goatmoon voitto tai valhalla / Goatmoon - Voitto tai Valhalla Part I şarkı sözleri + İngilizce çevirisi

Goatmoon Voitto Tai Valhalla

goatmoon voitto tai valhalla

Skroplama istatistikleri

Güncel dinleme eğilimi

GünDinleyiciler
33
32
30
33
32
38
25
37
33
37
34
37
27
40
39
30
37
40
33
38
36
33
36
35
37
37
33
30
41
36
45
37
36
32
27
40
48
50
52
57
80
70
66
64
59
68
81
86
80
78
73
66
66
59
54
60
67
79
47
69
60
50
53
48
46
53
42

Gürkan Uzunpınar

Nazizm ve müzik tartışmaları aslında Black Metal’e has bir tartışma değil, hatta çok daha öncesine uzanıyor. Belki de daha geniş bir açıdan bu meseleye bakabilmek için öncelikle biraz bu tartışmanın öncelerine de göz atmamızda fayda var.

1

Müzik tarihinde çok az insan müzikte dönüm noktası olabilecek seviyeye gelmiştir. Mozart, Handel, Haydn gibi bugün çok büyük besteciler olduğu aşikar isimler bile kendi dönemlerinde yeterli ilgiyi görememiş, kendi zamanlarından çok daha sonra değerleri anlaşılabilmiş ve anca bu şekilde besteciler arasında büyük ilgi görmeye başlamıştır. Var oldukları dönemde ciddi anlamda müziğin seyrini değiştiren, teknik açıdan geliştiren isimler ise Beethoven, Wagner, Bach ve Berlioz gibi isimler olmuştur. Buradan ele alacağımız isim ise Richard Wagner. Yaşadığı dönemde klasik müziğin globalleşmesine sebep olmuş, operayı İtalya’nın komedi sahnelerinden çekip ciddi müziğin ortasına yerleştirmiş bir isim. Özellikle operalarında kullanmış olduğu atmosfer, bas enstrümanların yoğunluğu ve yaylıları at sürermiş gibi kullanması en öne çıkan özellikleri olmuştur. Hatta biraz aşinaysanız, Wagner’in modern müziği de oldukça etkileyen bir isim olduğunu ve hatta metal müzikte de yer aldığını duymuşsunuzdur.

Nibelung’un Yüzüğü, Richard Wagner’in ortaya koyduğu en etkileyici operası, aynı zamanda müzikal açıdan döneminin eline su dökülemez seviyede bir operası. Etkilerini mesela en bilindiklerinden yola çıkarak şöyle örneklendirebiliriz; John Williams’ın ölümsüz eseri haline gelen Star Wars besteleri. Star Wars teması, İmparatorluk Marşı gibi besteler yukarıdaki Nibelung’un Yüzüğü operasından neredeyse arak seviyesinde esinlenmiştir diyebilirim. Hatta müzikologların bu konuda ortak bir kanısı var: “Moden müzikte hangi türde olursa olsun epik bir şey duyuyorsanız Richard Wagner’in sayesindedir.” Öte yandan Wagner bu operasıyla beraber kendisinden sonraki romantikleri kökten etkilemiş ve ilginçtir ki özellikle Rus besteciler Wagner’in operaları üzerinden koca bir Rus Romantik devrini başlatmışlardır ve bu Sovyetler’in çözülüşüne kadar da devam etmiştir. Tabi Wagner’in etkilediği, hatta kendisinin favori bestecisi olduğu bir kişi daha var, o da Adolf Hitler. Richard Wagner, gelmiş geçmiş en büyük bestecilerden birisi olmasına rağmen hem yaşadığı dönemde, hem de ölümünden sonra en çok tartışılan bestecilerden de bir tanesi olmuştur. Anti-semitist görüşleri, Aryan teorileri ve Yahudi bestecilerin müziği körelttiği gibi görüşleri kendisinin ölümünden sonra kurulan Nazi gruplarını etkilediği yönünde birçok iddia vardır. Aynı zamanda Wagner’in ölümüne yakın zamanlarda yazdığı “Almanlık Nedir?”, “İnsan Irklarının Eşitsizliği Üzerine Bir Makale” gibi yazılar bu tartışmaları çok daha hararetlendirmiştir. Öte yandan Nazilerin yükselişe geçmeden önceki toplulukları olan Beyrut Topluluğu (Bayreuth Circle), Wagner’in Beyrut’taki performanslarını dinlemeye gelen ırkçı teoristlerden oluşmuştur ve Wagner’in onların üzerindeki etkisi de oldukça büyüktür.

Sonuç olarak Richard Wagner’in kişilik olarak cidden berbat bir insan olduğu bilinmekte, fakat bu günümüzde, Yahudi müzikologların bile kabul ettiği gibi, onun müziğinin, müzik tarihinde çok önemli bir yer kaplamadığı anlamına gelmiyor. Peki şimdi bakalım Wagner’den bu yana neler değişmiş?

Günümüzde Black Metal’in iki kolu var diyebiliriz. Bunlardan bir tanesi Norveç Black Metal’i geleneklerine hem müzikal hem de ideolojik açıdan bağlı kalmak isteyen kesim diğer taraf ise Black Metal’in müzikal özelliklerini gelişen müzikal niteliklere yedirerek daha karanlık bir hale getirmek isteyen ve ideolojik açıdan genellikle nihilizm, anarşizm veya apolitizmi seçen kesim. Bu iki kolu daha net bir şekilde gözünüzün önüne getirmek gerekirse bir tarafta Norveç ve İsveç semalarından Marduk, Taake, Tsjuder, Watain, Kampfar gibi gruplar yer alıyorken diğer tarafta ise Deathspell Omega, Mgla, Sinmara, Furia, Portal, Svartidau&#;i gibi özellikle Fransa, İzlanda ve Polonya gibi ülkelerin Black Metal sahneleri öne çıkıyor. Ben bunları yazı boyunca çiğ ve deneysel kesim olarak adlandıracağım. Çiğ kesim özellikle ideolojik olarak da ilk dalga black metal’in devamcısı olduğu kanısında ve bu sebeple günümüzde yaşanan birçok tartışmayla karşılaşıyoruz:

• Marduk’un Nazi eşyaları satın aldığının iddia edilmesi ve dolayısıyla Nazi bağlantılarının olduğunun söylenmesi.
• Watain’in sahne gitaristi ve eski Dissection gitaristi olan Set Teitan’ın Nazi selamı vermesi ve sonrasında gelişenler.
• Taake’nin islamofobik olduğuna yönelik çıkan tartışmalar.
• Inquisition’ın frontman’i Dagon’a ilişkin çocuk pornosu iddiaları ve sonrasında yapılan Nazi suçlamaları.

Son zamanlarda metal müzik dünyası bu haberlerle sarsıldı ve bu haberlerin hepsi monash.pw adlı site aracılığıyla servis edildi. İnsanlar ister istemez bu noktada şöyle düşünüyorlar: “Bu acaba bir cadı avı mı?” Öncelikle bu meseleyi bir aradan çıkartalım. Başlıkta sormuştuk ya “Bu bir cadı avı mı yoksa haklı bir serzeniş mi?” Aslında her ikisi de.

monash.pw uzun süredir takip ettiğim metal sitelerinden bir tanesi, kendileri siyasi açıdan “politik doğruculuk” kavramında konumlanmışlar. Yazdıkları haberler, kritikler ve makaleler de bu doğrultuda şekilleniyor. Günümüzde politik doğruculuk özellikle son Amerikan seçimlerinde kendini Clinton’ın Trump’a karşı edindiği siyasi çizgisiyle daha da gün yüzüne çıkan; kadın hakları, cinsiyet eşitsizliği, azınlık hakları gibi konularda radikal bir tutum sergileyen ve bunu günlük hayatın içerisinde, kültür ve sanatta özellikle göze parmak sokar gibi anlatmaya çalışan bir politik hareket. Son zamanlarda özellikle çeşitli Amerikan yapım firmalarının ve özellikle Disney’in “herkese erişebilme” adı altında uyguladığı bu politika günümüzde oldukça önemli bir yer kaplamaya başladı. İşin kötü yanı ise, ideolojik altyapısı oldukça yetersiz olması, tamamen körü körüne uygulanması ve özellikle insanları hiç sorgulamadan zan altında bırakan yapısıdır. Mesela bir film izliyorsunuz, ana karakter siyahi eşcinsel bir müslüman ve bu film bitene kadar size sanki birer ırkçı, islamofobik ve homofobikmişsiniz gibi davranıyor. Politik doğruculuk, günümüzde özellikle kültürel alanda bu halde. Konumuza geri döndüğümüzde ise monash.pw’in uyguladığı bu politika aracılığıyla bir cadı avında olduğu zaten oldukça bariz ve kendi politik duruşlarına karşıt en ufak kırıntı gördükleri anda saldıracakları da oldukça aşikar. Bunun en boş örneğini Taake’ye yönelttikleri suçlama ile görebilirsiniz. Site, Taake’yi özellikle ve sadece İslam’a karşı olmak ile suçluyor. Bunun arkaplanında ise, günümüzde radikal islamcıların yarattığı kaosu sebep göstererek kendi halinde yaşayan müslümanlara karşı geliştirilen nefret yatıyor. Yaşadığımız ülkede böyle bir şeyi göremeyiz doğal olarak, fakat çoğunluğu müslüman olmayan ülkelerde hâl böyle.

İşin Taake tarafına baktığımızda ise, Black Metal’in dinlere karşı tutumu belli. Muhtemelen kendileri en az İslam kadar diğer bütün dinlerden eşit derecede nefret ediyorlar. Yani parçalarında özellikle İslam’ı hedef almaları pek de İslamofobik oldukları anlamına gelmiyorlar, adamlar zaten muhtemelen misantropik. Bunun sonucundan oldukça ikiyüzlü bir durum ortaya çıkıyor, yoksa “I saw the virgin&#;s cunt spawning forth the snake, I witnessed tribes ov Judah reduced to ruin” diyen Behemoth’u direk dar ağacına yollamamız gerekir. Yani olayın özüne baktığımızda bir sitenin kendi politik yapılanması doğrultusunda sağa sola saldırışını görüyoruz. Fakat, bu hedef aldıkları bazı konularda haklı olmadıkları anlamına da gelmiyor. Şimdi işin serzeniş kısmına bir bakalım.

Nazi ideolojisinin metal müzik ile bağlantıları uzun zamandır var olan bir şey. Hatta Marduk meselesi için illa adamların Nazi eşyaları satın almaları da gerekmiyordu, zaten albümlerinde oldukça belli ettiklerini çoğu kişi fark etmiştir. Yeni çıkacak olan albümlerinde “Tiger 1” isimli bir parçaları var veya Fronstschwein albümlerindeki ‘Afrika’ isimli parçaları da Afrika’yı işgal eden nazileri anlatmakta, saldırmak isteyen buralardan da tutup saldırabilir. Ben biraz daha geriye gitmek istiyorum, hatta merceği biraz genişletelim. Rahmetli Slayer gitaristi Jeff Hanneman büyük bir nazi hayranı, kendisinin geniş bir koleksiyonu var. Rahmetli Lemmy Kilmister, nazi üniformalarının ve askeri gereçlerinin büyük bir hayranı; onun da oldukça büyük bir koleksiyonu vardı. Pantera gitaristi rahmetli Dimebag Darrell bayağı ırkçı bir insandı, Phil Anselmo’nun da zaten ondan geri kalır bir yanı yok. Dissection’ın kurucusu Jon Nödveidt homofobikti ve mahkeme belgelerinde ortaya konduğu kadarıyla azınlık karşıtı bir insandı ve bu sebeple bir cinayet de işledi.

Metal müzik ve nazi kelimelerini bu kadar sık yan yana görmemizin en büyük sebeplerinden bir tanesi, metal müziğin özellikle kışkırtıcı ve karşıt olmasında yatıyor. Bu özellikleri ele alarak özellikle Black Metal aleminin “kötülüğü, kışkırtıcılığı ve insanlık karşıtı” olmayı sevdiği için, nazi ideolojisi ile bağlantılı olduğunu görüyoruz. Öte yandan Lemmy Kilmister, Jeff Hanneman gibi insanlara baktığımızda kendileri de zaten bu konuyu röportajlarında tartışan, özellikle Nazi olmadıklarını ve birer II. Dünya Savaşı koleksiyoncusu olduklarını tekrar tekrar belirten kişiler. Hatta zaten Lemmy Kilmister gibi hayatı anarşist düşünceler üzerine kurulu bir insanın nazi olduğuna inanmak oldukça saçma olur. Yani iş Black Metal’e geldiğinde tartışmalar çığrından çıkıyor.

Yazının giriş kısmında müziğin siyasal ortama etkisini ve Richard Wagner’in müzikal anlamda her ne kadar başarılı olsa ve bugün neredeyse bütün müzisyenler tarafından el üstünde tutulsa da, ideolojik açıdan edindiği görüşlerle dolaylı olarak Nazizmi nasıl etkilediğini ve aynı zamanda nasıl tartışmalara yol açtığını gördük. Böylelikle müziğin özellikle ideolojik düşünceleri yayabilme açısından ne kadar kuvvetli bir araç olduğunu da görmüş olduk. Sonuç olarak hangi türde olursa olsun nazizmi ve ırkçılığın her türlüsünü müzik içerisine yedirmek ister sırf reklam amaçlı olsun ister sırf “Yahu biz zaten dünyanın sonu gelsin istiyoruz o yüzden Nazizm.” amaçlı olsun akıl kârı bir iş değil. Hatta günümüzde bu tarz ideolojilerin müziğin içerisinde karikatür gibi kaldığını, hala ikinci dalga black metalin nitelikleriyle bir şeyler yoğurmaya çalışmanın karikatür gibi olduğunun da görülmesi gerekiyor.

Sonuç itibariyle nazizm müziğe ve sahneye yansıtılmadıkça aslında pek bir sorun yok, onun haricinde kendi çapında tuhaf sapkınlıklarla uğraşıp çok büyük müzik yapan isimler de var. Biraz subjektif örneklerden yola çıkalım. Mesela Marduk’u çok sevmezken şu an bu yazıyı yazarken üzerimde bir Dissection tişörtü var. Madem her ikisinin de nefret suçları vb. şeylerle bağlantıları var, o zaman neden diye sorabilirsiniz. Bunu asıl ayıran nokta ise Dissection’ın şarkı sözleri tek kelimeyle nihilistik bir şairenelik iken, genel olarak Marduk’un şarkı sözleri nazi tankları, nazi işgalleri, nazilerin savaşlarından geçilmiyor olması. Şahsen benim düşüncem, Black Metal aslında son zamanlarda daha önce hiç olmadığı kadar kaliteli bir konuma ulaşmış konumda. Özellikle özü itibariyle nihilist ve misantropik düşüncelerin kaliteli şarkı sözleriyle yoğrulduğu ve özellikle deneysel çalışmalarla ve ilerlemeci bir anlayışla yoğrulan bir yapısı var.

Özellikle daha önce de bahsettiğim Polonya, İzlanda ve Fransa gibi ülkelerden çıkan gruplar bu konuda bayrağı ele almış durumda. Hâl böyle olunca hâlâ Black Metal ve Nazizm ve ikinci dalga black metal’den kalan tartışma kırıntılarının günümüzde hala aktif olması gülünç bir durum yaratıyor genel olarak müziğe zarar veren bir yapı haline dönüşüyor. Böylelikle kilise yakmalar, cinayetler ve ırkçılık meseleleri günümüze politik doğruculuk vs. black metal gibi tavşan kaç tazı tut minvalinde karikatür bir meseleyle karşımıza çıkıyor. Black Metal türünün elinde nihilizm gibi bir felsefi bir temel varken, müzikal anlamda günümüzde oldukça güzel işler çıkıyorken; ne nazizme ne de politik doğruculuk gibi kanser gibi yayılan bir akımın nazizm üzerinden bu müziğe saldırı başlatmasının hiçbir alemi yok açıkçası.

Black Metal her iki akımın da karşısında durması gereken bir oluşum hâline evrilmiş durumda artık.

Voitto tai Valhalla Part I

In the shade of the walls, when the sun rises, in the depths of the fog

In the embrace of the deep forests, I sensed the winter, cloudy summer

And the stench of blood in the air

When the tribes were fighting, with horns on their shields, in the land of steel

On my land I sing, in the home of my people, in the ruins and in the grave

Where our flame will forever burn

 

Victory or valhalla!

I live in witchcraft, I die in the truth

 

Victory or valhalla!

Our cry echoes throughout the land

 

Victory or valhalla!

Dust, ash, the flow of death

 

Victory or valhalla!

I will not kneel, I will not pray

 

Into the sleep of hibernation, into the maw of manala

In the surge of the waves, the flames of my eyes

Into the deep fog, to a faraway land

Onto the secret paths, to the pagan mountain

I grew up high-spirited, I killed kings

In the soil of graves, of the departed heros

 

Albümler

Recently Popular

En son 7 günde en çok dinleyicisi olan albümler.

  1. Varjot

    24 dinleyici

    8 Ağu · 8 parça

  1. Varjot

    dinleyici

    8 Ağu · 8 parça

  2. Demo 6

    dinleyici

    · 6 parça

  3. Demo 4

    dinleyici

    Şub · 6 parça

  4. Witchking

    dinleyici

    14 Mar · 2 parça

Benzer sanatçılar

  1. Satanic Warmaster

    dinleyici

  2. Absurd

    dinleyici

  3. Bilskirnir

    dinleyici

  4. Peste Noire

    dinleyici

  5. Kristallnacht

    dinleyici

  6. Der Stürmer

    dinleyici

  7. Aryan Blood

    dinleyici

  8. Seigneur Voland

    dinleyici

  9. Wolfnacht

    dinleyici

  10. Kaevum

    dinleyici

  11. Nokturnal Mortum

    dinleyici

Benzer sanatçıları göster

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır