içinde alüminyum olmayan su markaları / One moment, please...

Içinde Alüminyum Olmayan Su Markaları

içinde alüminyum olmayan su markaları

Bu sular içilmemeli

Sağlık Bakanlığı’nın açıklamadığı kanser raporu, korkutucu sonuçlara işaret ediyor. Özellikle endüstriyel faaliyetlerden kaynaklı olarak, içtiğimiz sular da zehirli. Kocaeli’nde analiz edilen 106 su örneğinden yaklaşık yarısında alüminyum bulundu, yüzde 10’u sınır değeri aşıyor. Ergene Havzası’nda analiz edilen suların ise yaklaşık yüzde 42’si arsenikli ve bu değer Antalya’dan 15 kat fazla.

Bülent Şık, Cumhuriyet gazetesinde başlattığı yazı dizisini sürdürüyor.

İşte çarpıcı gerçekler…

Bu yazı dizisinin ilk iki bölümünde Sağlık Bakanlığı’nın 2011-2016 yılları arasında yürüttüğü “Kocaeli, Antalya, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli illerinde çevresel faktörlerin ve sağlık üzerine etkilerinin değerlendirilmesi projesi” hakkında bazı bilgiler vermiştim. Önceki yazılarda ağırlıklı olarak gıdalardaki sorunlara dikkat çekmiştim. Bu yazıda Sağlık Bakanlığı’nın Ergene Nehri Havzası’nda yer alan Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ illeriyle, Kocaeli ve Antalya ilinde sulardaki kimyasal kirleticileri tespit etmek için yapmış olduğu araştırmanın bazı sonuçlarına yer vereceğim.

Bakanlığın çalışmadan elde ettiği sonuçların Ergene Havzası’ndaki ve Kocaeli bölgesindeki kimyasal kirliliği çok net bir şekilde ortaya koyduğunu göstermeye çalışacağım.

Çalışmada sulara bulaşması muhtemel pek çok ağır metal kalıntısı araştırıldı. Hepsine yer verme olanağı yok bu nedenle sulardaki genel duruma işaret ettikten sonra, sularda sık rastlanan bir kirletici olan alüminyum ve nadir bulunması gereken arsenik kalıntılarına değineceğim sadece. Ama sulardaki kimyasal kirliliğin ne düzeyde olduğuna değinmeden önce meselenin gözden kaçırılmaması gereken başka bir yönüne dikkat çekeceğim.

Bir gezegende su yoksa hayatın gelişmesi mümkün değil. Yeryüzündeki hayatın ortaya çıkışı ve devamlılığı da su olmasa mümkün olmayacaktı. Uygarlık tarihi su krizine girdiği için yıkılan uygarlıklarla dolu.

KRİZ KAPIDA!

İklim krizi, doğadaki kimyasal kirlenme, nüfus artışı, orman ekosistemlerinin tahribi gibi günümüz uygarlığının güncel sorunları bir kez daha ciddi bir su krizine neden olacak gibi görünüyor. Uluslararası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) 3. Tahmin Raporu’na göre Türkiye önümüzdeki yıllarda ciddi kuraklık tehdidiyle karşı karşıya kalacak. Örneğin Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu’yu kapsayan bölgelerde yağışlar yüzde 20-50 oranı arasında azalacak. Üstelik zamanla artacak nüfus suya yönelik talebi daha da artıracak. Ancak bu tahminlere sulardaki kimyasal kirlenme dahil değil. Oysa nüfus artışı ve iklim krizinin doğuracağı su kıtlığı sorununun, sulardaki kimyasal kirlenme sorunuyla birlikte değerlendirilmesi gerekiyor. Kimyasal maddelerle kirlendiği için içilebilir olma özelliğini yitirmiş bir su varlığını tükenmiş, kullanılamaz bir varlık olarak görmek gerekir. Böyle bir durumda su kıtlığının yol açacağı sorunların çok daha şiddetli olacağı da açıktır.

TAŞIDIĞI ATIK DEBİSİNİN 6 KATI

Ülkemizde mevcut su varlıklarını dikkatle korumak gerekirken mevcut durum bunun tam aksinin yapıldığını gösteriyor. Kocaeli bölgesi ve Ergene Nehri’ndeki kirlenme bunun tipik bir örneği ve bu bölgeler ülkemizde yeraltı ve yerüstü sularının kimyasal maddelerle belki de en çok kirletildiği yerler. Ergene Nehri’ne sanayi tesislerinden boşaltılan atıklar nehrin doğal debisinin 6 katı. Her gün 240 bin metreküp kentsel kullanımdan açığa çıkan atık su da herhangi bir arıtma işlemi yapılmadan nehre boşaltılıyor. Ergene Havzası’nda 2000’den fazla sayıda sanayi tesisi var ve bu tesislerin yüzde 82’si Tekirdağ, yüzde 10’u Kırklareli, yüzde 8’i Edirne’de yer alıyor. Suların kirlenmesine neden olan en önemli sektörler tekstil, deri, kimya, gıda ve metal sektörleri. Endüstriyel kirliliğin fazla olduğu bir diğer bölge Türkiye’nin İstanbul’dan sonra ikinci büyük sanayi merkezi olan Kocaeli ili. Gerek Ergene ve gerekse Kocaeli kanser tartışmalarında sıklıkla gündeme gelen bölgeler.

ENDÜSTRİYEL ATIK

Araştırmada 1440 su örneği çalışıldı. Bu sularda tespit edilen bazı pestisitlere ve poliaromatik bileşiklere dün değinmiştim. Bu örneklerde ayrıca endüstriyel ve tarımsal faaliyetlerden sulara bulaşan arsenik, kurşun, kadmiyum, civa gibi ağır metallerin yanı sıra; alüminyum, antimon, bakır, baryum, berilyum, bizmut, çinko, demir, gümüş, kalay, kobalt, krom, manganez, molibden, nikel, selenyum, sezyum, stronsiyum, lityum, vanadyum ve talyum elementleri araştırıldı. Çalışma sonuçları endüstriyel faaliyetlerin çok sınırlı olduğu Antalya ili ile kıyaslanarak Ergene Havzası ve Kocaeli ilindeki kirlilik düzeylerinin endüstriyel faaliyetlerden açığa çıkan atıklardan kaynaklanıp kaynaklanmadığı anlaşılmaya çalışıldı.

YÜZ ÖRNEĞİN YARISINDA ALÜMİNYUM

Yukarıdaki grafikte bazı ağır metallerin analiz edilen her 100 su örneğinin kaç tanesinde tespit edildiğini gösteren bilgiler yer alıyor. Grafikte de görülebileceği gibi Ergene Havzası’nda yer alan illerde ve Kocaeli ilinde Antalya’ya kıyasla araştırılan elementlerin kalıntısına daha fazla rastlandığı açıktır.

Grafikteki bilgiler, Kocaeli’nde ve Ergene Havzası’nda yer alan illerde suların yaygın bir kirlenmeye maruz bırakıldığını söylüyor. Örneğin Antalya ilinden alınan 100 su örneğinin sadece 18’inde alüminyum kalıntısı çıkarken; Kocaeli’nden alınan örneklerde bu değer 56 olarak belirlenmiştir.

Burada doğal olarak akla gelecek soru suda bulunan kalıntı miktarlarının ne olduğu ve bir sağlık zararına yol açıp açmayacağıdır. Bir kimyasal maddenin zehirli etki gösterdiği miktarla bir başka kimyasal maddeninki aynı değil; her bir kimyasal madde farklı dozlarda zehirli etki gösteriyor. Dolayısıyla gıdalarda ve sularda bulunması muhtemel zehirli maddelerin sağlık zararlarına yol açmaması için hangi sınır değerleri aşmaması gerektiği araştırmalarla belirlenmektedir. Bu sınır değer maksimum kalıntı sınırı olarak adlandırılır. Bu sınırın aşılması sağlık sorunlarına neden olur. Maksimum kalıntı sınırını aşan kimyasal maddeleri içeren gıdaların ve suların yenmemesi veya içilmemesi gerekir. Örneğin içme sularında bulunması muhtemel zehirli maddelerden biri olan arsenik için sınır değer 1 litre suda 10 mikrogram (gramın milyonda biri) olarak belirlenmiştir. İçinde 10 mikrogramdan fazla arsenik bulunan sular içme suyu olarak kullanılamaz. Alüminyum için konulan sınır değer ise 200 mikrogramdır.

Antalya’nın 15 katı

ARSENİK MİKTARI SINIRLARI AŞMIŞ

Yukarıdaki grafik Antalya ilinden alınan su örnekleri ile Ergene Havzası’nda yer alan Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ illerinden alınan su örneklerindeki arsenik miktarlarını kıyaslamalı olarak gösteriyor. Grafiği iki ayrı grafiğin üst üste binmiş hali olarak görmeli. Mavi renkli kısım Antalya; kırmızı renkli kısım Ergene Havzası illerini gösteriyor. Kocaeli ilinden alınan su örneklerinden sadece birinde arsenik tespiti yapıldığı için elde edilen bu veri grafiğe konulmadı.

FARKI ORTADA...

Grafikte en solda yer alan mavi renkli kısım Antalya ilinden alınan 569 su örneğinden arsenik tespiti yapılan 20’sini (yüzde 3.5) gösteriyor. Grafiğin tam ortasından geçen çizgi 10 mikrogram olarak belirlenen aşılmaması gereken arsenik sınırını gösteriyor. Antalya ilindeki örneklerden sadece birinde arsenik miktarı maksimum sınır değer olan litrede 10 mikrogramı aşıyor. Grafikte kırmızı renkle gösterilen kısım ise Ergene Havzası’nda yer alan Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ illerini gösteriyor. Sadece görsel olarak bile farkın ne kadar büyük olduğunu görmek olanaklı.

Ergene’deki 3 ilden alınan 764 su örneğinin 316’sında (yüzde 41.4) arsenik tespit edildi ve bu değer Antalya’dan 15 kat fazla. Örneklerden 25’i (yüzde 3.3) sınır değeri aşıyor ve bu suların içme suyu olarak kullanılmaması gerekiyor. En çok arsenik tespit edilen iller Tekirdağ 140 örnek (8’i sınır değer aşımı); Kırklareli 74 örnek (13’ü sınır değer aşımı) ve Edirne 106 örnek (4’ü sınır değer aşımı) olarak belirlendi.

Ağır metaller kol geziyor

HEPSİ DE ENDÜSTRİ MERKEZİNDE

Alüminyum sulara yerkabuğundan, arıtma tesislerinde kullanılan alüminyum içeren bileşiklerden ve en çok da endüstriyel atıklardan bulaşıyor. Dünya Sağlık Örgütü alüminyumu suda sağlık için önem arz eden kimyasallardan biri olarak değerlendirmiş ve sularda bulunabileceği maksimum miktarı litrede 200 mikrogram olarak sınırlandırmıştır. Bu sınır değerin üzerindeki suların içilmesinin çeşitli sağlık sakıncaları doğuracağı düşünülüyor. Yukarıdaki grafikte analiz edilen sularda tespit edilen Alüminyum miktarları gösteriliyor. Grafik 3 ayrı grafiğin üst üste konmuş hali olarak görülmeli. Turuncu renkli kısım Kocaeli; ortadaki mavi renkli kısım Antalya ve en sağdaki kırmızı renkli kısım Ergene Havzası illerini gösteriyor.

İÇİLMEMESİ GEREK

Grafikte en altta yer alan ve başında 200 yazan çizgi aşılmaması gereken sınırı gösteriyor. Görülebileceği gibi gerek Kocaeli ilinde ve gerekse Ergene Havzası’ndaki sularda bulunan alüminyum düzeyleri endüstriyel faaliyetlerin çok zayıf olduğu Antalya iline kıyasla çok yüksek. Ergene’de analiz edilen toplam örnek sayısı 764; alüminyum tespiti yapılan örnek sayısı 181 (yüzde 24) ve litrede 200 mikrogram olan sınır değeri aşan örnek sayısı ise 29 (yüzde 3.8) olarak belirlendi.

Kocaeli ilinde analiz edilen örnek sayısı 106; alüminyum içerdiği tespit edilen su örneği sayısı 49 (yüzde 46) ve sınır değeri aşan örnek sayısı ise 10 (yüzde 9.4) olarak tespit edildi.

Her bir analiz örneği bir köy ya da mahalle bazında bir yerleşim noktasından alındı. Dolayısıyla sınır değerin aşıldığı yerlerdeki suların içme suyu olarak kullanılmaması gerekiyor.

Antalya ilinde ise analiz edilen 569 örnekten sadece biri alüminyum için belirtilen sınır değeri aşıyordu ve tespit edilen alüminyum düzeyleri genel olarak çok düşüktü.

Sonuç olarak Ergene Havzası’nda arsenik kirliliğinin; Kocaeli’nde ise alüminyum kirliliğinin daha yoğun olduğu elde mevcut kısıtlı bilgiyle bile söylenebilir.

Burada arsenik ve alüminyum üzerinden yapılan değerlendirmenin genel olarak diğer ağır metaller için de geçerli olduğu söylenebilir. Kocaeli ili ve Ergene Havzası’ndaki sularda gözlenen ağır metal kirliliği jeolojik bulaşmalarla açıklanamaz. Tarımsal ama özellikle endüstriyel faaliyetlerden kaynaklanan bir kirliliğin göstergesi olarak görülmelidir. Sağlık Bakanlığı’nın yürüttüğü çalışmada bölgedeki topraklardan, Ergene Nehri’nin değişik noktalarından, arıtma ve deşarj noktalarından alınan örneklerde de kirlilik tespiti çalışmaları yapılmıştır. Bu verilerin tamamının üst üste konulması çok daha doğru ve kesin bir bilgi sağlayacaktır.

Odatv.com

Sağlık ve Gıda güvenliği Hareketi'nin hazırladığı çok kapsamlı su analizi 14'ncü kez güncellendi. Su raporunda bulunduğu şehir, suda yer almaması gereken biyolojik, kimyasal, radyolojik değerler ile su da mutlaka olması beklenen mineral değerleri ve suyun PH'ını gösteren bölümlerden oluşuyor. Su markalarının bulunduğu kırmızı renkli bölüm, su da asla olması gereken tehlikeli maddelerin olduğunu gösterirken, yeşil bölüm ise mineral ve PH değerlerini gösteriyor. Bir su markasının 100 tam puan alabilmesi için PH düzeyinin 7-8,5 aralığında olması, suda biyolojik, kimyasal, radyolojik hiçbir kirleticinin olmaması ve mineraller ise belirlenen aralık değerlerinde olması gerekiyor. Bir marka en yüksek 100 puan alabilirken, eksi 25 bin değere kadar da gerileyebiliyor. Kirleticiler eksi puan almasına yol açtığı için suyun değerini düşürüyor. Sabit değer sıfır (0) kabul edilirken, mineraller ve PH, suyun değerini artırıyor. 

RAPOR 5 KISIMDAN OLUŞUYOR!

Su raporunda su markası, kaynağın bulunduğu şehir, suda asla olmaması gereken biyolojik, kimyasal, radyolojik değerler ile su da mutlaka olması beklenen mineral değerleri ve suyun PH’ını gösteren bölümlerden oluşuyor. Kırmızı renkli bölüm, su da asla olması istenmeyen tehlikeli maddelerin nispetlerini gösterirken, yeşil bölüm ise mineral ve PH değerlerini gösteriyor. 

NORMAL DEĞER KAÇ OLMALI? 

Bir su markasının 100 tam puan alabilmesi için PH düzeyinin 7-8,5 aralığında olması, suda biyolojik, kimyasal, radyolojik hiçbir kirleticinin olmaması ve mineraller ise belirlenen aralık değerlerinde olması gerekiyor. Bir marka en yüksek 100 puan alabilirken, eksi 25 bin değere kadar da gerileyebiliyor. Sabit değer sıfır (0) kabul edilirken, mineraller ve PH, suyun değerini artırıyor. Kirleticiler eksi puan almasına yol açtığı için suyun değerini düşürüyor. 

VERİLER NASIL ELDE EDİLİYOR? 

Gıda Hareketi yetkilileri Türkiye'de su analiz verilerini toplamanın çok zor olduğunu belirtiyor. Sağlık Bakanlığı ve su firmalarının veri erişimine izin vermediği belirtiyor. Bu yüzden bazı veriler hayli eksik, bazı firmalar verilerini Gıda Hareketi'ne düzenli gönderirken, bazıları ise ne sitelerinde yayınlıyor, ne de Gıda Hareketi'nin ısrarlı isteğine rağmen vermeye yanaşmıyor. Bazı markalar ise, su değerim yüksek çıkarsa bürokrasinin gazabına uğrarım endişesi taşıdığını belirterek raporlarını vermeye yanaşmıyor. 

ANALİZLERİ KİM YAPIYOR? 

Sularla ilgili hiçbir analiz yapmadıklarını veya aracılık etmediklerini belirten Gıda Hareketi yetkilileri, Su numunesini alan da, analizleri yapan da Sağlık Bakanlığı'nın illerdeki ilgili birimleri olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “Bu sadece bu resmi raporları bir araya getirerek tablolaştırıyoruz.” 

SON VERİLERDE DURUM NE? 

"Türkiye’de Sağlık Bakanlığı ambalajlı, suları ‘doğal mineralli kaynak su’, ‘doğal kaynak suyu’ ve ‘içme suyu’ olmak üzere üç kategoride ruhsatlandırıyor" diyen yetkililer, Doğal mineralli kaynak su, doğal kaynak suyu suların içimlerinden “kaynak” ibaresinden de anlaşılacağı üzere tabii kaynaklardan elde edilirken, içme suları ise sondaj yoluyla elde edilen suların işlenmesi sonrasında elde edilmiş sulardır. Bazı firmaların doğal kaynakları yetersiz ancak talep büyük. Bu durumlarda gayri resmi sondajlarla yeraltı sularını da bu sulara karıştırdığını bütün sektör kabul ediliyor. Hiçbir doğal kaynak hacim olarak firmaların piyasaya arzlarını karşılayacak durum da değil. Kapsamlı analizler arasındaki farklarla suyun karşım içerip içermediğini görmek mümkün olduğunu belirtiyor. 

RAPOR NE İÇERİYOR? 

“Bürokrasi ve vatandaşların kendisine sorması gereken en temel sorunun cıva, siyanür, arsenik, alüminyum gibi toksik maddeler içeren buna rağmen mineral bile ihtiva etmeyen suları sırf ambalajlı diye içmek ister misiniz, çocuğunuza, gebe eşinize, hastanıza içirmek ister misiniz” denilen açıklamada “Evet, ise sorun yok. Hayır, ise duyarlı olmaya mecburuz” denildi. 

EN GÜVENLİ MARKALAR HANGİLERİ?

Gıda Hareketi’nden yapılan basın açıklamasında "Doğal Mineralli Kaynak Suyu"nda 82,73 puanla Buzdağı, "Doğal Kaynak Suyu"nda 62,80 puanla Fuska,"İçme Suyu"nda ise 4,22 puanla Erpınar markası birinci sırada yer aldığı belirtilirken, üreticilere de şu çağrı yapıldı: 

“Firmalar kapsamlı analizler yaptırıp paylaşırsa, belki daha kaliteli ve daha temiz kaynaklarından da haberdar olabileceğiz. Bunun için de firmaları duyarlı olmaya ve verilerini paylaşmaya davet ediyoruz.” 

İŞTE O TABLONUN DETAYLARI!

TABLODA YER ALMAYAN, ANALİZ YAPTIRMAKTAN KAÇINAN ÜNLÜ MARKALAR!

İşte o tablo:

Su

Doğal kaynak suyu, hayatta kalmak için gerekli olan ve dünya üzerindeki tüm canlıları hayatta tutan bir besin kaynağıdır. Bu nedenle su kaynakları tüm canlılar için bir ihtiyaçtır. Doğal kaynak suları, doğal su olarak da bilinen ve doğrudan kaynağından alınan sulara denmektedir. Yani herhangi bir işlemden geçirilmeden tüketilirler. Bu sebepten dolayı da doğal kaynak suyu dünya üzerindeki en temiz sulardır.

Şişe sular, plastik ve cam benzeri şişelerde paketlenip satılan içme suyudur. Bu içme suları; kuyudan, madenden veya doğal kaynaklardan elde edilirler. Bu suların şişelenmesi, doğal kaynaklardan elde edilen temiz ve saf suya daha rahat erişebilmemizi sağlar.

Sitemizde yer alan ve doğal kaynak sularından elde edilmiş olan pet şişe su çeşitlerimizi, müşterilerimiz hizmetine sunuyoruz. İster tekli su olarak ister toptan pet şişe su olarak alabileceğiniz ürünler için sitemizin inceleyebilirsiniz. Bu kategori altında yer alan toptan Erikli su çeşitlerini veya daha fazlasını almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Toptan Pet Şişe Su Siparişinin Avantajları Nelerdir?

Toptan pet şişe su, su şişelerinin genellikle 6’lı, 8’li 12’li sayılarda toplu olarak satılmasına denir. Bu şekilde toptan su şişesi satın almak, birçok farklı yönden alıcısına avantaj sağlayabilir. Bu avantajlardan bazıları şunlardır:

  1. Ucuzluk: Ürünü tekli almak yerine toptan alırsanız, daha az para ödersiniz. Mesela tekli pet şişe su, toptan aldığınız pet şişelerden biraz daha pahalıya patlar. Bu yüzden de toptan almayı tercih ederek paranızın bir kısmını kurtarabilirsiniz.
  2. Ürün Fiyatı: Alacağınız ürünü toplu bir şekilde sipariş ettiğinizde fiyat daha fazla gibi gözükse de aldığınız ürün başına çok daha az bir para ödemiş olursunuz. Yani tek bir pet şişenin fiyatı, toptan alışverişinizde çok daha uygun bir fiyata satılır. Bu sayede daha fazla ürüne daha az para ödemiş olursunuz.
  3. Stok Durumu: Toptan alışveriş yapmanın en büyük avantajlarından biri aldığınız ürünün stoğu bitse bile ürünün sizin elinizde bulunuyor olmasıdır. Bu sayede ‘’Ürün elimde yok’’ veya ‘’Ürün tükendi’’ derdine düşmezsiniz.
  4. Piyasa Fiyatı: Toptan su satın aldığınız zaman, ürünlerin sayısı daha fazla olduğu için çok daha uzun bir süre kullanabilirsiniz. Bu da piyasadaki fiyat değişikliklerinden etkilenmemenize sebep olur.

Yukarıdaki maddelerden yola çıkarak toptan alışveriş yapmanın büyük avantajları olduğu söylemek çok yanlış olmaz. Çünkü özellikle maddi olarak alıcı için çok daha karlı bir seçenektir. Eğer siz de su şişesi almak ve bu avantajlardan faydalanmak istiyorsanız, sitemiz üzerinde toptan erikli su şişesi gibi pek çok toptan alışveriş seçeneklerimize göz atabilirsiniz.

Doğal Mineralli Su ile Doğal Kaynak Suyu Arasındaki Farklılıklar Nelerdir? 

Doğal mineralli su ile doğal kaynak suları arasındaki farkları kıyaslamadan önce, ikisinin de ne olduğunu açıklamamız gerekir.

Herhangi bir kimyasal işlem görmemiş, mineral bileşimini değiştirmeyen, bir veya birden fazla kaynaktan çıkan saf su doğal mineralli su olarak adlandırılır. Aynı zamanda birçok çevresel soruna karşı da korunma altına alınmıştır.

Doğal kaynak suyu ise, altında bulunan kaya oluşumları nedeniyle yerin alt katmanlarında biriken ve kaynak haline gelen sudur. Yeraltı kaynakları olarak bilinen bu sular, bir yerde toplanıp başka bir yerde kaynak oluştururlar. Kaynak suları, çok doğal ve ham oldukları için yer altı kaya ve minerallerini de içlerinde bulundururlar. Bu nedenle de güçlü bir tada sahiptirler.

Doğal mineralli su ya da ülkemizde kullanılan adıyla maden suyu ile doğal kaynak suyu arasındaki en büyük fark sahip oldukları mineraller bakımından farklı olmalarıdır. Yani mineralli sular, diğer su kaynaklarında olmayan minerallere sahip oldukları için daha farklı bir yapıya ve tada sahiptirler.

Yani maden sularını diğer sulardan ayıran özelliği içerdiği sıra dışı minerallerdir. Bu mineraller nelerdir diye merak ediyorsanız, aşağıdaki maddeleri inceleyebilirsiniz:

  • Bikarbonat
  • Sülfat
  • Klorür
  • Kalsiyum
  • Magnezyum
  • Florit
  • Demir
  • Sodyum

Yukarıdaki maddelerde yer alan bu bileşenler, maden suyunun içinde bulunan ve diğer su kaynaklarında bulunmayan minerallerdirler. Yani aralarındaki tat, koku, vitamin farkı bundan dolayıdır.

Bizsizeyeteriz ile Güvenli Su Alışverişi

Bizsizeyeteriz isimli web sitemizde, su ihtiyaçlarınızı güvenle karşılayabilir ve kalite farkını sitemize girdiğiniz andan itibaren hissedebilirsiniz. Dilediğiniz tüm su markalarına ulaşabileceğiniz web sitemizden güvenli bir şekilde alışveriş yapabilir ve aradığınız ürünlere kategori sistemimizi kullanarak rahatlıkla ulaşabilirsiniz.

Sitemizde yer alan pet su şişelerinin fiyatları alacağınız markaya, ürün sayısına ve alışveriş şeklinize göre değişebilir. Yani mesela pet şişe alırken toptan alışveriş yaparsanız, fiyatlar çok daha az olacaktır. Örneğin; tekli pet şişe almak yerine toptan erikli su şişesi alırsanız, daha karlı bir alışveriş yapabilirsiniz. Toptan alışveriş yapmayı düşünüyorsanız, bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Sitemiz Bizsizeyeteriz’in sunduğu çeşitli imkanlardan, indirimlerden ve uygun fiyatlı ürünlerden faydalanmak istiyorsanız, sitemiz üzerinde bulunan ürünleri inceleyebilirsiniz. Su alışverişinizle alakalı herhangi bir sorunuz varsa, Bizsizeyeteriz sitesinde bulunan iletişim bilgilerini kullanarak bizlere ulaşabilirsiniz.

Sıkça Sorulan Sorular

Günde Kaç Bardak Su Tüketilmelidir?

Yetişkin biri günde en az 8-9 bardak su tüketmelidir. Yaş, fiziksel aktivite, hava koşulları gibi etkenler bu miktarı etkileyebilir.

Neden Pet Şişe Tercih Edilmelidir?

Çeşme suları çoğu yerde denetime tutulmadığı için zararlı bileşenler içerirler. Bu sebepten dolayı da pet şişe suları içmek veya yemeklerde kullanmak için çok daha güvenli bir seçenek olur.

İçme Suyundaki Ph Değeri Ne Kadar Olmalıdır?

İçme suyunda bulunan ph değeri 7-8.5 aralığında olmalıdır. Bu aralık normal olarak kabul edilir ve ülkemizde bulunan markaların çoğuna uygulanan standart bu şekildedir.

En İyi Su - En İyi 10 İçilebilir Su Markası [2021]

Kimyasal birleşimi 2 hidrojen ve 1 oksijenden oluşan su, canlı organizmaların hayatta kalabilmek adına oksijenden sonra en temel ihtiyacıdır. Yetişkin bir insanda su vücut ağırlığının ortalama % 60-75’ini oluşturur. Aşırı sıvı kaybı veya vücutta hayati fonksiyonları yerine getirmek için gereken sıvı miktarının alınamamasına dehidrasyon denir. Dehidrasyon kaybedilen sıvı miktarına göre hafif, orta ve şiddetli olmak üzere 3 başlık altında incelenir. İnsan vücudunda bulunan suyun sadece % 4'ünün kaybı dehidrasyona, % 15'lik bir sıvı kaybı ise ölümcül sonuçlara neden olabilmektedir. Su vücutta neredeyse tüm metabolik faaliyetlerin gerçekleştirilebilmesi, enerji üretimi, hücre içi madde alınımı, vücut içi toksik maddelerin atılması, yapım ve yıkım olayları gibi hayati fonksiyonların gerçekleştirilebilmesi için gerekli olduğundan, uzmanlar günlük su tüketimine dikkat çeker.

İnsan sağlığı için oldukça önemli olan suyun kaynağı yeraltı ve yüzey suyudur. İçme ve kullanma suyu olarak 2'ye ayrılan suyun, insani tüketim amaçlı kullanıma uygunluğunu belirlemek amacıyla dikkat etmemiz gereken parametreler vardır. Örneğin vücutta kasların kasılıp gevşemesi, enerji üretimi,vücudun su ve elektrolit dengesinin sağlanması, kemik ve diş sağlığı gibi önemli işlevleri bulunan minerallerin alınması gerekir. Su içeriğinde kalsiyum,  magnezyum, demir, nitrat, flor, çinko ve sodyum bulunduğundan doğal bir mineral kaynağıdır.

İnsani tüketim amaçlı suların kalite standartları doğrudan insan sağlığına etki etmesi nedeniyle önemlidir. Marka değeri bulunan ve tüketilen birçok firma sağlık bakanlığından teknik ve hijyenik açıdan yeterli puanı alamayarak şaşırtan sonuçlarla karşılamamıza neden olmuştur. İçme suyu tercih ederken dikkat edilmesi gerekenleri ve en iyi su ile alternatiflerini derlediğimiz makalemizden inceleyebilirsiniz.

En İyi Su ve Alternatifleri - Karşılaştırma Tablosu [2021]

MarkaSu KaynağıÜretim YeripH
1. Buzdağı (En İyi Su)
Doğal Mineralli SularGeyve/Sakarya7,6
2. BeyyabDoğal Mineralli SularÇankırı7,4
3. FuskaKaynak SularıSapanca/Sakarya7,5
4. AtlantisKaynak SularıPınarbaşı/Kayseri8,03
5. SultanKaynak Sularıİnegöl/Bursa 7,14
6. TekirKaynak SularıBor/Niğde7,59
7. TaşkestiDoğal Mineralli SularMerkez/Bolu7,9
8. JavsuDoğal Mineralli SularKızılcahamam/Ankara7,63
9. MunzurKaynak SularıOvacık/Tunceli8,11
10. CansuKaynak SularıÇilimli/Düzce7,1

1. Buzdağı: En iyi Su

Sağlık bakanlığı onayı ve analiz sonuçlarıyla Buzdağı markası, en iyi su üreten firma olarak öne çıkıyor. Doğal mineralli suları tüketicinin hizmetine sunan Buzdağı, teknik ve hijyenik şartları sağlayarak onay almış en iyi su markası olarak öne çıkıyor.

2. Beyyab

Sağlık bakanlığından yeterli puanı alarak tüketicinin takdirini kazanan su markası olan Beyyab, yapılan analizler sonucunda hem doğal mineralli oluşu hem de tüketiciye temiz ve kaliteli su satışa sunması nedeniyle listede ikinci en iyi su olarak yer almakta.

3. Fuska

Sapanca bölgesinde tesisi bulunan ve 17 yıllık tecrübesi ve kaliteli üretimiyle sağlık bakanlığı onayı alan Fuska su Reina adıyla uluslararası pazarda da yer alır. Standartlara ve yönetmeliklere uygun bir şekilde Sapanca dağlarından gelen su ile insan kaynaklı kirlenmeden uzak temiz üretim yapan Fuska su, yapılan analizler ışığında kendini kanıtlamıştır.

4. Atlantis

Toros dağlarından gelen doğal kaynak sularını teknolojik yeniliklerden de faydalanarak kalite standartlarına uygun bir şekilde tüketiciye sunan Atlantis su, sağlık bakanlığından yeterli puanı alarak sektördeki tecrübesini kanıtlar nitelikte çalışan firmalar arasında yerini almıştır.

5. Sultan

Sultan içecek grubunun tüketiciye sunduğu hizmetlerden biri olan sultan su, yapılan analizler sonucunda güvenilir sular arasında yerini almıştır. Sultan su Türkiye'nin ilk su dolum tesisleri arasında yer almasının yanı sıra çeşitli yerli içeceklerin üretiminde de başarısını kanıtlamıştır.

6. Tekir

Kaynağı Toros dağlarının Şekerpınarı olan Tekir su, Tekir içecekler grubunun doğal kaynak suyunu tüketiciye sağlıklı bir şekilde ulaştıran ve maden suyu sektöründe de yer alan firmadır. ilk 10 sıralamasında 6.'ıncı olan Tekir su bilinen birçok markanın aksine hijyenik ve teknik koşulları sağlayarak sağlık bakanlığından onay alabilen sular arasındadır.

7. Taşkesti

Doğal kaynağı nedeniyle içerdiği mineralleri sağlığa faydalı olan ve alkali su sınıfına giren Taşkesti su, yapılan analizler sonucunda kaynaktan tüketiciye temiz ulaştırılabilen sulardan olduğu görülmüştür. Taşkesti su doğal mineral yapısı, sağlığa faydalı alkali pH değerinin yanı sıra cam şişelerde satışa sunulur. Pet şişelerde ambalajlanan suların aksine cam ile ambalajlama yaparak sağlığa verdiği önemi artırdığı da gözlenebilir.

8. Javsu

Standartlara uygun görülen ve kaynağı doğal mineralli sular olan Javsu, Ankara Kızılcahamam'dan üretim ve dağıtım yapan ve tüketici memnuniyeti gözeten ulusal ve uluslararası birçok üretim ve kalite belgesine sahip firmadır.

9. Munzur

Munzur su, Munzur dağlarından gelen doğal kaynak suyudur. Tunceli ilinin Ovacık ilçeside kalite standartlarına uygun bir şekilde ambalajlanarak türketiciye sunulur. Munzur suyu yüksek pH değeri nedeniyle alkali su sınıfına girer ve sağlığa faydalıdır.

10. Cansu

Diğer sulara kıyasla sağlık bakanlığından düşük not alsa da kalitesi ve içme suyuna uygunluğu denetlenmiş ve kanıtlamış su olan Cansu, Düzcenin Çimli ilçesinde bulunan tesisine Kaplandede dağlarından sağlık bakanlığı onaylı antibakteriyel borularla suyu taşıyarak, el değmeden polikarbondan oluşan farklı ölçülerdeki damacanalara dolum yaparak tüketiciye ulaştırır.

Bilinen Markaların Durumu

Bilinen markalar analiz sonuçlarında alt sıralarda yer almaktadır. Ticari kaygılar veya başka sebeplerle bilinen markaların su kalitesi bugün beklenenden düşüktür. Bu markaları da ekstra bir tabloda verelim.

Aşağıdaki tabloda bilinen markalar, üretim yerleri ve pH değerleri verilmiştir. Ancak sadece pH değerleri kaliteli su değerlendirmesi için yeterli değildir. Yapılan analizlerde başka birçok kimyasal değerler dikkate alınmaktadır .

MarkaSu KaynağıÜretim YeripH
1.Erikli
Kaynak SularıKestel/Bursa7,9
2. Nestle Pure LifeKaynak SularıKestel/Bursa7,58
3. SırmaKaynak SularıOrhaneli/Bursa7,54
4. DamlaKaynak SularıPınarbaşı/Kayseri7,97
5. KırkpınarKaynak SularıŞile/İstanbul6,7
6. CeysuKaynak SularıKonyaaltı/Antalya7,99
7. Nuh SuKaynak SularıAğrı7,74
8. HamidiyeKaynak SularıEyüp/İstanbul6,64
9. SakaDoğal Mineralli SularHendek/Sakarya8,2
10. GürpınarDoğal Mineralli SularGölcük/Kocaeli6,67

En İyi Su Satın Alma Rehberi

Dünyanın yaklaşık olarak %70'i su ile kaplı olmasına rağmen tatlı su oranı %3 civarındadır. Oldukça düşük olan tatlı suyun büyük bir kısmı buz kütlesi halinde bir kısmı kutuplarda bir kısmı ise dağlık alanlardadır. İçilebilir su tatlı sulardır. Tatlı su kaynakları yer altı suları, kaynak suları, akarsular, göl ve göletlerdir. Günümüzde su kısıtı gibi bir problem ile karşı karşıya kalmamız nedeniyle tatlı su kaynakları oldukça önem kazanmıştır.

Ambalajlı sular genellikle doğal mineralli sular, kaynak suları veya işlenmiş içme suyu olarak geçen arıtılmış sulardır. Ambalajlı suların sağlık bakanlığı tarafından yapılan analizler sonucunda, insani tüketim amaçlı sular hakkında yönetmelikte geçen teknik ve hijyenik şartlara uygunluğunu ve kalite standartlarını baz alarak satışa sunulmasına izin verilir. İnsani tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmeliği kaynak suları, içme suları ve içme-kullanma sular ile ilgili hükümleri kapsar. Ayrıca doğal mineralli suların takibi ve kontrolü içinde ayrıca resmi gazetede yine aynı isimle bulunan yönetmelikte, bu suların teknik ve hijyenik şartlara uygunluğu denetlenmekte.

İçilebilir Su Satın Alırken Nelere Dikkat Edilmeli?

İçilebilir suların kalite standartlarına uygunluğu fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik analizler ile belirlenir. İçilebilir sularda dikkat edilen bu parametrelerin güvenli aralıkta olması insan sağlığına doğrudan etki etmesi nedeniyle oldukça önemlidir. Sağlık bakanlığı iznini satın alacağınız su etiketi üzerinde bulunan ruhsat ve tarihinden anlayabilirsiniz. Sağlık bakanlığı gereken denetimleri yapsa dahi tüketici dikkati bu konuda hayati önem taşıyor. Ambalajlı su satın alırken su üzerinde emniyet bandının bulunmasına, ambalaj üzerinde su kaynağının yazılmasına, kapak üzerinde bulunan son kullanım tarihi ile seri numarasına, suyun fiziksel görüntüsünün renksiz ve berrak olmasına, etiket üzerinde bulunan su analiz değerlerinin tamamının bulunması ve ambalaj kapağının hava ve su sızdırmayacak şekilde imal edilmiş olmasına dikkat edilmelidir.

Ambalaj Üzerinde Bulunan Analiz Sonuçları Ne Anlama Gelir?

Ambalajlı suların etiketi üzerinde gösterge parametreleri bulunur. Bu parametreler su ile ilgili yapılan analizler sonucunda kalite ve hijyen bilgisi veren önemli bir noktadır. Gösterge parametreleri alüminyum, amonyum, klorür, C.perfringens, renk, iletlenlik, pH, demir, mangan, tad, koku, oksitlenebilirlik, sülfat, sodyum, bulanıklılık, 22 °C'de koloni sayımı, koliform bakteri ve TOC (toplam organik karbon)'dur.

Gösterge Parametrelerinin Sağlığa Etkileri

İçilebilir sularda kalite değerlendirmesi, gösterge parametreleri ile yapılır. Gösterge parametrelerini detaylı olarak inceleyelim,

1. pH

pH hidrojen iyonunun etki değeridir. 1-14 aralığında değer alır. pH değeri 1-6 aralığı asitliği, 7 nötrlüğü, 7-14 aralığı ise bazik yani alkali olma durumudur. Vücudumuzda tüm metabolik faaliyetlerin gerçekleştirilmesi uygun pH ile sağlanabilir. Örneğin böbreklerde taşı oluşumunun engellenmesi, vücutta oluşan ödemlerin atılması ve ödem oluşumunun engellenmesi, vücudu toksinlerden arındırma, cilt sağlığı, sindirim sistemi sağlığı ve hücre yenilenmesi gibi vücudumuzdaki faaliyetlerin çoğu uygun pH'de gerçekleşir. İçilebilir sularda istenilen pH değeri alkali veya nötr olan 7-9 aralığıdır. Ancak alkali sular sağlığımız için daha uygun olduğundan uzmanlar 7,5-8,5 aralığında pH değerine sahip suların tüketimini tavsiye ederler.

2. Mineraller

Alüminyum, amonyum, sülfat, sodyum, demir, mangan gibi minerallere vücutta kan basıncı, kalp ritmi, sıvı dengesinin korunması ve kas işlevleri gibi birçok faaliyetin düzenli olarak gerçekleştirilmesi için ihtiyaç duyarız. Bu nedenle de içilebilir sularda vücudumuz için gerekli olan minerallerin uygun miktarlarda bulunması gerekir.

3. Tad, Koku, Bulanıklılık

İçme suların tatlarının kötü olmasına neden olabilecek etkenler aşırı miktarda demir, mangan, potasyum, sodyum, çinko ve klorür gibi organik maddelerdir. Demir,mangan gibi organik maddeler, genelde çıktığı bölgenin kayaç yapısına bağlı olarak yeraltı sularında bulunabilmektedir. Bu nedenle içilebilir sularda bulunması gereken organik madde miktarına sınır getirilmiştir.

Sularda bulanıklılığa askıda katı maddeler neden olur. Askıda katı maddeler kum, kil, silt, karbonat, demir, mangan, mikroorganizmalar ve boyutları gözle görülebilen canlılardır. Organik madde miktarları, mikroorganizmalar, mineral konsantrasyonu, suya karışan kimyasallar gibi suda kokuya neden olabilecek birçok etken vardır. İçme suyunda kötü tat, kötü koku ve bulanıklılığın sağlığa zararlarının yanı sıra estetik açıdan da oldukça rahatsız edici bir durum olduğu söylenebilir.

4. Mikrobiyolojik Analizler

Ambalajlı sular doğal mineralli sular, kaynak suları ve işlenmiş sular olarak 3 sınıfta incelenmektedir. Su bulunduğu kaynakta insan veya hayvan dışkısı nedeni ile kirlenebilmekte. Bu nedenle sudaki kirliliği belirlemek amacıyla mikrobiyolojik analizler yapılır. Mikrobiyolojik analizlerde gösterge parametre olarak koliform grubu bakteriler kullanılır. Bunun nedeni ise koliform grubu bakterilerin çoğu zaman dışkı kaynaklı olmasıdır. Analizi yapılan sularda koliform grubu bakteri saptanması halinde suyun dezenfekte edilmesi gerekir. Yani işlenmiş sularda koliform bakteri analizi suyun doğru bir şekilde dezenfeksiyonunun sağlanıp sağlanmadığını gösterir.

Ambalajlı Suların Sağlığa Zararı Var mı?

Sağlık bakanlığı tarafından onaylanan işlenmiş suları tüketiyorsanız sağlığınıza herhangi bir zararı olmayacaktır. Ancak analizleri yapılmayan kontrolsüz bir şekilde satılan sular insan sağlığını tehdit eder. Bazı sularda yüksek miktarda toksik madde, kanserojen etkili zehirli maddeler, sağlığa zararlı mikroorganizmalar ve yüksek miktarda zehirleyici etki yapan nitratlar bulunur. Bu suların tüketimi kronik rahatsızlığı bulunan hastalarda ve çocuklarda ölümlere dahi sebep olabilmektedir.

Plastik ambalajların uzun vadede sağlığa zararlı olduğuna dair çalışmalar bulunmaktadır. Bugün bazı Türk bilim insanları da ambalajlı sular dahil plastik ambalajların uzun vadede zararlarının olduğunu belirtmektedir.

Bu yüzden imkanlar dahilinde cam şişe kullanımına gayret etmenizi tavsiye ediyoruz.

Ambalajlı Suların Saklama Koşulları

Ambalajlı sular serin, güneş almayan, temiz ve kokusuz yerlerde muhafaza edilmelidir. Kullanılırken ambalajın kapağı açık bırakılmamalıdır.

En İyi Su Nasıl Olmalıdır

İnsan sağlığına zararı bulunmayan içilebilir güvenli sularda hastalık yapan patojenik mikroorganizmaların bulunmaması gerekir. Patojenik mikroorganizmalar insanda enfeksiyonel hastalıklara neden olur. Bu hastalıklar ciddi rahatsızlıklara ve ilerleyen durumlarda ölümlere neden olabilmektedir. Emniyetli sular, insan sağlığına zarar verebilecek zehirli maddeleri bulundurmamalı, renksiz ve temiz görünmeli, tadı uygun olmalı, tuz bulunmamalı, kokusuz olmalı, bulanık, kireçli ve korozif olmamalıdır.

İçilebilir sular doğrudan insan sağlığına etki ettiğinden, suda tat, koku ve bulanıklılığın uygun olması gerekir. Sağlık bakanlığı ambalajlı olarak satışa sunulan sular için gereken analizleri yapan, teknik ve hijyenik şartları sağlayan su markalarını kontrol eder. Bu nedenle su satın alırken, ambalaj üzerinde etiket bulunması ve etiket içeriğinde yazması gereken analiz sonuçları ve üretim izinlerini kontrol etmemiz gerekmektedir.

En iyi su ve alternatiflerini değerlendirdiğimiz bu yazımızda, "Buzdağı" markası içilebilir en iyi suyu üreten firma olarak öne çıkmakta.

İncele10 Yazar Kutusu Profil Görselimiz

Doğrudan satın alma önerileri ile hayatı kolaylaştırıyoruz. Sonuçları kolayca karşılaştırabilmeniz için araştırmacılarımız, bağımsız incelemeler için her gün yeni ürünler seçiyor.

Reklamsız. Sadece gerçek testler.

Tek yapmanız gereken en iyiler arasından seçim yapmak.

LinkedIn




nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır