işsizlik ve depresyon / İşsizlik psikolojisi ve depresyonu

Işsizlik Ve Depresyon

işsizlik ve depresyon

İşsizliğin psikolojisi

Haberin Devamı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Kasım 2013 işgücü istatistikleri açıklandı. Buna göre, Türkiye’de işsiz sayısı son bir yıllık dönemde 154.000 artışla 2.784.000 kişiye yükseldi. İşsizlik oranı ise bir yıl önceki yıla göre yüzde 0,5 artışla yüzde 9.9 oldu.

İşsizliğin psikolojisi
İşsizlik, hem işsiz insan hem de ailesi için ciddi bir stres kaynağı. İşi kaybetmek sadece ekonomik gelirden mahrum olmak anlamına gelmiyor. Günlük yaşantımız ve sosyal hayatımız iş ve çalışma düzenine göre kurulduğu için, işten mahrum kalmak aynı zamanda biraz da sosyal hayattan, arkadaşlık ilişkilerinden, düzenli yaşamdan da mahrum kalmak demek.

Yaşamı sürdürebilmek için gerekli fiziksel ihtiyaçların -beslenme, barınma gibi- karşılanması tehlikeye girdiği gibi özgüven ve yaşama sevinci de kaybediliyor. Gece uykular kaçıyor, gündüz sinirli olunuyor...

En ağırı da, bir işte çalışma sayesinde kazanılan değerlilik duygusunun ve geleceği kurma umudunun yitirilmesi. Yani işsizlik insanda gizliden gizliye bir işe yaramazlık, değersizlik duygusu yaratıyor. İşsiz Yaşam kitabının yazarlarından Prof. Dr. Nebi Sümer, bu yüzden işsizlikle alakalı en sık yaşanan duygunun, özsaygı kaybından, değersizlik duygusundan ve belirsizlikten kaynaklanan depresyon ve kaygı sorunları olduğunu söylüyor: “Türkiye’nin farklı illerinden seçilen 679 mavi yakalı çalışan ve 251 işsiz olmak üzere toplam 930 kişi üzerinde işsizliğin ve iş güvencesizliğinin olumsuz etkilerini, standart psikolojik ölçüm araçları kullanarak nesnel şekilde inceledik. Bunu destekler şekilde, araştırmamızda psikolojik çöküntü diyebileceğimiz depresyon düzeyinin işsizler arasında yüzde 24, çalışanlar arasında ise de yüzde 11 düzeyinde olduğunu bulduk. Bu oranlar diğer ülkelerde yapılan araştırmalarda da benzer düzeylerde. Yurtdışında yapılan araştırmalar işsizliğin depresyonla ilişkisi yüzünden, depresyonla yakından ilişkili olan intiharların da görece arttığını göstermiştir.”

Psikolojik yardım aldım

Bir işte çalışmak ve üreterek hayatı kazanmak çağdaş insanın kimliğinin ve değerlilik duygusunun en temel kaynağı. Bu yüzden iş ve çalışmayla ilgili faaliyetler yetişkinlerin günlük yaşamının çok önemli bir bölümünü kapsıyor.

İşin kaybı kişinin yaşamında büyük bir boşluk, belirsizlik, anlamsızlık ve kimlik krizi yaratıyor, işsiz kişinin yaşamdaki amacı sadece iş bulmaya dönüşüyor ve bu yüzden diğer amaçlarını ertelemek zorunda kalıyor.

İşsiz kalmak bir anlamda evlenmekten, birikim yapmaktan, gelecek için umut beslemekten de vazgeçmek anlamına geliyor. İşsizliğin getirdiği stresle birlikte kişide mutluluk düzeyi düşüyor, yaşamdan alınan doyum azalıyor ve özellikle psikolojik rahatsızlığa yatkın olanlarda sorunlar daha belirgin görülüyor.

46 yaşındaki C.Y de buna benzer bir durum yaşamış. Marmara Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu olan C.Y, son 5-6 yıldır ortalama olarak yılın en az altı ayını işsiz geçirmiş. Daha önce çeşitli reklam ajansı ve reklam prodüksiyon şirketleri ile çalışan C.Y, yaklaşık 3 aydır iş arıyor.

İş arama sürecinin berbat bir süreç olduğunu belirten C.Y., “Her zaman yapmak isteyip yapamadığınız bir sürü şeyi yapabileceğinizi düşünüyorsunuz. Uzun yürüyüşlere çıkmak, spor yapmak, düzenleyemediğiniz dolaplarınızı elden geçirmek, kitaplara filmlere gereken zamanı ayırabilmek, dinlenmek gibi. Ama aklınız sürekli iş bulmaya takılı olduğu için hiçbir şeyle ilgilenemiyorsunuz” diyor.

Bir yandan iş olanaklarını tararken bir yandan da kendisine çeşitli meşgaleler bulmaya çalışmış. Moral ve motivasyonu sağlam tutmak için bulduğu çeşitli meşguliyetleri sanki profesyonel olarak çalışıyormuş gibi yapmaya başlamış.

Sabah erken uyanıp kahvaltıdan sonra her ne ile ilgileniyorsa onun başına oturup akşam yemeğine kadar tam konsantre ilgilenmeye devam etmiş. Zaman zaman psikolojik olarak yardıma ihtiyaç duymuş, yardım almış da. İş arayanlara sosyal hayattan kopmamalarını tavsiye eden C.Y., “kendinizi sık sık evden dışarı atın” diyor.

Altıncı aydan sonra artıyor

İşsizlik süresinin uzaması işsizliğin psikolojik sağlık üzerindeki etkisini artırıyor. Psikolojik yakınmaların, özellikle işsizliğin altıncı ayından sonra artmaya başladığı ve dokuzuncu ayda en yüksek düzeyine ulaştığı bulunmuş.

İşsizliğin yol açtığı psikolojik sorunlar işsizin yakın aile çevresini de doğrudan ya da dolaylı olarak etkiliyor. Özellikle evli işsizlerde psikolojik etki daha yüksek ve aileyi de benzer şekilde etkiliyor, aile içi sorunlara yol açıyor.

Evli işsizlerin hem kendilerinin hem de eşlerinin psikolojik ve fiziksel şikayetleri artıyor. Evliliklerinde çatışma, geçimsizlik ve gerginlik daha sıklaşıyor. Ayrıca, işsizler arasında özellikle erkekten kaynaklanan aile içi şiddetin arttığını ifade eden Sümer, bir başka etkinin ise işsizliğin ailede genel olarak bir kaosa ve belirsizliğe yol açtığını, düzensizliğin, bağırmanın, yüksek konuşmanın arttığını söylüyor.

Evli olsam çıldırırdım

Prof. Dr. Sümer, 29 yaş üzeri evli erkeklerin işsizlikten çok daha fazla etkilendiğini söylüyor: “İşsizliğin evliler üzerindeki etkisi bekarlardan çok daha yüksek. İşsiz kalan evli erkelerin ise, işsiz evli kadınlardan çok daha fazla psikolojik sorun yaşadığı anlaşılıyor.”

S.Y (32) iletişim fakültesi mezunu. 1,5 yıldır işsiz. Daha önce çeşitli sektörlerde ve şirketlerde çalışmış, işsiz kalınca bir markette tezgahtarlık da yapmış, asgari ücretle de çalışmış.

İşsizliğin mutsuzluk ve umutsuzluk getirdiğini belirten S.Y, yalnızlık hissettiğini anlatıyor: “Ben sosyal, güleryüzlü, konuşkan biriyimdir. 5 yıldır süren bir ilişkim vardı. Kız arkadaşım evlenmek istiyordu ama benim elimde bunu karşılayacak güç yoktu. Ayrıldık. En zayıf anımda bir de bu yıkımı yaşayınca kötü oldum. Çevreniz de size iyi gözle bakmıyor. Akrabalarımla görüşmüyorum. Arkadaşlarımla koptum. Kendimi eksik hissettiğim için kaçıyorum. Allah’tan evli değilim. O zaman kesin çıldırırdım.”

Fiziksel problemler başlıyor

İşsizlik sadece psikolojik olarak değil, fiziksel olarak da etkiliyor. Araştırmalar işsizliğin başta kalp hastalıkları, hipertansiyon, ülser, solunum yetmezliği, mide ağrıları, uyku problemleri gibi stresle ilişkili fiziksel hastalıklar olmak üzere, genel fiziksel sağlığı olumsuz etkilediğini gösteriyor.

ABD’de yapılan bir araştırmada işten çıkarılanların ya da işyeri kapatıldığı için işsiz kalanların çalışanlara oranla yüzde 54 daha fazla sağlık problemi yaşadığı bulunmuş.

Araştırmalar, uzun süren işsizlik durumunda stres nedeniyle kişide kortizon düzeyinin ciddi oranda yükseldiğini ve bunun da fiziksel ve psikolojik rahatsızlıkları tetiklediğini göstermiş. Ayrıca işsizlik nedeniyle sigortanın da kaybedilmesi olası sağlık problemlerinde tedavi için zorluk çıkmasına neden oluyor.

Çevreye olumsuz etkileri var

İşsizliğin aile ve arkadaşlık ilişkileri üzerinde de olumsuz etkileri var. Psikolojik bakımdan işsizliğin yarattığı sıkıntı, stres ve gerginlik eşler arasındaki ilişkiye ve çocuklara da yansıyor. Babanın işsizliği çocukların okul başarısını da olumsuz etkiliyor.

İşsizliğin olduğu ailelerde yaşanan gerginlik nedeniyle ebeveynlerin çocuklarına karşı daha sıkı ve sert davrandığını belirten Prof. Dr. Sümer, bunun da çocukların psikolojik bakımından örselenmesine yol açtığını söylüyor. Stresin etkilerini incelerken, hem beden hem ruh sağlığının etkilendiğini belirten psikiyatrist Prof. Dr. Ahmet Çelikkol, “İki buçuk milyon işsiz derken bir sayıdan söz etmiş oluruz; gerçekte ise iki buçuk milyon düşünen, duygulanan, üzülen, ümitsizliğe kapılan insan ve benzer duyguları paylaşan yakınları, eşleri, çocukları, anne-babaları, onların ıstırabı söz konusu” diyor.

Prof. Dr. Çelikkol, işsiz insanın ailesi, akrabaları, arkadaşları, iş bulamaması nedeniyle, anlayışlı ve sevecen davranmazsa, özellikle bu çok sıkıntılı döneminde işsizin ruhsal çöküntü (depresyon) içine gireceğini söylüyor.

İşsiz kalan bir kişide dikkate değer ruhsal değişmelerden biri de, her zamanki olumsuz alışkanlıklarının daha belirgin hale gelmesi. Örneğin, pek kimseyle görüşmeyen biriyse, kimseyle görüşmez olur. İşsizlikle bağlantılı olarak kişilik değişmeleri ortaya çıkar. Duygusal dengesi bozulur, heyecanlanır, öfkelenir, çevresi için kırıcı olmaya başlar, küçük nedenlerden tartışma çıkarır, hatta kavga eder.

Çevresi için zararlı, tüketici bir görünüm kazanır. Önceden açık olmayan bir aşağılık duygusu varsa, bu kompleksi iyice belirginleşir.

İşsiz kalınca çevresiyle ilgili sorun yaşayanlardan biri de B.F.İ (37). Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunu olan B.F.İ, 6 aydır işsiz. İş arama sürecinde en belirgin hissin yalnızlık olduğunu belirten B.F.İ, başta iş çevresinin sizden ışık hızıyla uzaklaştığını söylüyor: “Çünkü artık onlara fayda sağlayamayacaksınız. İstisnalar elbette var ancak doğanın kanunu, ‘İşime yaramayacaksa onu neden arayayım ki?’ şeklinde…”

ÖNCE İŞSİZLİK SİGORTASI
Toplumumuzda sosyal destek ağlarının ve dayanışma duygularının yaygın olması, işsizliğin olumsuz etkisi azaltıyor. Genelde herkes çevresindeki işsizlere karşı duyarlı davranıyor ve destek olmaya çalışıyor. Fakat bireysel yardımlar ve destekten önce işsizlerin, işsizlik sigortası vb. destek kaynaklarından daha fazla yararlanabilmeleri ve başkalarına fazla muhtaç olmadan yaşa yabilecekleri koşullara sahip olmaları gerekiyor. Prof. Dr. Çelikkol, ülkede işsizlik sigortası güçlüyse, sosyal destek yüksekse, toplumsal huzur yerindeyse sorunların kısmen azalacağını söylüyor ve ekliyor: “Ülkemiz, ne yazık ki bu konularda çok yetersiz.”

İşsizlik Depresyonu Nedir? Bireyi Nasıl Etkiler?

Bireylerin sosyal hayatlarında huzurlu ve mutlu bir yaşam sürdürebilmeleri için aktif çalışma hayatı içinde bulunmaları büyük önem taşır. İş sahibi olanlar için ilk akla gelen seçenek muhakkak ki maddi anlamda daha rahat olmasıdır.

Maddi kaygısı istinaden az olan veya olmayan bireyler daha mutlu ve aktif bir hayat olanaklarına sahipler. Fakat bazı sebeplerden ötürü işini kaybeden, hiç iş bulamayan veya artık iş bulma olgusundan ümidini yitirmiş işsizler için maddi anlamda imkânsızlık, akıp geçen hayata adapte olamama, özgüven eksikliği, kendini yetersiz hissetme hali vb. durumlar birbirini takip ederek kişiyi psikolojik bir çıkmaz içine sokar. Buna bağlı kişi ağır bir depresyon yaşayabilir.

İşsizlik teknik bir dille sosyal hayatta işgücü arzının talep dengesini sağlayamamasından doğar. Bu durum toplumda kabul edilen olağan duruma aykırıdır. İşsiz kalan insan toplumda normal bir şekilde hayatını devam ettirebilme yeteneğini kaybetmeye başlar. Kişinin kaybetmeye başladığı bu noktada olaylarla baş etmekte yetersiz kalması ve mücadele etme isteğini yitirip ümitsiz kalması hali işsizlik depresyonudur.

İşsizlik Depresyonu Bireyi Nasıl Etkiler?

İşsizlik depresyonu cinsiyet, sosyal çevre vb. faktörlerle beraber insanın kendisini de göz önünde bulundurarak kişiden kişiye farklılık gösterebilecek bir durumdur.

İnsan fıtratı gereği üretme eğilimindedir ve bu doğrultuda günlük yaşantısını düzenler, programlar, kendine amaçlar edinir. Oluşturulan sistem içerisinde çalışır, eğlenir, üzülür belki mutlu olur veya olmaz fakat sonunda yaşadığı hayatın olağan seyrini kendi kontrol altında tutar.

Birey işsiz kaldığı noktada iplerin yavaş yavaş elinden kaybolduğunu düşünüp hayatının kontrolünü kaybetmeye başlar. Bu genellikle büyük bir panik duygusu oluşturur. Kişi hayal kuramamaya, geleceğine dair öngörüde bulunamamaya başlar. Gelecek kaygısı ve özgüven eksikliği oluşur. Süreç içerisinde olumsuz birkaç iş görüşmesi de yapılmış ise bu olumsuz tablo daha da pekişir. Beraberinde kendini yetersiz hissetme ve belirsiz bir sürecin içerisinde sıkışıp kalma hali baş gösterir.

Kişiden kişiye farklılıkların gözlenebileceği en önemli süreç bu noktadan sonra başlar. Çünkü her birey bu ruhsal devinimlere karşı farklı tepkiler gösterir. Kimi tekrar tekrar başa sarar ve yeniden dener. Nitekim bunu başarıncaya kadar sürdürür. Başaramayanları ise daha büyük bir ümitsizliğin içerisine sürüklenir.

Kimi ideallerinde diretir kişisel gelişime ağırlık vererek eğitimler alıp sürece dâhil olmaya çalışır. Başarıncaya kadar azmeder. Ve yine başaramayan için sonuç daha büyük bir hüsran olur. Kimi kendine belirlediği ideallerinden vazgeçer ve hayat meşgalesi içerinde hiçbir şeye aidiyet oluşturmadan mutsuz bir hayata tabii olur. Kimi ise mücadeleden vazgeçip ümitsizliğe kapılan kesimdir. Bu kesim tehlike arz eder. Bunun sebebi kişilerin kendileriyle olan psikolojik savaşlarından mağlup ayrılıp intihara eğilimli olmalarıdır.

Bu bireyler artık kendilerini işe yaramaz ve gereksiz hissederler. Hayatlarında amaçları kalmadığını düşünür, gelecekten ümidini keserler. Madde bağımlı olabilir, toplumda suç unsuru oluşturacak eylem ve davranışlarda bulunabilirler. Bu durumun kesinlikle hafife alınmaması gerekir. Gerek devlet otoritesi gerek özel teşebbüsler tarafından ivedilikle ele alınması gerekir.

Kişi Kendini İşsizlik Depresyonundan Koruyabilir Mi?

Depresyon önce zihinde daha sonra beraberinde birçok fiziksel rahatsızlığa sebebiyet verir. “Hayat devam ediyor” olgusuna zorlu süreçlerle başa çıkabilmek için sıkı sıkıya tutunmak gerekiyor. Olması zor gelebilir. Yenik düşmeye eğilimli ruh hali “Hayat devam ediyor” a “ama nasıl devam ediyor diye düşünüyor musun?” sorusunu çokça da sorar.

İnsan sürekli her yeni günün yeni bir başlangıca gebe olduğunu, bulduğumuzun belki de umduğumuzdan daha güzel sonuçlar verebileceğini düşünmeli. Her şeyden önemlisi sağlık. Sağlık olmazsa işin varlığı bir anlam ifade etmez.

En çok fiziksel ve mental sağlığımızı korumamız gerektiğini bilmeliyiz. Daha sonra sürecimizi gözden geçirmeli kendimize doğrular ve yanlışlar ışığında yeni bir yol çizmeliyiz. Zorluklar insanlar için var ve hepimiz de bunlarla başa çıkabilecek kadar yetenekli alternatifler üretebilecek kadar zekiyiz.

Kendimize inancımızı asla ama asla hiçbir koşulda yitirmemeliyiz. Bildiğimiz yoldan olmuyorsa yeni yollar keşfederiz. Bu inanç kişinin özünde sarsılmadan kendini koruyabilirse ayakları yere sağlam basan psikolojisi daha dayanıklı ve sağlıklı bir yaşam tarzı benimsenmiş olur. Böylece depresyonla mücadelede daha başarılı sonuçlar elde edilebilir.

İşsiz kalan insan toplumda normal bir şekilde hayatını devam ettirebilme yeteneğini kaybetmeye başlar. Kişinin kaybetmeye başladığı bu noktada olaylarla baş etmekte yetersiz kalması ve mücadele etme isteğini yitirip ümitsiz kalması hali işsizlik depresyonudur.

İşsizlik depresyonu cinsiyet, sosyal çevre vb. faktörlerle beraber insanın kendisini de göz önünde bulundurarak kişiden kişiye farklılık gösterebilecek bir durumdur. Birey işsiz kaldığı noktada iplerin yavaş yavaş elinden kaybolduğunu düşünüp hayatının kontrolünü kaybetmeye başlar. Bu genellikle büyük bir panik duygusu oluşturur.

Kendimize inancımızı asla ama asla hiçbir koşulda yitirmemeliyiz. Bildiğimiz yoldan olmuyorsa yeni yollar keşfederiz. Bu inanç kişinin özünde sarsılmadan kendini koruyabilirse ayakları yere sağlam basan psikolojisi daha dayanıklı ve sağlıklı bir yaşam tarzı benimsenmiş olur. Böylece depresyonla mücadelede daha başarılı sonuçlar elde edilebilir.

İşsizlik, insanların finansal kaygılarının yanı sıra, kimlik ve kişiliğini tehdit eden bir durum haline gelebilir. İşsizlik süresi uzadıkça, duygusal stres, depresyon ve çökkünlük gibi olumsuz duygular giderek artar. İşsizlik ayrıca insanların sosyal hayatlarını, kendilerini topluma kabul ettirmelerini ve toplumda kendilerine yer bulmalarını da olumsuz etkileyebilir. İşsizlik, kişinin yaşam kalitesini ve kişisel bütünlüğünü de olumsuz yönde etkileyebilir. İşsizlik, kişinin ailesi ve çevresindeki insanlarla arasında problem ve gerilimlerin olmasına neden olabilir. İşsizlik, kişinin sosyal değerlerinin ve özgüveninin de olumsuz etkilenmesine neden olur. Bütün bu nedenlerden dolayı, işsizlik depresyona neden olabilir.

İşsizlik depresyonu tedavisinde kullanılan çeşitli yöntemler arasında şunlar sayılabilir:

1. Psikoterapi: Psikoterapi, depresyonu olan kişilerin duygusal, sosyal ve zihinsel desteğe ihtiyaç duyduklarının farkındalığını arttırmaya, hastaların kendi duygusal ve davranışsal reaksiyonlarını anlamalarını kolaylaştırmaya ve çözüm odaklı yaklaşımlar geliştirmeye yardımcı olur.

2. Medikal Tedavi: Depresyon tedavisinde antidepresanlar kullanılabilir. Antidepresanlar, beynin serotonin düzeylerini arttırarak duygudurumunu iyileştirmeye yardımcı olur.

3. Pratik Beceriler: Pratik beceriler, kişinin hayatına yeniden başlamasına ve değişiklikler yapmasına yardımcı olur. Beceriler, özellikle işsizlik depresyonu olanlar için, günlük yaşamın sürdürülebilirliğini geliştirmeye yönelik olabilir.

4. Topluluk Desteği: Topluluk desteği, işsizlik depresyonu olan kişiler için çok önemlidir. Topluluk desteği, kişilerin işsizlik durumlarını kabullenmelerini kolaylaştıracak duygusal destek sağlar.

5. İyileştirme Teknikleri: İyileştirme teknikleri, kişinin duygularını güvenli ve kontrollü bir şekilde ifade etmesini kolaylaştırır. Bunlar arasında meditasyon, jimnastik ve yoga gibi fiziksel egzersizler, yaratıcı yazma ve çizim gibi kişisel ifade yolları ve müzik dinleme gibi teknikler sayılabilir.

1. İş aramaya çalışmak: İş aramak, kendinizi meşgul etmenin ve motivasyonunuzu artırmanın harika bir yoludur. İş arama işlerinde başarılı olmak, sizi depresyondan çıkarmanın önemli bir parçasıdır.

2. Sosyal aktivitelerinizi arttırın: Sosyal aktiviteler, kişinin kendisini daha iyi hissetmesine yardımcı olur. İşsizlik depresyonuna karşı savaşma yolları arasında, arkadaşlarınızla iletişime geçmek veya sosyal gruplara katılmak, depresyonda büyük bir fark yaratabilir.

3. Eğlenmeye çalışın: İşsizliğiniz sırasında, eğlenmeye çalışın. Eğlenmek, depresyonunuzu azaltmanıza yardımcı olabilir.

4. Kötü düşünceleri değiştirin: Kötü düşüncelerinizi tehdit edici şekilde değiştirmeniz önemlidir. Depresyonu daha kolay kontrol edebilmek için, olumsuz düşüncelerinizi pozitif düşüncelerle yer değiştirmelisiniz.

5. Aktif olun: Her gün egzersiz yapmak, depresyonu kontrol altına almanın önemli bir yoludur. Egzersiz, endorfin salgılama ve stresi azaltma gibi faydalar sağlayacaktır.

6. Sağlıklı yaşam tarzı: Sağlıklı bir yaşam tarzına sahip olmak, depresyonu kontrol altına almak için çok önemlidir. Sağlıklı beslenmek, yeterli uyumak ve sigara içmemek gibi önlemler alın.

İşsizliğin Bireysel Etkileri

Aktif çalışma hayatının önemi

Bireylerin sosyal hayatlarında huzurlu ve mutlu bir yaşam sürdürebilmeleri için aktif çalışma hayatı içinde bulunmaları büyük önem taşır. İş sahibi olanlar için maddi anlamda daha rahat olma imkanı vardır, bu sayede daha mutlu ve aktif bir hayat yaşamları mümkündür. Ancak işsizlik durumunda, bireyin maddi zorluklarla ve adaptasyon problemleri yaşaması söz konusudur.

İşsizliğin psikolojik etkileri

İşsizlik durumunda, özgüven eksikliği ve kendini yetersiz hissetme gibi durumlar bireyin psikolojik olarak zorlanmasına neden olur. İşsizlik depresyonu olarak adlandırılan bu durum, cinsiyet ve sosyal çevre gibi faktörlerle de etkilenebilir ve kişiden kişiye farklılık gösterebilir.

Bireyin üretme eğilimi ve işsizlik

İnsan fıtratı gereği üretme eğilimindedir ve günlük yaşantısını buna göre düzenler. İşsizlik durumunda ise birey, hayatının kontrolünü kaybetmeye başlar ve bu durum büyük bir panik duygusu yaratabilir. Gelecek kaygısı ve özgüven eksikliği oluşması da kaçınılmazdır.

İşsizlik sürecinde farklı başa çıkma yöntemleri

İşsizlik sürecinde bireylerin gösterdiği başa çıkma yöntemleri farklılıklar gösterebilir. Kimi insanlar tekrar tekrar dener ve başarılı oluncaya kadar sürdürür, kimi ise eğitim alarak sürece dâhil olmaya çalışır. Bazıları ise ideallerinden vazgeçip mutsuz bir hayata tabii olurken, kimi de ümitsizliğe kapılıp intihara eğilimli hale gelebilir.

Sonuç olarak, işsizliğin bireysel etkileri özellikle psikolojik ve sosyal açıdan önemli problemlere yol açabilir. İşsizlikle başa çıkmak ve sürecin zararlarını en aza indirmek adına, bireylerin aktif olmaya çalışması ve yaşam amaçlarını güçlendirmeleri büyük önem taşımaktadır.

İşsizliğin Psikolojik Etkileri

Aktif çalışma hayatı, bireylerin sosyal hayatlarında huzurlu ve mutlu bir yaşam sürdürebilmeleri açısından önemlidir. İş sahibi olan insanlar, maddi açıdan daha rahat bir yaşama sahip olmaları sebebiyle, daha mutlu ve aktif bir hayat sürebilirler. Ancak işsizlik, maddi imkansızlık, özgüven eksikliği ve adaptasyon sorunlarına yol açarak kişinin psikolojisini olumsuz yönde etkileyebilir.

İşsizlik Depresyonu

İşsizlik, sosyal hayatta işgücü arzının talep dengesini sağlayamaması sonucunda ortaya çıkar. İşsiz kalan insanlar, toplumda kabul edilen olağan duruma aykırı bir yaşamı sürdürmeye çalışmak zorundadır. Bu durum, işsizlik depresyonu adı verilen bir psikolojik sorunun ortaya çıkmasına yol açabilir. İşsizlik depresyonu, cinsiyet, sosyal çevre ve kişilik özellikleri gibi faktörlerle farklılık gösterebilir.

Üretme İsteği ve Kontrol Kaybı

İnsanlar, doğaları gereği üretme eğiliminde oldukları için, günlük yaşamlarında amaçlar edinir ve hedefler belirler. İşsiz kalan bireyler ise, yaşamlarını kontrol etme yeteneklerini yitirdiklerini düşünerek panik yaşayabilirler. Bu süreçte, gelecek kaygısı ve özgüven eksikliği ortaya çıkar ve kişi kendini yetersiz ve belirsizlik içinde hisseder.

Farklı Tepkiler ve Sonuçlar

İşsizlikle başa çıkmak için, bireyler farklı stratejiler uygulayabilir. Kimi insanlar, durumları ile mücadele etmeye ve yeni iş fırsatları aramaya devam ederken, diğerleri ise önceden belirledikleri hedeflerinden vazgeçerek, hayatın akışına kendilerini bırakabilirler. Başarılı olan bireyler için süreç sona ererken, başarısız olanlar için ise daha büyük ümitsizlik ve hüsran söz konusu olabilir.

Tehlike Arz Eden Durumlar

İşsizliğe bağlı olarak psikolojik sorunlar yaşayan ve mücadele etme isteğini yitiren bireyler, intihar eğilimi gösterme riski taşırlar. Bu durumdaki kişiler, artık kendilerini işe yaramaz ve gereksiz hissederek, yaşamlarında amaçlarının kalmadığını düşünürler. İşsiz bireylerin psikolojik sağlıklarını korumak ve bu tür tehlikeli durumları önlemek adına, sosyal destek mekanizmalarının güçlendirilmesi ve işgücü piyasasındaki dengesizliklerin giderilmesi önem taşır.

İşsizlik Psikolojisi ve Etkileri

Bireylerin sosyal hayatlarında huzurlu ve mutlu bir yaşam sürdürebilmeleri için aktif çalışma hayatı içinde bulunmaları büyük önem taşır. İş sahibi olanlar için bu durumun sağladığı maddi rahatlık elde etme olanağı, onlara daha mutlu ve aktif bir hayat sunar. Ancak bazı sebeplerle işini kaybeden, hiç iş bulamayan veya iş bulma umudunu yitiren kişilerde maddi imkânsızlık ve özgüven eksikliği gibi durumlar psikolojik problemlere sebep olur. Bu durum insanların işsizlik psikolojisiyle karşı karşıya kalmalarına neden olmaktadır.

İşsizlik Depresyonu

İşsizlik, sosyal hayatta işgücü arzının talep dengesini sağlayamamasından doğar ve bu durum, toplumun kabul ettiği olağan duruma aykırıdır. İşsiz kalan insan, baş etmekte zorlandığı olaylarla mücadele etme isteğini yitirerek işsizlik depresyonuna sürüklenir. İşsizlik depresyonu, cinsiyet ve sosyal çevre gibi faktörlerle beraber, kişiden kişiye farklılık gösterir.

İnsanın Üretme Eğilimi ve İşsizlik

İnsanlar doğaları gereği üretme eğilimindedirler ve bu doğrultuda günlük yaşamlarını düzenler, amaçlar edinirler. İşsiz kalan birey, yaşamının kontrolünü kaybetmeye başladığını düşünür. Bu durum, büyük bir panik duygusu oluşturarak gelecek kaygısı ve özgüven eksikliğini tetikler.

Baş Etmeye Çalışanlar ve Başaramayanlar

İşsizlik sürecinde, kişiden kişiye göre farklı tepkiler gözlemlenebilir. Kimi insanlar tekrar tekrar başa döner ve yeniden dener, başarıncaya kadar sürdürür. Başaramayanlar ise daha büyük bir ümitsizliğe sürüklenir. Kimi kişiler ideallerinde direterek sürece dâhil olmaya çalışır, ancak başaramayanlar için sonuç daha büyük bir hüsran olur.

Mutsuz Hayata Tabii Olanlar ve İntihar Eğilimli Kesim

Bazı işsizler ise, kendine belirlediği ideallerden vazgeçip hiçbir şeye aidiyet oluşturmadan mutsuz bir hayata tabii olurlar. Başka bir kesim de, mücadeleyi bırakıp ümitsizliğe kapılanlardır. Bu kesim, psikolojik savaşlardan mağlup ayrılıp intihara eğilimli olduğu için tehlike arz eder.

Sonuç olarak, işsizlik psikolojisi, kişinin hayatının kontrolünü kaybettiğini ve kendini yetersiz hissettiği bir süreci ifade eder. İşsizlik sürecinde sergilenen farklı tepkiler, başa çıkma yöntemlerini ve başarılarını belirler. Bu nedenle, işsizlik psikolojisi ile mücadele etmek ve bu süreçte başarıya ulaşmak için önce bireylerin kendi psikolojilerine hakim olmaları gerekmektedir.

Özgüven ve Yetersizlik Hissi ile Başa Çıkma

Aktif çalışma hayatı, bireylerin sosyal yaşamlarında huzurlu ve mutlu olabilmeleri açısından büyük önem taşımaktadır. İşsiz kalan bireylerde, özgüven eksikliği ve kendini yetersiz hissetme gibi olumsuz durumlar ortaya çıkmakta ve bu durumlar, kişiyi psikolojik bir çıkmaza sürüklemektedir. İşsizlik sürecinde bireyin özgüvenini koruyabilmesi ve yetersiz hissetme durumuyla başa çıkabilmesi için çeşitli yöntemler uygulanabilir.

Kişisel Gelişime Odaklanma

İşsizlik sürecinde birey, kişisel gelişime odaklanarak bu dönemi daha verimli hale getirebilir. Eğitimler alarak ve becerilerini geliştirerek, birey hem kendini değerli hissedecek hem de yeni iş arayışlarında daha başarılı olabilecektir.

Hayatın Kontrolünü Geri Alma

İşsiz kalmış bireyler zaman zaman hayatın kontrolünü kaybettiklerini hissedebilirler. Bu durumda yapılabilecek en önemli şey, günlük yaşantıyı düzenlemek ve yeni hedefler belirlemektir. Bu yöntem, bireyin düşüncelerini olumsuzluktan uzaklaştırarak kendine güvenini yeniden kazanmasına yardımcı olabilir.

Olumsuz Tabloya Meydan Okuma

İşsizlik sürecinde olumsuz düşüncelerin ve yetersizlik hissinin giderek pekişmesi, bireyin başarılı olabileceği fırsatları gözden kaçırmasına neden olabilir. Bu nedenle, işsizlik sürecinde bir kez daha başa dönerek olumlu bir bakış açısıyla ileriye yönelmeye çalışmak önemlidir.

İdealleri ve Hedefleri Gözden Geçirme

İşsizlik sürecinde birey, ideallerini ve hedeflerini gözden geçirebilir. Bu süreçte, gerçekçi ve ulaşılabilir hedefler belirlemek, bireyin yaşamında daha fazla huzur ve mutluluk bulmasını sağlayabilir.

Sonuç olarak, işsizlik sürecinde bireyin özgüvenini koruyabilmesi ve kendini yetersiz hissetme durumuyla başa çıkabilmesi için kişisel gelişime odaklanma, hayatın kontrolünü geri alma, olumsuz tabloya meydan okuma ve idealleri ile hedefleri gözden geçirme gibi yöntemler uygulanabilecektir. Birey, bu yöntemler sayesinde işsizlik sürecinde de yaşam kalitesini ve mutluğunu koruyarak, bu dönemi daha başarılı bir şekilde atlatmayı başarabilir.

İşsizlik Depresyonuna Karşı Tepkiler Ve Baş Etme Yöntemleri

İşsizlik depresyonuna maruz kalan bireyler, yaşadıkları sürecin zorluklarına karşı çeşitli tepkiler gösterirler. Bu tepkiler, kişinin hareket kabiliyetini, duruşunu ve sonuçta baş etme yöntemlerini de farklı kılar.

Yeniden Deneme ve Azim

İşsizlik depresyonuna maruz kalan bazı bireyler, durumlarını kabullenmek yerine, sürekli olarak yeniden denemeye ve mücadele etmeye odaklanırlar. Bu kişiler, başarılı olana kadar denemeye devam edip azimle sürecin üstesinden gelmeye çalışırlar. Başarıya ulaşamayanlar ise daha büyük bir ümitsizliğe sürüklenirler.

Kişisel Gelişim ve Eğitim

Bazı bireyler ise işsizlik sürecini kişisel gelişimlerine katkı sağlayabilecek bir fırsat olarak değerlendirirler. Bu durumda, kişiler eğitim ve kurslara katılarak yeni beceriler kazanmayı amaçlar ve sürece daha dirençli eğilimle dahil olmaya çalışır. Başaramayanlar için ise sonuç daha büyük bir hüsran olabilir.

İdeallerden Vazgeçme ve Mutsuz Hayat

İşsizlik sürecinde bazı bireyler, kendilerine belirlemiş oldukları idealler ve hedeflerden vazgeçerek, kendilerini hayatın meşgalesinde ait olamayan bir noktada bulurlar. Bu durumda, kişiler mutsuz bir hayat sürdürmeye tabi olmaya başlar.

Ümitsizliğe Kapılma ve İntihar Eğilimi

İşsizlik sürecinde mücadele etmekten vazgeçip ümitsizliğe kapılan bireyler, büyük bir tehlike arz ederler. Bu kişiler, yaşadıkları psikolojik savaşta mağlup düşerek intihar eşiklerine dayanabilirler. Bu durumda, bireyler yaşama amacından yoksun hale gelir ve kendilerini işe yaramaz ve gereksiz hissetmeye başlarlar.

Sonuç olarak, işsizlik depresyonu sürecinde bireylerin gösterdiği tepkiler ve baş etme yöntemleri oldukça farklılık gösterir. Bu dönemi fırsata çevirebilenler, yeniden iş hayatına dönmeye yönelik cesaret ve istekli girişimlerde bulunurken, diğerleri ise yaşam amacını yitirmiş ve mutsuz bir hayat sürdürebilirler.

İşsizlik yaşamış bireylerde madde bağımlılığı ve suça eğilimin önlenmesi

Aktif çalışma hayatının bireylerin sosyal yaşamlarında büyük öneme sahip olduğunu göz önünde bulundurarak, işsizlik durumu yaşayan bireylerin bu süreçten etkilenmemeleri için neler yapılabileceği üzerinde durmak önemlidir. İşsizlik yaşayan bireylerde madde bağımlılığı ve suça eğilimin önlenmesi amacıyla alınacak önlemler, hem bireylerin psikolojik durumunu düzeltmeye, hem de toplumun huzurunu sağlamaya katkıda bulunacaktır.

Maddi destek ve sosyal hizmetlerin artırılması

İşsizlik durumunda olan bireylerin maddi anlamda desteklenmeleri, hayata adapte olma ve özgüven eksikliği gibi durumları hafifletebilir. Bu amaçla sosyal yardım programlarının güçlendirilmesi ve gelir desteği sağlanması gereklidir. Ayrıca, psikolojik danışmanlık ve sosyal hizmetlerin de ulaşılabilir olması önem taşımaktadır.

Mesleki eğitim ve kariyer gelişimi imkânlarının sunulması

İşsiz bireylerin kariyer gelişimlerine devam etmeleri ve yeni iş imkânları yaratmaları için mesleki eğitim ve danışmanlık hizmetlerinin sunulması önem taşır. Bu hizmetler, bireylerin değerli ve katılımcı olduklarını hissettirecek ve yeni iş olanakları yaratılmasına destek olacaktır.

Toplumun farkındalığının artırılması ve destek mekanizmalarının güçlendirilmesi

Toplumun, işsizliğin bireyler üzerindeki olumsuz etkileri ve yaşanan madde bağımlılığı ve suç eğilimi konusunda bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Bu şekilde, toplumun işsiz bireylere karşı daha anlayışlı ve destekleyici bir tutum sergilemesi özendirilmelidir.

Sonuç olarak, işsizlik durumunda olan bireylerin madde bağımlılığı ve suça eğiliminden uzak durmalarını sağlamak için maddi desteklerin artırılması, mesleki eğitim imkânlarının sağlanması ve toplumun farkındalığının artırılması gibi önlemlerin alınması önem arz etmektedir. Bu tür önlemler, bireylerin işsizlikle yaşadığı psikolojik sorunları aşmalarında ve toplumda huzurlu bir yaşama geri dönmelerinde etkili olacaktır.

İşsizlik ve Panik Duygusu

İşsizlik durumu yaşayan bireylerde panik duygusu ve hayatının kontrolünü kaybetme hissine neden olan süreçlerin hafifletilmesi için, öncelikle bireylerin güçlendirilmesi ve ruhsal dayanıklılıklarının arttırılması gerekmektedir. Bu sayede işsizlik sürecinde yaşanabilecek depresyon ve kaygı sorunları büyük ölçüde azaltılabilir.

Aktif Hayata Dönüş Yolları

İşsiz kalan bireylerin yaşamlarında yeni bir hedef belirlemesi ve bu hedef doğrultusunda hareket etmesi, motive olmalarını sağlayarak daha aktif ve mutlu bir hayata geri dönmelerine yardımcı olabilir. Çalışma hayatının yanı sıra sosyal ilişkiler ve hobilere yönelmek de pozitif bir etki yaratabilir.

Kişisel Gelişim ve Eğitim

Bireylerin kişisel gelişime önem vererek yeni beceriler kazanması ve eğitimlerine devam etmesi, iş bulma umutlarını yeniden canlandırabilir ve özgüvenlerini arttırabilir. Bu sayede işsizlik sürecinden daha güçlü çıkabilecekler ve iş hayatına yeniden başlama ihtimali artacaktır.

Destek Grupları ve Danışmanlık

İşsizlik sürecinde yaşanan panik ve çaresizlik duygularını hafifletmek için bireylerin profesyonel yardım alması ve benzer durumdaki bireylerle iletişim kurması büyük önem taşımaktadır. Destek grupları ve psikolojik danışmanlık hizmetleri, bireylerin yaşadığı zorlukları anlamalarına ve pratik çözümler geliştirmelerine katkıda bulunabilir.

Öz-değerlendirme ve İçsel Farkındalık

Bireylerin işsizlik sürecinin getirdiği zorluklarla başa çıkabilmesi için öz-değerlendirme yaparak kendi güçlü yönlerini ve eksikliklerini keşfetmesi, içsel farkındalıklarını arttırabilir. Bu sayede yeni bir başarıya giden yolda esnek olabilecekler ve hızlıca kendilerine uygun bir iş hayatına dönme şansını yakalayabileceklerdir.

Sonuç olarak, işsizlik durumu yaşayan bireylerde panik duygusu ve hayatının kontrolünü kaybetme hissine neden olan süreçlerin hafifletilmesi için kişisel gelişim, sosyal destek ve özgüven konularında çalışmalar yapılması büyük önem taşımaktadır. Bireylerin yaşama yeniden tutunabilmesi için bu alanlara odaklanması ve gerekli rehberliği alabilmesi, işsizlik sürecinin üstesinden gelebilmelerine büyük katkı sağlayacaktır.

İşsizlik Sürecinde Sağlık Etkilerini Azaltmanın Yolları

İşsizlik sürecinde bireyin sağlığına yönelik olumsuz etkileri azaltmak ve yaşam tarzında önerilebilecek değişiklikler, öncelikle bireyin yaşadığı psikolojik çıkmazın farkında olmasını ve mücadele etmeyi amaçlaması gerekmektedir. Bunun için birey, işsizlik sürecinde ruh sağlığı üzerine hassasiyet göstererek, yaşamını dengeli ve kontrollü bir şekilde sürdürmeye çalışmalıdır.

Aktif ve Düzenli Bir Yaşam Sürdürme

Yaşam tarzında yapılabilecek değişiklikler arasında, düzenli ve aktif bir yaşam sürdürmek önemlidir. Fiziksel aktiviteler ve spor yaparak vücut sağlığını ve zindeliğini koruyarak, psikolojik etkileri minimize etmeye yardımcı olabilir. Aynı zamanda, sosyal çevreyle daha fazla iletişim içinde kalarak, yeni insanlarla tanışıp ilişkiler kurarak bireyin kendini yalnız ve değersiz hissetmesini engelleyebilir.

Eğitime ve Kişisel Gelişime Önem Verme

İşsizlik sürecinde birey, kişisel gelişimine ve eğitime daha fazla önem verebilir. Yeni beceriler ve bilgiler kazanarak iş bulma şansını artırabilir ve kendini daha güçlü hissedebilir. Bu amaçla, online kurslar, atölyeler ve seminerler takip edilebilir veya hobilerle uğraşarak yeni ilgi alanları keşfedilebilir.

Stresle Başa Çıkma Stratejileri Geliştirme

İşsizlik dönemi boyunca stresle baş etmekte başarılı olmak, sağlıklı bir yaşamı sürdürmekte önemli bir faktördür. Birey, stresle başa çıkabilecek yöntemler geliştirmeli ve bu süreçte olumlu bir bakış açısı benimsemelidir. Meditasyon, yoga veya nefes egzersizleri gibi rahatlama teknikleri uygulanarak zihin sağlığı korunabilir ve stres azaltılabilir.

Beslenmeye Dikkat Etme ve Uyku Düzenine Önem Verme

Beslenmenin ve uyku düzeninin sağlığa etkisi büyüktür. İşsizlik sürecinde bireyin, dengeli ve sağlıklı beslenmeye özen göstermesi ve düzenli uyku düzenini koruması, olumsuz etkilerin azaltılmasında etkili olacaktır. Yeterli ve kaliteli uyku almak, bireyin enerji düzeylerini ve ruh hali üzerinde olumlu etkiler yaratarak depresyondan uzaklaşmasına yardımcı olur.

Sonuç olarak, işsizlik sürecinde birey sağlıklı bir yaşam tarzını benimseyerek ve yaşamında gerekli değişiklikleri yaparak olumsuz etkileri en aza indirgeyebilir. Aktif bir yaşam sürdürme, eğitime önem verme, stresle başa çıkma yöntemleri geliştirme ve sağlıklı uyku düzeni ve beslenme ile birey, işsizlik depresyonuyla mücadele ederek umutsuzluğa kapılmadan yaşamını sürdürebilir.

İşsizlik Problemi ve Baş Etme Stratejileri

Aktif çalışma hayatının bireylerin sosyal yaşamında büyük önem taşıdığı düşünüldüğünde, işsizlik problemi önemli bir sosyal sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. İşsizlik, kişinin yaşamını devam ettirebilme yeteneğini kaybetmeye başladığı bir süreçtir ve sosyal hayatın işgücü arzının talep dengesini sağlayamamasından doğar. İşsizliğin doğurduğu olumsuz psikolojik etkiler ve süreç baş etme stratejileri şu şekilde ele alınabilir:

Maddi İmkânsızlık ve Hayata Adapte Olamama

İşsizlik sonucu maddi imkânsızlık, kişinin hayata adapte olamamasına, özgüven eksikliği ve kendini yetersiz hissetme gibi durumlarla psikolojik bir çıkmaza sürüklemektedir. İşsiz bireylerin yaşadığı bu durum işsizlik depresyonuna dönüşebilir ve cinsiyet, sosyal çevre gibi farklı faktörlerle kişiden kişiye değişiklik gösterebilir.

Bireysel Baş Etme Stratejileri

İşsizlikle baş etme süreci, kişiden kişiye farklılık gösteren önemli bir evredir. Bazı bireyler tekrar tekrar başa sararak yeni iş aramaya devam ederken, kimileri ise kişisel gelişime ağırlık vererek sürece dahil olmaya çalışır. Ancak başarılı olamayanlar, daha büyük bir ümitsizliğin içine sürüklenebilir ve hayatlarındaki ideallerden vazgeçerek mutsuz bir yaşama tabii olabilirler. Öte yandan, süreçle başa çıkamayıp ümitsizliğe kapılan bireyler ise intihar eğilimi gibi tehlikeli durumlarla karşı karşıya kalabilirler.

Toplumsal Önlemler ve Devlet Otoritesi

İşsizlik problemini çözmeye yönelik devlet otoritesi ve özel sektör tarafından alınabilecek toplumsal önlemler mevcuttur. Öncelikle, işsizler için eğitim ve beceri geliştirme programları düzenlenerek bireylerin iş bulma şanslarını artırılabilir. Devlet destekli istihdam projeleri ile iş alanlarının genişletilmesi ve özellikle genç işsizlerin istihdam edilebilirliğinin artırılması sağlanabilir. Özel sektör ise, sosyal sorumluluk projeleri çerçevesinde işsiz bireylere yönelik meslek eğitimleri vererek katkı sağlayabilir.

Sonuç olarak, işsizlik problemi önemli bir sosyal ve psikolojik sorundur ve bireysel baş etme stratejileri ile toplumsal önlemler alınarak çözme yolunda ilerleme kaydedilebilir. Devlet otoritesi ve özel sektörün bu konuya öncelik vermesi ve işsiz bireylerin desteklenmesi büyük önem taşır.

İşsizlik işsizlik depresyonu işsizlik depresyonu nedir işsizlik depresyonunun etkileri stres yönetimi
Konuk Yazar

İstanbul İşletme Enstitüsünde yazılarının yayınlanmasını isteyen konuk yazarlarımız için oluşturulan bilgi kartıdır. Birçok alanda ve disiplindeki yazıları bu hesap üzerinde bulabilirsiniz.

üniversite sonrası yaşanan işsizlik depresyonu

  • okul sonrası beklentiler ve gerçekler karşısında öyle bir çıkmaza girilmektedirki bireyin iş hayatında karşılaşması muhtemel sorunlar kişi için bir anlam ifade etmez..

  • üniversite niyetine abidik sosyal bölümler okunursa yaşanacak durum.

    edit: kimilerine dokunmuş herhalde

  • üniversitede okunan bölümden bağımsız olarak yaşanacak durum..
    (bkz: burası türkiye)

    sonradan gelen edit: işbu entry bilgisayar mühendisi tarafından yazılmıştır.

  • (bkz: işsizlik psikolojisi)

  • mezun olduktan hemen sonra işim olsun, paramı kazanayım, şunu şunu da yapayım diyen sabırsız bünyelerin yaşadıgı durum. sabırsız davranıldıgının farkında ise de memlekete dönmek, evde aile ile beraber oturmak canını sıkar insanın. bu durumu kabullenemez.
    çalışmak isteyen- mesleği ne olursa olsun- iş bulabilir, çalışır,iyi para da kazanabilir.

  • muhtemelen babanin emekliligine denk gelir. evde beraber bulunulup kimsenin de isi olmayinca baba samimiyeti artirmayi amaclayip depresyonu ikiye katlar.

  • askerlik ya da yüksek lisans bu durum için kullanılmaya çalışılan anti depresanlardandır. etkileri tabi ki ancak bir anti depresan kadardır.

  • öğrenim kredisinin hesaplanmasıyla ikiye katlanır. taksitlerin ödeme tutarlarını gördüğünüzde pearl jam dinleyen adam oturur seneler sonra my dying bride veya anathema dinleyemeye başlar. tabi üstüne sarı sayfalar ve karbonatlı çay+sigara üstüne sigara combosu eklenince olay tırlatmaya kadar gidebilir.

    (bkz: sözlük bana iş bul lan allahsız)

  • mezun olurken eline plaketi verir gönderirler adamı. aferin çok güzel çalıştın üniversitede bilmem kaçıncı oldun mk derler.

    sonra apartmanın kapıcısı bile yoldan çevirip sorar "sen ne zaman iş bulacaksın"? diye. diyemezsin ki birader ideallerimin peşinde gittim, reaktör okudum bu memlekette.

    mülakata çağırıp 1 saat 40 dakika bekleten lavuklar mı dersin, okuduğun bölümle alenen dalga geçmek için seni çağıran cahil ik müdürleri mi dersin, başka şehirde mülakata çağırıp, öğlen arasında piknik masasında mülakat yapan mı dersin..

    işsizliğin bir sonraki safhası olan emekli gibi yaşamak modunu da tadarsın, allah düşmanımın başına vermesin.

    gel zaman git zaman yabancı dil bildiğin için çevrenin çok arzuladığı o "iş"i bulursun, bulursun da adam sana 10 saat mesai yaptırır, resmi tatilde çalıştırır, monitörü açık unuttun diye fırça atar. neden? babasının işi mi? evet amk evet.

    gerisini yazmayacağım, kpss'ye girdim, şansımda yardım etti neyse ki benim hikayem mutlu sonla bitti. ama insan o geçirdiği kötü zamanları unutamıyor işte, unutmamalı da.

  • ben şu an zaten üniversite sonrası yaşanan iş hayatı depresyonu yaşadığım için beni etkilemeyen depresyon. şaka bir yana da ekimden sonra içine gireceğim diğer depresyon çeşidi. (bkz: #52872078) niye ekim? çünkü bir yıllık emeğim olan bayram ikramiyelerimi almam gerek de ondan. 10 saat mesai. 3 yıldır izin kullanma. sadece cumartesi-pazarla idare ettim 3 yıldır yazları bile. annen-baban kardeşin her sene istisnasız tatil yaparken sen aman işin en yoğun olduğu zaman da evde tek başına excel tabloları, özlük dosyaları, personel puantajları arasında boğul. (bkz: hayattan ve her şeyden bir anda soğutan şeyler/@aaeon) şans ve sabır diliyorum kendime bu arada siz de dileyin.

  • nest...

    oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır