Girne Amerikan Üniversitesi Hukuk Ücretleri 2018

GAÜ’de, Rauf Raif Denktaş ve Dr. Fazıl Küçük için anma töreni düzenlendi GAÜ Kıbrıs Yerleşkesi Girne Kampüsü Millenium Senato Kongre Salonu’nda GAÜ Rektör Danışmanı Prof.Dr. Umay Türkeş Günay’ın

konuşmasıyla başlayan törende, Merhum Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ve Dr. Fazıl Küçük ’ün hayatı anlatıldı. Haberi 5.sayfada

“Ten-tene temas uygulanan yeni doğan, bebeklik döneminde 12 kat daha az ağlıyor” Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ), Hemşirelik ve Ebelik Yüksek Okulu Akademisyeni Dr. Emine Güllüelli, yeni doğan bebeğin duygusal gelişimi ve güven

duygusunun kazanılması için dünya litaretüründe “Ten-Tene Temas” olarak nitelendirilen uygulamanın önemine değindi. Haberi 10.sayfada

18 Ocak 2018 Perşembe

GAÜ mimarlık öğrencilerinden, “Değişen Şehirler” Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ), Mimarlık Tasarım ve Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencileri “Kentsel Olmayan Tasarım Stüdyosu” dersleri kapsamında, “Değişen Şehirler” başlığı altında, dönem sonu sergisi düzenledi. Haberi 2.sayfada

Yrd. Doç. Dr. Selman, “Gazetecilik “Yapay zeka, insanın mesleğinde hep koşturmaca vardır” karar verme 4’te

Grip aşısı, gripten korunmada tek başına yeterli değildir

GAÜ PDR öğrencileri farkındalık yaratıyor Girne Amerikan Üniversitesi Eğitim Fakültesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik (PDR) Bölümü 4. Sınıf öğrencilerinden Topluma Hizmet kapsamında çeşitli etkinlikler düzenlendi. Haberi 6.sayfada

Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Eczacılık Fakültesi, Farmakolaji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet İşbir, havaların serinlemesi ile birlikte artan grip konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Haberi 7.sayfada

mekanizmasının suni bir kopyasıdır”

Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) İşletme Ve Ekonomi Fakültesi Dekanı Doç. Dr. Murat Akkaya, insan zekasının işleyişi ve yapay zeka arasındaki bağlantıyı anlattı. Haberi 4.sayfada

18 Ocak 2018 Perşembe

Girne Amerikan Üniversitesi

Haber 2

Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ), Mimarlık Tasarım ve Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencileri “Kentsel Olmayan Tasarım Stüdyosu” dersleri kapsamında, “Değişen Şehirler” başlığı altında, dönem sonu sergisi düzenledi.

GAÜ mimarlık mimarlık GAÜ öğrencilerinden, öğrencilerinden, daha yaşanabilir yaşanabilir daha kentler için için kentler çalışma çalışma Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ), Mimarlık Tasarım ve Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencileri “Kentsel Olmayan Tasarım Stüdyosu” dersleri kapsamında, “Değişen Şehirler” başlığı altında, dönem sonu sergisi düzenledi. Serginin açılışında konuşma gerçekleştiren GAÜ Rektörü Prof Dr. Kutsal Öztürk, GAÜ Mimarlık Fakültesinin, ortaya koymuş olduğu başarılı çalışmalar ile, en iyi Mimarlık Fakültelerinden birisi olduğunu belirterek şunları söyledi; “GAÜ Mimarlık Fakültesi, üniversitemizin bu yılki teması olan “İnovasyon”a bağlı olarak dönem içerisinde bir çok etkinlik düzenlemiştir. Bu etkinlikte de nekadar geçmişten günümüze şehirlerin geçişi ele alınsada, yinede inovatif bir düşünce olarak sonuçlar çıkarmamız mümkündür ve yenilikler ortaya koyarken, geçmişi de daima baz almak ve yararlanmaktada fayda var. Ayrıca, minyatür tekniğinin burada kullanılması beni çok etkilemiştir

ve bu benim için çok özeldir” dedi. GAÜ Akdemisyeni Doç. Dr. Hossein Sadri ise yaptığı açıklamasında şunları söyledi; “Bu dönem stüdyomuzda; kentlerin daha yaşanılabilir, daha ekolojik, aynı zamanda sosyal ve politik olarak daha insan için eşit olabilen yapıya bürünmesi yönünde bir hayalin peşinden gittik. 30 yıllık bir perspektifte bir kent tasarladık. 5 kentimiz vardı, Lefkoşa bunlardan biriydi. İstanbul, New York, Rakka, Nairobi, Kibera kentleri üzerinde bir

çalışma yürüttük. 26 öğrencimizin yapmış oldukları bir sunum tekniği üzerinde sergimiz var. Burada mevcut olan sergi bir deneysel çalışmadır. Biz stüdyoda mekandan ziyade zamanı tasarladığımızdan dolayı bunu anlatabilmek için yeni teknikler peşine düştük ve eski minyatür tekniğini bir teknik olarak kullandık. Öğrencilerimizin buradaki çalışmaları bu kentlerin 30 yıllık dönüşümünü minyatür tekniğini kullanarak yaptıkları bir çalışmadır” dedi.

18 Ocak 2018 Perşembe

Girne Amerikan Üniversitesi

Değişen Şehirler

Haber 3

18 Ocak 2018 Perşembe

Girne Amerikan Üniversitesi

Haber 4

“Yapay zeka, insanın karar verme mekanizmasının suni bir kopyasıdır” Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) İşletme Ve Ekonomi Fakültesi Dekanı Doç. Dr. Murat Akkaya, insan zekasının işleyişi ve yapay zeka arasındaki bağlantıyı anlattı. Doç. Dr. Akkaya açıklamasında, insanların doğuştan itibaren, beyninde gelişen ve sürekli artan sayıda nöronlar olduğunu ve bu nöronların arasındaki ilişkinin ise bir şeyler öğrendikçe modellendiğini belirtti. Akkaya açıklamasının devamında; Akkaya: “Bütün İnsan Beynini ve Davranışlarını Modelleyecek Bir Gücümüz Yok” “Bu bilgiler arasında beynimizde ilişkiler oluşuyor. Bu network oluşurken iki türlü eğitim alıyoruz. Bu eğitimlerin bazıları deneyip öğrenme yoluyla deneyimlediklerimiz; bir diğeri ise yardım alarak öğrendiklerimiz. Bunların birleşimi bizim nöronlarımız arasındaki bağı güçlendiriyor ve zeka dediğimiz olgu ortaya çıkıyor. Bu nöronlar ne kadar fazla ve bunlar arasındaki ilişki ne kadar güçlüyse; bizde o kadar zeki oluyoruz. Bu yapıyı dışarıda bilgisayar yapılarıyla, çiplerle, işlemcilerle parçalayarak dışarıda oluşturmaya çalışıyoruz. Bunu yaparken de selüler dediğimiz noktalarda bu bilgileri tutuyoruz ve bunların arasındaki ilişkileri modelliyoruz. Bahsettiğim nöronların sayıları milyarlarca. Bu çok büyük bir işlem gücü ve bunu basit bir bilgisayarda modellemeniz mümkün değil. O nedenle insanın bazı

fonksiyonları örneğin; çalışma alanında, tıp alanında vs. alanlardaki bilgilerini ve becerilerini o kısım için modelliyoruz. Bütün insan beynini, davranışlarını modelleyecek bir gücümüz yok şu anda. Bazı davranışlarını, karar verme mekanizmalarını modelleyebiliyoruz. Matrisler içerisinde bu bilgileri tutuyoruz ve bu bilgilerin arasındaki ilişkiyi farklı algoritmalarla sağlamaya çalışıyoruz. Suni bir ortamda bu bilgi alışverişini ve birlikte davranma olgusunu yaratmaya çalışıyoruz. İste buna yapay zeka diyoruz.” Doç. Dr. Akkaya: “Otomasyon, Yapay Zeka Değildir” “Yapay zeka, insanın karar verme mekanizmasının suni bir kopyası olduğu için insanın yapabileceği her olayda yapay zeka kullanmak mümkün. Yapay zekadan iyi bir tıpçı oluşturabilirsiniz, hiç hata yapmayan bir hukukçu oluşturabilirsiniz, iyi bir bahçıvan oluşturabilisiniz. Temel amacı insan iş gücünün daha çok makinelere verilmesi. İnsanların belli bir çalışma saatleri vardır. Psikolojik durumları, hastalıkları vs. vardır. Buna karşın robotların veya bu gibi makinaların böyle problemleri yoktur. Robot dediğimiz zaman da bunu iki kısımda inceleyebiliriz. Otomasyon, yapay zeka değildir.

Otomasyon belli zaman aralıklarında belli işlemleri saniye bazında yada bir olay zincirinde periyodik olarak makinelerin yapmasıdır. Buna karşın yapay zeka, insan gibi öğrenen ve bir sonraki davranışlarında bu öğrendiklerini işin içine katarak kendini geliştiren bir mekanizmadır. Doç. Dr. Akkaya: “Bütün Mesleklerin Geleceğinde Bir Yapay Zeka Temeli Olacaktır” “Bütün mesleklerin geleceğinde bir yapay zeka temeli olacak. Bu da bütün meslek erbablarının sayısının azalmasını ve bu mesleklerde çalışan insanların biraz daha yapay zeka alanında çalışan insanlar olacağını tahmin ediyorum. Tıp yerine; tıp işlemleri yapan bir yapay zeka platformlarında çalışacaklar belki de” dedi.

Yrd. Doç. Dr. Selman, “Gazetecilik mesleğinde hep koşturmaca vardır” Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ), İletişim Fakültesi Basın Yayın Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Haluk Selman 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü ile İlgili mesaj yayımladı. Gazetecilik mesleğinin zor bir meslek olduğunu ve meslekte mesai kavramının olmadığını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Selman, “Basında ve medya söktöründe çalışanları çok takdir ederek, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günlerini kutluyorum. Onların geceleri, gündüzleri, bayramları, yılbaşları hiçbir zaman olmaz; hep haber peşinde koşarlar. Çünkü haber; raf ömrü çok fazla olmayan ve sürekli yenisinin peşinde koşulması gereken bir şeydir. Gazetecilik mesleğinde hep koşturmaca vardır.

Tazeyi yakalayıp tazeyi vereceksiniz. Medya sektöründeki istihdam ve çalışma koşullarına baktığımız zaman üzülüyorum. Sektörde şartlar çok iyi değil. Sektörde çalışan bir sürü mezun öğrencimiz var. Maddi açıdan doyurucu olduğunu zannetmiyorum. Ancak burada nasıl bir şeyler vermişsek, o doyumla canla başla çalışıyorlar. Çalışan gazetecilerin sorunları sadece maddi değil, çalışma ve istihdam koşullarında da sıkıntılar sözkonusu. Bunların yanında, düşünce ve ifade özgürlüğü anlamında da sıkıntıları var. Bunlar yaşanıyor ama zannetmeyin ki sadece Türkiye’de ve KKTC’de. Hemen hemen her ülkede maalesef sektör içerisinde bunlara benzer sıkıntılar mevcut” dedi.

18 Ocak 2018 Perşembe

Girne Amerikan Üniversitesi

Haber 5

GAÜ’de, Rauf Raif Denktaş ve Dr. Fazıl Küçük için anma töreni düzenlendi Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Eğitim Fakültesi, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ve Dr. Fazıl Küçük için anma töreni düzenledi. GAÜ Kıbrıs Yerleşkesi Girne Kampüsü Millenium Senato Kongre Salonu’nda GAÜ Rektör Danışmanı Prof.Dr. Umay Türkeş Günay’ın konuşmasıyla başlayan törende, Merhum Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ve Dr. Fazıl Küçük ’ün hayatı anlatıldı. Törene GAÜ Rektörü Prof.Dr.Kut-

sal Öztürk, Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanı Türkay Akpınar ve GAÜ Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Arslan ile çok sayıda öğrenci ve akademisyen katıldı. Tören, öğretim üyesi Dr. Bayram Küçükoğlu’nun yaptığı konuşma ile sona erdi. GAÜ Rektör Danışmanı Prof. Dr. Umay Türkeş Günay; Denktaş’ın doğumundan ölümüne yaşamını özetlediği konuşmada, “Terkedilen Türk Yurtları ve Kıbrıs” başlıklı

konuşma gerçekleştirdi. GAÜ Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Bayram Küçükoğlu ise Merhum Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı ve Dr. Fazıl Küçük’ün hayatını anlattığı konuşmasında, Denktaş’ın hayatı ile sergilediği mücadeleyi tarihsel dönüm noktalarından örnek olayları aktardı. Küçükoğlu, Dr. Fazıl Küçük için yaptığı konuşmasında ise, hayatı boyunca halk ile içiçe yaşayan Küçük‘ün, Kıbrıs Türkü için yaşadığını ve 1931 yılından beri Kıbrıs Türkü’nün var olma mücadelesi için vefatına kadar ürettiğini vurguladı.

18 Ocak 2018 Perşembe

Girne Amerikan Üniversitesi

Haber 6

GAÜ PDR öğrencileri farkındalık yaratıyor Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Eğitim Fakültesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik (PDR) Bölümü 4. Sınıf öğrencilerinden Topluma Hizmet kapsamında çeşitli etkinlikler düzenlendi. GAÜ Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik (PDR) Bölümü öğrencileri Topluma Hizmet dersi kapsamında birçok gruba ayrılarak sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştirdiler. Farklı gruplarda olan öğrenciler öncelikle Kanser Hastalarına Yardım Derneği yararına birçok etkinlik düzenledi. Özel Eğitim grubunda olan öğrenciler, kurm bünyesinde; boya, öğrenciler için bahçe yaparak, masa ve sandalye bağışında bulundular. Kitap okuma projesi grubunda olan öğrenciler ise, görme engelli bireyler için Rauf Raif Denktaş Görme Engelliler Özel Eğitim Okulu’na sesli kitap okuyarak destekte bulundu. Bir grup öğrenci SOS Gençlik Evinde gönüllü olarak görev yaptı. Seminer grubunda olan öğrenciler,

Prof.Dr. Aydın Ankay ve Yrd.Doç.Dr. Mehmet Emin Sardoğan ile birlikte Eğitim semineri gerçekleştirdi. Bir grup öğrenci ise, dönem boyunca Huzur evinde yaşlılara gönüllü bakıcılık yaptı. Dönem içinde gerçekleştirilen kermesten elde edilen gelirle toplamda 60 aileye gıda ve kıyafet desteğinde bulundu. Ayrıca Pınarbaşı Köyünde bulunan Pınarbaşı Anaokulu için kırtasiye ve eğitici oyuncak yardımında bulunuldu. GAÜ Eğitim Fakültesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Öğretim Görevlisi Tuba Him Karabıyıklı yaptığı açıklamada, sosyal sorumluluk anlamında birçok proje yürüttüklerini söyleyerek, öğrenciler üzerinde toplumsal farkındalık yarattıklarını vurguladı.

18 Ocak 2018 Perşembe

Girne Amerikan Üniversitesi

Haber 7

Grip aşısı, gripten korunmada tek başına yeterli değildir Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Eczacılık Fakültesi, Farmakolaji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet İşbir, havaların serinlemesi ile birlikte artan grip konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Prof.Dr. Mehmet İşbir açıklamasında, gribin virus kaynaklı bir solunum yolu hastalığı olduğunu belirterek, viruslerin partiküller aracılığıyla, hava yoluyla, eşyalara temasla ve yakın temasla bulaşabileceğine dikkat çekti. Kış mevsimi, insanların kapalı alanlarda daha fazla vakit geçirdikleri ve solunum yoluyla gribin daha hızlı bulaştığını belirten İşbir, özellikle okula giden çocuklarda veya kalabalık yerlerde gribin yayılma oranının daha yüksek olduğuna da değindi. Prof. Dr. Mehmet İşbir açıklamasının devamında ise gripten korunmanın yollarını şu şekilde sıraladı; “Gripten korunmanın iki yolu vardır. Birincisi; solunum yoluyla gribin bulaşabileceği ortamlardan kaçmak yani kapalı alanlardan, sinemalardan, tiyatrolardan, toplu taşıma araçlarında dikkat edilmesi gerekiyor. Sinemaya tiyatroya gitmeyin demiyoruz ama en azından aralarda merkezler iyi havalandırılırsa veya özel filtrelerle klimalar çalışırsa, korunmanın birinci yolu budur. Bir diğer yolu özellikle Çin’de bunu çok kullanıyorlar; ağızlara maske takarak dolaşma. Buda iyi bir korunma yöntemidir. Gripli bir hastanın odasını sık sık havalandırma konusu çok önemlidir. Virüsler temiz havada belli bir sıcaklık altında pek yaşama şansı bulamıyorlar. İkinci yol ise kişisel; kişinin bağışıklık sistemini güçlendirmesi. Burada bir sorun var, gençlerin grip olma riski az. Çünkü bizde doğumdan gelişme çağına kadar; gelişme çağından gençlik çağına dediğimiz süreç. Bu süreç şimdi 60’a kadar yükseltildi. O aralar bağışıklık sistemi çok güçlü olduğu için gribin bulaşması çok zor. Ama yaşlılık çağında bağışıklık sistemi düşüyor ve bu nedenlerle bağışıklı sistemini güçlendirmemiz gerekiyor. Kısaca diyebiliriz ki; yaşlılarda bağışıklık sistemini güçlü tutarak, gribe karşı bir önlem almış oluyoruz ve buda en geçerli yöntemlerden biri oluyor” dedi. Prof. Dr. İşbir, “Grip Aşısı, Gripten Korunmada Tek Başına Yeterli Değildir” ”İlk baştada bir moda halinde bir aşı herkese uygulanmaya başladı. Grip aşısı, gripten korunmada

tek başına yeterli değildir. Aşılar tek bir türe karşı yapılıyor. Örneğin H1N1’e göre yapılıyor, süresini doldurmadan H1N2 virüsü ortaya çıkıyor. O zaman ilk yapılan aşı etkisiz kalıyor. Grip aşısı oldum diye kendimizi korumasız bırakmamalıyız. Bağışık sis-

temimizi güçlü tutmamız gerekiyor. Küçük dozlarla yapıldığı için zararlı olmadığınıda söyleyebiliriz. Geçmişe doğru bakarsak grip salgını bu kadar fazla değildi. Eskiler mevsimine göre beslenmeyi biliyorlardı. Kış mevsiminde C vitamini, bolca sebze, meyve taze olarak tüketilmekteydi.” Prof. Dr. İşbir: “Kış Aylarında D Vitaminin Belirli Dozlarda Alınması Önemlidir” “Yaş ilerledikçe ve beslenme çeşitliliği farklı hale geldikçe, vücut belli başlı vitaminlere çok fazla ihtiyaç duyuyor. Onu yine belki iyi ilaç firmaları tarafından üretilmiş vitaminler ile, belli bir yaş grubunun kendini takviye etmesi gerekiyor. Son yıllarda özellikle kış aylarında D vitamininin belli dozda alınması önemli olabilir. Bir önemli noktada geçen sene Amerika’da büyük bir salgın ortaya çıktı. Bu aşıların üretimi sırasında yapılan hatalar sonucunda, ağır bir salgın ortaya çıktı. Onun için aşı olunacaksa, tanınmış firmalarda büyük merkezlerde üretilen aşıların alınması gereklidir. Aşı, bir doctor; bir eczacı denetiminde yapılması gereklidir. Aşıların son kullanma tarihleride çok önemlidir.” Prof. Dr. Mehmet İşbir: “Grip Tedavisinde, Bekterilerin Açığa Çıkması Halide, Doktor Kontrolünde Antibiyotik Tedavisine Başvurulması Gerekmektedir” “Grip tedavisinde antibiyotik kullanımınada dikkat çeken Prof.Dr. Mehmet İşbir, “Gribin 5. ve 6. gününde bağışıklık sistemi eskisi kadar güçlü olmadığı için, vücutta ki bakerilerin açığa çıkması durumunda bakteriyel enfeksiyonlar ortaya çıkıyor. Bunuda antibiyotikle tedavi etmek gerekiyor. Ancak bizde bu süre beklenmiyor. Bence antibiyotik bir doktor gözetiminde veya antibiyogram yapılarak verilmesi gereken bir ilaç. Ama maalesef olmuyor öyle. Olmadığı içinde, insanlarda antibiyotik toleransı gelişiyor. Yani basit bir gripte antibiyotik alımına gerek yok. Ama boğazınız ağrır, bademcikler şişer ve onları beklersiniz, pastillerle gargaralarla geçmez ise, o zaman bir doktora gidilir doktorların önerdiği antibiyotiklere başlanır. Antibiyotik gıdalardanda gelebiliyor. Bir çok sıvı gıdada özellikle sütte var. Antibiyotik, sütün içine atılmıyor; sütü veren hayvana verildiği için o sütte antibiyotik oluyor” dedi.

GAÜ’den, görme engelli bireylere destek Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ), Eğitim fakültesi Özel Eğitim Öğretmenliği Bölümü Öğretim Görevlisi Yılmaz Avcu, görme engellilerde eğitim ve KKTC’de bulunan görme engellilerin çalışma alanları hakkında bilgi verdi. Avcu açıklamasında, görme engellilerin ikiye ayrıldığını; ilkinin “Total Görme Engelli” yani, hiç göremeyen, bir diğeirnin ise, az gören bireyler olduğunu söyledi. Avcu, KKTC’de yaklaşık olrak 500’e yakın görme engelli birey olduğunu belirterek, bu bireylerin hizmet aldıkları merkezlerin bulunduğunu söyledi. Avcu açıklamasının devamında ise şunlara

değindi; GAÜ olarak bu sene görme engellilerin eğitimine yönelik çalışmalar gerçekleştireceğiz. Çalışmalar hakkında bilgi almak isteyenleri, GAÜ Özel Eğitim Öğretmenliği Bölümüne bekliyoruz. Burada eğitim almak isteyenlere ve uzman olmak isteyenlerede her türlü yardımda bulunacağız. Bu konuda GAÜ olarak hizmet vermekten ve bilgi paylaşımında bulunmaktan memnuniyet duyarız. Genellikle görme engelli bireyler denince aklımıza şu gelemsin. Görme engelli bireyler de normal gelişim gösteren vatandaşlar gibi; normal hayatlarına devam edebilen bireylerdir” dedi.

GAÜ’de final haftası

18 Ocak 2018 Perşembe

Girne Amerikan Üniversitesi

Haber 8

18 Ocak 2018 Perşembe

Girne Amerikan Üniversitesi

Haber 9

GAÜ’de ‘Kıbrıs Türk Basını Gözüyle, Türkiye Basını” konulu panel düzenlendi Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) İletişim Fakültesi, ‘Kıbrıs Türk Basını Gözüyle, Türkiye Basınının Değerlendirilmesi’ konulu panel düzenledi. GAÜ Milenyum Senato Kongre Merkezi’nde saat: 10:30’da gerçekleştirilen panelin açılış konuşmalarını, GAÜ Rektörü Prof. Dr. Kutsal Öztürk ve GAÜ İletişim Fakültesi Basın-Yayın Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Haluk Selman gerçekleştirdi. Moderatörlüğünü Gazeteci Cem Kar’ın yaptığı panelde, Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği Başkanı Sami Özuslu, Kıbrıs Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ali Baturay, Havadis Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Hüseyin Ekmekçi, GAÜ İletişim Fakültesi Basın-Yayın Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Haluk Selman sunumlar gerçekleştirdi. Özuslu: ‘Türkiye, Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’ne göre 180 Ülke Arasından 155. Sırada’ Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği Başkanı Sami Özuslu konuşmasında, Türkiye'de tutuklu bulunan gazeteci sayısına değinerek, ‘Türkiye'de bugün çalışan gazeteciler günü ama çalışan gazeteci neredeyse yok, hem de tutuklu olmayan gazeteci yok. O yüzden ben bugün Türkiye'de tutuklu olan gazetecilerin bir an önce özgürlüklerine kavuşmaları için Türkiye yetkililerini göreve çağırmak isterim. Türkiye bu noktaya nasıl geldi, basın özgürlüğüne neden bu kadar düşman hale geldi apayrı bir tartışma konusu. Dünyada basın özgürlüğü endeksi diye bir şey var. Bu endeks her yıl sınır tanımayan gazeteciler örgütü tarafından hazırlanır. O ülkedeki gözlemler ve o ülkedeki gazetecilerin verdiği bilgilerle oluşturulur. Bu endekse göre Türkiye bir önceki listeye göre 4 sıra daha gerilemiş ve toplam 180 ülke içinde 155. sırada yer almış.’dedi. Ekmekçi: ‘Türkiye Medyasının Son Dönemini Üzülerek İzliyoruz’ Havadis Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Hüseyin Ekmekçi konuşmasında, Türkiye medyasının özellikle son dönemini üzülerek izlediklerini belirtti. Bu çerçevede, ‘Kıbrıs Türk Basınının da sorunları vardır

ama meslekte 25 yılını geride bırakan bir gazeteci olarak, baskıyla bir haberin yapıldığını ya da politik baskıyla yıldığım bir dönemi hatırlamıyorum. Türkiye'de gazeteciliğe ihtiyaç yok, Türkiyede inandığı bir dava uğruna ama iktidar gücünden yana mücadele eden bir topluluğa ihtiyaç var, bunların iletişim, hukuk fakültesinden mezun olmasına ihtiyaç yoktur. Bir olay makamına ihtiyaç vardır. Ana akım medyaya baktığım zaman elbette Türkiye'de çok ciddi mücadele eden gazeteciler vardır. Tutuklanan, işsiz kalan buna rağmen bildiğinden şaşmayan gazeteciler vardır. Öyle bir dönem içerisinden geçiyor ki Türkiye, medyaya değil, olay makamına ihtiyaç vardır. Biz gerçekten üzülerek izliyoruz.’dedi. Kıbrıs Türk Medyasının da bunun etkilerini gördüğünü ifade eden Ekmekçi, ‘demokratik anlamda, medyanın denetim görevini yerine getirmesi anlamında bunu Kıbrıs Türk Basınına bulaştırmamak anlamında mücadele veriyoruz.’ dedi.

Baturay: ‘Halkın Haber Alma Hakkı Rafa Kalktı’ Kıbrıs Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ali Baturay yaptığı konuşmada, Kıbrıs Türk Basınının Türkiye Basınından olumlu ve olumsuz her yönüyle etkilendiğini söyledi. Türkiye Basınının KKTC Basını üzerindeki etkileri konusunda da değerlendirmelerde bulunan Baturay, 1970’li yıllardan günümüze kadar olan süre içinde Türkiye ve KKTC Basını genel görünümü konusunda bilgiler verdi. Günümüzde Türkiye basınında yaşanan sorunlara da dikkat çeken Baturay, ‘Türkiye'de gazetecilik zor olmaya başladı. Türkiye'de en çok işsizlik olan meslek %20’lerle Gazetecilik. En çok hapse giren gazetecilerde Türkiye önemli bir yerde. Sadakatsizlik ve güvensizlik türkiye'de en fazla olan mesleklerden biri haline geldi. Son dönemlerde sansür Abdülhamit dönemi ve darbe dönemlerinin bile önüne geçti. Ahlaki değerler terkedildi ve her türlü ilkesizlik ve manipülasyon ortaya çıktı. Medya patronları ucuz işçilik peşinden koştuğu için niteliksiz yayınlar arttı. Sektörün bilgi birikimi ve hafızası yok oldu. Reklam veren sermaye grupları medyayı teslim aldı ve halkın haber alma hakkı maalesef rafa kalktı. Bunlar bizi de etkiliyor. Türkiye'den KKTC’ye bakışta bir empati sorunu var.’ dedi. Selman: ‘Gazeteci Bağımsız Bir Haber Kaynağına Başvuramaz Hale Geldi’ GAÜ İletişim Fakültesi Basın-Yayın Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Haluk Selman; ‘Tarih boyunca iktidar ve basının devamlı çekişme halinde olduğunu, Türkiye'de yasaların çok fazla olmasından dolayı gazetecinin küçücük bir alana hapsolduğunu ve bağımsız haber kaynağını kullanamadığını söyledi. Gazetecinin bağımsız bir haber kaynağına başvuramaz hale gelmesinin çok sakıncalı olduğunu ifade eden Selman, bu konuda önlem alınması gerekliliğine vurgu yaptı. Panel, GAÜ Rektörü Prof. Dr. Kutsal Öztürk ve GAÜ İletişim Fakültesi Dekan Vekili Doç. Dr. Remziye terkan’ın katılımcılara plaket takdimi ile sona erdi.

18 Ocak 2018 Perşembe

Girne Amerikan Üniversitesi

Haber 10

“Ten-tene temas uygulanan yeni doğan, bebeklik döneminde 12 kat daha az ağlıyor” Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ), Hemşirelik ve Ebelik Yüksek Okulu Akademisyeni Dr. Emine Güllüelli, yeni doğan bebeğin duygusal gelişimi ve güven duygusunun kazanılması için dünya litaretüründe “Ten-Tene Temas” olarak nitelendirilen uygulamanın önemine değindi. Dr. Güllüelli yapılan araştırmalar ışığında, erken Ten-Tene Temas’ın, doğumla başlayan ve annenin çıplak göğüsü üzerine yüzüstü yatırılan bebeğin sıcak bir battaniye ile örtülmesini içeren bir uygulama olduğunu belirtti. Güllüelli, tensel (Skin-toskin) temasın, annenin çıplak göğsüne battaniye ve giysi olmaksızın çıplak yeni doğan bebeğin koyulması ile doğumdan hemen sonra başlayan bir uygulama olduğunu, yaşamın ilk saati içinde yakın temasa dayanan bu uygulama ile; dokunma, sıcaklık ve koku gibi duyusal uyaranların, anne ve bebek davranış etkileşimini kolaylaştırdığını vurguladı. Ayrıca, tensel temasın başarılı emzirme başlatılması için kritik bir bileşen olarak kabul edildiğini ifade eden Güllüelli, anne-bebek ilişkisinin en erken dönemde başlatılması, bebeğin ruhsal ve fiziksel gelişimi ve çocuğun yaşamının ileriki dönemlerinde güven duygusunun kazandırılması için oldukça önemli olduğunu vurguladı. Dr. Güllüelli: “Dokunmak, uyarımın özel bir şeklidir” Dr. Güllüelli açıklamasının devamında ise şunları söyledi; “Dokunmak, uyarımın özel bir şeklidir. Hayvan yavrularında dokunmak fiziksel gelişimi destekleyen bazı beyin kimyasallarını salgılatmaktadır. Kadınların bebeklerine karşı olumlu duygular besleme durumu ile iyi eş ilişkisi, gebeliğin planlı olması, olumlu aile içi ilişkilerde bulunma, bebeğini ilk 30 dakika içinde kucağına alma, ilk 30 dakika içinde emzirmiş olma, emzirmenin önemine inanma durumları arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulunmuştur. Etkili bağlanma için annelerin yenidoğan ile ten tene temasının sağlanması, erken ve sık emzirmeye

özendirilmesi gerekmektedir.” Dr. Güllüelli: “Ten tene temas, anne-bebek bağının gelişmesi yada güçlenmesi için son derece önemlidir” “Ten tene temas, anne-bebek bağının gelişmesi yada güçlenmesi için son derece önemlidir. Ebeveyni ile sarılan bebek onun kalp sesleri ile rahatlar ve derin, rahat bir uykuya dalar. Birçok kültürde, bebekler genellikle doğum esnasında annelerinin çıplak göğsüne çıplak olarak konur. Memeli nöroloji bilimine göre bu sıkı temas, temel biyolojik ihtiyaçların tamamlanmasını sağlayarak, nörodavranışları hatırlatır. Bu temas

bebeğin gelecek psikolojisi ve davranışlarının şekillenmesinde hassas bir periyodu temsil edebilir. Yapılan araştırma sonuçlarında, Ten-Tene Temas yapılan bebeklerde, 3. ve 6. ayda sadece anne sütü ile beslenme oranının 2 kat fazla olduğu gösteriliyor.” Dr. Güllüelli: “Ten-Tene Temas Uyglanan Yeni Doğan, Bebeklik Döneminde 12 Kat Daha Az Ağlıyor” “Çalışmada, Ten-Tene Temas yöntemi uygulanan annenin, üçüncü günde meme ağrısının daha az olduğu ve daha az endişe yaşadığı; bebeğin, ilk

emzirmede daha etkili emdiği, 12 kat daha az ağladığı, kalp atışı, solunum, vücut ısısının daha sabit ve kan şekerinde anlamlı bir yükseklik olduğu, doğum sonrası bebeğin anneyle teması ile bebeğin anneyi daha iyi tanıması sağlanmış olacaktır. Emzirme, anne-bebek arasında deri temasını sağlayarak bağın güçlenmesine neden olur. Deri teması ve göz göze iletişim, anne ve bebeğin birbirlerinin davranışsal ifadelerini ve ihtiyaçlarını anlamalarını sağlar. Doğumdan hemen sonra anne beyninin özellikle yenidoğandan gelen uyarılara karşı hassaslaştığı bilinmektedir. Bebekle anne arasında doğumdan hemen sonra kurulmuş olan göz göze, ten-tene temasın sürdürülmesiyle anne- bebek ilişkisi daha da güçlenecektir. Bu yakınlaşmanın bazı nedenlerle bozulduğu ya da sağlanamadığı durumlarda, ileride düzeltilmesi güç sorunlar ortaya çıkabilir.” Dr. Güllüelli: “Ten-Tene Temasın; Diğer İlaçsız Yöntemlere Göre, Daha Etkin Bir Ağrı Kesici Özelliği Sağladığı Bildirilmiştir” “Ayrıca, doğumdan sonra bebeğini göğsüne koyan annelerin bebeklerini daha sık emzirdikleri gözlenmiştir. Yakın zamanda, zamanında doğan bebeklerde yapılan bir çalışmada; anne ve bebek arasında ten-tene temas sağlayıp, topuk delinmeden beş dakika önce başlayarak ağrılı işlem süresince emzirmeye devam edildiğinde, ilaçsız diğer yöntemlere göre daha etkin bir ağrı kesici özelliği sağladığı bildirilmiştir. Erken ten tene temasın; emzirme, fizyolojik adaptasyon ve sağlıklı anne-bebek davranışı üzerine etkisini değerlendirmek amacıyla anne ve yenidoğanı içeren bir çalışmada, yapılan uygulamanın bebeğin ağlamalarını azalttığı, ilk 1-4 ay içinde emzirme üzerine pozitif etki ortaya koyduğu, emzirme süresini arttırdığı, kardiyo-solunum sistemi üzerinde pozitif etkileri olduğu belirtilmiştir. Ten tene temas plasentanın çıkmasını kolaylaştırabileceği de araştırmalar sonucunda ortaya koyulurken, doğumdan sonraki ilk bir saat içinde çocuğun gözle kontakt kurabildiği, duyduğu seslere başını çevirebildiği, hatta annenin konuşmasıyla ritim içinde vücudunu oynatabildiği de gözlemlenmiştir.”

18 Ocak 2018 Perşembe

Girne Amerikan Üniversitesi

Haber 11

GAÜ masa tenisi sporcuları 2018’e başarı ile girdi Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Masa Tenisi sporcuları, geçtiğimiz günlerde Türkiye’de düzenlenen Türkiye Masa Tenisi Büyükler Şampiyonası’nda çiftler klasmanında büyük başarıya imza attı. Konuyla ilgili açıklamada bulunan GAÜ Spor Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Doğgün, GAÜ’nün 2017 yılını başarıyla tamamlamasının ardından, 2018 yılına da, Masa Tenisi alanında aldıkları büyük başarı ile girdiklerini söyledi.

Doğgün, “Türkiye Masa Tenisi Ferdi Büyükler” şampiyonasında, çiftler yarışmalarında GAÜ Masa Tenisi sporcularından Özgün Öztürk’ün; İstanbul Büyükşehir Belediyesi adına yarışan Batuhan Ilıcak ile çift olarak yarıştıklarını ve Final karşılaşmasına kadar yükselerek, Türkiye olimpiyat Sporcuları olan Talha yiğenler ve İbrahim Gündüz ile çıktıkları maçı kaybederek 2.’lik ödülünü aldıklarını belirtti. Diğer yandan, GAÜ Sporcusu Hüseyin Durmaz’ın ise, İs-

tanbul Büyükşehir Beldiyesi adına yarışan Gencay Menge ile çift olarak yarıştıkları maç sonucunda ise 3 olduklarını bildirdi. Türkiye Masa Tenisi Büyükler Şampiyonası Çiftler: 1- İbrahim Gündüz -Talha Yiğenler (Beşiktaş) 2- Özgün Öztürk (GAÜ) - Batuhan Ilıcak (İBB) 3- Hüseyin Durmaz (GAÜ) -Gencay Menge (İBB)

18 Ocak 2018 PerĹ&#x;embe

Girne Amerikan Ăœniversitesi

Haber 12