Şap hastasının insana etkileri merak ediliyor. Şap hastası insana bulaşır mı sorusu da gündemde... Tarım ve Orman Bakanlığı, tüm Türkiye genelinde ikinci bir emre kadar veteriner hekim, veteriner sağlık teknikeri ve teknisyenlerin izinlerini iptal etti. Tarım ve Orman Bakanlığı "Yürütülen çalışmalar neticesinde, SAT-2 serotipi şap hastalığını taşıyan ilk vaka tespit edilmiştir." açıklamasında bulundu. Milyonlarca kişi şap virüsüne dair bilgileri sorguluyor. Şap virüsünün ne olduğu ve nasıl yayıldığı araştırılıyor. İşte Şap virüsüne dair bilgiler...
Elazığ Tarım ve Orman İl Müdürlüğünden yapılan açıklamada, "Ülkemizde görülen şap hastalığının bu türünden dolayı hayvan pazarları kapanmıştır. İkinci bir emre kadar hayvanların satışı ve hareketi yasaktır. Aksi durumda kolluk kuvvetleri tarafından 36a kanunun ilgili maddesine göre hastalıkların yayılmasının önlenmesi amacıyla Bakanlık tedbirlerine uymayanlara 46 bin 159 lira idari para cezası uygulanacaktır" denildi.
Ayrıca Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından çiftçilere gönderilen mesajda ise aşı çalışmalarına başlandığı belirtilerek tespit edilen virüs SAT-2 olup, aşı çalışmalarına özel sektör ve devlet eliyle başlanmış olup üretimi tamamlandığında sahaya verileceği vurgulandı.
Şap hastalığı nedir?
Şap hastalığı, çift tırnaklı hayvanların akut seyirli, çok bulaşıcı ve zoonotik karaktere sahip viral bir enfeksiyonudur. Hastalığın bulaşma oranı yüksek olup, hassas hayvan topluluklarında (popülasyonlarında) yüzde 100'e kadar ulaşabilmektedir. Bu nedenle hastalık ekonomik, siyasi ve ticari yönlerden büyük önem taşımaktadır.
Hastalığın etkeni Picornaviridae familyasının Aphtovirus alt grubunda yer alan şap virusudur. Virusun O , A, C , SAT-1, SAT-2, SAT-3 ve ASİA 1 olmak üzere antijenik olarak farklı yedi ayrı serotipi bulunmaktadır. (O) serotipinin II, A serotipinin 32, C serotipinin 5, SAT I serotipinin I, SAT 2 serotipinin 3, SAT 3 serotipinin 4 , ASIA I serotipinin ise I alt tipi vardır. Serotipler arasında çapraz bağışıklık görülmemesi hastalıkla mücadeleyi güçleştirmektedir.
Virus fiziksel etkenlere karşı değişik duyarlılık göstermektedir. Isıya dayanıksız olup 37oC'de 12 saatte, 60-65oC de 1/2 saatte, 85oC de ise birkaç dakika da yıkımlanarak etkisiz hale gelmektedir. Ancak düşük ısı derecelerine ve ani donma ve çözülmelere karşı oldukça dayanıklıdır.
Özetlemek gerekirse; Evcil veya yabani tüm çift tırnaklı hayvanlarda görülebilen, kronik durumlarda zayıf ve yavru hayvanlarda ölüme sebebiyet veren, genellikle et, süt ve iş gücü kaybına sebep olan viral bir hastalıktır. Türkiye Tarım ve Orman Bakanlığınca ihbarı mecburi hastalıklar arasında yer almaktadır.
Şap hastalığının belirtileri
Sığırlarda ateş, iştahsızlık, depresyon ve süt veriminde azalma ilk klinik bulgulardır. 24 saat içerisinde salya akışı başlar ve dil-dişetinde veziküller şekillenir. Keseciklere (veziküllere) interdigital bölgede, koroner bölgede, meme derisinde, ağız ve burun mukozasında rastlanabilir. Veziküllerin yırtılması ile geniş ülseratif yaralar şekillenebilir.
Dildeki yaraların (lezyonların) genellikle birkaç günde iyileşmesine karşın ayaklardaki ve nazal bölgedeki lezyonlar çoğunlukla ikinci (sekunder) bakteriyel enfeksiyonlara maruz kalırlar. Sekunder bakteriyel enfeksiyonlar sonucu pneumoni ve mastitis görülebilir, tırnak düşebilir.
Hastalığın en belirgin yayılma yolu havada bulunan virüsün solunum sistemi ile alınmasıyla olmaktadır. Enfekte veya kuluçka dönemindeki hayvanlar solunum, deri, sekret ve ekstretleri, süt ve sperma ile virüsü saçmaktadır. Hastalık bulaşık (kontamine) hayvan ürünleri, bulaşık (kontamine) araç ve aletler, insan, yabani hayvanlar, kuşlar, rüzgar ve nakil araçları ile de bulaşabilmektedir.
Şap hastalığı insana geçer mi?
Hastalığın en belirgin yayılma yolu havada bulunan virüsün solunum sistemi ile alınmasıyla olmaktadır. Enfekte veya kuluçka dönemindeki hayvanlar solunum, deri, sekret ve ekstretleri, süt ve sperma ile virüsü saçmHastalık bulaşık (kontamine) hayvan ürünleri, bulaşık (kontamine) araç ve aletler, insan, yabani hayvanlar, kuşlar, rüzgar ve nakil araçları ile de bulaşabilmektedir. İnsanlar da ise enfekte hayvanlar ile temas veya enfekte et ve süt ürünleri ile enfeksiyonu nadiren aldıkları bildirilmektedir.
Bazı kentlerde çift tırnaklı hayvanlarda görülen SAT-2 serotipi şap virüsü nedeniyle Tarım ve Orman Bakanlığı, ithalat, ihracat ve kesim maksatlı sevkler dışındaki tüm hayvan hareketlerini yasakladı. Tedbirler kapsamında hayvan pazarları da kapatılırken, hızla aşılama çalışmaları başlatıldı.
Güncelleme Tarihi:
LinkedinFlipboardE-postaLinki KopyalaYazı Tipi
Son günlerde yeniden adını duyduğumuz şap hastalığı nedir? Bu hastalık, dönem dönem ülkemizde görüldüğü için gündeme geliyor. En özet haliyle, çift toynaklı hayvanlarda görülen viral bir hastalık olarak tanımlanan şap hastalığı, tabak hastalığı veya dabak hastalığı isimleriyle de anılıyor. Öldürücü olmadığı ama sürü içerisinde ve bölgede hızla yayıldığı, insanlara ise nadiren de olsa bulaşabildiği biliniyor. Şap hastalığı hakkında daha fazlasını keşfetmek için okumaya devam edin.
Şap hastalığı nedir, yukarıda kısaca açıkladık. Bu hastalık, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın açıklamasına göre, çift tırnaklı hayvanların akut seyirli, çok bulaşıcı ve zoonotik karaktere sahip viral bir enfeksiyonudur. Hastalığın bulaşma oranı oldukça yüksektir ve hassas hayvan popülasyonlarında % 100’e kadar ulaşabildiği bilinmektedir. Önemli ekonomik kayıplara neden olabileceği için sadece ülkemizde değil, dünya çapında bir endişe kaynağıdır.
Şap hastalığı çiftçiler için üretim kayıplarına ve zorluklara neden olur. Aynı zamanda canlı hayvan ticareti üzerinde de ciddi etkileri vardır; hastalığın tek bir tespiti bile muhtemelen yerel ve uluslararası ticareti bir süreliğine tamamen durduracaktır. Şap, bulaşma hızı ve ciddi ekonomik sonuçları nedeniyle, hayvancılıkla uğraşanların en çok korktuğu hastalıklardan biridir.
Şap hastalığına (FMD) bir virüs neden olur. Bu virüs, canlı dokuda ve enfekte hayvanların nefesinde, tükürüğünde, idrarında ve diğer dışkılarında hayatta kalır. Ayrıca doğru koşullar altında kontamine malzemelerde ve çevrede de aylarca hayatta kalabilir. Şap virüsünün bilinen 7 türü ve 60’tan fazla alt türü vardır. Virüsün bir türüne karşı kazanılan bağışıklık, bir hayvanı diğer türlere veya alt türlere karşı korumaz. Yine Tarım ve Orman Bakanlığı’nın açıklamasına göre, şap virüsü;
Şap hastalığı nedir, şap hastalığı neden olur; artık biliyorsunuz. Peki hayvanlarda şap hastalığının belirtileri nelerdir? Sığırlarda;
Dildeki yaralar, genellikle birkaç günde iyileşir ancak ayaklardaki ve nazal bölgedeki lezyonlar çoğunlukla ikincil bakteriyel enfeksiyonlara maruz kalırlar. İkincil bakteriyel enfeksiyonların sonucunda pneumoni ve mastitis görülebilir, tırnak düşebilir.
Şap hastalığı, koyun ve keçilerde ise daha hafif seyirlidir. Koyunlarda genellikle topallık ile karakterizedir ve süreklilik gösterir. Ağızdaki lezyonlar sığırlardakinden daha küçük ve daha kısa süreli olur. Buna bağlı olarak hastalığın yol açtığı ekonomik kayıplar da sığırlarınkinden daha düşüktür ve klinik bulgular dikkatli bir gözlemle belirlenebilir.
Gelelim konuyla ilgili en fazla merak edilen soruya… Şap hastalığı insana geçer mi? Hatta şap hastalığı insanı öldürür mü? Şap hastalığı, hayvanlar arasında yüksek bulaşma hızına sahipse de insanlara nadiren bulaşabilir. İnsandan insana ise bulaşmaz. İnsanlarda şap hastalığı, enfekte hayvanlar ile temas veya enfekte et ve süt ürünleri ile enfeksiyonu ile nadiren ortaya çıkabilir. Dolayısıyla şap hastalığı, bir halk sağlığı veya gıda güvenliği tehdidi olarak görülmez.
Şap hastalığının kontrolü için kesim, karantina, aşılama olmak üzere uygulanan üç ana strateji vardır. Hangisinin uygulanacağına karar vermek için sosyo-ekonomik durum, hayvan varlıklarının durumu ve şap hastalığı yönünden epidemiyolojisi, iklim-coğrafik şartları dikkate alınır ve bunlara bağlı olarak bir kar-zarar analizi yapılır.
Şap hastalığı nedir, şap hastalığının belirtileri nelerdir gibi konuyla ilgili merak edilen soruları yanıtladık. Ülkemizde bu hastalığa dair istatistiki bilgilere 1914 yılında yayınlanan Ziraat İstatistik Dergisinde rastlanmaktadır. Daha geniş bilgiler ise yaşanan büyük şap salgını nedeniyle 1957 yılından sonra edinilmiştir. Şap virüsüyle mücadele amacıyla ilk olarak 1958 yılında Etlik Veteriner Bakteriyoloji Enstitüsü bünyesinde geçici bir şap laboratuvarı, daha sonra 1967 yılında Şap Enstitüsü kurulmuştur. Farklı yıllarda ortaya çıkan şap salgınlarına, birçok farklı şap virüsü türünün yol açtığı bilinmektedir. Şu anda ülkemizde şap hastalığına “O1, A İran ve ASIA1 tipi şap virüsleri” neden olmaktadır. Ülkemizde şap hastalığıyla mücadele yöntemleri ise aşılama ve karantinadır.
Geçtiğimiz günlerde Elazığ Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada; “Ülkemizde görülen şap hastalığının bu türünden dolayı hayvan pazarları kapanmıştır. İkinci bir emre kadar hayvanların satışı ve hareketi yasaktır. Aksi durumda kolluk kuvvetleri tarafından 36a kanunun ilgili maddesine göre hastalıkların yayılmasının önlenmesi amacıyla Bakanlık tedbirlerine uymayanlara 46 bin 159 lira idari para cezası uygulanacaktır” denildi. Ayrıca Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından bazı kentlerde ithalat, ihracat ve kesim maksatlı sevkler dışındaki tüm hayvan hareketleri yasaklandı. Tedbirler kapsamında hayvan pazarları da kapatılarak aşı çalışmalarına başlandı…
Şap hastalığına karşı hayvan yetiştiricilerin alabileceği koruyucu önlemleri şu şekilde sıralayabiliriz:
Şap hastalığı ortaya çıktıktan sonra hayvan yetiştiricilerinin alması gereken önlemler ise şu şekilde:
Kaynaklar: vetkontrol.tarimorman.gov.tr, aphis.usda.gov
İlginizi çekebilir: Bağışıklık sistemi nasıl güçlendirilir?: Hastalık kalkanı bağışıklık sistemini güçlendirmenin ve canlandırmanın doğal yolları