ipek ongun taşlar yerine otururken / One moment, please

Ipek Ongun Taşlar Yerine Otururken

ipek ongun taşlar yerine otururken

Ga naar zoekenGa naar hoofdinhoud

Samenvatting

Serra, Sıla, Melis, Dilek, Esin, Toprak.Dünün küçük kızları. Hepsi ayrı ayrı yollarda ilerliyor. Ama… Bir zamanlar birbirinin ellerinden tutan o küçük kızlar, bugün genç kadınlar olarak aynı elleri sıkı sıkı tutmaya devam ediyorlar. Dilek, Ulaş ve Deryasıyla mutlu. İşinde başarılı. Hâlâ çocuksu neşesini, öfke patlamalarını, patavatsızlığını sürdürümonash.pw, özel yaşamını konuşmayı sevmeyen bir özgür ruh Evliliğe inanmıyor ama seçtiği hayat arkadaşıyla mutlu görünüyor. Daha fazlası zaten sorulmaz ona. Melis, Toprak'ın tam anlamıyla zıttı. Hepsine karışan, onların dertlerini dert edinen, en olmadık sorularla özel yaşamlarına dalıveren bir anaç tavuk. Hem başarılı bir iş kadını, hem de çok iyi bir anne. Her koşulda güzel, şık, ışıl ışıl bir kadımonash.pw, sakin, sessiz, sanatkâr ruhlu Başarılı bir sanatçı olma yolunda hızla ilerliyor. Zor zamanları sabırla, hoşgörüyle aşabilen, içlerinde bilgeliğe en yakın kişi. Sıla, narin ama çelik bir tel gibi dirençli ve güçlü… Nelerden geçti ama çok başarılı olduğu mesleğinden asla vazgeçmonash.pwyle işini bir arada keyif ve uyumla sürdürmeyi başaran Serra ise on beş yaşında yazmaya başladığı anı defterlerine artık son noktayı koyuyor. Minik kızı Selin'e ilk anı defterini alarak bu geleneği bir sonraki kuşağa aktarmayı arzu ediyor. Tüm sevdikleri kendi hayatlarını kurarken, başka başka ufuklara yelken açarken, Serra, onların arkasından mutlulukla bakıyor. Bir yandan da o ince hüzün, gelip yerleşiveriyor yüreğine(Tanıtım Bülteninden)

Toon meer Toon minder

Productspecificaties

Inhoud

Taal
tr

Bindwijze
Paperback

Aantal pagina's

Illustraties
Nee

Overige kenmerken

Gewicht
g

Studieboek
Nee

Verpakking breedte
mm

Verpakking hoogte
30 mm

Verpakking lengte
mm

Toon meer Toon minder

Nog geen reviews

Prijsinformatie

De prijs van dit product is 16 euro en 44 cent.

In winkelwagen

  • Bestellen en betalen via monash.pw
  • Prijs inclusief verzendkosten, verstuurd door Refah Shop
  • 30 dagen bedenktijd en gratis retourneren
  • Wettelijke garantie via Refah Shop

Recent bezochte artikelen

 

{"pdpTaxonomyObj":{"pageInfo":{"pageType":"PDP","language":"nl","website":"monash.pw"},"userInfo":{},"productInfo":[{"productId":"","ean":"","title":"Taşlar Yerine Otururken - Bir Genç Kızın Gizli Defteri 10","price":"","categoryTreeList":[{"tree":["Boeken","Literatuur \u Romans"]},{"tree":["Boeken","Literatuur \u Romans","Literaire romans"]},{"tree":["Boeken"]}],"brick":"","chunk":"","publisher":"Artemis Yayincilik","author":"Ipek Ongun","averageReviewRating":"","seriesList":[],"sellerName":"Refah Shop","uniqueProductAttribute":"BINDING-Paperback"}]}}

{"pdpAnalyticsObj":{"pageInfo":{"pageType":"PDP","country":"NL","shoppingChannelContextTypeAndDeviceType":"monash.pw,SEO_AGENT","canonicalUrl":"monash.pw","shortURL":"/f/taslar-yerine-otururken//","countryLanguage":"nl-nl","external":true,"subscriptionInfo":{"selectMembership":false}},"product":{"productId":"","title":"Taşlar Yerine Otururken - Bir Genç Kızın Gizli Defteri 10","category":"Boeken/Literatuur \u Romans","brand":"","brick":"","seller":"_Refah Shop","price":"","categoryNumbersFlattened":["",""],"categories":["Boeken","Literatuur \u Romans"],"orderable":"available","quantity":1}}}

Serra, Sıla, Melis, Dilek, Esin, Toprak…
Dünün küçük kızları… Hepsi ayrı ayrı yollarda ilerliyor. Ama… Bir zamanlar birbirinin ellerinden tutan o küçük kızlar, bugün genç kadınlar olarak aynı elleri sıkı sıkı tutmaya devam ediyorlar.
Dilek, Ulaş ve Derya’sıyla mutlu. İşinde başarılı. Hâlâ çocuksu neşesini, öfke patlamalarını, patavatsızlığını sürdürüyor.
Toprak, özel yaşamını konuşmayı sevmeyen bir özgür ruh&#; Evliliğe inanmıyor ama seçtiği hayat arkadaşıyla mutlu görünüyor. Daha fazlası zaten sorulmaz ona.
Melis, Toprak’ın tam anlamıyla zıttı. Hepsine karışan, onların dertlerini dert edinen, en olmadık sorularla özel yaşamlarına dalıveren bir anaç tavuk… Hem başarılı bir iş kadını, hem de çok iyi bir anne, her koşulda güzel, şık, ışıl ışıl bir kadın.
Esin, sakin, sessiz, sanatkâr ruhlu… Başarılı bir sanatçı olma yolunda hızla ilerliyor. Zor zamanları sabırla, hoşgörüyle aşabilen, içlerinde bilgeliğe en yakın kişi.
Sıla, narin ama çelik bir tel gibi dirençli ve güçlü… Nelerden geçti ama çok başarılı olduğu mesleğinden asla vazgeçmedi.
Ailesiyle işini bir arada keyif ve uyumla sürdürmeyi başaran Serra ise on beş yaşında yazmaya başladığı anı defterlerine artık son noktayı koyuyor. Minik kızı Selin’e ilk anı defterini alarak bu geleneği bir sonraki kuşağa aktarmayı arzu ediyor.
Tüm sevdikleri kendi hayatlarını kurarken, başka başka ufuklara yelken açarken Serra onların arkasından mutlulukla bakıyor, bir yandan da o ince hüzün gelip yerleşiveriyor yüreğine.

22 Ağustos, Pazar
Çeşme&#;deyiz!
Baş başa&#;
Özgür&#;le&#;
Meğer böyle bir kaçamağı ne kadar da özlemişim.
Sağ olsun Nuran Anne, &#;ikiniz de çok yoruldunuz, şöyle bir hafta sonu buralardan uzaklaşıp dinlenseniz,&#; gibi bir öneride bulundu. Bunu duyan annem de, &#;Selin&#;e birlikte bakarız,&#; şeklinde destek çıkınca, biz de bu işe kalkıştık. Vazgeçmesinler dercesine, biletlerimizi, otelimizi hemen ayarladım.
Ve işte şimdi burada, Çeşme&#;deyiz!
Ta-taa&#;
Gerçi Deme Teyzem onlarla kalmıyoruz diye azıcık bozuldu ama şu aralar Sırma&#;lar orada.
İki çocuklarıyla&#;.
Yaa&#;
Bunu yazmamıştım değil mi&#;
Efendim Sırma kızımız artık iki çocuk anası, olgun ve dolgun bir hanım olmuş vaziyette.
İkinci bebek de kız&#;
Anlayacağın bizim aile hep kızlardan gidiyor. Adına gelince&#;
İşte orada sıkı dur.

Bu isim ailede Sude Mey&#;den de büyük dalgalar&#; -ne dalgası &#; fırtınalar yarattı, fırtınalar&#;
Evet, gelelim bunca kargaşa yaratan isme.
Efendim, isim&#;
Ava!
Evet, aynen öyle.
Ava&#;
Hem Defne Teyzemler, hem Deniz&#;in annesiyle babası, &#;Şimdi siz gerçekten zavallı bebeğe bu ismi vermeye kararlı mısınız?&#;la konuya giriş yapıp,
&#;Kızım nereden bulursunuz böyle isimleri!..&#;
&#;Hiç de Türk adına benzemiyor&#;&#;
&#;Ama okulda alay ederler çocukla&#;&#;
&#;türü karamsar yorumlan sıraladıktan sonra,
&#;Bak demedi demeyin&#;&#; gibi üstü kapalı tehditle karışık uyanlarda bulunup,
&#;Tabii yine de siz bilirsiniz,&#; tarzında bu kez tam tersi bir demokratik söylem eşliğinde&#;
Ve fakat, yine de dudak bükerek, ellerinden geleni yaptılar.
Öte yandan bizim süslü, kızının adını aslanlar gibi savundu. Böylece ailemize Sude Mey&#;in yanı sıra bir de Ava katılmış oldu.
Vatana, millete hayırlı olsun!
İşte bu açıklamalardan görebileceğin gibi sevgili defter, hem onlar ve özellikle de dört bir yana koşan zavallı teyzem açısından hem de bizim açımızdan (biz buraya kafa dinlemek için kendi çocuğumuzdan kaçıp gelmişiz bir yerde&#;) en uygunu gidip güzel güzel
sakiiin&#;
sessiiiz&#;
bir otelde kalmaktı.
E, biz de bunu yaptık zaten.
Sabahlan motorumuza atladığımız gibi yeni yeni koylar, plajlar keşfettik.
Bol bol yüzdük.
Yorulduk &#; birbirimizin kollarında uyuduk.
Acıktık &#; Çeşme&#;nin ünlü &#;kumru&#;sundan yedik.
Yine acıktık &#; bu kez Ayvalık tostuyla ayran içtik.
Deniz suyunun kollarımızda, yüzümüzde bıraktığı tuz İzlerine bakıp eğlendik.
Islak kumlarda el ele yürüdük, ayak izlerimizi karşılaştırdık.
Deniz kabuklan ve yassı taşlar topladık.
Sabahtan akşama saatsiz yaşadık.
Ve güneş yavaş yavaş deniz çizgisine yaklaşıp, gecenin lacivert karanlığı gökyüzünün günbatımındaki o eşsiz rengine bürünüşünü bir şal gibi örtene dek yine el ele izledik, hiçbir saniyesini kaçırmamacasına&#;
Ve ancak ondan sonra motora atlayıp saçlarımızı rüzgâra vererek dönüş yollarına düştük.
Serserilik yaptık anlayacağın sevgili defter.
Uzun zamandır yapmadığımız kadar hem de&#;
Serserilik yaptık dediysek, tamamen salaş havalara girdik sanma.
O kadar da değil.

Mesela&#;
Akşam oldu mu süslenilecek.
Neden?
Çünkü, sevgilinin kotuna girilip Alacalı sokaklarında salınılacak.
Etraf çıtır dolu. Dolayısıyla&#; güzel görünmek gerek.
Ne fazla kokoş olunacak, ne de fazla salaş&#;
Hafif güneş yanığı pembeliğinde bir hoşluk&#;
Yanaklar yaldızlı, gözler alev alev&#;
Uçuşan giysiler&#;
Şıngırdayan ince bilezikler&#;
Pırıltılı sandaletler&#;
İşte bu kıvam tu durulduğunda sevdiceğin kolunda ortaya çıkılacak.
Ve gelelim gecelerimizi geçirdiğimiz yerlere.
Önce Alacalı..,
Ne harika bir yer Tanrım.
Dar parke sokaklar&#; Sokaklarda masalar&#;
Masaların üstünde mumlar, çiçekler&#;
Her yerde ayn bir güzellik&#;
Kimi tahta sandalyeleri kırmızılara, yeşillere, mavi ve sanlara boyamış, aynı renklerde bot yastıkla desteklemiş.
Neşeli mi neşeli&#;
Kimi her şeyi eflatunlarla sarıp sarmalamış.
Romantik mi romantik&#;
Ve küçük küçük butikler&#;
Vitrinler sıcak yaz günlerini yansıtan takılar, sandaletler, ince uçuşan giysilerle şekillenmiş.

Ara sokakta bir restorana giriyoruz. Micasa&#;ydı galiba adı.
Hoş bir loşluk&#;
Her yerde mumlar&#;
Havada harika bir müzik dalgalanıyor.
&#;Rezervasyonunuz var mı efendim?&#;
Ne rezervasyonu? Biz öylesine girivermiştik içeri.
&#;Rezervasyonumuz yok ama n&#;olur bizi geri çevirmeyin, çok sevdim ben burayı&#;&#;
Bunları söylerken şaşıyorum kendime.
Ben böyle şeyler söylemem.
Böyle davranmam.
İşte Alaçatı bu&#;
Çarpıyor insanı.
Şef bana gülümsüyor, &#;Balayındasınız galiba.&#;
Hemen Özgür&#;ün elini tutup, &#;Evet,&#; diyorum, yüzüme mahcup bir gülücük oturtarak.
&#;Belli oluyor.&#; Gülümsemesi daha bir genişliyor sanki. &#;Sizin için bir masa bulmaya çalışacağım, bu gece çok doluyuz da.,.&#;
Ve &#; ileride bir ağacın altında bize hemen iki kişilik bir masa hazırlatıyor.
Özgür, &#;Alemsin Serra,&#; diye başını iki yana sallıyor.
Ve o gece, belki de hayatımızın en romantik yemeğini yiyoruz.
Plânlanmamış, düşünülmemiş ama oluvermiş işte&#;
Artık ortam mı desem, müzikle dekor mu, yoksa biz mi çok havamızdaydık &#; bilemiyorum. Ama insanın hayatında unutamayacağı anlar vardır ya, işte biz o gece öylesi unutulmayacak saatler yaşadık.
Tabii bir de Marina&#;sı var Çeşme&#;nin.
Yeni yapılmış.
Bir gece de oraya gittik.
Orası da ayrı bir alem.
Rıhtım boyu daracık sokaklar, şık butikler, restoranlar&#;
Çeşme&#;nin rüzgarı deli deli esiyordu. Özgür bana sarıldı, ben ona.
Böylece sokakları dolaştık, vitrinlere baktık ve en sonunda İmren Lokantası&#;na girip o lezzetli tencere yemeklerinden, perhizin canı cehenneme deyip, doyasıya yedik.
Son gecemizdeyse, aileceydik.
Sırma&#;nın Ava&#;sı minnacık ama öyle tatlı ki&#; Sude Mey&#;se harika bir abla.
&#;İyi valla,&#; diye homurdandı Sırma, &#;biz burada iki çocuğa yetişeceğiz diye ölüp bitelim, hanım almış kocasını yok Alaçatı&#;ymış, yok Marina&#;ymış geziyor.&#;
Onu büsbütün kızdırmak için, &#;Üstelik gittiğimiz yerlerde bizi balayında zannettiler,&#; dedim ve bunu söylerken gözlerimi süzmeyi de ihmal etmedim!!!
&#;Sinir!&#; diye bağırdı Sırma.
&#;Şimdi de otele gidip duşumu almam lazım.&#;
Derin derin içimi çektim ve ekledim: &#;Ah, hayat çok
Ve- anında kafama yastığı yedim! &#;Susar mısın sen&#;&#;

&#;Aaa, şuna bak, şaka yapıyoruz kızım.&#;
&#;Şaka kaldıracak halde değilim efendim.&#;
&#;Tamam, lamam, sustum.&#; Ama o kızgın bakışları görüp de dayanmak mümkün mü&#;
Gülmeye başladım bu kez, hem de nasıl&#;
Önce sinirli sinirli baktı, sonra o da başladı gülmeye&#;
Hadi biz gül, gül&#;
Teyzem, elinde tepsi, kapıda göründü. &#;Bu kadar komik olan nedir, söyleyin de biz de gülelim.&#;
&#;Hiiiç&#;&#;
&#;Nasıl hiç. Niye gülüyorsunuz o zaman?&#; Bir yandan da bardakları, tabaklan masaya yerleştiriyordu.
&#;Hiiiç&#;&#; dedik yine kahkahalar arasında.
&#;Hep söylerim,&#; diye söylendi teyzem içeri geçerken, &#;siz adam olmazsınız. Hem oturup güleceğinize, kalkıp bana yardım edin.&#;
&#;Sen bebeğinle ilgilen Sırma, teyzeme ben yardım ede-
Böylece az sonra ailece balkondaki masanın basındaydık.
Telefon çaldı, arayan annemdi. Anneannem, Nuran Anne ve Selin&#;le birtiktelermiş. Telefon elden ele geçti. Herkes herkese bir şeyler söyledi.
Böylece bir Çeşme akşamını daha sevdiklerimiz ve daha da önemlisi aramıza yeni katılanlarla yaşadık.
Yarın İstanbul&#;a dönüş&#;
Kızıcığımı çok özledim.
Laf aramızda, bu üç gün de çok iyi geldi, çoook&#;

23 Ağustos, Pazartesi
Nankör şey n&#;olucak&#;
Yüzüme bile bakmadı!
Oysa ben nasıl da hevesli, nasıl da heyecanlıydım.
Ona kavuşacağım diye ellerimin titremesinden anahtarı kapı kilidine zor soktum.
Onu görünce yere çömeldim, kollarımı iki yana kocaman açtım ve, &#;Canımmm,&#; diye seslendim, &#;ben geldim

Onun da bir sevinç çığlığı atıp bana koşmasını, boynuma sarılmasını, beni öpücüklere boğmasını bekledim.
Ne gezer&#;
Şöyle bîr yüzüme baktı ve yürüdü gitti.
Kimden söz ettiğimi anladın sanırım.
Bizim küçük hanımdan&#;
Tavır koydu yaa&#; Resmen tavır koydu.
Babası aldığımız oyuncaktan ona uzattı. Bakmadı bile&#;
Şunun şurasında üç günlüğüne gitmişiz. O üç gün içinde bizi unutmuş. Yabancıymışız gibi uzak duruyor.
Öyle fena oldum, öyle fena oldum ki&#;
İçim yandı, resmen içim yandı.
Ve &#; tüm direnmeme karşın gözlerimin dolmasını engelleyemedim.

Özgür, canım Özgür, hemen yanıma gelip, &#;Onu rahat bırak, anlaşılan bizi cezalandırıyor,&#; diye fısıldadı ve ekledi, &#;Gözlerin de hemen dolmasın; sen mi büyüksün, o mu&#;&#;
Kızımın ve Begüm&#;ün önünde ağlayıp rezil olmamak için kendimi içeri attım; valizdi, çamaşırdı filan oyalandım.
Az sonra kapı tıklatıldı, Begüm&#;ün sesini duydum. &#;Çay hazır&#;&#;
&#;Gelsene Begüm.&#;
Begüm ailemize katılalı altı ay oldu. Uzun boylu, gür siyah saçlı, ışıl ışıl bakan iri siyah gözlü dünya güzeli bir kız.
Vee &#; kendisi çok yakın bir gelecekte anaokulu Öğretmeni olarak çalışmaya başlayacak. Üniversiteden yeni mezun olmuş; işe başlamadan önce bir süre çalışıp İşini doğrudan öğrenmek, deneyim kazanmak istiyor. İşte bu kuyruklu yıldız, benim çok sevgili ve de çok kıymetti arkadaşlarım sayesinde beni buldu. Çocukları gerçekten seviyor, dolayısıyla işini severek, gülücükler içinde, zevk alarak yapıyor. E, bu durumda ufaklıklar da doğal olarak ona bayılıyorlar.
&#;Bakar mısın nasıl da unutmuş bizi,&#; diye dert yandım
&#;Aşk olsun Serra Abla. O size naz yapıyor, nasıl beni bırakır gidersiniz diye sitem ediyor, kendince.&#; &#;Bizi cczalandınyormuş, öyle dedi Özgür,&#; Başını iki yana salladı Begüm; siyah bukleler de bir&#;

Yayım tarihi

PaylaşYorum Yaz 74

  • Kitap AdıTaşlar Yerine Otururken Bir Genç Kızın Gizli Defteri 10
  • Sayfa Sayısı
  • Yazarİpek ONGUN
  • ISBN
  • Boyutlar, Kapak13,5x19,5 cm, Karton Kapak
  • YayıneviAlfa Yayınları /

Serra, Sıla, Melis, Dilek, Esin, Toprak.

Dünün küçük kızları. Hepsi ayrı ayrı yollarda ilerliyor. Ama… Bir zamanlar birbirinin ellerinden tutan o küçük kızlar, bugün genç kadınlar olarak aynı elleri sıkı sıkı tutmaya devam ediyorlar.

Dilek, Ulaş ve Deryasıyla mutlu. İşinde başarılı. Hâlâ çocuksu neşesini, öfke patlamalarını, patavatsızlığını sürdürüyor.

Toprak, özel yaşamını konuşmayı sevmeyen bir özgür ruh Evliliğe inanmıyor ama seçtiği hayat arkadaşıyla mutlu görünüyor. Daha fazlası zaten sorulmaz ona. Melis, Toprak’ın tam anlamıyla zıttı. Hepsine karışan, onların dertlerini dert edinen, en olmadık sorularla özel yaşamlarına dalıveren bir anaç tavuk. Hem başarılı bir iş kadını, hem de çok iyi bir anne. Her koşulda güzel, şık, ışıl ışıl bir kadın.

Esin, sakin, sessiz, sanatkâr ruhlu… Başarılı bir sanatçı olma yolunda hızla ilerliyor. Zor zamanları sabırla, hoşgörüyle aşabilen, içlerinde bilgeliğe en yakın kişi. Sıla, narin ama çelik bir tel gibi dirençli ve güçlü… Nelerden geçti ama çok başarılı olduğu mesleğinden asla vazgeçmedi.

Ailesiyle işini bir arada keyif ve uyumla sürdürmeyi başaran Serra ise on beş yaşında yazmaya başladığı anı defterlerine artık son noktayı koyuyor. Minik kızı Selin’e ilk anı defterini alarak bu geleneği bir sonraki kuşağa aktarmayı arzu ediyor. Tüm sevdikleri kendi hayatlarını kurarken, başka başka ufuklara yelken açarken, Serra, onların arkasından mutlulukla bakıyor. Bir yandan da o ince hüzün, gelip yerleşiveriyor yüreğine

Taşlar Yerine Otururken - Bir Genç Kızın Gizli Defteri 10

Taşlar Yerine Otururken - Bir Genç Kızın Gizli Defteri 10 Kısa Özet

Serra, Sıla, Melis, Dilek, Esin, Toprak

Dünün küçük kızları

Hepsi ayrı ayrı yollarda ilerliyor. Ama

Bir zamanlar birbirinin ellerinden tutan o küçük kızlar, bugün genç kadınlar olarak aynı elleri sıkı sıkı tutmaya devam ediyorlar. Dilek, Ulaş ve Derya’sıyla mutlu. İşinde başarılı. Hâlâ çocuksu neşesini, öfke patlamalarını, patavatsızlığını sürdürüyor. Toprak, özel yaşamını konuşmayı sevmeyen bir özgür ruh

Evliliğe inanmıyor ama seçtiği hayat arkadaşıyla mutlu görünüyor. Daha fazlası zaten sorulmaz ona. Melis, Toprak’ın tam anlamıyla zıttı. Hepsine karışan, onların dertlerini dert edinen, en olmadık sorularla özel yaşamlarına dalıveren bir anaç tavuk

Hem başarılı bir iş kadını, hem de çok iyi bir anne, her koşulda güzel, şık, ışıl ışıl bir kadın. Esin, sakin, sessiz, sanatkâr ruhlu

Başarılı bir sanatçı olma yolunda hızla ilerliyor. Zor zamanları sabırla, hoşgörüyle aşabilen, içlerinde bilgeliğe en yakın kişi. Sıla, narin ama çelik bir tel gibi dirençli ve güçlü

Nelerden geçti ama çok başarılı olduğu mesleğinden asla vazgeçmedi. Ailesiyle işini bir arada keyif ve uyumla sürdürmeyi başaran Serra ise on beş yaşında yazmaya başladığı anı defterlerine artık son noktayı koyuyor. Minik kızı Selin’e ilk anı defterini alarak bu geleneği bir sonraki kuşağa aktarmayı arzu ediyor. Tüm sevdikleri kendi hayatlarını kurarken, başka başka ufuklara yelken açarken Serra onların arkasından mutlulukla bakıyor, bir yandan da o ince hüzün gelip yerleşiveriyor yüreğine.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır