hz muhammed in ibadet hayatı / İBADET - TDV İslâm Ansiklopedisi

Hz Muhammed In Ibadet Hayatı

hz muhammed in ibadet hayatı

İslâm'da kurban, Hz. İbrâhim'in geçirdiği imtihanlardan sonra yüce Allah'ın ihsan ettiği koçun kurban edilmesini hatırlatan bir ibadettir. Hz. Peygamber kurban keserek bu ibadeti ifa etmiş, "babanız İbrâhim'in sünneti" dediği kurban ibadetini hem kendisi yerine getirmiş, hem de ümmeti kanalıyla günümüze kadar yaşatılmasına vesile olmuştur. Kesilen kurbanın etinden kendisi ve ailesi yer, dost ve arkadaşlarına ikram eder, ihtiyaç sahiplerine gönderirdi. Kurban etinden yenilenin değil başkalarına ikram edilenin kalıcı olduğunu da sık sık tekrarlardı.

ZEKAT NE ZAMAN FARZ KILINDI?

Zekât hicretten sonraki yıllarda farz kılınmıştır. Hz. Peygamber şahsen zengin değildi, ancak toplanan zekât mallarını mümkün mertebe hiç bekletmeden ve geceletmeden gerekli yerlere ve ihtiyaç sahiplerine dağıtırdı. Ehl-i beyt, zekât mallarından yararlanamazdı. Dolayısıyla Hz. Peygamber ömrü boyunca zekât gelirlerinden yararlanmamış, hâne halkını da yararlandırmamıştır. Ancak o, hediye kabul eder, kendisine getirilen hediyeye hediye ile mukabelede bulunurdu. Hz. Peygamber inananları zekâtlarını vermeye ve zekât dışında da infak ve tasadduka davet ederdi. Zira bu, diğerkâmlık duygularını geliştiriyordu. Veren gönül hazzı, alan da eksiklerini karşılayacağı için gönül huzuru hissediyordu. Hz. Peygamber hiçbir malın ihtiyaç fazlası kısmını elinde ve evinde tutmaz, infak ederdi; komşularına ve muhtaçlara gönderirdi.

HZ. PEYGAMBERİN HACCI

Hac, hicretin 9. yılında farz kılındı (bk. el-Hac 22/). O yıl Hz. Ebû Bekir hac emîri tayin edilerek haccın esaslarını uygulamalı olarak insanlara gösterdi. Hz. Peygamber ise farz olan ilk ve son haccını hicretin yılında gerçekleştirdi. Hac günlerinde Arafat'ta Zilhiccenin 9. günü irad edilen hutbenin başlangıcında, ashabı ile bir daha görüşememe ihtimalinden bahisle ebediyete intikalinden önce vedalaştığı için bu hacca "Vedâ haccı" denilmiştir. Yine dinin kemale ve tamama erdiğini bildiren âyet (bk. el-Mâide 5/3) o günlerde nâzil olduğu için bu hacca "haccetü'l-kemâl ve't-temâm" haccın hükümlerini sözle tebliğ edip amelî olarak gösterdiği için "haccetü'l-belâğ", farz olan haccın ifası olduğu için "haccetü'l-İslâm" gibi isimler de verilmiştir.

HZ. PEYGAMBER KAÇ UMRE YAPMIŞTIR?

Farklı rivayetler olmakla birlikte Hz. Peygamber'in hicretin 7. yılında Hudeybiye umresi, 8. yılında Mekke fethi günü ifa edilen umre, aynı yıl Huneyn ve Tâif seferini müteakip gerçekleştirilen umre ve yılda Vedâ haccı sırasında ifa edilen umre olmak üzere dört umre yaptığı bilinmektedir.

KUR'AN NASIL OKUNUR?

Ashaptan görgü şahitlerinin verdiği bilgiye göre Hz. Peygamber Kur'an okumayı ve Kur'ân-ı Kerîm'i başkası okurken dinlemeyi çok severdi. O, Kur'an okurken kelimeler gayet açık bir şekilde anlaşılıyordu, medlere riayet ediyordu, bazan yüksek sesle, bazan da içinden sessizce okuyordu; sesi sadası gayet güzeldi. Sesli okurken sesini sadece etrafında ve odada bulunanların duyabileceği şekilde yükseltirdi. Tatlı ve yumuşak bir sesi olan Hz. Peygamber etkileyici bir okuyuşa sahipti. O, Kur'an okurken dinleyenleri bir vecd kaplar ve kendilerini sanki başka bir âlemde hissederlerdi. Tegannide aşırı gitmezdi; sunilikten uzak, tabii bir okuyuşu vardı.

HZ. PEYGAMBERİN İBADET HAYATI

Hz. Peygamber ibadetlerinde devamlı idi. Terketmez, ara vermez, sürekli yapardı. Ömrü boyunca hiçbir zaman ibadetlerini bırakmadı. Ashabına da en hayırlı ibadetin devamlı yapılanı olduğunu söylerdi (Buhârî, "Savm", 52, "Teheccüd", 7, 18, "Îmân", 32; Müslim, "Müsâfirîn", 31).

Hz. Peygamber ibadetin veya dinî bir hükmün aslını koruma kaydıyla her konuda Müslümanlar için hep kolay olanı tercih etmiştir. Dolayısıyla zorlaştırmamak, müjdelemek, soğutmamak onun uyguladığı ve önerdiği bir prensip idi. Her konuda olduğu gibi ibadette de itidali esas alır, aşırılıktan uzak olmayı tavsiye ederdi. Zira aşırılık helâk sebebiydi (Buhârî, "Rikak", 18; Müslim, "İlim", 4; İbn Mâce, "Zühd", 20). Ümit ile korku arasında olmak kulluk âdâbının gereğiydi. Bu nedenle, Müslümanların ümitsizliğe düşmesini de, yaptıkları ibadetlere aşırı güvenmelerini de uygun görmemiştir.

İbadetlerde kulluk bilincinin diri tutulmasına önem verir, kişilerin ibadet etme gayretiyle ağır yükler altına girmesine razı olmazdı. Bir defasında sahâbeden birinin oruç adadığı ve oruç gününde cuma hutbesinde ayakta durmayı, dışarıda gölgelenmemeyi ve konuşmamayı da kastettiği söylenince Hz. Peygamber bunu doğru bulmadı; o kişinin hutbede oturmasının, gölgelenmesinin ve konuşmasının daha uygun olacağını, orucunu bu şekilde tamamlarsa makbul sayılacağını hatırlattı (Buhârî, "Eymân", 31; Ebû Dâvûd, "Eymân", 19). Nitekim Allah Teâlâ da "Allah sizin için kolaylık istiyor, zorluk istemiyor" (el-Bakara 2/) buyuruyordu.

Hz. Peygamber'in cemaatle ibadet esnasındaki bazı uygulamaları da ibadetin özünü zedelememek kaydıyla cemaate karşı tam bir müsamaha içinde olduğunu gösteriyor. Meselâ cemaatle namaz esnasında saflarda annesiyle birlikte bulunan bir çocuğun ağlamasını duyunca kısa bir sûre okuyarak rükû ve secdeye giderdi. Çünkü namaz uzadıkça annenin zihni çocuğun ağlayışına takılıp kalacaktı.

Hz. Peygamber'in bilhassa nâfileleri kılarken, torunlarının omuzuna tırmanıp oyun oynamalarına engel olmaması da onun hem çocuk sevgisini hem de ibadetlerde müsamahakâr davranmasını gösterir.

Ashaptan Abdullah b. Amr son derece zâhid bir zat idi. Her gün oruç tutuyordu, her gece hatmediyordu; bu yüzden de yeni evli olduğu halde hanımından uzak duruyordu. Durum Hz. Peygamber'e intikal edince onu çağırarak meseleyi araştırdı. Bu sahâbenin daha fazla sevap kazanma gayretiyle böyle davrandığını anlayınca da ona, böyle yapmasının yanlış olduğunu, vücudunun ve ailesinin de üzerinde haklarının bulunduğunu söyleyip her ayda üç gün oruç tutmasını ve ayda bir de Kur'an'ı hatmetmesini tavsiye etti. Bundan fazlasına gücünün yeteceğini söyleyip daha fazla ibadet etmek için izin istediğinde de ona gün aşırı oruç (savm-ı Dâvûd) tutmasını, haftada bir de Kur'an hatmetmesini önerdi (Müslim, "Sıyâm", ). Yüce Allah kulun ibadetinden usanmaz, ama kul hastalanır, yoğun işe mâruz kalır, ihtiyarlayıp güçten düşer ve yüklendiği yoğun ibadetlerin ifasında zorlanabilirdi. Nitekim de öyle oldu. Yaşlılık yıllarında Abdullah b. Amr'ın, Hz. Peygamber'in gösterdiği kolaylıklardan yararlanmamanın sıkıntısını çektiği söylenir (Buhârî, "Fezâilü'l-Kur'ân", 34; Müslim, "Sıyâm", 35).

Sonuç olarak Hz. Peygamber en üstün kulluk şuuruyla ibadetlerini ifa etmiş, Allah'ın rızâsını her zaman ön planda tutmuş; iman, ibadet ve davranış bütünlüğü ile ümmetine örnek olmuş, sosyal hayatta dinî duyarlılığa dikkat etmiş, uygun ibadet telakkisini yaygınlaştırmış, ifrat ve tefritten, aşırılıktan uzaklaştırmış; çevresinde, yüce Allah'a ibadeti en derin haz bilen duyarlı bir sahâbe kitlesi oluşturmuştur.

Bize düşen, bu mânevî mirasın ilk uygulayıcılarını iyi öğrenmek, anlamak, anladıklarımızı uygulamak ve en uygun yorumlarla günümüze taşımaktır.

Tez NoİndirmeTez KünyeDurumu
Hz. Peygamber'in Ramazan ayındaki ibadet hayatı / The Holy Prophet's worship life in the month of Ramadan
Yazar:ESMA DOĞAN
Danışman: PROF. DR. YUSUF ZİYA KESKİN
Yer Bilgisi: Harran Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı / Hadis Bilim Dalı
Konu:Din = Religion
Dizin:Hadis = Hadith ; Hz. Muhammed = Hz. Muhammed ; Ramazan ayı = Fasting month ; Sünnet = Sunna ; İbadet = Worship ; İslamiyet = Islam Onaylandı
Yüksek Lisans
Türkçe

78 s. İslam geleneğinde ramazan, oruç tutulan ve yoğun bir şekide ibadet edilen önemli bir aydır. Kur'ân-ı Kerîm bu ayda indirilmiş, mübarek Kadir Gecesi bu ayda yer almıştır. Bu ayı faziletli kılan diğer ibadetlerde vardır. Hz. Peygamber ramazan ayını, gündüzlerini oruçlu, gecelerini teravih namazıyla ihya ederek geçirmiş ve bu aydaKur'ân-ı Kerîm'i Cebrâil'e (a.s.) arzetmiştir. Hz. Peygamber sahur yemeğini ihmal etmemiş, ashabına da sahur yapmaları konusunda tavsiyede bulunmuştur. İftar vaktini geciktirmeden orucunu açmışve iftar duasına önem vermiştir. Ramazan ayınınson on gününde itikâfa girerek bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi'ni en iyi şekilde değerlendirmeye çalışmıştımonash.pwn ayında işlenebilecek küçük hatalara kefaret olması sebebiyle fıtır sadakasını emretmiş ve ramazanın bitimindebayram namazını kılmıştır. Bu çalışmada ibadet kavramı, ibadetin faziletleri, çeşitleri, insanların ona olan ihtiyacı ve hadislerde ibadet konusu işlenecek, ramazan ayının tanımı ve önemi hakkında bilgi verilecek, bu aya has ibadetler olan oruç, sahur, iftar, teravih, itikâf, mukabele, fıtır sadakası vb. ele alınacak ve Hz. Peygamber'in (s.a.s.) ramazan ayındaki ibadet hayatı incelenecektir. In Islamic tradition, Ramadan is an important month in which people fast and worship intensely. The Holy Qur'an was sent down and the blessed Night of Qadr takes place in this month. There are also some other worships that make this month virtuous. In the Ramadan month, the Holy Prophet fasted during the day and revived his nights with tarawih prays, along with submitting Qur'an to Gabriel (PBUH). The Holy Prophet did not neglect Suhur food, and advised his companions to have Suhur food, as well. He broke the fasting in time and cared for Iftar prayer. In the last ten days of Ramadan, the Holy Prophet used to seclude himself (known as I'tikaf) in order to make the best use of the Night of Qadr which is more benevolent than a thousand months. He advised giving Fitr alms as an atonement for the minor sins that can be committed in the Ramadan, and performed Salat al Eid at the end of this month. In this study, the concept of worship, its kinds and merits, people's need for it, and the subject of worship in the hadith will be discussed. The definition and importance of Ramadan month will be examined. Certain prayers, which are peculiar to this month, such as fasting, Suhur, Iftar, tarawih, I'tikaf, Quran recitation, and Fitr alms will also be analysed. Lastly, the Holy Prophet's (PBUH) worship life in the month of Ramadan will be examined.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır