içinde aba geçen kelimeler / Kafiye (Uyak) Çeşitleri - Türk Dili ve Edebiyatı

Içinde Aba Geçen Kelimeler

içinde aba geçen kelimeler

Deyimler Ve Anlamları - Dilimizde En Çok Kullanılan, Kısa, Uzun, En Güzel Kalıplaşmış Deyimler Sözlüğü

Al aşağı etmek: Birini bulunduğu yerden, mevkiden indirmek.

Alçak gönüllü olmak: Gurur ve kibre kapılmayıp kendini olduğundan daha aşağı düzeyde sayma, başkalarından yüksek görmeme durumu.

Allem etmek, kallem etmek: İstediğini elde etmek için her türlü kurnazlığa başvurmak.

Altından girip üstünden çıkmak: Bir serveti, bir parayı, bir kaynağı gereksiz yere, düşüncesizce, sorumsuzca harcayıp kısa zamanda bitirmek.

Ana baba günü: 1) Mahşer günü. 2) Sıkıntılı kalabalık; telâşlı, tehlikeli, kimsenin kimseyi tanımadığı kalabalık.

Anasından doğduğuna pişman etmek: Çok eziyet ederek canından bezdirmek, bir kimseyi çok üzmek.

Anasından emdiği süt burnundan (fitil fitil) gelmek: Bir işi yaparken çok sıkıntı çekmek, eziyete katlanmak.

Aralarından kara kedi geçmek (veya aralarına kara kedi girmek): İyi anlaşan iki kişinin veya dostun ilişkileri bozulmak, aralarına soğukluk girmek, birbirlerine gücenmek.

Arkası /sırtı yere gelmemek: 1) Sarsılmamak, sağlam ve sağlıklı durumunu sürdürmek. 2) Hiç yenilgi yüzü görmemek.

Armudun sapı var, üzümün çöpü var demek: Hiçbir şeyi beğenmemek, her şeyin bir kusurunu bulmak.

Astarı yüzünden pahalı olmak: Bir işin ayrıntısına ödenen paranın aslına ödenen paradan fazla olması, gerçek değerinden fazlaya mal olması.

Ateş bacayı sarmak: Bir iş ya da olay önüne geçilemez, tehlikeli bir durum almak.

Ateşle oynamak: Çok tehlikeli, zarar verecek bir işin üstüne üstüne gitmek ya da böyle bir işe girişmek.

Atı alan Üsküdar`ı geçti: "Fırsat kaçtı, artık yapılacak şey kalmadı" anlamında kullanılır.

Avucunu yalamak: Umduğunu ele geçirememek, beklediğini elde edememek.

Ayağı (ayakları birbirine) dolaşmak: Yürürken herhangi bir sebepten ötürü ayakları birbirine takılmak, sendelemek.

Ayağına / ayaklarına kara su inmek: Bir yerde ayakta beklemekten veya uzun süre dolaşmaktan çok yorulmak.

Ayağını sürümek: 1) Verilen bir görevi ağırdan yapmak. 2) Bir yerden ayrılmak üzere bulunmak. 3) Ölmek üzere olmak. 4) Halk inanışına göre birinin gelmesi, ardından başkalarının da gelmesine yol açmak.

Baklayı ağzından çıkarmak: Gizli tuttuğu şeyleri açıklamak, söyleyemediği şeyleri sabrı tükenince söylemek.

Baltayı taşa vurmak: Farkında olmadan karşısındakini rahatsız ede cek, kızdıracak söz söylemek.

Bardağı taşıran son damla : Sonunda insanın sabrını tüketen, olum suz tepki yaçatan söz, davranış vb.

Basireti bağlanmak : Olabilecekleri sezdiği halde uygun biçimde davranamamak.

Baş etmek (bir şeyle) (bir kimseyle) : Onu yenmeye gücü yetmek, o konuda başarı kazanmak.

Başına çorap örmek : Birini kötü duruma düşürmek için gizli plan ha zırlamak; çorap örmek.

Kafiye Düzenleri (Kafiye Şeması-Kafiye Örgüsü)

Mısraların son seslerine bakılarak bir dörtlüğün kafiye düzeni çıkarılır. Kafiye düzenlerinin, mısralarının son seslerindeki düzene göre çeşitleri vardır.

1. Düz Kafiye:

Kafiye şeması: &#;a a a b&#;, &#;bbbc&#;; &#;cc&#;; &#;a a b b&#;; aaba (aaxa) olmalı.

Beyitlerin kendi arasında kafiyeli olmasıdır. Divan edebiyatının mesnevi nazım biçiminde de bu düzen kullanıldığından &#;Yeni mesnevi düzeni&#; olarak da adlandırılır. &#;ikili&#; olarak da adlandırılır. Divan şiirinde özellikle uzun şiirlerde görülür. Yeni mesnevi düzeninin mesnevi düzeninden farkı cümlelerin bir sonraki dizeye de sarkmasıdır.

Örnek-1

İftardan önce gittim Atik-Valde semtine  (a)
Kaç defa geçtiğim bu sokaklar, bugün yine, (a)
Sessizdiler, Fakat Ramazan maneviyyeti (b)
Bir tatlı intizara çevirmiş sükûneti (b)

Örnek-2

Bursa&#;da eski bir cami avlusu, (a)
Küçük şadırvanda şakırdayan su. (a)
Orhan zamanından kalma bir duvar&#; (b)
Onunla bir yaşta ihtiyar çınar (b)
Eliyor dört yana sakin bir günü. (c)
Bir rüyadan arta kalmanın hüznü (c)
İçinden gülüyor bana derinden. (d)
Yüzlerce çeşmenin serinliğinden (d)
Ovanın yeşili göğün mavisi (e)
Ve mimarilerin en ilahisi. (e)

Örnek-3

Sabahın çisesine (a)
Uyandım yar sesine (a)
İsmini yaz sevdiğim (x)
Halının köşesine (a)

Örnek-4

Çepeçevre bahar içinde bir yer gördük (a)
Ferhat ile Şirin’i beraber gördük (a)
Baktık geceden fecre kadar ellerde (x)
Yıldızlara yükselen kadehler gördük (a)

2. Çapraz Kafiye:

Kafiye şeması: &#;a b a b&#; &#;cdcd&#; olmalı.

1&#;inci ile 3&#;üncü, 2&#;nci ile 4&#;üncü dizelerin kafiyeli oluşudur.

Örnek-1

Hayran olarak bakarsınız da (a)
Hülyanızı fetheder bu hali(b)
Beş yüz sene sonra karşınızda (a)
İstanbul fethinin hayali (b)

Örnek-2

Evet her şey bende bir gizli düğüm: (a)
Ne ölüm terleri döktüm, nelerden! (b)
Dibi yok göklerden yeter ürktüğüm, (a)
Yetişir çektiğim mesafelerden.&#;(b)

3. Sarma (Sarmal) Kafiye:

Kafiye şeması: &#;a b b a&#; &#;cddc&#; olmalı.

1&#;inci ile 4&#;üncü, 2&#;nci ile 3&#;üncü dizelerin kafiyeli oluşudur.

Örnek-1

İhtiyar, elini bağrına soktu, (a)
Dedi ki: &#;İstanbul muhasarası (b)
Başlarken aldığım gaza yarası (b)
İçinden çektiğim bu oktu. (a)

Örnek-2

&#;Su değil, mevsimin havası akan, (a)
Duyduğun yaprağın, dalın sesidir, (b)
Suda yıldızların parıltısıdır, (b)
Bu karanlıkta, bazı bazı çakan.&#; (a)

4. Örüşük Kafiye

Kafiye şeması:

&#;&#;&#;&#;&#;.. a
&#;&#;&#;&#;&#;.. b
&#;&#;&#;&#;&#;.. a

&#;&#;&#;&#;&#;.. b
&#;&#;&#;&#;&#;.. c
&#;&#;&#;&#;&#;.. b

&#;&#;&#;&#;&#;.. c

Örnek:

KAVAL

Bir dereden kopardım (a)
Bu incecik kamışı (b)
Ve bir bıçakla yardım (a)

Pek solgunsa da dışı (b)
Sesinde gizli, berrak (c)
Pınarların akışı: (b)

Dinle, ne şakrıyor, bak!

Ali Mümtaz Arolat

Kelime Bulucu

İçinde aba olan 5 harfli 21 kelime var. İçerisinde ABA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında aba olan kelimeler listesine ya da Sonu aba ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A A B Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

ABA

AB

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ŞABAN

Kelime Kökeni : Arap&#;a

  1. [isim] Ay takviminin sekizinci ayı, &#;&#; ayların ikincisi
ACABA

Kelime Kökeni : Arap&#;a

  1. [zarf] Merak, kararsızlık veya kuşku anlatan bir s&#;z, acep
    • "Acaba kiminle randevusu vardı?" (Sait Faik Abasıyanık)
  2. [isim] Ş&#;phe, kuşku
    • "Aklınızda bir acaba kalmasın diye s&#;yledim."
ABADİ

Kelime Kökeni : Fars&#;a

  1. [isim] A&#;ık saman renginde, ipekten yapılan, yarı mat, kalınca bir t&#;r yazı k&#;ğıdı
KABAK
  1. [isim] Kabakgillerden, s&#;r&#;ngen g&#;vdeli, sarı &#;i&#;ekli, bir&#;ok t&#;r&#; olan bir bitki (Cucurbita)
    • "Kendi yarın cehennem olur gider, kabak bizim başımıza patlar." (Reşat Nuri G&#;ntekin)
  2. Bu bitkinin t&#;rlerine g&#;re yemeği ve tatlısı yapılan &#;r&#;n&#;
  3. Esrarkeşlerin kullandığı bir &#;eşit nargile
  4. Kabak kemane
    • "Siperin i&#;inde birka&#; nefer ayakta ileriye bakıyor, &#;b&#;rleri aşağı oturmuş konuşuyorlar, g&#;l&#;yorlar, t&#;rk&#; s&#;yl&#;yorlar, kabak &#;alıyorlar." (&#;mer Seyfettin)
  5. [sıfat] Ham, tatsız (kavun, karpuz)
  6. [sıfat] T&#;ys&#;z, dazlak
    • "Kaba kabak gibi tıraşlı!" (Halide Edip Adıvar)
  7. [sıfat] Dişleri aşınarak y&#;zeyi d&#;zleşmiş olan (taşıt lastiği)
  8. [sıfat] Bilgisiz, g&#;rg&#;s&#;z, kaba
  9. Kısa boynuzlu hayvan
ABANİ
  1. [isim] Genellikle sarık, boh&#;a, kundak ve yorgan y&#;z&#; yapımında kullanılan, zemini beyaz, &#;zerinde safran renginde nakışlar bulunan ipek kumaş
  2. [sıfat] Bu kumaştan yapılmış
    • "Yalnız sarı c&#;bbeli, abani sarıklı, peykede bağdaş kurmuş bir c&#;ce vardı ki onu tanımadı." (Halide Edip Adıvar)
ARABA
  1. [isim] Tekerlekli, motorlu veya motorsuz her t&#;rl&#; kara taşıtı
    • "Ve arabayı d&#;rtnala ileri s&#;rd&#;." (Haldun Taner)
  2. [sıfat] Bu taşıtın aldığı miktarda olan
    • "İki araba saman. Bir araba k&#;m&#;r."
BABA&#;
  1. [isim] Erkek k&#;mes hayvanlarının en iri ve yaşlı olanı
    • "Bir yıllanmış ağaca ana&#; derler, baba&#; demezler." (Burhan Felek)
ABAZA
SABAH

Kelime Kökeni : Arap&#;a

  1. [isim] Sabahleyin
    • "Havanın &#;ş&#;tecek kadar serinlemiş olmasına g&#;re sabah yakın." (Reşat Nuri G&#;ntekin)
    • "Bu koskoca şehirde a&#;lıktan &#;lecek değilim ya? Sabah ola hayrola. Bir &#;aresini bulurum elbet." (Orhan Han&#;erlioğlu)
    • "Akşama doğru birdenbire ağırlaştı. Altı saatten beri kendini bilmiyor. Sabaha &#;ıkmayacak." (Reşat Nuri G&#;ntekin)
    • "Hi&#; uyuyamadım. Her dakika gelip kaldıracaklar sanıyorum. Ama işte sabahı ettik." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Sabah ezanı
  3. Sabah namazı
  4. [zarf] G&#;neşin doğduğu andan &#;ğleye kadar ge&#;en zaman
    • "B&#;t&#;n ev işlerini sabah bitirdim."
MABAT

Kelime Kökeni : Arap&#;a

  1. [isim] Bitmemiş yazı, roman monash.pw arka, devam
  2. Kı&#;
TABAK

Kelime Kökeni : Arap&#;a

  1. [isim] Yiyecek koymaya yarar, az derin ve yayvan kap
    • "Kadın masaya tabak, kaşık koyuyor." (Aka G&#;nd&#;z)
  2. [sıfat] Bu kabın alacağı miktarda olan
SABAN
  1. [isim] &#;ift s&#;ren hayvanların koşulduğu demir u&#;lu tarım aracı
TABAN
  1. [isim] Ayağın alt y&#;z&#;, aya
    • "Her akşam gazete başına kırk para kazanmak i&#;in şehrin d&#;rt bir k&#;şesinden buraya kadar taban tepmek" (Reşat Nuri G&#;ntekin)
    • "Boyları bosları bile taban tabana zıttı." (Haldun Taner)
    • "Haydi bakalım, tabana kuvvet!"
    • "Sanki yerden taş aldığımı, hayır eğildiğimi g&#;rm&#;ş gibi tabana kuvvet ka&#;ıyor." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. &#;st&#; kapalı bir yerin gezinilen, ayakla basılan y&#;z&#;, tavan karşıtı
    • "En iyisi, &#;antayı da tabancayı da atıp tabanları yağlamaktı." (Tarık Buğra)
  3. Ayakkabının alt b&#;l&#;m&#;
  4. Kaide
  5. Bir şeyin en alt b&#;l&#;m&#;
  6. Değerlendirmede en alt derece
  7. Bir toplumu, bir kuruluşu oluşturan, y&#;netime katılmadan etkili olan kitle
    • "Partinin tabanının istekleri doğrultusunda"
  8. Temel, temel ilke, baz
  9. Bir ırmağın en derin olan orta yeri
  10. Dikey duran direk, &#;ubuk, seren monash.pw alt b&#;l&#;m&#;
  11. Bir cismin veya bir bi&#;imin y&#;ksekliğini &#;l&#;mek i&#;in aşağıdan yukarıya doğru başlama noktası olarak alınan y&#;zey veya &#;izgi, kaide
    • "Piramidin tabanı. &#;&#;genin tabanı."
  12. Tarlanın d&#;z ve verimli kesimi
  13. Kılı&#; vb. yapımında kullanılan iyi cins demir
BABAİ
ABALI
  1. [sıfat] Aba giymiş olan
  2. Yumuşak huylu, sessiz (kimse)
YABAN

Kelime Kökeni : Fars&#;a

  1. [isim] İnsan yaşamayan ıssız yer
    • "Kendini pek yabana atma. Olabilir ki bu kadın sana tutulmuştur." (Reşat Nuri G&#;ntekin)
  2. Issız yerde yaşayan veya yetişen canlı
    • "Yaban ke&#;isi. Yaban kedisi. Yaban sarımsağı."
  3. [sıfat] Issız
    • "Yalnız, yaban ormanda yaşayan yerliler bu zehrin ilacını bilirler." (Falih Rıfkı Atay)
  4. Yabancı, el, yerli halktan olmayan kimse
    • "Yerliler bize yaban derler ve aramıza katılmazlardı." (Falih Rıfkı Atay)
ABANA
RABAT
ABACI
  1. [isim] Aba yapan veya satan kimse
  2. Abadan giyecek yapan veya satan kimse
  3. [sıfat] Asalak
  4. Bedavacı
ABAŞO

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Gemiyi baştan veya kı&#;tan halatla karaya bağlama
  2. [sıfat] Alt, alttaki, aşağı
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü


Kelime Bulucu

İlgili Kelimeler

Kelime Listeleri


nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır