icrada muris ne demek / Murisin icra dosyasına eklenmesi

Icrada Muris Ne Demek

icrada muris ne demek

Muris Ne Demektir? Muris Kime Denir? 2023

Delil Hukuk Bürosu

Makale İçeriği:

  1. Muris Ne Demektir?

  2. Muris Kimdir?

  3. Muristen Kalan Mirasa Nasıl Hak Kazanılır?

  4. Miras Hakkını Almak İçin Ne Yapmak Gerekir?

  5. Muristen Kalan Miras Nasıl Reddedilir?

  6. Murisi Evvel Ne Demektir?

  7. Mirasçılar Kimlerdir?

  8. Murisin Yasal Mirasçıları

  9. Murisin Atanmış Mirasçıları

  10. Vasiyet Alacaklıları

  11. Mirasçıların Miras Payı Neye Göre Belirlenir?

  12. Muris Muvazaası Ne Demektir?

Muris Ne Demektir?

Muris, bir çeşit miras hukuku terimidir ve "miras bırakan kişi" ya da "kendisinden miras kalan kişi" anlamına gelmektedir. Muris, yalnızca özel hukuk gerçek kişisi olabilir, tüzel kişilerin muris olması mümkün değildir. Tüzel kişiler, miras hukuku kurallarına göre değil, kendi kanunlarına göre tasfiye edilirler. Murisin ölümü ile birlikte: Malvarlığı, hakları, alacakları ve borçları mirasçılarına geçmektedir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunumuzda muris ifadesi yerine, "mirasbırakan" ifadesi tercih edilmiş olmasına karşın, halen daha Yargıtay kararları ve doktrinde muris ifadesine sıklıkla rastlanılmaktadır ve bundan dolayı halk arasında kavram karmaşası ya da anlama zorlukları yaşanabilmektedir. Zaten yeni Türk Medeni Kanunumuzda "muris" gibi eski Türkçe ifadelerin yerine "mirasbırakan" gibi Türkçe alternatiflerine kullanılması da, kanunların halk arasında daha anlaşılır olması arzusundan ibarettir. Örneğin halk arasında "mirastan mal kaçırma" olarak bilinen davalar, yargı kararlarında halen daha "muris muvazaası" adıyla lanse edilmektedir.

Muris Kimdir?

Muris, vefat etmiş olan gerçek kişidir; yukarıda mevzuubahis etmiş olduğumuz üzere tüzel kişilerin muris olması mümkün değildir. Bu anlamda kişinin vefat etmiş olan ve kendisine miras bırakmış olan yakınları, onun murisidir.

Ancak vasiyetname hazırlanması ile miras sözleşmesi yapılması gibi istisnai durumlar hariç olmak üzere: Her vefat eden yakınımız, bize miras bırakamaz. Murisin vasiyetname ve/veya miras sözleşmesi gibi ölüme bağlı tasarruflar yapmadığı hallerde, miras hukuku uyarınca paylaşım yapılması esastır. Türk hukuk sistemimizde bu paylaşım, aşağıda anlatacağımız zümre sistemi ile gerçekleştirilmektedir.

Muristen miras olarak yalnızca aktif mallar değil, pasifler de kalabilir. Kişiye kalan mirasın pasiflerinin aktiflerinden fazla olması halinde murisin borçlarını ödemek durumunda kalacak olan mirasçılar, reddi miras yapabilir yani mirası reddedebilir.

Muristen Kalan Mirasa Nasıl Hak Kazanılır?

Mirasçılar yasal mirasçı, atanmış mirasçı veya vasiyet alacaklısı olabilir. Mirasçıların miras hakkını kazanması, murisin ölümü ile birlikte gerçekleşir. Murisin ölümü olayının gerçekleşmesi anında murisin tüm malları "tereke" olarak adlandırılan farazi bir malvarlığı yığını içerisinde değerlendirilmeye başlanır ve tüm mirasçılar, payları oranında mirasa hak kazanırlar. Bu anlamda herhangi bir kişi, makam veya kurumun mirasçılık hususunu tanıması, kural olarak kurucu değil, bildirici nitelikte olmaktadır.

Miras mallarının intikalinin sağlanması için çeşitli işlemlerin yapılması gerekir. Bu işlemler, kural olarak kurucu olmaktan ziyade bildirici nitelik taşımaktaysa da, mülkiyet hakkının kullanılmasını fiilen etkilemektedir. Örneğin taşınmaz mülkiyetinin kullanılması büyük oranda tapu sicilinde tescil işleminin gerçekleştirilmesi ile birlikte sağlanabilmektedir.

Miras Hakkını Almak İçin Ne Yapmak Gerekir?

Mirasçıların miras haklarını almaları için öncelikle kendi aralarında paylaşıma dair anlaşma iradelerinin bulunup bulunmadığına bakılır. Tarafların kendi aralarında anlaşmaları mümkünse: Veraset ve intikale ilişkin olarak gerekli olan vergi ve harçları yatırılıp intikaller sağlanabilir. Ancak bu şekilde mirasın intikali için bütün maliklerin bizzat veya vekilleri aracılığıyla katılım göstermesi gerekmektedir.

Eğer istisnasız tüm maliklerin kendi aralarında anlaşmaya varmaları mümkün değilse ve yalnızca bir kişi bile paylaşıma ve intikale karşı çıkıyorsa, tarafların arasında mirasın paylaşımına ilişkin olarak uyuşmazlık bulunuyorsa: Miras taksim davası, ortaklığın giderilmesi davası, muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil davası, tenkis davası, veraset ilamının iptali davası, vasiyetnamenin iptali davası, vasiyetnamenin tenfizi davası gibi davalar açılabilir ve taraflar arasında miras hukukundan kaynaklı olarak doğan uyuşmazlıkların mahkeme yoluyla çözülmesi tercih edilebilir.

Muristen Kalan Miras Nasıl Reddedilir?

Mirasbırakanın borçlarının, hak ve alacaklarından fazla olması halinde murisin mirasçıları, mirası reddetmemiş olurlarsa, murisin borçlarından da şahsen sorumlu olacaklardır. Bu durumun yaşanmaması için, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunumuzun 405. maddesi ve devamında mirasın reddedilmesi hususu düzenlenmiştir.

Mirasın reddi, diğer adıyla reddi miras: mirasbırakanın ölümü ile birlikte, ölüm anında kazanılan miras haklarının tümüyle yani hem aktifleri hem de pasifleri ile birlikte reddedilmesidir. Reddi miras işlemi hem kanuni mirasçılar tarafından, hem de atanmış mirasçılar tarafından gerçekleştirilebilir.

Mirasın reddi, diğer adıyla reddi mirasa ilişkin detaylı bilgi edinmek için konuya ilişkin yayınımızı okuyabilirsiniz: Reddi Miras, Mirasın Reddedilmesi

Murisi Evvel Ne Demektir?

Mirasçıların mirası edinebilmeleri için miras işlemlerini gerçekleştirmek üzerine akrabalarına, yakınlarına veya avukatlarına intikal işlemlerinin sağlanabilmesi amacıyla verilen vekaletnamelerde "murislerimden ve murisi evvellerimden" ifadesi bulunduğu görülmektedir. Burada yer alan "murisi evvel" terimi, kimi zaman vatandaşların aklını karıştırıyor olabilse de, aslında basit bir ifadeden ibarettir. Murisi evvel, mirasbırakandan önceki murislerdir. Örneğin bir kişiye, babasından miras kalmışsa, miras konusu malın eski maliki olup da babasının murisi olan dedesi, o kişi açısından murisi evveldir. Bu şekilde bir malın eski maliki olan ve son muris haricindeki tüm mirasbırakanlar murisi evvel olarak isimlendirilmektedir.

Mirasçılar Kimlerdir?

Türk hukuk sistemimizde bir kişinin ölümü halinde miras hukukuna göre hak sahibi olan kişiler: yasal mirasçılar, atanmış mirasçılar ve vasiyet alacaklılarıdır.

a) Murisin Yasal Mirasçıları

Yasal mirasçılar, zümre sistemine göre belirlenir ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunumuzun 495. maddesi ile devamında belirtilmiştir. Buna göre:

  • 1. zümre mirasçıları, mirasbırakanın altsoyudur. Yani mirasbırakanın çocukları, torunları, onların çocukları şeklinde yeni jenerasyonlara doğru intikal sağlanır. Birinci zümre mirasçıları aynı zamanda saklı pay hakkı sahibidir.

  • 2. zümre mirasçıları, mirasbırakanın altsoyu yoksa mirasa hak kazanır ve mirasbırakanın annesi ile babası ve onların altsoylarıdır. İkinci zümre içerisinde yalnızca mirasbırakanın annesi ile babasının saklı payı vardır.

  • 3. zümre mirasçıları, mirasbırakanın büyükanneleri ve büyükbabaları ile onların altsoylarıdır. Mirasbırakanın 1. ve 2. zümrede herhangi bir mirasçısı yoksa, miras 3. zümreye kalır. Üçüncü zümre içerisinde yer alan hiçbir mirasçının saklı payı söz konusu değildir.

Ayrıca murisin sağ kalan eşi de yasal mirasçıdır.

b) Murisin Atanmış Mirasçıları

Atanmış mirasçılar, vasiyetname gibi ölüme bağlı bir tasarruf ile muris tarafından mirasçı olarak belirlenen kişilerdir. Atanmış mirasçılar da ölüm olayıyla birlikte miras malları üzerinde hak kazanırlar, ancak aynı yasal mirasçılarda olduğu gibi, miras mallarının kendileri üzerine intikalinin gerçekleşmesi için çeşitli işlemleri yapmaları gerekir.

c) Vasiyet Alacaklıları

Vasiyet alacaklıları, atanmış mirasçılar gibi yasal mirasçı olmayıp bizzat muris tarafından mirasçı olarak belirlenen kişilerdir. Ancak vasiyet alacaklılarının atanmış mirasçılardan farkı, bu mirasçılara belirli bir miras payı değil, miras malları arasında bulunan belirli bir hak veya alacak vasiyet edilmiştir.

Vasiyet alacaklısı, atanmış mirasçılar veya yasal mirasçılar gibi miras malları üzerinde doğrudan hak kazanmaz; kendisine vasiyet edilen şeyin kendisine verilmesi yönünde, yasal ve atanmış mirasçılara yönelik bir talep hakkına sahip olur.

Mirasçıların Miras Payı Neye Göre Belirlenir?

Mirasçıların tereke yani miras malları üzerindeki malları: Kural olarak kanuna göre belirlenir. Ancak muris tarafından ölüme bağlı bir tasarrufta bulunulmuşsa, örneğin bir vasiyetname bırakılmışsa, kanuni sınırlar dahilinde murisin iradesi dikkate alınır.

Eğer mirasbırakan tarafından hiçbir ölüme bağlı tasarrufta bulunulmamışsa, murisin hangi zümrede yer alan mirasçılarının miras hakkı sahibi olduğu tespit edilir. Murisin sağ kalan eşi varsa, sağ kalan eş:

  • 1. zümre ile birlikte mirasçı ise 1/4 pay alır, 1. zümre mirasçılar geri kalan 3/4 payı paylaşırlar,

  • 2. zümre ile birlikte mirasçı ise 2/4 pay alır, 2. zümrede yer alan mirasçılar geri kalan 2/4 payı paylaşırlar,

  • 3. zümre ile birlikte mirasçı ise 3/4 pay alır, 3 zümrede yer alan mirasçılar geri kalan 1/4 payı paylaşırlar.

Muris Muvazaası Ne Demektir?

Muris muvazaası, murisin mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla gerçekleştirdiği bazı işlemleri ifade etmek için kullanılmakta olan hukuki bir terimdir. Örneğin muris, bağış yapmak istediği bir mirasçısına veya 3. bir kişiye, saklı pay hakkı sahibi mirasçıların hak talebinde bulunamamaları için satış göstererek devir işlemi sağlamışsa burada muris muvazaası söz konusudur. Muris muvazaası nedeniyle tazminat ve alacak davası gibi davalar açılabilmektedir, bunun yanında muvazaalı işlemin taşınmazlara istinaden gerçekleştirilmesinin yaptırımı, tapu iptali ve tescildir.

Muris Ne Demek?

Muris ne demekmiras hukukunu ilgilendiren bir sorudur. Ancak 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nda muris terimi yer almaz. Kanun muris kelimesinin Türkçe karşılığı olan mirasbırakan ifadesini kullanmıştır. Muris, ölen kiÅŸi, yani mirasbırakan demektir. Miras hukukuna özgü muris ne demek Türkçe karşılığı miras bırakan kiÅŸidir. Muris, miras hukukunun temelini oluÅŸturur. Miras avukatı muris muvazaası davalarında önemlidir.

Muris Nedir?

Muris, mirasbırakan kiÅŸi demektir. Ancak miras hukukunda mirasbırakan kavramını karşılayan birden fazla sözcük vardır. Ölen anlamına gelen müteveffa, müverris, vefat eden kimse, vasiyetçi sözcükleri de muris yerine kullanılabilmektedir.

Muris Ne Anlama Gelir?

Muris, yani mirasbırakan; ölüm dolayısıyla, hak ve borçları hukuki olarak baÅŸkalarına aktarılan kiÅŸidir.

Muris yalnızca gerçek kiÅŸi olabilir. Tüzel kiÅŸiler muris yani mirasbırakan olamaz. TMK m. 8’e göre: “Her insanın hak ehliyeti vardır.” Hak ehliyeti yalnızca insanlara tanınmıştır. Dolayısıyla tüzel kiÅŸilerin muris sıfatını taşıyabilmeleri mümkün deÄŸildir. Zaten tüzel kiÅŸiler için ölüm tabiri deÄŸil sona erme ifadesi kullanılır. Tüzel kiÅŸiliÄŸin sona ermesi halinde de tasfiyeleri kendilerine özgü düzenlemelere göre yürütülür. Ancak ÅŸunu ifade etmek gerekir tüzel kiÅŸiler miras hukukunda muris olamamakla beraber mirasçı olmalarının önünde herhangi bir engel yoktur.

Muris Sıfatı

Muris sıfatı ölüm ile iliÅŸkili bir kavramdır. KiÅŸi ölüm veya hukuken ölüm sonucunu doÄŸuran olayların meydana gelmesiyle muris sıfatı kazanılacaktır. Yani ölüm karinesi ve gaiplik hallerinde de kiÅŸi muris sıfatını kazanacaktır. 

Muris Muvazaası

Muris muvazaası kavramı tıpkı muris gibi TMK’da doÄŸrudan yer almayan bir kavramdır. Muvazaa en genel tanımıyla irade ile beyan arasındaki uyumsuzluktur. Ancak bu uyumsuzluÄŸu tarafların bilerek ve isteyerek meydana getirmesi gerekir.

Muris muvazaası, bir baÅŸka tabirle mirastan mal kaçırma halinde; mirasbırakan, mirasçılarının miras hakkından yoksun kalmaları amacıyla karşılıksız kazandırma yapmakta ancak bunu dışarıya satış veya ölünceye kadar bakma sözleÅŸmesi gibi göstermektedir.

Saklı paylı mirasçılar ilerde murisin ölmeden önce yaptığı karşılıksız kazandırmalardan saklı paylarına tecavüz edilen kısım kadarının iptali için tenkis davası açabilmektedir. Ä°ÅŸte murisin ölmeden önce yaptığı karşılıksız kazandırmaları satış veya ölünceye kadar bakma sözleÅŸmesi gibi göstermesinin temel nedeni ölümünün ardından açılabilecek tenkis davasının önüne geçmektir.

Muris Muvazaası Nedeniyle Tapu İptali ve Tescili Davası

Muris muvazaasının varlığı halinde mirasçılar tapu iptali ve tescili davası açabileceklerdir. Bu davanın tenkis davasından en büyük farkı ÅŸudur: tenkis davasını yanlıca saklı paylı mirasçılar açabiliyorken saklı paylı olsun olmasın tüm mirasçılar tapu iptali ve tescili davası açabileceklerdir.

Muris muvazaası sebebiyle açılacak olan tapu iptali ve tescili davasında ispat yükü mirasçı olan kiÅŸidedir. Mirasçı yapılan iÅŸlemin muvazaalı olduÄŸunu ispat etmelidir. Bu noktada mirasçı her türlü delille taşınmaz devrinin muvazaalı olduÄŸunu ispat edebilir. Ä°ÅŸlemin muvazaalı olup olmaması noktasında o bölgedeki örf ve adetler, murisin satış zamanındaki ekonomik durumu, davalının taşınmazı alım gücüne sahip olup olmaması gibi birçok husus inceleme konusu yapılır.

Muristen DoÄŸan Hakkın Ödenmesi

Hak sahipleri muristen doÄŸan hakkın ödenmesini e-Devlet aracılığıyla isteyebilirler.

Murise Ait İcra Dosyaları

Ölüm ile birlikte kiÅŸinin hak ve fiil ehliyeti sona erecektir. Dolayısıyla murise karşı bir icra takibi baÅŸlatmak mümkün olmaz. Muris ölmeden önce hakkında bir icra takibi baÅŸlatılmışsa ölümle beraber icra takibine muris üzerinden devam edilmez. Ä°cra takibi sonrası kiÅŸinin ölmesi halinde icra takibine terekeye veya mirasçılara karşı devam edilir. Mirasçılar hakkında takibe devam için mirasın reddi için öngörülen 3 aylık sürenin beklenmesi gerekir. Mirasçılar tarafından mirasın reddedilmemesi halinde icra takibi muris yerine mirasçılara yöneltilir.

Miras Avukatı

Muris tarafından yapılan iÅŸlemler mirasçıların haklarını zedelemiÅŸse miras avukatı ile birlikte çalışmak hakların teminini saÄŸlayacaktır. Muris muvazaası ve tapu iptali tescili davasının söz konusu olduÄŸu hallerde miras avukatı tarafından ispat yükü titizlikle yerine getirilmelidir. Miras avukatı ücretinin AAÜT'de belirlenen altında olması yasaktır. 

İletişime Geç

İçtihatlar

  • Kişinin sahipsiz sokak köpekleri tarafından saldırıya uğraması sonucu ısırılıp yaralanması ve kuduz tedavisi görmesi olayında idarenin hizmet kusuru vardır . Meydana gelen maddi ve manevi zararlardan İlçe belediyesi, büyükşehir belediyesi ve valilik müteselsilen sorumludur
  • Sonradan yazıya çevrilmiş olsa bile sözlü emir ile arama yapılması mümkün değildir
  • Kadının bağımsız konutta oturma isteğine rağmen konut sağlamaya yanaşmayan ve eşini kendi ailesiyle yaşatan koca boşanma davasında kusurludur
  • Açıklaması bulunmayan banka havalesi, borç ödemesi sayılır
  • İşçi ulusal bayram-genel tatil günlerinde 1 saat dahi çalışsa tam yevmiyeye hak kazanır.
  • Kişinin yiyeceği veya içeceğine uyku ilacı atılması "kasten yaralama" suçunu oluşturur
  • işveren tarafından istifaya zorlanan veya kendi rızası olmadan istifa dilekçesi imzalatılan işçiye, işveren ihbar tazminatı ödemelidir
  • Trafik kurallarını dikkate almayarak, yasak levhasına rağmen "U" dönüşü yaparak kazaya sebep olan sanık hakkında bilinçli taksir hükümleri uygulanır
  • Israrla duruşmalara katılmak isteyen sanığın bizzat mahkeme huzurunda ve müdafii yardımından istifade ile savunmasının alınmaması, SEGBİS ile savunma yapmaya zorlanmak suretiyle yargılamaya devam edilmesi ve mahkumiyet kararı verilmesi hatalıdır
  • Eşine eve dön ihtarı çeken taraf, eşin ihtar öncesi kusurlarını affetmiş veya en azından hoşgörüyle karşılamış sayılır. Affedilmiş veya hoşgörüyle karşılanmış olaylar ise boşanma sebebi olamaz
  • Sekiz yaş ve bu yaşın üzerinde olan çocukların görüşü alınmadan velayetin düzenlenmesi, değiştirilmesi veya kaldırılması mümkün değildir
  • Adliyedeki kalem personeline "İşini yapmıyor karaktersiz herif" demek kaba söz kapsamında kaldığından hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı kabul edilmelidir
  • Murisin borcundan dolayı yapılan icra takibi kesinleşse dahi mirasçının mirası reddetmesi hacizleri kaldırır
  • Hukuka aykırı yollarla elde edilen deliller şüpheli veya sanık aleyhine kullanılamasa da şüpheli veya sanık lehine kullanılabilir
  • Avukat hazır bulunmaksızın kollukça alınan ifade, hakim veya mahkeme huzurunda şüpheli veya sanık tarafından doğrulanmadıkça hükme esas alınamaz
  • Hafta tatilinde 10 dakika çalışması olsa dahi davacı o hafta tatili günü için ilave 1,5 günlük yevmiyeye hak kazanmış sayılmalıdır
  • Ölen kişi çocuk olsa bile destekten yoksun kalma tazminatı istenebilir
  • İşinden kendi isteğiyle ayrılan kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilemez
  • Evi terk eden kadının ziynet eşyalarını yanında götürdüğü kabul edilir. aksini evi terk eden kadın ispatlamalıdır
  • İkinci el araç satışı ile ilgili satıcının daha önceki ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumlu olup satıcının ayıba karşı tekeffül borcu bulunduğundan davacının sözleşmeden dönmesi haklı nedene dayanmaktadır
  • Başvurucunun gerekçeli kararı tebliğden önce öğrenmesi durumunda bireysel başvuru süresi öğrenme tarihinden itibaren başlar
  • İzni olmadan birine ait telefon numarasını başkasına vermek kişisel verileri hukuka aykırı olarak yayma şuçunu oluşturur
  • Velayeti annede olan çocuğa, yeni kocanın soyadı verilemez
  • İcra Taahhüdünde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
  • ARABULUCULUK
  • Ortaklığın Giderilmesi (İzale-i Şuyu) Davası
  • Önalım (Şufa) Hakkı Davası
  • Tacirin Basiretli İş Adamı Gibi Davranma Yükümlülüğü
  • İşçilik Alacaklarında Kısmi Dava Ve Belirsiz Alacak Davası
  • İşçilik Alacakları Hüküm Altına Alınırken Alacağın Net Mi Brüt Mü Olduğu Hükümde Açıkça Belirtilmelidir.
  • Hizmet Tespiti Davası
  • Cezanın Ertelenmesi
  • Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)
  • Kıdem Ve İhbar Tazminatı
  • Velayet & Velayetin Değiştirilmesi Davası
  • Mal Rejimi & Katılma Alacağı Davası
  • Evlilik Birliğinin Sarsılması Nedeniyle Boşanma Davası
  • Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanma Davası
  • Terk Nedeniyle Boşanma Davası
  • Suç İşleme Ve Haysiyetsiz Hayat Sürme Nedeniyle Boşanma Davası
  • Hayata Kast, Pek Kötü Veya Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle Boşanma Davası
  • Zina (Aldatma) Nedeniyle Boşanma Davası
  • İbranameye Değer Verilerek Tazminat Taleplerinin Reddedilemeyeceği
  • Eser Sözleşmesinde İspat Yükünün Yüklenicide Olması
  • İşveren Vekilinin Yararlanamaması
  • İşyerinde kavga halinde geçerli fesih durumu
  • MİRASTA TENKİS
  • SANIK YOKSUL İSE ONA AVUKATLIK ÜCRETİ YÜKLETİLEMEZ

Murisin borcundan dolayı yapılan icra takibi kesinleşse dahi mirasçının mirası reddetmesi hacizleri kaldırır

Yargıtay 12.Hukuk Dairesi 2019/11002 E. 2020/6831 K.

 

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Alacaklı tarafından borçlu mirasçı hakkında bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan icra takibinde, şikayetçi borçlunun takibin kesinleşmesinden sonra icra müdürlüğüne mirasın hükmen reddine ilişkin mahkeme ilamını ibraz ederek hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, icra müdürlüğü tarafından verilen ret kararı üzerine icra mahkemesine başvurduğu, ilk derece mahkemesince; şikayetin kabulü ile şikayete konu 22.05.2018 tarihli icra müdürlüğü işleminin iptaline ve talep doğrultusunda işlem yapılması gerektiğine karar verildiği, alacaklının istinaf başvurusu üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; alacaklının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetçinin talebi borca itiraz olarak nitelendirilerek yasal süreden sonra yapılan başvurunun süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği görülmektedir.

Şikayet edenin murisi Cemal Alkin olup, takip, şikayetçi borçlu hakkında mirasçı sıfatı ile yapılmaktadır. Şikayetçi borçlu, mirası reddettiğinden, murisin borcundan sorumlu olmadığını ileri sürerek icra müdürlüğünün ret kararının iptalini ve hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir.

Her ne kadar Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12-2240 E. - 2014/929 K. sayılı olup, Dairemizce de benimsenerek içtihat değişikliğine gidilen kararı ile; mirasın reddi nedeniyle borçtan sorumlu olunmadığına ilişkin iddianın, borca itiraz olduğu ve ödeme emrinin tebliği üzerine takibin şekline göre yasal süre içinde ilgili merciye yapılması gerektiği kabul edilmiş ise de, bu ilke, mirasın reddine ilişkin mahkeme kararının, icra takibinin kesinleşmesinden önceki bir tarihte alındığı hallerde uygulanmaktadır.

Somut olayda, muris Cemal Alkin'in takipten önce 17.12.2010 tarihinde vefat ettiği, takibin mirasçılar hakkında 04.09.2012 tarihinde başlatıldığı, şikayetçi borçluya ödeme emrinin 10.09.2012 tarihinde tebliğ edildiği, mirasın hükmen reddine ilişkin davanın, 17.09.2012 tarihinde açıldığı, .. 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.02.2018 tarih ve 2017/462 E. - 2018/70 K. sayılı ilamı ile mirası hükmen reddetmiş sayıldığının tespitine karar verildiği, kararın 21.05.2018 tarihinde kesinleştiği görülmektedir.

O halde Bölge Adliye Mahkemesince, mirasın hükmen reddine ilişkin ilamın, takibin kesinleşmesinden sonra alındığı anlaşılmakla borçlunun talebinin borca itiraz olarak nitelendirilmesi yerinde olmayıp, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile; ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 03.07.2019 tarih ve 2019/1255 E. - 2019/1563 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 09/07/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır