Soğukla hiç arası olmayan biri olarak hiç şikayetçi değilim ama bu yaz hem çok sıcak oldu, hem de sıcakların süresi biraz uzadı. Dolayısıyla ne yapsak da serinlesek diye etrafa bakar olduk. Benim en iyi yöntemlerim, bol bol soğuk soda, meyve suyu ve dondurma. Kalıcı bir çözüm sunmasalar da en azından yerken/içerken insanın içini biraz olsun ferahlatıyorlar. Bunlara ek olarak yeni bir şey denemeye başladım bu yaz. Adanalıların meşhur bici bicisini ev şartlarına uyarladım.
Şerbeti pişirerek hazırlamak yerine çiğden kullandım. Pek ferah pek güzel oldu. Dilerseniz pişirerek de kullanabilirsiniz. Ben frambuazla yaptım ama istediğiniz, elinizde olan başka kırmızı meyveler de işinizi görecektir.
Servis esnasında üzerine ekstra pudra şekeri de serpebilirsiniz orijinalinde olduğu gibi ama Adanalılar alınmazsa sormak istiyorum; ne gerek var?
Daha önce Adana'ya gidip yemek nasip olmamıştı. İlk tecrübemi kendi ellerimle yaşamış oldum yani. İlk başta biraz garipsediğimi itiraf etmeliyim. Çok alışılageldik bir lezzet değil çünkü. Ama ikinci üçüncü kaşıktan sonra iyiymiş bu yaa falan derken baktım 2 dakikada silip süpürmüşüm bici biciyi.
Benim sevdiğim lezzetler arasında yerini aldı. Adana'ya yolum düşerse yerinde de yemeyi çok istiyorum ama. Havasından mıdır suyundan mıdır bilinmez bir yiyeceği kendi yerinden başka bir yerde yapınca ne kadar iyi yaparsan yap kendi yerinde olduğu kadar lezzetli olmadığına inanırım ben çünkü.
Daha önce denememiş olanlar, memleketinden uzakta bici bici hasreti çekenler, hazır aklınıza düşürmüşken deneyin bu tarifi:)
Afiyetle kalın...
Porsiyon : 4 Kişilik
Şerbeti için;
Ölçü Rehberi için tıklayın
Binlerce Tarifi Ücretsiz Cebine İndir
Afiyet olsun...
Click here to see the recipe in English
Merhabalar Sevgili Dostlar,
Daha önceki yazımda Pazar günü Adana’da olacağımdan bahsetmiştim. Annelerin Ohh Günü Uygulaması’nın kazananlarında Emine Hanım’ı ziyaret için sabah 4:30 gibi düştük yollara. Sabiha Gökçen’de başlayan yolculuğumuz Adana’nın Yüreğir ilçesine kadar devam etti. Uçaktan iner inmez transfer aracımıza binip ilk markette yapacağım yemekler için alışveriş yaptık. Tüm ekip oldukça heyecanlıydık aslına bakarsanız. Hiç tanımadığınız bir şehirde hiç tanımadığınızı insanların evine konuk olmak insanda farklı duygular uyandırıyor.
Eve vardığımızda Emine Hanım ve ailesi bizi öyle sıcak öyle güler yüzlü karşıladı ki sanki yıllardır birbirimizi tanıyormuşuz gibi hissettik. Getirdiğimiz hediyeleri kendisine takdim ettikten sonra ben mutfaktaki işime başlayacaktım ki Emine hanımın hep birlikte kahvaltı etmeden hiçbir iş yapmak yok demesi üzerine kahvaltıya oturduk.
Kahvaltıda Adana’ya özgü çöreklerin dışında kendi elleriyle hazırladıkları harika reçeller bize eşlik etti. Kahvaltı sonrası ben yemekleri hazırlarken diğer ekip arkadaşlarım görevlerinin başına geçti. Ev temizlendi, Emine hanımın saçı ve makyajı yapıldı. Sonrasında da yorgunluk kahvelerimizi içerken ailece muhabbet ettik. Ailesine ve kendisine bu güzel gün için tekrar teşekkürler :)
Tabii Adana maceramız böyle sona ermedi, işlerimizi bitirir bitirmez şehri tanımak için yollara düştük. Ben kesinlikle böyle bir güzellikle karşılaşacağımı tahmin etmezdim. Yemekleri ayrı güzel doğası ayrı güzel… Muhabbet ettiğimiz herkes tam zamanında geldiğimizi ilerleyen günlerde havanın oldukça sıcak olacağını söyledi. Zaten şu an bile biz İstanbullular için sıcaktı :)
Yemek öncesi Seyhan Nehri kıyısında Adana’nın en meşhur tatlılarından biri olan bici bici yedik. Bici bici nin alt kısmı bizim su muhallebisi olarak bildiğimiz nişasta ve su karışımının pişirilmesiyle yapılıyor. Üzerine kalıp buzdan özel bir keski ile buz rendeleniyor. Sonrasında da gıda boyası ve gül suyu ile renklendirilip lezzetlendiriliyor. Tabii ki pudra şekeri olmazsa olmazı, orijinal tatlının üzerine meyve ilaveleri de yapılıyor. Yukarıdaki fotoğrafı orada tatlıyı yemeden hemen önce çektim.
Tabi bizim evlerimizde öyle dev buzlar olmadığı için evdeki minik buzları blenderdan geçirip renklendirebilirsiniz. Aslına bakarsanız daha doğal bir karışım hazırlamak isteyenler benim gibi çilek ya da karpuzdan hazırladıkları sorbeleri de kullanabilirler. Böylece ekstra gıda boyası ya da meyve aroması kullanmadan bir bici bici uyarlaması yapabilirsiniz.
Ben orijinal tarifi aşağıda paylaşıyorum. Sorbe ile hazırlamak isteyenler 250 gr ayıklanıp yıkanmış çilek+250 gr çekirdekleri çıkarılmış karpuz 4-5 yemek kaşığı toz şekeri blenderdan geçirerek aynı bu tarifimdeki gibi hazırladıktan sonra kullanabilirler. Not düşeyim bici bici muhallebisi için buğday yerine mutlaka mısır nişastası kullanın çünkü mısır daha güzel kıvam alıp donuyor.
Neyse bu güzel tatlı tarifi ile Adana maceramız blogumdaki yerini almış oldu. Bende yazımı yazarken boğazımı iyice ağrıtmış oldum :)
Buraya bir not düşeyim. Eğer gezerken manzaranın ve lezzetin birleştiği bir durak arıyorsanız Onbaşılar’a mutlaka uğramalısınız. Kebabı ve mezeleri harika..
Böyle bir günü organize eden What The Fun ekibine (özellikle de Mert’e) , bizim oradaki insanlara da ulaşmamızı sağlayan Hotpoint ekibine sonsuz teşekkürler!
Gezilerimiz devam edecek :)
Sevgiler…
Bici (Muhallebi) için:
Sosu için:
Üzeri için: