Sabah Namazı İmsaktan Kaç Dakika Sonra Kılınır?
Sabah namazının vakti imsak vaktinin girmesiyle başlamaktadır. Hanefi mezhebine göre sabah namazının vakti güneş doğana kadar olan vakitte kılınabilmektedir. Hanefi mezhebine cemaatle kılınan sabah namazını bir müddet tehir etmek mümkündür. Burada önemli olan güneşin doğuşundan önce namazı kılmaktır. Şafi mezhebine göre ise imsak vakti girdikten ve ezan okunduktan hemen sonra sabah namazını kılmak daha uygun olmaktadır.
Sabah namazı vakti imsak vakti girdikten hemen sonra kılınabilmektedir. Bununla beraber ezanı beklemek ve ezandan sonra kılmak da faziletli olmaktadır.
Sabah namazı için imsak vaktinden sonra kılmak kolaylığı bulunmasının yanında dikkat edilmesi gereken en önemli durum ise sabah namazının güneşin doğuş zamanına bırakılmamasıdır. Güneşin doğuşu esnasında kılınan namaz mekruh sayılmaktadır. Böyle bir durumda güneşin doğuşu beklemeli ve güneşin doğuşundan bir müddet sonra sabah namazı sünneti ile beraber kaza edilmelidir.
Sabah namazının vaktinde güneşin doğuşu esnasında namaz kılınmamasının sebebi ise güneşe tapanlara benzememek için olmaktadır.
Sabah namazı imsaktan hemen sonra belirli bir süre beklemeden kılınabilen bir namaz olmaktadır. İmsak vakti ise bölgelere göre belirlenen güneşin doğmasından belirli bir zaman önce olan vakittir. Sabah namazı vaktinin belirlenmesinde zaman aralığı ayrıntılı bir şekilde oluşturulmaktadır. Güneşin doğuş zamanı tam olarak belirlenmekte ve imsak vakti ona göre tespit edilmektedir.
Berlin’de yaşıyorum. Burada Mayıs ortalarından Ağustos başına kadar yatsı ve imsak vakitleri girmiyor. İmsakiyeler de birbirini tutmuyor. Yatsı namazı ve oruç hakkında nasıl hareket etmemiz gerekir?
Hanefî mezhebinde vakit namaz için sebeptir. Vakit girmeyince namaz farz olmaz. Yatsı namazının vakti, Hanefîlerden İmam Ebu Yusuf ve Muhammed ile diğer üç mezhebe göre güneş battıktan sonraki kızıllığın kaybolması, İmam Ebu Hanife’ye göre garb semasında karanlığın yayılması ile başlar. Fecrin doğuşuna, yani imsak vaktine kadar devam eder. Ekvatordan kutuplara doğru gidildikçe, yazın güneşin doğması ile batması arasındaki fark artar. Yaz başında 49 arzının yukarısındaki memleketlerde yaz başında bir müddet yatsı ve imsak vakti girmez. Güneş batar. Gökyüzü asla kararmaz. Birkaç saat sonra güneş battığı yere yakın bir yerden tekrar doğar. Buna “Beyaz Geceler” denir. 66 arzının üzerinde diğer vakitler de girmez. Üstelik burada namaz vakitlerinin astronomik olarak hesaplanması da zorlaşır ve temkin mikdarlarında tutarsızlıklar meydana gelir. Berlin 52 kuzey arzındadır. arzı arasındaki memleketlerde yaz aylarında bir müddet yatsı ve imsak vakti girmemekte veya şafağın kaybolmasıyla fecrin doğması arasında çok kısa bir zaman bulunmaktadır. Meselâ arz derecesi 48 olan Paris’te Haziran’ın 12’si ile 30’u arasında, yatsı ve sabah namazı vakti girmez. Şu halde 45 arzından yukarıdaki memleketlerde de yaz aylarında aynı mesele mevcuttur.
Berlin gibi 49 arzının yukarısındaki memleketlerde yatsı namazını kılmak Hanefî mezhebine göre farz olmaz. İmsak girmediği için sabah farz olmaz diyenler de (Halebî gibi) vardır. Tahtavî, sabah namazı için öncesinde karanlığa lüzum yoktur diyor. Şâfiî mezhebinde ise Deccâl hadîsine uyularak zaman takdir edilir. Nitekim Hazret-i Peygamber, “Deccâl yeryüzünde 40 gün kalacaktır. Bu 40 günün bir günü bir yıl gibi, bir günü bir ay gibi, bir günü bir hafta gibi, diğer günleri ise sair günleriniz gibi olacaktır.” buyurunca eshâb-ı kiram, “Uzun günlerde bir günlük namaz kâfi gelecek mi?” diye sordular. Hazret-i Peygamber de “Hayır, bir günlük namaz kâfi değildir; namaz vakitlerini takdir edersiniz.” buyurdu. Buna göre ya vakit giren en yakın şehrin saatine uyulur. Ya o şehirde vaktin girdiği son vakit esas alınır. Ya da gece üçe bölünüp, birinci üçte birden sonra yatsı, ikinci üçte birden sonra güneş doğana kadar sabah kılınır. İbnü’l-Hümâm gibi müteahhir bazı Hanefî âlimleri de Şâfiî kavline uyup zamanı takdir ederek yatsı ve sabahın kılınmasının farz olacağını söyler. Bu namazları kılmak farzdır diyenlere göre kılınırsa, vakit takdir edilip edâ diye niyetlenilir. Gece üçe bölünebildiği gibi; yatsı ile imsak vaktinin girdiği Berlin’e en yakın şehrin vakitleri esas alınabilir. Bazılarına göre yatsı, sabahtan sonra kazâ da edilebilir. Sabah erken kalkıp işe gitmesi gerekenler, akşamın ardından Mâlikî, Şâfiî ve Hanbelî mezhebine göre akşam ile yatsıyı cem de edebilir.
Yatsı ve imsak vakti girmeyen yerlerde yatsı/vitir ve ihtilaflı olmakla beraber sabah namazı farz olmaz; ama Kur’an-ı kerimde “Ramazan ayına şâhid olduğunuz zaman oruç tutunuz” buyurulduğu için, oruç farz olur. Burada da nasıl hareket edileceği hususunda İbni Abidin hazretleri çeşitli ihtimaller veriyor: Vakit takdir edilir. İmsak vakti giren Berlin’e en yakın şehri esas tutarak sahur yenip niyetlenilir. Veya yiyip içecek kadar bir zaman ayrılır. Yahut edâ değil de, gecesi muntazam günlerde kazâ lâzım gelir. Seneler evvel Helsinki’de tanıştığım Ali Osman adında çok yaşlı bir kürk tüccarı Kazan Tatarı’na “Bu zamanlarda orucu nasıl tutuyorsunuz?” diye sordum da, “Saatle tutuyoruz” diye cevap vermişti.
Şu halde Berlin’de meselâ 20 Temmuz’da güneş ’de batıp, ’de doğduğuna göre, yatsı akşamdan 1,5 saat sonra kılınıp, imsak de güneşin doğmasından 1,5 saat evvel kesilebilir. İmsaktan hemen veya 15 dakika sonra da sabah namazı kılınabilir. Çalışan ve oruca güç yetiştiremeyenler orucu kışın kaza edebilir.
66 arzının yukarısındaki memleketlerde ve kutuplarda ise sadece yatsı ve imsak değil, muayyen mevsim ve yerlerde diğer vakitler de girmez. Meselâ 66 kuzey arzında 13 Haziran Haziran arası güneş devamlı ufkun üzerinde kalır; 30 Haziran’da kısmen ufkun altına iner; 2 Temmuz’da ’te batar; ’de doğar. 68 kuzey arzında 72 gün, 72 kuzey arzında ise 86 gün güneş batmaz. Kutuplarda ise güneş 6 ay devamlı ufkun üstünde devredip hiç batmaz; 6 ay da devamlı ufkun altında devredip hiç doğmaz. Burada vakti girmeyen namazı kılmak Hanefî’de farz olmaz. Öyle ki tam kutup noktasında yaşayan bir Müslüman senede sadece beş vakit namaz kılar. Ama böyle meşakkatli yerde yaşayan birisi için bu müsaade de hakkıdır. Buralarda oruçta vakit giren en yakın şehre uyulur. Bu da 64 arzındadır. Burada gece üç saattir. Gece üçe bölünüp birinci saatte yatsı kılınır, ikinci saatte imsak yapılır. Nitekim Mâlikîlerin esas aldığı bazı hadîs-i şeriflerde yatsının vaktinin, gecenin üçte birine kadar olduğu geçer. 66 arzının yukarındaki Müslümanlar için oruç hususunda da vakit takdir ederek tutmanın yanında, normal mevsimlerde kaza etme imkânı da vardır.
İbni Abidin der ki: Ulemamızdan kutuplarda yaşayanların orucundan bahseden görmedim. Orada fecr güneş batar batmaz doğarsa yahud güneş battıktan biraz sonra doğar, fakat oruçlunun sahur yemeği için vakit kalmazsa hüküm ne olacaktır? Orada yaşayanlar aralıksız oruç tutacaktır, denilemez. Zira bu, onların helâkine sebep olur. Oruç onlara farzdır dersek, vakit takdirini kabul etmek lâzım gelir. Acaba onların geceleri Şâfiîlerin bu meselede de dedikleri gibi oraya en yakın beldenin gecesine göre mi takdir edilir? Yoksa yiyip içecek kadar bir zaman mı ayrılır? Yahud onlara edâ değil de yalnız kaza mı lâzım gelir? Bunların her biri birer ihtimaldir. Burada oruç onlara aslından farz değildir demek mümkün değildir. Gerçi bazıları onlara yatsı namazı farz değildir, demişlerdir. Fakat buna kail olanlarca yatsının farz olmamasının illeti, sebebinin bulunmamasıdır. Oruçta sebep mevcuttur. O da ramazan ayının bir cüz'üne erişmek ve her gün fecrin doğmasıdır.
Gönderdiğiniz imsakiyenin birinde Berlin’de giren en son yatsı () ve en son imsak () nazara alınmış. Diğerinde ise yatsı akşamdan 1,5 saat sonra, imsak da güneşin doğmasından 1,5 saat önce yazılmış. Her ikisi de vaktin takdir edilmesi kaidesine elverişlidir. Yalnız imsak için , çok erken bir vakittir. Güneşin doğuşu ile imsak arasında bu kadar fark olmaz. Bu problemin, 49 arzının yukarısındaki yerlere, daha aşağıdaki yerler için kullanılan normal temkinlerin tatbikinden kaynaklandığı söylenebilir. Berlin düz bir şehirdir. Gece müsait olduğunuz bir zaman güneşin doğduğu ufku takib ederseniz, aydınlanmanın ilk göründüğü zamanı tesbit edebilirsiniz. Bu tesbitiniz bir katiyet taşımaz ama imsakiyede verilen zamanın makul olup olmadığını anlarsınız.
Hanefi mezhebine göre namaz kılarken ve henüz namaz bitmeden güneş doğarsa o namaz bozulur. Bu namazı kerahet vakti çıktıktan sonra kaza etmek gerekir. Kerahet vakti, güneş doğduktan dakika sonra çıkmaktadır. Bazı vakitler birtakım ibadetler dinimizde yasaklanmıştır. Bunlardan biri de kerahet vaktidir. Kerahet vaktinde namaz kılmak mekruh kılınmıştır. Mekruh, yani yapılması haram olmayan ama doğru da olmayan davranışlar olarak kabul edilmiştir.
Sabah Namazı Saat Kaçta Kılınır?
Hanefi ve Şafi mezhebine göre namaz kılma aralığı değişen sabah namazı ezan okunduğu andan itibaren kılınmaktadır. Namaz kılmak için ilk vakit ise imsak vaktinin giriş ile başlar. Sabah namazının en son ne zaman kadar kılınabileceği konusunda Hanefi ve Şafi mezhebinde olanlar ayrılığa düşüyor. 2 sünnet ve 2 farz olarak toplamda 4 rekatlık bir namaz olup tan yerinin ağarmasından itibaren kılınmaya başlanıyor.
İkinci fecir de denilen tan yerinin ağarmasından güneşin doğuşuna kadar devam ediyor. Bakara suresinin 2/ ayetinde Ramazan geceleri için "Şafağın beyaz ipliği (aydınlığı), siyah ipliğinden (karanlığından) ayırt edilinceye kadar yiyin, için, sonra akşama kadar orucu tamamlayın.” denilmiştir. İmsak ile birlikte sabah namazı vakti girmektedir. Hanefiler isfar vaktinde yani geç kılmayı daha faziletli kabul etmişlerdir. Sabah namazı kılmak için güneşin doğuşuna kadar zaman vardır.
Sabah Namazı Ne Zamana Kadar Kılınabilir?
Sabah namazını vaktinde kılmak isteyen biri güneş doğmadan önce namazını kılmayı bitirmiş olmalıdır. İmsak vaktinin girmesi ile başlayan sabah namazı kılma zamanı güneşin doğuşuna kadar devam eder. Kalkmakta güçlük çekilen fakat sevabı büyük olan sabah namazı, ikindi namazı ile birlikte şahit namaz olarak bilinmektedir. İnanışa göre bu vakitlerde melekler namaz kılanları Allah'a müjdeler.
İlk önce 2 rekat sünneti sonra da 2 rekat farzı kılınan sabah namazı, kerahet vaktinin çıkmasının ardından öğle namazı vaktine kadar kaza edilebilmektedir. Öğlene dek hem farzı hem de sünneti kılınarak kaza edilir. Öğle vaktinden sonra kazaya bırakıldı ise sadece 2 rekat farzı kılınarak kaza edilmiş olur. Bu vakitten sonra sünnetin kaza edilmesi gerekmemektedir.
Sabah namazı vakti olan imsak vakti girdiğinde namaz kılınabilir. Sabah ezanının okunmasını beklemek ise daha makbuldür. Güneş doğana dek kılınabilen sabah namazı, güneş doğduktan sonra kerahet vakti çıkana dek kılınmaz. Kerahet vaktinden öğle namazı vaktine kadar ise farzı ve sünneti Kaza edilir. Öğle namazı vakti de geçti ise sadece farzı kılınarak kaza edilmektedir. Güneş doğduktan dakika sonra, güneş tam tepede iken ve güneşin batmasına dakika kala kaza edilmez ve bu vakitlerde hiçbir namaz kılınmaz.