Teminat Kavramı ve İpotek • C. BEDİR TBK.’nın maddesinin ilk fıkrası bu durumda uygulama sahası bu- lacaktır. Madde hkmne gre borlu, devri ğrendiği sırada devredene karşı sahip olduğu savunmaları, devralana karşı da ileri srebilecektir. İpotekli alacağın temliki hallerinde tapu siciline iyiniyetle gvenerek alacağı kazanmak mmkndr. Şyle ki, eğer geerli bir alacağı teminat altına almak iin ipotek kurulmuşsa ve fakat ipoteğin tescili, rehin szleş- mesindeki eksiklik yahut tasarruf yetkisi noksanlığı dolayısı ile yolsuz bir tescil konumundaysa, rehinli alacağı temlik alan kişinin ipoteğin varlığı hususundaki tapudaki tescile olan gveni Medeni Kanun’un mad- desi uyarınca korunacak ve temlik alan kişi geerli alacağa bağlı ipoteği kazanacaktır 75 . Medeni Kanun’un maddesinin ilk fıkrasındaki “Hlen mevcut olan veya henz doğmamış olmakla beraber doğması kesin veya olası bulunan herhangi bir alacak, ipotekle gvence altına alınabilir” şeklindeki dzen- lemeden yola ıkarak sadece var olan alacaklar iin değil, ileride doğması muhtemel alacakların da ipotek ile teminat altına alınabileceğini belirt- tik. Fakat bu noktada ipoteğin fer’i bir hak olmasına etkisi tartışılabilir 76 . Doktrinde bizim de katıldığımız grşe 77 gre, mevcut olmayan alacaklar iin ipotek tesisinin mmkn olması fer’ilik ilkesini etkisiz kılmaz, yalnız- ca ilerideki bir zamana kadar askıya alır. Zira bu durum alacağın ileride doğup doğmamasına ilişkindir. Bu şekilde eğer ipotek gelecekte doğacak olan bir alacak iin tesis edilmişse, ipoteğin maddi ve fiili neticeleri, ala- cağın mevcudiyetini kazanması ile birlikte kendiliğinden gerekleşecek ve alacağa bağlı fer’i bir hak fonksiyonu yrrlk kazanacaktır 78 . İpoteğin alacağa bağlı, fer’i bir hak olmasının bir diğer sonucu ise, ipotek alacaklısının alacağını nc bir kişiye ipotek hakkını kendinde tutarak devredememesi, yani alacağın devri ile ipotek hakkının da kendi- liğinden yeni alacaklıya gemesidir 79 . Fer’iliğin bu uzantısı Trk Borlar Kanunu’nda da kendine yer edinmiştir. Gerekten de Trk Borlar Kanu- nu’nun maddesinin ilk fıkrası “Alacağın devri ile devredenin kişili- ğine zg olanlar dışındaki ncelik hakları ve bağlı haklar da devralana geer” şeklinde dzenlenmiştir. Sz konusu devir ile tapu ktğne tescil işleminin yapılmasına gerek olmaksızın ipotek hakkı yeni alacaklıya gee- 75 Oğuzman/Selii/zdemir, a.g.e., s; Kprl/Kaneti, a.g.e., s. ; Karahasan, a.g.e., s. ; Şener, a.g.e., s. 76 Akipek/Akıntrk, a.g.e., s. 77 Tekinay, a.g.e., s. 78 Oğuzman/Selii/zdemir, a.g.e., s. ; Tekinay, a.g.e., s. ; Kuntalp, a.g.e., s. ; Akipek/Akıntrk, a.g.e., s. ; Şener, a.g.e., s. 13; Davran, a.g.e., s. 79 Akipek/Akıntrk, a.g.e., s. ; Hatemi/Aybay, a.g.e., s. ; Kprl/Kaneti, a.g.e., s. ; Karahasan, a.g.e., s. ; Şener, a.g.e., s. 14, Akipek/Akıntrk, a.g.e., s.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MjU2ODA=İpotek alacağının temliki, Türk Borçlar Kanunu’nun ve maddeleri arasında yer alan hükümlerce düzenlenmiştir. Her ne kadar ilgili Kanun’da alacağın temliki konusunda düzenlemeler yer alsa da bu uygulamanın tanımı yapılmamıştır. Doktrinde yer almasa da uygulamada hem devir hem de temlik kelimesi aynı anlama gelecek şekilde kullanılmaktadır. Alacağın temliki; mevcut bir alacağın alacaklısının değişmesi işlemine denmektedir. İlgili Kanun’un maddesi uyarınca, alacaklının bir borç ilişkisinden doğan alacağını, borçlunun herhangi bir etkisinin veya rızasının olmada bir sözleşmeye dayanarak üçüncü bir kişiye devretmesine hukuki literatürde alacağın temliki adı verilmektedir.
Alacağın temlikine borçlu katılmamaktadır. Bu sebeple söz konusu alacaklının devrine borçlunun rızasının gerekli olmadığı gibi bu tür bir devirden haberdar olması da gerekmemektedir. Dolayısıyla ipotek alacağının temlikinde borçluyu, alacaklının değiştiğine dair haberdar etme yükümlülüğü bulunmamaktadır.
Alacağın temliki uygulamasını, borç ilişkisinden doğan bir sözleşmenin devrinden ayırt etmek önem teşkil etmektedir. Alacağın devri, bir borç ilişkisinden doğan bir veya birden çok alacağın üçüncü bir kişiye devri demektir. Borç ilişkisinin tüm hak ve borçlarıyla birlikte devri ise borç ilişkisinin devretmesine işaret etmektedir.
Alacağın temlikinde bir borç ve özellikle sözleşmeden kaynaklanan bir hukuki durum devredilmediği için bu tür bir ilişkiden meydana gelen yenilik doğuran haklar ve def’iler de ilke olarak bir başkasına devredilememektedir. Bu hususlar sözleşmenin alacaklı ve borçlu tarafına ait olarak kalmaktadır. Dolayısıyla iptal, fesih ve dönme haklarında da durum bu şekildedir.
Alacağın temliki uygulamasında üç farklı çeşitten bahsetmek mümkündür. Bunlar;
Ancak uygulamada sıklıkla görülen alacağın iradi temliki çeşidi iradi temliktir. İradi temlik; devreden ile devralan arasında kurulan temlik sözleşmesi ilişkisine göre alacağı doğrudan doğruya devralana geçiren temlik türü olarak kabul edilmektedir. Bu bağlamda alacağın devrinden amaç iradi devirdir.
İpotek altında tutulan bir taşınmaz, malik tarafından üçüncü kişilere satılabilir. Bu noktada ipotek hakkı, kanunen malikin tasarruf haklarını kısıtlamaz. Fakat ipotekli olan taşınmazı satın alan yeni malik, taşınmaz mülkiyetini ipotekli olarak kazanır. Medeni Kanun’un maddesi uyarınca, “İpotekli taşınmazın devri, aksi kararlaştırılmış olmadıkça, borçlunun sorumluluğunda ve güvence de bir değişiklik yapmaz.” hükmündedir. Bu bağlamda, aksine bir sözleşme olmadıkça taşınmazın temlik edilmesi durumunda, borçlunun da bu temlike bağlı olarak değişmesini kural olarak kabul edilmemiştir.
İpotek altında tutulan bir gayrimenkulün temliki halinde, borçlu ve malik sıfatı değişmiş olmaktadır. Bu değişiklik alacaklı açısından birtakım zorluklara gebe olabilir. Nitekim alacaklı rehnin paraya çevrilmesini talep etmesi durumunda, hem asıl borçluyu hem de taşınmaz malikini birlikte muhatap almak durumundadır. Medeni Kanun’a göre taşınmazın temliki durumunda borcun da yeni malike nakledilmesini teşvik etmektedir.
İpotek Alacağının Temliki ile ilgili olarak temlik Medeni kanunda maddesinde “ Halen mevcut veya henüz doğmamış olmakla beraber doğması kesin veya olası bulunan her hangi bir alacak,ipotekle güvence altına alınabilir. İpoteğe konu taşınmazın borçlunun mülkiyetinde olması gerekmez. ” İpotek hakkı, alacaklıya, borcun ödenmemesi halinde, ipotek konusu taşınmazı ihale ile satışa çıkırılması ile alacağını taşınmaz bedelinden alma hakkı veren bir ayni haktır. Ayni hak olması nedeni ile herkese karşı ileri sürülebilir ve zamanaşımına uğramaz
Medeni kanunda /II maddesinde “ İpotekli taşınmazın devri,aksi kararlaştırılmış olmadıkça, borçlunun sorumluluğunda ve güvence de bir değişiklik yapmaz.”
ALACAĞIN TEMLİKİ SÖZLEŞMESİ
1-) SÖZLEŞMENİN TARAFLARI
2-) SÖZLEŞMENİN KONUSU
3-) TEMLİK EDENİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ
3-) TEMLİK ALANIN YÜKÜMLÜLÜKLERİ
4-) TEBLİGAT ADRESİ
İşbu sözleşme taraflar arasında // tarihinde imzalanmış olup iki nüshadır.
TEMLİK EDEN TEMLİK ALAN
Adı Soyadı Adı Soyadı
İmza İmza
İPOTEĞİN KALDIRILMASI DAVASI REHİNLİ ALACAĞIN TEMLİKİNİN GEÇERLİ OLMASI İÇİN TEMLİK İŞLEMİNİN TAPU SİCİLİNE TESCİLİ GEREKLİ OLMADIĞI EKSİK İNCELEME HÜKMÜN BOZULDUĞU
ÖZET: Alacağın devri ile devredenin kişiliğine özgü olanlar dışındaki öncelik hakları ve bağlı haklar onunla aynı anda devralana geçer ve ipotekle güvence altına alınmış bir alacağın devrinin geçerli olması, devrin tapu kütüğüne tescil edilmesine de bağlı değildir. Başka bir ifade ile rehinli alacağın temlikinin geçerli olması için temlik işleminin tapu siciline tescili gerekli değildir. Bu halde temlik alan G.. Varlık A.Ş, alacaklı İş Bankasına halef olarak onun yerini almıştır. Hal böyleyken, G.. Varlıkın davaya kabul edilmemesi doğru olmadığı gibi, buna bağlı olarak göstereceği deliller toplanmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması da doğru bulunmamıştır. ( S. K. m. ) ( S. K. m. )