kaynağı değiştir]
Bunun yanında bölgenin İslamlaştırılması ve Türkleştirilmesi için bölgeye sadece Türkmenler yerleştirilmemiş; bunun yanında imar faaliyetlerine de girişilmiştir. Gerçekleşen fetihlerin sadece askeri kuvvetle gerçekleşmeyeceğini bilen Osmanlı Devleti; inşa ettiği kervansaray, han ve hamam gibi yapılarla bölgeyi bayındır hale getirmiş ve bu durum da tıpkı istimalet politikasında olduğu gibi fetihlerin kalıcı olmasına imkân sağlamıştır.
İskan Politikası Ne Zaman Başlamıştır?
Osmanlı Devleti’nde uygulanan iskan politikası ilk kez Orhan Bey döneminde gerçekleşmiştir. 1353 yılında Bizans İmparatorluğu’nda yaşanan taht kavgaları sırasında Kantakuzen, Orhan Bey’den yardım istemiş ve bu yardım karşılığında ise Gelibolu’da bulunan Çimpe Kalesi’ni Osmanlılara bırakmıştır. Çimpe Kalesi’nin alınmasının ardından burası bir askeri üs olarak kullanılmış ve Rumeli’deki fetih hareketleri hız kazanmıştır. Gerçekleşen fetihlerle birlikte, ele geçen coğrafyalar Anadolu’dan gelen Türkmenler vasıtasıyla Türkleştirilmiş ve Osmanlı Devleti’nin iskan politikası resmen başlamıştır.
İskan Politikası Sonuçları
Orhan Bey döneminden itibaren uygulanmaya başlanan iskan politikası sonuçları şu şekilde listelenebilir:
İskan Politikası Faydaları
Fethedilen yerlerin Türkleştirilmesi anlamına gelen iskan politikası ile Balkanlarda gerçekleşen fetihler kalıcı hale gelmiş ve Türk kültürü o coğrafyalarda kendine yayılma imkan bulmuştur. Aynı zamanda bu politikanın yanında hoşgörü temelli bir anlayış olan istimalet politikasının da uygulanması, fethedilen bölgelerin yerel unsurları arasında karşılık bulmuş ve Rumeli’de yaşamakta olan Hristiyanlar arasında İslamiyet hızla yayılmaya başlamıştır.
İskan politikası, kavram olarak; "beşeri açıdan yerleşme" anlamına gelmektedir. Osmanlı Devleti döneminde uygulanmaya konulmuş, meşhur bir politikadır. Osmanlı Devleti'nin topraklarının genişlemesi sonucunda, gitgide yaygınlaşmıştır. Osmanlı Devleti, kazandıkları toprakların kalıcılığını iyice sağlamak için bu tür bir politikaya başvurmuş ve düzen içerisinde uygulanmasını sağlamıştır.
Osmanlı'da İskan Politikası
Osmanlı Devleti, iskan politikası ile; genellikle Rumeli’ye yerleştirme politikası uygulamıştır. İskan yapılan bölgelere, çoğunlukla Türkmen aşiretler yerleştirilmiştir. Bu suretle, bölgede; güven ve huzur sağlanmaya çalışılmıştır.
İskan politikası, çok uzun bir süre boyunca başarıyla uygulanmıştır. Fakat iskan politikası; ileri zamanlarda, istenilen neticeyi vermemeye başlamış ve Osmanlı Devleti'nin ekonomisine de zarar vermiştir. Ayrıca toprakların da kaybedilmesiyle, iskan politikası neticesinde yerleştirilen insanlar; yerleştirildikleri yerlerden geri dönmek zorunda kalmıştır.
Osmanlı Devleti'nin iskan politikası Amaçları
Osmanlı Devleti, iskan politikasıyla; şunları amaçlamıştır:
- Fethedilen bölgelerin, ileriki zamanlarda kalıcı olmasını sağlamak.
- Yapılacak fetihlerin devam etmesini sağlamak.
- Ülkedeki Türkmenleri, yerleşik hayata geçirmek.
- Fethedilen her bir bölgenin İslamlaşmasını ve Türkleşmesini sağlamak.
- Fethedilen toprakların siyasi ve askeri yönden olduğu kadar; sosyal yönden de güvenliğini sağlamak.
- Fethedilen yerlerde sorun çıkarma ihtimali olan ailelerin, Anadolu’ya göç etmesini sağlayarak; karışıklık çıkma ihtimalini azaltmak.
- Anadolu’daki bölgelerde anlaşmazlığı olan her iki aileden birini seçerek yerleştirmek.
- Osmanlı Devleti'nde, Rumeli’ye göç edenlerin; Anadolu’ya tekrar geri dönmemelerini sağlamak.
- Daha düzenli ve yerleşik bir düzen oluşturmak.
Balkanlarda, birçok yere Türkler yerleştirilmiştir. Bugün baktığımız zaman özellikle de, Balkanlarda; Osmanlı dönemlerinde yerleşen pek çok Türk aile yaşamaktadır. Hâlen de bu gönül bağı devam etmektedir. Ancak, Osmanlı devletinin büyük toprak kaybına uğramasıyla; pek çok Türk, yurduna geri dönmüştür. Şu an hâlen bulunanlar da, Osmanlı döneminde yapılmış iskan politikasının sonucu yerleşenlerdir.
İskan politikasıyla, uzun yıllar boyunca amaca ulaşıldı. Devletin gerilemesi ve toprak kayıpları, zamanla; iskan politikasının bozulmasına yol açmıştır.