Ortostatik entoleransın kelime anlamı: dik duruma geçişi tolere edememedir.
Ortostatik entoleransı olan hastalarda bu bulgulara sıklıkla çarpıntı eşlik eder.
POTS, yani postural taşikardi sendromu, oturur veya yatar pozisyondan ayağa kalkmakla, kalp atım hızının normalden fazla artması (hızlanması) ve 10 dakika boyunca hızlı kalmasıdır. Erişkinlerde bu artış dakikada 30, çocuklarda dakikada 40 atımdan fazladır.
Otururken ayağa kalkınca artan iş yükünü karşılayabilmek için herkeste kalp hızı artar, ama POTS hastalarında bu artış çok fazla olur ve uzun sürer, pek çok bulgu bu artışa eşlik eder.
Otonom tutulum ve/veya POTS olan hastalarda sempatik baskınlık artışına bağlı olarak, derin nefes ile ve uyku sırasında kalp hızı değişkenliği azalmıştır; hastaların kalbi yavaşlamadan devamlı yüksek hızla çarpar, gece uykuda yavaşlamaz.
POTS olmadan da kalbin devamlı olarak hızlı çalışması, devamlı egzersiz yapmışçasına hastaları yorar.
Erken ve genç erişkin kadınlarda daha sık görülür.
POTS’un (ve ortostatik entoleransın) altında pek çok neden olabilir:
Bunların dışında otoimmün tutuluma bağlı antikor oluşumu ve/veya mast hücrelerinin aktivasyonunun da katkısı olduğu düşünülmektedir.
POTS hastalarında sıklıkla
IBS’i olan hastalarda, besin entoleransları/gıda hassasiyeti, histamin entoleransı /mast hücresi aktivasyonu sonucunda damar genişlemesi ve son olarak da artmış bağırsak geçirgenliğine bağlı, özellikle yemek sonrası bağırsak çevresinde venöz göllenme görülebilir. Ayrıca POTS hastalarının çoğunda mide boşalma süresi ve bağırsak hareketlerinin hızı yavaştır. Yine POTS ve ortostatik entolerans hastalarında sıklıkla görülen otonom sinirlerin/el ve ayaktaki küçük /ince sinirlerin tutulumu da bu duruma katkıda bulunur.
Hipermobilite bağ dokularının gevşek/güçsüz/yetersiz olmasına bağlı olarak, eklemler ve cildin normalden fazla esnek/hareketli olmasıdır. Vücut/ iskelet/bağ dokusu olması gereken kadar güçlü değildir.
Bu hastalarda damar duvarı/cidarının fazla elastik olması/güçlü olmaması nedeniyle, özellikle ayakta dururken kan yer çekimine karşı kalbe doğru yönlendirilemez ve ayak/bacaklar veya karın içinde göllenir. Hastaların pek çoğunda beraber olabilen otonom tutulum yakınmaların daha şiddetli olmasına/hissedilmesine neden olabilir.
Hipermobil hastaların bir kısmında Ehlers Danlos sendromu bulunur; hipermobilite ile birlikte, deride aşırı esneklik ile birlikte kolay zedelenme, çürümeye eğilim, omurga, göz, diş ve kalp damar problemleri görülebilir.
POTS ve hipermobilitesi olan hastalarda eklemler beklenenden fazla hareket aralığına sahip olduğu için hastalar bir yandan daha az mobil insanların yapamadığı hareketleri yapabilir; bir yandan da –yine aynı nedenle- çok kolay sakatlanabilir ve sık eklem yeri çıkığı yaşayabilir. Hipermobil hastaların iyileşmesi normalden yavaş olur.
Oluşan ve fark edilmeyen mikrotravmalar uzun vadede dokularda/eklemlerde nedbeleşmeye neden olarak kronik ağrı ve geçmeyen sakatlığa neden olabilir.
Hastalarda sıklıkla kronik ağrı sendromları fibromiyalji ve kronik yorgunluk ile birlikte mesane problemleri ve otonom tutulum, ayrıca yukarıda söylendiği gibi IBS görülür.
Bazı hastalarda gevşek/yerinde sabit durmayan bağ dokusu elemanları/ligamanlar ve bağlar, damarları sıkıştırarak kan akımını engelleyebilir. Buna vasküler kompresyon denir; karında, köprücük kemiğinin altında ve/veya pelvis içinde görülebilir.
POTS (ve otonom tutulum) bulguları çoğunlukla 16-30 yaş arası kadınlarda görülür.
Hastaların yarısı, hastalık başlamadan önce viral bir enfeksiyon ve/veya aşılanma tarif ederler. COVID öncesi en sık olarak Epstein-Barr virüsü HPV aşılanması sonrasında POTS görülüyordu.
Hastaların bir kısmında ağır hastalıklar/operasyonlar/uzamış lohusalık sonrası kondisyon ve kay kaybı öyküsü, yeni başlayan besin entoleransları veya alerjileri ve/veya sirkadiyen ritm bozukluğu nedeni vardır.
Kronik yorgunluğu ve fibromiyaljisi olan hastalarda POTS ve ortostatik entolerans, POTS ve ortostatik entoleransı olan hastalarda kronik yorgunluk ve fibromiyalji sıklıkla birlikte seyreder.
İdrar söktürücü tansiyon ilaçları, drospirenon gibi mineralokortikoid reseptör antagonisti doğum kontrol hapları, kalsiyum kanal blokeri veya alfa agonisti şeklinde damar genişletici, veya betabloker kullanımı bulguların artışına neden olabilir.
Yukarıda sayılan nedenler dışında otonom nöropatiler ve otonom nöropatilere neden olan hastalıklar (alkolizm, diyabet, otoimmün hastalıklar (Sjögren sendromu, sistemik lupus eritamatozus, romatoid artrit, çölyak hastalığı, Guillain Barre sendromu ve diğer immün nöropatiler, paraneoplastik nöropatiler, kemoterapi, AIDS, multipl skleroz, Parkinson hastalığı, omurilik hastalıkları, amiloidoz, ailevi nöropatiler) otonom tutulum ve POTS’a neden olabilirler.
Otonom nöropatisi olan hastalarda ortostatik entolerans ve/veya POTS dışında görülebilecek bazı yakınmalar
Yukarıda sayılanlar dışında hastalarda Raynaud fenomeni ve ayakta kalma donrası bacaklarda morarma ve ödem görülebilir.
Koronavirüs sonrası devam eden yakınmalar için buraya, POTS ve öneriler için buraya , beyin sisi ve öneriler için buraya, otonom tutulum ve öneriler için buraya, ellerde titreme için buraya bakabilirsiniz.
Referanslar
Besin zehirlenmesi, açlık, stres, sıcak ortam, ishal, bir ilacın yan etkisi gibi tehlikeli olmayan nedenlerle herkes hayatında birkaç defaya mahsus göz kararmasından şikayet etmiş olabilir. Göz kararması her zaman önemli bir rahatsızlık habercisi olmayabilir ancak sık yaşanmaya başladığında mutlaka bir doktora görünmek gerekir.
Göz kararması tek başına bir rahatsızlığı tespit etmek için yeterli olmadığından uzaktan yardım almaya veya kendi kendinize sebebini keşfetmeye çalışmak sonuç vermeyecektir.
Göz kararması dışında kişide başka hangi belirtiler görülüyor doktor tarafından değerlendirilmelidir. Göz kararmasının altında yatan nedenin belirlenmesi için bu şikayetlerin hepsi birden önemlidir ve birlikte ele alınır. Göz kararmasına mide bulantısı, halsizlik, çarpıntı, baş ağrısı, baş dönmesi eşlik edebilir. Göz kararması çoğu kez bu belirtilerden biri veya birkaçı ile birlikte ve iki gözde birden gerçekleşir.
Göz kararmasının neden olduğuna dair bir fikriniz yoksa, yukarıda anlattığımız gibi hastanın hikayesi dinlenmeden bir sonuca varmak mümkün olamayacağı için tekrarlayan bir göz kararması şikayetinde ilk önce bir dahiliye (iç hastalıkları) uzmanına danışılması tavsiye edilir. İç hastalıkları uzmanı da gerekli gördüğü takdirde başka bir bölüme örneğin göz hastalıkları, kulak burun boğaz veya nöroloji gibi farklı bir bölüm uzmanına hastayı yönlendirebilir.
Göz kararmasına en çok tansiyondaki oynamalar neden olur. Yaşanan yoğun bir stres ya da uzun saatler aç kalmanız tansiyonunuzu etkilemiş olabilir. Ancak göz kararması sadece tansiyon yüzünden oluşmaz.
Bu şikayete yol açan başlıca sebepleri şu şekilde sıralayabiliriz:
*Tansiyonun düşmesi
*Tansiyonun yükselmesi
*Şekerin düşmesi
*Şekerin yükselmesi
*Kansızlık (yaygın olarak demir eksikliğinden kaynaklanır)
*Tiroit sorunları
*Su kaybı (aşırı terleme, ishal, kusma vb nedenlerle)
*Gözde problemler (ödem, damar problemleri vb)
*Boyun damarlarında daralmalar (genelde tek gözde kararmaya yol açar)
*Bazı ilaçlar (idrar söktürücüler, kalp, tansiyon, prostat, psikiyatri ilaçları gibi)
Göz kararmasının çoğu kez tek başına değil de başka şikayetlerle birlikte ortaya çıktığından söz ettik. Genel olarak göz kararmasına eşlik eden diğer belirtileri ve bu belirtilerin nedenlerini aşağıda sıralamaya çalışalım.
Ayağa Kalkınca Göz Kararması (Ortostatik Hipotansiyon)
Oturduğunuz yerden kalktığınızda gözleriniz kararıyor ve buna eşlik eden baş dönmesi gibi ek sorunlar da yaşıyorsanız bu duruma tıpta ortostatik hipotansiyon denir. Ortostatik hipotansiyonda kişi ayağa kalktığında tansiyonu birden düşer. Beyne yeterince kan gitmez ve göz kararmasının yanı sıra baş dönmesi, çarpıntı, bayılacak gibi olma, rengin solması gibi başka belirtiler de görülebilir. Ayağa kalkınca tansiyonun neden aniden düştüğü bilinirse, özellikle yaşlı hastalarda tehlikeli olabilecek bu durumun önüne geçilebilir.
Ortostatik hipotansiyon ilaç kullanımı, vücudun su kaybetmesi ya da kansızlık gibi basit sebeplerle ortaya çıkabileceği gibi bazen de diyabet, kalp ya da beyin hastalıklarının habercisi olabilir.
Tedavisi için eğer muayene sonrası tansiyonun bu şekilde oynamasına neden olan bir rahatsızlık tespit edilmişse, bu yönde bir tedaviye başlanır. Hastalar ayrıca ayağa kalkarken yavaş hareket etmeli, ayakta fazla hareketsiz durmamalı, bol su içmeli, kısaca tansiyon düşüklüğüne yol açabilecek durumları bilerek bunlardan kaçınmalıdır.
Göz Kararmasına Baş Dönmesi Eşlik Ediyorsa
Göz kararmasıyla birlikte baş dönmesi şikayeti de görülüyorsa aşağıdaki nedenlerden şüphelenilebilir. Ciddi bir rahatsızlıktan şüphelenmek için kırk yılda bir ortaya çıkan bir göz kararması ve baş dönmesi şikayeti yeterli değildir. Göz kararması ve baş dönmesinin sık olması, hastanın diğer şikayetleri, yaşı, kullandığı ilaçlar gibi pek çok faktörü göz önünde tutmak gerekir. Aşağıda baş dönmesiyle birlikte görülen göz kararmasına neden olabilecek yaygın sebepleri bulabilirsiniz:
*Tansiyon veya şeker değerlerinde oynamalar
*Migren
*Gerilim tipi baş arıları
*Vertigo (baş dönmesi şikayetidir, iç kulakta denge bozukluğundan kaynaklanabilir)
*Bazı beyin hastalıkları veya beyin tümörleri
*Kalp damar hastalıkları (özellikle 50 yaş üstü kişilerde)
Göz Kararmasına Mide Bulantısı Eşlik Ediyorsa
Göz kararmasına mide bulantısı eşlik ettiğinde örneğin ülser benzeri mide rahatsızlıklarından şüphelenilebilir. Öte yandan migren tipi baş ağrısında da göz kararması dışında mide bulantısı görülebilir. Dolayısıyla mide bulantısının eşlik ettiği her göz kararması mide rahatsızlığıdır diye düşünmek doğru olmaz. Mide rahatsızlıklarında göz kararması dışında ağrı, şişkinlik benzeri başka belirtilerin de ortaya çıkacağı düşünülebilir.
Kaynak: nedenolur.net
Göz kararmaları iki şekilde gerçekleşebilir. Birincisi tek gözde görülen kararmalar, ikincisi ise iki gözde görülen kararmalardır.
Eğer kişinin iki gözünde birden kararma oluyorsa, yani ortamın aydınlığı azalıyor ve gözün önüne yanlardan bir pus geliyorsa, bu pustan sonra buzlu camın ardından bakarmış gibi bir görüntü oluşuyorsa, daha sonra görüş 2-3 dakika içinde açılıyorsa, bu vücut tansiyonunun düştüğünün bir belirtisidir.
Tek gözdeki kararma ise daha önemlidir. Kararma ara sıra gerçekleşiyorsa, bu boyundan gelen ve gözü besleyen damarlarda bir takım sorunlar olduğunu gösterir. Çünkü buradaki damarlardan gelen kanda zaman zaman görülen azalmalar, gözün beyinle ilişkisini sağlayan göz sinirlerindeki beslenme değişiklikleri tek gözde kararmaya neden olur.