Idrarda Protein Kaçağı Tedavisi Nasıl Yapılır

Protein kaçağı, daha çok idrarda yüksek miktarda protein bulunması sonucu ortaya çıkar. Protein kaçağı olan kişinin böreklerinden idrar yolu ile çok miktarda protein atılmasıyla sonuçlanımonash.pw noktada protein kaçağı idrar testi ile tespit edilir. Peki, protein kaçağı nedir? Protein kaçağı belirtileri nelerdir? Protein kaçağının nedenleri nelerdir? Protein kaçağının zararları nelerdir?İdrarda protein kaçağı kaç olursa tehlikelidir? Protein kaçağını önleyen besinler ve protein kaçağı ameliyatı ile ilgili tüm bu soruların cevabını haberimizde bulabilirsiniz

Protein kaçağı nedir?

Protein kaçağı ikiye ayrılır; Böbrekte protein kaçağı ve idrarda protein kaçağı. Bu noktada protein kaçağı, böbreklerden protein sızması sonucu idrardaki protein seviyesinin artması demektir. Bu durum Proteinüri olarak da adlandırılır. Sağlıklı birinin idrarında çok az oranda protein bulunur ancak bu oran arttığında bir sorun var demektir. Bu durum böbrekten protein sızdığı zaman gerçekleşir.

-Protein kaçağı kimlerde görülür?

Protein kaçağı genellikle yüksek tansiyon, diyabet ve böbrek işlevsizliği yaşayan kişilerde daha sık görülür. Normal olarak böbrekler protein kanalını tıkayarak kan yoluyla proteinin dokulara ve organlara ulaşmasını sağlar fakat idrarda protein kaçağı durumunda kandaki protein idrar karışır. Hayati tehlikelere neden olabilen bu durumu mutlaka bir uzmana danışmalısınız ve bir idrar testi yaptırmalısınız.

Protein kaçağı belirtileri nelerdir?

İdrarda protein bulunması kronik bir hastalıktır, erken evrelerinde genellikle herhangi bir belirti göstermez.

Protein kaçağı belirtilerini sıralarsak;

-Köpüklü idrar
-Sırt ağrısı ve alt kaburgaların yakınında böbreklerin bulundu yerde ağrı.
-İdrar yaparken yanma hissi ya da ağrı.
-El, ayak, karın veya yüzün şişmesi.
-İdrarda kan görme.
-Halsizlik.
-Mide bulantısı.
-Nefes darlığı.
-İştahsızlık.
-Konsantre olamama.

Aşağıda ciddi belirtilerden birine sahipseniz hemen bir uzmana görünmenizi tavsiye ederiz:

-Göğüste ağrı ve basınç.
-Kısa süreli zihinsel bulanıklık ve bilinç kaybı.
-Nefes almada zorluk.
-İdrara çıkmada zorluk.
-İdrara çıkamama.

Protein kaçağının nedenleri nelerdir?

İdrarda protein seviyesinin yükselmesi böbrek enfeksiyonu veya böbrek hastalığının habercisidir.

Protein kaçağının nedenleri şunlar olabilir:

-Böbreklerin ağır metaller gibi toksinlerden veya belirli ilaçlardan zarar görmesi.
-Böbrek filtrelerinin iltihaplanması.
-Böbrek enfeksiyonu.
-Kalıtımsal bir hastalık olan çok kistli böbreğin büyümesi.
-İdrar yolu enfeksiyonu da olmak üzere ateşli ağır hastalıklar.
-Doku ve organlardan protein yığılımı.
-Kalp yetmezliği.
-Yetersiz su içme.
-Diyabet.
-Yüksek tansiyon.
-Konvülsiyonlar.
-Yanlış kan transfüzyonu.
-Gebelik toksemisi.
-Şiddetli anemi.
-Bazı karaciğer hastalıkları.
-Üreterler, prostat ya da üretra taşları.
-Soğuğa maruz kalma.
-Duygusal stres.
-Reflü hastalığı.
-Isıya maruz kalma.
-Lupus hastalığı.
-Yorucu egzersizler yapma.
-Kötü hipertansiyon.

-Protein kaçağı nasıl tedavi edilir? Hangi doktora gidilir?

İdrarda protein kaçağı bulunmuşsa bir Nefroloji doktoruna başvurmalısınız. Doktorunuz size çeşitli testler uygulayacak, durumun nedenine göre gerekli tedaviyi sağlayacaktır. İdrarda sürekli protein olması tedavi edilmesi gereken bir durumdur. Vücudun her yerinde şişliğe sebep olan köpüklü idrar, bu durumun başlıca belirtilerindendir. İdrar yolu sorunları, böbrek hastalıkları, diyabet, sıtma, kalp hastalıkları gibi yaşlılarda görülen hastalıklar da idrarda yüksek proteine neden olabilir. Yani tedavisi, esas olarak altta yatan nedene bağlıdır. Doktor idrarda aşırı proteine sebep olan durumu bularak tedaviye karar verir. Bu noktada doktorunuzun verdiği talimatlar dışında bolca egzersiz yapmanız ve tuz ile proteini kısıtlamanız, idrardaki protein seviyesini azaltmaya yardımcı olacaktır.

Protein kaçağının zararları nelerdir?

Protein, besinlerden alınan ve çoğu gıdada bulunan önemli bir bileşendir. Proteinler; kas, kemik, saç ve tırnaklar dahil olmak üzere tüm vücut bölümleri için yapı taşlarıdır. Kandaki proteinler de vücutta bazı önemli görevleri yerine getirir. Vücudu enfeksiyonlardan korur, kan pıhtılaşmasına yardımcı olur ve vücudun her yerinde dolaşan sıvı miktarını korur. Kan, sağlıklı böbreklerden geçerken, atık ürünleri filtreler ve vücudun ihtiyaç duyduğu şerleri de proteinler gibi, vücudun gerekli yerlerine dağıtır. Bu yüzden böbrekler zarar görmedikçe, proteinlerin çoğı böbreklerin filtrelerinden idrara geçmek için çok büyüktür.Böbrek hasar gördüğünde, idrarda protein miktarı artabilir ve önlenmediğinde tüm vücuda zarar verir.

İdrarda protein kaçağı kaç olursa tehlikelidir?

Böbrekte protein kaçağı idrar testi ile tespit edilir. 24 saatlik bir sürede idrarda mg arası protein miktarı çıkması normal kabul edilir fakat bunun üstünde yer alan değerler laboratuar ve doktor tarafından incelenmesi gerekir.

Protein kaçağını önleyen besinler

-Protein kaçağı olan kişi tuz ve proteini kısıtlamalıdır. Tanı olan kişilerin doktor kontrol altında protein kaçağı için bitkisel tedavi yöntemlerine başvurabilir. Bunun için maydanoz kürü, protein kaçağını kısıtlamada yardımcı olabilir. Fakat bu kürü doktorunuza danışmadan kullanmamanızı öneririz.

-Bunun dışında limon böbrekler açısından oldukça faydalıdır ve vücut içi sıvıların ph+ değerinin yükselmesi açısından çok faydalı bir besindir. Birçok uzmana göre limon tüketimi protein kaçağı durumlarında da iyi geldiği söylenmektedir. Fakat bu konuda da araştırmalar hala devam etmektedir.

-Bir diğer besin ise soğuk pres yöntemiyle elde edilen çörek otu yağıdır. Bu yağın tüketimi hakkında mutlaka bir uzmana danışılarak tüketilmesi gerekir.

Böbrekte meydana gelen hasar ve işlevsizlik durumlarına verilen genel ad nefrotik sendromdur. Bu sendrom idrar yoluyla protein kaybına neden olur. Protein kaybı ile beraber dokularda su tutulumu ve kan lipit seviyelerinde artış meydana gelir. Bu durum böbreklerde olası bir tehlikeye işaret eder. Bir an önce tedavi edilmesi gerekir. İdrarda protein kaçağı tedavisi için neler yapılabileceğini hazırladık. İdrarda protein yüksekliği nasıl düşürülür? Merak edenler için işte tedavi önerileri…

İDRARDA PROTEİN ÇIKMASI NE DEMEK?

Böbreklerde kanın süzülmesi sonucu idrar oluşur. Vücudun su ve elektrolit kontrolü böbrekler tarafından yapılır. Ayrıca kan seviyesi yükselince üre gibi zararlı maddeler idrarla dışarı atılır. İnsanın idrarında yağ ve şeker bulunurken az miktarda da protein vardır. Günlük belirli oranda protein idrarla dışarı atılmış olur ve bu kayıp olarak değerlendirilir. Eğer günlük oranın üstünde bir kayıp varsa bu böbrek hastalıklarına işaret eder. Şeker hastalığı ve yüksek tansiyon olan hastalarda idrarla protein kaybı oldukça yüksektir. Kısacası idrarda protein çıkması böbrek hastalıklarını gösterir. Ağrı kesici ilaçların uzun süre kullanımı, gebelik ve yüksek ateş gibi durumlarda da idrarda protein kaybı görülebilir.

"Köpüklü idrar ne anlama gelir?" Sorusunun yanıtı da aynıdır. Böbreklerin işlevsizliği veya hasarından dolayı idrarda protein kaybı oluşmuştur.

İDRARDA PROTEİN DEĞERİ KAÇ OLMALI?

Normal şartlar altında bir yetişkin insanda 24 saat boyunca idrarla kaybedilen protein miktarı mg'ın altındadır. İdrardaki protein miktarının tam olarak belirlenebilmesi için 24 saat boyunca toplanan idrarda ölçüm yapılması gerekir.

İDRARDA PROTEİN KAÇ OLURSA TEHLİKELİDİR?

Günlük mg'dan daha fazla protein kaybı olması tehlikeli olabilir. Böbrek hastalıklarını gösterir.

İDRARDA PROTEİN KAÇAĞI OLANLAR NASIL BESLENMELİ?

İdrarda protein kaçağı tedavisi için önce kaçağa neden olan etkenler ortaya çıkarılmalıdır. Şeker hastalığı, kalp hastalıkları, böbrek sorunları vb. hastalıklar varsa tedavi ona göre uygulanmalıdır.

• Yüksek kan basıncını düşürmek için antihipertansif ilaçlar verilir.
• Ödem oluşması muhtemel olduğu için diüretikler adı verilen ödem çözücü ilaçlar kullandırılır.
• Günlük sıvı alımı sınırlandırılır.
• Kandaki mineral tuzlarının miktarı düzenli olarak takip edilir.
• Hastalara kanın pıhtılaşmasını önleyen heparin tarzı ilaçlar verilir.
• Diyet listesi hazırlanarak hastaya anlatılır.
• Kolesterol düşürücü ilaçlar da tavsiye edilmektedir.

İdrarda protein kaçağı tedavisi için beslenme şekli çok önemlidir. Hastalar kendi başlarına bitkisel takviyeleri kullanmamalıdır. Bu soruna karşı hastalar genel olarak sodyum (tuzsuz diyet) kısıtlaması yapmalıdır. İşin içinde diyabet gibi hastalıklar varsa muhakkak uzman doktor kontrollerinde diyet listesi oluşturulmalı ve düzenli olarak diyet listesini takip etmek gerekir.

 Etrafımızda diyaliz ve böbrek nakli hastalarının varlığı arttıkça  ‘’Acaba böbreklerim nasıl, günün birinde ben de diyalize girmek zorunda kalabilir miyim ?’’ diye bir çok kişiyi  endişeye sokmaktadır. Hastalığın en dikkatici özelliği  sinsi gidişi ve günün birinde bardağı taşıran son damla ile kişiyi hastanelik etmesidir. Birden bir diyaliz gerçeği kişinin yaşamına daha doğrusu tüm ailesine bomba gibi düşebilmektedir. Halbuki bu sorunun yanıtını verebilmek için hekimler çok kapsamlı araştırmalara girişmeden önce basit bir idrar tetkiki yaptırarak işe başlarlar. Çünkü vücudumuzdaki organlarımızdan sadece böbreklerimiz idrar dediğimiz bir ürün dışarı atarak çalışması hakkında adeta bize bir rapor sunmaktadır. Onun için de rastlantısal olarak idrarda herhangi bulgu bulunması da kişiyi yukarıda sözünü ettiğimiz endişeye haklı olarak sevketmektedir.  Böbrekte bir hasarın varlığını göstermede en etkin en güvenilir  idrar bulgusu da proteinüri yani idrarda protein görülmesidir.
PROTEİNÜRİ NEDİR?
İdrarla günde mg civarında protein atılır. Bu miktar da rutin kullanımdaki basit idrar incelemelerinde saptanmaz. Genç yaşlarda, 30 yaşından önce,  postural proteinüri dediğimiz  hemen tamamı  günün aktif zamanlarında (gündüz)  atılan hiçbir zaman günde 1gm’ı geçmeyen proteinüri görülebilir. Bu fizyolojik bir durumdur. Yine de bu gibi durumların bazen bir başka böbrek hastalığına ait bir belirti olup olmayacağı bir uzman hekim tarafından araştırılması ve açıklanması zorunluluğu olabilir (Askeri okul muayeneleri veya sigorta işlemleri gibi). Hemen daima böyle bir bulgunun  30 yaşına kadar da izlenmesi gerekir. Ateşli durumlarda ve kalp yetersizliğinde de bir miktar proteinüri geçici veya aralıklı olarak da görülebilir.  Genellikle günde mg üstünde bir proteinüri varsa rutin idrar tetkiklerinde saptanabilir.
Tam idrar tetkiki dediğimiz inceleme yöntemi ucuz ama gayet güvenli önemli bir araştırma yöntemidir.  Bu yöntemde idrar bulgularını  bu arada proteinüriyi daldırma çubuğu dediğimiz bir test aracı vasıtasıyla  üzerindeki renk indeksiyle çalışan indikatörler sayesinde   1+ ile 4+ arasında yarısayısal bir ifade ile saptama olanağı vardır. Rastgele alınan idrar örneğinde kolayca saptanan proteinürinin günlük atılımının sayısal olarak toplam değeri ise gayet önemlidir. Bu miktar hastalığın türünü dahi  tahmin etmede yararlı olabilir. Ayrıca  bir çeşit hastalık (minimal lezyon hastalığı) dışında daha yüksek günlük protein atılımı daha olumsuz bir gidişi  düşündürür. Genel olarak  günlük idrarda mg ve üzerindeki proteinüri,  özellikle 1gm üzerine de çıktığı zaman anlamlı bir proteinüri olarak algılanır. Hele 3 gm ve üzerinde günlük protein atılımı ise  molekülünün küçük olması dolayısıyla daha çok  albumin kaybı demektir ki  karşılanamayan bir kayıp olduğu için de kanda albumin miktarında düşmeye neden olur. Bunun sonucunda da  vücudun her tarafında (bacaklarda, karında, akciğer zar boşluğunda ) sıvı toplanması yani ödem görülür. Biz bu duruma nefrotik sendrom diyoruz. Nefrotik sendrom daima nefron dediğimiz böbreğin fonksiyonel organcığının kılcal damarlardan oluşan yumakcık (glomerul) dediğimiz  parçasının hastalığıdır, biz bu tür hastalıklara glomerulonefrit diyoruz.
Bir çok çeşiti olan bu hastalıklar ödem dışında tansiyon yüksekliği, idrarda kan gibi  başka yakınmalara da yol açarlar. En önemlisi de bu hastalıkların önemli bir kısmının tedavisinin yapılamadığı durumda böbrek yetersizliği  (üre yüksekliği) ile son bulmasıdır. Basit idrar tetkikinde proteinüri saptandığı taktirde günlük idrar toplanarak bir günlük miktarı saptanmalıdır. Özellikle 1gm ve üstünde günlük proteinüri ile seyrettiği taktirde- erken ve aktif dönemde ve daha böbrek yetmezliği gelişmeden  bir nefroloji kliniğinde böbrek biyopsisi yapılmalıdır. Bu alınan parçanın  bir nefropatoloji laboratuvarında özel yöntemlerle incelenmesiyle glomerulonefritin türünün tayini önem arzetmektedir. Bu hastalıklar vücudumuzu koruyan bağışıklık (immun) sisteminin kendine karşı reaksiyon geliştirerek (oto immun) oluşan antikor-antijen komplekslerinin böbreklere yerleşerek başlattığı yangısal reaksiyon sonucu gelişen  hastalıklardır. Onun için de bağışıklık sistemini baskılayıcı bazı ilaçların bir süre veya sürekli kullanılmasını gerektirecektir. Bu tedavilerle herbir glomerulonefrit türüne göre değişen, hastadan hastaya da farklı olabilen başarılı, kısmen başarılı veya başarısız sonuçları olabilir. Ama şunun altı çizilmelidir ki- birçok hasta diyalize girmek zorunda olduğu noktada hastalığını öğrenmektedir- erken olarak bir tedavi şansı yakalamanın çaresi basitçe  tam idrar tetkiki yaptırıp böbrek hasarının en güvenilir göstergesi olan proteinüri varlığının saptanmasıdır.