Omuz sıkışma sendromu nedir?
Omuz eklemini oluşturan kemik yapılar; kürek kemiği (skapula), kol kemiği (humerus)ve köprücük kemiğidir (klavikula). Kol kemiği köprücük kemiğine rotator manşet olarak adlandırılan dört kasın yardımıyla bağlanır. Bu kasların isimleri supraspinatus, infraspinatus, teres minor ve subskapularis’tir. Rotator manşet kasları, kolun öne, yana ve arkaya hareketi omuz ekleminin rotasyon hareketini yapmasını sağlar. Sıkışma sendromu,kürek kemiğinin bir uzantısı olan akromion ve humerusun arasında yer alan bu kasların sıkışması anlamına gelmektedir.
Omuz sıkışma sendromunda ne gibi bulgularla karşılaşılır?
Omuz sıkışma sendromunda ; kolun havaya kaldırılması, arkaya doğru yöneltilmesi gibi hareketlerde ağrı meydana gelir. Özellikle geceleri omuzdan başlayarak kola, ön kola ve ele kadar uzanan ağrı da bir diğer bulgudur. Ayrıca omuz eklemini hareket ettirirken takılma hissi oluşabilir.
Omuz sıkışma sendromunda tanı yöntemleri nelerdir?
Tanı koyulmasında ilk basamak ayrıntılı bir hikayenin alınması ve özenle uygulanan fizik muayenedir. Takiben yardımcı görüntüleme yöntemlerine başvurulur. Kemik yapıların değerlendirilmesi için öncelikle düz grafilerden faydalanılır. Rotator manşet yırtığından şüphelenildiği durumlarda MRI (manyetik rezonans görüntüleme) tetkiki istenir. Omuz ağrısı bazı durumlarda boyun bölgesindeki boyun omurlarındaki problemlere de bağlı olabilir. Bu sebebi dışlamak için doktorunuz boyun bölgenizi de muayene edecektir. Sıkışma sendromundan şüpheleniyorsa akromion kemiği üzerindeki boşluğun içine lokal anestetik madde enjeksiyonu uygulanabilir. Ağrının azalması bizi sıkışma sendromu tanısı koymaya yönlendirir. Aslında hem bir tanı, hem de bir tedavi yöntemidir.
Omuz sıkışma sendromunun tedavisinde amaç nedir?
Amaç, ağrıyı azaltmak ve hastanın mümkün olabilecek en ısa süre içerisinde gündelik hayatına dönmesini sağlamaktır.
Omuz sıkışma sendromunda tedavi yöntemleri nelerdir?
Öncelikle konservatif tedavi uygulanır. Bu amaçla 3 haftalık ağrı kesici ve enflamasyonu azaltıcı ilaçlardan faydalanılır. Ağrının azalmasıyla birlikte rotator manşet kaslarının kuvvetlenmesi amacıyla egzersizler başlanır. Bu egzersizler şikâyetlerinizin tekrarlamaması için oldukça önemlidir. Kaslar kuvvetlendiğinde omuz başının yukarıya yer değiştirmesi ve omuz başının akromion altında tekrar sıkışması önlenmiş olur.
Cerrahi tedavi;
Üç aylık süreyi geçen ağrılarda veya verilen konservatif tedaviye cevap vermeyen hastalarda cerrahi tedavi uygulanır. Cerrahi tedavide omuz eklemi görsel olarak değerlendirilir. Omuz sıkışmasına neden olan kemik çıkıntı akromion ön kısmından aletler yardımıyla traşlanır. Bu yapılan işleme akromiyoplasti adı verilir. Ayrıca yer işgal eden yumuşak dokular da bir alet yardımıyla temizlenir. Bu işleme ise subakromial dekompresyon adı verilir. Günümüzde bu işlemler artroskopik yöntemlerle yapılmaktadır.
Artroskopiyi takiben hastaya ameliyat sonrası omuz askısı uygulanır ve hemen birinci gün omuz hareketleri başlanır. Yaklaşık birinci haftadan itibaren omuz askısı çıkartılarak serbest bırakılır ve hastaya fizik tedavi programı verilir. Ağrılar ameliyatı takip eden günlerde giderek azalır. Genellikle 1,5-2 aylık süre içerisinde hasta omuzunu rahat bir şekilde kullanabilecek aşamaya gelir.
Kronik impingement sendromunda konservatif tedavinin amacı; subakromiyal inflamasyonu azaltmak, yaralanmış olan rotator kaslardaki dejenerasyonu düzetmek ve ağrılı omuzu eski tatminkâr fonksiyonel haline getirmektir. Bu amaçla istirahat, buz, non-steroid antienflamatuar ilaçlar, steroid enjeksiyonu ve egzersiz programları uygulanmaktadır5. Ellman6, evre 2 kronik impingement sendromunda rölatif istirahat, antienflamatuar ilaç tedavisi, fizik tedavi ve rotator kasları güçlendirme egzersizleri ile iyi sonuçlar aldığını belirtmiştir.
Steroid enjeksiyonu 40 yıldan beri klinik olarak kullanılan bir yöntemdir. Hastaların bir kısmı bu tedaviden hiç yarar görmezken, bir kısmı yarar görmekte ve bir kısmı da kısmi yarar görmektedir4,7. Steroid enjeksiyon adedinin, zamanın, uygulama yerlerinin impingemente etkisinin araştırıldığı değişik çalışmalar vardır8. Enjeksiyon uygulamalarının sıkışma tedavi-sinde etkili olduğunu destekleyen çalışmalar olduğu gibi9,10, etkisinin kesin olarak gösterilemediği veya çok etkili olmadığını gösteren çalışmalarda vardır11.
Blair9, kortikosteroid enjeksiyonunun kronik impingement sendromundaki etkinliğini araştırdığı çalışmasında, kortikosteroid grubunda ağrıda anlamlı azalma olduğunu ve bunun kontrol grubu ile karşılaştırıldığında anlamlı olduğunu bulmuştur. Bir çalışmada, lokal kortikosteroid enjeksiyonunun ağrının geçirilmesinde analjeziklerden daha etkili olduğu belirtilmiştir12. Kayhan ve ark.13, omuz periartritinde kortikosteroid enjeksiyonunun etkinliğini araştırdığı çalışmasında çeşitli dozlarda betametazon enjeksiyonu uyguladığı iki hasta grubunu karşılaştırmış, her iki grupta da ağrıda belirgin azalma olduğunu ancak iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı fark olmadığını bulmuştur.
Yapılmış olan bir çalışmada, kronik impingement sendromlu hastalara yapılan steroid enjeksiyonunun erken dönemde olumlu etkileri gösterilmiş olmasına rağmen uzun dönemde olumlu etkileri gösterilememiştir8. McInerney ve ark.14, kronik impingement sendromlu 98 hastaya yaptıkları steroid enjeksiyonu sonrası, başlangıca göre anlamlı bir düzelme görememişlerdir. Çalışmamızda cerrahi öncesi kronik impingementli hastalara yapılan steroid enjeksiyonunun istatistiksel olarak anlamlı düzeyde olumlu etkisinin olduğunu gördük. Bu olumlu etki ile yapılan enjeksiyon adedi arasında pozitif yönde bir ilişki mevcuttu. Cerrahi müdahale düşünülmeyen hastalara steroid enjeksiyonu yapılmasının uygun olacağını düşünmekle birlikte evre 2-3 kronik impingementlı hastalara öncelikli olarak fizyoterapi uygulamaktayız, bu uygulanan fizyoterapiden yarar görmeyen hastalarımıza ASD önermekteyiz.
Konservatif tedavilerle yeterli sonuç alınamayan kronik impingement sendromlu hastaların tedavisinde, son yıllarda ASD başarılı bir yöntem olarak yerini almıştır. Omuz cerrahisinde artroskopinin daha sık kullanılmaya başlanılması ile akromiyoplasti bu yolla uygulanır hale gelmiştir15.
Haahr ve ark.'nın16 yaptığı bir çalışmada; impingementli hastaları artroskopik dekompresyon cerrahisi yada fizyoterapi ile birlikte egzersiz uygulanmalarına göre iki gruba ayırmış, 12 ay takipten sonra her iki grupta da Constant omuz skorlarında anlamlı bir düzelme olmuş fakat gruplar arasında fark bulamamışlardır.
Sonuç olarak, intraartiküler kortikostreoid enjeksiyonunun, ASD öncesi hasta kliniğinde anlamlı iyileşme sağladığını, ASD sonrası hasta kliniğine olumlu bir etkisinin olmadığını bulduk. Konservatif tedaviden yarar görmeyen evre 2 ve evre 3 kronik impingementli hastaların tedavisinde intraartiküler steroid yönünden ısrarcı davranılmamalı, cerrahi tedavi ilk seçenek olarak düşünülmelidir.
Impingement sendromu, omuzda meydana gelen bir tür ağrılı durumdur. Omuz eklemindeki tendonların ve yumuşak dokuların (rotator manşet) sıkışması veya sıkıştırılması sonucunda ortaya çıkar. Bu sıkışma, omuz hareketlerinin kısıtlanmasına, ağrıya ve zamanla hasara neden olabilir.
Impingement sendromu genellikle tekrarlayan omuz hareketleri veya tekrarlayan aşırı yüklenme nedeniyle gelişir. Bazı faktörler, omuz stabilitesindeki bozukluklar, omuz anatomisindeki anormallikler veya travma gibi nedenlerle impingement sendromunun ortaya çıkmasına katkıda bulunabilir.
Belirtiler arasında omuz ağrısı, özellikle kola doğru yayılan ağrı, hareket kısıtlılığı, güç kaybı, omuzun üzerinde uyuma zorluğu ve bazen omuzda şişlik yer alır. Bu belirtiler, günlük aktiviteleri etkileyebilir ve bazen uyku sorunlarına neden olabilir.
Impingement sendromu tanısı, fizik muayene ve görüntüleme testleri (röntgen, manyetik rezonans görüntüleme -MRG- veya ultrason) ile konulabilir. Tedavi genellikle konservatif yöntemlerle başlar ve fizik tedavi, egzersizler, ağrı kesiciler, anti-enflamatuar ilaçlar ve omuzun dinlendirilmesi gibi yaklaşımları içerebilir. Şiddetli durumlarda veya konservatif tedaviye yanıt alınamayan durumlarda cerrahi müdahale gerekebilir.
Impingement sendromunun önlenmesi veya tedavisi için doğru vücut mekaniği ve omuz kaslarının güçlendirilmesi önemlidir. Ayrıca, tekrarlayan hareketlerden veya aşırı yüklenmeden kaçınmak da riski azaltabilir.
Impingement sendromu, omuzda ağrı, hareket kısıtlılığı ve işlev bozukluğu gibi çeşitli şikayetlere yol açabilir. Bu şikayetler arasında şunlar bulunabilir:
Eğer impingement sendromu şüphesi varsa, doktorunuz fizik muayene ve görüntüleme testleri yaparak doğru tanıyı koyacaktır. Bu şikayetler, impingement sendromu dışında başka omuz problemlerine de işaret edebilir, bu yüzden bir uzmana danışmanız önemlidir.
Impingement sendromu teşhisi genellikle bir doktor veya uzman tarafından yapılır. Aşağıda impingement sendromunun teşhisinde kullanılan yaygın yöntemler bulunmaktadır:
Bu testler şunları içerebilir:
Doktorunuz, şikayetlerinizi değerlendirecek, fizik muayene yapacak ve gerektiğinde görüntüleme testlerini isteyecektir. Bu yöntemlerin kombinasyonu, impingement sendromunun doğru bir şekilde teşhis edilmesine yardımcı olur ve uygun tedavi planını belirlemeye yardımcı olur.
Omuz sıkışma sendromu (İmpingement Sendromu) aktif yetişkinlerde görülen yaygın bir omuz rahatsızlığıdır. Omuz sıkışma sendromunda omuzun hareketlerini sağlayan kaslar ile kemik yapı arasındaki mesafe çeşitli nedenlerle daralır. Kaslar ile kemik yapı arasındaki mesafenin daralması omuz ağrı ve hareket kısıtlılığına neden olur.
Omuz, üst kol kemiği (humerus), kürek kemiği (scapula) ve köprücük kemiği (klavikula) olmak üzere üç kemikten oluşur. Kol omuz eklemine soket şeklinde rotator manşet tarafından tutunur. Rotator manşet, omuzu sabitlemek için birlikte çalışan kas ve tendon grubuna denir. Buradaki tendonlar omuz bölgesini sabitler ve kaslar ise omuzun kolayca hareket etmesini sağlar.
Omuzun üst akromion denilen kemiği ile rotator manşet arasında bursa denilen bir yapı bulunur. Bursa denilen yapı kolumuzu hareket ettirdiğimizde rotator manşetin akromion altında rahat kaymasını sağlar.
Omuz sıkışma sendromunda bir veya daha fazla problem bir arada bulunabilir. Bu problemler;
Hastalar ağrılı omuz nedeniyle üstüne yatamamaktan şikayetçidirler. Muayenede kolun kaldırılması, arkaya götürülmesi gibi aktivitelerde omuzda ağrı görülür.
Tanı fizik muayene ile koyulur. Bunun yanında tedavide sıkışmanın düzeyi ve eşlik eden patolojileri incelemek için omuza görüntüleme tetkikleri uygulanabilir.
Tanısını doğrulamaya yardımcı diğer testler şunlardır:
Bu tetkik ile kemik yapıları, eklem ilişkisini ve rotator manşette rahatsızlık oluşturabilecek akromiondaki kemik fazlalıkları değerlendirilir.
Rotator manşet gibi yumuşak dokuların değerlendirilmesinde MR ve USG daha faydalı olmaktadır. Rotator manşet ve bursadaki ödemi, iltihap veya hasarı daha iyi göstermektedir. Bazı vakalarda kısmı yırtıkların da görüntülenmesini sağlar.
Tedavide temel amaç ağrıyı azaltmak ve omuz fonksiyonlarını tekrar geri kazanmaktır. Tedavinin planlamasında hastanın yaşı, aktivite seviyesi ve genel sağlık durumu dikkate alınır. Tedavide en çok fizik tedavi yöntemleri kullanılır. Hafif durumlarda ağrı antiinflamatuar ilaçlar ve istirahat yeterli olabilir.
Omuz ağrısının artmasına sebep olan hareketlerden kaçınılması ve kolun istirahat ettirilmesi tavsiye edilir.
Germe egzersizleri ve rotator manşeti güçlendirme programı uygulanır. Germe egzersizleri hareket açıklığını artırır. Ağrılı durum geçtikten sonra kasların güçlendirilmesi için egzersizleri yaptırılır.
Dinlenme, ilaçlar ve fizik tedavi ağrıyı ortadan kaldırmıyorsa, lokal anestezi altında kortizon enjeksiyonu yararlı olabilir. Kortizon etkili bir antiinflamatuar ilaçtır ve enjeksiyon sonrası ağrı dindirilebilir.
Omuz sıkışma sendromu tedavisinde tek başına veya fizik tedavi ile birlikte Kuru İğne Tedavisi (IMS) kullanılabilir.
Hastalığın ileri evrelerinde ve fizik muayenede kolunu kaldıramayan hastalar, ilaç ve egzersiz tedavisine yanıt vermeyen hastalar ve MR da rotator manşet yırtığı olan hastalara cerrahi tedavi uygulanır.
Cerrahi tedavi açık veya artroskopik olarak kapalı yöntemle yapılabilir. Cerrahide sıkışıklığa neden olan nedenler ortadan kaldırılır. Eğer tendon yırtığı varsa tamir edilir. Ameliyat sonrası omuz hareketlerinin geri kazanılması için fizik tedavi uygulanır.