe ve Kadın dergilerinde yayınlar. Bunlar, onun sanat hayatının başlangıç dönemine ait eserlerdir. den sonra yazdığı, Tevfik Fikretin şiirlerini hatırlatan manzumeler ise, onun olgunlaştığını, şiirde kendi sesini bulduğunu düşündürür. Bu döneme ait şiirleri, Fecr-i Âti adı verilen edebî toplulukta yer alan genç şâirlere örnek olacak vasıftadır. O, Fecr-i Âtî üyeleri arasında bulunmasına rağmen bu grubun edebî eğilimlerini benimsemez.
İlk edebî terbiyesini Naciden alan Ali Canip, yenilik adına nazım dilinde yapılan yanlışlıkları iyi karşılamaz. O, Muallim Naciden hem sade Türkçe ile yazma, hem de millî edebiyat zevkini aldığını belirtir. Ayrıca manzumelerindeki nazım kusursuzluğunu da Naci Efendiye borçlu olduğunu söyler. Bu bakımdan Ali Canipi, yenileşen ve değişen şartlar içerisinde Muallim Nacinin devamı olarak düşünmek yerinde olur. Halbuki Fecr-i Âtînin diğer şâirleri, Edebiyat-ı Cedîde zevkini devam ettirirler.
Ali Canip, Selanikte, Hamid ve Hüsnü adlı iki gencin yılında çıkarmağa başladıkları Hüsün ve Şiir adlı dergide makale ve şiirler yayınlar. Bu dergiye biraz da fikir ve felsefe çeşnisi verebilmek gayesiyle adım değiştirmeye ihtiyaç duyarlar. Böylece Hüsün ve Şiir dergisi Genç Kalemler adını alır. Aynı yıl Ziya Gökalp, ittihat ve Terakkînin genel merkez azası olarak Diyarbakırdan Selânike gelir. İttihat ve Terakki genel merkez başkâtibi Nesimi Sârim aracılığıyla Ali Canip ile Ziya Gökalp tanışır. Ali Canipin Ömer Seyfeddin ile tanışması da yine bu yıla rastlar. Tanışmaya sebep Ömer Seyfeddinin Perviz imzasıyla yayınladığı bir yazıdır. Ali Canip, bir makalesinde bu yazıyı beğendiğini ifâde eder. Ömer Seyfeddin de Ali Canipe yazıyı kendisinin kaleme aldığını belirten bir mektup gönderir. Böylece Yeni Lisan Hareketinin üç ismi Selanikte birbiriyle tanışırlar.
Ömer Seyfeddin, Ali Canipe:
Size bir teklifim var. Kanaatlerinize pek yakın olduğu için hemen kabul edeceksiniz sanırım. Bakınız ne; biraz izah edeyim: Edebiyattan nefret ettiğimi ve bu nefretimin iğrenç tiksindirici bir nefret olduğunu yazmıştım
cümleleriyle başlayan ve dilde sadeleşme gereğini ifâde eden 28 Ocak tarihli bir mektup gönderir. Ali Canip, bu mektubu Ziya Gökalpe okur, Gökalp bu fikirleri beğenir. Canip Beye birlikte çalışalım der. Birkaç gün içinde Ali Canip İttihat ve Terakki Cemiyeti Genel Merkezinden bir mektup ve bir kararname alır. Bu kararname ile, Avrupanın muhtelif yerlerindeki öğrenci cemiyetleriyle haberleşme zaruretleri ve onlara yardım etme gayesiyle monash.pwım, Ali Canip, Kâzım Nami, Talat, Hüseyin Hüsnü ve Hamid Beylerden bir Talebe-i Hariciye Encümeni kurulmasına, Ali Canip Beyin Genç Kalemler başmuharrirliği yanında bu encümenin genel sekreterliğine getirilmesine karar verildiği bildirilir. İşte bundan sonra Yeni Lisan mücadelesinin merkezi ve basın organı Genç Kalemler yeni şekliyle yayınlanmaya başlar. (No: 1, 29 Mart /).
Genç Kalemlerde yayınlanan yazılarda Arapça, Farsça terkiplerin ve dilbilgisi kurallarının kullanılmaması; konuşma diline girmiş ve türkçeleşmiş olanların dışında Arapça ve Farsça edatlara yer verilmesi, İstanbul Türkçesinin ölçü alınması istenir. Bu prensiplere uygun olarak yayın hayatına devam eden Genç Kalemlerde en çok Canip Beyin yazıları yayınlanmaktadır. Derginin yeni düzende çıkan ilk sayılarında Ali Canip, millî edebiyat meselesini de ortaya atar. Genç Kalemlerin bu faaliyetine Servet-i Fünûn dergisinden itirazlar yükselir. İlk yazı Köprülüzâde Mehmed Fuadındır. Ona, Ali Canip cevap verir. Cenab Şahabeddin ve Süleyman Nazif de Genç Kalemlerin aleyhinde yazılar yayınlarlar. Süleyman Nazif, Hadisâtta; Cenab Şahabeddin Hak Gazetesi, Şehbal ve Servet-i Fünûn dergilerinde bu konudaki düşüncelerini yazarlar. Genç Kalemler çevresinde başlayan dil ve edebiyat hareketini tenkit ederler. Genç Kalemlerin polemik kısmını idare eden Ali Canip bunlara cevap verir. O, zaman zaman Yekta Bahir takma adıyla da yayınladığı bu yazılarından bir kısmını daha sonra, Millî Edebiyat Meselesi ve Cenap Beyle Münakaşalarım () adlı bir kitapta toplar.
Bu yazılarda dil, vezin ve anlatma tarzına ait görüşler ön plânda yer alıyor; tartışmalar şekle ait problemler ve söyleyiş biçimleri üzerinde yoğunla-şıyorsa da esasında, zevk, duyuş tarzı ve edebiyat anlayışları arasındaki farklılık yatmaktadır. Ali Canip ve arkadaşları sâde bir söyleyiş tarzıyla yerli ve mahallî konular üzerinde durmak istemekte, Cenab Şahabeddin, Süleyman nazif Edebiyat-ı Cedide zevkini ve duyuş tarzını sürdürmekten yana görünmektedirler.
Genç Kalemler çevresinde başlayan lisan ve Millî Edebiyat hareketi Selânikin işgaline kadar bu şekilde devam eder. Ali Canip, bu hareketi düzenleyen ve yürütenlerden biridir. Selânikin işgali ile Genç Kalemlerde yazı yazanlar istanbula göç ederler. Böylece adı geçen dergi çevresinde olgunlaşan zevk ve anlayış, İstanbul basımnda varlığını kuvvetle hissettirmeğe başlar. Ali Canip, edebiyat hakkındaki düşüncelerini Türk Yurdunda Millî Edebiyat Meselesi başlığı altında yayınlamaya koyulur. Ayrıca Türkçülük hareketi karşısında yer alanlara da hücumi eder.
yılında Pariste çıkan Mercure de France dergisine P. Rizal imzasıyla Türkler Bir Millî Ruh Arıyor başlıklı uzun bir makale yayınlar. Onun edebiyat ve dile hizmetlerini yakın arkadaşı Ömer Seyfeddin Nevsal-i Millîde () şu cümle ile ifâde etmiştir:
Ali Canip Bey, millî edebiyatın mevzularını, memleketimizde, yaşadığımız muhitin içinde bulmuş ve konuştuğumuz saf ve tabiî Türkçe ile terennüm etmiştir
Aruzla yazdığı şiirlerde Türk şivesini bu vezne uydurmakta başarılı olan Ali Canip, Genç Kalemlerden başlayarak Türk Yurdu ve Yeni Mecmuada hece ile bazı şiirler yayınlayarak, daha sonra hecenin beş şâiri olarak adlandırılacak şâirlere izleyecekleri yolu gösterir.
O, yalnız şâir ve polemik yazıları kaleme alan biri değil, estetik ve edebiyat anlayışı üzerine çeşitli yazılar yayınlayan, böylece de gençlere yol gösteren bir insandır da.
Meşrutiyet döneminde Türk Sözü, Hak, Şâir gibi dergilerde birçok yazısına rastlanmaktadır. Genç Kalemlerde faaliyet gösterdiği yıllardan itibaren yayınladığı çeşitli yazılar ona, millî edebiyat dönemi Türk edebiyatı teorisyenlerinden biri vasfını kazandırmıştır denilse hata edilmez. Cumhuriyetin ilânından sonra Hayat, Güneş, Çınaraltı, İstanbul ve Türkiyat mecmualarında Türk edebiyatı tarihi üzerine incelemeler yayınlayan Ali Canip liseler için edebiyat ders kitabı da hazırlamıştır. Ayrıca yakın arkadaşı olan Ömer Seyfeddin ile ilgili bir de incelemesini yayınlamıştır.
Kaynaklar: Sadeddin Nüzhet Ergun, Türk Şairleri C.I, s. ; Ömer Seyfeddin, Ali Canip Bey, Nevsâl-i Milli, , s. ; Nüzhet Hâşim, Milli Edebiyata Doğru, İst., ; Kenan Akyüz, Batı Tesirinde Türk Şiiri Antolojisi, Ank s.