Bir ticari kuruluşun faaliyetlerine son verilerek ortada kalan maldan ve paradan alacaklılara paylarına düşen miktarın verildiği süreç tasfiyedir. Tasfiye süreci şirketin ticaret sicilinden silinmesiyle sona erer ve şirketin tüzel kişiliği de bu şekilde ortadan kalkar.
Ancak bazen şirket tasfiye edilmesine rağmen daha sonra ortaya çıkan borç veya tasfiye edilen şirkete karşı tasfiyeden sonra öğrenilen bir hak olabilir. Bu gibi durumlarda, şirketin geçici olarak canlandırılması için şirketin tasfiyeden önceki merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesi’nde “şirketin ihyası davası” açılması gerekir.
Bu davayı şirket tasfiye memuru veya tasfiye kurulu, şirketin tasfiyeden önceki son yönetim kurulu üyeleri, şirket ortakları, o şirkette daha önce çalışmış bulunan herhangi bir işçi ile şirket alacaklıları açabilir. Açılacak olan bu davada davacı olan şirketin tasfiye memurunun veya kurulunun yanında şirketin kayıtlı olduğu yer Ticaret Sicil Müdürlüğü zorunlu hasım olduğu için davada taraf olarak gösterilmelidir. Ancak burada dikkat edilmelidir ki ilgili Ticaret Sicil Müdürlüğü zorunlu hasım olduğu için Ticaret Sicil Müdürlüğünden yargılama giderleri ile vekâlet ücreti talep edilmemelidir.
İhya davasında ihya gerekçeleri delilleriyle beraber sunulmalıdır. İhya gerekçesi terkinden önce açılan icra takibi de olabilir, sicilden terkin edilen şirketten işçinin ücret alacağı da olabilir, terkin edilen şirketin üzerinde herhangi bir malvarlığı olduğunun daha sonradan anlaşılması da olabilir, sicilden terkinden önce şirkete karşı açılmış bir dava da olabilir. Ancak açılmış bir dava devam ederken şirketin ticaret sicilinden terkin edilmesi durumunda, Mahkeme davacıya dava açması için ek süre vermek zorundadır.
Açılan bu davanın haklı görülmesi durumunda şirketin ihyasına karar verilir ve şirket tekrardan ticaret siciline tescil edilerek tüzel kişilik kazanır. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli hususlardan birisi de şudur ki, ihyadan sonra şirket sadece ihya sebebiyle ilgili işlemleri yapabilir! İhya sebebi ortadan kalktıktan sonra şirket tekrardan ticaret sicilinden silinir. Ancak vergi kaydı devam edip hala faal olan şirketlerin ihya davası açarken faal olduğunu belirtmesi durumunda, dava sonucunda verilen ihya kararı kalıcı olacaktır!
01/07/ tarihi itibariyle yürürlüğe giren sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen geçici monash.pw ile fesholmamasına veya fesholmamış sayılmasına karşın tasfiye edilmeyerek ticaret sicili kayıtlarından terkin edilmeyen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyelerine ve sicilden terkinine ilişkin düzenleme yapılmıştır. Bu düzenleme kapsamında ticaret sicilinden terkin edilen sermaye şirketleri ile kooperatiflerin üzerinde herhangi bir mal varlığının olduğunun sonradan anlaşılması veya ilgili şirket veya kooperatifin faaliyetlerine kaldığı yerden devam etmek istemesi durumlarında ya da şirketten veya kooperatiften kişinin alacağının bulunması halinde ticaret sicilden silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde ihya yoluna gidilmesi gerekmektedir.
Bu tür teknik konularda hak kaybı yaşamamak adına konusunda uzman avukattan destek almanız önemlidir. Ticaret Hukuku alanında uzman kadromuzdan destek almak için her zaman bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Şirketin veya Şirketlerin İhyası Nedir? Nasıl Gerçekleşir?
Türkiye yasalarına göre iki veya daha fazla işletmenin bir araya gelerek emek veya mallarını birleştirmesiyle oluşturulan ortalıktır. Bu ortaklıkların ve tüzel kişiliklerin gelir giderleri arasında ki dengeyi koruyamayıp batmaları sonucu başlayan bir tasfiye süreci olarak adlandırabileceğimiz “şirketlerin ihyası” ticari faaliyetlerine son vermiş bir kuruluşun ardından devam eden süreçte geçmişten kalan borçları adına elinde bulunan mal varlığından ve parasal varlığından alacaklıların paylarına düştüğü kadarını vermesiyle devam eden süreçtir. Tasfiye süreci şirketin ticaret sicilinden silinmesi ile sona ererken şirketin tüzel kişiliği de bu şekilde ortadan kalkmış olur.
Şirketin İhyası
Ticari hayatlarına son vermek zorunda kalmış tüzel kişilikler ardında bıraktıkları mal varlıkları ile borçlularına, ödemekle yükümlü oldukları borçları alacakları pay oranında dağıtılır. Bazen şirket tasfiye edilmesine rağmen borçlar dağıtıldıktan sonra veyahut tasfiye ilanından sonra öğrenilen ve ortaya çıkan bir hak olabilir. Bu durumlarda ihya davasından önce şirketin asli ticari mahkemeye verilmesi ve şirketin geçici süreliğine yeniden canlandırılması gerekir. Bu davayı şirket tasfiye memuru, tasfiye kurulu, şirketin tasfiyeden önce ki son yönetim kurulu üyeleri, şirket ortakları ve şirketin çalışanları ile şirket alacaklıları açabilir. Bu dava da ticaret sicil müdürlüğü zorunlu hasım olarak gösterilmektedir. Ancak bu dava sonucunda ticaret sicil müdürlüğü her ne kadar taraf olarak görülse de dava masrafları ve herhangi bir ücret talep edilmemelidir.
Dava Süreci
Dava sürecinde ihya gerekçeleri delilleri ile birlikte sunulmalıdır dava sonucunda her ne hüküm verilirse verilsin mahkeme davacıya dava açabilmesi için ek süre vermekle yükümlüdür. Dava sonunda şirket alacaklarını karşılayabilmesi için tekrardan ticaret siciline kaydedilirken ihya edilmesinin ardından tekrar şirket tüzel kişiliğini kaybeder ve ticaret sicilinden kaydı silinir. Vergi Kaydı devam eden ve halen faal olan şirketlerin ihya davası açarken faal olduğunu belirtmesi halinde ise dava sonucu verilen ihya kararı kaçıcı olacaktır. Batık şirketlerden, kooperatiflerden, alacaklarını alamayan hak sahipleri kooperatif veya şirketin ticaret sicilinden kaydının silinmesinin ardından 5 yıl içinde ihya yoluna gitmesi gerekmektedir.