ikinci elden kaynak ne demek kısaca / Tarih DOĞRU biçimde nasıl araştırılır? | Soru & Cevap - Evrim Ağacı

Ikinci Elden Kaynak Ne Demek Kısaca

ikinci elden kaynak ne demek kısaca

Arşiv Bağlantısı

Aslında birinci elden kaynaklar da tam olarak güvenilir olamayabiliyor. Örnek olarak; Eski Doğu Tarihi Dersinde hocamız Hitit - Mısır savaşını anlatırken, Mısır kaynaklarının savaşı Mısırın kazandığını kaydettiğini ancak yapılan anlaşmaya göre asıl kazananın Hititler olduğunun görüldüğünü söyledi. Hititler'in o savaşla ilgili olan kaynakları kayıp. Ancak Mısır kaynaklarının başka şekillerde de yanlış bilgi verdiklerini bildiklerinden dolayı savaşı Hititler'in kazandığını kabul ettiklerini söyledi. Anlatmak istediğim birinci veya ikinci el her türlü kaynak eleştiri süzgecinden geçirildikten sonra kullanılmalı. Günümüzde zaten bu tür kaynakların çoğunun eleştirileri yapıldı. Bu araştırmacılara büyük kolaylıklar sağlayacaktır.

646 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Yazar Yok. Yavuz Ercan - Tarih Araştırmalarında Yöntem Ve Teknik. (21 Aralık 2019). Alındığı Tarih: 21 Aralık 2019. Alındığı Yer: Bağlantı

    Tarih Kaynakları ve Kullanımı

    Tarih bilimi kaynaklardan beslenir. Kaynaklara dayanmayan varsayımlarla ya da ön görülerle tarih yazılması mümkün değildir. Kuramsal Tarih düşüncesi ancak bir tez olarak ortaya atılabilen kaynakların Neden-Nasıl'cı bakış açısıyla derlenmesiyle mümkün olur. Bunun yanında tarih, usulü bakımından bilgi veren her şey kaynak olmayabilir. Bir argümanın kaynak olabilmesi için bazı niteliklere sahip olması gerekir. Buradan hareketle kaynakları şu şekilde iki kategoride değerlendirebiliriz;

    Birinci Elden Kaynaklar (Ana Kaynaklar) ve İkinci Elden Kaynaklar.

    Ana Kaynaklar, incelenen olayın yaşandığı devirde bir esere ya da bir malzemeye dayandırılan kaynaklardır. Tarihçilerin en çok önem verdiği kaynaklar birinci elden kaynaklardır ve diğer kaynakların önüne geçerler. Bu tür kaynaklar, genellikle olayın içerisinde bulunan, tanık olan ya da yakından takip eden kişilerin kaleme aldığı kaynaklardır. Bunun yanında bu devirde yapılmış mimari bir eser de ana kaynak olarak değerlendirilebilir.

    İkinci Elden Kaynaklar ise incelenen olayın yaşandığı devire yakın tarihte ana kaynaktan yararlanılarak meydana getirilmiş kaynaklardır. Örneğin Osmanlı Vak'anüvistlerinin eserlerinden bir bölümü, ana kaynaklardan istifade edilerek kaleme alındığında ikinci elden kaynak statüsüne girerler. Kimi zaman ana kaynağın bulunamaması durumunda ikinci elden kaynaklar, içerdiği verilerin güvenilirliğine göre birinci kaynak muamelesi görebilirler. Örneğin Mehmet Neşri'nin Kitab-ı Cihannüma eseri, kendisinden önceki Aşık Paşazade'ye dayanır. Dolayısıyla Aşık Paşazade birinci elden kaynak statüsündedir.  Ancak Osmanlı Tarihçileri Mehmet Neşri'nin eserini birinci kaynak olarak dikkate alma eğilimindedirler. Birinci elden kaynakların yetersiz kalması durumunda ikinci elden kaynaklardan istifade etmek tarihçilerin uyguladığı genel yöntemdir diyebiliriz. Kimi durumlarda kıyaslama yapabilmek için her iki kaynakta çapraz okumayla birbiri ile karşılaştırılarak doğru sonuca ulaşılmaya çalışılır.

    Yukarıda belirtilen argümanlardan istifade edilerek ortaya konan çalışmaya Araştırma denilmektedir. Ortaya konan araştırmalar diğer araştırmalara ilham olabilir ve yol gösterebilir. Ancak bir konuda yapılan bir araştırma kaynak haline gelemez. Örneğin İsmail Hakkı Uzunçarşılı'nın büyük önem taşıyan Osmanlı Tarihi ansiklopedisi, tarihçiler için sıkça başvurulan bir eserdir. Ancak bu eseri bir kaynak olarak değerlendirmek doğru değildir. Söz konusu kaynaklar ışığında ortaya konan bir araştırmadır ve diğer araştırmalar için yol gösterici olabilir. Ancak tek başına bir kaynak olma özelliğine sahip değildir.

    Kaynakların Sınıflandırılması; Tarih yazımında kullanılan kaynaklar şekli, cinsi ve mahiyeti bakımından kategorilere ayrılırlar. Bu kaynakları aşağıdaki kategorilerde değerlendirebiliriz.

    Sözlü Kaynaklar

    Toplumların belli bir disipline tabi olmaksızın kulaktan kulağa naklettikleri, kimi zaman yazılı da olabilen ancak yazarı çoğunlukla anonim olan kaynaklardır diyebiliriz. Bu kaynaklar ekseriyetle toplumların yaşayış şekillerini, kültürlerini, teoloji ve mitolojilerini, korkularını ve temennilerini ifade etmekte, kimi durumlarda ise toplum nezdinde etki oluşturan belli bir olayı konu edinmektedir. Sözlü kaynakları tasnif edecek olursak aşağıdaki başlıklarla karşılaşırız.

    1) Efsaneler ve Mitler (Mytos): Halk edebiyatı olmakla birlikte genellikle hayal ve gerçeğin iç içe geçtiği anlatımlardır. Bu kaynaklar tarihi hemen her çağına dair bilgi, tahayyül ve algı oluşturmakta fayda sağlayabilirler. Kısaca kategorize edecek olursak;

    - Tarihi kişiler, yerler ya da olaylarla ilgili olanlar,
    - Dini konular ve yaradılış ile ilgili olanlar,
    - Olağanüstü varlıklarla ilgili olanlar,
    - Doğa ve çevreyle ilgili olanlar.

    Efsaneler uzun zaman aralıkları içerisinde meydana gelirler ve toplumların tarih serüveni içerisinde tekrar tekrar uyarlamalardan geçebilirler. Anadolu, bu tür efsanelerin en yaygın olduğu coğrafya ve kültürlerden birisi olarak öne çıkar. Efsaneler, toplumların hayal dünyalarında geliştirdikleri sanal gerçekliktirler diyebiliriz. Kimi durumlarda gerçeğin süslenmiş ve abartılmış senaryolarla önümüze koyulmasını sağlayabilirler. Mitler, efsaneler gibi ortaya çıkmakla birlikte efsanelerden farklı olarak gerçekten uzaktırlar. Ancak toplumların çevrelerine, sosyal münasebetlerine, zihin dünyalarına ve maneviyat kapsamında ki inanışlarına dair önemli ipuçları edinmemizi sağlayabilirler.

    2) Hikayeler: Ekseriyetle gerçek bir olaya dayanan mizansen anlatımlardır. Efsanelerden farklı olarak içerisinde zaman ve mekan bilgisi barındırırlar. Kimi hikayeler bu bütünlükten uzak olabilirler, ancak tarihçiler içerisinde zaman ve mekan bütünlüğü barındıran hikayeleri kaynak olarak kullanmayı tercih edebilirler.

    3) Destanlar: Tarihçiler için zayıf bir kaynak olarak kullanılsalar da sözlü kültürün en yaygın öğelerindendir. Genellikle kahramanlık ve metafizik unsurları konu edinen destanlar dikkatli tahlillerle zayıf bir kaynak olarak dikkate alınalibilir.

    4) Tarihi Şiirler: Belli bir tarihi olayı toplum nezdinde hatırlanır kılmak ve anmak için toplumlar tarafından üretilen edebi eserlerdir. İçerdikleri bilgiler bakımından tarihi şiirler birer kaynak olabilme özelliğine sahiptir. Türk, Moğol, Arap ve Germenler bu tür tarihi kalıntılara sahip toplumlar olarak öne çıkarlar.

    5) Menkıbeler: Kültürlerin ve toplumların manevi, dini ya da teolojik hikayeleri menkıbe olarak ele alınır. Menkıbeler metafizik unsurları barındırabildiği gibi belli bir kişinin dini unsurları referans alınarak ortaya çıkmış kısa hikayelerdir diyebiliriz. Örneğin Hacı Bayram Veli, Hacı Bektaş Veli gibi isimlerin menkıbeleri Osmanlı Tarihinde en çok karşımıza çıkan örneklerdir.

    6) Fıkralar ve Atasözleri: Toplumların belli bir olayı hatırlanır kılmak için ürettikleri en zekice yöntemlerden biridir. Toplumların, fertlerine bir şeyleri eğlenerek öğretme yöntemi olarak dikkat çeken fıkra ve atasözleri kimi zaman abartılı, mantığa aykırı ya da gerçek dışı olabilirler. Ancak bu göreceli gerçek dışılık bir gerçekliğe atıfta bulunduğundan mahiyeti dikkate alınarak tarihi bir kaynak olarak değerlendirilebilirler. Örneğin Nasreddin Hoca'nın fıkrası, Yoğurdun Türkler tarafından geliştirildiğine dair bir kaynak niteliği taşır.

    Yazılı Kaynaklar

    Yazılı hale getirilmiş ve tarih bilimi açısından kaynak niteliği taşıyan argümanlar yazılı kaynak sınıfına girerler. Yazılı kaynaklar yazılışlarına, üretim kaynaklarına, ulaşım ve koruma durumuna göre farklı kategoriler altında değerlendirilirler.

    1) Arşivler: Doğrudan devletler tarafından üretilen yazılı kaynakların yine devlet tarafından muhafaza edildiği yerler arşivlerdir. Tabi devletler dışında özel kişi ve kurumların ürettikleri belgelerin saklandığı arşivlerde bulunabilir ve bunlarda kısmen tarihi kaynak niteliği taşıyabilirler.

    1-A) Belgeler: Devletlerin resmi faaliyetlerini yansıtan kanun, tüzük, ilam, karar,uluslararası yazışmalar, v.b. amaçlarla ürettiği ve ortaya koyduğu metinlerdir. Bu metinler önceleri halka açık değildi ancak herkese açık hale getirildikten sonra tarihçiler tarafından kaynak olarak kullanılmaya başlandı.

    1-B) Çizili ve Görsel Malzeme: Harita, Plan, Kroki, Fotoğraf ve Resimler tarihçiler için fevkalade önemli kaynaklardır. Eski İstanbul hakkındaki çizimlerden Osmanlı Dönemindeki haritalara kadar pek çok kaynak tarihçiler için önemli argümanlar olmuştur.

    1-C) Görüntülü ve Sesli Malzeme: Fotoğraf, Ses Kaydı, Video, v.b. malzemeler tarihçiler için rasyonelliği bakımından çok önemli kaynaklardır.

    2) Kütüphaneler: Ana Kaynak ya da İkinci Elden Kaynak niteliği taşıyan pek çok eser Kütüphanelerde yazma ya da matbu eser olarak kütüphanelerde saklanırlar. Bu eserler şu şekilde sınıflandırılır;

    2-A) Vakayinameler (Kronikler): Olayların yıllara göre yazımı olan Vakayinameler batı literatüründe Kronik olarak karşımıza çıkarlar. Osmanlı döneminde resmi görevli olan Vakanüvisler, olayları tarih sıralamasına ve tarihlendirerek kaydederler. Bu kayıtlar tarihçiler için büyük önem arz etmektedir.

    2-B) Takvimler, Yıllıklar: Olayların birebir gününe göre tutulduğu eserlerdir. Vakayinameler gibi kayıt disiplinine sahip olmakla birlikte birebir günlük olarak tutulmuş olmaları Takvim ve Yıllıkları ayrıca önemli hale getirirler.

    2-C) Şecereler (Geneoloji): Kısaca aile tarihleridir diyebiliriz. Kişilerin soyları ağaç dalları gibi disiplinli bir şekilde anlatılır. Araplarda çok zengin olan bu gelenek Osmanlı döneminde de kullanılagelmiştir ve tarihçiler için kaynak olma özelliği taşır.

    2-D) Biyografiler: Belli bir kişinin hayatını kaleme alan eserlerdir. Hükümdarlar, vezirler, önemli komutanlar, v.b. tarihsel öneme sahip şahsiyetlerin hayat hikayelerini anlatan biyografiler, tarihçiler için önemli bir kaynaktır.

    2-E) Hatıralar: Doğrudan kişinin kendi kaleme aldığı ya da kişinin kaleme aldıklarından derlenen eserler Birinci Elden Kaynak sınıfına girdikleri için büyük önem taşırlar.

    2-F) Seyahatnameler: Gezginlerin gezilerinde kaydettikleri bilgilerden oluşan seyahatnameler tarihçilerin sıkça başvurduğu önemli kaynaklardandır.

    2-G) Süreli Yayınlar: Günlük, Haftalık, Aylık, Yıllık gibi belli bir disiplinle belli tarihlerde basılan ve yayınlanan yazılı kaynaklardır. Örn. Dergi, Gazete, Resmi Bülten, v.b. Bu tür yayınların Avrupa'da ki ilk örneği Avrupa'da 1609 yılına (Acta Publica), Osmanlı'da 1828 yılında Mısır (Vak'a-i Mısrıyye) ve 1831 yılında İstanbul'dur (Takvim-i Vakayi). Açık ve resmi yayınlar olması münasebetiyle tarihçiler için önemli birer kaynaktırlar.

    3) Arkeolojik Buluntular, Müzelerdeki Eserler: Tarihi eser niteliği taşıyan materyaller, belli bir dönemin anlaşılması için önemli ipuçları barındırırlar. Bu nedenle Müzelerde muhafaza edilen Arkeolojik Buluntular gerek Antropolojik, gerek kültürel gerekse siyasal pek çok bilgi barındırabilirler.

    3-A) Mimari Örnekler: Han, Hamam, Antik Kent kalıntıları, höyük, v.b. pek çok yerleşim kalıntısı kimi zaman üzerlerinde bulunan yazılar kimi zaman ise toplumsal verilerin analiz edilebilmesini sağlaması bakımından önemlidirler. Anadolu'da Hitit, Selçuklu, Beylikler Dönemi gibi evrelerin aydınlatılmasında önemli rol oynamışlardır.

    3-B) Nekropol Kalıntıları: Kurgan, Anıt, Lahit Mezarlar, v.b. ölü gömme alanlarında elde edilen veriler de sosyal doku, inanç ve geleneklerin tespiti noktasında pek çok veriye ulaşmaya imkan tanır. Kimi zaman semboller ve kabartma resimlerle bezenen bu tür alanlar tarihçiler için önemli birer kaynak durumundadır.

    3-C) Paralar: Paralar, ekseriyetle resmi birer kalıntı muamelesi görürler. Üzerlerinde hükümdarların isim ve ünvanları ile genellikle basılış tarihleri bulunur. Bu veriler kronolojik sınıflandırma açısından da önem arz eder.

    3-D) Arma, Mühür ve Madalyalar: Devlet erkinin resmi unsurları olduğundan tıpkı paralar gibi üzerlerinde bulunan bilgiler münasebetiyle pek çok önemli veriye ulaşmak mümkündür.

    Kaynakların Kullanılması

    Teknik imkanların artması ve bilişimin sağladığı imkanlar münasebetiyle kaynaklara ulaşım kolaylaşmış ve çeşitliliği ile tarihçilere önemli faydalar sağlamıştır. Gerek internet kaynakları gerekse bilişim teknolojilerinin sağladığı imkanlarla kullanımı kolaylaşan nesnel kaynaklar (Kütüphane, Arşiv, v.b.) doğru kullanım ve değerlendirme becerisi ile faydalı bir araç haline gelecektir. Bu noktada dikkat edilmesi gereken hususlar şu şekildedir;

    1) Kütüphaneler: Yazılı kaynakların bulunduğu disiplinli ortamlardır. Elbette tarihçilerin en çok istifade ettiği kaynaklardan biridir. Ancak kütüphane kullanımı doğru yöntem, usul ve metodolojiyle verimli olur. Bu nedenle önce kütüphanecilik sistemini ve kütüphane türlerini bilmek, tanımak gerekir. Kütüphaneler temelde üçe ayrılır; Resmi, Halka Açık ve İhtisas Kütüphaneleri.

    Resmi Kütüphaneler akademisyenlerin ve özel izinli kişilerin kullanımına tahsis edilen adeta bir devlet dairesi gibidir. Kitaplar raflardan gelişi güzel değil değil talep üzerine muhafaza edildiği alanlardan istenerek kullanılabilir. Örn. Türk Tarih Kurumu Kütüphanesi.

    Halka Açık Kütüphaneler hemen herkesin istifade edebileceği birer açık bilgi ortamıdır. Resmi kütüphanelerde olduğundan daha esnek ama yine de kural ve kaidelerine riayet edilerek kullanılabilecek alanlardır. Bu kütüphanelerin devlet tarafından kurulmuş olanları olduğu gibi vakıf ve şahıs kütüphaneleri de olabilirler. Örn. Millet Kütüphanesi.

    İhtisas Kütüphaneleri genel olarak kaynakların bir arada bulunduğu değil belli bir konuda kaynakların bulunduğu kütüphanelerdir. Burada ilgili konu üzerindeki kaynaklardan oluşan kitaplara ulaşmak mümkündür. Örn. Süleymaniye Kütüphanesi.

    Bibliyografyalar araştırmacıların araştırma konusuna ait kaynakları tespit edebilmesini sağlayan önemli araçlardır. Hangi konuda, hangi kitapların hangi kütüphanelerde bulunduğunu, hangi konuda hangi makalenin hangi akademik yayınlar aracılığıyla yayınlandığını Bibliyografya yayınları ile tespit etmek mümkündür. Bu konuda Türkiye Bibliyografyası başlıca başvuru kaynağı durumundadır (http://bibliyografyalar.mkutup.gov.tr)

    Kataloglar ise bir kütüphanedeki kaynakların tasnifi amacıyla oluşturulur. Kütüphanelerde çalışmak için Katalog kullanımı bilmek zaruridir. Kataloglarda Dewey Onlu sistem kullanılır. Bu sisteme göre bilim dallarına tanımlanan numaralar izlenerek kaynaklara ulaşmak mümkündür. Örneğin 000-099 genel konuları ihtiva eder. 900-999 aralığı Tarih Kitapları için kullanılır. Türk Tarihi eserlerinin numarası 956'dır. Bu sınıflandırmanın alt numaralandırmaları da vardır. Örneğin 956.01 İslam Öncesi Türk Tarihi, 956.07 Osmanlı Tarihi, 956.08 Cumhuriyet Tarihi kitaplarına tanımlanmıştır. Kataloglardan kitap taraması yapmak için bu sınıflandırmaya hakim olmak ve doğru kullanmak gerekmektedir.

    2) Arşivler: Devletlerin resmi yazışmalarından oluşan, tarihçiler için Birinci Elden Kaynak niteliği taşıyan eserlerin saklandığı resmi kurumlardır. Tarihçiler için başlıca birinci el kaynak durumunda olan Osmanlı Arşivi'nde bugün 150 Milyon'dan fazla belge bulunmaktadır. Osmanlı Devleti, 18. Yüzyılın ortalarından itibaren (3. Mustafa Dönemi) devlet belgelerini koruma altına almıştır. Osmanlı Döneminde arşivler yoğunlukla Defter usulü ile muhafaza edilmekteydi. Örneğin Devletin Siyasi, Hukuki, Asayiş ve Nizamı ile ilgili kararlar Divan-ı Hümayun defterlerinde tutulurken, maliye ile ilgili bilgiler Bâb-ı Defterî adlı defterlerde bulunurdu. Bugün Osmanlı Arşivinde 300 Binden fazla defter bulunmaktadır. Arşivler, çok sayıda evrakın bulunması dolayısıyla sabır ve kararlılık gerektiren bir çalışma ister. Zira bir belge her zaman olması gereken yerde bulunmayabilir. Osmanlı Devrinde bürokrasinin çoğalması dolayısıyla Dosya Usulü Evrak sistemine geçilmiştir. Tanzimat dönemi sonrasında çağdaş arşivcilik gelişmeye başlamıştır ve yalnızca defter tutma yönteminin yanında evrak arşivlenmesine de başlanmıştır. Böylelikle devlet kurumları yeni tekniklerle kendi arşivlerini tutmaya başlamıştır. Diğer taraftan Cumhuriyet Dönemi sonrasında da arşiv çalışmaları mevcuttur. Bugün Cumhurbaşkanlığı, TBMM, Dışişleri Bakanlığı, v.b. kurumlar kendi arşivlerini bulundurmakta ve idame ettirmektedir.

    3) İnternet: Kullanımının kolay ve efektif olması İnternet'i önemli bir araç haline getirirken kullanım disiplinin olmayışı ve bilgi kirliliği gibi nedenlerden ötürü de mahsurlu yönleri söz konusudur. Ayrıca ulaşılan bilginin silinmesi/değiştirilmesi gibi ihtimaller nedeniyle internet üzerindeki içeriklerin kaynak olarak kullanılmaları mümkün görünmemektedir. Her halükarda önemli ve faydalı bir araç olarak kullanılan internet ile kaynaklara ulaşmak, ulaşılan kaynağı doğrulamak suretiyle alıntı yapılan kaynağa erişilen tarih ve saatin belirtilmesi de gereklidir.

    Tarih Kaynakları Birinci Elden ve İkinci Elden Kaynaklar Olarak İkiye Ayrılır

    Tarihtek kaynaklar iki ana kategoriye ayrılabilir:

    • Birinci Elden Kaynaklar veya Ana Kaynak : Olayın gerçekleştiği dönemden kalan her türlü kaynak (yazı, eser , yapıt, yazt vb.. ). Örneğin Orhun yazıtları gibi yazıtlar, her türlü devlet evrağı (tutanaklar, maliye kayıtları, mahkeme kararları vb..) birinci el kaynaktır (TBMM cerideleri, Osmanlı Kadı sicilleri). Evliya Çelebi'nin seyahat kitabı gibi seyahat kitapları birinci kaynak kabul edilebilir
    • İkinci Elden Kaynaklar : Olayın gerçekleştiği zamandan sonra oluşan veya devrin kaynaklarından (birinci elden kaynak) yararlanılarak oluşturulmuş kaynaklar. Örneğin tarihçiler tarafından derlenen kitaplar (örneğin Reşidüddin'in Cami-ut Tevarih kitabı,   Şecere-i Türkî kitabı Ebu'l Gazi Bahadır Han), Olayın kahramanları tarafından sonradan yazılan anılar (Mustafa Kemal Atatürk'ün Nutuk'u, Kazım Karabekir'in Birinci Dünya Savaşı Anıları kitabı)

    TARİHİN KAYNAKLARI Tarih hakkında bilgi edinilmesini sağlayan malzemeler kaynaklardır. Ancak her bilgi sağlayan malzeme kaynak özelliği göstermez. Bir malzemenin kaynak olarak adlandırılması için şu özelliklere sahip olması gerekir; 1) Kendi devrinde ortaya getirilmiş olması 2) Devrine yakın bir dönemde ve devrinin kaynaklarından istifade edilerek ortaya çıkarılmış olması gerekmektedir. Birinci kısımda belirtilen özelliğe sahip kaynaklara ana kaynaklar denir ve araştırmalarda önemli bir yer tutar. Bir olayın anlatımında kişinin bizzat kendi ele aldığı, anlattığı, ortaya koyduğu eserlerdir. Yazıt, abide, kitabe, devlet arşivleri gibi eserler buna örnektir. İkinci kısımda açıklanan özelliklerdeki kaynaklara birinci elden kaynaklar denir. Ana kaynak bulunmadığı durumlarda önem arz ederler. Ana kaynak ve birinci elden kaynağın da bulunmadığı durumlarda birinci elden kaynak kullanılarak ortaya konulan kaynaklar, ikinci elden kaynaklar olarak adlandırılır. Bu gibi durumlarda sözü edilen kaynaklar önem kazanır1. Kaynakların Sınıflandırılması Kişinin naklettiği kaynaklar dil ile yani sözlü (şifahi), yazı ile (tahriri), veya resim ile (görsel) şeklinde olur. A.SÖZLÜ (ŞİFAHİ) KAYNAKLAR Kendisinin ya da başkasının başından geçenleri manzum ve mensur, ağızdan ağıza söylenerek, hikâye tarzında aktarılması bilinen kaynakların en eski şeklidir2. Sözlü ürünlerin tarihte kullanılacak güvenli kaynak olmaları için doğru ve usulüne uygun şekilde dönemine göre değerlendirilmeleri gerekir. Sözlü malzemenin güvenilir olması buna bağlıdır3 . 1.Tarihi Şiirler Şiir, bütün toplumlarda uygulanan ve dinî ritüellerde kullanılmış, müzik ile etkileşerek günümüze kadar gelen en kadim edebî ürün kabul edilir. Manzum şekilde yazılan bu eserler hafızada uzun süre yer edinirler ve dönemi hakkında bilgi veriler. Örneğin Alp-Er Tunga ağıtı, Yemen, Bağdat türküleri4. 2.Tarihi Destanlar 1 Mübahat Kütükoğlu, Tarih Araştırmalarında Usul, Kubbealtı Neşriyat, İstanbul 1998, s.18. 2 Zeki Velidi Togan, Tarihte Usul, Enderun Kitapevi, İstanbul 1985, s.39. 3 Ali Çelik, “Tarih Araştırmalarında Sözlü Kaynakların Önemi ve Fıkralardan Tarihi Öğrenmek”, Milli Folklor, S.52, 2001, s.82. 4 İsmail Durmuş, “Şiir”, TDV İslam Ansiklopedisi, İstanbul 2010, C.39, s.158. İlkel ve popüler bir anlatı çerçevesinde oluşan hayal ürünü ya da gerçek mitolojik kahramanların serüvenlerini şiir ve şarkı ile müzik aleti eşliğinde anonim edebi eserlerdir5. 3.Tarihi Efsaneler Bu eserlerde olağanüstülük başlı başına hâkim unsur olarak, onlarla örülü hikâyelerdir ve gerçek hayat tasviri içine sıkıştırılmıştır6. 4.Tarihi Hikâyeler Çeşitli kahramanlıkların ve olaylarının olağan olduğu sözlü eserlerdir. Meddahlar tarafından kullanılarak halka aktarılmıştır. Mahalli ve yaygın olarak ikiye ayrılırlar. Sonradan yazıya geçirilerek tarihi kaynak olarak devirlerin genel durumundan okuyucuya bilgi verebilen eserlerdir7. 5.Tarihi Mitler Çok Tanrılı inanışın hâkim olduğu dönemlerde ortaya çıkan mitler (mitos) de bir nevi efsane olarak sayılabilir fakat gerçeklerden uzaktır8. 6.Tarihi Menkıbeler Menkıbeler şahısların hayatlarında ortaya konan kerametleri, yaşadıklarını, evrene bakışlarını içeren eserlerdir. Yapısına bakıldığında menkıbelerin öznesi kutsal kişilerdir. Dinî şahsiyetin bedensel olarak bu dünyada yaşadığı düşünülen durumda başına gelen olaylar ile ilgili bir anlatıdır9. 7.Fıkralar ve Atasözleri Toplum hakkında önemli bilgilere sahip olmakla birlikte ulusal varlıklardır, ruha işleyen bir etki taşıyarak inandırıcı ve kutsaldırlar10. B.YAZILI (TAHRİRİ) KAYNAKLAR Öncesi sözlü olmayıp, yazıdan meydana gelmiş eserlerdir. Özellik itibariyle sözlü kaynaklardan daha değerli ve güvenilirdir. Arşiv kaynakları ve kütüphane kaynakları olarak incelenir11. 1.Şecereler 5 Öcal Oğuz, “Destan Tanımı ve Eski Türk Destanları”, Milli Folklor, 2004, S.62, s.6. 6 Mübahat Kütükoğlu, a.g.e, s.19. 7 Tuncer Baykara, Tarih Yazma ve Araştırma Metodu, IQ Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul 2017, s.54-56. 8 Zeki Velidi Togan, a.g.e, s.42. 9 Gürol Pehlivan, “Dini Şahsiyetler Hakkında Oluşan Anlatılar”, Milli Folklor, 2009, S.83, s.92. 10 Ömer Asım Aksoy, “Atasözleri, Deyimler”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten, TDK Yayınları, Ankara 1988, s.132. 11 Tuncer Baykara, a.g.e, s.58-59. Şecere tutmak eki bir gelenektir. Osmanlı devletinde de kullanılarak padişahın, vezirlerin, şeyhülislamların ve memurların listeleri tutulmuştur. Daha ziyade Doğu toplumlarının âdetidir12. 2.Vekayinameler Bu eserler Osmanlı devletinin kronik denilen kayıtları Vakanüvislere yazdırmasıdır. Kendi zamanına ait kayıtlarını kapsadığı için önemlidir13. 3.Takvimler Doğrultmak, düzeltmek; değerini belirlemek anlamlarına gelir. Terim olarak “bir olayın belli bir başlangıca göre akıp giden zaman içerisindeki yerini, boyutlarını verme” ve “bunu veren belge” demektir. Yıl, ay, gün sayısı ve gün adı şeklinde belirlenmiştir.14. 4.Otobiyografi/Biyografi Bir kişinin kendisi hakkında tercüme-i hal şeklinde kaleme aldığı hayatı ve yaşadıkları hakkındaki bilgilere otobiyografi denir. Atatürk’ün Nutuk eseri bir örnektir. Aynı işlem bir başkası tarafından gerçekleşirse biyografi olur15. 5.Hatıralar Kişinin kendisinin yaşadıklarını aynen nakletmesidir. Taraflı tutum, abartma gibi unsurlar barındıracağından dolayı kaynak olarak kullanılırken dikkat edilmesi gerekir. Bilge Kağan, Babürname bilinen en eski örneklerdir16. 6.Seyahatname Kişi farklı ve değişik bir mekânda bulunduğunda gözlemlerini anlattığı eserlere denir. Bu kişilere de seyyah denir. Evliya Çelebi Seyahatnamesi en bilinen örnektir17. 7.Süreli Yayınlar Zamana bağlı olarak çıkarlar. Gündelik, haftalık, aylık, yıllık olarak çıkabilirler. Günlük çıkan gazeteler önemli kaynaklar arasındadır. Ancak yazarı taraflı kaleme alırsa görüş değişikliği olabilmektedir. Haftalık ya da aylık çıkan süreli eserlere mecmua denir ve daha çok sanat, edebiyat alanlarına hitap eder. Yıllık çıkanlar salnamelerdir. Resmi bilgi verirler18. C.GÖRSEL KAYNAKLAR 12 Nebi Bozkurt, “Şecere”, TDV İslam Ansiklopedisi, İstanbul 2010, C.38, s.403. 13 Bekir Kütükoğlu, “Vekayiname”, TDV İslam Ansiklopedisi, İstanbul 2012, C.42, s. 457. 14 Necati Akgür, “Takvim”, TDV İslam Ansiklopedisi, İstanbul 2010, C.39, s.487-488. 15 Zeki Velidi Togan, a.g.e. , s.52-59. 16 Mübahat, Kütükoğlu, a.g.e, s.24. 17 Zeki Velidi Togan, a.g.e, s.59. 18 Tuncer Baykara, a.g.e. , s.62-64, 70. Bu eserler müzelerde ve binalarda korunan her türlü kalıntılardır19. 1.Kitabe, Abide ve Heykel Gerek dikiliş amacı olsun gerekse sanat bakımından çok şey ifade eden bu eserler bir hatıra ya da olayı yaşatmak ve gelecek nesillere aktarılması açısından önemlidirler20. 2.Lahidler, Mezar Taşları Bulunduğu yerde kişi ve toplum açısından önemli bilgiler verebilir. Sanat ve mimari unsurlar bulundurabilir, yerleşim yeri incelenmesinde kullanılabilir kaynaklardır21. 3.Madalyalar Tarihi olayı kanıtlamak ve başarıları ödüllendirmek adına kaynak görevi görür22. 4.Paralar Basıldığı dönem ve devlet ile ilgili çok fazla bilgi verirler. Paranın maddesi ekonomik durum ile ilgili, darp tarihi, hükümdarın ismi ve imzası bakımından önemlidir23. 5.Arma ve Mühürler Devlet hâkimiyet simgelerinden biridirler ve dönem tarihçileri için faydalı kaynaklardır24. 19 Mübahat Kütükoğlu, a.g.e, s.26. 20 Tuncer Baykara, a.g.e, s.59. 21 Mübahat Kütükoğlu, a.g.e, s.26. 22 İbrahim Artuk, “Madalya”, TDV İslam Ansiklopedisi, Ankara 2003, C.27, s.301. 23 Ali Akyıldız, “Para”, TDV İslam Ansiklopedisi, İstanbul 2007, C.34, s.163. 24 Mübahat Kütükoğlu, a.g.e. , s.26-28. KAYNAKÇA\BİBLİYOGRAFYA Akgür, Necati, “Takvim”, TDV İslam Ansiklopedisi, İstanbul 2010, C. 39, s.487- 490. Aksoy, Ömer Asım, “Atasözleri, Deyimler”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten, TDK Yayınları, Ankara 1988, s.131-166. Akyıldız, Ali, “Para”, TDV İslam Ansiklopedisi, İstanbul 2007, C.34, s.163-166. Artuk, İbrahim, “Madalya”, TDV İslam Ansiklopedisi, Ankara 2003, C.27, s.301- 302. Baykara, Tuncer, Tarih Yazma ve Araştırma Metodu, IQ Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul 2017. Bozkurt, Nebi, “Şecere”, TDV İslam Ansiklopedisi, İstanbul 2010, C.38. Çelik, Ali, “Tarih Araştırmalarında Sözlü Kaynakların Önemi ve Fıkralardan Tarihi Öğrenmek”, Milli Folklor, S.52, 2001 s.79-86. Durmuş, İsmail, “Şiir”, TDV İslam Ansiklopedisi, İstanbul 2010, C.39, s.158- 161. Kütükoğlu, Bekir, “Vekayıname”, TDV İslam Ansiklopedisi, İstanbul 2012, C.42, s.457-461. Kütükoğlu, Mübahat, Tarih Araştırmalarında Usul, Kubbealtı Neşriyat, İstanbul 1998. Oğuz, Öcal, “Destan Tanımı ve Eski Türk Destanları”, Milli Folklor, 2004, S.62, s.5-7. M Pehlivan, Gürol, “Dini Şahsiyetler Hakkında Oluşan Anlatılar”, Milli Folklor, 2009, S.83, s.88-96. Togan, Zeki Velidi, Tarihte Usul, Enderun Kitapevi, İstanbul 1985.

    nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır