hüvel baki anlamı / Hüvelbaki Ne Demek? - Türkçe Kelime Anlamı

Hüvel Baki Anlamı

hüvel baki anlamı

Hüvel Bakı ne demek?

Türkçe sözlüklerde "Hüvel Bakı" ifadesini detaylı bir şekilde araştırdık...

Kısaca "Hüvel Bakı" ne demek?

  1. Baki ancak O’dur. Allah (C.C.) (Osmanlıca’da yazılışı: hüve-l bakî)

Hüvel Bakı nedir? İlişkili sözcükler

  • Hüvel: manasi ( o ) demektir, yani hüvel baki, o allah c.c. ebedi dir manasina kullanilir. kur’an-ı kerim de geçen bir kelime. mehmet emin adlı ziyaretçimiz tarafından düzeltilmiştir. devamı...
  • Hüvel Ehad: O Allah birdir. (Bak: Ehad) (Osmanlıca’da yazılışı: hüve-l ehad) devamı...
  • Eternal: ), (i.) ebedi ve ezeli, başı ve sonu olmayan Daimi, baki, ölümsüz devamı...
  • Illahu: Ancak O. Allah (C.C.) (Osmanlıca’da yazılışı: illâhu) devamı...
  • Lemyezel: 1. zail olmaz, baki, kalıcı. Zail olmaz, baki, zeval bulmaz. Daimi olan. (Osmanlıca’da yazılışı: lem-yezel) devamı...
  • Terki Masiva: Allah’tan gayrısını terk etmek. Allah rızası olmayan işlerden, fani ve fena dünya işlerinden vazgeçip Allah rızasına yönelmek. Kalbinde Allah sevgisi ve muhabbetinden daha ileri bir sevgi bırakmamak. (Osmanlıca’da yazılışı: terk-i mâsivâ) devamı...
  • Hüvel Hakku: Hak sadece O’dur. (Osmanlıca’da yazılışı: hüve-l hakku) devamı...
  • Hüvel Ahsen: Sadece ve yalnız en güzel O’dur. (Osmanlıca’da yazılışı: hüve-l ahsen) devamı...
  • Ayinei Ervah: Ruhlar ayinesi. Esma-i İlahiyenin tecellisine mazhar olan ruhlar.(… Muhabbetten yetimane bir şefkat, me’yusane bir rikkat tevellüd eder. Bütün zihayatlara acır; hatta güzel ve zevale maruz bütün mahlukata bir rikkat ve bir firkat hisseder; elinden birşey gelmez, ye’s-i mutlak içinde elem çeker. Fakat gafletten kurtulan evvelki adam o şedit şefkatin elemine karşı ulvi bir tiryak bulur devamı...
  • Hüvel Hasen: Sadece, yalnız o güzeldir. (Osmanlıca’da yazılışı: hüve-l hasen) devamı...

Hüvel Bakı ne demek sözlük anlamı nedir sorusunu farklı sözlüklerden yararlanarak yanıtladık. Paylaştığımız bilgilerde eksik veya hatalı bir şey var ise, buraya tıklayarak bize bildirebilirsiniz.

Risale-i Nur Lûgatından bir kelime: Elbâki Hüve’l-Bâki ve Ya Bâki Entel Bâki ne demek?

Hazırlayan: Serdar Aslan
RİSALEHABER – Risale-i Nur eserlerinin birçok yerinde geçen Elbâki Hüve’l-Bâki kelimesinin anlamı "Bâki olan sadece O’dur" şeklinde ifade edilebilir. Ya Bâki Entel Bâki ise “Bâkî kalan ancak Sensin, ey Bâkî” şeklinde ifade edilebilir.

Bâki kelimesi Cenab-ı Allah’ın hem bir sıfatı, hem bir ismidir ki “Ebedî, dâimî, ölmeyen, sonu gelmez, sonsuz” anlamına gelmektedir.

Risale-i Nur'da Elbâki Hüve’l-Bâki ifadesi genelde Bediüzzaman Said Nursi, bazen de talebeleri tarafından yazılmış mektupların sonunda kullanılmıştır. Bu cümle sınırsız bir sevme kabiliyetiyle yaratılmış kalbin ilgi ve alakasını, fani şeylerden Bâki olana yöneltme gayretidir. Çünkü fani olan hiçbir şey Bâki olanı sevmek için yaratılan kalbin ilgisine değmez. Bu minvalde Ya Bâki Entel Bâki ifadesi de kulun kendi faniliğini idrak ederek Rabbe yakarışını anlatmak üzere kullanılmaktadır.

Risale-i Nur'dan Ya Bâki Entel Bâki ifadesinin geçtiği örnek cümleler:

• "Madem insan bekaya âşıktır; elbette bütün kemâlâtı, lezzetleri, bekaya tâbidir. Ve madem beka Bâkî-i Zülcelâle mahsustur. Ve madem Bâkînin esmâsı bâkiyedir. Ve madem Bâkînin aynaları Bâkînin rengini, hükmünü alır ve bir nevi bekaya mazhar olur. Elbette insana en lâzım iş, en mühim vazife, o Bâkîye karşı alâka peydâ etmektir ve esmâsına yapışmaktır. Çünkü Bâkî yoluna sarf olunan her şey bir nevi bekaya mazhar olur."

"İşte ikinci Yâ Bâkî Ente'l-Bâkî cümlesi bu hakikati ifade ediyor. İnsanın hadsiz mânevî yaralarını tedavi etmekle beraber, fıtratındaki gayet şiddetli arzu-yu bekayı onunla tatmin ediyor." (Lem'alar - Üçüncü Lem'a)

…kalbindeki hadsiz istidad-ı muhabbet, hadsiz bir cemâl-ı bâkiye mâlik bir Zâta tevcih etmek için verilmiş. O insan sûiistimal ederek o muhabbeti fâni mevcudata sarf ettiği cihetle kusur ediyor, kusurunun cezasını firâkın azabıyla çekiyor.

İşte bu kusurdan teberri edip o fâni mahbubattan kat-ı alâka etmek, o mahbuplar onu terk etmeden evvel o onları terk etmek cihetiyle Mahbub-u Bâkîye hasr-ı muhabbeti ifade eden يَا بَاقِى أَنْتَ الْبَاقِى [Bâkî kalan ancak Sensin, ey Bâkî.]olan birinci cümlesi, “Bâkî-i Hakikî yalnız Sensin. Mâsivâ fânidir. Fâni olan, elbette bâki bir muhabbete ve ezelî ve ebedî bir aşka ve ebed için yaratılan bir kalbin alâkasına medar olamaz” mânâsını ifade ediyor. “Madem o hadsiz mahbubat fânidirler, beni bırakıp gidiyorlar. Onlar beni bırakmadan evvel ben onları يَا بَاقِى أَنْتَ الْبَاقِى demekle bırakıyorum. Yalnız Sen bâkisin ve Senin ibkàn ile mevcudat bekà bulabildiğini bilip itikad ederim. Öyleyse, Senin muhabbetinle onlar sevilir. Yoksa alâka-i kalbe lâyık değiller” demektir.

İşte bu hâlette kalb hadsiz mahbubatından vazgeçiyor. Hüsün ve cemalleri üstünde fânilik damgasını görür, alâka-i kalbi keser. Eğer kesmezse, mahbupları adedince mânevî cerihalar oluyor.( Lem'alar - Üçüncü Lem'a)

İkinci defa يَابَاقِۤى أَنْتَ الْبَاقِى [Bâkî kalan ancak Sensin, ey Bâkî.] cümlesi, bütün o hadsiz mânevî yaralara hem merhem, hem tiryak oldu. Yani, “Sen bâkisin. Giden gitsin, Sen yetersin. Madem Sen bâkisin; zeval bulan herşeye bedel bir cilve-i rahmetin kâfidir. Madem Sen varsın; Senin varlığına iman ile intisabını bilen ve sırr-ı İslâmiyetle o intisaba göre hareket eden insana herşey var. Fenâ ve zevâl, mevt ve adem bir perdedir, bir tazelenmektir, ayrı ayrı menzillerde gezmek hükmündedir” diye düşünüp, tamamıyla o hırkatli, firkatli, hazîn, elîm, karanlıklı, dehşetli hâlet-i ruhaniye, sürurlu, neş’eli, lezzetli, nurlu, sevimli, ünsiyetli bir hâlete inkılâp etti. Lisanım ve kalbim, belki lisan-ı hal ile bütün zerrât-ı vücudum “Elhamdü lillâh” dediler.( Lem'alar - Yirmi Altıncı Lem'a)

www.RisaleHaber.com

Hüvelbâkī nedir ?

İfadeyi oluşturan kelimelerden birincisi, Kur'ân-ı Kerîm'de bir kısım esmâ-i hüsnânın yer aldığı çeşitli âyetlerde (meselâ bk. el-Haşr 59/22-24; el-İhlâs 112/1) doğrudan Allah Teâlâ hakkında kullanılan hüve (hû "o") zamiridir. Bazı İslâm âlimleri tarafından ism-i a'zam ve tasavvuf ehlince zikirlerin doruk noktası, Allah'a yakınlığın en veciz ifadesi kabul edilen bu kelime, Allah'ın bütün vasıflarını ihata eden lafza-i celâl yerine kullanılmaktadır. Bâkī kelimesi ise bekā kökünden türetilmiş bir sıfat olup esmâ-i hüsnâdan biri olarak "varlığının sona ermesi düşünülemeyen, ebediyen var olan" anlamına gelmektedir (Yurdagür, s. 248-249).

Dünya hayatını sona erdiren ölüm hadisesi, yüce yaratıcının ölümsüz âlemine geçişi sağlayan ve ibret alınması gereken bir olaydır. "Hüve'l-bâkī" (ölümsüz ve ebedî olan sadece O'dur) ifadesi, insana bir yandan Allah'ın üstün kudret ve ebedîliğini hatırlatırken öte yandan kulun fâniliğini ve onun ölüm karşısındaki aczini dile getirmekte, dolayısıyla hakiki saadetin ancak Allah'a teslim olmakla gerçekleşebileceğini belirtmektedir. Bu ibare genellikle, kabirlerin baş ucuna dikilen taşlardaki (baş taşı) kitâbelerin en üst kısmına ölümden hiç kimsenin kurtulamayacağını anlatmak amacıyla yazılmış olup aynı zamanda ölüm karşısında geride kalanların acısını hafifletmekte, ayrıca, "O verdi, O aldı"; "O'ndan geldik, O'na döneceğiz" gerçeğini de yaşayanlara hatırlatmaktadır.

Sadece Osmanlılar'da görülen ve özellikle İstanbul'un fethinden sonra yaygınlaşan bu uygulamada hüvelbâki bilhassa celî ta'lik ve sülüs hatlarıyla, harf inkılâbından sonra da yeni harflerle yazılmış, bu âdet günümüze kadar devam etmiştir. Pek çok ünlü hattatın "Allah", "Muhammed" ve besmele istifinden sonra en çok bu ibarenin istifiyle meşgul olduğu bilinmektedir. Bu sebeple Türk sanat ve kültürünün bir nevi açık hava müzesi olarak kabul edilen mezarlıklarda birçok "hüvelbâkī" istifi bulunmaktadır. M. Zeki Kuşoğlu bu istifin yaygın ve hat sanatı bakımından değerli örneklerini bir kitapta toplamıştır (bk. bibl.). Mezar taşlarına bunun yanında, "Küllü men aleyhâ fân" (Her canlı fânidir, er-Rahmân 55/26); "Küllü nefsin ẕâiḳatü'l-mevt" (Her canlı ölümü tadacaktır, el-Ankebût 29/57) gibi âyetler de yazılmıştır.

Türk şiirine de girmiş olan hüvelbâki sözünün şairler tarafından değişik anlam çerçeveleri içinde kullanıldığı görülmektedir. Tevhidlerle esmâ-i hüsnâ manzumelerinde rastlanan ibare bu metinlerde daha çok sözlük anlamıyla kullanılır. Usûlî'nin, "Evvel ü âhir hüve'l-hayyü'llezîsin lâ-yemût / Zâhir ü bâtın hüve'l-bâkīsin Allāhü's-samed" beyti buna bir örnek teşkil eder. Nesîmî'nin, "Nesîmî çünkü Hakk'a vâsıl oldu / Hüve'l-bâkī hüve'llāhü'l-bekādır" beyti, ibarenin ölüm dolayısıyla ve tarih düşürme amacıyla kullanılışına bir örnektir. "Nasîbin baş ucunda bir hüve'l-bâkīli mermermiş / Senin artık mekânın servilik altında bir yermiş" beyti de bu ibarenin, geleneksel mezarlık manzarasının tasviri içinde bir mezar taşı üzerinde yer alışına örnek verilebilir.

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır