hamile kadın mezarlığa gidebilir mi diyanet / Kadınlar özel günlerinde kabir ziyareti yapabilir mi? videosunu izle | Son Dakika Haberleri

Hamile Kadın Mezarlığa Gidebilir Mi Diyanet

hamile kadın mezarlığa gidebilir mi diyanet

Hamilelik İle İlgili Doğru Bilinen 10 Yanlış

Kadın Hastalıkları ve Doğum

Hamileyken iki kişilik yemek yemek, gebelik süresince tüm seyahatleri iptal etmek ve mümkün olduğunca az hareket edip, sporu kısıtlamak… Tüm bu doğru bilinen yanlış uygulamalar, gebelik döneminde hem anne adayının hem de bebeğin hayatını riske sokabiliyor. Memorial Hizmet Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü Uzmanları hamilelikte doğru bilinen 10 yanlış hakkında bilgi verdi.

1- “Hamilelik 9 ay sürer”

Yanlış! Gebelik, adet döneminin son gününe göre hesaplanır. Son adet tarihine 7 gün eklenir ve aydan 3 gün çıkarılır. Buna göre son adet tarihinden itibaren 40 hafta olarak doğum tarihi belirlenir. Bu tahminler doğrultusunda doğum tarihinin tutma olasılığı %70 civarındadır. Ayrıca %10 ihtimalle bazı anne adaylarının çeşitli nedenlerle erken doğum yapma ihtimali olduğu da unutulmamalıdır.

2- “Anne adayı 2 canlı olduğu için 2 kişilik yemek yemelidir”

Yanlış! Anne adayının hamile kaldıktan sonra iki kişilik yemek yemeye başlaması, hatalı bir beslenme davranışıdır. Anne adayı hamilelik süresince sadece 9-16 kilo almalıdır. Ayrıca gıda kalitesi ve yeme düzeni de çok önemlidir. Dengeli beslenilmeli ve aynı zamanda da hareket edilmelidir ki çok kilo alınmasın.

3- “Gebelikte cinsel ilişki bebeğe zarar verir”

Yanlış! Gebelik cinsel hayat için bir engel oluşturmaz ve bebeğe de herhangi bir zararı bulunmamaktadır. Sadece anne adayının düşük ve erken doğum riski varsa cinsel hayat kısıtlanır.

4- “Anne karnındaki bebeğin çok saçı varsa hamilelik dönemi bulantılarla geçer”

Yanlış! Bebeğin saçlarının çıkmaya başlaması anne adayının mide şikayetlerinin artmasına neden olmaz. İlerleyen gebelik haftalarında bebeğin diyafram ve mideye baskı yapması sonucunda ya da çok fazla yemek yenildiği dönem mide şikayetleri artar. Az ve sık yenerek, uykuda yüksek yastık kullanılarak ve kimi zaman da doktorun önereceği ilaçlarla mide yanması ve reflü rahatsızlıklarını önlemek mümkündür.

5- “Hamileyken uçağa binmek düşüğe neden olabilir”

Yanlış! Gebelikte seyahat sakıncalı değildir. Ancak kısa mesafeler, en fazla 2 saat sürecek arabalı yolculuklar ve mümkünse uçak yolculuğu tercih edilmelidir. Gidilen bölge de uzak, tehlikeli ve tıbbi olanakların kısıtlı olduğu bir yer olmamalıdır.

6- “Erken doğan ya yaşayamaz ya da bebek sağlıksız olur”

Yanlış! Erken doğan bebeklerin yaşama ihtimali düşük değildir, aksine giderek yükselmektedir. Özellikle yenidoğan yoğun bakımı tam donanımlı olan hastanelerde artık 24-26 hafta ve üstünde dünyaya gelen bebekler de yaşayabilmektedir. Bebeğin normal şartlarda anne karnında kalması gereken ideal süre 38 haftadır ve zamanında doğum daha sağlıklıdır. Erken doğan bebek iyi bir bakımla kısa zamanda yaşıtlarının gelişim düzeyini yakalayabilmekte ve yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürebilmektedir.

7- “Hamileler X- Ray cihazından geçemez ve akciğer filmi çektiremez”

Yanlış! Radyon gebeler için risklidir ancak X-Ray cihazları gebeler ve bebekleri için büyük bir risk taşımamaktadır. Ayrıca akciğer filmi esnasında alınan radyasyonunun dozu da çok düşük olduğu için güvenilirdir.

8- “Hamile kadın aşerdiği gıdayı tüketmezse bebeğin bir uzvu eksik olur”

Yanlış! Aşermek gebeler için psikolojik bir durumdur. Hamilelikte anne adayının temel kuralı, doğru ve dengeli beslenme olmalıdır. İstenilen her yiyeceği tüketmenin bebekte organ eksikliğine neden olacağı inanışı doğru değildir.

9- “Hamileyken spor yapılmaz”

Yanlış! Gebelikte hareketsizlik, hem anne adayının hem de bebeğin hayatı için risklidir. Bu dönemde ağır ve zorlu sporlar yapılmamalıdır ancak düzenli yürüyüş, yüzme ve hafif egzersizler önerilmektedir. Düzenli spor yapan anne adaylarının doğum sürecini çok daha kolay atlattıkları da unutulmamalıdır.

10- Hamilelikte saç boyatmak ve makyaj yapmak bebeğe zarar verir”

Yanlış! Anne adayları gebelikte saçlarını boyatabilir ancak genel olarak kimyasal maddelerden kaçınılması gereklidir. Yapılan araştırmalara göre gebeliğin 3. ayından sonra saç boyatmanın sakıncalı olmadığı ortaya koyulmuştur. Makyaj maddelerinde ise minimal dozda kullanıldığı müddetçe bir sakınca görülmemektedir. Üstelik anne adaylarının gebelik süresince bakımlı olması ve kendini iyi hissetmesi de çok önemlidir.

Kadınların kabir ziyaretine gitmesi caiz midir?

Değerli kardeşimiz,

Önce bu husustaki hadis-i şeriflere bir göz atalım:

Ebû Hüreyre’nin rivayetine göre Resulullah (a.s.m.) şöyle buyururlar:

“Kabirleri ziyaret ediniz. Çünkü size âhireti hatırlatır.”1

İbni Mesud’un rivayetine göre Resulullah (a.s.m.) şöyle buyururlar:

“Ben sizi kabirleri ziyaret etmekten men etmiştim. Bundan sonra kabirleri ziyaret ediniz. Çünkü şüphesiz kabirlerin ziyareti, dünyayı küçümsetir ve âhireti hatırlatır.”2

İslâmın ilk yıllarında Peygamber Efendimiz (asm) kabir ziyaretini yasaklamıştı. Çünkü insanlar o zamanlar henüz Cahiliye âdetlerinden kendilerini bütünüyle çekip çevirememişlerdi, bazı eski alışkanlıklarından kurtulamamışlardı. Mezarlıkta uygunsuz konuşma, bağırıp çağırma, ölmüş olan meşhur yakınları ile övünme İslâm dışı hal ve hareketlerde bulunuyorlardı.

Bu husus Nesâî’de rivayet edilen bir hadis-i şerifte şöyle dile getirilir:

“Artık kim kabirleri ziyaret etmek isterse, ziyaret etsin; sakın kötü lâf etmeyin.”

Ancak zaman içinde insanlar İslâmî hüküm âdâba intibak edince bu çeşit endişeler de kendiliğinden gitmiş oldu. Bunun üzerine Peygamberimiz (asm) yasağı kaldırdı ve kabir ziyaretini serbest bıraktı ve hattâ “dünya hırsını azaltması, aşırı bağlılığı kırması, ölümü ve âhireti hatırlatması” gibi gerekçelerle teşvikte bulundular.

Kadınların kabir ziyaretinin caiz olup olmaması konusuna gelince, bu hususta yasaklayıcı ve hattâ haramlığına bile delil olan hadisler vardır. Meselâ Ebû Hüreyre’nin rivayetine göre Resulullah (a.s.m.) kabirleri ziyaret eden kadınları lânetlemiştir.3

Bu hadis-i şerifin izahında şu açıklamalar dikkatimizi çekiyor:

Kadınlar çoğunlukla mezar ziyaretine gittikleri zaman bağırıp çağırırlar, üstlerini başlarını yırtarlar, yüzlerini gözlerini döverler, kocalarının hukukunu çiğnerler, İslâmî tesettüre riayet etmezler, hattâ süslenerek giderler. Bu olumsuz davranışlarından dolayı İlâhî rahmetten uzak kalmaları yolunda Peygamberimiz (a.s.m.)'in bedduasına maruz kalmışlardır.

Yukarıda meâlini verdiğimiz hadisi delil olarak getiren bazı Şâfiî, Mâlikî ve Hanefî âlimleri hanımların mezar ziyaretinin haramlığı kanaatine varmışlardır.

Bunun yanında, başta Hanefi âlimlerinin çoğuna, Mâlikî ve Hanbelî âlimlerinin bir kısmına göre hanımların mezar ziyareti caizdir.

Hadiste kadınlara mezar ziyaretinin yasaklanması, mezar ziyaretine izin verilmediği zamandaydı. Daha sonra verilen izin sadece erkekleri değil, aynı zamanda hanımları da içine alıyor.

Ayrıca Hanefî âlimleri Abdullah bin Ebû Müleyke’nin rivayet ettiği şu hadisi de bu meseleye delil olarak getirirler:

“Âişe (r.a.) bir gün mezarlıktan dönüyordu. Ben ona,
‘Ey mü’minlerin annesi! Nereden geliyorsunuz?’ diye sordum.
'Kardeşim Abdurrahman’ın mezarını ziyaretten geliyorum.’ dedi. Ben,
‘Resulullah (a.s.m.) mezar ziyaretini yasaklamamış mıydı?’ diye sordum.
'Evet, Resulullah mezar ziyaretini yasakladı, ama daha sonra emretti.’ buyurdu.”4

Hadis şarihleribu hadislerden şu hususlara dikkat çekerler: Hadisin verdiği izin örtülü olarak çıkan, âhireti düşünen, kabirde yatanlardan ibret alan, bağırıp çağırmayı, yüzünü dövmeyi, yakalarını yırtmayı ve kötü söz etmeyi terk eden kadınlar içindir. Konulan yasak da, anılan uygunsuz davranışlarda bulunan kadınlara mahsustur.

Netice olarak denebilir ki: Hanımlar, özellikle gençler tesettüre riayet etmek, yanlarında anneleri ve teyzeleri gibi yaşlı hanımlar ve yakını olan erkekler bulunmak kaydıyla kabir ziyaretine gidebilirler. Böyle bir tedbir daha çok büyük yerleşim bölgelerinde önem taşımaktadır. Öyle ki, kabir ziyaretine gidip de sevap kazanayım derken, günaha ve bazı istenmeyen hallerle karşılaşma kaçınılmaz olacaktır. Zaten hanımlar bu ziyaretleri her zaman tekrarlamazlar. Ölmüş yakınlarına hediye edecekleri duaları kendi evlerinde okuyarak da göndermeleri mümkün ve daha güzeldir. Şayet ölenlerin imanları varsa, dünyanın neresinde olursa olsun mânevi hediyeler onların ruhuna ulaşır. Mesafenin yakınlığı ve uzaklığı aynıdır.

Dipnotlar:

1 İbni Mâce, Cenâiz: 47.
2 İbni Mâce, Cenaiz: 47.
3 İbni Mâce, Cenâiz: 49.
4 Sünen-i İbni Mâce Terceme ve Şerhi, 4: 439.

(bk. Mehmed PAKSU, Aileye Özel Fetvalar)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır