hastayken camiye girilir mi / Adetli kadın camiye girebilir mi? Diyanet İşleri Başkanlığı

Hastayken Camiye Girilir Mi

hastayken camiye girilir mi

Adetliyken dua okunur mu, camiye girilir mi, oruç tutulur mu? (Diyanet Cevapları)

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Şubat 05, 2020 11:43

LinkedinFlipboardE-postaLinki KopyalaYazı Tipi

İslam dininde sıklıkla tartışılan konuların başında kadınların özel günleri olan adet günlerinde ibadetin esasları nasıl olacağı konusudur. Bu konuda yapılan birçok araştırma ve görüş söz konusudur. Dini esaslar hakkında temel esas alınan makam Diyanet İşleri Başkanlığıdır. Diyanet İşleri Başkanlığının İslam esas ve usullerine göre adetliyken 'dua okunur mu, oruç tutulur mu, camiye girilir mi?' gibi sorular için cevaplar hazırladık.

Haberin Devamı

Kadınların özel günlerinde yapacakları ya da yapamayacakları konusunda yıllardır İslam Dünyasında tartışmalar söz konusu olmuştur. İslam Dünyasında bu konuda neler yapılabileceği konusunda hadis ve ayetlerden yola çıkılarak belirli düzenlemeler getirilmiştir. Diyanet İşleri Başkanlığı da bu hususları göz önüne alarak kadınların adet dönemleri esnasında neler yapabilecekleri ya da yapamayacakları konusunda görüşlerini bildirerek insanların bilgilenmelerine imkan sağlamıştır.

Adetliyken Dua Okunur mu?

İslam dünyasında kadınların adetli ve loğusa dönemlerinde dua okumalarında herhangi bir sakınca olmadığı görüşür hakimdir. Kadınların bu dönemde dua okuyabilecekleri gibi dua niteliğinde olan ayeti kerimleri de okumalarında bir sakınca olmadığını beyan ediyor. Duanın, adetli olsun olmasın her kadının yapabileceği hususlar arasında gösterildiğinden İslam Dünyasındaki genel kanı olarak kadınların bu dönemlerinde dua okuyabilecekleri yönündedir.

Diyanet İşleri Başkanlığına göre de kadınlar âdet günlerinde veya nifâs (lohusalık) hâllerinde iken dua edebilirler; zikir ve dua anlamı taşıyan âyet-i kerimeleri okuyabilirler. Bunun yanında, kelime-i şehâdet, kelime-i tevhid, istiğfar, salâvat-ı şerife getirebilirler. Tefsir, hadis ve fıkıh eserlerini okuyup inceleyebilirler

Adetliyken Oruç Tutulur mu?

Adetli olan kadınların ibadet anlamında yapabilecekleri ve yapamayacakları hususlar ayrı ayrı olarak ele alınmış bir durumdur. Kadınlar adetliyken dua edebilirlerken Peygamberin hadislerine istinaden kadınların bu dönemlerde oruç tutamayacaklarını bildirilmiştir. Bu düşünce tüm İslam dünyasında hakimdir.
Kadınlar adet ve loğusa döneminde oruç tutamıyorlar. Ancak adet dönemleri bittikten sonra oruç için kaçırdıkları günleri ayrıca telafi edebiliyorlar. Diyanet işleri başkanlığına göre kadınlar adetliyken oruç tutmazlar. Çünkü Hz. Peygamber bu durumdaki kadınların oruç tutmayacaklarını ve namaz kılmayacaklarını bildirmiştir

Haberin Devamı

Adetliyken Camiye Girilir mi?

Hadislerde bu konu hakkında herhangi bir husus söz konusu değildir. Ancak İslam alimleri adetli kadınlarının camiye girmelerinin caiz olmadığını yönünde görüş bildiriyorlar. İslam dünyasında bu konuda çeşitli görüş ayrılıkları söz konusu olsa da Diyanet İşleri Başkanlığının bu konudaki görüşü temel esaslara göredir.

Diyanet işleri başkanlığı da ayız ve nifas hâlleri, dinimizce hükmen kirlilik sayılmakta ve ibadetlere engel kabul edilmektedir yönünde görüş bildiriyor. Camiler de ibadet mekânıdırlar. Hz. Peygamber (S.A.V.), “Ben hayızlı ve cünüp kimsenin mescide girmesini / mescid içerisinde bulunmasını helal görmüyorum.” “Mescid, hayızlı ve cünübe helal değildir.” buyurmuştur.

Adetliyken Tesbih ve Zikir Çekilir mi?

Merak edilen bir başka konu da adetli kadınların tespih ve zikir çekip çekemeyecekleri konusudur. Bu konuda İslam dünyası kadınların adet dönemlerinde tespih ve zikir çekmelerinin herhangi bir olumsuz tarafı olmadığını, kadınların bu dönemde ibadet anlamında tespih ve zikir çekebilecekleri yönünde görüş bildirmiştir. Tespih ve zikir çekme eylemi, dua okuma ile aynı kategoride ele alınan bir durumdur.

Ancak İslam dünyasında bazı mezhepler kadınların bu özel dönemlerinde zikir ve tespih çekmelerinin caiz olmayacağını beyan etmiştir. Diyanet işleri başkanlığının bu konu hakkında görüşünde kadınların özel günlerinde tespih ve zikir çekmelerinin dinen herhangi bir sakıncasının olmadığı yönündedir.

Diyanet İşleri Başkanlığı, İslam usul ve esasları hakkındaki görüşlerini İslam Dünyasında kabul edilen genel görüşe ve aynı zamanda kutsal kitaptaki ayetler ve peygamberin hadislerini esas alarak uyguluyor.

Adetli kadın camiye girebilir mi? Diyanet İşleri Başkanlığı

Cünüplük, hayız ve nifas halleri, dinimizce hükmen kirlilik sayılmakta ve ibadetlere engel kabul edilmektedir. Camiler de ibadet mekânıdırlar. Hz. Peygamber (s.a.s.) bir hadisinde “Ben hayızlı ve cünüp kimsenin mescide girmesini/bulunmasını helal görmüyorum. ” buyurmuştur (Ebû Dâvûd, Taharet, 93; İbn Huzeyme, Sahih, II, 284, Riyad 1981). Bazı âlimler ise ihtiyaç halinde örneğin camideki bir eşyayı almak için, adetli kadının camiye girmesini veya caminin içinden geçmesini caiz görmüşlerdir (İbn Kudame, el-Muğnî, Beyrut, 1405, I, 166). Bunun dayanağı, Hz. Peygamber (s.a.s.)’in bir defasında, adet gününde olan Hz. Âişe’den mescide seccade getirmesini istemesidir (Müslim, Hayz 11; Ebû Dâvûd, Taharet 104).
Zahirilere göre ise adetli kadın, ihtiyaç olsun veya olmasın, camiye girebilir ve orada durabilir (İbn Hazm, Muhallâ, Daru’l-Fikr, V, 196).

Ay halinde olan bir kadın Kur’an-ı Kerim’e dokunabilir mi?
Hanefî, Şâfiî, Mâlikî ve Hanbelî mezheplerine göre, cünüp ve hayız halindeki kimselerin Mushaf’a dokunmaları caiz değildir. Bu konuda genel olarak “O, elbette değerli bir Kur ’an’dır. Korunmuş bir kitaptadır. Ona, ancak tertemiz olanlar dokunabilir. Alemlerin Rabb’inden indirilmedir. ” (Vâkıa, 56/77-80) ayetleri ile aşağıda zikredilecek olan hadisleri delil olarak kullanmışlardır. (Aliyyü’l-Kârî, Fethu Babi’l- İnaye, I, 125; Mâverdî, el-Hâvi’l-Kebîr, I, 384; Râfiî, el-Azîz Şerhu’l-Vecîz, I, 293; İbn Kudâme, el-Muğnî (eş-Şerhu’l-Kebir ile birlikte) I, 418; İbn Kudâme el-Makdisî, el- Kâfî, I, 72).
Bu görüşe göre ayetlerde geçen Kur’an, yeryüzüne vahyedilip kayda geçirilen mushafı; “tertemiz olanlar” ise abdestsizlik ve cünüplükten uzak olan insanları ifade emektedir. Buna göre abdestsiz ve cünüp olan kimselerin mushafa el sürmeleri caiz olmaz. Aynı şekilde cünüp ve hayız ya da nifaslı olanların Kur’an’ı dokunmadan da olsa okumaları caiz değildir. Çünkü Hz. Ali’nin, “Rasûlüllah’ı Kur’an okumaktan cünüplük hali dışında hiçbir şey alıkoymazdi’ (Ebu Dâvûd, Taharet, 92; Nesaî, Taharet, 171; İbn Mace, Taharet ve Sünenüha, 105; İbn Huzeyme, Sahih, Vudu’, I, 104; Beyhakî, Sünen, Taharet, 98) dediği rivayet edilmiştir. Farklı bir lafızla gelen rivâyete göre ise, Hz. Ali, “Rasûlüllah cünüp olmadıkça bize Kur’an okurdu.” (Tirmizî, Ebvabü’t-Tahare, 111) demiştir.
Ancak belirtmek gerekir ki, her ne kadar yukarıda zikredilen ayetlerde Kur’an’a temiz olanlardan başkasının dokunmadığı/dokunmayacağı ifade edilmekte ise de, ayetlerde geçen “Kur’an” ve “mutahharûn” (tertemiz olanlar) ifadelerinin taşıdığı anlamlar üzerinde farklı görüşler ileri sürülmüştür. Nitekim bu kelimelerden “Kur’an”ın, onun, Levh-i mahfuzda yer alan aslı, “ter temiz olanlar”ın da melekler olması ihtimali vardır. Hatta bu ihtimal daha kuvvetli görülmüştür (Cassâs, Ahkâmu’l- Kur’an, V, 300; Kurtubî, el-Câmi li Ahkâmi’l-Kur’an, XVII, 193). Buna göre ayetin hükmü insanlarla ilgili değildir.
Yukarıda zikredilen görüş ayrılığı da göstermektedir ki ayetlerin ifade ettiği mana yoruma açıktır. Bu sebeple de ayetler, cünüp ve hayızlının Kur’an’a dokunmasının haram olduğu konusunda kesin bir delil teşkil etmemektedir. Bununla birlikte ayetin, işaret yolu ile haramlık hükmünü getirdiği de ifade edilmiştir: “Madem ki Kur’an’ın Levh-i mahfuzdaki sayfalarına sadece temiz olanlar dokunabiliyor, insanların elindeki Kur’an sahifelerine de ancak temiz olanlar dokunabilir.” Bununla birlikte, bu konudaki hükmün ortaya çıkarılması için, yukarıdaki ayetlere getirilen yorumlardan birini tercihe gerek bırakmayan ve dört mezhep tarafından delil olarak kullanılan rivayetler de vardır:
“Cünüp ve hayızlı kimse Mushaf’tan hiçbir şeye dokunamaz.” (Tirmizî, Taharet, 98; İbn Mace, Taharet ve Sünenüha, 105; Beyhakî, es-Sünen, Taharet, 99); anlamındaki hadis-i şerif ile Amr b. Hazm’a yazdığı mektuptaki ‘Kur’an’a temiz olandan başkası dokunmasın’ buyruğu (Muvatta’, Kur’an, 1), cünüp olan erkek ve kadın ile adetli kadının Kur’an’a dokunamayacaklarını açıkça ortaya koymaktadır.
Yukarıdaki açıklamalardan anlaşıldığına göre abdestsiz, cünüp, hayızlı ve nifas halinde olanların Kuran’a dokunmaları caiz değildir. Ancak Maliki mezhebine göre adetli kadın eğitim öğretim amacıyla mushafa dokunabilir, Kur’an-ı Kerim’i okuyabilir. (Ezherî, Cevâhiru’l-İklîl Şerhu Muhtasarı Halil, I, 32; Muhammed Uleyş, Şerhu Minahi’l-Celil, I, 104)
Dolayısıyla günümüzde Kur’an eğitim ve öğretiminin aksamadan devam edebilmesi için Maliki mezhebinin bu görüşüyle amel edilebilir. Bununla birlikte Kur’an eğitim ve öğretiminin çok değişik yol ve yöntemleri olduğu için bu dönemlerindeki hanımların okuyan kimselere kulak vererek ya da cd, dvd veya kasetten dinleyerek kulak eğitimi almaları ve ayetleri kelime kelime bölerek tashih-i hurufa ağırlık vermeleri de uygulanabilecek bir başka yöntemdir. Bu yol, mümkün olursa ihtilaftan kaçınmak açısından daha ihtiyatlı olabilir.

Haberin Devamı

 

Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır