homoseksüel ne demek / Biseksüel ne demek? Heteroseksüel ve homoseksüel'den farkı ne? - Sağlık Haberleri

Homoseksüel Ne Demek

homoseksüel ne demek

kaynağı değiştir]

Eşcinsellik, cinsellik dışında aynı cins veya cinsiyetteki insanlar arasındaki romantik, duygusal cinsel çekim ya da cinsel davranışları ifade edebilir.

Psikoloji, eşcinsel yönelimi ayrık bir yönelim olarak araştıran ilk bilim dallarından biridir. Eşcinselliği ilk hastalık olarak sınıflandırma girişimi acemi Avrupalı seksolog hareketi tarafından yapılmıştır. ’da seksolog Richard von Krafft-Ebing, Psychopathia Sexualis adlı kitabında eşcinsellik gibi üremeyle sonuçlanmayan cinsel aktiviteleri cinsel sapkınlık olarak görmüştür. Eşcinselliğin hem doğuştan hem de sonradan kazanabileceğine ve eşcinselliği mastürbasyonu engelleyerek ve nevrozları tedavi ederek tedavi edebileceğine inanmıştır. Sigmund Freud’sa eşcinselliği kendini karşıt cinsteki ebeveyn ile özdeşleştirmenin de etkisiyle oluşmuş, psikoseksüel gelişimdeki çatışmaların bir sonucu olarak tanımlamıştır. yüzyılının ortalarına kadar eşcinselliğin patolojik modelleri standarttır.

Amerikan Psikiyatri Kurumu, Amerikan Psikologlar Birliği ve Sosyal İşçiler Kurumu’nun açıklaması şu şekildedir.

’de Amerikan Psikiyatri Kurumu, Teşhis ve İstatistik Kılavuzu’nu (DSM) ilk yayınladığında eşcinsellik hastalıklar kategorisinin içindeydi. Ama hemen sonra sınıflandırma Ulusal Ruh Sağlığı Enstitüsü tarafından yapılan araştırmalarda kritik incelemeye maruz kalmıştır. Yapılan araştırmalar eşcinselliğin bir bozukluk ya da anomali değil normal ve sağlıklı bir cinsel yönelim olduğunu göstermiştir. Araştırmaların sonuçları toplandığında tıp, ruh sağlığı ve davranışsal ve sosyal bilimlerdeki profesyoneller, eşcinselliğin bir ruh hastalığı olarak sınıflandırılmasının yanlış olduğu ve DSM sınıflandırmasının önceki sosyal normlara ve popülasyonu temsil etmeyen hastaların klinik izlenimlerine dayanan bilimsel olarak kanıtlanmamış tahminleri yansıttığı sonucuna ulaşmıştır.

Bilimsel kanıtların tanınmasıyla[78] Amerikan Psikiyatri Kurumu eşcinselliği ’te DSM’den çıkartmıştır. Amerikan Psikologlar Birliği ’te aynı pozisyonu benimsemiş ve diğer tüm ruh sağlığı profesyonellerini eşcinselliğin uzun süredir bir ruh hastalığı olarak damgalanmasının kaldırılması konusunda teşvik etmiştir. Sosyal İşçilerin Ulusal Kurumu da benzer prensibi benimsemiştir.[3]

Davranışsal ve sosyal bilimlerin ve ruh sağlığı uzmanlık alanlarının uzun süredir olan ortak görüşü hemcinse karşı duyulan romantik, cinsel çekimlerin ve eşcinsel davranışların insan cinselliğinin normal ve pozitif bir varyasyonu olduğudur.[79]Dünya Sağlık Örgütü, ICD-9’da () ruh hastalığı olarak sınıflandırdığı eşcinselliği 17 Mayıs ’daki Dünya Sağlık Kongresi’nin onayıyla ICD’da hastalık olmaktan çıkarmıştır.[80][81][82] ICD’a psikolojik ve davranışsal bozukluklar nedeniyle cinsiyet kimliğini ya da cinsel yönelimini değiştirmek istemek anlamına gelen egodistonik cinsel yönelimi eklemiştir(F[7]). Çin Psikiyatri Kurumu, 5 yıllık bir araştırma sonunda ’de eşcinselliği ruh hastalığı sınıflandırmasından çıkarmıştır.[83] Kraliyet Psikiyatrlar Derneği’nin açıklaması “Araştırmalar gay, lezbiyen veya biseksüel olmanın normal ruhsal sağlıkla uyumlu olduğunu göstermektedir. Ama toplumda ayrımcılığa uğrama ve arkadaş, aile ve diğer kişiler tarafından reddedilme ihtimali LGB’lerde (lezbiyen, gay ve biseksüel) beklenenden yüksek oranda ruhsal zorlanmaların görülmesine neden olmaktadır. ABD'deki muhafazakâr gruplar LGB’lerdeki ruhsal zorlanmaların yüksek oranda görülmesinin eşcinselliğin doğrudan kendisinden kaynaklandığını öne sürse de bu iddiayı ispatlayan bir kanıt yoktur.” şeklindedir.[84]

Çoğu lezbiyen, gay ve biseksüel, heteroseksüellerle aynı nedenlerden (stres, ilişkilerindeki zorluklar, sosyal ve iş ortama uyum sağlama vb.) dolayı psikoterapi almak istemektedir. Cinsel yönelimleri tedavilerinde çok ya da az önem taşıyabilir ya da hiç önem taşımayabilir. Lezbiyen, gay ve biseksüel kişilerin psikoterapilerinde yüksek derecede anti-gay yaklaşımı görülme riski vardır.[85]

Uygun bir psikoterapi aşağıdaki bilimsel verilere dayanmaktadır.[79]

Değerlendirme Açıklama
- Eşcinsel çekimler, davranışlar ve yönelimler insan cinselliğinin normal ve pozitif bir varyasyonudur. Başka bir deyişle ruhsal ya da gelişimsel bir bozukluğun işareti değildir.
- Eşcinsellik ve biseksüellik damgalanmaktadır ve bu damgalanma kişinin hayatında negatif etkilere yok açmaktadır[86].
- Eşcinsel çekimler ve davranışlar çeşitli cinsel yönelim ve cinsel yönelim kimliklerinde görülebilir [87]
- Gey, lezbiyen ve biseksüel kişiler heteroseksüller gibi tatmin edici hayatlar yaşayabilirler ve kurdukları ciddi birliktelikler önemli açılardan birbirine denktir[88].
- Eşcinsel yönelimin aile hayatının kötü olması ya da travma sonucu oluştuğunu destekleyen deneysel araştırma yoktur[89].

ve yüzyıllarda çeşitli psikologlar eşcinselliğin nedenleri ile ilgili teoriler geliştirdiler. Bunların çoğu eşcinselliği "akıl hastalığı" olarak tanımlıyordu.[90] yy psikologlarından Richard von Krafft-Ebing, mastürbasyon, sadomazoşizm ve şehvet cinayetlerini "cinsel sapıklıklar" olarak tanımladığı tarihli kitabı Psychopathia Sexualis'de eşcinselliğin kalıtımsal olduğunu iddia etti. Çağdaşı Sigmund Freud, kendini karşıt cinsteki ebeveyn ile özdeşleştirmenin de etkisiyle oluşmuş, "psikoseksüel gelişimdeki çatışmaların bir sonucu" olarak tanımladı. Diğerleri, eşcinselliğin nedenlerini sosyal etkilerde ve anne karnındaki gelişim esansında gerçekleşen fizyolojik olaylarda aradılar. Eşcinselliğin nedenleri, muhtemelen, insanın doğuştan gelen veya doğasından kaynaklanan özellikleri ile çevresel faktörler ya da toplum etkisinin bir bileşimidir.[90]

Eşcinselliğin olası nedenleri[değiştir kaynağı değiştir]

Arzu ve ilgi noktasında duygusal birlikteliği olan iki lezbiyenbirey.

Gey[değiştir kaynağı değiştir]

Ana madde: Nöroloji ve cinsel yönelim

’de Simon LeVay, hipotalamustaki INAH1, INAH2, INAH3 ve INAH4 adı verilen 4 nöron grubunu incelemiştir. Beynin bu bölümünü önemlidir çünkü bu bölümün hayvanların cinsel davranışlarının düzenlenmesinde rol oynadığı kanıtlanmış ve INAH2 ve INAH3’ün erkeklerde ve kadınlarda farklılık gösterdiği rapor edilmiştir. Araştırma, AIDS yüzünden ölen 19 eşcinsel erkekten, cinsel yönelimleri bilinmeyen ama araştırmacılar tarafından heteroseksüel varsayılan, 6’sı AIDS’ten ölen 16 erkekten, yine araştırmacılar tarafından heteroseksüel varsayılan, 1’i AIDS’ten ölen 6 kadından oluşmaktaydı. Simon LeVay, heteroseksüel erkeklerdeki INAH3’ün büyüklüğünün, eşcinsel erkek ve heteroseksüel kadınlarınınkinin iki katı kadar olduğunu bulmuştur.[]

’de William Byne ve meslektaşları aynı araştırmayı 14 HIV pozitif eşcinsel erkek, heteroseksüel varsayılan 34 erkek (10 HIV pozitif) ve heteroseksüel varsayılan 34 kadın (9 HIV pozitif) üstünde tekrar yapmıştır. Araştırmacılar INAH3’ün büyüklüğünün heteroseksüel erkek ve kadınlarda önemli derecede farklılık gösterdiğini bulmuştur. Eşcinsel erkeklerinkinin görünüşte heteroseksüel erkeklerinkinden küçük, heteroseksüel kadınlarınkinden büyük olduğu bulunmuştur. Ama bu farklılığın tam olarak istatistiksel bir öneme sahip olmadığı tespit edilmiştir. Byne ve meslektaşları aynı zamanda INAH3’ün ağırlığını ve nöronlarının sayılarını da ölçmüştür. INAH3’ün ağırlığının sonuçları büyüklüğününkilerine benzer çıkmıştır. Heteroseksüel erkeklerdeki INAH3’ün ağırlığı, heteroseksüel kadınlarınkine göre önemli ölçüde daha yüksek çıkarken, eşcinsel erkeklerin sonuçları, heteroseksüel erkek ve kadınların arasında çıkmıştır. Ama farklılığın önemli derecede olmadığı görünmüştür. INAH3’teki nöron sayılarında kadın ve erkekler arasında farklılık bulunurken cinsel yönelimle bağlantılı bir farklılık bulunamamıştır.[]

Erkek terindeki testosterondan elde edilen androstadienin (AND) ve hamile kadınların idrarında bulunan östrojene benzeyen estratetraenolinin (EST) insanlardaki feromon olduğu düşünülmektedir. AND ve EST’in kişinin cinsel yönelimine bağlı olarak ön hipotalamustaki nöral devreleri aktivite ettiği gözlenmiştir. Ön hipotalamus üreme fonksiyonların sürecinde rol oynamaktadır ve son kanıtlar ön hipotalamusun cinsel davranış ve cinsel tercihte rol oynayan hormonal ve duyumsal ipuçlarını birleştirmede yardım ettiğini öne sürmektedir. 'te İvanka Savic ve ekibi yaptığı araştırmada erkeklik kimyasalı AND’ın heteroseksüel erkeklerin beyninin olfactory bölgesini (koklama duyusuna ait bölge), eşcinsel erkek ve heteroseksüel kadınlarınsa hipotalamus bölgesini aktivite ettiği bulunmuştur. Kadınlık kimyasalı EST’inse eşcinsel erkek ve heteroseksüel kadınların olfactory bölgesini, heteroseksüel erkeklerinse hipotalamus bölgesini aktivite ettiği bulunmuştur.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır