guatra hangi bitki iyi gelir / Hipertiroid | Hipotiroid | Haşimato | Bitki Kütüphanesi | Prof Saraçoğlu

Guatra Hangi Bitki Iyi Gelir

guatra hangi bitki iyi gelir

Guatr: Tiroit Bezi Rahats&#;zl&#;&#;&#;

Tiroit bezi, kelebe&#;e benzeyen yap&#;s&#;yla vücudunuzu çe&#;itli hastal&#;klardan koruyan bir kalkan görevindeki organd&#;r. Vücudunuza kar&#;&#;dan bakt&#;&#;&#;n&#;zda, boyundan alt k&#;sm&#;nda kalmaktad&#;r. Soluk borusunun her iki yan&#;na da&#;&#;larak, iç salg&#; bezi görevini korumaktad&#;r. Bu bölgede olu&#;an hastal&#;klara tiroit hastal&#;klar&#; denilmektedir. En çok gözlenen rahats&#;zl&#;k ise guatr hastal&#;&#;&#; olarak bilinmektedir.

Sizler için haz&#;rlad&#;&#;&#;m&#;z bu yaz&#;da, guatr hakk&#;nda merak etti&#;iniz her detaya yer verdik. Neden olur? Belirtisi nelerdir? Nas&#;l anla&#;&#;l&#;r? gibi akl&#;n&#;za tak&#;lan tüm sorular&#;, bu sayfada cevaplad&#;k. Guatr sebepleri ve belirtileri iyi anla&#;&#;l&#;rsa bu hastal&#;&#;a yakalanma riski dü&#;ürülebilir ya da erken tan&#; sayesinde tedavi kolayla&#;abilir. Uzman doktorlar&#;n da görü&#;leri ile desteklenen guatr yaz&#;m&#;z i&#;te sizlerle.

Bilgiler tavsiye niteli&#;indedir; en do&#;ru ve sa&#;l&#;kl&#; sonuçlar için doktor deste&#;i al&#;n&#;z.

guatra iyi gelen bitkisel tedaviler

Guatr Nedir?

  • Guatr, pek çok nedenlere ba&#;l&#; olarak tiroit bezinin büyümesi sonucunda olu&#;an bir rahats&#;zl&#;kt&#;r. Çevresel faktörler ve genetik etkenler, tiroit bezinin büyümesinde etkilidir.
  • Guatr nodülü hastal&#;&#;&#;n &#;iddetini etkileyen bir etmendir.
  • Nodülsüz ve nodüler guatr olmak üzere guatr çe&#;itleri bulunmaktad&#;r.
  • Nodülsüz guatr hastal&#;&#;&#; vücut için yeterli tiroit hormonunun üretilmedi&#;i anda meydana gelir.
  • Nodüler guatr ise, tiroit bezi rahats&#;z edici &#;ekilde büyür ve tümsek tümsek hissedilir.
  • Guatr hastal&#;&#;&#; ülkemizde s&#;kça görülen bir hastal&#;kt&#;r. Türkiye’de iyot al&#;m&#; çok dü&#;ük oldu&#;undan, bu hastal&#;&#;&#;n olu&#;mas&#; daha kolayd&#;r.
  • Guatr, iyot eksikli&#;i sonucunda olu&#;maktad&#;r. Genellikle 50 ya&#; üzerinde ve kad&#;nlarda görülmektedir. &#;yot al&#;m&#;n&#;n az oldu&#;u Karadeniz Bölgesi’nde daha s&#;k ya&#;anmaktad&#;r.
  • Sigara içenlerin, daha önce bir enfeksiyona maruz kalanlar&#;n ve ailesinde guatr hastal&#;&#;&#; olanlarda görülme ihtimali daha yüksektir.
guatr

Guatr Belirtileri Nelerdir?

Guatr rahats&#;zl&#;&#;&#;n&#; anlamak için listede verilen guatr belirtisi sizlere faydal&#; olabilir. Guatr h&#;zl&#; çal&#;&#;mas&#; belirtileri ile guatr yava&#; çal&#;&#;mas&#; belirtileri farkl&#; olabildi&#;i gibi ortakla&#;an belirtiler de vard&#;r. Herhangi bir belirtide vakit kaybetmeden erken tedavi için doktora gitmeniz tavsiye edilir.

  • Uzun süre görülen öksürükler,
  • Yutkunurken zorlanma ve yanma,
  • Boyun bölümünde &#;i&#;lik ve a&#;r&#;,
  • Zaman zaman hissedilen solunumda güçlük,
  • Adet düzensizli&#;i ve stres,
  • Tiroit hormonlar&#; çok fazla salg&#;land&#;&#;&#;nda ise kusma, ba&#; a&#;r&#;s&#;, ishal ve çarp&#;nt&#;, s&#;kça terleme,
  • Tiroit hormonlar&#;n&#;n gere&#;inden az salg&#;lanmas&#; durumunda ise kilo alma, ciltte kuruluk, kab&#;zl&#;k, stres ve saç dökülmesi gibi belirtiler gözlemlenebilir.
  • Guatr belirtileri kilo alma sonucunu do&#;urabildi&#;i gibi kilo kayb&#;na da neden olabilmektedir. Bu ki&#;iden ki&#;iye de&#;i&#;en bir durumdur.
  • Guatr belirtileri nas&#;l anla&#;&#;l&#;r sorusu kendi kendinizi dinleyerek net sonuca ula&#;abilece&#;iniz bir soru de&#;ildir.
  • &#;üphe duydu&#;unuzda kesin bilgiye ula&#;mak için uzman kontrolünden geçmeniz gerekir.

Guatr Hastal&#;&#;&#; Neden Olur?

Guatr hastal&#;&#;&#;n&#;n olu&#;mas&#;nda genetik etkenler kadar çevresel etkenler de önemli bir rol oynar. Nedenlerini ise &#;u &#;ekilde aç&#;klayabiliriz:

  • Guatra neden olan en önemli madde, iyot eksikli&#;idir. &#;yot eksikli&#;i sonucunda tiroit bezlerinin çal&#;&#;mas&#;nda birtak&#;m problemler görülür.
  • Tiroit kanseri de guatra neden olabilir. Kanser ba&#;lang&#;c&#;nda görülen guatr, bu hastal&#;&#;&#; tetikleyebilir.
  • Tiroit bezinin iltihaplanmas&#; ve tedavi edilmemesi, guatr&#;n etkisini daha da art&#;racakt&#;r.
  • Tiroit bezinin dengesiz çal&#;&#;mas&#; yani olmas&#; gerekenden az veya çok çal&#;&#;mas&#;, guatr için yeterli bir neden olarak kar&#;&#;n&#;za ç&#;kabilir.
  • “Guatr genetik midir?” sorusuna da cevap vermek gereklidir. E&#;er genetik olarak guatr rahats&#;zl&#;&#;&#; görülüyorsa, sonraki nesillerde de ufak bir ihtimal de olsa guatr meydana gelebilir.

Guatr Hastal&#;&#;&#;na Sebep Olan Bez Hangisidir?

  • Guatr hastal&#;&#;&#;na neden olan bezin ad&#; “Tiroit bezi”dir. Tiroit bezlerinin çal&#;&#;mas&#;nda olu&#;an bir sorun ile bu hastal&#;k görülür.

Guatra Ne &#;yi Gelir?

Guatr &#;ikayetlerinizi en aza indirmek için sizlere birkaç tavsiyemiz olacak. Listede yer alan guatr için etkili besinler ve kürler, denenmi&#; etkileri görülmü&#; önerilerdir. Guatr &#;ikayetleriniz varsa, i&#;te sizlere faydal&#; olacak bilgiler:

  • Guatr belirtileri nelerdir nas&#;l geçer diyorsan&#;z Prof. Dr. &#;brahim Saraço&#;lu’nun önerisini deneyebilirsiniz.
  • &#;brahim Saraço&#;lu; zehirli guatr için yo&#;urt otunu kaynat&#;p suyunu içmeyi öneriyor. E&#;er ilk defa yo&#;urt otu tüketecekseniz; bir iki yudum ald&#;ktan sonra bir süre bekleyin. Alerji belirtisi gözlemlenmedi ise yo&#;urt otu suyunu zehirli guatr için tüketebilirsiniz.
  • Dereotu guatr için oldukça etkili bir sebze olacakt&#;r. Günde en az 2 defa dereotu tüketimi, tiroit bezlerinizin düzenli çal&#;&#;mas&#;n&#; sa&#;layacakt&#;r. Salatalar&#;n&#;zda ve yemeklerinizde rahatl&#;kta tüketebilirsiniz.
  • Ö&#;ünlerinizde so&#;an ve sar&#;msak tüketti&#;iniz durumda, guatr &#;ikayetlerinizi zamanla ortadan kald&#;rabilirsiniz.
  • Tiroit bezlerinizin sa&#;l&#;kl&#; çal&#;&#;mas&#; için B vitaminine ihtiyac&#;n&#;z vard&#;r. So&#;an ve sar&#;msak bu konuda sizlere iyi gelecektir.
  • Yeterli miktarda deniz ürünleri tüketmeniz de iyot eksikli&#;ini dengeleyecek bir tercih olacakt&#;r.
  • Guatr belirtileri bitkisel tedavi ile hafifleyebilir.
  • Tiroit hormonlar&#;n&#;n düzenli çal&#;&#;mas&#; için dut ve dut kurusu tüketebilirsiniz.
  • Antioksidan bitkiler aras&#;nda yer alan maydanoz, sizlere bu konuda büyük destek olacakt&#;r.
  • Tiroit problemlerinizde, özellikle guatr &#;ikayetlerinizde gün içinde mutlaka çinko ve selenyum aç&#;s&#;ndan zengin besinler tüketmelisiniz. Bu durumda günde 1 avuç çekirdek size iyi gelecektir.
  • Kereviz suyunu kaynatarak tüketti&#;iniz takdirde, guatr &#;ikayetlerinizi en aza indirebilirsiniz.
  • Ayr&#;ca guatr hastalar&#;n&#;n kükürtlü g&#;dalardan uzak durmas&#; gereklidir.
  • Brokoli, lahana, karnabahar ve soya gibi besinler yasakl&#; listede olacakt&#;r.

Dereotunun Faydalar&#; Nelerdir? Hangi Hastal&#;klara &#;yi Gelir?

dereotu

Guatr Hastal&#;&#;&#; Tedavisi Nas&#;l Yap&#;l&#;r?

  • Guatr belirtileri görüldü&#;ünde öncelikle bir doktora gitmeniz gereklidir.
  • Bu noktada akl&#;n&#;zda “guatr hangi doktor bakar?” diye bir dü&#;ünce olu&#;abilir.
  • Guatr belirtileri nelerdir hangi doktora gidilir sorular&#; zaten genellikle arka arkaya akla gelen sorular olurlar.
  • Guatr &#;ikayetleriniz için gidece&#;iniz hastanede “&#;ç Hastal&#;klar&#;” veya “Kulak Burun Bo&#;az” bölümündeki doktorlara dan&#;&#;abilirsiniz.
  • Doktorunuz gerekli tahlilleri yapt&#;ktan sonra, tiroit hormon düzeyinize göre tedavi önerecektir.
  • Guatr tan&#;s&#; yap&#;ld&#;&#;&#;nda ise hastal&#;&#;&#;n &#;iddetine göre 3 farkl&#; tedavi yöntemi size sunulacakt&#;r.
  • Öncelikle hastal&#;&#;&#;n ilk dönemlerinde ilaçla tedavi yap&#;lmas&#; doktorunuz taraf&#;ndan uygun görülecektir.
  • Guatr hormonu eksikli&#;inde doktorunuz guatr ilaçlar&#; ile tedaviyi ba&#;latacakt&#;r.
  • Guatr belirtileri bo&#;azda &#;i&#;lik olarak kendini gösteriyorsa yani nodüllerin görüldü&#;ü durumlarda, yani bo&#;az k&#;sm&#;nda bir a&#;&#;rl&#;k hissedildi&#;inde ise cerrahi tedavi uygun olacakt&#;r. Cerrahi tedavi ayn&#; zamanda lenf bezlerinin &#;i&#;me durumunda da tercih edilecektir.
  • Guatr hastal&#;&#;&#; sonuçlar&#; çok ciddi rahats&#;zl&#;klara sebebiyet veriyorsa ve durum ilerlemi&#;se cerrahi müdahale son tercih olarak de&#;erlendirilmektedir.
  • Hormon fazlal&#;&#;&#; olan guatr hastalar&#;nda ise öncelikle radyoaktif iyot tedavisi daha sa&#;l&#;kl&#; olacakt&#;r.
  • Radyoaktif iyot tedavisi için hastanede kalman&#;za gerek yoktur.
  • Radyoaktif iyot, mide ve ba&#;&#;rsak yoluna ula&#;t&#;ktan sonra hastal&#;kl&#; hücreleri tahrip edecek ve yay&#;lmas&#;n&#; önleyecektir. Solunumda zorlanma, kesilmeyen öksürük ve bo&#;az a&#;r&#;lar&#; durumunda guatr ameliyat&#; en sa&#;l&#;kl&#; sonucu verecektir.

Yo&#;urt Otu Faydalar&#; Guatrdan Böbrek Hastal&#;klar&#;na Binbir &#;ifa

guatr tedavi

Guatr Ameliyat&#; Sonras&#; Nelere Dikkat Edilmeli?

  • Guatr ameliyat&#; ya&#;ayan ki&#;ilerin ameliyat sonras&#;nda baz&#; detaylara dikkat etmesi gereklidir. Aksi halde sa&#;l&#;k problemleri ile kar&#;&#;la&#;&#;labilir.
  • Guatr ameliyat&#; olduktan sonra; hastan&#;n kalsiyum al&#;m&#;na a&#;&#;rl&#;k vermesi gereklidir. Çünkü kimi ameliyatlarda paratiroit bezleri biraz da olsa hasar görür.
  • Bu durumdan bir an önce kurtulmak için kalsiyum deste&#;i önemli olacakt&#;r. Alan&#;nda uzman ve deneyimli kadroya sahip hastanelerde paratiroit bezleri % derecede korunmaktad&#;r.
  • Guatr operasyonundan sonra hastalar genellikle boyunlar&#;n&#; hareket ettirmekten korkarlar. Fakat doktorlar bu durumun yanl&#;&#; oldu&#;unu, ufak hareketler ile boyun egzersizleri yap&#;lmas&#;n&#;n sa&#;l&#;kl&#; oldu&#;unu ifade ederler.

 

Guatr Zararlar&#; Nelerdir?

  • Hipotiroit olarak adland&#;r&#;lan zehirli guatr, tedavi edilmedi&#;i durumda tehlikeli sonuçlara neden olabilir. Guatr yan etkileri olarak da ifade edebilece&#;imiz di&#;er hastal&#;klar&#;n olu&#;mas&#;na sebep olacakt&#;r.
  • Tansiyon, kalp yetmezli&#;i, göz problemleri, kemik erimesi bu yan etkiler aras&#;ndad&#;r.
  • Guatr belirtileri göz ile ilgili sorunlar&#; asl&#;nda tansiyonla ba&#;lant&#;l&#; olarak ortaya ç&#;kar&#;r yani dolayl&#; bir etkile&#;im vard&#;r diyebiliriz.
  • Sigara içen guatr hastalar&#;n&#;n, görme kayb&#; ya&#;amas&#; daha büyük risk ta&#;&#;maktad&#;r. Ayn&#; zamanda sigara içen ki&#;ilerin guatr tedavileri daha zor bir hal alacakt&#;r.
  • Ayr&#;ca “Guatr kilo ald&#;r&#;r m&#;?” dü&#;üncenize de bu ba&#;l&#;k alt&#;nda cevap vermek do&#;ru olacakt&#;r.
  • Ki&#;ide tiroit bezleri düzenli ve sa&#;l&#;kl&#; çal&#;&#;mad&#;&#;&#;nda kilo al&#;m&#; ba&#;layacakt&#;r. Yani guatr kilo ald&#;ran bir etkiye sahiptir.

Bo&#;az Tahri&#;ine Ne &#;yi Gelir? 12 Bitkisel Çözüm

Bo&#;az A&#;r&#;s&#;na &#;yi Gelen Do&#;al Yöntemler

Bo&#;az Reflüsüne &#;yi Gelen 8 Bitkisel Çözüm

TSH Dü&#;üklü&#;ü Nedir? Belirtileri ve Do&#;al Tedavisi

TSH Yüksekli&#;i Nedir? Kaç Olmal&#;? Belirtileri, Bitkisel Tedavisi

Tiroid Bezinin Az Çal&#;&#;mas&#; Belirtileri, Tedavileri, Beslenme Önerileri

Guatra Ne İyi Gelir? Guatr Hastalığına İyi Gelen Besinler Ve Bitkiler Nelerdir?

Guatr, boyun kısmında yer alan tiroid bezlerinin büyümesiyle oluşuyor.

Guatra Ne İyi Gelir?

Guatr hastalığı herkesin yaşayabileceği bir sağlık sorunudur. Bu hastalık tiroid bezleriyle bağlantılı bir hastalıktır. Özellikle boyunda yer alan tiroid bezlerinin büyümesi guatr hastalığını ortaya çıkıyor. Genellikle bu sağlık sorununda herhangi bir şikayet görülmez. İleri seviyelerde ancak bazı belirtiler gösterebilir. Hamilelik dönemi ve sonrasında tiroid hastalıkları daha çok yaşanabiliyor. Guatr hastalığına neden olan birçok faktör bulunuyor. Bu faktörler şu şekildedir;

  • İyot eksikliği
  • Hipotirodi
  • Hipertirodi
  • Nodüler guatr
  • Tiroider

Guatr hastalığının nasıl anlaşılacağı da araştırılan konulardan sadece birisidir. Ağrısız olduğundan dolayı çok fazla belirti göstermez. Çok büyümesi durumunda öksürme ve nefes darlığı gibi belirtiler gösterir. Tiroid bezleri çok çalışıyorsa ortaya çarpıntı ve terleme gibi belirtiler çıkar.

Bu dönemde çok kilo kayıpları da görülür. Tiroidlerin yavaş çalışmasıyla birlikte vücutta halsizlik ve kilo alma belirtileri görülür. Tiroid hastalıkları yapılan muayeneyle ortaya çıkar. Muayene sırasında kişilerin ağrı hissetmesi tiroidler hakkında bir sorun olduğu gösterir.

Guatr Hastalığına İyi Gelen Besinler ve Bitkiler Nelerdir?

Guatr hastalığına neden olan durumlar araştırılara tedavi yöntemi uygulanabilir. Guatr hastalığına iyi gelen bazı besinler ve bitkiler bulunuyor. Birçok insan guatr hastalığına iyi gelen gıdaları araştırarak, hastalığın önüne geçmek istiyor. Doğal yöntemlerle guatr hastalığı tedavi edilebiliyor. İyi gelen besinler ve bitkiler araştırılan konulardan biridir. Guatr hastalığına iyi gelen besin ve bitkiler şu şekildedir;

  • İyot
  • Karnabahar
  • Lahana
  • Roka
  • Şalgam
  • Turp
  • Soya
  • Selenyum
  • Yumurta
  • Kahve
  • Çay

Bu besinler guatr hastalığına doğrudan etki edebiliyor. Düzgün bir şekilde ve sürekli kullanılması hastalığa iyi gelecektir. Özellikle tiroid bezlerinin çalışmasını dengeleyerek, guatr hastalığını önleme konusunda başarılı sonuçlar veriyor.

DEREOTU



Latince
 :
Anethum graveolens

İngilizce : Garden Dill

Almanca : Dill

Özellikleri : Hipertiroid, Hipotiroid, İştah kesici, Osteoporoz, Guatr, Helicobakter pylori ,Antibiyotik agonisti,Menopoz şikayetleri, Hemeroid (basur),Tiroid nodüllerine karşı


Maydanoz grubundandır. Çoğu zaman dereotu ile tereyi karıştıranlar vardır. Dereotu, cacığın, dolmanın içine ve baklanın da üzerine konur. Dereotunun sapları ve yaprakları zengin E-vitamini deposudur. C-vitamini bakımından öylesine zengindir ki, miktar olarak E-vitamininin tam on katıdır. Bir hafta boyunca, öğünlerinize başlamadan önce tüketeceğiniz bir yemek kaşığı dolusu dereotu ileride gelişebilecek tiroid şikayetlerine karşı mükemmel ve mucizevi bir önleyicidir. Bir yıl içerisinde üç-dört kez bir hafta boyunca her öğün öncesinde bir yemek kaşığı dolusu tüketmek en ideal ölçüdümonash.pwğerli okuyucu, ileride gelişebilecek tiroid şikayetlerine karşı, yukarıda önermiş olduğum önleyici kür şekli en ideal olanıdır. Dereotunu önermiş olduğum bu sınırların üzerine çıkarak abartılı bir şekilde tümonash.pwunun tiroid fonksiyonları üzerinde etkili olan ana etkin maddelerinden bir tanesi anethole etkin maddesidir. Anathole dereotunun saplarında, yapraklarında ve köklerinde de bulunmaktadır. Ancak, dereotunun kökleri bu amaçla tüketilmemelidir. Dereotunun kullanılacak olan kısımları sadece ve sadece sapları ve yapraklarıdır. Yeri gelmişken belirtmekte fayda görüyorum, tek başına (saf halde) anethole etkin maddesinin alınması (örneğin, tablet olarak) etkili değildir. Kür olarak kullanılmasında dereotunu bir bütün olarak değerlendirmek gerekir. Anethole'ün etkili olabilmesi için beraberinde dereotunun yapraklarında bulunan beta-caryophylenne ve dillanoside yardımcı ve fonksiyonel etkin maddelerine de ihtiyaç vardır.

Tablo: Dereotunun diğer önemli etkin maddeleri

isorhamnetin

paraffin

limonen

quercetin

linalol

quercitrin

niacin

sabinen


Dereotu öyle bir nimettir ki, hem hipotiroid (tiroidin yavaş veya az çalışması) hem de hipertiroid (tiroidin hızlı veya fazla çalışması) durumunda etkilidir. Her iki durumda da etkilidir. Her iki durumda da etkili olması ne anlama gelir? Veya nasıl izah edilebilir?Bu durumu basitçe açıklamadan önce, tiroid bezi hakkında kısa bir bilgi vermek istiyorum. 

Tiroid Rahatsızlıkları

Tiroid bezi, boyunun ön tarafında bulunur ve 2 lob'dan oluşur. Tiroid bezi T3 ve T4 ile ifade edilen 2 tane hormon üretir. T3 hormonu 3 tane, T4 hormonu ise 4 tane iyot atomu içerir. Etkili olan, yani hücre içerisine girerek metabolizmada etkili olan T3 hormonudur. Yaklaşık %93 ünü aktif olmayan T4 hormonu, %7 sini ise aktif olan T3 hormonu oluşturur. T4 hormonu hücre içerisine girmeden önce aktif olan T3 hormonuna dönüşmek zorundadır. T4 hormonu karaciğerde T3 hormonuna dönüşür. Her iki hormon metabolizmayı düzenler ve de hızını kontrol eder. Tiroid rahatsızlıkları irsi olarak bebek daha anne rahminde iken veya yetişkin ileri yaşlarda sonradan gelişebilir.

Hipertiroid (tiroidin hızlı, fazla çalışması)

Tiroid bezi fazla (hızlı) çalışırsa, T3 ve T4 hormonları yükselir (artar) ve metabolizma hızlı çalışmaya başlar. Bu duruma Hipertiroid denir. Kalp çarpıntısına, kalbin hızlı çalışmasına ve bağırsak hareketlerinin de artmasına neden olur. Bazı hastalarda ishali de tetikleyebilir. Kadınlarda, erkeklere göre 5 kat daha fazla görülmektedir. Hipertiroid durumunda bazı hastalarda gözlerde dışa doğru çıkış gözlenebilmektedir. Bu duruma uzman diliyle, 'endokrin orbitopati' adı verilmektedir. Tiroid bezi fazla çalıştığından dolayı uninodosa (tek nodül) veya multinodosa (çok sayıda nodül) gelişebilir. Hipertiroid ortaya çıkışında otoimmün faktör etken olabilir. Yani, bağışıklık sistemi (immün sistem) yanlışlıkla T3 ve T4 hormonlarının fazla üretilmesini tetikleyen antikor üretmeye başlamaktadır. Bu durumu ilk ortaya koyan Morbus Basedow olduğu için, kısaca Morbus Basedow hastalığı da denilmektedir. Hipertiroid rahatsızlığını tetikleyen önemli bir sebep iyot eksikliğidir. Çünkü T3 hormonu 3 adet, T4 hormonu 4 adet iyot içerir. Tiroid bezinin sağlıklı çalışması iyot atomuna doğrudan bağlıdır. Tiroid bezi, iyot açığına düştüğü takdirde, kendisini büyüterek (irileştirerek) tepkisini göstermektedir. Hipertiroid durumunda ortaya çıkan şikayetler:

  • Sinirlilik
  • Uykusuzluk
  • İç huzursuzluğu
  • Ellerde titreme
  • Sıcak ve nemli deri
  • İştah olmasına rağmen kilo kaybı
  • Kas zayıflığı ve güçsüzlük
  • Saç dökülmesi
  • Sıcağa karşı aşırı duyarlılık ve kolayca terleme
  • Guatr oluşumu
  • Gün içerisinde ruh halinde değişiklik
  • Kadınlarda adet düzensizliği 
  • Sık defekasyona çıkma ve kolay ishal halleri
  • Hızlı çalışan kalp (tachycardia=taşikardi)

Mühim Not: Değerli okuyucu, yukarıda belirtilen şikayetler sadece hipertiroid'e özgü olmayıp farklı rahatsızlıkların da belirtisi olabilir. Bu nedenle bu konuda size en doğru bilgiyi verecek olan hekiminizdir.

Hipotiroid (tiroidin yavaş veya az çalışması)

Tiroid bezi az çalışır ise, T3 ve T4 hormonları az üretilir ve metabolizma yavaş çalışmaya başlar. Bu duruma Hipotiroid denir. Kalp hızı azalır (bradycardia), bağırsak hareketleri yavaşlar ve kabızlık şikayetleri ortaya çıkar. Hipotiroid hastaları çok kolay kilo alır. Kadınların %2 si, erkeklerin ise % inde hipotiroid görülmektedir. Yeni doğan her bebekten bir tanesi hipotiroid hastası olarak dünyaya gelmektedir. İleri yaşlarda gelişen hipotiroid, tiroidin kronik iltihaplanması sonucunda gelişmektedir. Buna Haşimoto-Tiroidit de denilmektedir. Tiroid bezinin iltihaplanması sonucunda antikor oluşmakta ve bu antikorlar vücudun kendi tiroid bezine karşı savaş açmakta ve tiroid bezini çalışamaz duruma getirmektedir. Çalışamaz duruma gelen tiroid, vücudun ihtiyacı olan T3 ve T4 hormonlarını üretemez hale gelmektedir. Halen, vücudun neden antikor oluşturduğu bilinmemektedir. Değerli okuyucu, vücudun kendi doku ve organlarına karşı savaşan 'antikor' oluşturması neticesinde ortaya çıkan hastalıklara 'otoimmün hastalıklar? adı verilmektedir. Son yıllarda otoimmün hastalıklarda hızlı bir artış görülmektedir.

Hipertiroid tedavisi gören hastaların bazılarında tedavi sonucunda tam tersi olan hipotiroid gelişebilmektedir. Bu durum daha çok, radyoaktif iyot veya ilaç tedavisi alan hastalarda görülebilmektedir. Guatr ameliyatı sonucunda da hipotiroid (tiroidin yavaş çalışması) gelişebilmektedir. Çok ender de olsa, tiroid bezini komuta eden ve beyinde bulunan hipofiz bezinin ürettiği TSH hormonuna (Tiroid-Stimulate-Hormon) bağlı olarak da hipotiroid gelişebilmektedir. Hipotiroid durumunda ortaya çıkan şikayetler;

  • İştahsızlık
  • Kilo alma
  • Yorgunluk
  • Konsantre azlığı
  • Soğuğa karşı hassasiyette artış
  • Kabızlık
  • Kuru ve serin bir deri
  • Seste derinlik ve kısıklık
  • Saç tellerinde incelme
  • Kalp büyümesi
  • Kalbin yavaş çalışması (bradycardia)
  • Erken yaşta başlayabilen damarsertliği (arteriosklerozis) 
  • Kolestrol değerlerinde yavaş yükselme
  • Kadınlarda adet düzensizliği 

Hipotiroid, yaşlı insanlarda güçsüzlüğe neden olmaktadır. Çoğu zaman hipotiroid'in neden olduğu bu güçsüzlük, yaşlılığın verdiği doğal güçsüzlük zannedilebilmektedir. Bu nedenle yaşlı insanlarında hipotiroid olup olmadığının kontrol edilmesi gerekir. Yukarıda belirtmiş olduğum tüm konularda size en doğru bilgiyi verecek olan hekiminizdir. Tiroid bezinin denetimiTiroid bezinin dengeli bir şekilde çalışması beyinde bulunan hipofiz bezinin kontrolünde ve denetimindedir. Hipofiz bezi bu kontrolünü kendisinin salgıladığı TSH hormonu üzerinden yapar. T3 ve T4 hormonlarının kandaki seviyesi azalmaya başlayınca, hipofiiz bezi TSH hormonu salgılamasını yükselterek tiroid bezini uyarır, T3 ve T4 ün artırılması komutunu verir. Aksine bir durumda, yani, T3 ve T4 hormonlarının kanda artması durumunda ise, TSH hormonunun salgılanması azaltılır. Hastanın kanındaki T3, T4 ve TSH hormonlarına bakılarak tiroid bezinin nasıl çalıştığı konusunda yorum yapılır.

Tiroid bezi rahatsızlıkları: Tiroidit

Tiroid bezinin iltihaplanması (Haschimato)

Hipotiroid

Tiroid bezinin yavaş çalışmasıdır. T3 ve T4 ün az üretilmesidir.

Hipertiroid

Tiroid bezinin fazla çalışmasıdır. T3 ve T4 ün fazla üretilmesidir.

Guatr

Tiroid bezinin büyümesine guatr denir.

Nodül

Tiroid bezinin normal dışı hücre üretmesi monash.pw kısa bilgiden sonra, yukarıdaki sorumuza geri dönecek olursak, Nasıl oluyor da, dereotu hem hipotiroid, hem de hipertiroid durumunda etkili olabiliyor?? Dereotu üzerine olan araştırmalarıma bundan otuz-otuzbeş yıl önce başlamış olsaydım, dereotunun bu güçlü özelliğini o yıllarda bulamazdım (keşfedemezdim). Çünkü, otuz-otuzbeş yıl öncesinin bilgi birikimi ve deneyimlerine o yıllarda sahip değildim. O yıllarda üzerinde uzun uzun düşündüğüm benzer konular ve sorular zinciri bugün için bana zaman harcatmıyor. Hızlı ve çok zaman kayıp etmeden ilerleyebiliyorum. Her ne kadar bitkilerin kimyasının temeli birbirinin aynısı ise de, detayda her bitki birbirlerinden tamamen farklı bir sistematiğe ve düzenliliğe bağlı olarak kendine özgü ve spesifik olarak bir veya birkaç tane ana etken madde içermektedir. Bu birkaç ana etkin maddelerin dışında matrisde bulunan yardımcı etkin maddeler veya alt etkin maddeler hemen hemen tüm bitkilerde aynıdır. Örneğin, quercetin, coumarin, vitamin grupları, mineraller, alkoloidler, eterik yağlar, flavonoidler, fermentler ve daha onlarcası bitkilerin ortak olarak içerdikleri kimyasal maddelerdir. Ancak, tüm bu sistem içerisinde her bitki ayrı bir dünya ve ayrı bir alemdir. Tek bir bitkinin yaprağının kimyasını ve düzenlilik dengesini detaya inerek araştırmak istesek, buna ne bir insan ömrü ne de yüzbin insan ömrü monash.pw anlamda dereotunda bulunan iki ana etkin madde, tiroid hormonlarını, T3 ve T4'ü dengelemede yeterli olabilmektedir. Başka bir ifade tarzıyla, tiroid hızlı çalışıyor ise yavaşlatıyor, yavaş çalışıyor ise hızlandırıyor. Neticede hem hipotiroid hastaları hem de hipertiroid hastaları için yardımcı oluyor. Dereotu kürünü önerdiğim birçok tiroid hastası kürü uygulamaya başladıktan kısa bir zaman sonra boğazlarındaki rahatlamayı (yutkunurken hissettikleri daralmanın yok olduğunu) hayretle anlatıyorlar.

Tiroid nodüllerini küçültüyor

Değerli okuyucu, dereotu kürünü önerdiğim nodüllü tiroid hastaları, kürü uygulamaya başladıktan birkaç ay sonra hekimlerine gittiklerinde , çekilen USG (UltraSonoGrafi) de nodüllerinin küçülmeye başladığını bildirmişlerdir. Aşağıda dereotu kürünün nasıl uygulanması gerektiği açıklanmıştır.

Tiroid hormonlarının dengelenmesinde fonksiyonel olan bazı etkin maddeler

Dereotu aynı zamanda hem hipotiroid hem de hipertiroid hastalarının imdadına yetişen mükemmel bir yardımcı tedavi kürüdür. Tiroid hızlı çalışıyor ise, yavaşlatmakta, yavaş çalışıyor ise de, hızlandırmaktadır. Yani, fazla çalışan tiroid bezini yavaşlatıyor, az çalışan tiroid bezini de hızlandırıyor. Bu iki özelliğe aynı anda sahip olması onun tiroid hormonlarını dengeleme özelliğinin olduğunu göstermektedir. Tiroid glandının hormonlarının dengeli çalışmasını sağlayan etkin maddelerden bazıları şunlardır,

  • gama-pinene
  • cineole
  • anethole
  • anisic-aldehyde
  • carvacrol
  • dillanoside
  • elemicin
  • isorhamnetin

Belirtmiş olduğum bu dengeleyici etkin maddeler her ne kadar doğrudan primer etkili ise de, dereotunun içeriğinde bulunan yardımcı ve fonksiyonel ve de sterik yapı özelliğine sahip segonder etkin maddeler olmadan yukarıda belirtmiş olduğum ana etkin maddeler tek başlarına etkili değmonash.pwğerli okuyucu, yukarıda belirtmiş olduğum ana etkin maddeler (primer maddeler) saf halde kullanıldığı takdirde yeterli olmayacaktır. Çünkü saf halde verilen etkin bir madde mutlaka yan tesir göstermektedir. Ana etkin maddenin etkili olabilmesi için görevli olan yardımcı etkin maddelerin olmaması, ana etkin maddelerin etkisini de azaltmaktadır. Yan tesir göstermesinin dışında, metabolizma üzerinde farklı biyokimyasal reaksiyonların oluşmasına sebep olduklarından, olumsuz sonuçlar alınmakta ve hatta uzun müddet kullanıldıklarında da kalıcı rahatsızlıkların ortaya çıkmasına neden olabilmektedirler. ?Bitkisel Sağlık Rehberi? adlı kitabımda bu konuya mite- ve forte-fitoterapi başlığı altında kısaca değinmeye çalıştımonash.pwn çıkan sonuç şudur. Bir bitkisel kürü, o bitkinin içeriğinde bulunan bir veya birkaç etkin maddeyi esas alarak değerlendirmek yanlıştır ve yetersizdir. Bitkinin içeriğinde bulunan tüm maddelere fonksiyonel olarak bakıp, o bitkiyi bir bütün olarak değerlendirmek gerekir. Örneğin, quercetin ana etkin maddesi hemen hemen tüm bitki dünyasının %69 unda bulunan doğal antibiyotik özellikli bir maddedir. Quercetin içeriyor diye bitki dünyasının %69 unda bulunan binlerce bitkiyi gelişi güzel kullanamayız. Quercetin içeren bitkilerin yüzlercesi zehirlidir, allerjendir veya değişik rahatsızlıklara sebep olabilirler. Bu nedenle bir hastalığa karşı doğru bitkiyi bulup ortaya çıkarmak uzun yılların araştırma sonuçlarıdır. Doğru bitki bulunduktan sonra, o bitkinin hangi kısımlarının nasıl hazırlanacağı ve kullanılacağı da uzun araştırmalar gerektirmektedir. Bitkilerin hazırlanmasında ve kullanılmasında miktar çok önemlidir. Az miktarda kullanılması hastalığı tedaviye yetmeyecek, çok miktarda kullanılması da hastaya zarar monash.pwyınız, her şey zehirdir, hiçbir şey zehir değildir. Her şeyin fazlası zararlıdır. Örneğin, oksijenin miktarı yaşam için önemlidir, azı da çoğu da öldürücüdür. Bu anlamda ölçü (miktar) esastımonash.pwılmış her şey kendi içerisinde bir denge üzerine kuruludur. İşte, bu nedenledir ki, bir bitkinin içeriğinde bulunan binlerce farklı maddenin birarada bulunması sadece ve sadece o bitkiye ve hatta o bitkinin türüne özgüdümonash.pw'ın yarattığı her bitki, bir amaç için yaratılmıştır. Nafile ve sebepsiz yaratılmış hiçbir şey yoktur. O, buyurmuyor mu? ?Yeryüzünde yarattığım her şey, sizin hizmetinize sunulmuştur. Allah'ın, kullarına karşı böylesine muazzam ve muhteşem cömertliğinin karşısında, bizlere araştırmak ve incelemek görevi düşmektedir.

Goitrogenler
Değerli okuyucu, guatr ve tiroid hastalarının sıkca sordukları sorulardan bir tanesi, "Hangi besinler guatr'ı ve tiroidi olumsuz etkilemektedir? "Bu sorunun cevabını vermeden önce, bilinmesi gereken bazı kavramları açıklamakta fayda görüyorum. Goitrogen ne demektir?. Goitrogen, "goiter " kelimesinden türetilmiştir ve tiroid glandının (tiroid bezinin) büyümesi anlamına gelir. Doğal besinlerin içeriğinde bulunan bazı etkin maddeler tiroid glandı (tiroid bezi) ile etkileşmektedir. Bu etkileşim neticesinde tiroid glandı, üretmesi gereken hormonlarını üretmekte zorlanmaktadır. Bu zorlanmayı kompanse etmeye çalışan tiroid bezi, tepkisini büyüyerek (irileşerek) vermektedir. Tiroid glandının büyümesine guatır, tiroid glandının çalışmasını olumsuz etkileyen (interferans) besinlere de goitrogen adı monash.pwğerli okuyucu, yeri gelmişken önemle vurgulamak istediğim bir nokta şudur, zayıflama ilaçlarının birçoğu tiroid glandını (tiroid bezini) olumsuz etkilemektedir. Uzun vadeli kullanılan zayıflama ilaçlarının kullanılması sonucunda kalıcı tiroid şikayetleri gelişmiş çok sayıda hasta tanımaktayım. Ne acıdırki, bir dönem Çin'den ihtal edilmiş olan zayıflama ilacını kullanmış insanlarımızın hemen hemen hepsinde ya kalıcı hipertiroid ya da kalıcı hipotiroid gelişmiştir. Tanıdığım tüm bu insanlar yaşam kalitelerinin nasıl bozulduğunu büyük bir pişmanlık duygusu ile anlatıyorlardı. Hekiminize danışmadan kesinlikle zayıflama ilaçları kullanmayınız. Zayıflama konusunda içeriğini bilmediğiniz bitkisel çayları da kullanmamanızı öneririm. Çünkü, zayıflama amaçlı önerilen bitkisel çay karışımlarının içeriğindeki bazı bitkiler, tiroid bezinin çalışmasını doğrudan olumsuz etkilemektedir. Sonuçta, tiroid bezine bağlı kalıcı şikayetler ortaya çımonash.pwyınız ki, tiroid glandı metabolizmayı hızlandıran ve yavaşlatan hormonları üretmektedir. Tiroid bezinin ürettiği hormonlar insan vücudunda üretilen hemen hemen tüm hormonlar ile etkileşim halindedir. Tiroid hormonlarının dengesizliğinin tüm vücudu etkilediği unutulmamalıdır. Organların çalışmasından ruh haline kadar tiroid hormonları etkin rol oynamaktadımonash.pw goitrogen besinlere dönecek olursak, bunlar hangileridir? Gerçekten tiroid şikayetlerini tetikleyebilir mi? Bazı sebzelerin tiroid şikayeti olan hastalara önerilmediği veya bu sebzelere karşı ölçülü olunması bildirilir. Bu konuda yapılmış bazı çalışmalar vardır. Örneğin: Toda T, Uesugi T, Hirai K, Nukaya H, Tsuji K, Ishida H. New 6-O-acyl isoflavone glycosides from soybeans fermented with Bacillus subtilis (natto). I. 6-O-succinylated isoflavone glycosides and their preventive effects on bone loss in ovariectomized rats fed a calcium-deficient monash.pw Pharm Bull Nov;22(11) veya,Liggins, J.; Bluck, L. J.; Runswick, S.; Atkinson, C.; Coward, W. A., and Bingham, S. A. Daidzein and genistein contents of vegetables. Br J Nutr. Nov; 84(5)


Bu sebzelerin hangileri olduğuna bakalım

· Brokoli· Lahana· Kırmızı ve karalahana· Brüksel lahanası· Karnabahar· Soya· Ispanak· Yerfıstığı· Böğürtlen· Turp· Darı· Şeftali


Soya grubu

Soya grubu denilince, soya fasulyesi ve soya fasulyesinden elde edilen soya ekstreleri, soya içerikli besinler, tofu ve tempe dikkate alınmalıdımonash.pw grubunun, tiroid glandının çalışmasını yavaşlattığı konusunda çalışmalar vardır. Soyanın içerdiği genistein etkin maddesinin tiroid hormon üretimini yavaşlattığı belirtilmektedir. Tiroid peroksidaz enzimini bloke ettiği (inhibe ettiği) bazı bilim adamları tarafından savunulmaktadır. Tiroid peroksidaz enziminin görevi, iyotun tiroid hormonuna bağlanmasını sağlamaktır. Tiroid hormonuna iyot bağlanmadığı taktirde hormonal etkisini gösteremez. Soya grubu üzerine olan araştırmalarım henüz tamamlanmadığı için, bu konuda sadece bazı bilim adamlarının görüşlerini belirttim. Şüphesiz ki, çalışmalarım tamamlandığında sonuçlarını açıklayacağım.

Turp grubu

Bu grupta olan sebzelerin başlıcaları brokoli, beyaz, kırmızı ve beyaz lahana, hardal, turp, karnabahar ve brüksel lahanasıdır. Bu gruptaki sebzelerin de tiroid şikayeti olanlara önerilmediği bazı kitaplarda ve yine bazı bilim adamları tarafından savunulmaktadır. Bu görüşün savunulmasının arkasında yatan neden, belirtmiş olduğum tüm bu sebzelerin, isothiocyanate etkin maddesini içermeleridir. İsothiocyanate etkin maddesinin tiroid hormon üretimini baskılama (inhibe etme, frenleme, yavaşlatma) özelliğinin olduğmonash.pw glandı yavaş çalışanların bu sebzelerin tüketiminde ölçülü olmaları gerekir. Özellikle çiğ tüketilmeleri bu hastalar için kesin olarak yanlıştır. Neden? Çünkü, bu sebzeler C-vitamini bakımından çok zengin sebzeler olup, myrosinaz adı verilen bir enzim içerirler. Myrosinaz enzimi, C-vitamini tarafından kuvvetli bir şeklide aktive edilir. Myrosinaz, bu sebzelerin içeriğinde bulunan glukoz ile reaksiyona girerek, trioid bezinin yavaş çalışmasına neden olan isothiocynate etkin maddesinin açığa çıkmasını sağmonash.pwnaz enziminin, bu sebzelerde bulunan glukoz ile reaksiyona girip isothiosynate oluşması için, mutlaka bu sebzelerin doğranması, dilimlenmesi veya çiğnenmesi gerekir. Çiğnenmedikleri, doğranmadıkları veya parçalanmadıkları taktirde isothiocyanate etkin maddesinin açığa çıkması (oluşması) mümkün değildir. İşte, çiğ olarak tüketildikleri veya doğrandıkları taktirde bu sebzelerin hücrelerinin içeriğinde ayrı ayrı bölmelerde bulunan myrosinaz enzimi ve glukoz birbirlerine karışarak isothiocyanate etkin maddesinin açığa çıkma reaksiyonunu başlatmış olur. Eğer, bu sebzeler doğranmadan, parçalanmadan veya çiğ olarak tüketmemek şartıyla haşlanırsa, myrosinaz enzimi hemen inaktive olur ve reaksiyon başlatamaz ve tiroid bezinin yavaş çalışmasına neden olan isothiocyanate etkin maddesi de oluşamaz. Öyle zannediyorum ki, kitaplarımda ve tv programlarında neden beyaz lahana veya brokoli kürünü hazırlarken, parçalamadan kaynamakta olan suya atınız önerimin arkasında yatan nedeni burada bu şekilde açıklamış monash.pw grubundaki sebzelerin tüketilmesi, hiçbir tiroid şikayeti olmayan insanlarda tiroid şikayetlerinin ortaya çıkmasını tetikler mi veya neden olur mu? Bu sorunun cevabı, hayırdır. Tiroid bezi yavaş çalışanların turp tüketiminde ölçülü olmaları gerektiğini vurgulamak isterim. Çünkü turp çiğ olarak tüketilmektedir.

Dikkat:
Eğer, turp grubundan veya soya grubundan sebzeleri severek ve sıksık çiğ olarak tüketiyorsanız, bir tutam (yaklaşık dört-beş gram) dereotunu o günkü öğünlerinizde eksik etmemenizi öneririm.

Dereotu

Tiroid şikayetleri başlamak üzre olan hastaların imdadına yetişir. Eğer, hekiminiz tiroid hormon düzeylerinizin takip edilmesini önerdi ise ve düzelmediği takdirde ilaca başlayacağını söyledi ise, hekiminize danışarak dereotu kürüne başlayabilirsiniz.

Dikkat:

Dereotu kürünü uygularken, hekiminizin önerdiği tiroid ilaçlarınızı mutlaka kullanınız. Kendi kendinize ilaçlarınızı kesmeyiniz. Üç aylık hekim kontrollerini ve tahlilleriniz mutlaka yaptırınız. Tahlil sonuçlarına göre hekiminiz kullandığınız tiroid ilacını azaltabilir veya kestirebilir. Altı-yedi aylık dereotu kürünü uygulayıp nodüllerinden ve tiroid ilaçlarından kurtulmuş hastaların sayısı giderek artmaktadır.

Hamile annelerin dikkatine

Doğum sonrası bazı anneler, hipotiroid veya hipertiroid rahatsızlıklarına yakalanabilmektedirler. Onlara önerim doğumdan sonra zaman zaman dereotu kürünü uygulamalarıdımonash.pwğerli okuyucu, hamilelik dönemlerine bağlı olarak doğum sonrası gelişen tiroid şikayetlerinin arkasında yatan neden olarak, tiroid glandının (bezinin) ürettiği kalsitonin hormonuna bağlı olarak geliştiği düşüncesindeyim. Çünkü hamilelik döneminde bebek için gerekli olan kalsiyum alımı çok fazladır. Kalsitonin hormonu, kandaki kalsiyumun kemiklere alınmasında fonksiyoneldir (görevlidir). Henüz, bu konudaki çalışmalarım tamamlanmadığı için kesin bir sonuç aktarmıyorum.

Emziren anneler

Anne sütünün yerini hiçbir şey dolduramaz. Bebeklerin anne sütünü uzun süreli almaları çok önemlidir. Doğum sonrası dünyaya gözlerini açan bebekler çok hızlı gelişirler. Bebeklerin ilk aylarında metabolizmaları çok farklı çalışır. Henüz birçok enzimleri gelişmemiştir. Gün ve gün hızlı bir gelişim içerisindedirler ve çevre şartlarına uyum sağlamakla mücadele ederler. İşte, bu gelişim ve uyum sürecinde onların en büyük desteği anne sütünden olmalıdır. Günümüzün bebeklerinin birçoğu birkaç ay emdikten sonra anne sütünden mahrum kalmaktadırlar. Günümüz insanının yaşadığı stres ve ekonomik şartlar veya çoğu kez annenin çalışıyor olması, anne sütünün erken azalmasına neden olabilmektedir. Emziren annelerin sütlerinin erken azalmasına veya "sütüm yetmiyor" diye düşünen annelerin imdadına dereotu yetişir. Dereotu kürünün nasıl uygulanacağı ayrı bir bölümde açıklanmıştır.
Bakınız: anne sütünü artırıcı kürler.

Emziren Anneler ve Hipotiroid

Emzirme döneminde bazı annelerde hipotiroid gelişebilmektedir. Bu durumdaki emziren anneler, hipotiroide karşı önerilen ilaçları kullanamamaktadırlar. Hipotiroid ilacını almak zorunda olduklarından bebeklerini sütten kesmek zorunda kalmaktadırlar. Bu durumda olan annelere dereotu kürünü önermekteyim. Dereotu kürü, hem sütlerini artırmakta hem de hipotiroide bağlı şikayetleri ortadan kalkmaktadır. Dereotu nasıl olsa hipotiroid problemimi çözüyormuş deyip, kesinlikle hekim kontrollerini ve önerilerini kesinlikle ihmal etmeyiniz. Hekiminize danışarak dereotu kürünü uygulayabilirsiniz. Unutmayınız ki, hastalık yoktur hasta vardır. Her insanda dereotu kürü % etkili olacaktır diye bir kural kesinlikle yoktur. Çünkü, her insanın metabolizması detayda farklı çalışır. Hekim kontrollerini ihmal etmeden dereotu kürü uygulanabilir. 

 

Dereotu ve Antibiyotikler

Hekiminiz herhangi bir nedenle, aşağıda isimleri belirtilmiş olan bakterilere karşı antibiyotik vermiş ise, dereotu kürünü özellikle uygulamanızda fayda vardır. Dereotu kürü antibiyotik kullanımlarında agonist etkilidir. Agonist etki ne demektir? Agonist, karşılıklı veya aynı anda kullanımda birbirini destekleyen demektir. Agonistin tersi ise, Antagonist'tir. Antagonist, aynı anda kullanıldıklarında birbirinin etkisini azaltan veya yok eden demektir. Örneğin, etkin maddesi nitrofurantoin olan antibiyotik kullanımı önerilmiş ise, dereotu kürünü özellikle bu antibiyotikle beraber uygulayınız. Çünkü dereotunun içerdiği carvone, bu antibiyotiğin etkisini artırmaktadır. Dereotu enaz onbir adet antibakteriyel özelliği olan doğal etkin maddeler içermektedir. Dereotunun etkili olduğu bakterilerden bazıları şunlardır.

  • Citrobacter freundii
  • Enterobacter aerogenes
  • Enterobacter cloacae
  • Escherichia coli
  • Klebsiella pneumoniae
  • Proteus mirabilis
  • Proteus vulgaris
  • Serratia marcescens
  • Helicobacter pylori

Dereotunun içeriğinde bulunan bazı antibakteriyel özellikli etkin maddeler şunlardır.

  • 2-nonanol
  • Dimethylcoumaran
  • Alfa-terpineol
  • Anathelo
  • Carvacrol
  • Dipentene
  • Isorhamnetin
  • Safranol
  1. Goitrogenik etkili maddeler: Bazı etkin maddeler doğrudan tiroid bezinin olumsuz çalışmasına neden olmakta ve uzun müddet kullanıldığı taktirde de kalıcı tiroid şikayetlerinin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu maddeler, sulfadimethoxine, propylthiouracil, potasyum-perklorat ve iopanoik asittir.
  2. Kortizon kullanmak zorunda olanlar: Değerli okuyucu, günümüzde hekim kontrolü altında kortizon kullanmak zorunda kalan birçok hasta vardır. Romatoid artirit, ülseratif kolit, chron, ms, otoimmünhepatit ve daha birçok hastalıkta kortizon tedavisi önerilmektedir. Kortizonun belli başlı yan tesirleri, gözlerde katarakta neden olabilmekte, kemik erimesine (osteoporoz) sebep olabilmekte veya tiroid fonksiyonlarını olumsuz etkileyebilmektedir. Kortizon kullanmak zorunda olan hastalara tiroid fonksiyonlarının olumsuz etkilenmesine karşı zaman zaman dereotu kürünü uygulamalarını öneririm.
  3. Menopozda olan bayanlar: Değerli okuyucu, dereotu menopoz şikayeti olan bayanlar için mükemmel bir yardımcıdır. Menopoza bağlı ateş basması ve terleme şikayetlerinde adeta imdada yetişir. Dereotu kürüne başladıktan birkaç gün sonra ateş basmaları ve terlemeler giderek azalmaya başlar.
  4. Zayıflamak isteyenler: Zayıflamak isteyenlere veya zayıflama diyeti uygulayanlara her öğünlerinden onbeş dakika önce bir yemek kaşığı dolusu taze dereotu tüketmelerini tavsiye ederim. Dereotu, sofraya oturduğunuzda daha az yemek yemenize büyük ölçüde yardımcı olacaktır. Çünkü iştahınızın kapanmasına ve doygunluk duygusunun erken başlamasına neden olacaktır.
  5. Helicobakter Pylori: Mide rahatsızlıklarına neden olan helicobakter pylori bakterisi ileri evrelerde mide kanserine de sebep olabilmektedir. Dereotunun içerdiği safranen etkin maddesi helicobakter pyloriye karşı savaşan önemli antibakteriyellerden bir tanesidir. Bu bakteriye karşı mükemmel bir destekleyicizaman zaman uygulanacak dereotu kürüdür. 
  6. Romatizma hastaları: Dereotu, hem romatizma hastalarına yardımcı hem de gelişecek veya gelişmekte olan iltihaplı romatizmaya karşı da önleyici ve yardımcı tedavi sunabilmektedir. 
  7. Hemoroid (basur): Hemoroid şikayetleriniz sık sık tekrar ediyor ise, sofranızda öğünleriniz öncesi dereotu tüketimine önem veriniz. Yılda birkaç kez birer haftalık uygulayacağınız dereotu kürü, hemeroid şikayetlerinizin tekrarına karşı iyi bir önleyici güç oluşturacaktır.
  8. Tiroid nodüllerine karşı: Değerli okuyucu, dereotu kürü tiroid hormonlarını dengeleyip sağlıklı çalışmasına yardımcı olurken, aynı zamanda nodüllerin küçülmesinde veya tamamen yok olmasında da etkilidir. Birkaç mm büyüklüğündeki nodülleri tamamen yok edebilirken, cm düzeyindeki nodüllerin sadece küçülmelerinde etkili olabilmektedir. Dereotu kürüne ek olarak, tiroid nodüllere karşı daha güçlü bitkisel kürler de vardır.
  9. Not: Hekiminizin verdiği ilaçlar var ise mutlaka kullanınız. Buradaki uygulamayı bir destekleyici olarak kullanınız. Öncelikle bilmeniz gereken, kullanacağınız bitkiye karşı alerjinizin olup olmadığıdır. Bu konuda hekiminizin görüşünü alınız. Hekime gitmeden ve teşhis koydurmadan şikayetiniz ne olursa olsun, buradaki bilgiler ile kendi kendinizi tedavi etmeye kalkışmayınız. Buradaki bilgilerin kesinlikle bir hastalığı teşhis amacı yoktur. 
  10. Not:  Hamile ve emzirme döneminde olan bayanlar dışında Prolaktin yüksekliği yaşayan kişiler için kür talimatında bulunan DEREOTU önerilmemektedir.

 

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır