Mahalle berberleri gibi eski İstanbul'un birçok köşesinde görülen lostra salonlarının sayısı artık yok denecek kadar az. Beyoğlu'nda bulunan 68 yıllık Havai Lostra Salonu, babadan kıza geçen mirasla ayakta... Türkiye'nin tek kadın lostracısı Seher Örenler, mesleğin yok olmaması için çırak yetiştirmek istediklerini ancak bulamadıklarını kaydederken gençlerin lostra kelimesinin anlamını dahi bilmediklerinden yakındı.
İstiklal Caddesi'nde Hüseyin Ağa Camisi'nden Tarlabaşı'na doğru çıkan yolda 68 sene önce açılan dükkan, bugün babası Mehmet Örenler'in mirasını yaşatan Seher Örenler tarafından işletiliyor. Havai Lostra Salonu'nu 54 yıl boyunca işleten Mehmet Örenler, 2006 yılında vefat edince kızı Seher Örenler işe sahip çıkıp beş erkek kardeşinin itirazları ve lostra salonunu kapatma isteklerine karşı, babasının emanetine sahip çıkmak için mücadele verdi.
Eski İstanbul'un izlerini her köşesinde taşıyan dükkân yan yana sıralı 4 kırmızı cilalı koltuktan ve bir tamir köşesinden oluşuyor. Tavana asılı dolaplarda özel tarifleriyle yapılan boya ve cilalar müşterilere sergileniyor.
TÜRKİYE'DEKİ TEK KADIN LOSTRACISeher Örenler, salonu devraldığı ilk dönemlerde gerek ailesi gerek ise esnaf tarafından ağır bir şekilde yadırgandığını belirterek, "Kadın olarak bir lostra salonunu işletmek, halk arasında alışılagelmişin dışındaydı. Ama ben baba mesleğine sahip çıkarak tüm tabuları yıktım. Türkiye'nin ilk kadın lostra salonu sahibi olmanın verdiği gurur ve mutlulukla salonu bugünlere kadar getirip ayakta kalmayı başardım. Lostra salonlarının kaybolmaması için çok çaba sarf ettim" dedi.
ESNAFIN 'SEHER ABLA'SI OLDUZaman içerisinde çevresindeki insanlar tarafından maruz kaldığı eleştirel bakış ve görüşler bir kadın olarak bu işi yapmanın karşılığında yerini takdir ve tebriklere bıraktı. Örenler, esnaf tarafından da günden güne benimsenmeye başlandı. Müşteriyle kurduğu birebir iletişim, titizlik ve özverili davranışlarıyla birlikte esnaflar arasında yerini aldı. Sakızağacı esnafının "Seher Ablası" olarak anılmaya başlandı.
LOSTRA, BOYAMANIN ÖTESİNDE BİR İŞSeher Önerler, babasından aldığı formül ile ayakkabıları yeni alınmış gibi yapıyor. Bu yola birlikte çıktığı ustalarıyla beraber ayakkabı boyacılığının geleneksel tekniklerini halen devam ettiriyor.
Örenler, "İnsanların birçoğu ayakkabı boyacısı olarak bildiği dükkânların lostra ismiyle anıldığından habersiz. Lostra, sanıldığı gibi sadece ayakkabı boyatılan yer değil ayakkabının yapıştırma, yenileme, boyatma vb. tüm tamirat işlerinin yapıldığı yer anlamına gelmektedir. Avrupalılar dahi İstanbul'dayken eskiyen ve yırtılan ayakkabılarını getirip tamir ettirir ve yeni gibi olduğunda övünçle giyerlerdi. Bu mesleği yapacak gençleri bulmakta zorluk çekiyoruz. Özellikle gençler kendi tarihlerine sahip çıkmadığı gibi lostranın ne olduğunu da bilmiyorlar" diye yakındı. Önerler, neredeyse yok olmak üzere olan ayakkabı tamirciliği mesleğini sürdürmenin gururunu yaşadıklarını söyledi.
BABAM ATATÜRK'ÜN AYAKKABISINI BOYAMIŞBabası Örenler, Sirkeci'deki yağ iskelesinde seyyar ayakkabı boyacısı olarak bu işe başlamış. Bir gün Sirkeci'de Atatürk'ün de ayakkabısını boyamış. "Benim için büyük onur" diyerek o anı sürekli anlatmış. Lostra salonunun açılış sürecinde isim arayışına giren Mehmet Örenler, Amerikalı bir arkadaşının önerisi ile açacağı salona Havai ismini vermeye karar vermiş. Lostra salonlarına alışılmışın dışında olan bu ismi vererek döneminde halk arasında merak uyandırıp büyük bir ilgiyle karşıladı. O dönemde Havai Adaları'nın popülerliği ve Havai kelimesinin "uçuk" anlamına gelmesi ile birlikte Mehmet Örenler, salonunu 1951 yılında "Havai Lostra Salonu" adıyla açtı.