Çift Candarma Geliyor
Çift candarma geliyor da
Kaymakam konağından
Al candarma vur beni de
O yârin sebebinden
Haydi malım haydi canım
Şinanay aslan yârim
Haydi malım haydi canım
Gel benim aslan yârim
Zeytin yaprağı yeşil de
Dibinde kahve pişir
Benden sana yâr olmaz da
Git aklın başan devşir
Haydi malım haydi canım
Şinanay aslan yârim
Haydi malım haydi canım
Gel benim aslan yârim
Dağlar da kar sisi var da
Tavlada zar sesi var
Kurban olam Şavşat'a da
İçinde yâr sesi var
Haydi malım haydi canım
Şinanay aslan yârim
Haydi malım haydi canım
Gel benim aslan yârim
Cebi dolu paketi de
Giyme yeşil çaketi
Yâr Allahın seversen de
Gel dolanak Baket'i
Haydi malım haydi canım
Şinanay aslan yârim
Haydi malım haydi canım
Gel benim aslan yârim
Karşıda hozan tarla da
Parla sevdiğim parla
Yakına da gelmesen de
Uzaktan mendil salla
Haydi malım haydi canım
Şinanay aslan yârim
Haydi malım haydi canım
Gel benim aslan yârim
Sanatçıya Göre
Her şiirin ya da türkünün mutlaka bir hikâyesi vardır.
Hikâyeyi bilince, o türkü ya da şiiri dinlemenin keyfi ve hazzı bambaşka oluyor.
Çift Candarma türküsünün de güzel bir hikâyesi var.
Bu türkü, TRT kayıtlarına Bitlis Türküsü olarak girmiş.
Doğru mudur yanlış mıdır, önce hikâyesini anlatalım da o konuya sonra gelelim.
Vaktiyle bir köyde, aynı yaşta, birbirini canı gibi seven iki arkadaş varmış.
Bu iki arkadaş, birinin kızı ötekinin de oğlu olursa evlendirmek üzere anlaşmışlar.
Gün gelmiş gerçekten de birinin oğlu, diğerinin de kızı olmuş.
Anadolu’da uygulanan bir adet ya da gelenek vardır: Beşik Kertmesi..
Öyle yapmışlar.
Ancak aradan geçen yıllar içinde, kız bir başka delikanlıya âşık olur.
Ama Beşik Kertmesi gibi büyük bir engel vardır ortada.
Kimse ikna olmayınca, kızın sevdiği genç, Beşik Kertmesi olan delikanlıyı vurur.
Ve ardından, ver elini dumanlı dağlar..
Mevsim bahardır. Köy halkının yaylaya çıkma zamanı gelmiştir.
Aylardır dağlarda saklanan delikanlı, köy halkının hangi gün yaylaya hareket edeceğini ve ilk gün nerede konaklanacağını öğrenir.
Nihayet o gün gelir ve iki sevgili birbirlerini büyük bir hasretle görürler.
Ancak, jandarma da delikanlının oraya geleceği bilgisine ulaştığından oraya gelir.
Rivayet odur ki, bunu fark eden kız, sevdiği kaçsın, diye ağlayarak bir türkü söylemeye başlar:
Çift candarma geliyor da
Kaymakam konağından
Fiske vursam kan damlar da
Yârimin yanağından.
Haydi canım haydi malım
Şinanay aslan yârim..
Zeytin yaprağı yeşil de
Altında kahve pişir
Benden sana yar olmaz da
Git aklın başa devşir.
Haydi canım haydi malım
Şinanay aslan yârim..
Havada kar sesi var da
Bağlarda zar sesi var
Kurban olam Artvin’e de
İçinde yar sesi var.
Haydi canım haydi malım
Şinanay aslan yârim..
Görüldüğü gibi, ‘Kurban olam Artvin’e de, İçinde yar sesi var’ dendiğine göre türkü Artvin’e aittir.
Devam edeceğiz.
Not:
Çok sevgili oğlunu kaybeden meslektaşım Hamza Canbaz’ın, aynı acıyı yaşamış bir baba olarak, bu büyük acısını gönülden paylaşıyor, rahmet, başsağlığı ve sabırlar diliyorum. (Ö.E)