hucurat suresi 11 ve 12 ayetler / Hucurât sûresi ayetin okunuşu ve anlamı, meali

Hucurat Suresi 11 Ve 12 Ayetler

hucurat suresi 11 ve 12 ayetler

Hucurât Suresi Ayet Meali

يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا يَسْخَرْ قَوْمٌ مِّن قَوْمٍ عَسَىٰٓ أَن يَكُونُوا۟ خَيْرًا مِّنْهُمْ وَلَا نِسَآءٌ مِّن نِّسَآءٍ عَسَىٰٓ أَن يَكُنَّ خَيْرًا مِّنْهُنَّ ۖ وَلَا تَلْمِزُوٓا۟ أَنفُسَكُمْ وَلَا تَنَابَزُوا۟ بِٱلْأَلْقَٰبِ ۖ بِئْسَ ٱلِٱسْمُ ٱلْفُسُوقُ بَعْدَ ٱلْإِيمَٰنِ ۚ وَمَن لَّمْ يَتُبْ فَأُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلظَّٰلِمُونَ

Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ yeshar kavmun min kavmin asâ en yekûnû hayren minhum ve lâ nisâun min nisâin asâ en yekunne hayren minhunn(minhunne), ve lâ telmizû enfusekum ve lâ tenâbezû bil elkâb(elkâbi), bi’sel ismul fusûku ba’del îmân(îmâni), ve men lem yetub, fe ulâike humuz zâlimûn(zâlimûne).

Ey iman edenler! Bir topluluk bir diğerini alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da diğer kadınları alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Birbirinizi karalamayın, birbirinizi (kötü) lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fasıklık ne kötü bir namdır! Kim de tövbe etmezse, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir.

TürkçesiKöküArapçası
  • inanan(lar)
  • ا م ن
  • امَنُوا
  • alay etmesin
  • س خ ر
  • يَسْخَرْ
  • bir topluluk
  • ق و م
  • قَوْمٌ
  • onlar kendilerinden
  • مِنْهُنَّ
  • kusur aramayın
  • ل م ز
  • تَلْمِزُوا
  • birbirinizde
  • ن ف س
  • أَنْفُسَكُمْ
  • birbirinizi çağırmayın
  • ن ب ز
  • تَنَابَزُوا
  • kötü lakaplarla
  • ل ق ب
  • بِالْأَلْقَابِ
  • ne kötü bir şeydir
  • ب ا س
  • بِئْسَ
  • inandıktan
  • ا م ن
  • الْإِيمَانِ
  • tevbe etmezse
  • ت و ب
  • يَتُبْ
  • zalimdirler
  • ظ ل م
  • الظَّالِمُونَ
  • Diyanet İşleri Başkanlığı: Ey iman edenler! Bir topluluk bir diğerini alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da diğer kadınları alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Birbirinizi karalamayın, birbirinizi (kötü) lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fasıklık ne kötü bir namdır! Kim de tövbe etmezse, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir.
  • Diyanet Vakfı: Ey müminler! Bir topluluk diğer bir topluluğu alaya almasın. Belki de onlar, kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da kadınları alaya almasınlar. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kendi kendinizi ayıplamayın, birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fâsıklık ne kötü bir isimdir! Kim de tevbe etmezse işte onlar zalimlerdir.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Ey iman edenler! Bir topluluk bir toplulukla alay etmesin; belki de onlar kendilerinden daha hayırlı olurlar; bir takım kadınlar da diğer kadınlarla (alay etmesin), belki onlardan daha hayırlı olurlar. Bir de kendi kendinizi ayıplamayın ve kötü lakaplarla atışmayın. İmandan sonra fasıklık ne kötü isimdir! Her kim de tevbe etmezse, işte onlar kendilerine zulmedenlerdir.
  • Elmalılı Hamdi Yazır: Ey iman edenler! Bir topluluk diğer bir toplulukla alay etmesin. Belki de onlar, kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da kadınları alaya almasınlar. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kendi kendinizi ayıplamayın, birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. İmandan sora fâsıklık ne kötü bir isimdir! Kim de tevbe etmezse işte bu kimseler zalimlerdir.
  • Ali Fikri Yavuz: Ey iman edenler! Bir kavim, diğer bir kavimle alay etmesin; olur ki, alay edilenler kendilerinden daha hayırlı bulunurlar. Bir takım kadınlar da diğer kadınlarla eğlenmesin; olur ki eğlenceye alınanlar kendilerinden daha hayırlı olurlar. Hem birbirinizi ayıblamayın ve kötü lâkablarla atışmayın. İmandan sonra fasıklıkla adlanmak ne kötü isimdir! Kim de tevbe etmezse, işte onlar kendilerine zulmedenlerdir.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ey o bütün iyman edenler! Alay etmesin bir kavm bir kavm ile belki kendilerinden daha hayırlı olurlar, ne de bir takım kadınlar diğer kadınlarla, belki onlardan daha hayırlı olurlar, hem kendilerinizi ayıblamayın ve kötü lâkablarla atışmayın, iymandan sonra fâsıklık ne kötü isimdir, her kim de tevbe etmezse artık onlar kendilerine zulmedenlerdir.
  • Fizilal-il Kuran: Ey inananlar! Bir topluluk başka bir toplulukla alay etmesin. Belki alay ettikleri kimseler, kendilerinden iyidirler. Kadınlarda başka kadınlarla alay etmesin. Belki onlar kendilerinden iyidirler. Birbirinizde kusur aramayın; birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. İnandıktan sonra fasık (yoldan çıkmış) olmak ne kötü bir addır. Kim tevbe etmezse, işte onlar, zalimlerdir.
  • Hasan Basri Çantay: Ey îman edenler, bir kavm diğer bir kavm ile alay etmesin. Olurki (alay edilenler Allah indinde) kendilerinden (ya´ni alay edenlerden) daha hayırlıdır. Kadınlar da kadınları (eğlenceye almasın). Olurki onlar (eğlenceye alınanlar) kendilerinden daha hayırlıdır. (Kendi) kendinizi ayıblamayın. Birbirinizi kötü lâkablarla çağırmayın. İmandan sonra faasıklık ne kötü addır! Kim (Allahın yasak etdiği şeylerden) tevbe etmezse onlar zaalimlerin ta kendileridir.
  • İbni Kesir: Ey iman etmiş olanlar; bir topluluk diğer topluluk ile alay etmesin. Belki de onlar, kendilerinden daha hayırlıdır. Kadınlar da kadınlarla. Belki onlar kendilerinden daha hayırlıdırlar. Kendi kendinizi ayıplamayın ve birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fasıklık ne kötü addır. Kim de tevbe etmezse; işte onlar zalimlerin kendileridir.
  • Ömer Nasuhi Bilmen: Ey imân etmiş olanlar! Bir kavim diğer bir kavim ile alay etmesin. Olabilir ki, onlar (o alay edilenler) ötekilerden daha hayırlı olurlar ve kadınlar da kadınlardan (bir kimseyi eğlenceye almasın). Olabilir ki onlar, ötekilerden daha hayırlı bulunurlar. Ve kendi nefislerinizi de ayıplamayınız ve kötü lakablar ile atışmayınız. İmândan sonra fâsıklık ne kötü addır ve her kim tevbe etmezse işte zalimler olanlar onlardır, onlar.
  • Tefhim-ul Kuran: Ey iman edenler, bir kavim (bir başka) kavimle alay etmesin, belki kendilerinden daha hayırlıdırlar; kadınlar da kadınlarla (alay etmesin), belki kendilerinden daha hayırlıdırlar. Kendi nefislerinizi (kendi kendinizi) yadırgayıp küçük düşürmeyin ve birbirinizi ´en olmadık kötü lakablarla´ çağırmayın. İmandan sonra fasıklık ne kötü bir isimdir. Kim tevbe etmezse, işte onlar, zalim olanların ta kendileridir.

Hucurât Suresi ve Ayetler Ne Anlatıyor? Mealleri

Hucurat Suresi ve Ayetlerin Mealleri ve Verilen Mesajlar

Allah (c.c) insanları yaratırken “insanlık” bakımından herkesi eşit şekilde yaratmıştır. Yani, kimseyi kimseden üstün olarak yaratmamıştır. İslam dini gelmeden önce İnsanlar birbirlerine karşı üstünlük taslarlardı, kabilelerinin diğer kabilelerden daha iyi olduğunu söylerler, köleler, zenciler veya fakirlerle alay ederlerdi. İslam dini hâkim olduktan sonra Allah (c.c) bunların yasak olduğunu bir kere daha Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderdiği ayetlerle yeniden pekiştirmiştir. Hucurât Suresi ayetlerde verilen mesajlar da buna yöneliktir. Irkçılık konusuna değinen Hucurat Suresi Ayet'i incelemek isterseniz linke tıklamanız yeterli olacaktır.

İşte Hucurat Suresi ve ayetlerin tefsiri ve verilen mesajlar;

Hucurat Suresi ve Ayetlerin Arapça Türkçe Yazılışları ve Meali

Hucurat Suresi Hakkında Bilgiler

Hucurât Suresi ayetlerde verilen mesajlara geçmeden önce ayetleri yazalım;

Hucurat Suresi Ayet Arapça Yazılışı

ا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا يَسْخَرْ قَومٌ مِّن قَوْمٍ عَسَى أَن يَكُونُوا خَيْرًا مِّنْهُمْ وَلَا نِسَاء مِّن نِّسَاء عَسَى أَن يَكُنَّ خَيْرًا مِّنْهُنَّ وَلَا تَلْمِزُوا أَنفُسَكُمْ وَلَا تَنَابَزُوا بِالْأَلْقَابِ بِئْسَ الاِسْمُ الْفُسُوقُ بَعْدَ الْإِيمَانِ وَمَن لَّمْ يَتُبْ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ ﴿١١﴾

Hucurat Suresi Ayet Arapça Türkçe Okunuşu

Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ yeshar kavmun min kavmin asâ en yekûnû hayran minhum ve lâ nisâun min nisâin asâ en yekunne hayran minhunne, ve lâ telmizû enfusekum ve lâ tenâbezû bil elkâb(elkâbi), bi’sel ismul fusûku ba’del îmân(îmâni), ve men lem yetub, fe ulâike humuz zâlimûn(zâlimûne).

Hucurat Suresi Ayet Türkçe Meali

“Ey iman edenler! Erkekler diğer erkeklerle alay etmesinler; onlar kendilerinden daha iyi olabilirler; kadınlar da diğer kadınlarla alay etmesinler; alay edilen kadınlar edenlerden daha iyi olabilirler. Biriniz diğerinizi karalamayın, birbirinize kötü ad takmayın. İman ettikten sonra fâsıklıkla anılmak ne kötüdür! Günahlarına tövbe etmeyenler yok mu, işte zalimler onlardır.” (Hûcurat 11)

Hucurat Suresi Ayet Arapça Yazılışı

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اجْتَنِبُوا كَثِيرًا مِّنَ الظَّنِّ إِنَّ بَعْضَ الظَّنِّ إِثْمٌ وَلَا تَجَسَّسُوا وَلَا يَغْتَب بَّعْضُكُم بَعْضًا أَيُحِبُّ أَحَدُكُمْ أَن يَأْكُلَ لَحْمَ أَخِيهِ مَيْتًا فَكَرِهْتُمُوهُ وَاتَّقُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ تَوَّابٌ رَّحِيمٌ

Hucurat Suresi Ayet Arapça Türkçe Okunuşu

Yâ eyyyuhâllezîne âmenûctenibû kesîran minez zanni, inne ba’daz zanni ismun, ve lâ tecessesû ve lâ yagteb ba’dukum ba’dâ(ba’dan), e yuhıbbu ehadukum en ye’kule lahme ahîhi meyten fe kerihtumûhu, vettekullâhe, innallâhe tevvâbun rahîmun.

Hucurat Suresi Ayet Türkçe Meali

“Ey iman edenler! Zannın çoğundan sakının; çünkü bazı zanlar günahtır. Gizlilikleri araştırmayın, birbirinizin gıybetini yapmayın; herhangi biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? Bak bundan tiksindiniz! Allah’a itaatsizlikten de sakının. Allah tövbeleri çokça kabul etmektedir, rahmeti sonsuzdur.”

Hûcurat Ayette Verilen Mesajlar

Her ayetin bir iniş sebebi olduğu gibi Hûcurat Suresi Ayetin de bir iniş sebebi vardır. Sahabelerden Sabit b. Kays, kulakları ağır işiten bir adamdı ve bundan dolayı Peygamber Efendimizin (s.a.v) oturduğu mecliste daima ona yakın oturmak isterdi. Sabit B. Kays bir gün sabah namazının ikinci rekâtına yetişince namaz bittikten sonra insanları yararak Peygamber Efendimizin yanına ulaşmaya çalışır. Bu durumdan rahatsız olan bir adam ona “Otur oturduğun yere, zaten yeterince cemaati rahatsız edip buraya kadar geldin.” Diye çıkışır. Bunun üzerine Sabit b. Kays, “sen kimsin?” diye sorunca, adam ona “ben falanca kişiyim” der, bunun üzerine Sabit b. Kays “hayır, sen o adam değilsin. Falanca kadının oğlusun” diyerek sahabenin cahiliye dönemindeki kötü bir durumunu ayıplar ve bunun üzerine Hûcrat Suresi Ayet indirilir ve Müslümanlara hitaben birbirleriyle alay etmemeleri, ola ki alay ettiğiniz kişi sizde daha hayırlı olabilir denir.

Burada bize verilen mesaj; durumumuz, konumumuz, maddi ve manevi değerimiz ne kadar yüksek olursa olsun başka insanları ayıplamamız, kusurlarını açığa çıkartmamız yasaklanmıştır. Geçmişte yapılan hatalar yüzünden insanları ayıplamak, insanların sahip oldukları bir özürden dolayı onlarla alay etmemiz yasaklanmıştır. İslam’da herkes kardeştir ve üstünlük ancak takva ile yani Allah’tan (c.c) daha çok korkmakla olur. Bunun dışında hiçbir insanın başka insanüstünde üstünlüğü yoktur mesajı verilmektedir.

Hûcurat Suresi Ayette Verilen Mesajlar

“Zan” kelime anlamı olarak sanmaktır yani tahminde bulunmaktır. “Sanırım böyle”, “zannımca şöyledir” diye başlayan her sözde zan vardır yani tahmin vardır bu tahmin de insanın yanılmasına neden olabilir ki zannın çoğundan sakınılması gerektiği konusunda Allah (c.c) biz Müslümanları uyarmaktadır. Biri hakkında yaptığımız bir yorum, düşüncelerimiz bizi yanıltabilir ve bu da günah olarak bize yeter. Çünkü yaptığımız her hareketin bedeli olan kıyamet gününde Allah (c.c) ya ödüllendirir veya cezalandırır. Bu sebeple her ne olursa olsun hakkında kesin olarak bilgimiz olmayan durumlar hakkında yorumda bulunmamız doğru değildir. Ayetin devamında insanların gizliliklerinin araştırılmaması emri verilmektedir. Yani insanların özel hayatı ile ilgili araştırmalar yapmak ve bunları öğrenerek yaymak kesinlikle haramdır. Hûcurat Suresi Ayette verilen mesajın bir başka bölümü ise insanların birbirlerinin gıybetini yapmalarının yasak olduğudur. Yani bir insanın durumu, yaptığı hareketleri başka bir yerde alay konusu olsun ya da olmasın anlatmak gıybettir yani dedikodudur. Allah (c.c) gıybet yapmayı, ölmüş bir Müslüman kardeşinin etini yemeye benzetmiş ve bunun ne kadar tiksindirici olduğunu belirtmiştir.

Bize verilen mesaj şudur; her ne olursa olsun, bir insan hakkında alay etmek amacıyla veya başka bir amaçla dedikodusunu yapmamız yasaktır. Dedikodu veya gıybet yapmak, ölmüş bir Müslüman kardeşimizin etini yemek gibidir. Bu da insanın midesini bulandırır. Eğer böyle bir şey yapmışsak, derhal gıybetini yaptığımız kardeşimizden helallik almalı ve aynı zamanda işlediğimiz bu günahtan dolayı tövbe etmeliyiz. Allah’ın (c.c) tövbeleri geri dönmemek şartıyla kabul ettiğini aklımızdan çıkartmamalıyız.

Kur'an-ı Kerim - Diyanet İşleri Başkanlığı

Hucur&#;t Suresi - 12 . Ayet Tefsiri

Ayet


  • يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا اجْتَنِبُوا كَثٖيراً مِنَ الظَّنِّؗ اِنَّ بَعْضَ الظَّنِّ اِثْمٌ وَلَا تَجَسَّسُوا وَلَا يَغْتَبْ بَعْضُكُمْ بَعْضاًؕ اَيُحِبُّ اَحَدُكُمْ اَنْ يَأْكُلَ لَحْمَ اَخٖيهِ مَيْتاً فَكَرِهْتُمُوهُؕ وَاتَّقُوا اللّٰهَؕ اِنَّ اللّٰهَ تَـوَّابٌ رَحٖيمٌ

    ﴿١٢﴾

Meal (Kur'an Yolu)


﴾12﴿

Ey iman edenler! Zannın &#;oğundan sakının; &#;&#;nk&#; bazı zanlar g&#;nahtır. Gizlilikleri araştırmayın, birbirinizin gıybetini yapmayın; herhangi biriniz, &#;lm&#;ş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? Tabii ki bundan tiksinir! Allah’a itaatsizlikten de sakının. Allah t&#;vbeleri &#;ok&#;a kabul etmektedir, rahmeti sonsuzdur.

Tefsir (Kur'an Yolu)


Bu âyette üç kötü huy ve alışkanlık ele alınmış, etkili bir üslûpla yasaklanmıştır: Gerçek bilgi ve kanıta değil, tahmine dayalı hüküm (zan), insanların gizliliklerini araştırmak (tecessüs) ve insanları arkalarından çekiştirmek (gıybet).

Gerçeklik ihtimali yüzde ellinin üzerinde bulunmakla beraber kesin olmayan bilgi ve hükme zan denir. Başkalarını suçlamak, aleyhlerinde olacak bir karar almak ve davranışta bulunmak söz konusu olduğunda zanna dayanılamaz, zan şeklindeki bilgi dayanak ve delil kılınamaz. Çünkü insanlar hakkında sahip olunan zan ve tahminlerin birçoğu isabetsiz olmakta, beklendiğinin, sanıldığının aksi gerçekleşmektedir. Şu var ki, kimsenin aleyhinde olmayan, hakların zayi edilmesi ihtimali bulunmayan alanlarda, kesin bilgi bulunmadığında kuvvetli zana (zann-ı galip) dayalı hükümler ve uygulamalar yasak kapsamına dahil değildir. Sosyal bilimlerin önemli bir kısmı kesinliğe değil, kuvvetli zan ve ihtimale dayanmaktadır.

Sâbıkalı olmayan, suç işleme bakımından ciddi şüpheye sebep olacak davranışları bulunmayan bir kimsenin gizlediği bir işini, davranışını, halini araştırmak ve açıklamak ise âyette yasaklanan tecessüs kapsamına girmekte olup İslâm ahlâkçılarına göre ayıptır, dine göre de câiz değildir, günahtır. Ancak düşmanların müslümanlar hakkındaki plan, program ve niyetlerini anlamak, zamanında tedbir almayı sağlamak gibi amaçlara yönelik casusluk faaliyeti, bunda zaruret bulunduğu için yasak kapsamına dahil edilmemiştir.

Bir kimsenin gıyabında, arkasından hoşuna gitmeyeceği bilinen bir şeyini konuşmak, başkalarına aktarmak gıybettir ve câiz değildir. Peygamber efendimize, “Birisinin arkasından söylediklerimiz doğru ise, onda bu kötü nitelik varsa yine de yasak olan gıybet gerçekleşir mi?” diye soranlar şu cevabı almışlardır: “Söylediğiniz onda varsa gıybet etmiş olursunuz, yoksa yaptığınız iftira olur” (Müslim, “Birr”, 70). Şu hadis de bu kötü huylar ve alışkanlıklarla ilgilidir: “Zanna kapılmaktan sakınınız, zan en fazla asılsız olabilen haber ve bilgi türüdür. Kulak kabartmayınız, gizlilikleri araştırmayınız, başkalarını kıskanmayınız, öfkenize kapılmayınız, birbirinize sırtınızı dönmeyiniz. Ey Allah’ın kulları! Kardeşler olunuz” (Müslim, “Birr”, 28).


Kaynak :Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 96

Kur'an-ı Kerim Portalı

Diyanet İşleri Başkanlığı Kur'an-ı Kerim Portalında Kur'an hakkında istediğiniz biligilere ulaşabileceksiniz

Bağlantılar

  • Windows
  • Windows Store
  • IOS
  • Android
  • Mac

Uygulamalar

  • Windows
  • Windows Store
  • IOS
  • Android
  • Mac

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır