Göz kapağı şişmesi, gözü saran bağ dokularda iltihap (enflamasyon) veya aşırı sıvı (ödem) olduğunda ortaya çıkar. Göz kapağı şişmesi ağrılı veya ağrısız olabilir, gözün hem alt hem de üst kapağını etkileyebilir.
Göz kapağı şişmesinin 70’den fazla nedeni vardır. Sıklıkla görülenler ise:
Göz kapağındaki şişme çok daha ciddi ve gözü tehdit eden bir sağlık problemiyle oluşabilir. Bunlar orbital sellülit, Graves hastalığı ve oküler herpes hastalığıdır. Göz kapakları ince yapıları sayesinde yüksek yastıkla yatmakla, yüz üstü uyumakla bile şişebilir. Alkol, az veya çok uyku, kozmetik ürünler gibi diğer dış etkenler de göz kapaklarının şişmesine neden olabilir.
Diğer nedenler arasında çok aşırı ağlama, böcek ısırması, alerjiler(madde, çilek, polen, kuş tüyü, güneş alerjisi gibi), kronik hastalıklardan romatizma ve böbrek hastalıkları, genetik faktörlere bağlı olarak yaşla ortaya çıkan şişmeler, iltihaplanma, nezle ve kızamık neden olabilmektedir. Göz kapağındaki geçmeyen ve sürekli hal almış şişlikler kalp ve böbrek hastalıklarının da habercisi olabilir. Bu nedenle uzun süre gitmeyen ve sürekli artan şişlikleri ciddiye alıp vakit kaybetmeyiniz. Gerici dönüşümü olmayan kalıcı sorunlara yol açabilir. Ayrıca gözlerinin altındaki şişlikler Graves hastalığı olarak bilinen tiroid bezindeki bir hastalığın sinyallerini verebilir.
Özellikle bayanların hormonsal değişikliklere neden olan menstrüal dönem göz kapağı şişliklerine yol açabilir.
Normal yaşlanma sürecinin bir parçası olan bağ dokusunun gevşeyerek cildin elastikiyetini kaybetmesi ve sonuçta sarkması göz kapağı şişliklerinin nedenleri arasında sayılabilir. Hatta bu şişlikler kalıcı olabilirler.
Göz altı torbaları, göz çevresindeki yağ torbalarından kaynaklanır. Yaş ilerledikçe, bu yağ torbalarını geride tutan zar gevşer; yağlar öne doğru gelir, iyice belirginleşir. Ancak yapısal nedenlerle genç yaşlarda da bu yağ torbaları belirgin olabilir. Göz altı torbaları ile ilgili bilmeniz gerekenler ve göz altı torbaları oluşmasına karşı yapılması gerekenler…
Yatar pozisyonda kan dolaşımının değişmesi ve yer çekiminin etkisiyle göz çevresinde sıvı birikir ve sabahları göz altı torbaları bu nedenle daha belirgin hale gelir. Uzun süre ekrana bakmak, yorgunluk, stres, uykusuzluk gibi nedenler göz altı torbalarının oluşmasına neden olur. Stres nedeniyle kaslardaki kasılmalar artar ve keseciklere basınç yaparak fıtıklaşma gelişebilir ve bunun sonucunda da göz altı torbaları oluşabilir. Bazen beslenme şekli de göz altı torbalarının oluşmasına zemin hazırlar. Örneğin; çok fazla tuz ve tuzlu yiyecek tüketmeye bağlı olarak göz altında sıvı birikimi oluşur, böbrekler yorulur. Bunun sonucunda böbrek hastalıkları gibi bir takım hastalıkların belirtisi olarak oluşabilir. Alerjik etmenler de gözlerde kaşıntıya neden olarak göz altlarını tahriş edebilir ve kaşıntıyla birlikte ödem meydana gelebilir. Torbalar sağlıklı bir uyku ve dinlenme sonrası yok olabilir. Ancak yaşam şeklindeki değişimlere rağmen geçmeyebilir. Bunun nedeni genetik mirastır. Ailesinde olan kişilerin küçük yaşında bile torba olabilir.
Göz altı torbalarına karşı bazı uygulamalar yapılabilir. Salatalık, cilde uygulandığında hafif ‘astringent’ yani sıkılaştırıcı özellik gösterir. Bunun nedeni içindeki C vitamini (askorbik asit) ve kafeik asittir. Salatalığın büyük bir kısmını su oluşturduğu için buzdolabından çıkarıldığında soğuk olması da şişliği azaltmada etkilidir. Salatalık hem içindeki su tutucu etkiyi azaltan maddeler, hem de soğuk etkisiyle göz kapaklarının üstüne konduğunda sabah şişliğini azaltır. Salatalığa karşı bir alerji olmadığı sürece bu uygulamanın göz sağlığı açısından sakıncası yoktur. Ancak göz altı şişliklerini azaltmak için en etkili yol sabahları doğrudan soğuk kompres yapmaktır. Bunun için, buz veya soğutucu jel poşetleri kullanılabilir. Soğuk kompres, göz çevresindeki damarları büzerek, göz altında biriken ödemin azalmasını sağlar. Ancak göz altı torbaları çok belirginse ‘blefaroplastı’ denilen operasyon uygulanabilir.
*Bu içeriğin geliştirilmesinde Tıbbi Direktörlük katkı sağlamıştır.
*Web sitemizdeki bilgiler kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışmadan uygulamayınız. İçeriklerde Acıbadem Sağlık Grubu'nun tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelik bilgiler yer almamaktadır.