haşimato tiroidi ve gluten / One moment, please...

Haşimato Tiroidi Ve Gluten

haşimato tiroidi ve gluten

 

Haşimato tiroidi (HT), en yaygın otoimmün hastalıklarından biridir; lenfositlerin, infiltrasyonu nedeniyle tiroid bezinde hasarın ortaya çıktığı ve aynı zamanda gelişmiş ülkelerde hipotiroidizmin en yaygın nedenidir. Genetik yatkınlık, çevresel faktörler ve varoluşsal faktörler hastalığın oluşmasında rol oynamaktadır. HT olan birçok hasta; metabolik bozukluk ve yaşam kalitesinde bozulma yaşamaktadır. Özellikle kadın popülasyonu oldukça etkilenmektedir. Hastalığa eşlik eden beslenme yetersizlikleri sebebiyle; iyot, selenyum ve glutensiz diyetin rolü tartışılmaktadır. İyot, tiroid bezinin fonksiyonu için gerekli bir besin maddesidir. İyot eksikliği, çeşitli hastalıklara sebep olabilir. İyot takviyesi ile tiroid bezinde birçok iyileşme görülmüştür. Aynı zamanda fazlalığı da tiroid fonksiyonlarının bozulması dahil olmak üzere birçok kötü sonuçlar doğurmaktadır. Bu sebeple HT hastalarında iyotun dengeli verilmesi çok önemlidir. Selenyum, en çok tiroid bezinde bulunur ve bağışıklık sisteminin, tiroid bezinin düzgün çalışması için gerekli olan temel bir eser elementtir. HT hastalarında selenyum takviyesi, antioksidan aktiviteyi arttırarak tiroid fonksiyonları üzerinde olumlu bir etkiye sahip olabileceği düşünülmektedir. Gluten, çölyak veya gluten ile ilişkili otoimmün hastalık taşıyan bireylerin diyetinden çıkarılması gereken bir proteindir. HT hastaları için önerilen spesifik bir diyet tedavisi yoktur ancak glutensiz diyetin HT semptomlarını azaltabileceği görülmektedir. Bununla birlikte glutensiz diyetin uzun süre kullanımı bireylerde hasara neden olabileceği de belirtilmiştir. Beslenme yönergelerine uyum, HT hastalarının ilaç ihtiyacını azaltmasına yardımcı olabilir. Klinik çalışmalardan elde edilen veriler, hastalara uygun bir diyetin, tiroid bezinin işlevini önemli ölçüde iyileştirebileceğini göstermiştir.

Anahtar Kelimeler: Haşimato Tiroidi, İyot, Selenyum, Glutensiz Diyet



Tiroit hastalığında glutensiz beslenmek neden önemlidir?

Tiroit bezi; boynumuzda solunum ve yemek borusunun önünde tiroit hormonu üreten, birbiriyle bağlı iki parçadan oluşan endokrin bir organdır. Vücudumuzdaki metabolik faaliyetlerden, beyin ve sinir sistemi ile ilişkili faaliyetlerden, büyüme ve gelişmeden, üreme fonksiyonlarının gelişiminden ve devamından sorumludur. Tiroit bezi, metabolizmayı düzenleyen T3 ve T4 adı verilen hormonları salgılar.

Guatr; sebep ne olursa olsun tiroit bezinin büyümesidir. Otoimmün tiroidit; toplumda en sık rastlanan otoimmün hastalıktır, % 5 oranında gözlenir ve kadınlarda 10 kat daha sıktır. Hastalık bazılarında tiroit bezinin fonksiyonlarını etkilemez, bazılarında aşırı, bazılarında da az çalışmasına neden olur.

Tiroit bezi fazla çalıştığında hipertiroidi (Graves) denen tablo gelişir. Bu hastalarda çarpıntı, kilo kaybı ve sinirlilik en sık gözlenen yakınmalardır. Ayrıca ellerde titreme, kaslarda güçsüzlük, ishal, vücut ısısının ve deri neminin artması da gözlenebilir.

Tiroit bezinin az çalışmasında hipotiroidi (Hashimato) tablosu görülür. Hastalarda kilo alımı, kalp hızında yavaşlama, deri kuruluğu, saç dökülmesi, unutkanlık ve kabızlık gibi yakınmalar bulunur. Haşimato tiroiditi, toplumda daha sıktır.

Haşimato hastalığı; bu tiroit bezinin vücudumuzdaki müdafaa sistemi tarafından yabancı bir organ olarak tanımlanıp orta ve uzun dönemde tiroit bezinin hormon üretme yeteneğinin kaybına neden olur. Dolayısı ile yüzde 85-90 tiroit hormon yetmezliği ile sonuçlanan otoimmün bir hastalıktır. Haşimato hastalığında zaman zaman tiroit hormon üretiminin arttığı dönemler de olur.
Otoimmün tiroit hastalığına sıklıkla çölyak hastalığı eşlik eder. Çeşitli çalışmalarda, çölyak hastalarında otoimmün tiroiditin artmış olduğu gösterilmiştir.

Glutensiz diyetin otoimmün tiroidit üzerine farklı etkileri saptanmıştır. Sategna-Guidetti, (Volta et al. 2001) bir yıl boyunca sıkı glutensiz diyet uygulayan hastaların büyük çoğunluğunun tiroit fonksiyonlarında iyileşme olduğunu rapor etmiştir. Glutensiz diyete uyum sağlamanın otoimmün hastalık gelişimine karşı koruyucu etkiye sahip olduğu (Cosnes, Celier et al. 2008) ileri sürülmektedir.

2019 yılında Experimental and Clinical Endocrinology and Diabetes dergisinde yayımlanan bir çalışmada glutensiz diyetin, Haşimoto tiroidi olan kadınlarda tiroit otoimmünitesi ve tiroit fonksiyon testleri üzerine etkilerini araştırılmış ve sonuç olarak
Glutensiz diyetin tiroid antikor titrelerini (TPO , Annti-Tg) azalttığı, Vitamin D seviyelerini ise artırdığı saptanmıştır.

Yapılan çalışmalarda glutensiz beslenmenin, otoimmün, yani bağışıklık sebepli tiroit hastalıklarında iyileştirici etki sağladığı görülmüştür. Bu nedenle çalışma, tiroit hastalarının tamamen glutensiz beslenmeye geçmeleri gerektiğine işaret ediyor.

Glutensiz diyet (20ppm’den az gluteni içerdiğinde ve “glutensiz” olarak işaretlendiğinde kullanılmalıdır.)

• Buğday, çavdar ve arpa, gluten içeren tüm yiyeceklerden kaçının. 
• Mısırdan türetildiği açıkça belirtilmedikçe malttan kaçının.
• Sadece pirinç, mısır, karabuğday, darı, nohut, patates veya badem, fındık unu kullanın. 
• İlaçlarda, takviyelerde, gıda katkı maddelerinde, emülgatörlerde veya stabilizatörlerde gluten bulunabilir.
• Tüm biralardan (glutensiz olarak etiketlenmemişse) kaçının.
• Gizli gluten çok çeşitli işlenmiş gıdalarda mevcuttur, çünkü buğday unu birçok hazır katkı maddesi içeren üründe bulunur.

İlginizi çekebilir: Glutensiz beslenmeye geçerken nelere dikkat etmek gerekir?

Ayten Sebzeci
Ayten Sebzeci
2014 Mutfak Sanatları Akademisi, uzun dönem profesyonel pasta ve ekmekçilik mezunuyum. Sektörde çok sayıda işletme ve projelerde yer aldım. 2016 yılında kendi beslenme ve ... Devam
Haşimato Hastalığında Beslenme Nasıl Olmalı?

Bu yazımızda, otoimmün olan yani bağışıklık sisteminin kontrolünü bozan Haşimato Tiroidi hastalığına ve onun glütenle olan yakın ilişkisine değiniyoruz.

Haşimato Hastalığı Nedir?

Günümüzde adlarını daha sık duymaya başladığımız otoimmün hastalıklar, bağışıklık sisteminin kontrolden çıkarak vücuda saldırması sonucu ortaya çıkıyor. Bu hastalıkların seyrinde, bağışıklığın çalışma prensiplerinin bozulduğunu ve bağışıklık sisteminin tiroit bezine saldırarak ona karşı antikor ürettiğini görüyoruz. Vücutta birbirinden farklı olumsuzluklar zinciri başlatan ve günümüzde görülme sıklığı oldukça artan Haşimato (Hashimoto) hastalığı da bunlardan biri. Biz de Siyez Evi olarak, "tiroit bezini hedef alan Haşimato Nedir, neden olur?” gibi soruları sizin için sırayla ele alıyoruz.

Haşimato Hastalığı, ismini 100 yıl önce bu hastalığa ilk tanıyı koyan Japon doktor Hakaru Haşimato’dan alıyor. Normal şartlarda, yabancı maddelere karşı üretilen antikorlar, haşimato senaryosunda direkt olarak tiroit bezini hedef alıyor. Bu savaş sonucunda iltihaplanarak ayarı bozulan tiroit bezi ise tiroit hormonunu daha az salgılamaya başlıyor. Genellikle yavaş seyreden bir hastalık olan haşimatoda yaşam kalitesini etkileyen olumsuzlukların görülmeye başlaması bize tiroit bezinin aslında hasara çoktan uğradığını ve tiroit hormonunun üretim dengesinin bozulduğunu bildiriyor. Peki, bu konu neden önemli? Çünkü tiroit hormonu dokuların ve organların işleyişini yöneten bir organizatör olarak görev yapıyor. Hücreler arası iletişimin sağlanması ve metabolizmanın kusursuz bir şekilde çalışması konuları da hep ona ait. Üretim seviyesi bozulan tiroit, hızlı kilo kaybı, hızlı kilo artışı, enerji azlığı, bitkinlik, uyku hali, kaygı durum bozukluğu, mutsuzluk, hazım sorunları, kalp ritim bozuklukları, aşırı üşüme, yüzde şişme, adet düzensizlikleri, cilt kuruluğu gibi kötü semptomlar gösteren haşimato hastalığı ile bizleri baş başa bırakıyor. Haşimato hastalığı, çoğunlukla tiroitin az üretilmesi durumu olan Hipotiroit olarak seyrederken bazen aşırı tiroit üretimi anlamına gelen Hipertiroit formunda görülebiliyor.
 

Haşimato Neden Olur?

Yaşam kalitesini düşüren haşimato hastalığının erkeklere kıyasla kadınlarda daha fazla görüldüğü biliniyor. Bu konudaki genel kanı, kadınların daha duygusal yapıya sahip olması ve strese daha yatkın olmaları yönünde. Uzmanlara göre özellikle orta yaşlı kadınlarda görülen haşimato hastalığının sebepleri tamamen kalıtımsal. Yani, aile içerisinde tiroitle ilişkilendirilen vitiligo, romatoid artirit, tip 1 diyabet, ülseratif kolit gibi otoimmun rahatsızlıklar haşimato tiroidini tetikleyen faktörlerden.
 

Haşimato Gluten İlişkisi

Haşimatonun kalıtımsal olduğuna değindik. Ama bu hastalığın 50 – 60 yıl kadar önce çok nadir görüldüğü ve hekimlerin meslek süreleri boyunca bazen tek bir haşimato vakasına dahi denk gelmediği düşünülünce, uzmanlar bu hastalığı da beslenme düzenlerimizin tarihsel süreçlerdeki bozulması konusuna bağlıyor. Bunu şöyle açıklayabiliriz: tarihsel süreçlerde, dışarıdan gelen müdahalelerle genetik olarak bozulan atalık tahıllar, katkı maddeleri, sentetik aromalar, koruyucular ile birleşerek çoğunlukla beslenme kaynaklı diyabet, kanser, obezite, kalp ve bağırsak hastalıklarının görülme sıklığını artırıyor. Kontrolünü kaybeden organlar ise zamanla görevlerini yanlış bir şekilde yerine getirmeye başlıyor. Haşimato Tiroidi de dolaylı bile olsa tarihsel süreçlerde bozulan beslenme düzenlerinin bir eseri olarak karşımıza çıkıyor.

Haşimatoda tiroit bezi üzerindeki etkisini kontrolsüz biçimde artıran antikorların, Glutensiz Beslenme düzeni benimsendiğinde fark edilir derecede azaldığını gözlemliyoruz. Bu ise glüteni hayatımızdan neden çıkarmamız gerektiğinin adeta bir kanıtı. Genetiği çoktan değişmiş olan modern buğday, arpa ve çavdar gibi tahıllarda sıkça bulunan gluten, bağırsakta uzun zaman harcayan, hazmı yoran ve yağ yakımı, enerji üretimi konularında görevli tüm elemanların kontrolünü bozan bir bileşen. Gluten içeren modern tahılların üretiminin son 50 yılda artışa geçmesi ve siyez gibi gluten oranı oldukça düşük olan atalık buğdaylardan uzaklaşılmış olması aslında haşimato hastalığının da kökenini bizlere kanıtlar nitelikte.
 

Haşimato Beslenme Önerileri

Genellikle uzmanlar tarafından özel bir diyete tabi tutulan haşimato hastaları, tiroit hormonunu tetikleyen işlenmiş yiyeceklerden, rafine şeker içeren gıdalardan, soya ürünlerinden, hazır gıdalardan ve tüm tahıllardan uzak duran bir yaşam biçimi benimsemeli. Özellikle tahıllar söz konusu olduğu için burada şu soruyu sorabiliriz? Haşimato Hastaları Glutensiz mi Beslenmeli? Cevap, kesinlikle evet! Glutenin, haşimatoda gözlemlenen kontrolsüz antikor saldırılarının etkisini artırdığı uzmanlar tarafından kanıtlandığı için, hastaların glüten kısıtlamasına gitmesi şarttır.

Glütensiz beslenme konusunda, Haşimato Diyeti içerisine bakliyat, et ve balık ürünleri ile çok şekerli olmayan meyveleri dahil edebilirsiniz. Bu konuda, gıdaların etiketlerini okuyarak da doğru seçeneğe varabilmeniz söz konusu. Her öğünde özel bir yere sahip olan tahıl ürünleri konusunda seçiminizi yine glutensiz seçeneklerden yana kullanabilirsiniz. Sindirimi yormayan ve bağırsak florasını yapılandıran, formu koruyan, kansızlığa iyi gelen ve tiroit problemlerini önlemeye destek olan glutensiz ürünler için Siyez Evi’nde bulunan Glutensiz Karabuğday Ekmeği ve glüten oranı oldukça düşük olan siyez ekmeğinden yardım alabilirsiniz. Tüm öğünlerinize değer katan siyez makarnası, siyez simiti, siyez buğdayı dövmesi, siyez buğdayı ezmesi gibi sağlıklı seçenekleri de yine Siyez Evi’nin zengin ürün gamında bulabilirsiniz. Siyez Evi, molalarınızı ve çay saatlerinizi süsleyen siyezli kurabiyeler ve Glutensiz Brownie gibi tatlılar için de yine güvenilir bir adres seçeneği…

Yükleniyor...

Yeni Nesil E-ticaret.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır