İngilizce ile Türkçe'nin sözcük dizilişi farklıdır.
Cümle yapısı Türkçe'de Özne + Nesne + Yüklem şeklinde;
İngilizce'de ise Özne + Yüklem + Nesne şeklindedir.
Ben İngilizce öğrenirim.
Özne + Nesne + Yüklem
I learn English.
Özne + Yüklem + Nesne
Yukardaki örneklerde görüldüğü gibi İngilizce'de özne ve nesnenin yerleri değişmektedir. Bu nedenle İngilizce'de cümle kurarken bu kurala dikkat etmemiz gerekecek (Özne + Yüklem + Nesne).
Dolaylı tümleç veya zarf tümleci İngilizce'de cümlenin en sonuna yüklemden sonra getirilir.
Benakşamlarıİngilizceçalışırım.
Özne + Zarf + Nesne + Yüklem
I study Englishin the evenings.
Özne + Yüklem + Nesne + Zarf
A-AN
İngilizce'de (a) ve (an) isimlerin önüne getirilir ve (bir/herhangi bir) anlamınım verir.
İsimler sessiz bir harf ile başlıyorsa önüne(a),sesli bir harf ile başlıyorsa (an)getirilir.
a book (bir kitap)
a student(bir öğrenci)
an engineer (bir mühendis)
a good teacher(iyi bir öğretmen)
Sesli ve sessiz harf kavramı İngilizce'de kelimelerin yazılışı değil okunuşuyla ilgilidir. Örneğin İngilizce'de "university" ifadesi kelimesi sesli harf ile başlamasına rağmen "yunivörsiti" diye okunur; dolayısıyla kelimenin başında "y" sessiz harfi bulunmaktadır.
a university (bir üniversite)
a university student(bir üniversite öğrencisi)
an hour(bir saat)
an hour later (bir saat sonra)
Yukarıdaki örneklerde görüldüğü gibi, university (yunivörsiti), hour (avır) kelimeleri okunuşları itibariyle "a university", "an hour" şeklinde kullanılır.
Ayrıca İngilizce'de sayılamayan isimlerin önüne a/an gelmez.
a water (YANLIŞ BİR İFADEDİR)
THE
Belirli bir nesneden söz ediliyorsa "the" kullanılır. "The" sayılamaz isimler ve sayılabilir tekil ve çoğul kelimelerin hepsiyle kullanılabilir.
"Yesterday I bought a pair of jeans and a t-shirt.The jeans was cheap but the t-shirt was so expensive."
(Dün kot pantolon ve t-shirt aldım. Kot ucuzdu ama t-shirt pahalıydı.)
İlk etapta "a jeans" ifadesi kullanılıyor. Daha sonra "jeans" den bahsedilirken "the" ifadesi kullanılmaktadır. Çünkü hangi "jeans" olduğu belirlidir. Dolayısıyla hangi nesneden bahsettiğimiz belirliyse "the" kullanılır.
Bir kez daha tekrar edelim, bilinmeyen bir nesne ya da kişiden söz ediyorsak a/an kullanılır. Hangi nesne veya kişiden sözettiğimiz ifademizde belli oluyorsa thekullanılır.
"Can you pass the salt?" (Tuzu uzatır mısın?)
Konuşmanın geçtiği anda orda bulunan nesnelerden söz ediliyorsa "the" kullanılır.
"Turn off the TV please."
Bunların dışında bazı kelimelerle "the" kullanılır; bunlar:
the sun, the sky, the quitar, the sea, the country, the radio, the cinema, the theatre gibi..
Örneğin "television" kelimesinden cihaz olarak bahsediyorsak "the" kullanılır. Ancak televizyondaki programlardan bahsediyorsak "the" kullanılmaz. Bu tür istisnalar da bulunmaktadır.
3 - SUBJECT PRONOUNSZamirler (Pronouns) cümlede isimlerin yerini alan adıllardır.
ÖZNE ZAMİRLERİ (Subjective Pronouns)
I | ben |
You | sen |
He | o (erkekler için) |
She | o (bayanlar için) |
It | o (cansız nesneler ve hayvanlar için) |
We | biz |
You | siz |
They | onlar |
Subject Pronouns, cümlenin başında özne olarak kullanılır. Örnek ifadeler;
I am a student. (Ben bir öğrenciyim)
You are intelligent. (Sen zekisin)
Theystudy English. (Onlar İngilizce çalışırlar.)
NESNE ZAMİRLERİ (Objective Pronouns)
me | beni |
you | seni |
him | onu (erkekler için) |
her | onu (bayanlar için) |
it | onu |
us | bizi |
you | sizi |
them | onları |
Objective Pronouns, yüklemden sonra nesne görevinde kullanılan zamirlerdir. Örnek ifadeler;
I love her. (Onu seviyorum.)
I like it. (Onu seviyorum.)
Bu zamirler, sahiplik bildirir ve nesnelerden önce kullanılır.
My | benim |
Your | senin |
His | onun (erkekler için) |
Her | onun (bayanlar için) |
Its | onun |
Our | bizim |
Your | sizin |
Their | onların |
İyelik zamirleri (Posessive Pronouns) ile ilgili örnek ifadeler:
He is my student. (O, benim öğrencim.)
It is your cat. (O, senin kedin.)
They are our friends. (Onlar, bizim arkadaşlarımız.)
This is her bag. (Bu onun çantasıdır.)
İngilizce'de sözcükleri rasgele bir araya getirerek cümle kurmamız imkansız. Bu nedenle her cümlede özne ve yüklem olmak zorundadır. İngilizce'de temel fiil, "be" (olmak) fiilidir.
"Go, come, study, eat, do" gibi normal fiillerin olmadığı cümlelerde yüklem olarak "be" fiilini kullanmamız gerekmektedir. Ancak "be" fiili, özneye göre şekil almaktadır. Örneğin, "be" fiili geniş zaman ve şimdiki zamanda kullanılıyorsa, I öznesi için "am", You, We, They özneleri için "are" ve he, she, it özneleri için "is" halini alır. Aşağıdaki tabloda "be" fiilinin çekimi verilmiştir:
I | am | a teacher |
You | are | a student |
He | is | a boy |
She | is | a girl |
It | is | a dog |
We | are | students |
You | are | friends |
They | are | people |
"Be" olmak fiilinin olumsuz hali, "not" alarak belirlenir.
I | am not | a teacher |
You | aren't / are not | a student |
He | isn't / is not | a boy |
She | isn't / is not | a girl |
It | isn't / is not | a dog |
We | aren't / are not | students |
You | aren't / are not | friends |
They | aren't / are not | people |
İngilizce'de soru sorarken yardımcı fiil "be", öznenin önüne getirilir.
am | I | a teacher? |
are | You | a student? |
is | He | a boy? |
is | She | a girl? |
is | It | a dog? |
are | We | students? |
are | You | friends? |
are | They | people? |
Be olmak fiilinin olumsuz soru çekimi:
am | I not | a teacher? |
aren't | You | a student? |
isn't | He | a boy? |
isn't | She | a girl? |
isn't | It | a dog? |
aren't | We | students? |
aren't | You | friends? |
aren't | They | people? |
Yukarda Geniş zaman ve Şimdiki zamanda çekimini verdiğimiz "be" olmak fiilinin Geçmiş zamandaki çekimi de "was/were" şeklindedir:
I | was | a teacher |
You | were | a student |
He | was | a boy |
She | was | a girl |
It | was | a dog |
We | were | students |
You | were | friends |
They | were | people |
Edatlar (Prepositions) İngilizce'de nesnelerden önce gelerek fiil ve özne/nesne arasında bağlantı kurmaya yarayan kelimelerdir. Örneğin Türkçe'deki ismin -de hali (bulunma), -den hali (ayrılma), -i hali, -e hali (yönelme) gibi durumlar İngilizce'de (Prepositions) denilen edatlarla sağlanır. Belli başlı edatlar nelerdir?
ABOUT (hakkında, yaklaşık)
We talked about you. (Senin hakkında konuştuk.)
There are about ten million people living in Istanbul. (Istanbul'da yaşayan yaklaşık on milyon insan var.)
AFTER (-den sonra, ardından)
After you (senden sonra)
After ten o'clock (saat ondan sonra)
AT (-de/da, -e/a)
At two o'clock (saat ikide)
Lookat me (bana bak.)
At cinema (sinemada)
BEFORE (-den önce)
Before him (Ondan önce)
Before three o'clock (saat üçten önce)
BETWEEN (arasında)
Between you and him (senin ve onun arasında)
Between February and May (Şubat ve Mayıs arasında)
FROM (-den/dan)
From Istanbul (İstanbul'dan)
IN (-de/da, -in içinde)
In Istanbul (İstanbul'da)
In the house (evde)
INTO (-in içine doğru, -e doğru)
Come into house (eve gir)
OF (-ın/in)
the front of the house (evin önü)
ON (-in üzerinde)
The cat is on the table. (Kedi masanın üstündedir.)
OVER (üzerinde- dokunma yok)
The plane is over the city. (Uçak şehrin üzerinde.)
TO (-e/a, -e doğru)
To Istanbul (İstanbul'a)
I am going to Istanbul. (Ben İstanbul'a gidiyorum.)
UNDER (-in altında)
He is under the tree. (O, ağacın altında)
WITH (ile)
Come with me. (Benimle gel)
Go with him. (Onunla git)
WITHOUT (-siz, -sız)
Without you (sensiz)
İngilizce'de isimler (nouns), countable ve uncountable diye ikiye ayrılır. Yani sayılabilir ve sayılamaz isimler... Sayılabilir isimler singular (tekil) ve plural (çoğul) halde kullanılabilir. Ancak sayılamaz isimler, daima yalın halde tekil olarak kullanılmalıdır.
İngilizce'de sayılabilir isimler, sonuna aldıkları -s ve -es ekleriyle çoğul olurlar.
1) Sonu "o" ile biten isimler (-es) alır: potato - potatoes
2) Sonu "x" ile biten isimler (-es) alır: fox - foxes
3) Sonu "s" ile biten isimler (-es) alır: glass - glasses
4) Sonu "f/fe" ile biten isimler (-ves) alır: wolf - wolves
5) Sonu "y" ile biten isimlerde bir önceki harf de sessiz ise "y" düşer ve (-ies) eki gelir: story - stories, city - cities gibi...
6) Sonu "ch/sh" ile biten isimler (-es) alır: dish - watches
7) Bunlar dışında kalan diğer isimler (-s) alır: books, kids, pecils gibi...
Ancak -s veya -es eki almayan istisnai durumlar da mevcuttur; bunlardan bazı örnekler:
man (adam) - men (adamlar)
woman (kadın) - women (kadınlar)
person (kişi) - people (insanlar)
tooth (diş) - teeth (dişler)
foot (ayak) - feet (ayaklar)
mouse (fare) - mice (fareler)
fish (balık) - fish (balıklar)
sheep (koyun) - sheep (koyunlar)
ox (öküz) - oxen (öküzler)
goose (kaz) - geese (kazlar)
this (bu) - these (bunlar)
that (şu) - those (şunlar)
İsimleri niteleyen sözcüklere sıfat (adjective) denir. Sıfatlar genel olarak isimlerden önce gelir ve ismin rengini tadını kokusunu ve durumunu bildirir.
He is an intelligent student. (O, zeki bir öğrencidir.)
She is a pretty girl. (O, güzel bir kızdır.)
İngilizce'de sıfatlar genellikle sonuna aldıkları eklerle tanınabilir. Belli başlı sıfatlar aşağıda verilmiştir:
-al: | typical (tipik), special (özel), international (uluslararası), industrial (endüstriyel), mental (zihinsel), physical (fiziksel), general (genel) |
-ant: | pleasant (hoş, samimi, memnun), significant (önemli), tolerant (hoşgörülü), variant (varyant, değişiklik gösteren) |
-ent: | different (farklı), patient (sabırlı), sufficient (yeterli), excellent (harika), frequent (sık) |
-ous: | serious (ciddi), anxious (endişeli, kaygılı), nervous (sinirli, gergin), dangerous (tehlikeli), obvious (apaçık, açık, belirli), famous (meşhur), conscious (endişeli) |
-ic: | horrific (korkunç) , democratic (demokratik), scientific (bilimsel), platonic (platonik), sympathetic (sempatik), basic (temel) |
-y: | dirty (kirli), dusty (tozlu), messy (dağınık), noisy (gürültülü), sandy (kumsal), stony (taşlı), rocky (kayalık), healthy (sağlıklı), hungry (aç), angry (sinirli) |
-ive: | active (faal, hareketli), passive (pasif), attractive (çekici, cazibeli), expensive (pahalı) |
-able: | comfortable (rahat), enjoyable (eğlenceli, neşeli), fashionable (modaya uygun) |
-ible: | possible (mümkün), horrible (korkunç) |
-ful: | useful (faydalı), careful (dikkatli), beautiful (güzel), skilful (becerikli), grateful (memnun), faithful (inançlı) |
-less: | useless (faydasız, yarasız), careless (dikkatsiz), breathless (nefessiz) |
-ed: | bored (canı sıkılmış, bıkkın, usanmış), tired (yorgun), surprised (şaşırmış), worried (endişelenmiş), confused (kafası karışmış), excited (heyecanlı) |
-ing: | interesting (ilgi çekici), boring (sıkıcı, usandırıcı), tiring (yorucu), surprising (şaşırtıcı), worrying (endişelendirici), confusing (kafa karıştırıcı), exciting (heyecan verici) |
Yukardaki tabloda verilenlerin dışında her hangi bir ek almadan kullanılan sıfatlar da vardır:
good (iyi), fast (hızlı), pretty (güzel), big (büyük), small (küçük), tall (uzun), great (büyük), long (uzun), large (geniş), hard (sert, zor) gibi sıfatlar bunlara örnek verilebilir..
Zarflar eylemleri niteleyen sözcüklerdir. Eylemlerin nasıl yapıldığı veya nasıl olduğu hakkında bilgi veren sözcüklerdir. Zarflar genellikle sıfatlardan türerler.
Dikkat: Zarflar fiilleri (yüklemi) niteler; sıfatlar isimleri niteler..
beautiful (sıfat) güzel
beautifully (zarf) güzelce, güzel bir şekilde
careful (sıfat) dikkatli "He is a careful one." (O, dikkatli birisi.)
carefully (zarf) dikkatlice "He walks carefully." (O, dikkatle yürüyor.)
good (sıfat) iyi "He's a good person." (O, iyi birisi.)
well (zarf) iyi bir şekilde "She sings well." (O, iyi şarkı söyler.)
Hem sıfat hem zarf özelliğine sahip sözcükler de vardır.
fast (sıfat) hızlı "He is fast." (O hızlı)
fast (zard) hızlı bir şekilde "He runs fast." (O hızlı koşar)
Zarflar genellikle cümlenin sonuna veya fiillerden hemen sonra getirilir.
He studies English diligently. (Harıl harıl ders çalışıyor.)
I get up early in the mornings. (Sabahları erken kalkarım.)
He plays football very well. (Futbolu çok iyi oynar.)
İngilizce'de isimler sayılabilir (countable) ve sayılamaz (uncountable) diye iki gruba ayrılır. Bunlardan sayılabilir isimler tekil (singular) ve çoğul (plural) halde kullanılabilirler.. Sayılamaz (uncountable) isimler ise daima yalın olmak zorundadır.
SAYILABİLİR (COUNTABLE) İSİMLERDEN ÖRNEKLER:
bottle (one bottle, three bottles)
child (one child, two kids)
computer (one computer, three computers)
Sayılabilir isimleri sayılarla ifade edebiliriz.
BAZI SAYILAMAYAN (UNCOUNTABLE) İSİMLER:
milk
water
hair
money
bread
coke
coffee
air
weather
cake
Sayılamayan isimler yalın halde olurlar; örneğin bir bardak su veya bir dilim ekmek gibi ifadelerle kullanılabilirler:
a bottle of milk (bir şişe süt)
a glass of water (bir bardak su)
a slice of bread (bir dilim ekmek) gibi...
There is/There are kalıbı, İngilizce'de "var" manasını vermek için kullanılır.
There is a book. (Bir kitap var.)
There is a book on the table. (Masanın üstünde bir kitap var.)
There are books. (Kitap lar var.)
There are books on the table. (Masanın üstünde kitap larvar.)
There kalıbında, eğer "var" diye ifade edeceğimiz nesne tekilse veya sayılamaz bir isimse (is) kullanılır. Çoğul bir halde kullanılıyorsa (are) kullanılmalıdır.
There is/There are kalıbı, "not" aldığında "yok" anlamını verir.
There are not any kids in the garden. (Bahçede hiç çocuk yok.)
There is/There are kalıbını soru haline getirmek için, yardımcı fiil is/are cümlenin en başına getirilir.
Are there any books on the table? (Masanın üstünde hiç kitap var mı?)
How many books? (Kaç tane kitap?)
How many books are there? (Kaç tane kitap var?)
How many books are there on the table? (Masanın üstünde kaç tane kitap var?)
İngilizce'de has got/have got kalıbı (sahiplik) bildirir.
I have got a car. (Bir arabam var)
Not: Yukarıdaki cümle "Ben bir arabaya sahibim" diye de çevrilebilir ancak Türkçe'de sahiplik bildirilirken daha farklı ifadeler kullanıldığı için bu ifadeyi Türkçe'ye değişik şekillerde tercüme edebiliriz: (Benim bir arabam var) veya (Bir arabam var) gibi...
Have got/Has got özneye göre değişir.
I have got a car. (Arabam var)
You have got a car. (Araban var)
He has got a car. (Arabası var)
She has got a car. (Arabası var)
It has got a car. (Arabası var)
We have got a car. (Arabamız var)
You have got a car. (Arabanız var)
They have got a car. (Arabaları var)
Yukardaki örneklerde görüldüğü gibi; I/You/We/They özneleri Have got alırken, He/She/It özneleri Has got alır.
Have got/Has got kalıbının olumsuz hali, "not ile belirlenir (Haven't got/Hasn't got):
I haven't got a car. (Arabam yok)
He hasn't got a car. (Arabası yok)
Have got/Has got kalıbının soru hali, Have/Has başa getirilerek yapılır:
Have you got a car? (Araban var mı?)
Has he got a car? (Arabası var mı?)
A. STRUCTURE
Özne + Yardımcı Fiil (am/is/are) + Asıl Fiil (+ing) + Nesne
Subject + Auxiliary Verb (am/is/are) + Main Verb (+ing) + Object
Positive Structure:
I | am | |
You | are | |
He | is | |
She | is | working |
It | is | |
We | are | |
They | are |
Kısaltmalar: I'm, you're, he's, she's, it's, we're, they're şeklinde yardımcı fiil özneyle birleştirilerek kısaltma yapılabilir.
Negative Structure:
I | am | |
You | are | |
He | is | |
She | is | not working |
It | is | |
We | are | |
They | are |
Kısaltmalar: I'm not, you're not, you aren't, he's not, he isn't, she's not, she isn't, it's not, it isn't, we're not, we aren't, they're not, they aren't...
Question structure:
Am | I | |
Are | You | |
Is | He | |
Is | She | working? |
Is | It | |
Are | We | |
Are | They |
Soru halinin olumsuz şeklinde yardımcı fiil ve not ayrı yazılıyorsa, "not" özneden sonra yazılmalıdır; Am I not? Are you not? Aren't you? Is he not? Isn't he? şeklinde kullanılabilir...
B. KULLANIM
Şimdiki Zaman konuşma esnasında devam etmekte olan eylemleri ifade etmek için kullanılır. Bu tür cümlelerde çoğu zaman, "now, at the moment, at the present, right now, just now, at this moment" gibi zaman zarfları kullanılır.
Take your umbrella, it's raining.
Right now, I'm going home.
Gelecek zaman zarfları kullanılarak, gelecekte yapılması tasarlanan eylemler ifade edilebilir.
What are you doing next week?
I'm travellingtomorrow.
A. STRUCTURE
Özne + Fiil + Nesne/Zarf
Subject + Main Verb(+s) +Object
Positive Structure:
Özne + Fiil + Nesne/Zarf
I | work | |
You | work | |
He | works | |
She | works | in a great factory. |
It | works | |
We | work | |
They | work |
Olumlu cümlelerde fiil, He/She/It özneleriyle kullanılırken -(e)s takısı alır. Diğer özneler (I/You/We/They) yalın halde kullanılmalıdır.
Negative Structure:
Özne + Do/Does + Not + Fiil + Nesne/Zarf
I | do not | |
You | do not | |
He | does not | |
She | does not | work at office? |
It | does not | |
We | do not | |
They | do not |
Olumsuz cümlelerde do/does yardımcı fiili kullanılır ve ana fiil yalın olmak zorundadır. Çünkü -(e)s takısı do yardımcı fiiline getirilir. Böylece He/She/It does yardımcı fiilini alırken, diğer özneler do yardımcı fiilini alır. Yardımcı fiil ve "not" olumsuzluk edatı birleştirilebilir: don't/doesn't şeklinde...
Question structure:
Do/Does + Özne + Fiil + Nesne/Zarf
Do | I | |
Do | you | |
Does | he | |
Does | she | work at office? |
Does | it | |
Do | we | |
Do | they |
Soru halinin olumsuz şeklinde yardımcı fiil ve not ayrı yazılıyorsa, "not" özneden sonra yazılmalıdır; Do I not go? Do you not go? Don't you go? Does he not go? Doesn't he go? şeklinde kullanılabilir...
B. KULLANIM
Simple Present (Geniş Zaman), içinde bulunulan anı ifade etmek için kullanılabilir.
I work in Istanbul. (İstanbul'da çalışırım - hala İstanbul'da çalışmaktayım, çalışıyorum.)
Simple present ile alışkanlıklar ve her gün yapılan işler ifade edilebilir. Bu tür cümlelerde genellikle sıklık zarfları (always, usually, generally etc) kullanılır.
She often goes to work late.
The child usually drink milk before going to bed.
Bilimsel gerçekleri ve doğruluğu kanıtlanmış genellemeleri bu tense ile ifade ederiz.
Water freezes at 0 C. (A scientific fact) (Su 0 C'de donar.)
Water boils at 100 C. (Su 100 C'de kaynar.)
Ayrıca, "I think, I believe" (sanırım, inanıyorum ki) gibi ifadeler geniş zamanda kullanılabilir.
I think you are a hardworking student. I know you're right.
Gelecekle ilgili veya gelecekte yapılması planlanmış durumlarda kullanılabilir veya gelecekle bağlantılı cümlelerde geniş zaman kullanabiliriz.
Şimdiki zamanda kullanılmayan "Non-Progressive Verbs" dediğimiz fiiller vardır. Bu fiiller, geniş zaman ile kullanılabilir. "Like, taste, believe, sound, feel, hear, remember, weigh, smell, love, look, seem, appear, mind, expect, suppose, realize, forget, want, dislike, prefer" gibi fiiller şimdiki zamanda kullanılmayan ancak geniş zamanda kullanılabilen Non-Progressive Fiillerdir.
I don't believe you.
I love you.
1 one | 1st first |
2 two | 2nd second |
3 three | 3rd third |
4 four | 4th fourth |
5 five | 5th fifth |
6 six | 6th sixth |
7 seven | 7th seventh |
8 eight | 8th eighth |
9 nine | 9th ninth |
10 ten | 10th tenth |
11 eleven | 11th eleventh |
12 twelve | 12th twelfth |
13 thirteen | 13th thirteenth |
14 fourteen | 14th fourteenth |
15 fifteen | 15th fifteenth |
16 sixteen | 16th sixteenth |
17 seventeen | 17th seventeenth |
18 eighteen | 18th eighteenth |
19 nineteen | 19th nineteenth |
20 twenty | 20th twentieth |
21 twenty-one | 21st twenty-first |
30 thirty | 30th thirtieth |
40 forty | 40th fortieth |
50 fifty | 50th fiftieth |
60 sixty | 60th sixtieth |
70 seventy | 70th seventieth |
80 eighty | 80th eightieth |
90 ninety | 90th ninetieth |
100 a/one hundred | 100th hundredth |
101 a/one hundred and one | 101st one hundred and first |
1,000 a/one thousand | 1,000th thousandth |
10,000 ten thousand | 10,000th ten thousandth |
100,000 a/one hundred thousand | |
1,000,000 a/one million | 1,000,000th millionth |
1,000,000,000 a/one billion |
By heidimah and Oytun BuyrukcuLast updated:
Bir partide olduğunu ve birisiyle tanıştığını düşün.
Kendisini şöyle tanıtıyor:
“Hi there, my name is Tom. I comes from the village of Bendemeer and I currently works for a technology company. I has three kids and two dogs at home. I like to drinks coffee and read a good book during my free time.”
Bu okudukların kaşlarını kaldırmana neden oldu mu?
Umarım öyle olmuştur.
Şimdiden İngilizce fiilleri öğrenmiş olabilirsin, peki ama İngilizce özne yüklem uyumu kurallarını nasıl uygulayacağını biliyor musun?
Tom bunu bilmiyor. Aslında şöyle demesi gerekirdi:
“Hi there, my name is Tom. I come from the village of Bendemeer and I currently work for a technology company. I have three kids and two dogs at home. I like to drink coffee and read a good book during my free time.”
Tom’un kurduğu cümlelerde özne—yani burada “I”—ile uyum için fiil çekimlerinin nasıl değiştiğine dikkat et.
Özne-yüklem uyumu, kurduğun İngilizce cümlelerin dilbilgisi açısından doğru olmaları ve kulağa doğal gelmelerinin en önemli yollarından biridir.
İlk başta kafa karıştırıcı görünebilir, ama bu aslında oldukça basittir!
Çok sayıda örnek ile tüm temel kuralları burada gözden geçireceğiz. Ve anladığından emin olmak için yazının sonuna küçük bir test dahi ekleyeceğiz.
Download: This blog post is available as a convenient and portable PDF that you can take anywhere. Click here to get a copy. (Download)
Yüklem, bir eylemi, bir olayı ya da bir durumu ifade eden sözcük ya da sözcük gruplarıdır.
Tom threw the ball. (Eylem)
The bridge collapsed. (Olay)
Jessica seems uncertain about her project. (Durum)
Özne ise o yüklemin eylemini gerçekleştiren kişi, grup ya da ögedir. Dolayısıyla yukarıdaki cümlelerin özneleri şunlardır:
Tom
The bridge
Jessica
İngilizcede yüklem çekimi, özneye uyum için değişmektedir. Buna da “özne-yüklem uyumu” adı verilir.
Şimdi İngilizce özne-yüklem uyumunun nasıl işlediğini görelim.
İngilizce özne yüklem uyumu aslında çok çeşitli fiil çekimleri olan diğer dillere kıyasla daha kolaydır. Burada önemli olan şey tekil ve çoğul özne arasındaki farkı bilmektir.
Şu anda sadece geniş zaman cümlelerle çalışacağımızı unutma. Yazının ilerleyen bölümünde ise diğer zaman kiplerindeki değişiklikleri göreceksin.
Tekil özneler sadece bir kişi ya da bir şeyi ifade eder. Bunlara “he,” “she” ve “it” zamirlerinin yanı sıra tekil kişi ya da şey isimleri (“Mr. Smith,” “the ball,” vb.) dahildir. Dikkat edilmesi gereken bazı hususlar:
Tekil özne kullanıldığı zaman, uyumlu olabilmesi için yüklemin yalın haline “s” takısı getirilir. Örneğin, “to dance” fiilini ele alalım. Tekil özne kullanıldığı zaman yüklemin yalın hali “dance” sözcüğüne “s” takısı eklenerek “dances” elde edilir.
William dances to the music.
İşte farklı fiillerle bazı örnekler:
The monkey eats bananas.
Timmy gives his Mother some flowers.
She cries.
When provoked, it barks.
Everyone takes a prize before they leave.
Each person collects a sandwich from the counter.
The team celebrates.
Every Sunday my family gathers to eat together.
Bununla birlikte, “they” ve “we” gibi çoğul zamirler ya da çoğul kişiler veya şeyler (“my friends,” “the documents,” vb.) çoğul özneleri meydana getirir.
Buradaki istisnalar ise kişi zamirleri “you” ve “I” olmaktadır. “I” tekil bir zamirdir ve “you” hem tekil hem de çoğul olarak kullanılabilir. Bununla birlikte her ikisi de çoğul öznelerin İngilizce özne yüklem uyumu kuralına tabidir.
Ve bu kural bir öncekinden de daha kolaydır! Sadece fiilin yalın hali kullanılır.
They wave at us.
The children ride their bicycles to school.
I love to sing.
We are cold.
You take a photograph of them.
Today, I feel better.
Benzer şekilde, “and” gibi bağlaçlarla oluşturulan bileşik özneler de fiillerin yalın haliyle eşleştirilir. Örnek:
Jay and Mary visit Grandmother at the hospital.
Meşhur İngilizce şarkı “The Gambler” bu kuralların pratikte kullanımını duymanın harika bir yoludur. Bu şarkıda çok çeşitli tekil ve çoğul özneler kolay İngilizce yüklemlerle eşleştirilmiştir.
Diğer eğlenceli ve özgün videolar ile İngilizce gramer öğrenmek istiyorsan FluentU tam sana göre. FluentU ile karşına kişiselleştirilmiş dil derslerine dönüştürülmüş film fragmanları, müzik videoları, ilham verici konuşmalar, vb. gerçek İngilizce videolar çıkarılıyor.
İzlerken öğrenebilmek için her videoda interaktif altyazılar, sözcük listeleri, egzersizler ve daha fazla araç bulunuyor. En iyisi ise iOS ve Android uygulamaları ile istediğin her zaman çalışabilecek olman.
Bazen tanımlayıcı bir söz özne ile yüklem arasına girebilir ama aynı özne yüklem uyumu kuralı geçerli olacaktır.
The elderly man buys some flowers.
The elderly man in the red shirt buys some flowers.
The group of children wave at us.
The group of children on the school bus wave at us.
The baker gives an extra loaf of bread whenever we visit.
The baker in that famous bread shop gives an extra loaf of bread whenever we visit.
Soru cümlelerinde özne ve yüklemin yeri sıklıkla değişmektedir ama yine özne yüklem uyumu olması gerekir.
I am next in line.
Am I next in line?
They are coming to visit us.
Are they coming to visit us?
Bir cümleye “not” sözcüğü eklenerek o cümle olumsuz hale getirilebilir. Özne-yüklem uyumu kuralları yine geçerli olacaktır.
I am next in line.
I amnot next in line.
Tom is coming to visit us.
Tom isnot coming to visit us.
İngilizce geçmiş zaman kipinde, öznenin tekil ya da çoğul olması fark etmeksizin fiil çekimi genellikle aynı görünecektir. Şu örneklere bir göz atalım.
Tekil özne kullanılan bir cümle geniş zamanda şu şekilde yazılır:
The child waves at me.
Geçmiş zamanda ise:
The child waved at me.
Benzer şekilde, çoğul özne kullanılan bir cümle geniş zamanda şu şekilde yazılır:
The children wave at me.
Ama geçmiş zamanda fiilimizin çekimi değişmeden kalır:
The children waved at me.
Aşağıda başka bir örnek bulacaksın:
Jane visited the doctor. (Tekil özne, geçmiş zaman)
Jane and Kate visited the doctor. (Çoğul özne, geçmiş zaman)
Ama bu kuralın önemli bir istisnası vardır: “to be” fiili. Bu yüklem geçmiş zamanda farklı özneler için değişmektedir.
I was tired this morning.
She was tired this morning
You were tired this morning.
We were tired this morning.
They were tired this morning.
Bileşik zamanlar, ana yüklemin yanı sıra “to have” ya da “to be” gibi “ikincil” fiiller kullanır. Bunlar geçmişte olmuş ve gelecekte de olması beklenen olayları ifade edebilir.
Bu cümlelerde ana yüklem zamanı gösterecek şekilde değişir ama tüm özneler için aynı kalacaktır. Bununla birlikte, ikincil fiilin özne ile uyumlu olduğundan emin olmalısın.
Jim eats his dinner. They eat their dinner.
Jim has eaten his dinner. They have eaten their dinner.
I am planning to leave work early tonight. My kids are planning to meet me at the restaurant.
I was planning to come home early tonight. My kids were planning to meet me at the restaurant.
Yardımcı fiiller, ana yüklemden önce gelen “ikincil” fiillerin başka bir formudur. Bunlar olasılık, izin ve daha fazlasını belirten “can,” “might” ve “must” gibi sözcüklerdir. Eğer bunları bilmiyorsan ya da hafızanı tazelemek istiyorsan işte İngilizce yardımcı fiillerle eksik örnekler.
Yardımcı fiiller kullanırken özne-yüklem uyumu için fazla endişelenmen gerekmiyor. Tüm özneler için aynı çekim yapılır ve ana yüklem yalın haliyle kullanılır.
Cassandra could study a lot harder.
My classmates could study a lot harder.
Şimdi başka bir örneğe bakalım.
You must leave before noon tomorrow.
Janet and Ashley must leave before noon tomorrow.
We must leave before noon tomorrow.
Aşağıdaki cümlelerde yapılmış olan hataları bulabilir misin?
Doğru cevapları verdin mi?
Daha da fazla pratik için BusinessWriting.com’dan bu interaktif özne yüklem uyumu testini çözebilirsin.
Artık İngilizce özne yüklem uyumu baş ağrısına neden olmayacak! Bu rehber ile İngilizce özne yüklem uyumunun göründüğü kadar zor olmadığını anlayacaksın.
« Bugün İndirebileceğin Ücretsiz İngilizce Gramer Kitapları
Dil Öğrencileri için 6 Keyifli ve Zorlu İngilizce Bulmaca »