hiv ne zaman ortaya çıkar / AIDS Nedir? AIDS Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

Hiv Ne Zaman Ortaya Çıkar

hiv ne zaman ortaya çıkar

Sağlık Rehberi

AIDS, türkçe açılımı Edinsel Bağışıklık Yetmezliği Sendromu olan ve HIV isimli virüsün neden olduğu bir hastalık tablosudur. Vücudun bağışıklık  sistemini zayıflatarak ilerleyen bu virüs, tedavi edilmediği taktirde ağır  enfeksiyonlar ya da kanser hastalıkları nedeniyle ölüme yol açar. Tüm dünyada en sık bulaşma yolu cinsel yoldur. Çoklu cinsel eşi olan kişilerle, para karşılığı seks yapan kişilerle, cinsel yolla bulaşan başka hastalıklar geçirmiş kişilerle ve elbette HIV pozitif olduğu bilinen kişilerle korunmasız cinsel ilişki bulaş açısından en riskli davranışlardır. Hastalık kan yolu ve parenteral yol ile damardan uyuşturucu kullanan bağımlılara, kontrolsüz kan ve kan ürünü verilen hastalara, jilet, makas, manikür-pedikür seti, dövme aletleri, diş hekimliği aletleri, iğne ucu gibi kesici delici aletlerin ortak kullanıldığı tüm insanlara bulaşabilir. Alınan kan ve kan ürünü ile bulaş riski % e yakındır bu nedenle tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kan ve kan ürünlerinin HIV açısından taranması zorunlu hale getirilmiştir. HIV pozitif anneden bebeğe HIV geçişi genelde son üç aylık dönemde ve özellikle doğum esnasında olur. Doğum sonrasında ise emziren anne bebeklerinde bulaş oranı artar. Gelişmiş ülkelerde uygulama emzirmenin kesilmesi şeklindedir ancak gelişmemiş ülkelerde emzirmenin tek besin kaynağı olması nedeniyle karar vermek zordur. Hastalık ilk kez yılında Amerika’da saptanmıştır. Ülkemizde yılından itibaren görülmektedir yılından yılı sonuna kadar ülkemizde bu virüsü taşıdığı saptanan toplam hasta sayısı Sağlık Bakanlığı verilerine göre  civarıdır. Bu sayı ülkemizde tanı almış diğer ülke vatandaşlarını da içermektedir.

Sağlık Bakanlığı ’nın yayınladığı en son verilere göre yılı içinde saptanan virüsü taşıyan hasta sayısı yaklaşık dür. Hastaların çoğunluğu İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya ve Bursa gibi büyük ve turistik şehirlerde yaşamaktadır.

Dünyadaki genel durumu özetleyecek olursak, Dünya Sağlık Örgütü yılı verilerine göre tüm dünyada HIV virüsü taşıyan ve AIDS tanısı alan toplam hasta sayısı milyon, yılı içinde AIDS ve AIDS’e bağlı hastalıklar nedeniyle ölen hasta sayısı ise milyondur. Bugüne kadar dünya üzerinde AIDS nedeniyle ölen hasta sayısı ise yaklaşık 35 milyondur.

HIV (İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü) kan yolu ile, ortak enjektör veya benzeri delici alet kullanımı ile (parenteral yol),  cinsel yol ile ve HIV taşıyan anneden bebeğe gebelik ve doğum sırasında ya da emzirme ile bulaşan bir virüstür. Virüsün vücutta bulunması hastalık tablosu oluşturduğu anlamına gelmez. Virüsü hiçbir belirti göstermeden yıllarca kanında taşıyan insanlar vardır. ‘HIV pozitif ‘ olarak tanımlanan ve normal hayatlarına devam eden bu insanlar hastalığın yayılmasında etkilidirler.

HIV Hastalığının Seyri

Virüs vücuda girdikten hafta sonra grip benzeri bir hastalık tablosu yapar. Tüm hastalarda görülmeyen bu tablo genelde üst solunum yolu enfeksiyonu olarak düşünülür ve atlanır. Hasta ancak şüpheli cinsel ilişkisinden bahsederse hekimin aklına  gelebilir. Bu dönemde hastada ateş, boğaz ağrısı, baş ağrısı, kas ve eklem ağrısı, lenf bezlerinde büyüme, bulantı, kusma, ishal ve deri döküntüleri gibi belirtiler olabilir. Bu belirtiler birkaç hafta içinde kendiliğinden geçer.

Hastalığın grip benzeri ilk dönemi atlatıldıktan sonra ortalama yıl süren virüsün belirti vermediği sessiz döneme geçilir.Yıllar içinde virüsün kanda çoğalmasıyla birlikte bağışıklık sistemi zayıflamaya başlar. Kandaki virüs miktarı artar ve vücudun savunma hücrelerinin bir bölümünün (CD4 hücreleri) sayısı azalmaya başlar, böylece kişi enfeksiyonlara açık hale gelir.

 

Nedeni Açıklanamayan Ateş Yüksekliği,
Hızlı Kilo Kaybı
Geçmeyen Halsizlik
Geceleri Daha Fazla Olmak Üzere Aşırı Terleme
Geçmeyen İshal
Ağız içinde ağrılı yaralar ve mantar enfeksiyonuna bağlı beyaz lekeler,
Kadınlarda sık tekrar eden vajinal mantar enfeksiyonu,
Geçmeyen öksürük ve beraberinde nefes darlığı
Vücutta özellikle boyun kısmında ele gelen büyümüş lenf bezleri,
AIDS ile ilişkili olduğu gösterilmiş çeşitli kanser hastalıkları da ilerleyen dönemlerde ortaya çıkmaktadır.

Hastalığın Tanısı Nasıl Konur?

En sık kullanılan test ELISA yöntemi ile kanda bakılan HIV antikorlarıdır. Antikor vücudun yabancı olarak algıladığı mikroba karşı ürettiği maddedir. Vücudun antikorları üretmesi zaman alır. Bu nedenle özellikle şüpheli cinsel ilişki nedeniyle gelen hastalarda başvuru anında HIV antikorları bakmak anlamlı değildir. HIV’e karşı vücudun antikor oluşturması 3 hafta ile 6 ay arası bir süre alır. Çoğunlukla haftada kanda tespit edilir hale gelir. Antikorların kanda tespit edilemediği bir pencere dönemi vardır. Bu dönemde kanda ortaya çıkan antijen adı verilen ve virüse ait olan maddeler tespit edilerek tanı konabilir. HIV bulaşı sonrası ilk ortaya çıkan antijen P24 antijenidir.

HIV’in erken tanısı için geliştirilen HIV Combo isimli test hem bahsettiğimiz antikorları ve hem de P24 antijenini kanda saptayabilmektedir. Özellikle şüpheli temastan sonra Haftada bakıldığında erken tanı için faydalıdır. Hastanemizde bulunan yeni kuşak HIV Combo testi HIV tanısı için kullanılmaktadır. Pozitif çıkan kan örneği ise mutlaka Western Blot isimli test ile doğrulanır. HIV pozitif saptanan hastalar isimleri açıkça yazılmadan özel kodlama yöntemleriyle kayıt altına alınır ve Sağlık Müdürlüğü’ne bildirilir.

AIDS ’ten korunmak için

Dünya genelinde HIV bulaşını engellemede en etkili yol güvenli cinsel ilişkidir bu nedenle HIV taşıyıcısı olup olmadığı bilinmeyen partner ile girilen cinsel ilişkide mutlaka kondom (prezervatif) kullanılmalıdır. Korunmasız ve şüpheli cinsel temas durumunda İnfeksiyon Hastalıkları uzmanına başvurulmalıdır.

Kesici delici aletler (jilet, enjektor ucu, manikur-pedikur seti vb.) ortak kullanılmamalıdır. Kalıcı cinsel partnerlerin HIV testi yaptırması önerilir.

Hastalığın tedavisi nasıl yapılır?

HIV’i kandan tamamen temizleyecek ya da hastalığı ortadan kaldıracak bir ilaç henüz geliştirilememiştir ancak tüm dünyada kullanılan ve çeşitli antiviral ilaçların kombine edildiği tedavi rejimleri umut vericidir. Bu tedavilerle virüsün çoğalması baskılanmakta ve vücudun savunma sistemi enfeksiyonlar ile mücadele edebilecek kapasitede tutulmaktadır böylece hastaların yaşam süreleri ve yaşam kaliteleri belirgin arttırılmaktadır. Dünya Sağlık örgütü verilerine göre yılı sonu itibariyle 17 milyon HIV+ hasta tedavi almaktadır ve bu sayı toplam hasta sayısının %46’sına denk gelmektedir. Dünya Sağlı Örgütü’nün önerisi olan ‘tüm HIV+ kişileri tedavi etme ilkesi’ ile antiviral tedavi gereksinimi olan kişi sayısının milyondan 28 milyona düşeceği düşünülmektedir. Tedavide kullanılan ilaçların edinilebilirliğinin artması hedefine yılında ulaşılması durumunda AIDS epidemisinin (salgın) yılında sonlanması hedeflenmektedir. Ülkemizde AIDS takip ve tedavisi belli merkezlerde yürütülmektedir. Bu hastalığın takip ve tedavisi her sağlık kurumunda yapılmamaktadır. Büyük şehirlerde belli üniversite ve eğitim araştırma hastanelerinde yapılırken küçük şehirlerde şüphelenilen ya da tanı alan hastalar bölge hastanelerine yönlendirilmektedir.

AIDS hastalarının yaşadığı zorluklar nelerdir?

HIV vücüdun savunma sistemi olan bağışıklık sistemini çökerterek ilerlediği için hastalığın kendisi fiziksel açıdan oldukça yıpratıcıdır. Süreklilik gösteren halsizlik, sık tekrarlayan enfeksiyon hastalıkları ve ömür boyu alınan yoğun ilaç tedavisi hem psikolojik hem fiziksel açıdan günlük hayatı zorlaştırır. Tüm dünyada hastaların tanılarını çevreleriyle paylaşmalarıyla birlikte karşılaştıkları damgalanma ve ayrımcılık, sosyal ve özel hayatlarında önemli sorunlar doğurur. Hastalar için zaten zor olan takip ve tedavi süreci iyice zorlaşır. Bu konuda yaşanan problemler ancak hastalık hakkında bilinçlenme ile azaltılabilir.

AIDS Nasıl Bulaşır ?

  • Korunmasız İlişki
  • Madde Enjeksiyonu
  • Kan Transferi 
  • Hamilelik, doğum, emzirme

AIDS Nasıl Bulaşmaz ?

  • Dokunma
  • Ortak Eşya Kullanımı
  • Böcek Isırması
  • Ortak Tuvalet Kullanımı
* Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır.

Aids(Hiv) nedir? Belirtileri nelerdir? Nasıl bulaşır?

Aids(Hiv) nedir?

AIDS; HIV adı verilen bir virüsün bulaşması sonucu, oldukça ciddi sağlık problemlerine yol açan ve tedavisi ile tamamen yok olmayan bir hastalıktır. Aids, çok tehlikeli ve bir o kadar da bulaşıcı olan cinsel yolla bulaşan hastalıklar arasındadır. Aids; edinsel bağışıklık yetmezliği sendromu olarak tanımlanmaktadır ve kronik bir hastalıktır. Aids’in ortaya çıkmasında etkili faktör olan Hiv virüsü bulaştığı anda direkt bağışıklık sistemini vurmakta ve çökertmektedir. Aids; kendini hemen belli eden bir hastalık değildir ve kişiler tarafından varlığının fark edilmesi biraz zordur. Aids’in pek çok belirtisi vardır ve mutlaka bu belirtilerin çoğunun görülmesi halinde alanında uzman bir doktora gidilmeli, gerekli testler yaptırılmalıdır. Aids’ in sık görülen tipik belirtileri şunlardır:

  • Aşırı ve nedeni bilinmeyen yorgunluk
  • Hızlı kilo kaybı
  • Gece terlemeleri
  • Tekrarlayan ateş
  • Koltuk altı,kasık ve boyun lenf bezlerinde büyüme
  • Nörolojik bozukluklar
  • Hafıza kaybı
  • Ağız, makat ve genital bölgede yaralar

HIV; cinsel temas ve kan yoluyla bulaş gösterir fakat en çok bulaşma yolu olarak cinsel temas ağır basmaktadır. Bu hastalığı taşıyan kişiler hamile ise bebeğine, hamilelik öncesinde, hamilelik sırasında ve hamilelik sonrasında her türlü bulaştırmaktadır. Eğer kişi HIV virüsü taşıyıp bulaşa neden olan bir temasta bulunmuş ise acil olarak bir infeksiyon hastalıkları birimine başvurmalıdır.

Bu yazımızda AIDS( Hiv )nedir, Aids nasıl bulaşır, Aids belirtileri nelerdir, Aids kuluçka süresi ne kadar, Aids ne kadar sürede ortaya çıkar, Aids tedavi yöntemleri nelerdir, Aids testi nasıl yapılır, Aids testi ne kadar zamanda çıkar ve Aids testi fiyatları ne kadar sorularına detaylı cevaplar vereceğiz.

Aids nasıl bulaşır?

Aids; Hiv adı verilen bir virüs çeşidinin sebebiyet verdiği cinsel yolla bulaşan hastalıklardan biridir. Aids birçok hastalığa ortam hazırlamaktadır ve kişiden kişiye kolaylıkla bulaşmaktadır. Aids; kişiden kişiye vücut sıvıları (kan, sperm , vajina salgısı) ve anne sütü ile bulaşmaktadır. Cinsel temas yoluyla bulaş göstermesi çoğunlukla korunmasız cinsel ilişkiler sonrası olmaktadır.

Aids belirtileri nelerdir?

Aids; vücuda girdikten sonra kendini hemen belli etmese de bazı semptomlar ile ortaya çıkmaktadır. Aids’in belirtileri şunlardır:

  • Gece terlemeleri
  • Boğaz ağrısı ve boğazda iltihaplanma
  • Lenf bezlerinde büyüme
  • Kas ve eklem ağrısı
  • Ağız ve genital bölgede yaralar
  • Yüz ve gövdede döküntü
  • Uzun süreli, tedavi edilemeyen ishal
  • Bulantı, kusma
  • Nörolojik bozukluklar
  • Hızlı kilo kaybı
  • Nedeni bilinmeyen yorgunluk
  • Akciğer enfeksiyonları

Aids kuluçka süresi ne kadar?

Aids olup olmadığı yani tanı için Anti-Hiv( Elisa) testi yapılmaktadır. Hiv, vücuda girdikten hafta sonra vücut kendini korumak ve virüsle mücadele etmek için antikor maddelerini üretmektedir. Üretilen bu antikorların yeterli seviyeye gelip gelmediğini, virüse karşı ne kadar bağışıklık kazanıp kazanmadığını anlamak için 3 ay gibi bir zaman dilimi gerekmektedir.

Aids ne kadar sürede ortaya çıkar?

Aids’ e sebep olan Hiv virüsü akut dönemde iken yani ilk haftalarda vücutta hiçbir belirti ortaya çıkmaz fakat ondan sonraki haftalarda ikinci ve dördüncü haftalar arasında kişide semptomlar belirmeye başlar, baş ağrısı, ateş, deride döküntü, grip bu semptomlar arasındadır.

Aids tedavi yöntemleri nelerdir?

Aids için var olan kesin bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır. Hiv virüsünün vücuttan atılması adına uygulanabilecek bir tedavi yoktur fakat bir takım ilaçlarla virüs kontrol altına alınabilmektedir. Aids tedavisinde hedeflenen, virüsün yeniden nüksetmesini önlemektir.

Aids testi nasıl yapılır?

Aids için tanı yöntemi olarak Elisa testi uygulanmaktadır. Elisa testi bir kan testidir ve Elisa testi ile hasta HIV virüsünü taşımıyorsa sonuç negatif olmaktadır. Eğer hasta HIV virüsünü taşıyorsa yani sonuç pozitif çıkarsa test tekrar yapılmaktadır ve sonucun yeniden pozitif çıkması halinde hastalar Western Blot adından bir doğrulama testine tâbi tutulurlar. Bu testin de pozitif çıkması halinde hastaya Aids tanısı koyulmaktadır ve uygun ilaç tedavisine başlanmaktadır.

Aids testi ne kadar zamanda çıkar?

Aids tanısında en çok kullanılan yöntem olan Elisa testi; yapıldığı gün içerisinde sonuç vermektedir.

Aids testi fiyatları ne kadar?

Aids testi fiyatları; test sonuçlarına ve testin yapılacağı hastaneye bağlı olarak değişkenlik göstermektedir. Aids, Hiv, Aids testi fiyatları hakkında detaylı bilgi almak için hastanemiz kadın hastalıkları, üroloji ve enfeksiyon hastalıkları servisleri ile iletişime geçebilir ve daha fazlasına ulaşmak için whatsapp hattımızdan bizimle irtibata geçebilirsiniz.

İleri Laboratuvar Yöntemleri

HIV/AIDS Nasıl Bulaşır? Belirtileri Nelerdir? Test İle Erken Teşhis

1-HIV/AIDS nedir?
HIV virusu, insan bağışıklık sisteminin gücünü azaltarak etki eden ve hastalık oluşturan bir virustür.
Virusun, hastalığın son döneminde insanda neden olduğu sendroma ise AIDS denir.
HIV virusu vücuda girdikten sonra CD4 T lenfositleri dediğimiz, bağışıklık sisteminin temel savunma hücrelerini monash.pw durum bağışıklık sisteminin zayıflamasına yol açar.

Bu nedenle vücudumuza giren virus, bakteri, mantar ve parazitler ile yeterince savaşmamız mümkün olmaz.
Bunun sonucunda fırsatçı enfeksiyonlar ortaya çıkar.HIV virusu temel olarak kan yolu ve cinsel temas ile bulaşımonash.pwasız cinsel ilişki bulaşmaya yol açabilir. Çok nadir de olsa oral seks ile de bulaştığı gösterilen vakalar da vardır.

HIV virusu cinsel ilişki dışında kan alma/kan verme işlemlerinde infekte iğne kullanılması durumunda, doğum sırasında veya emzirmeyle anneden çocuğa bulaşabilir.

Sperm-vajinal salgılar gibi vücut sıvılarının transferi de buna neden monash.pwe aletlerle yapılan diş operasyonları, dövme veya piercing de HIV virusunun bulaşmasına yol açabilir. Gözyaşı, sarılma, el sıkışma, öpüşme gibi yollarla bulaşmaz.

Kişide, HIV virusunu aldıktan sonra, her zaman bir belirti oluşmak zorunda değildir. Genellikle grip benzeri bir semptom oluşur. Ateş, boğaz ağrısı, lenf nodlarında büyüme dediğimiz beze oluşması, ishal, halsizlik, bitkinlik, kas ağrıları gibi belirtiler görülebilir. Buna Akut Retroviral Sendrom denir.

Bu durum, hastalar tarafından şu şekilde ifade edilir. “ Uzun süreli bir grip geçiriyorum, normalde bir haftada geçerdi ama bu sefer her zamankinden daha uzun sürdü” Bu semptomlar hakikaten gripten daha uzun sürer fakat 4 haftayı geçmez.

Çoğu insan, grip geçirdiğini sandığı için detaylı araştırmaya gerek monash.pw yüzden birçok hastaya tanı konamaz. Böyle bir durumdan şüphelenildiğinde HIV testi yaptırmalı veya bir infeksiyon hastalıkları uzmanına başvurulmalıdır.

2- HIV(AIDS) Şüphesi Taşıyan Kişi Ne Yapmalı?
HIV virüsünden ya da AIDS’ten şüphelenmek için öncelikle korunmasız cinsel ilişki, diş operasyonu, infekte kanla temas gibi bir durum olmalıdır.

Şüpheli temastan yaklaşık hafta sonra hastada akut infeksiyon semptomları başlar. Bu belirtiler gribi andırır.Şikayetlerden en sık görüleni ateştir. Farenjit, döküntü, ishal, bulantı- kusma, halsizlik ve vücutta bezeler oluşması başlıca diğer belirtilerdir.

Bu semptomlar normal gribe göre daha uzun sürer. Fakat 4 haftayı geçmonash.pw grip benzeri semptomlar geçtikten sonra, hasta çok uzun süre, yıllar boyunca hiçbir belirti olmadan hayatına devam eder.

Eğer bu dönemde şüphelenmez ve herhangi bir test yaptırmazsa teşhis gecikeceği için erken tedavi şansı kaçırılmış monash.pwisiz geçen dönem, kişinin bağışıklık sistemine göre 3 ila 15 yıl arasında değişebilir. Ortalaması yıldır. Erken tanının AIDS tedavisinde büyük önemi vardır. Bağışıklık sistemini oluşturan, CD4 T Lenfositleri dediğimiz hücre sayısının, fazla düşmeden tedaviye başlanması tercih edilir.

Erken teşhis koyabilmek için, kişinin korunmasız ilişki veya şüpheli temastan sonra test yaptırması monash.pw pozitifleşen ve duyarlılığı en yüksek olan test, moleküler bir yöntem olan HIV RNA PCR monash.pw test, günden itibaren pozitiflik verir. İkinci pozitifleşen P24 antijen testidir. Şüpheli temastan hafta sonra pozitifleşmeye başlar.

En geç pozitifleşen test, halk arasında ELISA testi olarak bilinen anti-HIV antikor testidir. hafta arasında pozitifleşir. Piyasada antijen+antikora beraber bakan testler de bulunmaktadır.

3- HIV/AIDS Türkiye’de yaygın mı?
Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre yılı itibarı ile Türkiye’de ’e yakın HIV (+) hasta vardır. Fakat bunlar resmi rakamlar. HIV (+) olduğunu bilmeyenlerle birlikte, toplam rakamın 20 binin üzerinde olduğu düşünülmektedir.

ABD’de yapılan son çalışmalara göre, HIV taşıyan 5 hastadan biri, kendisinde HIV virüsü olduğunu bilmemektedir. Türkiye’de ise bu oranın çok daha yüksek olduğu düşünümonash.pw ve ABD’ de hastalık hakkında bilincin artması, kondom kullanımının yaygınlaşması ve diğer tedbirlerle HIV virüsünün bulaşma sıklığı düşmeye başlamıştır.

Fakat Türkiye’de şehirli yaşam tarzının artması, HIV virüsü hakkında yeterli farkındalığın oluşmaması nedeniyle, virusun görülme sıklığı artmaktadır. Maalesef, önümüzdeki yıllarda sayının katlanarak artması monash.pw yüzden kendimizi korumak için gerekli önlemleri almalı, HIV virusu hakkında bilinçlenmeli ve şüpheli temas sonrasında HIV testlerini yaptırmamız gerekmektedir.

Bu testler P24 antijen testi, anti HIV antikor testi, antijen + antikor testi veya HIV RNA PCR testidir.

4-HIV (AIDS) Tanısı İçin Hangi Testler Yapılır?
AIDS tanısı koymak için birkaç alternatif test vardır. Şüpheli ilişki veya temastan sonra, pozitifleşme sıralamasına göre testlere bakacak olursak, ilk uygulanabilecek test HIV RNA denilen testtir.

Bu test şüpheli temastan sonra günden itibaren yapılabilir hale gelir. Testte direkt olarak HIV virüsünün RNA’sı saptanır. Testle vücutta kaç adet virüs olduğu belirlenir. Pencere dönemi denilen, yani kanda antijen veya antikorun saptanmadığı dönemde, HIV virusunu bu yöntemle saptayabiliriz. Bu test, duyarlılığı en yüksek ve teşhiste en ileri olan yöntemdir. HIV RNA testi moleküler bir yöntemdir ve her yerde yapılmaz.

Bu testin, özel eğitim almış personeli bulunan, bu teste özel cihazı olan, deneyimli ve akredite bir laboratuvarda yapılmasına dikkat monash.pwama olarak, HIV RNA’dan sonra yapılabilecek ikinci test P24 antijen testidir. Bu test, şüpheli teması takiben 2 ila 6 hafta arasında pozitifleşir.

Bir kişiye HIV virusu bulaşması durumunda öncelikle HIV’e özgü antijen ortaya çıkar, daha sonrasında antijen seviyesi düşmeye başlarken, bu antijene tepki olarak oluşan antikorlar kanda saptanmaya başlanır. P24 antijen testinden sonra pozitifleşen test ise ELISA testi olarak bilinen Anti-HIV antikor testidir. Bu test şüpheli temastan sonra 3. haftadan itibaren pozitifleşmeye başlar.

3. aya kadar uzayabilir. Nadiren bazı vakalarda 6. aya kadar uzadığı da gösterilmiştir. Bu yüzden anti HIV antikor testini 3. haftada yaptıranların, bu testi 3. ayda tekrarlatmaları ömonash.pw olarak, HIV antijen veya antikor testi pozitif olarak saptandığında, ikinci bir test ve yöntemle doğrulamak gerekir.

Bunun için de Western-Blot denilen doğrulama testi yapılır.Western-Blot testi, Türkiye’de çok az labaratuvar tarafından yapılmaktadır.
 

10 SORUDA HIV/AIDS NEDİR?

1-HIV Nedir?

HIV (Human Immunedeficiency Virus) insan bağışıklık yetmezliği virüsüdür. Adından da anlaşılacağı gibi, bağışıklık sistemini zayıflatarak hastalığa yol açar. HIV virüsüne sahip olan kişi HIV pozitif olarak adlandırılır.

2-AIDS Nedir?

AIDS’in kelime anlamı, edinsel (sonradan kazanılmış) immun yetmezlik sendromudur. AIDS’i en basit şekilde tanımlamak gerekirse, HIV virüsü ile infekte olan bir kişinin hiçbir tedavi almaması durumunda, varacağı son noktadır. AIDS, bir sendromdur. Yani, birden çok hastalık bir arada olabilir. AIDS, hastalığın son dönemi olduğu için tedavisi yoktur. Fakat, HIV ile infekte olan kişinin, hastalığın en son dönemi olan AIDS’ e dönüşmesi, yeni çıkan antiretroviral ilaçlar ile yıllarca geciktirilebilir. HIV ile infekte olmasına rağmen, 20 yılın üzerinde sağlıklı bir şekilde yaşayan bir çok hasta vardır.

3-HIV Vücutta Nasıl Etkili Olmaktadır?

HIV, vücutta bulunan bağışlık sistemini ayakta tutan CD4 T Lenfositleri ismi verilen hücrelere saldırır. Böylelikle vücudun bağışıklık sistemi zayıflar. Bunun sonucunda, bazı fırsatçı infeksiyonlar ortaya çıkar ve kişide kolay bir şekilde hastalık oluştururlar.

5-HIV Nasıl Bulaşır?

HIV’in ana bulaş yolu korunmasız cinsel ilişkidir. Anal ve düşük ihtimalle de olsa oral seks ile de bulaşabildiği gösterilmiştir. HIV ile infekte kanla temasla, kan alma, kan verme işlemi ile, infekte iğnenin kullanılması durumunda, doğum sırasında anneden çocuğa emzirme yoluyla, sperm, vajinal salgılar gibi bazı vücut sıvılarının transferi, diş operasyonları, dövme, piercing yaptırmakla bulaşabilir. Gözyaşı, salya, sarılma, el sıkışma gibi yollarla bulaşmaz.

6-HIV Bulaşan Kişi Bunu Anlayabilir mi?

Çoğu kişide ilk olarak grip benzeri bir semptom oluşur. Ateş, boğaz ağrısı, lenf nodlarında büyüme (beze oluşması), başağrısı, ishal, halsizlik, bitkinlik, ateş, kas ağrıları gibi semptomlar vakaların çoğunda gözükür. HIV bulaştıktan sonra hafta içinde bu semptomlar oluşur. Buna Akut HIV infeksiyonu denir. Maalesef çoğu insan, uzun süreli bir grip geçirdiğini sanar ve daha detaylı araştırmaya gerek duymaz. Bu yüzden birçok hastaya tanı konamaz. ABD’ deki son çalışmalara göre HIV ile infekte olan 5 hastadan 1 tanesi, kendisinde HIV virüsü olduğunu bilememektedir. Türkiye’ de bu oranın çok daha yüksek olduğu tahmin edilmektedir.

7-HIV Bulaştıkatn Kaç Yıl Sonra Hastalık Belirtileri Ortaya Çıkar?

Hasta, şüphelenme ve HIV testi yaptırmaz ise 3- 12 ( ortalama 8) sene içinde hastalık belirtileri ortaya çıkar.

8-Hastalık AIDS’ e Ne Zaman ve Nasıl Dönüşür?

HIV bulaşan hastaların yarısında ortalama 10 sene içinde AIDS gelişir, AIDS’in varlığının ilk işaretleri %40 ağır zatürre ( pneumocystis pneumenia), tükenmişlik sendromu % 20, yemek borusunda mantar infeksiyonu ( özofagial kandidiyazis) ve solunum yolu infeksiyonlarıdır. Kilo kaybı, deri bulguları, kusma, gece terlemeleri, kuru öksürük, uçuklar, konsantrasyon güçlüğü, adet düzensizliği de diğer semptomlar arasındadır.

9-HIV/AIDS Tanısı Nasıl Konur?

HIV/AIDS tanısı koymak için yapılan testlerden biri, HIV’ e karşı vücudun ürettiği antikorları saptayan antikor testidir. Bu testler ortalama olarak, şüpheli ilişkiden 3- 8 hafta sonra pozitifleşmeye başlar. Fakat, anti HIV antikor ( ELISA) testinin pozitifleşmesi, 3 aya kadar uzayabilir. Çok nadir durumlarda bu süre 6 ay olarak bildirilmiştir. Bir diğer test, P24 antijen testidir. Bu test, şüpheli ilişkiden yaklaşık ortalama 2- 6 hafta sonra pozitifleşir. P24 antijeni ile birlikte anti HIV antikoruna beraber bakan testler de mevcuttur. HIV tanısında en değerli test HIV RNA PCR testidir.

HIV Tanısında En Erken Sonuç Veren Test Hangisidir?

HIV RNA testi, moleküler yöntemle yapılan bir testtir. HIV’in erken ve kesin tanısında kullanılır. Viral yükü ölçer. Yani HIV virüsünün kandaki direk miktarını saptar. Pencere dönem denilen, yani HIV bulaşan bir insanda antijen/ antikor oluşana kadar geçen süreyi minimuma indiren test HIV RNA PCR testidir.

HIV RNA Testi Ne Zaman Pozitifleşir?

HIV RNA, şüpheli ilişkiden 5 gün sonra pozitifleşmeye başlar. En geç gün içinde de kanda rahatlıkla saptanır. Yani vücutta antikorlar oluşmadan çok daha önce. HIV/AIDS’ın kesin tanısı için önerilen test HIV RNA testidir. Bu test her yerde yapılmaz. Özel eğitimli personel ve özel cihaz ile çalışılan deneyimli, tecrübeli kişiler tarafından yapılmalıdır. Bu test, her yerde yapılmamaktadır. Özel eğitimli personeli bulunan, moleküler test çalışabilecek alt yapısı, kapasitesi ve deneyimi bulunan akredite olmuş, sınırlı sayıda laboratuvar tarafından yapılmalıdır. Türkiye’ de bunu yapabilen birkaç özel laboratuvar mevcuttur.
 

DAHA ERKEN SONUÇ VEREN HIV TESTİ

1- HIV Antijen ve Antikor Testleri Farkı Nedir?

Bilindiği gibi, AIDS hastalığına neden olan HIV virüsünün bir kişiye bulaşmasından hemen sonra, genelde laboratuvarlarda kullanılan testlerle, virüsün bulaşıp bulaşmadığı anlaşılamamaktadır. Halen rutinde kullanılan ELISA testleri tarama amaçlıdır ve HIV’e karşı vücutta oluşan antikorların varlığını araştırmaktadır.
Bu antikorlar, vücutta virüsün girişinden (şüpheli ilişkiden) itibaren 3 haftadan sonra ortaya çıkmakla birlikte, laboratuvarlarda kullanılan yöntemlerle genelde ancak ay sonra tespit edilebilmektedirler. Bazen, bunların testlerle saptanabilmesi 6 aya kadar uzayabilmektedir. Bu testlerin, 3 haftadan önce sonuç verebilmeleri ise oldukça zordur.
Şüpheli cinsel ilişkiden itibaren, daha erken sürede sonuç alabilmek için, antijen arayan testleri kullanmak gerekmektedir. Çünkü, hastanın kanında HIV p24 antijeni, HIV taşıyan kan nakli gibi yüksek miktarda virüs bulaşması olan durumlarda, bulaşmadan sonraki ilk 24 saatte bile yüksek miktarda saptanabilmektedir. Cinsel ilişkiyle bulaşma olan durumlarda ise virüs önce vücutta bir çoğalma dönemi geçirmekte ve bulaşmadan 2 hafta kadar sonra kanda HIV p24 antijeni saptanabilmektedir. Bu sırada henüz vücutta antikor cevabı ortaya çıkmamıştır. HIV p24 antijeni, şüpheli ilişkiden sonraki hafta içinde yüksek düzeyde kanda bulunmakta, daha sonra düzeyi düşmektedir.
Bu dönemde HIV antikorları henüz ölçülebilir düzeye ulaşmadığı için, HIV p24 antijeni bakılması, erken tanı olanağı sağlamaktadır. Çünkü HIV antikorları 3. haftadan sonra ortaya çıkmakla birlikte, kullanılan ELISA testleriyle ölçülebilir sonuç vermeleri ancak ay sonra olabilmektedir.
Bu nedenle, şüpheli ilişkiden sonra, erken dönemde sonuç alabilmek için HIV p24 antijeni bakılması daha uygun olacak ve tanıyı daha erken koyabilme imkanı sağlayacaktır.
Hem HIV p24 antijenini, hem de HIV 1+2 antikorlarını birlikte ölçen HIV testleri geliştirilmiştir. Bu testler şüpheli ilişkiden itibaren HIV bulaşmasını daha erken ve başlangıç döneminde ortaya koyma avantajı sunmaktadırlar

2- Daha Duyarlı Bir Yöntem: HIV RNA Viral Yük Tayini

PCR yöntemi ile, HIV virüsünün RNA’ sının izole edilerek vücuttaki miktarının saptanması, gerçekte en erken ve en duyarlı sonuç veren yöntemdir. PCR yöntemi, Polimerase Chain Reaction (Polimeraz Zincir Reaksiyonu) anlamına gelmektedir. Bu yöntemle, vücutta çok az miktarda virüs bile bulunsa, bunlar çoğaltılarak ölçülebilir hale gelmekte ve ayrıca vücutta bulunan virüsün ne miktarda olduğu saptanabilmektedir. PCR ile HIV’ in saptanabilmesi, şüpheli ilişkiden sonra günden itibaren olabilmektedir. Yani PCR, HIV’ i en erken ortaya çıkaran yöntemdir. PCR ile HIV RNA Viral Yük Tayini, aynı zamanda duyarlılığı da yüksek olan bir yöntemdir. Bu yöntemle günden itibaren testin duyarlılığı % 98 - % olarak monash.pw testi, en güvenilir ve hassas yöntem olmakla birlikte, dezavantajı, daha zor ve karmaşık bir çalışma yöntemine sahip olmasıdır. Moleküler Bölümü olmayan laboratuvarlar, bu testi çalışamazlar. Bu nitelikte laboratuvar sayısı da, ülkemizde çok az olup, HIV PCR çalışan laboratuvar sayısı birkaç monash.pw testinin diğer bir dezavantajı, maliyetli bir test olmasıdır. Bu testin maliyeti, diğer testlerle kıyaslanamayacak kadar yüksektir.

3- Testlerin Kıyaslanması

Özet olarak testleri kıyaslarsak:
Erken Sonuç Verme Durumuna Göre: En erken sonuç vereni, PCR ile Viral Yük tayinidir ( günden itibaren). P24 antijen testi, - günler arasında sonuç verebilmektedir. En çok bilinen ve kullanılan ELISA antikor testi ise, 3. haftadan itibaren sonuç verebilmekle birlikte, bu süredeki duyarlılığı düşük olup, genellikle 2 aydan sonra daha net sonuç alınabilmektedir.
Duyarlılık Durumu: PCR oldukça duyarlı ve güvenilir bir yöntemdir. Antijen testi, testin yapılış zamanına göre değişkenlik gösterir. Antikor testinin duyarlılığı ise, 2 aydan sonra yükselmektedir.
Fiyatlarına Göre: En maliyetli olanı, PCR ile HIV Viral Yük tayinidir. HIV p24 Antijen Test fiyatı PCR’ dan ucuz, antikor testinden fazladır. En ucuz olanı, tarama amaçlı kullanılan HIV antikor tayini testidir.

4- HIV Bulaştıktan Sonra Ne Tür Belirtiler Ortaya Çıkar ?

Şüpheli cinsel ilişkiden itibaren virüs bulaşması olmuşsa, kişilerin % ’ında ateş, boyunda bezeler, boğaz ağrısı, kas ve eklem ağrıları, vücutta döküntüler, bulantı ve kusma, bazılarında ishal, halsizlik gibi belirtiler ortaya çıkar. Bu belirtiler, grip benzeri belirtileri andırır. Genelde belirtiler virüs bulaşmasından gün sonra başlar ve hafta kadar devam edebilir. Yukarıda belirtilen şikayetlerin tamamı olmayabilir. Bazı insanlarda ise, virüs bulaşmasına rağmen, hissettikleri hiçbir yakınma olmayabilir.

5- HIV Hangi Yollarla Bulaşır ?

Çoğunlukla cinsel ilişkiyle geçer. HIV taşıyan kan nakli, kirli iğne, enjektör gibi yollarla da bulaşma olabilmektedir. Ayrıca, virüsü taşıyan annelerden çocuklarına da geçiş olabilmektedir. Yeterince steril edilmemiş aletlerle yapılan diş, kulak delme, dövme, manikür, pedikür, kuaför işlemlerinde de bulaşma olabileceği bildirilmektedir.

6- Dünyada ve Türkiye’ de HIV Pozitif İnsan Sayısı Nedir ?

Hastalık ilk olarak yılında tanımlanmış, virüs ise yılında izole edilmiştir. itibariyle, dünyada 33 milyondan fazla kişinin HIV ile infekte olduğu hesaplanmaktadır. Ülkemizde ise, resmi olarak tespit edilmiş HIV pozitif vaka sayısı itibariyle toplam olarak bildirilmiştir.

7- Nasıl Korunmalıdır ?

Cinsel ilişkide prezervatif kullanılması, virüsün bulaşmasını azaltıcı etki gösterir. Bu yüzden en önemli önlemdir. Tek partnerle ilişki önerilmektedir. Partner sayısı arttıkça bulaşma riski de artacaktır.

8- Laboratuvarımızda Yapılan HIV Testleri

a) PCR yöntemi ile HIV RNA Viral Yük Tayini
b)HIV p24 antijen ile birlikte antikor testi
c)HIV antikor testi
d)HIV doğrulama testi
testlerinin tümü laboratuvarlarımızda yapılmaktadır.
Bu testler için, laboratuvarlarımızın bir şubesine uğranarak, kan verilmesi yeterlidir. Aç olunması gerekli değildir. Sonucunuz en kısa sürede verilecektir.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır