iltizam politikası / İltizam Sistemi Nedir? Osmanlı'da İltizam Sistemi Hakkında Bilgi

Iltizam Politikası

iltizam politikası

İltizam Sistemi Nedir? Osmanlı'da İltizam Sistemi Hakkında Bilgi

Haberin Devamı

İltizam sistemi Osmanlı Devleti'nin temelini oluşturan sistemlerden bir tanesi olarak ön plana çıkmaktadır. Buna göre iltizam sistemi Osmanlı Devleti'nde devlet gelirleri ile ilgili olan bir sistemdir.

İltizam Sistemi Nedir?

Osmanlı Devleti içerisinde birbirinden farklı sistemler bulunmaktaydı. Bu sistemler ise devletin temelini oluştururdu. Ekonomi, askeri ve eğitim alanında oluşan bu sistemlerin farklı görevleri bulunuyordu. Özellikle iltizam sistemi Osmanlı Devleti'nde devlet gelirleri ile ilgili olan bir sistem olarak öne çıkmaktaydı. Osmanlı Devleti'nde vergi toplanması için kullanılan iltizam sistemi büyük bir öneme sahipti.

İltizam sistemi sayesinde vergiler de kolay ve hızlı bir şekilde toplanabilirdi. Osmanlı Devleti'nde uygulanan iltizam sistemi günümüzün vergi sistemi olarak bilinmektedir. İltizam sistemine göre devlete ait olan gelirlerin de bir kısmı belli bir bedel karşılığında kişilere dağıtılırdı. Bu da sonrasında o kişilerden vergi olarak toplanabilirdi. Burada amaç vergi toplama işinin kişilere verilmesidir. Bu sayede daha fazla gelir elde edilebilirdi.

Haberin Devamı

Osmanlı Devleti'nde uygulanan iltizam sisteminde vergi toplanmasını üstlenen kişilere de mültezim denilirdi. İltizam sistemi sayesinde mültezimler vergileri daha kolay ve hızlı bir şekilde toplayabilirler.

Osmanlı'da İltizam Sistemi Hakkında Bilgi

Osmanlı Devleti'nde yer alan iltizam sistemi aslında bir vergi sistemidir. İltizam sistemine göre vergi toplanması mültezimler tarafından yapılırdı. Bu sistem sayesinde vergiler de çok kolay bir şekilde toplanabilirdi. İltizam sistemi sayesinde vergiler de hem hızlı hem de doğru bir şekilde toplanabilmiştir. Bu iltizam sistemi sayesinde devletin gelirleri de önemli bir ölçüde artış göstermiştir.

Osmanlı Devleti'nde iltizam sisteminde yer alan mültezimler sayesinde vergiler toplanırdı. Bu nedenle vergi toplanması sırasında devlet de vergi toplamak için ayrıca uğraşmak zorunda kalmamıştır. Vergi toplama iş ve işlemleri hem hızlı hem de çok kolay bir şekilde yapılmıştır. İltizam sistemi sayesinde vergiler peşin alındığı için bu dönemlerde devletin kasasına da nakit para girişi olmuştur. İltizam sistemi sayesinde Osmanlı Devleti'nde ekonomi daha canlı bir hale gelmiştir.

Haberin Devamı

Osmanlı Devleti'nde İltizam Sistemi Neden Kaldırıldı?

Osmanlı Devletinde uzun bir süre iltizam sistemi devam etmiştir. Son derece başarılı bir vergi toplama sistemi olan iltizam sistemi sayesinde Osmanlı Devleti'nde önemli bir ekonomik kalkınma da sağlanmıştır. İltizam sistemi Osmanlı Devleti'nde Padişah 2. Mahmut döneminde kaldırılmıştır. Osmanlı Devleti'nde uzun zamandır kullanılan iltizam sistemi zamanla kontrolden çıkmıştı. Bu nedenle Padişah 2. Mahmut döneminde iltizam sistemi olarak adlandırılan vergi sistemi kaldırılmıştır.

Başlarda oldukça kolay bir şekilde uygulanan iltizam sistemi zamanla kontrolden çıkmaya başladı. iltizam sistemini kontrol etmek de zorlaştı. İltizam sisteminin sonlarına doğru vergi toplamakla yükümlü olan mültezimler bulundukları bölgede vatandaşlardan zorla ve miktar olarak daha fazla vergi toplamaya başladılar.

Haberin Devamı

Vergisini ödeyemeyen vatandaşlar ise topraklarını bırakarak gitmeye başladı. Başlarda çok beğenilen iltizam sistemi sonlara doğru yapısını da bozmaya başladı. Vergi yükü ile zor duruma düşen halkın hayatı olumsuz etkilendi. Bu durumun öğrenilmesinin ardından iltizam sisteminden vazgeçilerek bu sistem de ortadan kaldırılmış oldu.

Günümüzdeki vergi sisteminin temelini oluşturan iltizam sistemi ilk uygulamaya konulduğu yıllarda ekonominin kalkınmasını sağlarken sonraki yıllarda vatandaşın omzuna yük olmaya başladı. Bu durum vatandaşlar arasında olumlu karşılanmadı. Dolayısı ile iltizam sistemi de uzun zaman sonra ortadan kaldırıldı.

İLTİZAM SİSTEMİ NEDİR?

Osmanlı İmparatorluğu'nda uygulanan mukataa sistemi içinde bir gelir toplama yöntemidir. Benzer yöntemler eski çağlardan beri farklı devletlerde kullanıldı ve kullanımı yüzyıl başlarına kadar devam etti. Osmanlı İmparatorluğu'nda iltizam yönteminin ilk kez ne zaman ortaya çıktığı bilinmemekle birlikte erken döneme ait uygulamalara II. Mehmet (ö. ) döneminde rastlanır. yüzyılın sonlarından itibaren devlet işletmeleri ve vakıflar tarafından daha yaygın şekilde tercih edilmiştir. yılından itibaren ise "malikane" adı verilen uzun süreli iltizam uygulaması ortaya çıkmıştır. 

Mukataa sisteminde tek bir gelir kalemi, bir bölgedeki çok sayıda gelir kalemlerinin tamamı veya bazıları bir araya getirilerek bir gelir bölgesi/birimi oluşturulurdu. Maden ve darphane gelirleri, gümrük gelirleri, bir bölgeden toplanacak arazi ve şahıs vergileri, arazi ve dükkan kiraları ve vergileri, tuzla gelirleri, dalyan gelirleri, ham iplik ve kumaş üretimi ve ticaretinin farklı aşamalarında oluşan vergi gelirleri mukataa biriminin konusunu oluşturabilirdi. Mukataa bölgesi/birimi kapsamındaki vergiler maktu, emanet veya iltizam yöntemlerinden biri ile toplanabilirdi ve bunlar arasında geçiş olabilirdi. Maktu yönteminde (ber vech-i maktu) vergi toplayacak ve vergi ödeyecek iki taraf arasında senelik belirli bir nakdi veya ayni miktar üzerinde anlaşmaya varılır ve üzerinde anlaşılan miktar peşin veya bir kısmı peşin kalanı taksitler halinde ödenebilirdi. Emanet yönteminde ise (ber vech-i emanet) eğer vergi gelirlerini devlet hazinesi topluyorsa emin unvanı verilen bir devlet görevlisi görevlendirildiği süre boyunca belirli vergi gelirlerini toplardı. Eğer vergi gelirleri bir vakıf kurumu adına toplanacak ise vakıf görevlisi olan vergi toplama memurları (cabi) ve katipler vergi gelirlerini toplar, vakfa teslim ederdi. 

İltizam yönteminde ise (ber vech-i iltizam) süresi bir ile üç yıl arasında (tahvil) değişen bir sözleşme ile gelirlerin toplanmasını girişimciler üstlenir ve bu kimselere mültezim adı verilirdi. Vergi gelirlerinin toplanması işi açık artırma ile en yüksek miktarı öneren mültezime bırakılırdı. Mültezim şahsına ve ödemeyi üstlendiği miktara kefil gösterir, talebini ve teklifini bir arz belgesi ile iletirdi. Bu arz üzerine bir tezkire veya telhis yazılır ve bu iltizam talebnameleri defterlere kaydedilirdi. Birden fazla mültezim birlikte (ber vech-i iştirak) gelirleri toplama işini üstlenebilirdi. Mültezim mükelleflerden kanunlarla belirlenmiş vergileri toplayabilirdi. Zorla fazla vergi toplaması halinde şikayet ve teftiş üzerine mültezime bırakılan yetkiler geri alınabilirdi. Mültezimin topladığı toplam gelir ile yaptığı sözleşme uyarınca ödeyeceği miktar arasındaki fark onun karını oluştururdu. Mültezimler başka girişimcilerle alt sözleşmeler yaparak mukataa bölgesini/birimini bölebilir ve vergilerin toplanmasını bu girişimcilere devredebilirdi. Sözleşme devlet ile şahıs, kurum ile kurum, kurum ile şahıs, şahıs ile şahıs arasında düzenlenebilirdi. Sözleşmede belirlenen miktarın (asl-ı iltizam) bir kısmı peşin ve kalanı taksitler halinde veya tamamı taksitler halinde ödenebilirdi. Ödemelerle ilgili bu düzenlemeler sözleşme metninde (iltizam şartnamesi) yer alırdı. Mültezim ödemekle yükümlü olduğu miktar için bir borç senedi verir ve ödemeleri tamamladığında bu senet iptal edilirdi. 

İltizam yöntemi ile toplanan gelirleri takip etmek üzere mukataa defterleri tutulur, ödemelerin miktarı, tarihi ve kalan alacaklar bu defterlere kaydedilir, ödemeyi onaylayan bir kadı ise hüccet, mütevelli ise tezkire veya temessük denilen belge verilir ve ödenemeyen gelirleri kaydetmek ve izlemek üzere bakaya-i mukataat defterleri tutulurdu. Bu defterler sayesinde mültezimin sözleşme süresi bitmeden ölmesi, mukataanın daha yüksek gelir teklif eden bir mültezime verilmesi, sözleşmenin iptali benzeri durumlarda taraflar arasında alacak ve verecek miktarları hesaplanır ve kapatılır, sözleşmeyi sonlandıran nedene bağlı olarak mukataa bölgesi yeniden iltizama verilebilir veya gelirler yukarıda değinilen diğer yöntemlerle toplanabilirdi. Bu defterlerdeki kayıtlar, devlet veya kurumların muhasebelerine kaydedilerek mukataa bölgelerinin/birimlerinin gelirlerinde artış ve azalışlar yıllar içinde izlenebilirdi. Merkezi hazine veya kurumlar, emanet ve maktu yöntemlerinde olduğu gibi iltizam yönteminde de mültezimlerin topladığı gelirlerin devlet hazinesine veya kurum kasasına doğrudan teslimi yerine köprü yapımı, asker veya kurum çalışanlarının maaşlarının ödenmesi veya erzak temini benzeri bir harcamanın karşılanmasını isteyebilirdi. Sözleşmede ödemeler nakdi tespit edilmesine rağmen kısmen ayni yapılması istenebilir ve teslim edilen ürünün bedeli toplam ödemeden düşülürdü. 

İltizam yönteminin açık artırma sürecinin oluşturduğu rekabet sayesinde ve mültezimlerin gelir artırmak için yaptığı yatırımlarla mukataa bölgesi/biriminin gelirlerini yükselttiği düşünülmektedir. Bu yöntem, peşin ödemeler ve dönem içi taksit ödemeleri yoluyla devlet ve kurum bütçelerinde gelir ve gider akımları arasındaki zamansal uyumsuzluğu dengeleyerek nakit darlığını rahatlattığı için de tercih edilmiştir. İltizam yöntemi aynı zamanda mültezimlerin sermayelerini işletebildikleri bir yatırım sahası açmıştır. 

YAZAR

Korhan Orbay

 

İltizam

İltizam, Osmanlı devlet gelirlerinin bir bölümünün belli bir bedel karşılığında devlet tarafından kişilere devredilerek toplanması yöntemi.

Vergiyi toplamayı üstlenen kişiye "mültezim" denirdi. Mültezimler bir tür müteahhitti. Arttırma sonucu iltizamı üstlenen mültezim, böylece devlete karşı belli bir ödeme yapmayı taahhüd ederdi. Orta Çağ'da Fransa ve Almanya'da da uygulanan iltizam sistemi, Osmanlı İmparatorluğu'nda yıllıklı eyaletlerde uygulanırdı. yüzyılın sonlarından itibaren, uzun süren savaşlar ve ticaret yollarının değişmesi Osmanlı İmparatorluğu'nun ekonomisini bozarak hazinede nakit para açığına sebep oldu. Bu nedenle Tımar sisteminin uygulandığı eyaletlerde de iltizam uygulanmaya başlandı ve Tımar sistemi bozuldu.

İltizam yönteminde vergi daha çok ürün olarak toplanırdı; nitekim Osmanlılar'da da aşar, iltizam yöntemiyle toplanırdı. Bu yöntemde, mültezim devlete yaptığı ödemeyi karşılamak ve kendine kâr sağlamak için köylüler üzerinde büyük baskı uygulamak durumundaydı. Vergi toplamada büyük keyfiliklere yol açan bu yöntem zamanla yerini çağdaş vergilere bıraktı. İltizam usulü diye bilinen bu özel girişim niteliğindeki mali birim mukataalarda uygulanıyordu.

Mukataa: Osmanlı Devleti'nde miri arazinin alt kollarından biridir. Geliri doğrudan devlet hazinesine giderdi. Bu toprakların geliri iltizam yoluyla toplanırdı.

Mültezimler açık arttırmayla çıkarılan mukataayı bırakacağı kâr hakkındaki tahminlere göre kıymetlendirdikten sonra devlete tekliflerini yapardı. Hazine teklif verenler arasından en yüksek teklifi yapan mültezime Tahvil adı verilen ve genellikle 1 ila 3 yıl arasında değişen bir devre için, o mukataayı vergilendirme hakkını devrederdi. (Hazine mültezimden senet ve kefil isterdi. Sorumluluğu yerine getiremez ise malları müsadere edilirdi.)

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır