Hamilelikte Gözde Uçuşmalar

Bazen baktığınız yerde küçük tanecikler ve bulutçuklar görürsünüz. Bunlara uçuşmalar denir. Bu uçuşan noktalar genellikle, vitreusun (göz içinde bulunan jel kıvamındaki sıvının) içindeki küçük yumaklaşmalardan oluşur. Bu yumaklaşmaların ağ tabaka (retina) üzerinde oluşturduğu gölgeleri algılarsınız. Bunların küçük noktalar, halkalar, çizgiler veya bulutlar gibi şekilleri olabilir.

İnsanlar orta yaşa geldiğinde, gözlerinin içinde bulunan jel kıvamındaki yapıda bazı değişiklikler olur. Jelin, gözün arka duvarında görme zarına yapışık olduğu yerlerden ayrılmasıyla bu yapı küçülür ve içinde yumaklaşmalar ortaya çıkar. Rahatsızlığın ortaya çıktığı diğer kişiler;

• Miyoplarda (Uzağı göremeyenlerde)
• Katarakt ameliyatı geçirmiş kişilerde
• Göz içi iltihabı geçirenlerde
• YAG lazer yapılan hastalarda.

Eğer bu uçuşmalar çok ani oluşmuşsa ve kişi özellikle 45 yaşın üzerindeyse, acil olarak doktora başvurması gerekir.

Işık çakmaları hissederseniz ve bunun yanı sıra göze perde inmesi gibi bir şikayetiniz de olursa, acil olarak göz doktoruna başvurmalısınız.

Uçuşmalar özellikle bir şeyler okurken can sıkıcı olabilir. Bu durumda; gözlerinizi oynatarak, aşağı ya da yukarı bakarak, uçuşmaları gözünüzün önünden yok etmeye çalışabilirsiniz.

Işık çakmalarına gelecek olursak; buna benzer bir durumu daha önce bir şekilde gözünüze bir cisim çarptığında hissetmişsinizdir. Vitreus (göz içindeki jel kıvamındaki sıvı) ağ tabakadan ayrılırken, sanki yüzlerce yıldız varmış gibi ışık çakması benzeri bir his yaratır. Bu ışık çakmaları günler, haftalar ya da aylarca görülür.

Bazı kişiler her iki gözlerinde ateş çizgileri olarak tarif ettikleri, genellikle 10-20 dakika kadar süren ışık çakmalarından bahseder. Bu türden çakmalar genellikle beyindeki kan damarlarının spazmlarına bağlı olarak ortaya çıkar ve “Migren” olarak isimlendirilen hastalığın bir belirtisidir. Genellikle buna baş ağrısı eşlik eder.

Bu durumda ışık çakmalarına “göz migreni” veya “baş ağrısı olmayan migren” denir.

Prof. Dr. Taner Güneş
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı
Acıbadem Eskişehir Hastanesi

Bulantı, şişlik, horlama, deride benler…  Hamilelik sırasında vücudun etkilenmeyen bölümü yok gibidir…  Doğal olarak gözler de buna dahildir. Hormonlar, metabolizma, vücutta su tutulması ve kan dolaşımındaki değişikliklerin tümü gebelik sırasında görüşünüzü etkiler. Belirtilerin çoğu önemsizdir ve bebek doğduktan veya sütten kesildikten sonra ortadan kalkar, fakat bazıları acil tıbbi müdahale gerektiren daha ciddi sorunların da belirtisi olabilir. 

Hamilelikle bağlantılı sağlık sorunları:

Vücudunuz su tuttuğunda yüzüklerin nasıl daraldığını hissetmişsinizdir. Aynı nedenle korneanızın da kalınlığı ve kavisi hafifçe artabildiğinden gözünüzün numarasında bir değişiklik meydana gelebilir.  Bu değişiklikler genellikle doğumdan sonraki birkaç ay içinde geriye döndüğünden birçok hekim bu dönemde kontakt lens veya gözlük değiştirmenizi önermez.

Gebelik sırasındaki bir başka yaygın şikayet de hormon değişiklikleri nedeniyle gözlerde kuruluk ve tahriş oluşmasıdır.  Kuruluk nedeniyle kontakt lens kullanamıyorsanız hekiminizden size yardımcı olabilecek diğer seçenekler konusunda bilgi alın.

Gebelik gözde önceden var olan sorunları da olumsuz etkileyebilir. Diyabetiniz varsa gebelik planlamadan önce göz hekiminizle görüşmeli ve gebeliğin erken evrelerinde gebelik sırasında genellikle artan diyabetik retinopati açısından kontrolden geçmelisiniz.  Ayrıca göz hekiminize kullandığınız ilaçların bebeğe zararı olup olmayacağını da sorun.

Kaygılanmanız gereken durumlar:

Bazı belirtiler daha ciddi bir bozukluğa işaret edebilir. Örneğin yüksek kan basıncı ve preeklampsi de görüş bozukluklarına neden olabilir. Aşağıdaki belirtilerden herhangi birini yaşamanız halinde hekiminize veya ana çocuk sağlığı merkezine başvurun:

• Aşırı düzeyde şişlik
• Çift görme
• Görüş bulanıklığı
• Işığa karşı hassasiyet
• Görüş kaybı
• Gözünüzün önünde yüzen lekeler veya ışık çakması

Hamilelik sırasında göz sağlığı nasıl korunmalı:

Gebelikle bağlantılı belirtilerin bir kısmını diyetinizi ayarlayarak azaltabilirsiniz. Somon, fındık ve keten tohumu gibi Omega-3 yağ asitleri  (DHA ve EFA) açısından zengin besinlerin tüketimi göz kuruluğu ile ilgili belirtilerinizin azalmasını sağlamasının yanı sıra bebeğinizin beyin gelişimini de destekler ( bu gıdalara alerjiniz yoksa).

Bu blog yazısındaki hiçbir nokta tıbbi tavsiye amacını taşımaz veya bir sağlık profesyonelinin öğütlerinin yerini tutması amaçlanmamıştır. Bireysel sorularınız için lütfen göz hekiminize başvurun.