Güncel Balık Avı

Ağlara Balık Değil Bu Kez Yaban Domuzu Takıldı izlenme - 2 yıl önceYozgat’ta baraja attıkları ağı güçlükle çeken balıkçılar, büyük bir balık yakaladıklarını düşünürken ağa takılan yaban domuzunu görünce şaşkınlıklarını gizleyemedi. Yozgat’ın Çekerek ilçesinde günün ilk ışıklarıyla birlikte tekneleriyle baraja açılan balıkçılar, sazan avına çıktı. Ağlarını baraja bırakan balıkçılar bir süre sonra ağı çekmek için harekete geçti. Balıkçılar ağır olduğu için çekmekte zorlandıkları ağı suyun yüzüne çıkardıklarında ağa takılan domuzu gören balıkçılar, şaşkınlıklarını gizleyemedi. Ölmüş haldeki domuzu tekneye alan balıkçılar domuzu kıyıya çıkardı. İlçede balıkçılıkla uğraşan İsmail Yiğit, ağa takılan domuzu gördüklerinde şaşırdıklarını söyledi. Yiğit, “Yozgat Çekerek Barajında balıkçılık yapmaktayım. Balık tutmak için suya ağ attık. Kıyıdan geçmeye çalışan domuz baraja düşerek bizim ağımıza takılmış. Domuzu boğularak çıkardık, tesadüfen fark ettik. Önce balık sandık ama yaklaşınca domuz olduğunu fark ettik. Arada sırada karşıdan karşıya geçerken domuz sürülerini görüyorduk. Ağımıza takılan domuz ölmüştü. Bizim ağımıza takılacağını hiç düşünmüyorduk, görünce şaşırdık. Her gün bir macera ile karşılaşıyoruz bugünkü maceramız da domuz imiş” dedi.

İstanbul’da deniz balığı nerelerde tutulur?

Deniz balığının tadı bir başkadır! İstanbul’da Anadolu ve Avrupa Yakası'nda hangi noktalardan, hangi deniz balıklarının çıktığını birlikte keşfedelim.

Balıkçıların klasik buluşma noktası: Galata Köprüsü

İstanbul'da balık tutmak istersen Galata Köprüsü ilk akla gelen yer. Galata Köprüsü, olta balıkçılarının favori noktası ve günün her saatinde ve yılın her mevsiminde balık tutmak mümkün. Ancak, uygun bir yer bulmak için erken saatlerde gitmelisin çünkü yer bulmak biraz zor olabilir. Balık tutmak için ideal yöntem ise oltayı denize yaklaştırmak ve iki hamleden sonra suya bırakmak.

Galata çevresinde hangi balıkları tutabilirsin? Eğer doğru bir günde gidersen biraz da şans yardımıyla sarıkanat, çinekop ve denizde bolca bulunan istavritlerden yakalayabilirsin.

Balıkların buluşma merkezi: Akıntıburnu

İstanbul Boğazı'nda bulunan Akıntıburnu önemli bir balık avlama noktası. Bu bölge, lüfer ve istavrit gibi balıkların sıkça geçtiği bir alan. Bol miktarda balık olduğu için olta balıkçıları sabahın erken saatlerinde gelir ve akşama kadar balık avlamaya çalışır. Kış sezonu başlamadan ve balık avı açılmadan önce Akıntıburnu'na giderek bol miktarda istavrit yakalayabilirsin.

Daha sakin bir balık tutma noktası: Kireçburnu – Yeniköy Bölgesi

Galata Köprüsü ve Arnavutköy gibi yerlerin fazla kalabalık olduğunu düşünüyorsan, Kireçburnu'ndan Yeniköy'e kadar uzanan bölgeyi önerebilirim. Bu hat ulaşımı kolay ve daha az kalabalık olan bölgeleri içerir. Burası daha huzurlu ve sakin bir atmosfere sahip. Bu bölgede en yaygın balık türü ise Boğaz'da sıkça gördüğümüz istavrit.

Anadolu Yakası’nda huzurlu bir köşe: Tuzla Güzelyalı Sahili

Anadolu Yakası'nda balık avlamak için en iyi yerlerden biri Tuzla Güzelyalı Sahili. Eğer Tuzla veya yakın bir bölgede yaşıyorsan Avrupa Yakası'na gitmene gerek kalmadan bu sahilde çeşitli balıklar tutabilirsin. Bölgede akıntı çok yoğun olmadığı için palamut ve lüfer gibi balıkları da Tuzla'da avlayabilirsin.

Kalabalıklardan uzakta: Dragos

Balık tutmak stresten uzaklaşmayı sağlayan rahatlatıcı bir aktivite. Dragos sakin bir balık tutma noktası olarak bilinen ve ziyaretçilerin bir daha vazgeçemediği bir yer. Kartal ile Maltepe arasında bulunan Dragos, kalabalık bölgelere kıyasla daha huzurlu bir balık tutma deneyimi sunar. Dragos'ta istavrit ve çinakop gibi balıklar en çok tutulanlar arasında.

Palamut denilince akla ilk olarak orası gelir: Şile

İstanbul'da yer alan Şile temiz deniziyle balıkçıların tercih ettiği bir bölge. Balık tutma konusunda ilk akla gelen lokasyonlardan ve özellikle palamut sezonunda Şile'de balık tutmak için yer bulmak zor olabilir, ancak Ağlayankaya açıkları palamut ve lüferin bol olduğu bir nokta. Şile'de ayrıca levrek, eşkina ve kefal gibi balıkları yılın her ayında olta ile avlayabilirsin.

İstanbul'da tatlı su balığı nerede tutulur?

İstanbul'da deniz balığı avlamya müsait lokasyonlardan bahsettik. Avrupa Yakası'nda Terkos Gölü ve Büyükçekmece Gölü göl balıklarının bulunduğu yerlerdir. Tatlı su balığı avlamak istersen Anadolu Yakası'nda Riva Deresi'nin çevresindeki piknik alanları ve Ömerli Barajı ve çevresi tercih edilebilir. Ağva'da ise Göksu Deresi amatör olta balıkçılığı için uygun.

Eğer balık tuttuktan sonra bu güzel günü başka bir aktivite ile taçlandırmak istersen İstanbul'daki kamp alanları içeriğimizi de inceleyebilirsin.

İstanbul’da hangi balık avlanır?

İstanbul oldukça fazla balık çeşitliliğine sahip bir şehir. Mevsime göre eşkina, levrek, sarıkanat, lüfer, kalkan, minakop, istavrit, mezgit, zargana ve palamut gibi balıkları İstanbul’da avlayabilirsin. Özellikle Galata Köprüsü civarındaysan bol miktarda istavrit ve çinekop da tutabilirsin.

Türkiye'de tadabileceğiniz EN lezzetli balık türleri içeriğimizi de okuyarak balıklar hakkında detaylı bilgiler edinebilirsin. 

İstanbul sahillerinde hangi balık tutulur?

Eğer sahilden balık avlamayı tercih edersen genelde İstanbul sahillerinden avlayabileceğin balıklar arasında mığrı, mırmır, çipura melanur, isparoz, kırmalıksa çipura, minekop ve levrek yer alıyor.

Eğer İstanbul’da kayalık bölgelerde balık tutacaksan taşlık yerlerde karagöz, granyoz, sargoz gibi balıklar da bulabilirsin.

Zıpkınla Balık Avı

Zıpkınla balık avcılığı zorlu bir sportif etkinliktir. Yüksek disiplin, cesaret, organizasyon, ön hazırlık, planlama yeteneği, olağanüstü performans; sualtı yaşamı, deniz ve denizcilik hakkında inanılmaz bir bilgi birikimi gerektirir. Seyircisi yoktur ancak etkinlik sonunda avlanılan balıklarla birlikte aktiviteye seyircilerde dâhil olur. Sporcu sadece rakiplerle değil doğa koşulları ile de mücadele eder. Zıpkınla balık avı, nefesini tutarak ve başka bir hava kaynağından yararlanmadan kendisinden çok daha avantajlı konumdaki balığı, ona derinlere kaçma ve saklanma avantajıda vererek avlama becerisi gösteren sporcular için gerçek bir mücadeledir .Diğer spor dallarında olduğu gibi simgesel değil gerçeklere dayanan bir aktivitedir.

Federasyonumuzun kurulduğu ilk yıllardan itibaren süregelen çok köklü ve yaygın bir sportif etkinliğidir. Öyle ki malzeme, lojistik ve eğitim alanında, serbest ekonomik piyasa tarafından sürekli artarak ve desteklenerek geniş bir iş kolu oluşturmaktadır.
Yarışmalar 6 saat gibi çok uzun bir yarışma süresince gerçekleştirilir. Özellikle kışın yapılan yarışmalarda sporcular için hava koşulları ciddi bir etken ve belirleyici bir unsurdur.

Yarışmalarda çok ciddi bir bilgi birikimine ve tecrübeye sahip olmak gerekir. Sözgelimi Türkiye’deki balık türünün hepsinin bilinmesi, avlanılabilecek olanların ayırt edilmesi yeterli değildir. Yurtdışındaki yarışmalarda sporcular kendilerine yabancı doğa koşulları, iklim şartları ve en önemlisi balık türlerini bilmek zorundadırlar. Avlanılması yasak olan bir tür, yarışmalarda eksi puanlamaya neden olmaktadır.

Her ne kadar ön araştırma ve yarışma öncesi dağıtılan tür listesi ile balıklar belirlense de sualtında özellikle kemikli balıkların renk değiştirme özellikleri nedeni ile yarışmacılar sayısı onbinlere varan tür alternatifleri ile karşı karşıya kalırlar. Bazı bentik (dibe bağımlı)balıkların kaya altında saklanmaları ve hızlı hareket etmeleri tür belirlemede ayrı bir uzmanlık gerektirir. Bu nedenle zıpkınla balık avı sporcuları balıklar ile karşılaşma yüzdelerini yüksek oranda tutmak kısacası sualtına mükemmel uyum sağlamak durumundadırlar. Kısacası sporcuların, sayısı onbinlere varan tür çeşitliliği içinde her balığın karakter, davranış, özellik, yaşama alan ve koşullarını bilmeleri gerekir.

Yurt içindeki yarışmalarda,Koruma Kontrol Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan tebliğlerde geçen amatör zıpkıncılar için izin verilen tür,adet,boy ve ağırlık sınırlamaları genişletilerek uygulanır.Örneğin barbun balığı için tebliğde 13 cm boy limiti varken bizim yarışmalarımızda barbunun ağılık limiti yarım kg dımonash.pwı türlerde tebliğde adet sınırlaması yokken bizim yarışmalarımızda adet sınırlaması getirilmektedir.Tüm bunların yanında tebliğdeki değişiklikler özenle takip edilmekte,yarışmalarda KKGM den ve gerekli her birimden hassasiyetle ve bölge gözetilerek izinler alınmakta,ilgili kurum ve kuruluşlar haberdar monash.pwık türleri dikkatle seçilmekte,hassas türler için üreme zamanlarına özen gösterilmekte bölgede avlanılan balık oranları istatistiklerden bulunup ,hesaplanarak yarışmalar dümonash.pw yıllardaki yarışmalara bakıldığında avlanılan balık miktarı bölgedeki halde bulunan bir balıkçı tezgahındaki bir günlük balık miktarından bile(gün içinde eksilen balıklar tezgahlarda yenilenir) az olmaktadımonash.pwılan balıklar bölgedeki çocuk esirgeme kurumuna bedelsiz olarak bağışlanmaktadır.

Zıpkınla balık avcılığı hedef avın avlandığı tek avcılık şeklidir. Mevcut diğer avcılık yöntemlerinde hedef ava ulaşmak için birçok canlıyı öldürmek ve acı çektirmek zorunda kalırsınız. Bilimsel olarak söylemek gerekirse diğer avcılık yöntemlerinde var olan gözlenemeyen ölümler, yemler, hayalet ağlar ve hedefdışı av oranları zıpkınla balık avında geçerli değildir. Zıpkınla görerek avladığınız bir balık dışında kullandığınız avcılık yöntemi nedeni ile başka hiç bir canlı ölmez ve deniz zarar görmez. Derinlikle doğal olarak sınırlı olduğunuz için belli türlere istesenizde ulaşamazsınımonash.pwı balık türleride aşırı ürkek olduğu için asla zıpkınla avlanılamaz.Örneğin trança monash.pwı türlerde açık suda bulundukları için zıpkınla avcılıkları zor ve monash.pwı görüşü ile sınırlı olan sporcular dere ağızları,akarsu deltaları ve dalyanlarda isteselerde monash.pw dalyanların kooparatiflerce işletildiği,yumurtalı balıkların yakalandığı ve işlendiği ülkemizde tüm bunları gözönüne aldığınızda zıpkınla balık avcılığının üstünlüğünün bir kez daha farkına varırsınız.Ötrofikasyonun yoğun olarak gözlendiği bölgelerde, yağmurun yağdığı ve denizin bulandığı fırtınalı zamanlarda da sualtı görüşü zıpkıncılar için önemli bir engel teşkil eder.Zıpkınla hedef avınızı tek tek ve görerek avlarsınız,diğer avcılık yöntemlerinin tamamı üreme zamanı toplu halde balıkları nasıl yakalarım mantığı ile araştırılmadan ortaya çıkmış ve bir gelenek gibi süregelmiş binlerce yıllık avlanma yömonash.pwğer avcılık yöntemlerinde korunması gereken türlere istemedende olsa inanılmaz zararlar verilir ve hatta yok edilir.Zıpkınla balık avında ise fok,yunus,balina,caretta gibi KKGM nin korunması gereken türler listesinde adı geçen hiç bir türe zarar verilmez.

Zıpkınla balık avı sporcuları son yıllarda gelişen teknolojinin malzemeleri şekillendirmesi ile inanılmaz derinliklere inerek avlanmaya başlamışlardır. Kendini uzun yıllar geliştirmiş özel sporcuların ulaştığı bu derinliklerde balık avlamak sadece inip çıkmaktan çok daha zorlu bir uğraştır. İşin içine çok iri balıkların elle zapt edilmesi, hareketsiz kılınması yada saklandığı yerden çıkarılması da eklenince, tek nefeste bu aktivitelerin gerçekleştirilmesi güçlü bir fizik kondisyon ve beceriye bağlıdır.

Zıpkınla balık avı sporcuları birçok malzeme kullanırlar. Bot, motor, radar, gps, sualtı tüfeği, bıçak, şamandıra, sualtı feneri, palet, ağırlık, bırakma ağırlığı, sırt ağırlığı, şamandıra, yedek tüfek, balık dizgisi, balık teli, elbise, gözlük, zıpkın şişi çıkarma aparatı, kakıç gibi malzemeleri doğru ve gerektiği yere de kullanmak zorundadırlar. Örneğin yurt dışındaki bir yarışmaya giderken yarışma bölgesindeki su sıcaklığını bilerek uygun kalınlıkta elbise götürmek zorundadırlar.

Balıkların normal davranış şekilleri ile yarışmalardaki davranışları oldukça farklıdır. En basiti yarışmalarda yüzlerce tekne ve avcı baskısı altında balıklar çok farklı hareket ederler.

Yarışmalar farklı denizlerde kısacası farklı ortam koşulları içinde geçer her zaman. Marmara, Ege, Akdeniz ve Karadeniz içinde yaşayan canlılar, sıcaklık, tuzluluk ve dip yapıları açısından birbirlerinden son derece farklıdırlar. Yurtdışında ise okyanuslar ve iç denizler bizim denizlerimizden farklıdır.

Dünya şampiyonalarında her takımın her sporcusuna bir bot, bir kaptan ve bir hakem verilmektedir. Avrupa ve dünya şampiyonaları üst üste 2 yarışma gününden oluşmaktadır. Zıpkınla balık avına gönül veren sporcular hayatları boyunca denizden kopamazlar yaş üstünde hala daha özel yarışmalara katılan dünya şampiyonları çok iyi dereceler almaktadırlar. Bunun nedeni yarışmaların sadece fizik kondisyona değil daha çok tecrübe ve bilgi birikimine dayanmasıdır. Sualtında hareketler refleks hareketleri halinde değil beynin farklı durumlara verdiği tepkiler halinde gerçekleşir. Hiç bir dalış ya da av bir öncekinin aynısı değil, hepsi farklıdır. İşte bu farklı ortam koşuları, zorlu mücadele ve günün sonunda simgesel değil gerçek kazanımlar zıpkınla balık avını diğer spor dallarından tamamen benzersiz ve alternatifsiz kılar.

CMAS Zıpkınla Balık Avı sayfası : monash.pw

Zıpkınla Balık Avı İle İlgili Haberler