gorunmez kentler / Italo Calvino'nun Görünmez Kentler'ini Niçin Okumalısınız? - Oggito

Gorunmez Kentler

gorunmez kentler

Görünmez Kentler

Calvino edebiyatının masalla gerçek arası dinamiği, ütopya ile ilişkisi, "çöp ve karıncalarla" kaplı bir dünyanın ortasına açtığı labirent, Saussure'ün "göstergenin nedensizliği" ilkesinden yola çıkarak, Claude Lévi-Strauss ve Barthes'ın öğretisi çerçevesinde insan-hakikat ilişkisini edebiyatın baş kişisi yapar, Chomsky'nin izinde onu durallıktan kurtararak korkunç bir devinimin öznesi kılar. Calvino, Apollinaire'in "Düzene Karşı Serüven" denklemini "Düzen İçinde Serüven" olarak yeniden kurar. Schopenhauer'in "bunalım"ı, denklemin üçüncü "bilineni"dir. Bu üç bilinenli denklemi çözmek için seçtiği biçim ve üslup onu öncü edebiyatın önemli üyelerinden biri yapacaktır. Öncü sanatsal ereğe politikadan arınmışlığı da eklersek, savaş sonrası İtalyan kültür arenasında kişinin ödeyeceği bedel marjinallik ve sorumsuzluk damgasıydı; çünkü o yıllarda edebiyatın en büyük değeri bulduğu borsa politikaydı. Calvino'nun bir daha ayrılmamak üzere masal ve düş boyutuna yöneldiği Atalarımız'dan başlayarak, Yenigerçekçi iklimin dayattığı politik sorumluluğu giderek reddetmesi, tıpkı Hermetikler gibi, onu da büyük saldırıların hedefi yaptı. Bilinçsiz de olsa, İtalyan aydını o âna dek bir saray adamı, sanat koruyucularının sanat danışmanı olmuş, ancak kendisine özel bir alay ve küçümseme adası ayırarak, özgürlüğünü bu alanda korumaya çalışmıştı. Yeni Kapitalizm, saray şairlerini şirket yönetimlerine çağırıyor, ayrıcalıklı ve yüksek maaşlı Machiavelli modelleri öneriyordu. İtalyan gerçeği hızlı bir değişimle yüz yüzeydi; bir tarım toplumu sanayi toplumuna dönüşüyordu: en güvenli yol "sistemin bir parçası" olmaktı. İkiye Bölünen Vikont'un kahramanı genç Medardo gibi İtalyan aydını, yazar ve sanatçısı, kafasının bir yarısıyla "patron"a hizmet ediyor, diğer yarısıyla da bu durumu protesto ediyordu. Uzlaşma, üstesinden gelinemez bir nevroz çıkarmıştı ortaya. Calvino bu nevrozu kendince şöyle çözümlüyordu: Keşke her şey böyle ikiye bölünebilse . . . böylece herkes bön ve cahil bütünlüğünden kurtulabilse. Bir bütündüm ben ve her şey doğal, karmakarışık ve anlamsızdı gözümde; her şeyi gördüğümü sanıyordum, oysa gördüğüm bir kabuktu yalnızca. Eğer bir gün kendinin yarısı olabilirsen, ki bunu bütün gönlümle dilerim, bütünlüğü olan beyinlerin sıradan zekâsını aşan şeyleri anlayacaksın. Kendi yarını ve dünyanın yarısını yitirmiş olacaksın, ama geride kalan o yarı, bin kez daha derin, daha değerli olacak. Hatta her şeyin sana benzer şekilde ikiye bölünüp parçalanmasını isteyeceksin, çünkü güzellik, bilgelik ve adalet parçalardan oluşan şeyde vardır. (1952: 51-52) Bütünlüğünü korumak isteyenler için politik ve sosyal alanda demirleyecek en sağlam liman İtalyan Komünist Partisi'ydi. Faşizmin ardından gelen müthiş bir coşku ve özgürlük ortamı, İtalyan Komünist Partisi'ni aydın için şaşmaz bir kimlik aracı haline getirmiş ve edebiyat, tarih ve politikayla içli dışlı bir ilişki içinde, özyaşamsal öykülerin hücumuna uğramıştı. Edebiyat, dil ve politikanın işlevleri kördüğüm olmuş, ideal birey ve aydın tanımı gitgide zorlaşmıştı. Gerçek İtalyan aydınlarının ilgilendiği belli başlı konu birey, toplum ve dil sorunları ile aydının "doğru" yeriydi. Marksçı ideolojinin revizyonunu talep eden Nuova Officina, sanayi ile edebiyat arasındaki zorlu ilişkiyi irdeleyen Menabò ve Politecnico gibi dergiler, Calvino'nun "Risorgimento'yu bile geride bırakan en büyük halk dayanışması" olarak tanımladığı ussal, sosyal, kolektif ve özyaşamöyküsel Yenigerçekçilik ikliminin labirentlerini yepyeni bir yazıyla zorluyorlardı. Pier Paolo Pasolini, ustası Carlo Emilio Gadda'nın izinde, edebiyatı dil ve lehçe çeşitlemeleriyle bir tür deneyimciliğe açıyor, Vittorini "Politikayla kronik yazılır, tarihi yapan şey edebiyattır" sloganıyla, edebiyatı politikaya araç kılmak isteyen Togliatti'ye karşı müthiş bir savaş sürdürüyordu.

Görünmez Kentler

Görünmez Kentler Kısa Özet

Modern dünyanın masal anlatıcısı Italo Calvino`nun efsanevi kitabı Görünmez Kentler, tekrar elimizin altında... Kubilay Han`ın yolculuk eden Marco Polo... Batı`nın Doğu`yu gören gözünün kurduğu hayaller bir yanda, modern kentin içinden çıkılmazlığı ve geleceği öte yanda... "Kitap bir alan; okur içine girmeli, dolanmalı, belki kendini kaybetmeli, ama belli bir noktada bir çıkış hatta birçok çıkış bulmalı. Kitap, dışarı çıkabilmek için bir yola koyulma olanağı." Okur, kitabı eline aldığında, yazarın kentleri arasında dolanacağından, önüne altın harflerle sunulan olasılıkları yutacağından, sonunda okuduklarını kendi zihnindeki ideal kentlere ekleyeceğinden emin olmalı. Okur, kitabı, mümkünse, büyük bir caddenin kenarına dizilmiş kahve masalarından birine ilişerek okumalı; göz önündeki gerçekle, göz önündeki kurguyu daha iyi görebilmek için... "Belki de kent yaşamının kriz noktasına yaklaşmaktayız ve Görünmez Kentler, yaşanmaz hale gelen kentlerin kalbinden doğan bir rüya."

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır