Ayağa kalkınca baş dönmesi bazen normal olabilir. Aniden yapılan hareketlerde ve aniden kalkma durumunda baş dönmesi normal olsa da sürekli tekrarlaması ve uzun sürmesi halinde doktora gitmek gerekir.
AYAĞA KALKINCA BAŞIM DÖNÜYOR NE YAPMALIYIM?
Oturur veya eğilir pozisyondan ani olarak yukarı kalkıldığı zaman baş dönmesi, baş ağrısı ya da göz kararması yaşanmaktadır. Bunun asıl nedeni kan basıncının ani hareket halinde kendini dengelemeye çalışmasıdır.
Bazı kişilerin tansiyonları her zaman normalden daha düşük olduğu için aniden kalkma durumunda baş dönmesi ortaya çıkabilir. Eğer düşük tansiyondan kaynaklı bir baş dönmesi oluyorsa bunun hafiflemesi için uyku düzenini ve beslenme alışkanlığını değiştirmek gerekebilir.
Bunun yanında düşük kan basıncının yükseltilmesi de düşük tansiyonun tedavisinde önemlidir. Ayağa kalkınca oluşan baş dönmesinin kalp hastalıklarından, ateşli enfeksiyonlardan ya da nörolojik sorunlardan kaynaklanması mümkündür. En etkili tedavi için altta yatan nedenin saptanması ve daha sonra tedavi yöntemine karar verilmesi gerekir.
HIZLI KALKINCA BAŞ DÖNMESİ NORMAL Mİ?
Hızla ayağa kalkılması halinde kan basıncı düşer ve baş dönmesi meydana gelir Bunun yalnızca hızlı kalkma durumunda ortaya çıkması gayet normaldir ve insanların büyük çoğunluğunda olur. Kullanılan bazı ilaçlar, nörolojik problemler ya da kalp hastalıkları da baş dönmesine neden olabilir. Eğer hızlı kalkınca baş dönmesi olduğunda bu uzun sürüyor ve devamlılık teşkil ediyorsa mutlaka nöroloji doktoruna görünmek gerekir.
Bu durumda altta yatan daha ciddi ve farklı sağlık problemleri olabilir. Vertigo da ani hareketlerde baş dönmesine neden olduğu için doktora gidilmesi halinde tanı koyulması daha kolay olur. Ayrıca B12, demir eksikliği ve D vitamini eksikliği de kişilerde baş dönmesine neden olan etkenlerdendir.
Aniden kalkıldığı zaman çoğu kişinin kan basıncı düşer ve kan basıncı kendini dengelemeye çalışırken kişilerin başı döner, Bu durumda kişilerin korkmaması ve gözlerini kapatarak baş dönmesinin geçmesini beklemesi, bu sırada da dinlenir pozisyonda olmaları önerilir. Eğer uzun sürerse bir sağlık kuruluşuna başvurmakta fayda vardır.
Ortostatik entoleransın kelime anlamı: dik duruma geçişi tolere edememedir.
Ortostatik entoleransı olan hastalarda bu bulgulara sıklıkla çarpıntı eşlik eder.
POTS, yani postural taşikardi sendromu, oturur veya yatar pozisyondan ayağa kalkmakla, kalp atım hızının normalden fazla artması (hızlanması) ve 10 dakika boyunca hızlı kalmasıdır. Erişkinlerde bu artış dakikada 30, çocuklarda dakikada 40 atımdan fazladır.
Otururken ayağa kalkınca artan iş yükünü karşılayabilmek için herkeste kalp hızı artar, ama POTS hastalarında bu artış çok fazla olur ve uzun sürer, pek çok bulgu bu artışa eşlik eder.
Otonom tutulum ve/veya POTS olan hastalarda sempatik baskınlık artışına bağlı olarak, derin nefes ile ve uyku sırasında kalp hızı değişkenliği azalmıştır; hastaların kalbi yavaşlamadan devamlı yüksek hızla çarpar, gece uykuda yavaşlamaz.
POTS olmadan da kalbin devamlı olarak hızlı çalışması, devamlı egzersiz yapmışçasına hastaları yorar.
Erken ve genç erişkin kadınlarda daha sık görülür.
POTS’un (ve ortostatik entoleransın) altında pek çok neden olabilir:
Bunların dışında otoimmün tutuluma bağlı antikor oluşumu ve/veya mast hücrelerinin aktivasyonunun da katkısı olduğu düşünülmektedir.
POTS hastalarında sıklıkla
IBS’i olan hastalarda, besin entoleransları/gıda hassasiyeti, histamin entoleransı /mast hücresi aktivasyonu sonucunda damar genişlemesi ve son olarak da artmış bağırsak geçirgenliğine bağlı, özellikle yemek sonrası bağırsak çevresinde venöz göllenme görülebilir. Ayrıca POTS hastalarının çoğunda mide boşalma süresi ve bağırsak hareketlerinin hızı yavaştır. Yine POTS ve ortostatik entolerans hastalarında sıklıkla görülen otonom sinirlerin/el ve ayaktaki küçük /ince sinirlerin tutulumu da bu duruma katkıda bulunur.
Hipermobilite bağ dokularının gevşek/güçsüz/yetersiz olmasına bağlı olarak, eklemler ve cildin normalden fazla esnek/hareketli olmasıdır. Vücut/ iskelet/bağ dokusu olması gereken kadar güçlü değildir.
Bu hastalarda damar duvarı/cidarının fazla elastik olması/güçlü olmaması nedeniyle, özellikle ayakta dururken kan yer çekimine karşı kalbe doğru yönlendirilemez ve ayak/bacaklar veya karın içinde göllenir. Hastaların pek çoğunda beraber olabilen otonom tutulum yakınmaların daha şiddetli olmasına/hissedilmesine neden olabilir.
Hipermobil hastaların bir kısmında Ehlers Danlos sendromu bulunur; hipermobilite ile birlikte, deride aşırı esneklik ile birlikte kolay zedelenme, çürümeye eğilim, omurga, göz, diş ve kalp damar problemleri görülebilir.
POTS ve hipermobilitesi olan hastalarda eklemler beklenenden fazla hareket aralığına sahip olduğu için hastalar bir yandan daha az mobil insanların yapamadığı hareketleri yapabilir; bir yandan da –yine aynı nedenle- çok kolay sakatlanabilir ve sık eklem yeri çıkığı yaşayabilir. Hipermobil hastaların iyileşmesi normalden yavaş olur.
Oluşan ve fark edilmeyen mikrotravmalar uzun vadede dokularda/eklemlerde nedbeleşmeye neden olarak kronik ağrı ve geçmeyen sakatlığa neden olabilir.
Hastalarda sıklıkla kronik ağrı sendromları fibromiyalji ve kronik yorgunluk ile birlikte mesane problemleri ve otonom tutulum, ayrıca yukarıda söylendiği gibi IBS görülür.
Bazı hastalarda gevşek/yerinde sabit durmayan bağ dokusu elemanları/ligamanlar ve bağlar, damarları sıkıştırarak kan akımını engelleyebilir. Buna vasküler kompresyon denir; karında, köprücük kemiğinin altında ve/veya pelvis içinde görülebilir.
POTS (ve otonom tutulum) bulguları çoğunlukla 16-30 yaş arası kadınlarda görülür.
Hastaların yarısı, hastalık başlamadan önce viral bir enfeksiyon ve/veya aşılanma tarif ederler. COVID öncesi en sık olarak Epstein-Barr virüsü HPV aşılanması sonrasında POTS görülüyordu.
Hastaların bir kısmında ağır hastalıklar/operasyonlar/uzamış lohusalık sonrası kondisyon ve kay kaybı öyküsü, yeni başlayan besin entoleransları veya alerjileri ve/veya sirkadiyen ritm bozukluğu nedeni vardır.
Kronik yorgunluğu ve fibromiyaljisi olan hastalarda POTS ve ortostatik entolerans, POTS ve ortostatik entoleransı olan hastalarda kronik yorgunluk ve fibromiyalji sıklıkla birlikte seyreder.
İdrar söktürücü tansiyon ilaçları, drospirenon gibi mineralokortikoid reseptör antagonisti doğum kontrol hapları, kalsiyum kanal blokeri veya alfa agonisti şeklinde damar genişletici, veya betabloker kullanımı bulguların artışına neden olabilir.
Yukarıda sayılan nedenler dışında otonom nöropatiler ve otonom nöropatilere neden olan hastalıklar (alkolizm, diyabet, otoimmün hastalıklar (Sjögren sendromu, sistemik lupus eritamatozus, romatoid artrit, çölyak hastalığı, Guillain Barre sendromu ve diğer immün nöropatiler, paraneoplastik nöropatiler, kemoterapi, AIDS, multipl skleroz, Parkinson hastalığı, omurilik hastalıkları, amiloidoz, ailevi nöropatiler) otonom tutulum ve POTS’a neden olabilirler.
Otonom nöropatisi olan hastalarda ortostatik entolerans ve/veya POTS dışında görülebilecek bazı yakınmalar
Yukarıda sayılanlar dışında hastalarda Raynaud fenomeni ve ayakta kalma donrası bacaklarda morarma ve ödem görülebilir.
Koronavirüs sonrası devam eden yakınmalar için buraya, POTS ve öneriler için buraya , beyin sisi ve öneriler için buraya, otonom tutulum ve öneriler için buraya, ellerde titreme için buraya bakabilirsiniz.
Referanslar