çin aşısı mı alman aşısı mı daha iyi / Karabay: “Çin Aşısı Güvenle Kullanılabilir” - Sakarya Üniversitesi Haber Sitesi

Çin Aşısı Mı Alman Aşısı Mı Daha Iyi

çin aşısı mı alman aşısı mı daha iyi

BionTech mi Sinovac mı? Hangi Aşı Daha Etkili?

BionTech mi Sinovac mı? Hangi Aşı Daha Etkili?

 

Sinovac mı BionTech mi Tercih Edilmeli?

Aslında Covid-19 delta varyantı çıkmadan önce Sinovac iki dozda yüksek etkinliğe sahipti. Ancak delta varyantında aynı başarı yakalanamadı. Özellikle Endonezya’da çok yaygın Sinovac kullanılması sonrası özellikle sağlıkçıların delta varyantına yakalanması ve son dönemde vaka sayılarının çok artması nedeni ile delta varyantına karşı BionTech’in daha etkili olacağını düşünmemize yol açtı. Savunma sistemi etkilenmiş kanser hastalarında BionTech daha ön planda düşünülmelidir.

Ancak kişisel nedenlerle mRNA aşılarına karşı olanlar elbette 3. Doz Sinovac firmasının aşısını yaptırabilirler. İki doza dayalı rejimin ardından 3. doz Sinovac aşısını, antikor miktarını arttırdığını biliyoruz ancak elimizde BionTech aşısının elde ettiği sonuçlar gibi net bir bilgi yok.

BionTech Bir Gen Tedavisi mi?

Birçok aşı çekincesi olan kişi BionTech ve Moderna gibi mRNA temelli aşıların vücuda verildiğinde genlerimizin değişeceğine, bunun bir gen tedavisi olduğuna inanmaktadır. İlginç olan bu aşılar vücuda aslında virüsün tamamını değil sadece virüsün proteinin mRNA’sını verir. Savunma sistemimiz bu kodu görüp ona göre bağışıklık sağlar ve günün birinde virüsün kendisi ile karşılaşınca yeterli savunma silahlarına sahip olur. Verilen mRNA ‘da kısa süre içinde yok edilir. Ama asla aşıdaki mRNA bizim hücrelerimizin çekirdeklerine girmez ve DNA’mızı değiştiremez. Virüsün sadece bir parçası DNA değiştirebiliyorsa koronavirüsün tamamı vücuda girdiğinde bütün DNA’mızın değişmiş olması gerekirdi.

Aşıların kişilere zarar verdiği hatta kitle ölümüne yol açacağına inanan insanlar haklıysa ortaya şöyle bir garip tablo çıkıyor: BionTech ve Moderna aşısı olanlar Avrupa ve ABD’ de yaşayan insanlar, özellikle Afrika ve Asya bu aşıları kullanamıyor. Bu durumda bu aşılar Avrupa ve ABD halkını yok edip dünyada sadece geri kalmış yani aşıya ulaşamamış insanları hayatta bırakan bir komplo gibi oluyor.

Sizce, ne yediğimiz, nerede olduğumuz, tüm alışkanlıklarımızı toplayıp servis eden ‘’akıllı telefonlar’’ varken genlerimizi değiştirmeye, beynimize çip takmaya uğraşır mı kapitalizm?

Sosyal Medyada Artan Aşı Tedirginliği Kanser Hastalarını Korkutuyor

Covid-19 aşıları hakkında gün geçmiyor ki yeni bir haber çıkmasın. Sosyal medyada her gün aşı sonrası hayatını kaybeden, felç kalan insanlardan bahsediliyor. Üzücü olan doktor kimliği taşıyan bir kişinin ’Aşılardan on binlerce kişi öldü’ demesi ve aşı konusunda çekinceleri olan insanların bunu gerçek zannetmesi oldu ve bu haberler gerek kanser hastalarına gerekse halkta aşı konusunda ciddi korkulara yol açtı. Oysa aşı çekincesi olanlardan gizlenen bir şey var; aşı ile ilgili tüm bu bilgiler European Medicines Agency tarafından yürütülen ‘’Eudra Vigilance Database’’ ve ABD de VAERS kuruluşu tarafından yayınlanıyor. İkisinin de ortak özelliği bir ilaca bağlı tüm ölümlerin listesi yer alıyor. Yani Covid-19 aşısı olduktan sonra hastane çıkışında kişi herhangi bir nedenle hayatına kaybetse bu aşı bağlantılı ölüm olarak bildiriliyor. Yaşlı bir kişi aşıdan sonra kalp krizi geçirse bu istenmeyen olay olarak bu kurumlarca kayda alınıyor. Yani bu iki kurum ölümün ve yan etkinin gerçekten aşıya bağlı olup olmadığını bildirmiyor, sadece aşı olanlarda tüm nedenlere bağlı ölümleri açıklıyor.

4 Aralık 2020'den 2 Ağustos 2021'e kadar Amerika Birleşik Devletleri'nde 346 milyondan fazla doz COVID-19 aşısı uygulandı. Bu süre zarfında VAERS, COVID-19 alan kişiler arasında 6.490 ölüm (%0.0019) raporu aldı. Bu kişiler üzerinde yapılan incelemelerde COVID-19 aşılarıyla nedensel bir bağlantı kurmamıştır. Sadece son raporlar, J&J COVID-19 Aşısı ile ölümlere neden olan nadir ve ciddi bir advers olay olan düşük trombosit ile seyreden pıhtılaşma bozukluğu (TTS) arasında nedensel ilişki olduğunu göstermektedir.

Peki, Aşılar Yararlı mı?

Öncelikle belirtmek gerekir ki iki doz BionTech aşısı hastaneye yatma oranını %96 azaltıyor bu elbette büyük bir oran. Yeni çıkan delta varyantına karşı da %79 etkili. Özellikle kanser hastalarında Covid-19’un daha ciddi seyrettiği düşünülürse aşının önemi daha da ön plana çıkıyor.

Aşılar Kanser Hastaları İçin Risk Taşıyor mu?

Radyoterapi ve kemoterapi uygulanan hastalarda savunma sistemi az da olsa etkilendiği için genel olarak Covid-19 aşılarının tedavi öncesi ya da sonrası yapılmasını öneriyoruz. Meme kanseri nedeni ile ameliyat olmuş kişilerin dikkat etmesi gereken nokta 2. Doz BionTech aşısı sonrası koltukaltı ve boyun bölgesinde %16 oranında lenf düğümlerinde büyüme görülebilir. O nedenle karşı kola aşı uygulaması daha doğru olacaktır. Ayrıca aşı sonrası büyüyen lenf nodları mamografi veya tomografi gibi incelemelerde yanlış metastaz teşhislerine yol açabilir. Bu nedenle acil durumlar hariç kanser hastalarının aşının 2. Dozundan 4-6 hafta sonra görüntüleme tetkikleri yaptırmaları uygun olacaktır. Görüldüğü gibi yan etkiler 2 günde geçen ve hayatı riske etmeyen hafif belirtiler. Özellikle kanser hastalarında yan etkilerin daha farklı seyretmediği biliniyor.

Bu nedenle kanser hastalarının Covid-19’a karşı aşı olmalarını öneriyoruz. Böylece zaten zor bir hastalıkla mücadele ederken Covid-19’a bağlı yoğun bakım ve ölüm riskini çok azaltmak mümkün. Ayrıca Covid geçirenlerde görülen uzun ve kalıcı kalp akciğer ve böbrek hasarlarından kurtulma şansını kaçırmamak için aşı şart.

Araştırma: BioNTech'in Covid-19 aşısı Sinovac'a göre 10 kat daha fazla antikor üretiyor

Hong Kong'da yapılan bir araştırma Alman BioNTech aşısını olanların Çin'in Sinovac aşısı olanlara göre on kat daha fazla antikor ürettiği tespit edildi. Araştırma ayrıca takviye doz ve farklı aşı türlerinin etkinliği konusunda da yeni veriler sunuyor.

Hong Kong Üniversitesi'nce bin 442 sağlık personeli üzerinde yapılan araştırmada BioNTech ile Sinovac'ın inaktif aşısı olan CoronaVac karşılaştırıldı.

Çalışma, Sinovac aşısı olanların Covid-19 hastalığını kapan ve iyileşenler kadar ya da onlardan biraz daha düşük düzeyde antikor geliştirdiğini ortaya koydu.

Araştırmacı ekibinden bulaşıcı hastalık uzmanı Ben Cowling, Sinovac'ın yine de bir koruma sağladığını ve başka bir seçenek olmaması halinde Sinovac'ı tercih etmelerini tavsiye etti.

Az korumanın hiç koruma olmamasından daha iyi olduğuna dikkat çeken uzman "hiç aşı olmamaktansa inaktif virüs aşısı olmak tabi ki çok daha iyidir. İnaktif aşılar pek çok hayat kurtardı" diye konuştu.

Takviye doz alternatif olabilir

Araştırmacılar elde ettikleri verilere göre Sinovac aşısı olanlarda korumanın arttırılması için erken bir takviye ya da üçüncü doz aşı yapılmasının bir seçenek olabileceğine işaret ettiğine dikkat çekti.

Takviye aşı konusunda Sinovac aşısı olanlara öncelik tanınabileceğini, ilk seferde BioNTech aşısı olanlar için takviyenin çok erken olmayabileceğini de vurgulayan araştırmacılar çalışmalarının yeni aşamasında takviye aşı konusuna eğileceklerini belirtti.

"mRNA aşılar daha koruyucu"

Çalışma ayrıca mRNA teknolojisiyle üretilen BioNTech ya da Moderna gibi aşıların geleneksel yöntemlerle inaktif virüs parçalarının kullanılmasıyla üretilen aşılara göre koronavirüs ve varyantlarına karşı daha etkin olduğu konusundaki kanıtları güçlendirdi.

Geleneksel aşılar üretiminin daha ucuz, taşınma ve saklanma koşullarının daha az karmaşık olması sebebiyle özellikle yoksul ülkelere salgınla mücadelede hayati bir araç haline getiriyor.

Öte yandan uzmanlar antikor sayımının aşının başarısını değerlendirmede tek çlçek olmadığına dikkat çekiyor.

Sıcak konu

hakkında fazla habere ulaşın

Covid-19

‘Çin aşısı mı Alman aşısı mı?’ sorusuna Cerrahpaşa’dan yanıt

Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Kocanın Çinli Sinovac firması ile anlaşmaya varıldığı ve 10 milyon doz aşı temin edileceğini açıklamasının ardından kamuoyunda oluşan 'Alman aşısı mı, Çin aşısı mı' tartışmalarını, aşının Faz 3 klinik denemelerinin yürütüldüğü merkezlerden Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fehmi Tabak yanıtladı.

Yayınlanma: 10:09 - 25 Kasım 2020 Güncellenme:

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fehmi Tabak, Covid-19’un 11 ayda 1,5 milyon kişinin ölümüne yol açtığına işaret ederek, “Sinovac denilen firma uzun yıllardır aşıda deneyimli. Faz 1-2 sonuçlarını yayınladılar. Her iki aşının Faz 3 çalışmalarına biz de dahil olduk ve çok titizlikle sürüyor. Çinin geliştirdiği inaktif virüs aşısı, 3 ay önce acil kullanım onayı alarak Çin’de 80 bin acil servis çalışanına uygulandı. Bugün etik kurul onayım çıktı, ben de bu aşıdan olacağım. Güvenmesem olmazdım” dedi.

“GÖNÜLLÜ VATANDAŞLAR AŞILANMAYA BAŞLANDI”

Geçtiğimiz Eylül ayında Hacettepe Tıp Fakültesinde ilk kez gönüllü sağlık çalışanlarının aşılanmasıyla Türkiye’deki Faz 3 klinik araştırmaları başlayan Çinli Sinovac Biotech firmasının geliştirdiği Covid-19 aşısı için vatandaşlar arasından da gönüllülere aşı uygulamaları başladı. Aşı, Türkiye genelinde 24 merkezde, 10 binin üzerinde gönüllüye uygulanacak.

Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fehmi Tabak  FOTO: DHA

Sinovac aşısının uygulandığı merkezlerden İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesindeki araştırmanın yürütücüsü Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fehmi Tabak, “Aşı, Türkiye’de şimdiye dek yaklaşık 2 bin civarı gönüllü sağlık çalışanına uygulandı. Toplamda 13 bin kişiye ulaşılması hedefleniyor. Bir iki ay içinde aşılamaların bitip çalışmanın tamamlanacağını tahmin ediyorum” dedi.

“BİR AN EVVEL TOPLUMUN YARISINDAN FAZLASININ AŞILANMASI GEREK”

Prof. Dr. Fehmi Tabak, bu pandemideki bütün oyunu değiştirecek gücün aşı olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

Aşıda bugün için geldiğimiz noktaya baktığımız zaman, umutlanmamız için çok neden var. Bugün 233 tane aşı çalışması var dünyada. Bunların 67 tanesi insan çalışmalarına yani Faz 1-2 klinik çalışmalara devam ediyor. Üç aşı, artık ilgili kuruluşlardan onayı alınıp tüm dünyada kullanıma girmek üzere. İlk başvuranlardan biri de bizim açımızdan da bir gurur kaynağı olan BioNTech-Pfizer (mRNA) aşısı. Bunun Faz 3 çalışmalarına Türkiye’de biz de dahil olduk ve şimdiye dek 500 gönüllü sağlık çalışanı aşılandı. İkinci dozlarına başlanıyor bugünlerde. Bir diğer aşı da, Faz 3 çalışması şu anda ülkemizde, Brezilya ve Endonezya’da da devam eden inaktif virüs aşısı olan Çinli Sinovacın aşısı. Sağlık Bakanlığı’nın gönüllü daveti ile çok fazla sayıda gönüller başvurmaya başladı bizim merkezimize de. İnaktif virüs aşısı daha eski bir yöntem. Aslında daha güvenilir bir yöntem. Virüsü üretip değişik maddeler veya ısıyla inaktif hale getiriyorsunuz. Yani o virüsün çoğalma şansı, hastalandırma gücü yok oluyor. Ama immün sistemimizi uyarıp antikor oluşturma gücü çok çok iyi. Mevcut yeni teknolojiler (mRNA) veya inaktif aşıların etkinlikleri aşağı yukarı benzer şekilde. Fiyatları da üç aşağı yukarı beş yukarı aynı olacak muhtemelen. Benim görüşüm inaktif aşı ya da diğer aşılar, bir an evvel toplumun yarısından fazlasını aşılayacak şekilde bir aşı programına bir an evvel başlamamız lazım.

“BİR SÜRÜ ETİK KURULDAN GEÇİYOR”

Aşıların hangi ülkeden olduğunun değil, bilimsel verilerinin tartışılması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Tabak, sözlerini şöyle sürdürdü:

Tamam tartışalım ama bilimsel verilerle tartışalım. Sinovac firması da uzun yıllardır aşıda deneyimli bir firma. Onların da ciddi klinik araştırma ekipleri var. Faz 3 çalışmalarının kabulünü, yapılan ülkelere bırakmış durumdalar. Çalışma, araştırmanın yürütüleceği merkezlerin etik kurulundan, Sağlık Bakanlığının etik kurulundan onay verildikten sonra yapılıyor ve belli kuralları var. Zaten bu aşının da Faz 1-2 sonuçları iyi olunca Faz 3’e geçildi. Araştırmanın temeli aslında Faz 1 ve Faz 2de bellidir. Orada aşının etkinliği görülür. Yan etkiler görülür. Faz 3te ise bu etkinliğin doğruluğu daha farklı coğrafi bölgelerde, çok daha fazla sayıda gönüllüde denenir. Daha nadir bir yan etkinin görülüp görülmeyeceğine bakılır.

ACİL KULLANIM ONAYI İLE ÇİN’DE 80 BİN ACİL SAĞLIK ÇALIŞANINA UYGULANDI

İnaktif virüs aşılarının da pandemiyle mücadelede etkin bir rolü olacağına inandığını söyleyen Prof. Dr. Fehmi Tabak, “Bence canlısını (hastalığın kendisini) almaktansa, inaktifini (virüsü) alıp bir an evvel antikorlarımız oluşturmanın anlamlı olduğunu düşünüyorum. Sağlık Bakanlığı da gerekli anlaşmaları yapıyor. Bu aşı özel bir izinle acil kullanım onayı alarak Çinde 3 ay önce sağlık çalışanlarına uygulanmaya başlandı. Acilde çalışan hekim, hemşire, personeline, toplam 80 bin kişi bu aşıyı oldu. Bu aşıda da tolere edilebilecek, her aşıda görülebilecek ve sadece bir iki gün süren hafif ateş, aşı yerinde ağrı vb gibi yan etkiler görüldü. Acaba uzun vadeli etkileri ne olacak? En çok problem olan konu bu aslında aşılarda. Aslında laboratuvarda, insan çalışmalarından önce yapılan hayvan çalışmaları, iyi kötü bize bazı bilgiler verdi bu aşı çalışmalarında. Biz, bilimsel çalışmalara güvenmek zorundayız. Faz 1 ve Faz 2de baktığımız zaman, inaktif virüs aşısının yani Çinin aşısının, iki dozdan sonra koruyucu antikorları oluşturduğunu biliyoruz. Şimdi görmemiz gereken sonuç, toplumda plasebo alanlarla aşılanan grup arasındaki hastalık oranı ve bunlar arasında istatistik olarak bir anlam olacak mı olmayacak mı?” dedi.

“KAPASİTENİN ÜZERİNDE GÖNÜLLÜ BAŞVURUSU OLUYOR”

Sağlık çalışanı dışındaki vatandaşlar için gönüllü çağrısı yapılmasından sonra kendi merkezlerine de yoğun başvuru aldıklarını anlatan Prof. Dr. Tabak, Günde 20’ye yakın kişi geliyor bize. Biz de (gerekli testleri ve değerlendirmelerini yapıp) aşılamayı gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Kapasitenin üstünde bir başvuru var ama gerekirse randevusunu ertesi güne çekiyoruz. Beklediğimizden daha hızlı bir sürede Faz 3 gönüllü aşılamalarını bitirebiliriz. Bu aşılamalardan sonra da örneğin 500 gönüllünün verisi, bize çok büyük yol gösterecek. Aşı programına başlanması için ille de Faz 3 çalışmasının 2 yıla kadar uzayabilen tamamlanma süresinin beklenmesine gerek yok. Antikor oluşturursa, etkinliği tamamsa gerekli yerlerden onayları alınır ve aşılamalara başlanabilir diye konuştu.

“BEN DE BU AŞIDAN OLACAĞIM, GÜVENMESEM OLMAZDIM”

Aşı çalışmalarının hızlı yapılmak zorunda kalındığını ancak yine de Faz 1-2 ve 3 aşamaların titizlikle yürütüldüğünü vurgulayan Prof. Dr. Tabak, sözlerini şöyle noktaladı:

Normalde bir aşı çalışmasının bitmesi en az 5-6 yılda olur. Burada zorunluluktan bu hızla ilerliyor. Ama araştırmaların tüm kurallarına uyularak, baştan savma değil, titizlikle yapıldı bütün dünyada. Hiçbir zaman şöyle düşünmemek gerekiyor; ille ben BioNtech aşısı olursam bu iş sağlam olur, Çin aşısı adı üstünde vs; öyle bir şey yok. Şu andaki bütün derdimiz, pandeminin bir an evvel kontrol altına alınması. Bugün etik kurul onayım çıktı örneğin, ben de inaktif virüs aşısından yaptıracağım. Etkinliğine inanmasam, ben de olmam. Şunu da hiç unutmayalım, aşılar çıksa da bu iş birden bitmeyecek. Biz, 2021i de maskeli ve dikkatli bir şekilde geçirmek durumundayız. Toplumu belli bir oranda aşılamak zorundasınız. Yüzde 10’u aşılayıp bırakırsanız pandemi devam eder. Bir an evvel nüfusun yüzde 50-60’ının aşılanması gerekiyor. (DHA)

Çin'den gelen corona aşısında Faz-3 çalışmaları vatandaşların katılımına açıldıİlginizi ÇekebilirÇin'den gelen corona aşısında Faz-3 çalışmaları vatandaşların katılımına açıldı

Alerjisi Olanlar Rus Aşısı Mı, Alman Aşısı Mı, Çin Aşısı Mı Olmalı?

Hepimiz COVID enfeksiyonundan korkuyoruz ve eve hapsolmaktan da çok sıkıldık. Koronavirüs enfeksiyonuna karşı aşıların gelişmesi ve Türkiye’de Çin aşısı Sinovac, Alman Biontech aşısı ve Rus aşısı Sputnik V aşısının da yakında yapılmaya başlanacak olmasıyla birlikte hangi aşı sorusu karşımıza gelmeye başladı. Hangi aşı etkili, hangi aşının yan etkisi fazla? Alerjik hastalığı olanlar aşı seçiminde nelere dikkat etmeli? Bu yazımızda alerjisi olanlar Rus aşısı mı Alman aşısı mı Çin aşısı mı olmalı sorularının cevabını vermeye çalışacağız.

Sinovac Aşısı, BioNTech Aşısı ve Sputnik V Aşılarının Özellikleri Nelerdir?

Rus aşısı mı Alman aşısı mı Çin aşısı mı sorusunun cevabından önce aşıların özelliklerinden bahsetmemiz yararlı olacaktır. Almanya’nın Pfizer BioNTech aşısı mRNA tabanlı COVID 19 aşısıdır. Diğer mRNA aşısı Moderna aşısıdır. BioNTech teknolojisinde, SARS-CoV-2 koronavirüsün (COVID ‑ 19) yüzeyinde bulunan diken proteininin bir kısmını kodlayan nükleositle modifiye edilmiş mRNA (modRNA) kullanımına dayanmaktadır. Bu aşıda mRNA tarafından diken proteinin bir parçası vücutta oluşur ve bu da vücutta bağışıklık oluşturur. Bu bağışıklık enfeksiyona karşı koruma sağlar.

Çin’in Sinovac firmasının Coronavac aşısı formaldehitle inaktive edilen ve adjuvan olarak alüminyum kullanılan ölü aşıdır. Virüs parçalanıp etkisiz hale getirilerek vücudumuzda  bağışıklığımızı uyarmaktadır. Ölü aşı olduğu için daha güvenli olduğu düşünülmektedir.

Rus aşısı Sputnik V aşısı (Gam-COVID-Vac), koronavirüs geninin entegre edildiği adenovirüs DNA’ya dayalı vektör aşısıdır. 21 gün aralıklarla kas içinden ayrı ayrı uygulanır.

Aşıların Etkinlikleri Nasıldır?

Çin aşısının etkinlik oranı Türkiye’deki verilere göre %83 olarak bildirilmiştir. Aşının ciddi ve orta şiddetteki enfeksiyonlara karşı korumada %100 etkili olduğu bildirilmiştir. BioNTech aşısı için firma yetkilileri tarafından açıklanan etkinlik oranını %91.3 olarak bildirilmiştir.  Sputnik V, %91.6 etkinlik oranına sahiptir. En son verilen bilgiye göre etkinliği %97.6’dır. Ciddi koronavirüse karşı etkinliğinin %100 olduğu bildirilmiştir Etkinliğe bakıldığında Rus aşısı ve Biontech aşısı daha etkili görünmektedir.

Aşıların Yan Etkileri Nelerdir?

Her üç aşının yan etkileri birbirine benzerdir. Klinik denemeler sırasında, çok yaygın olarak kabul edilen yan etkiler şunlardır:

  • Enjeksiyon yerinde ağrı ve şişlik,
  • Yorgunluk,
  • Baş ağrısı,
  • Kas ağrıları,
  • Titreme,
  • Eklem ağrısı,
  • Ateş (ikinci dozdan sonra daha sık görülmektedir).

Çin aşısının en sık görülen yan etkisi enjeksiyon bölgesinde ağrıdır ve  %17 oranında görülmüştür. Biontech aşısı sonrası da en sık yan etki aşı yerinde ağrı, halsizlik baş ağrısı olduğu bildirilmiştir. Biontech aşısının yan etkisi olarak alerjik reaksiyon riski özellikle içinde polietilen glikol olan ilaç alerjisi olanlarda görülme riski vardır. Rus aşısının sık görülen yan etkileri, grip benzeri hastalık (%15.2) ve aşı yapılan yerde reaksiyonlardır. Yan etkilerin %94’ü hafif yan etkilerken  %0,3 oranında ciddi yan etkiler bildirilmiştir.

Bu ağrının genelde hafif derecede olup 48 saat içinde düzeldiği görülmüştür. Bunun dışında görülen yan etkiler; aşı uygulanan bölgede şişlik, kızarıklık olması, yorgunluk, hafif ateş, titreme, baş ağrısı, kas, eklem ağrısı, kusma ve ishaldir. Bu belirtiler aşı yapıldıktan sonra bir hafta içinde ortaya çıkabilmektedir. Şimdiye kadar ölümcül reaksiyonlar nadirdir.

Aşıların Alerji Riskleri Nelerdir?

Çin Aşısı ve alerji riski

Çin aşısı için genelde önemli bir alerjik reaksiyon bildirilmemiştir. Alerjik döküntü ve alerjik şok riski her aşıda olduğu gibi nadir de olsa vardır. Almanya’nın aşısı gibi ilaç alerjilerinde riskli bir aşı olmamakla birlikte yine de alerji riski yok denilemez. Aşı yapılan sağlık kuruluşlarında alerji riskine karşı adrenalin ilacı hazır bulundurulmaktadır. Neticede elde edilen veriler az sayıda aşı uygulamalarının raporudur. BioNTech firmasının aşısında bulunan polietilen glikol maddesi bu aşıda olmadığı için alerji gelişme riski daha azdır denilebilir.  Çin aşısının içeriğinde koruyucu madde bulunmamaktadır.

Aşı içeriğinde disodyum hidrojen fosfat, alüminyum hidroksit, sodyum dihidrojen fosfat, sodyum klorür yardımcı madde olarak bulunmaktadır. Bu maddelere karşı alerji öyküsü olanlara aşı yapılmaması gerekir.

Aşılara alerjik reaksiyonlar genellikle aktif bileşenin kendisinden ziyade katkı maddelerine ve aşıdaki koruyucular ve antibiyotikler gibi bileşenlere bağlıdır. Aşılar ayrıca üretim sürecine bağlı olarak az miktarda protein içerebilir

BioNTech aşısı ve alerji riski

BioNTech aşısı için milyon doz aşı başına yaklaşık on bir vakada şiddetli alerjik reaksiyon gözlenmiştir. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezlerinin bir raporuna göre, bu alerjik reaksiyonların %71’i aşılamadan sonraki 15 dakika içinde gelişmiş ve çoğunlukla (%81) bir alerji veya alerjik reaksiyon öyküsü olan kişilerde meydana geldiği bildirilmiştir.

Aşıya karşı gelişen alerjik reaksiyonların nedeni olarak BioNTech aşısındaki mRNA’nın bozulmasını engellemek, suda çözünmesini sağlamak için kullanılan polietilen glikol (PEG) maddesine bağlı olabileceği düşünülmektedir. Ayrıca mRNA’nın kendisinin de alerji yapabileceği düşünülmektedir. Alerjinin nedeninin PEG maddesi veya mRNA maddesine bağlı olduğu düşünülse de bilimsel yayınlarda bu durum net olarak gösterilmemiştir. Yeni yayımlanan bir makalede alerjik şok olarak bildirilen 4 vakanın izleminde bu durumun alerjik şok olmadığı alerjik şoku taklit eden durumlar olduğu bildirilmiştir.

Sputnik V aşısı ve alerji riski

Sputnik V aşısı Faz 3 çalışmasında bildirilmiş alerji vakası yoktur. Diğer vektör aşılarında ürtiker tarzı alerjik reaksiyonlar bildirilmiştir. Bu nedenle ürtiker tarzı alerjik reaksiyon görülebilir. Aşı içindeki maddelerden birine alerjisi olanların bu aşıyı olmaması gerekir. Bu aşı yeni onaylanmış bir aşı olması nedeniyle alerji riski düşük olsa da aşıdan sonra 30 dakika hastane ortamında kalmanız ve alerji riskine karşı önlemlerin alınmış olması önemlidir.

Alerjik Hastalığı Olanlar Hangi Aşıyı Olsun?

Alerjik astım, egzama, alerjik nezle ve diğer alerjik hastalığı olanların gerek Çin aşısı Sinovac aşısı, gerek Almanya’nın BioNTech gerekse Rus aşısı  Sputnik V aşısı olmasında sakınca yoktur. Sadece alerjik hastalığı olanların aşılarını hastane ortamında yaptırmaları ve aşı sonrası 30 dakika gözetim altında beklemeleri faydalı olacaktır.

İlaç alerjisi ve besin katkı maddelerine alerjisi olanlar için BioNTech aşısının alerji riski daha yüksektir. Bu nedenle özellikle ilaçların tablet formuna alerjik reaksiyon geçirmiş olanlar, ilaç alerjisinin nedeni tespit edilmemiş olanlar, besin katkı maddesine alerjisi olanların BioNTech aşısı yerine Çin aşısı Sinovac ve Rus aşısı Sputnik V aşısı olması alerji riski açısından daha emniyetli olabilir.

Aşılara alerji gelişme potansiyeli açısından düşük, orta ve yüksek olarak sınıflamak aşı seçimine karar vermede faydalı olabilir. 

Koronavirüs aşılarına alerji gelişme riski düşük alerjik hastalıklar:

  • Ailede alerjik hastalıkların olması,
  • Ev tozu mite, polen, küf gibi solunumsal alerjiler nedeniyle astım, alerjik nezle ve göz alerjisi olanlar,
  • Besin alerjisi olanlar,
  • Egzaması (Atopik dermatit) olanlar,
  • Alerji aşısı olanlar,
  • Astım nedeniyle anti IgE, anti IL-5 gibi biyolojik tedavi alanlar,
  • Salisilik asit, ibuprofen gibi ağrı kesici ilaçlara alerjisi olanlar,
  • Daha önce belli ilaçlara ve arı venomlarına alerjisi olanlar,
  • Daha önceki aşılarda aşı yerinde şişlik gelişmiş olanlar.

Yukarıda saydığımız alerjik hastalığı olanların her aşıyı olmasında sakınca yoktur ve aşı sonrası 15-30 dakika hastane ortamında gözetim altında beklemesi yeterli olacaktır. Aşılara karşı alerji gelişme riski düşük olanlara Sinovac, BioNTech ve Rus aşısı yapılmasında sakınca yoktur.

Koronavirüs aşılarına alerji gelişme riski orta derecede olan alerjik hastalıklar:

İlaçlara karşı alerjisi olan ve ilaç alerjisinin nedeni saptanamayan ancak ilaçlara karşı ciddi alerji veya alerjik şok gelişmişse  (PEG alerjisi olabilir),

Daha önceden aşılara ve omalizumab gibi monoklonal antikorlara karşı alerjik reaksiyon gelişenler,

Sistemik mastositoz gibi mast hücre hastalığı olanlar.

Bu durumlarda PEG alerjisi riski vardır ve kişinin PEG alerjisi açısından alerji uzmanları tarafından incelenmesi gerekir. Eğer aşı yapılacaksa aşıdan sonra 30 dakika hastane gözetiminde beklenmelidir. Tedavi öncesi alerjik reaksiyonların gelişmesini önlemek için antihistaminik kullanmanın faydalı olup olmayacağı konusunda bilgi henüz yoktur. Tedavi öncesi antihistaminik kullanımı alerjik şokun ilk belirtilerini gizleyebilir. Bu nedenle her aşı öncesi antihistaminik kullanımı hakkında karar vermek zordur.

Alerji riski orta derecede olanların aşı seçimini Çin aşısı Sinovac ve Rus aşısı Sputnik V yönünde kullanmaları tavsiye edilebilir.

Koronavirüs aşılarına alerji gelişme riski yüksek derecede olan alerjik hastalıklar:

Daha önceden mRNA aşıları olan Pfizer BioNTech aşısına veya Çin’in Sinovac ve de Rus aşısı Sputnik V aşısına alerjik reaksiyon gelişmişse aşının ikinci dozu yapılmamalıdır.

İlaç Alerjisi Olanlar BioNTech Koronavirüs Aşısı Yaptırabilir Mi?

BioNTech ve diğer mRNA aşısı olan Moderna aşısına karşı alerjik reaksiyon gelişen vakalar oldu. Bu aşılara karşı alerjinin nedeni aşı içindeki koruyucu madde olan PEG maddesine bağlı olabileceği düşünülmesinden dolayı özellikle PEG içeren ilaçlara karşı alerjisi olanların BioNTech aşısı olmaması daha emniyetli olacaktır. Eğer ilaç alerjisinin nedeni PEG içeren bir ilaca bağlı değilse o zaman alerji gelişme riski yüksek olmayacaktır. İlaç alerjinizin nedeninin PEG maddesine bağlı olup olmadığını bilmiyorsanız Çin aşısı Sinovac ve Rus aşısı Sputnik V aşısı olmanız daha doğru olabilir.

Aşı Öncesi Alerji Testiyle Aşıya Karşı Alerji Gelişeceği Anlaşılır Mı?

Aşı öncesi alerji riskini öngörmek için PEG maddesine karşı alerji testleri yapılabilir. Ancak bu testlerin aşıya karşı alerji riskini öngörmesi açısından henüz yeterince veri yoktur. Önümüzdeki günlerde alerji testleri hakkında çalışmaların yayımlanmasıyla daha net bir bilgi söylemek daha doğru olacaktır.

Aşıya Bağlı Alerjik Şok Geliştiğini Nasıl Anlarım?

Alerjik şok en sık deri, kalp ve dolaşım ve solunum sistemi etkilenmektedir. Alerjenle karşılaştıktan kısa süre sonra ortaya çıkan, ciltte döküntü kızarıklık, kaşıntı, dilde ve dudaklarında şişlik, ses kısıklığı, nefes darlığı ve astım tablosu, kalp dolaşımın etkilenmesi sonucunda tansiyon düşmesi, kalbin hızlı atması, bayılma, sindirim sisteminin tutulumu sonucunda kusma ve kramp şeklinde karın ağrısı bulguları oluşur.

Akılda tutulması gereken önemli bir bilgi; deri bulguları olmadan alerjik şok gelişebileceğidir. Özellikle bu durum ileri yaşlarda daha sık karşımıza çıkmaktadır.

Aşıdan sonra alerjik şokun erken belirtileri açısından dikkatli olunmalıdır. Özellikle boğazda gıdıklanma, öksürük, nezle, hapşırma, baş dönmesi, karın ağrısı gibi belirtiler aşıdan sonraki 30 dakika içinde gelişmişse sağlık personeline haber vermeniz faydalı olacaktır.

Alerjik Şok Belirtilerini Taklit Eden Durumlar Nelerdir?

Aşılama sonrası görülen alerjik şok belirtileri alerjik olmayan bazı reaksiyonlar sonucu görülebilmektedir. Bu reaksiyonlar Vazovagal senkop denilen otonom sinir sisteminin aktivasyonuna bağlı gelişen bayılma nedeniyle olabilmektedir. Vazovagal senkop hastalığı anksiyete, korku, ağrı, sıcak ve nemli ortam, uzun süre ayakta kalma gibi nedenlerle ortaya çıkabiliyor. Ani tansiyon düşmesiyle beraber nabız sayısının düşük olmasıyla kendini göstermektedir.

Ses teli spazmı hırıltı ve nefes darlığına neden olabilmektedir.

Psikosomatik belirtiler de bazen alerjik şoku taklit edebilmektedir. Panik atak alerjik şoktaki gibi ani nefes sıkışması görülmesi alerjik şoku taklit edebilir. Örneğin psikolojik strese bağlı vücutta kızarıklığa neden olabilir. Bazen boğaz ve dilde şişme hissine neden olabilir Alerjik şok düşünülüyorsa adrenalin uygulamaktan kaçınılmamalıdır.

Aşıya Karşı Alerji Gelişmişse Ne Yapmalı?

Aşıya karşı alerji gelişenlere çok hızlı bir şekilde müdahale edilmelidir. İlk olarak hayat kurtarıcı adrenalin uygulanmalıdır. Özellikle beta bloker tansiyon ilacı kullananlarda adrenalin etkili olmayacağı için glukagon ilacı kullanılması gereklidir. Bu nedenle aşı yapılan merkezlerde glukagon ilacının da hazır bulundurulması çok önemlidir.

Alerji gelişenlerde aşılama konusunda iki uygulama yapılabilir:

İlk doz sonrası reaksiyon geçirenlerde koruyucu antikor gelişip gelişmediğine bakılması ve yeterli koruyucu antikor gelişmişse ikinci dozun yapılmaması,

İkinci uygulama olarak da farklı bir teknoloji ile geliştirilen bir aşının yapılıp 30 dakika gözlem altında tutulması önerilmektedir.

Ayrıca geçirilen reaksiyonun alerjik bir reaksiyon olup olmadığını değerlendirmek için ikinci dozdan önce alerji uzmanı tarafından değerlendirilmesi faydalı olabilir.

Sonuç Olarak Özetleyecek Olursak;

Rus aşısı mı Alman aşısı mı Çin aşısı mı sorusunun cevabı değişiklik gösterebilir. Her üç aşıdan Biontech ve Rus aşısının etkinliği daha yüksektir.

BioNTech aşısının alerji geliştirme potansiyeli Çin ve Rus aşısına göre daha yüksektir

Astım, alerjik nezle, egzama, besin alerjisi gibi alerjik hastalığı olanlar her üç aşıyı da tercih edebilir.

Özellikle içinde PEG maddesi bulunan ilaçlara karşı alerji gelişmiş olanların Çin aşısı Sinovac ve Rus aşısı Sputnik V aşısını tercih etmeleri faydalı olabilir.

Besin katkı maddesine alerjisi olanlar Çin aşısı Sinovac ve Rus aşısı Sputnik V aşısını tercih edebilir.

Aşıdan sonra gelişen reaksiyonlar genellikle ilk 15 dakika içinde gelişmesinden dolayı alerji riski olan veya alerjik hastalığı olanların aşılarını hastane şartlarında olması ve aşıdan sonra hastane ortamında 30 dakika beklenmesi faydalı olacaktır.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır