hz muhammed sav dogum tarihi / Peygamber Efendimizin doğum tarihi ne zamandır? | Sorularla İslamiyet

Hz Muhammed Sav Dogum Tarihi

hz muhammed sav dogum tarihi

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (asm) gerçek doğum günü

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 1989 yılında başlattığı ve her yıl 14-20 Nisan tarihleri arası sabit kıldığı hafta Kutlu doğum haftası olarak kutlanmaktaydı. Bu hafta, 15 Temmuz sonrası iptal edildi.

Peygamber Efendimizin (asm) gerçek doğum günü

Peygamber Efendimizin (asm) gerçek doğum günü Hicri takvimdeki Rebiülevvel ayının 12. gününün sabahı dünyaya gelmiştir. 11.gece Mevlid kandili olarak İslam alemi tarafından kutlanmaktadır. Yani geçtiğimiz yıllarda 14-20 Nisan günlerinde kutlanan kutlu doğum haftası, peygamber efendimizin doğduğu gerçek ay değildir.

2020 yılı Mevlid Kandili 28 Ekim 2020 Çarşamba

Peygamber Efendimizin (S.A.V) Doğum gününü Mevlid Kandili olarak kutlamaktayız. 2020 yılı Mevlid Kandili 28 Ekim 2020 Çarşamba gününe tevafuk etmektedir.

Rebeülevvel ayı 12. günü yani miladi takvime göre 28 Ekim 2020 Çarşamba Mevlid kandilidir. 

Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.”
(Enbiyâ, 107)

İnsanlığın kurtuluşu için gönderilen son ve en büyük peygamber, bizim Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) 571 yılında Kameri aylardan Rebiü’l-evvel ayının 12.gecesi doğmuştur. Milâdî takvime göre ise bu, 571 yılı Nisan ayının yirmisine rastlamaktadır. Bu mübarek geceye “Mevlid Kandili” denir.

O’nun (asm) doğduğu çağda dünyanın her tarafında cehalet, zulüm ve ahlâksızlık almış yürümüş, Allah inancı unutulmuş, insanlık korkunç ve karanlık bir duruma düşmüş, dünya yaşanmaz hale gelmişti.

O’nun doğduğu gece, insanlığın kurtuluşu için çok hayırlı ve mübarek bir başlangıçtır. O gecenin sabahı gerçekten de feyizli bir sabahtı. İnsanlık için yepyeni bir gün doğmuş, aydınlık bir devir açılmıştı. Bir fazilet güneşi ve hidâyet meşalesi olan sevgili peygamberimizin gönderilişi, Yüce Allahın bütün insanlara en büyük nimetlerinden birisidir. Bu hususta Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulmuştur:

“Andolsun ki içlerinden, kendilerine Allah’ın âyetlerini okuyan, (kötülüklerden ve inkârdan) kendilerini temizleyen, kendilerine Kitap ve hikmeti öğreten bir Peygamber göndermekle Allah, müminlere büyük bir lütufta bulunmuştur. Halbuki daha önce onlar apaçık bir sapıklık içinde idiler.” (Âl-i İmrân, 164)

Bu gece, müslümanlar arasında yüzyılllardan beri büyük bir coşku ile kutlanmakta, Sevgili Peygamberimiz derin bir saygı ile anılmaktadır. Süleyman Çelebi tarafından yazılan ve asıl adı “Vesiletün’necat” olan mevlid kitabı O’nun doğumunu, üstünlüğünü ve mucizelerini en güzel bir şekilde dile getiren değerli bir eserdir.

Peygamberimizin doğum yıldönümlerinde okunan mevlidleri saygı ile dinlemek, O’nun (asm) mübarek ruhuna salât ve selâm okumak hiç şüphesiz büyük milletimizin Sevgili Peygamberimize olan engin sevgi ve bağlılığının bir ifadesidir.

Bununla beraber, O’nun ahlâk ve fazilet dolu hayatını öğrenmek ve kendimize örnek almak başta gelen görevlerimizdendir. Asıl o zaman O’nun sevgisini ve hoşnutluğunu kazanmış oluruz.

O âlemlerin Rabbinden, “Alemlere rahmet olarak gönderildi.” Asırlara sığmayacak inkılapları birkaç sene içerisinde gerçekleştirdi. Evlâtlarını diri diri toprağa gömen babalar O’na ve getirdiği prensiplere iman ettikten sonra mükemmelleştiler, dünyaya insanlık, adalet ve medeniyet rehberi olacak hale geldiler. İnsanlar O’nun tek emriyle, kökü yüzlerce yıl derinde olan alışkanlıklarını bıraktı.

O, yirminci asır insanının yüzyılda yerleştiremediği hakkı, hukuku, adâleti, hürriyeti, demokrasiyi ve insan haklarını bir solukta yerleştirdi. Böylece cehâlet asrı bir saâdet asrı olup, çıktı. Nihayet asır, asırlara taştı. Ve O, çağlar ötesiyle kucaklaştı.

Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (asm) kendisinden önceki peygamberler gibi sadece bir kavme veya millete değil, bütün insanlığa peygamber olarak gönderilmiştir. O’nun diğer peygamberlerden en farklı yönlerinden birisi budur. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulur:

“Biz seni bütün insanlara ancak müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik; fakat insanların çoğu bilmezler.”
(Sebe, 28)

İnsanlığın her zaman ve mekânda Hz. Peygamber’in tebliğ ettiği ilâhî mesaja ve bu mesajın hayata geçirilmiş şekli olan onun sünnetine ihtiyacı vardır. O’nu örnek almak, Kur’an’a uymaktır. Çünkü Hz. Aişe (r.a.)’nın ifâdesiyle O’nun ahlâkı Kur’an’dı. (Müslim, Misâfirîn, 139). Kur’an-ı Kerim, Peygamberimiz Hz. Muhammed’in inananlar için en güzel örnek olduğunu bildirmekte ve bu hususta şöyle buyurulmaktadır:

“Andolsun, Allah’ın rasûlünde sizin için, Allah’a ve âhiret gününe kavuşmayı umanlar için ve Allah’ı çok ananlar için güzel bir örnek vardır.” (Ahzâb, 21)

Hz Muhammed

İslam Peygamberi

Hz Muhammed, 20 Nisan 571 tarihinde Mekke, Suudi Arabistan’da doğmuştur. Babası Abdullah, annesi Âmine, dedesi Abdülmuttalip, büyük babası Vehb, babaannesi Fatıma, anneannesi ise Berre’dir. Doğmadan 2 ay önce babası vefat etti. Doğduktan sonra 4 yaşına kadar sütannesi Halime’nin yanında, bundan sonra 2 yıl boyunca da annesi Amine’nin yanında kaldı. 6 yaşında iken annesi onu akrabalarıyla tanıştırmak ve babası Abdullah’ın kabrini ziyaret etmek için Medine’ye götürdü.

Annesi Âmine, kocası Abdullah’ın kabrini ziyaret etmiş, Hz Peygamber de Neccaroğulları’ndan. Akrabasıyla tanışmıştı. Annesi Âmine dönüşte Ebva denilen yerde hastalanıp vefat etti ve orada toprağa verildi. Bu sırada yolculukta kendileriyle birlikte olan Ümmü Eymen onu Mekke’ye ulaştırdı ve dedesine teslim etti. 6 yaşından 8 yaşına kadar dedesi Abdulmuttalib’in yanına kaldı O da ölünce, vasiyeti üzerine amcası Ebu Talib’in evine taşındı. Hazreti Ali'nin babası Ebû Tâlib ile Hz Muhammed'in babası Abdullah ana baba bir kardeşti.

Ebû Tâlib, zeki ve âlicenâb bir zâtdı. Zengin olmamakla beraber, asâleti ve âlicenâplığı sebebiyle herkesten saygı görüyordu. Yeğeni Hz. Muhammed'i çok seviyor, hiç yanından ayırmıyordu.

Hz Muhammed, 13 yaşından itibaren amcaları ile birlikte ticarete atıldı. Uzun bir süre bu işle meşgul oldu ve bu alanda doğrulukla, dürüstlükle tanındı. Henüz 20 yaşında iken hırsızlık, gasp, eşkıyalık, zulüm ve haksızlıklara karşı bir tedbir almak amacıyla bazı Mekkelilerin oluşturduğu Hılfulfudül adlı kuruluşa katıldı ve etkili bir üye olarak görev yaptı.

Hz Muhammed, 596 yılında 25 yaşına geldiğinde Hz Hatice ile evlendi. Hz Hatice bu esnada kırk yaşında idi ve onunla evlenmeye karar verişinde Hz Muhammed’in “el-Emin: Güvenilir, dürüst” olarak tanınması birinci derecede rol oynamıştı. Hz Hatice ile olan evliliğinden Abdullah, Zeynep, Rukiye, Ümmü Gülsüm, Kasım, Fatıma adlarında altı çocukları oldu. Çocuklarından Hz.Fatıma hariç bütün çocukları Hz Muhammed’den önce vefat etmişler. Kasım ile Abdullah küçük yaşta öldüler. Kızları büyüdüler. Fakat Fâtıma'dan başka hepsi de babalarından önce vefât ettiler. Yalnız Fâtıma, Hz Muhammed'in vefâtından sonra altı ay daha yaşadı.

Hz Muhammed, kızlarının en büyüğü Zeyneb'i Ebu'l-Âs ile evlendirdi. Ebü'l Âs, Müslüman olmadığı için, Zeyneb'in hicretine izin vermemişti. Bedir Savaşında esir düştü. Zeyneb'i Medine'ye göndermek şartı ile serbest bırakıldı. Daha sonra Müslüman olarak Medine'ye geldi. Zeyneb'i tekrar aldı.

Rukiye ile Ümmü Gülsüm'ü, amcası Ebû Leheb'in oğullarından Utbe ve Uteybe ile evlendirmişti. İslâmiyetten sonra Ebû Leheb, Hz Muhammed'e olan düşmanlığı sebebiyle oğullarına eşlerini boşamaları için baskı yaptı. Onlar boşadıktan sonra, Hz Muhammed Rukiye'yi Hz. Osman'la evlendirdi. Rukiye'nin ölümünden sonra da Ümmü Gülsüm'ü nikâhladı. Bu yüzden Hz. Osman'a "iki nûr sâhibi" anlamına "Zi'n-nûreyn" denildi.

En küçük kızı Fâtıma'yı (d. 610) ise 624 yılında Hazreti Ali (d.599) ile evlendirdi. Hasan ve Hüseyin, Hz. Fâtıma'nın çocuklarıdır. Hz. Fatıma, evlendikten bir yıl kadar sonra ilk çocuğu Hasan’ı, ondan bir yıl sonra da ikinci çocuğu Hüseyin’i dünyaya getirdi. Daha sonraki yıllarda Ümmügülsüm ve Zeynep adlı kızları ile Muhsin adlı oğlu dünyaya geldi. Hz Muhammed'in nesli, Hz. Fâtıma ile devâm etmiştir.

599 yılında doğan Hazreti Ali, Hz Muhammed’in amcasının oğludur. Peygamberimiz amcasının ve yengesinin kendisine yaptıkları iyiliklere karşılık Hazreti Ali’yi yanına alarak onu sanki kendi çocuğuymuş gibi yetiştirmiştir. Hazreti Ali’nin, Hz Muhammed’e kan bağıyla bağlı olması, bizzat Hz Muhammed tarafından yetiştirilmesi, ilk çocuk Müslümanlardan olması ve Hz Muhammed’in kızı ile evlenmiş olması sebebiyle Hz Muhammed’in hayatında çok önemli bir yere sahiptir.

Hz Muhammed'in Mısırlı eşi Mâriye'den de İbrâhim adlı bir oğlu olmuş, fakat Hicretin 10'uncu yılında henüz iki yaşına girmeden ölmüştür.

35 yaşına geldiğinde Kabe hakemliği yaptı; Hz. İbrâhim ve Hz. İsmâil tarafından yapılmış olan Kâbe, geçen uzun asırlar içinde yağmur ve sel suları ile harabolmuş, tâmir edilmesi gerekmişti. Kureyşliler, Kâbe binasını yıkarak, yeniden yapmaya karar verdiler. Kabe’nin tamiri sırasında Haceru’l-esved’in yerine konulması sırasında ortaya çıkan anlaşmazlığı, taşı bir yaygı üzerine koyup tüm kabile reislerine taşıtmak suretiyle giderdi, böylece kabileler arasında çıkması muhtemel bir kavgayı önlemiş oldu.

Hz Muhammed 40 yaşlarına yaklaştığında kendisinde insanların arasından uzaklaşıp kırsal alana çıkmak, yaratılışın ve evrenin inceliklerini düşünmek arzusu uyandı. Bu münasebetle belli sürelerde Hira-Nur dağındaki mağarada kalmaya başladı. Nihayet 40 yaşında iken 610 Ramazan ayında bir gün Cebrail Aleyhisselam geldi ve vahiy süreci başlamış oldu. İlk vahiy edilen ayetler, “Yaratan Rabb’inin adıyla oku!” diye başlıyordu. Böylece Yüce Allah tarafından Peygamberlikle görevlendirilmiş oldu.

Hz Muhammed, İslam davetine evet diyerek ilk inanma şerefine Hz Hatice, Hazreti Ali, evlâtlığı Hârise oğlu Zeyd ve Hz. Ebu Bekir eriştiler. Hz Muhammed âilesi dışındakilerden ilk olarak Hz. Ebu Bekir'i İslâm'a dâvet etti. Hz. Ebu Bekir bu dâveti tereddütsüz kabûl etti. Hz. Ebû Bekir'in Müslüman olmasıyla, Hz Muhammed büyük bir desteğe kavuştu. Hz. Ebû Bekir'in gayret ve delâletiyle, Mekke'nin önemli şahsiyetlerinden Affân oğlu Hz. Osman, Avf oğlu Abdurrahman, Ebû Vakkas oğlu Sa'd, Avvâm oğlu Zübeyr, Ubeydullah oğlu Talha da Müslümanlığı kabûl ettiler. Hz. Hatice'den sonra Müslüman olan bu 8 zata "İlk Müslümanlar" (Sabıkûn-i İslâm) denilir.

Peygamberliğin ilk altı yılı dolarken Hz Hamza ve Hz Ömer gibi yiğitlik ve cesaretleriyle tanınan zatlar Müslüman oldu

10. Peygamberlik yılında peş peşe Hz Hatice ve Ebu Talib ölünce düşmanların eza ve cefaları bir kat daha arttı. Çünkü bunlar hatırlı insanlardı, çevreleriyle Peygamberimize destek veriyorlardı. Bu sırada Hz Muhammed, dış destek sağlamak amacıyla Taife gitti. Ne var ki Taifliler İslam’ı kabul etmediler, Hz Peygamber’e destek vermediler, üstelik onu taşlattılar, üstü başı kan içinde kaldı, Taif dışında bir bağa sığınarak taşlanmaktan kurtulabildi.

Müslümanların çok olmasına rağmen mekkenin ileri gelenleri Müslümanlara türlü eziyetler işkenceler ve boykot uyguluyorlardı. Bundan korunmak için Hz Muhammed, 615 yılında bir grup müslümanı Habeşistan’a gönderdi, bu olay müslümanların ilk hicreti oldu. Daha sonra arkalarından bir kısım Müslüman daha Habeşistan’a hicret etti.

Ardı arkası kesilmeyen bu sıkıntılar devam ederken aynı günlerde Hz Muhammed Mirac’ta İlahi ikramların doruğuna eriştirildi, Yüce Allah’ın huzuruna yükseltildi ve İlahi buyrukları, aracı olmaksızın dinlenme ve alma imkânına kavuşturuldu.

Bütün zorluklara rağmen Hz Muhammed İslam’ı tebliğ çabalarını sürdürüyordu. Birer yıl arayla 1 ve 2 Akabe Biatları yapıldı. Bunu takip eden zaman diliminde Yüce Allah’ın izni ve buna bağlı olarak Hz Muhammed’in müsaadesi üzerine Müslümanlar Mekke’den Medine’ye göç ettiler. İslam tarihi literatüründe buna, “hicret” denilmiştir. En sonunda 622 yılında Hz Muhammed de Hz. Ebu Bekir ile birlikte Medine’ye göç etti.

Hz Muhammed Medineli Müslümanlar yani Ensar (Yardımcılar) ile Muhacirler (hicret edenler) arasında kardeşlik kurdu. Böylece Medine İslam devleti kurulmuş oldu. İslam devletinin kurulmasıyla müşrikler Müslümanlara saldırmaya başladı ilk savaş Bedir savaşı oldu.

Hz Muhammed, 626 yılında 55 yaşında iken, Hz. Ebu Bekir’in kızı Hz Âyşe ile evlendi. Hz Muhammed, 625 yılında Hz Ömer’in kızı olan Hafsa (d. 606) ile onun kocasının hicri 3.yılda Uhud Savaşı'nda ölmesi üzerine evlenmiştir.

Puta tapıcılarla Müslümanlar arasında Bedir, Uhud, Hendek, Müreysi gibi savaşlar oldu. Hz Muhammed’in sağlığında İslam elçisi dokunulmazlığı olduğu halde öldüren ve Medine’ye saldırmayı tasarlayan Hıristiyanlara karşı da Mute ve Tebük seferleri düzenlendi, 630 yılında Mekke fethedildi Hz Muhammed, çıkmaya mecbur olduğu vatanına üstünlük sağlayarak ve genel af ilan ederek girdi. Mekkenin fethinden sonra arap yarım adası hızlı bir şekilde Müslümanların kontrolü altına girdi.

Hz Muhammed, 632 yılında hac esnasında Mekke’de Arafat’ta yüz binden fazla Müslüman’a bir konuşma yaptı. İslam düşüncesinin bir özeti olan ve insan hakları bakımından çok mükemmel prensipler içeren bu konuşma İslam tarihinde “Veda Hutbesi” diye anılmaktadır.

İslamiyet’i sabırla, azimle, cesaretle, insanlara ulaştıran Hz Muhammed, humma hastalığına tutuldu. Bu hastalık 13 gün sürdü ve 8 Haziran 632 Pazartesi günü Medine, Suudi Arabistan’da hayata gözlerini 61 yaşında yumdu, Allah’ın rahmetine kavuştu. Cenaze namazı erkekler, kadınlar ve çocuklar olmak üzere sıra ile cenazenin bulunduğu hücre-i saadette kılındı ve orada toprağa verildi.

Peygamberimizin Veda Hutbesi :
"Ey insanlar! " Sözümü iyi dinleyiniz! Bilmiyorum belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.

"İnsanlar! bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl bir mübarek şehir ise, canlarınız, mallarınız, namuslarınızda öyle mukaddestir, her türlü tecavüzden korunmuştur.

"Ashabım! Muhakkak Rabbinize kavuşacaksınız. Oda sizi yaptıklarınızdan dolayı sorguya çekecektir. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönmeyiniz ve birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyetimi burada bulunanlar bulunmayanlara ulaştırsın. Olabilir ki burada bulunan kimse, bunları daha iyi anlayan birisine ulaştırmış olur. "Ashabım! "Kimin yanında bir emanet varsa, onu hemen sahibine versin. Biliniz ki faizin her çeşidi kaldırılmıştır. Allah böyle hükmetmiştir. İlk kaldırdığım faizde Abdulmuttalibin oğlu (amcam) Abbasın faizidir. Lakin ana paranız size aittir. Ne zulmediniz nede zulme uğrayınız.

"Ashabım! "Dikkat ediniz, cahiliyeden kalma bütün adetler kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Cahiliye devrinde güdülen kan davalarda tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalibin torunu İlyas bin Rabia’nın kan davasıdır.

"Ey insanlar! "Muhakkak ki şeytan şu toprağınızda kendisine tapınmaktan tamamen ümidini kesmiştir. Fakat siz bunun dışında ufak tefek işlerinizde ona uyarsınız bu da onu memnun edecektir. Dinimizi korumak için bunlardan da sakınınız.

"Ey insanlar! "Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allahtan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları Allahın emaneti olarak aldınız ve onların namusunu kendinize Allahın emri ile helal kıldınız. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, kadınlarında sizin üzerinizde hakkı vardır. Sizin kadınlar üzerindeki hakkınız yatağınızı hiç kimseye çiğnetmemeleri, hoşlanmadığınız kimseleri izniniz olmadıkça evinize almamalarıdır.

Eğer gelmesine müsaade etmediğiniz bir kimseyi evinize alırsa Allah size onları yatakların yalnız bırakmanıza ve daha olmazsa hafifçe dövüp sakındırmanıza izin vermiştir. Kadınlarında sizin üzerinizdeki hakları, meşru örf ve adete göre yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir.

"Ey müminler! "Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler Allahın kitabı Kur an-ı Kerim ve Peygamberinin sünnetidir.

"Müminler! "Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz. Müslüman müslümanın kardeşidir ve böylece bütün Müslümanlar kardeştirler. Bir Müslüman kardeşinin kanıda, malı da helal olmaz. Fakat malını gönül hoşluğu ile vermişse o başkadır.

"Ey insanlar! "Cenab-ı Hak her hak sahibine hakkını vermiştir. Her insanın mirastan hissesi ayrılmıştır. Mirasçıya vasiyet etmeye lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuş ise ona aittir. Zina eden kimse için mahrumiyet vardır. Babasından başkasına ait soy iddia eden soysuz yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan köle Allahın meleklerinin ve bütün insanların lanetine uğrasın. Cenab-ı hak bu gibi insanların ne tevbelerini ne de adalet ve şehadetlerini kabul eder.

"Ey insanlar! "Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Adem’in çocuklarısınız. Adem ise topraktandır. Arabın arab olmayana, arab olmayanında arab üzerine üstünlüğü olmadığı gibi kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahında kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allahtan korkmaktadır. Allah yanında en kıymetli olanınız Ondan en çok korkanınızdır. "Azası kesik siyahi bir köle başınıza amir olarak tayin edilse sizi Allahın kitabı ile idare ederse onu dinleyiniz ve itaat ediniz. "Suçlu kendi suçundan başkası ile suçlanamaz. Baba oğlunun suçu üzerine, oğlu da babasının suçu üzerine suçlanamaz. "Dikkat ediniz! şu dört şeyi kesinlikle yapmayacaksınız: Allaha hiçbir şeyi ortak koşmayacaksınız. Allahın haram ve dokunulmaz kıldığı canı haksız yere öldürmeyeceksiniz. Hırsızlık yapmayacaksınız. İnsanlar "la ilahe illallah" deyinceye kadar onlarla cihad etmek üzere emr olundum. Onlar bunu söyledikleri zaman kanlarını ve mallarını korumuş olurlar. Hesapları ise Allaha aittir.

"İnsanlar! "Yarın beni sizden soracaklar ne diyeceksiniz? Sahabe-i kiram hep birden şöyle dediler; "Allah’ın elçiliğini ifa ettiniz, vazifenizi hakkıyla yerine getirdiniz, bize vasiyet ve nasihatte bulundunuz,d iye şehadet ederiz". Bunun üzerine Resul''i Ekrem Efendimiz şehadet parmağını kaldırdı, sonrada cemaatin üzerine çevirip indirdi ve şöyle buyurdu;

"Şahid ol Yarab! Şahid ol yarab! Şahid ol yarab!"

Kaynak:Biyografi.info

Peygamber efendimizin gün ay yıl olarak doğum tarihi

Peygamber efendimizin gün ay yıl olarak doğum tarihi

Kayıtsız üye
Peygamber efendimizin gün ay yıl olarak doğum tarihi

Arkadaşlar bana Hz. Muhammed s.av. efendimizin gün ay yıl olarak doğum tarihini yazar mısınız ?


Cevap: Peygamber efendimizin gün ay yıl olarak doğum tarihi

Muhasibi
Peygamberimiz (s.a.v)

Miladi Tarih:
Doğumu: 20 Nisan Pazartesi 571 de Mekke’de dedesi Abdülmuttalibin evinde doğmuş.
Vefatı:
8 Haziran 632 de 63 yaşında Medine’de vefat etmiştir.

Hicri Tarih:
Doğumu……..:
Vefatı: 10. Yılı


Cevap: Peygamber efendimizin gün ay yıl olarak doğum tarihi

Mantı
Doğumu Peygamberimiz Fil vakasindan 50 gün sonra ,Rebiullevvel ayinin on ikinci Pazartesi günü,tan yeri agarirken, Mekke`de dogdu.

Ölümü Rasülullah (s.a.), 13 Rebiülevvel h. 11 (8 Haziran 632) pazartesi günü ruhunu teslim etti. Risaleti tebligi etmis, kendisine verilen emaneti en mükemmel bir sekilde yerine getirmis olarak ömrünün 63’ünde Rabbimizin rahmetine kavustu.


Cevap: Peygamber efendimizin gün ay yıl olarak doğum tarihi

Kayıtsız Üye
Kameri takvime göre 63 yaşında vefat etmiştir sav. Miladi takvime göre 61 dir

Çok sağolun Peygamberimizin gün ay yıl olarak doğumunu sayenizde öğrendim


mum
Peygamber efendimizin doğum tarihi 20 nisan ise neden bugün (3 ocak 2015) mevlit var? diyen kardeşlere.

Peygamberimizin doğumu Hicri takvimine göre 12 rebi-ul evvel ayındadır.
Yarın hicri ayın 12. günüdür.
Miladi olarak 20 nisandır.

Miladi ile hicri takvimlerin birbirlerine uymasının nedeni ise, Hicri yıl 354 gün, miladi yıl ise 365 gündür.


Kayıtsız Üye
S.alekum arkadaşlar benim merak ettim peygamber efendimiz Nisan ayinda doğmuş mevsim olarak bahar peki biz yazın. Kısın her mevsim dogum Gününü kutluyoruz bu nasıl Çelişki bunu bir turlu anlayamıyorum


mehtap
Bu konuya gerçekten bir diyeceğim yok çok açıklayıcı olmuş Allah razı olsun


Kayıtsız Üye
Peygamber efendimizin doğum tarihi her yıl 11 gün kayarak bu güne kadar yılın her ayının ayrı ayrı günlerine denk gelmiştir bunun açıklamasını yapabilirmisiniz. bu konuda açıklayıcı bilgi aktarırsanın memnun oluruz.


Kayıtsız Üye
Yalnız dikkat ettim Dogum 571 Ahirete Göcmesi 632 yazılıyor..Ama 63 yaş yazıyor..Nasıl 63 oluyor


Kayıtsız Üye
Miladi takvim 365 gün, hicri takvim 354 gündür, yani 1yılda 11 gün fark olmaktadır. Peygamberin yaşamında 61×11=671 gün yapar o da ömründe 2 yıl fark oluşturur.
O yüzden, peygamberimiz(632-571) fark 61 değil 63 yıl çıkmaktadır. Sebebi budur.


Kayıtsız Üye
Miladi takvimde heryıl 11 gün kaydığından, doğumu miladi takvim kullandığımız için farklı günlere denk gelir her yıl.
Hicri takvim yılda 354 gün, miladi takvim yılda 365 gündür. Sebep budur


Kayıtsız Üye
Bir arkadaşımız nasıl 63 yaş oluyor diye sormuş. Efendimiz’in 63 yaşında vefat ettiği bilinmekte fakat tamı tamına hangi gün doğduğu farklı hesaplanmakta. 17 Haziran 569 yada 20 Nisan 571 veya 570 olarak hesaplamalarda farklılıklar var. Biz Mısırlı astronomi âlimi Mahmut Paşa el-Felekî 9 Rebîülevvel (20 Nisan 571) diye hesapladığından bu tarihi baz alıyoruz.


Kayıtsız Üye
Sizin sayenizde din sınavının ikisinden de 100 aldım Allah sizden Razı olsun.


Kayıtsız Üye
Hicri takvim miladi takvim den on gün eksik olduğu için


Kayıtsız Üye
Sevgili konuklar, elimizden gelen cevabı vermiş bulunmaktayız.İlginize teşekkür ederiz.


Kayıtsız Üye
Selâmün Aleyküm, arkadaşlar kardeşler 632-571=61 yıl oluyor niçin her yerde 63 yıl diye yazıyor.


Kayıtsız Üye
Biliyodum tam emin olmak için baktımmmmm çünkü yarın sınavım vaaar….
Siyerdenn


Kayıtsız Üye
Peygamberimizin hayatını kendi hayatımdan iyi biliyorum sadece vefatında yanıldımm şimdi eminim. Yarın sınavım vaaar 100 alıcağımdan eminim kendime güveniyorum 😮


Atakan Kocer
63 yas yazmasinin sebebi, her hicri yilin 11 gun one kaymasindan kaynaklaniyor 63×11 asagi yukari 2 sene yapiyor. Ona gore hesap ederseniz 63 yasinda oluyor..peygamber efendimizin


Kayıtsız Üye
Mevlid kandilini ay takvimiyle kutluyoruz.
Ay takvimin 1 yıl 354 gün olduğu için 20 nisan güneş yılı ile olduğu için her yıl 11 günlük bir kayma oluyor


Kayıtsız Üye
Hicri takvime gore 63 yil, miladi takvime gore degildegil


omer seyyar
Hicri yili olarak kutlandigi için hani biz heryil ramazani ayini heryil on gun tutuyoz buda onun gibi hicriyi takip ediyozzzz


Kayıtsız Üye
Bakın sayın kardeş! Rebiül evvel ayının 12 si doğum günü ise, 571 yılından bu tarihe ayı ve günü dönüştürüsek hangi miladi tarihe gelir? 3 Ocak değilmi? Neden Nisan ayı diye israra anlamadım? Ramazan ve Kurban neden hep aynı tarih ve ayda olmuyorda hep 11 gün evvele geliyor? Size önerim Ramazan ayını da Kasım ve Aralık ayına sabitleyelim vatandaş kısa ve serin günlerde ibadet etsin!


Kayıtsız Üye
Ey müslüman kardeşim sen 571 de doğup 632 de öldüğünü söylüyorsun.63 yaşında öldü diyorsun ama 632 den 571 çıkardığımızda 61 kalıyor bunun sebebi ne sölermisin
aradaki 2 yıl ne ?


Şema
Tarihlerin doğru hesaplanmama nedeni, güneş yılı takvimleri 365, kameri yılı takvimleri 354 günden oluşuyor.


Kayıtsız Üye
Hz. Muhammed (sav)’in doğum yılı
20 nisan 571 yılındadır.

Hz. Muhammed (sav)’in ölü yılı
8 Haziran 632 yılındadır.


Kayıtsız Üye
Cook güzel çok güzel olmuş çok çok çok çok güzel


Kayıtsız Üye
teşşekür ederim çok ihtiyacım oldu sağalon var olun


Kayıtsız Üye
20 nisan peygamber (s.a.v)dogum günüdür ne hangi yıl oldugu 8 nisan yani yarın yüce rabbim sen biz af eyle AMİN :D:D:D:D


Kayıtsız Üye
anlamadigim su: Peygamer efendimiz (s.a.v) hicri takvim hesabiyla 63 yasinda vefat etti deniliyor ama miladi takvime gore aslinda 61 yasinda vefat etmis ama hicri takvim kabul gördüğünden biz de 63 yasinda vefat ettigini kabul etmisiz. Ramazan, Kurban, tum kandiller ve bayramlar hepsi hicri takvime gore kutlaniyor peki 1980’lerin sonunda icat edilen kutlu dogum haftasi neden miladi tavim? Bizden baska kutlu dogum haftasi kutlayan baska musluman ulke var mi? 100’lerce yillik islam tarihinde binlerce çok kiymetli ve saygin islam alimleri neden kutlu dogum haftasi diye bir şey kutlamamis ya da kutlamayi onermemistir? Bugun terorist ve paralel yapi olarak lanse edilen FETO (Fettullahci Teror Orgutu) diye adlandirilan bir yapilanmanin ortaya attigi bu kutlu dogum haftasi neden sahipleniliyor ve israrla kutlanmak isteniyor. Eger kutlu dogumu miladi takvim olarak kabul edeceksek mevlut kandilini kutlamaktan vaz mi gececegiz?


Kayıtsız Üye
otomatik hesaplama yapan takvim dönüştürücüler var. 12 rebiulevvel 20 nisana denk gelmiyor. veya tam tersini hesaplayın olmuyor. hiçbir şekilde bu tarihler tutmuyor. biri izah edebilir mi?


Kayıtsız Üye
Cunku her yil hicri takvim 15 gun atmakdadkir


Kayıtsız Üye
peygamber efendimiz 14 .nisan 571 de doqdu yanlış bilqi olmasın buna ibareten 14-20 nisan arası kutlu doqum haftası


arifselim
Nisan ayında kutlu doğumun kutlanmasının nedeni güneş takvimi esas alındığından dolayı kutlanmaktadır. Önemli olan peygamber aleyhisselamı örnek almaktır onun doğumunu kutlamak esas olan değildir.


Kayıtsız Üye
Peygamber efendimiz eğer 632 yılında vefat ettiyse 63 yaşında da vefat etmişse 571 yılındada doğmuşsa nasıl oluyorda 571+63=634 yapıyor


klav
okumadan soru soruyorsun beşinci mesajda cevabı var yazılmış zaten.


Kayıtsız Üye
Ramazani kurbani ve tum islami gunleri aylari hicri takvime gore kutluyoruzda peygamberimizin dogum gununu hem hicri hem miladi kutluyoruz diye sormak gerek bu noktada. Zaten dini bir çok sey sadece turkiyede var diğer musluman ulkeleride arastirmaliniz..


Kayıtsız Üye
571 yilinda dogup 632 yilinda vefat edince nasıl 63 yasinda olunuyor


Kayıtsız Üye
Slm milat yilari 354 gun olarak geciyor du yani bisim yilimsa gõre 365 gun 61 kere 11 iki yil oldu için 63 yasinda oluyor


Kayıtsız Üye
Peygamberimiz Hz Muhammed 571 de doğdu 638 de vefat etmiştir


Yavuz ömer
Hicri ye göre 63 yaşında vefat etmiştir miladi ye göre 61 yani 30 yılda 1 sene fark vardır oda 10 günlük farkdan dolayi. …


Kayıtsız Üye
632 _571 =61 yaşında vefat etmiştir lütfen araştırın


Kayıtsız Üye
çok güzel bir cevap

kısa ve öz

anlaşılır bir şekilde

harika olmuş.


Kayıtsız Üye
Yani Tam Ve Net Bilgi Yok Herkes Kulaktan Dolma İnananları Uyutuyorlar Kısacası Buda Kuran’dan Ayrılmanın Hurafelerin Bada Geçmesi Hurafeleri Göre Amel Etmeyi Getiriyor


Kayıtsız Üye
Arkadaşlar size bir sorum var ?
Peygamber efendimiz 20 nisan 571 yilinda dogdugunu biliyoruz. 63 yasinda vefat ettgni biliyoruz peki ! Peygamberimizin hicret etmesi baslngic olarak kabul ediliyor bir hesaplayin 632yilnda hicret eden Peygamberimiz 571 yilinda dogduguna gore arada 61 yil war . 632-571=61 o zamn Peygamberimizi biz neden 63 yasinda öldu biliyoruz ? 632 ,571 yillri arasnda 61 yil nasıl 63 yasinda oluyor biriniz aciklayabilir mi lutfen?????


Arkat
Konuyu iyi oku kardeşim. 61 miladi hicri 63 tür.


Kayıtsız Üye
Hicri takvime göre 63 miladi takvime göre 61


Kayıtsız Üye
Kardeşler bize islam âlimlerine uymamiz emr edildi bizde İslam alimlerinin bize ilettigine inanıyoruz bu kadar açık ve net olan bir konuyu neden dallanip budaklandiriyorsunuz mümin münakaşa etmez unutmayın


Kayıtsız Üye
Bilgi için çok teşekkür ederim.Yanlız sizin de bildiğiniz gibi Hz.Peygamber efendimizin a.s. ahiret alemine göçmeleri 13 rebiülevvel değil 12 rebiül evvel olacaktı.Sanırım klavye hatası olmuş.Teşekkür ederim


Kayıtsız Üye
Peygamber efendimizin yaşını hicri olarak hesapliyorsak eğer-ki hicri takvimim kabulünden önce doğduğu halde bu şekilde hesaplayabiliyorsak-doğum tarihini de hicri olarak hesaplamamiz gerekir.


Kayıtsız Üye
Miladi takvimi kamerî takvim baz alarak hesaplayan bir çalışma gördünüz mü daha önce? Zira yukarıda belirttiğim bu konu çok önemli bilgiler içeriyor olabilir. Eğer böyle bir araştırma yapılmadıysa yapılmasında yarar olduğu aşikardır. Konu buradan çok farkı hipotezlere evrilir. Terminolojiye hakim insanlarla birlikte katkı sağlamak isterim.


Kayıtsız Üye
Evet 20 nisanda
Evet 571’de


peygamber efendimizin doğum tarihi, peygamberimizin doğum tarihi, peygamber efendimizin dogum tarihi

Bu kategoride yer alan 6 ay gece 6 ay gündüz yaşanan ülkeler hangileridir başlıklı yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz.

Benzer Yazılar:

Peygamber Efendimizin doğum tarihi ne zamandır?

Değerli kardeşimiz,

Rasulullah aleyhissalatü vesselam efendimiz, Fil yılında, Rebi'ülevvel ayının on ikisinde Pazartesi gecesi dünyaya gelmiştir. (İbn Sa'd,et-Tabakatul-Kübrâ, Beyrut, t.y. I, 100-101)

Bu tarih, miladî takvime göre, 571 yılının Nisan ayının yirmisi olarak hesaplanmıştır. Yani, 20 Nisan 571.

Resûl-i Ekrem Efendimiz, hicret esnasında 8 Rebîülevvel Pazartesi günü Kuba’ya varmış ve burada Kubâ Mescidi’ni inşa etmiş, 12 Rebîülevvel’de Medine’ye hareket ederek Rânûnâ vadisinde ilk cuma namazını kıldırdıktan sonra aynı gün Medine’ye ulaşmıştır. Yani 12. Rebiülevvel.

Yine Peygamber Efendimizin ahirete irtihalinin de rebîülevvel ayında olduğu konusunda görüş birliği vardır. Meşhur olan rivayete göre Resûl-i Ekrem efendimiz 12 Rebîülevvel Pazartesi günü ahirete göçmüştür.

Allahümme salli ala Muhammed ve ala ali Muhammed.

İlave bilgi için tıklayınız:

- RESÛL-İ EKREM EFENDİMİZİN DÜNYAYA TEŞRİFLERİ

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır