Yayınlanma: 19 Aralık
Askerin yemek duası değiştirildi:
Mehmetçik artık “Tanrımıza hamdolsun” demeyecek!
Mehmetçik artık “Allahımıza hamdolsun” diyecek!
Özellikle son yıllarda Peygamber Ocağı'nda askerler arasında sessizce “Tanrı” mı, yoksa “Allah” mı deneceği tartışmaları yaşanırdı.
Kimi “Tanrı” derdi
Kimi “Allah” derdi
“Allah” diyenlerin iddiası şuydu:
“Tanrı sözcüğü Hıristiyanlara aittir! Bu söylem İslam'a aykırıdır. Samimi Müslümanlar Allah der!”
Hangi Hıristiyan “Tanrı” diyor:
İngilizler “God” diyor.
Fransızlar “Dieu” diyor.
Almanlar “Gott” diyor.
İtalyanlar “Dio” diyor.
İspanyollar “Dios” diyor.
Daha geçmiş dillere gidersek Latincede “Deus” demek.
Uzatmayayım Hıristiyanlar “Tanrı” demiyor.
Peki Nerden çıktı bu hurafe?
Cüneyt Arkın'ın “Kara Murat” filmlerinden! Şaka bir yana
Filmden romana her dildeki farklı “yaradan” sözcüğü Türkçe'ye “Tanrı” diye çevrilirdi.
Çünkü:
Daha İslamiyet yokken “Tanrı”, eski Türkçe'de “dünyanın tek yaratıcısı ve koruyucusu” anlamındaki “Tengri” sözcüğünden geliyordu.
“Tanrı”, Türkçenin temel sözcüklerindendi.Çinceyi bile etkiledi; “Tengri” Çince'ye “T'ien” olarak geçti. (Çinliler, Orta Asya'daki Tanrı Dağları'na “T'ien-Şan der.)
Yani “Tanrı” kelimesinin bizim kültürümüzde binlerce yıllık geçmişi var
Bu sebeple
“God”, “Dieu”, “Gott”, “Dios” ya da diğerleri Türkçe'ye “Tanrı” olarak çevrildi. Keza Arapça'da
Daha düne kadar Diyanet'in, sure-ayet çevirilerinde “Tanrı” sözcüğü kullanılırdı:
“Tanrı'mız bir tek Tanrı'dır. O, merhamet eden, merhametli olandan başka Tanrı yoktur.” (Bakara/)
Şu anımsatmayı yapmalıyım:
“Tanrı”
Türk dillerinde, şive ve lehçelerinde ortak olarak hep kullanıldı:
Yakut dilinde “Tangara”,
Tatar-Kuman dilinde “Tengre”,
Çuvaş dilinde “Tura”,
Kırgız-Kazak dilinde “Tengri”,
Karaçay-Malkar dilinde “Teyri” vs
İktidarda hiç mi kimse kalmadı kendi tarihini bilen!
Göktürkler yazıtlarında “Tengri” sözcüğü kullanmadı mı?
Kaşgarlı Mahmut “Divanü Lugati't-Türk” eserinde “Tengri” sözcüğünü kullanmadı mı?
Oğuz Türkçesinin destanı Dede Korkut hikayelerinde “Tengri” sözcüğü kullanılmadı mı?
Ahmet Yesevi ‘Divan-ı Hikmet' eserinin 12 şiirinde “Tengri” sözcüğünü kullanmadı mı?
Yunus Emre, Niyazi Mısri şiirlerinde “Tengri” anlamında “Çalab” sözcüğünü kullanmadı mı?
Liste uzar gider
Bu sebeple Atatürk döneminde binlerce yıllık Türk kültürüne sadık kalınarak “yaradan” sözcüğü “Tanrı” olarak dilimize çevrildi.
Peki
Ya “Allah” sözcüğü?
Henüz ortada İslamiyet yokken
Henüz ortada Arapça yokken
Sümer ve Babil'de bazı putların “Al-Mah” gibi adları vardı.
Bu dillerdeki “Al” ve “El” sözcüğü daha sonra İbranice ve Arapça'ya girdi. Tevrat üzerine çalışan Alman teolog Prof. J. Wellhausen, “Araplar, tıpkı Nabatlar gibi ‘Allah' adını verdikleri puta taparlardı” diye yazdı. Kaynağı İbnü'l-Kelbî'nin kaleme almış olduğu “Kitabü'l Esnam” idi.
Arapların taptığı putların adları Kur'an-ı Kerim'de de geçer: “El-Lât”, “El-Uzzâ” ve “El-Menât”
İslam Ansiklopedisi'ne göre“Allah” sözcüğünün kökeni, (4 bin yaşındaki) “Arami” dilindeki “Alaha” kelimesinden gelmekteydi.
“Allah”; Aramiceden doğan Süryani dilinde “Aloho” ve Tevrat İbranicesinde “Elah/Elahim” demekti.
Bu nedenle
“Allah” adını; Mizrahi/Doğulu Yahudiler, Bahailer, Arapça konuşan Ortodoks ve Katolik Hıristiyanlar, Türkiye'de yaşayan bazı Hıristiyanlar da kullanıyordu.
Evet. “Allah” sözcüğü İslam'dan çok önce vardı. Örneğin Daha İslamiyet'in doğmasına yıl varken Arabistan'da -özellikle şiirde- bolca “Allah” sözcüğü bulunurdu
“Tanrı” değil
Aksine “Allah” sözcüğü tarih boyunca hep tartışıldı.
Kelimenin kökeni hâlâ tartışma konusu
Kimine göre “Allah”, “tahayyere” sözcüğünden,
Kimine göre “Allah”, “vilah” sözcüğünden,
Kimine göre “Allah”, “lahe yeluhun” sözcüğünden,
Kimine göre “Allah”, “ma'bud” ya da “liyah” sözcüğünden türetildi. Onlarca örnek veriliyor.
Tek bu tartışma yok.
Kimine göre “Allah” özel isimdir; kimine göre değildir.
Bu tartışmalar hiç bitmeyecek.
Diğer yanda Dünyanın dört yanındaki Müslümanlar yaradana bildikleri dilde seslenmeye devam edecek. Örneğin
Farsça “Hüda” diyecek
Arnavutça “Zot” diyecek
Boşnakça “Bog” diyecek
Kimi Müslüman “Rabb” diyecek
Kimi Müslüman “Rahman” diyecek
Kimi Müslüman “İlah” diyecek
Kimi Müslüman “Allah” diyecek
Ama
Türk Ordusu'nun yiğit Mehmetçik'i kendi dilinde “Tanrı” diyemeyecek!
Bakınız
Bu konuda tartışma yapmak istemiyorum. İstiyorum ki, herkes inandığını bildiği dilde yerine getirsin. Aslolan niyet'tir.
Fakat İnsanın ağırına gidiyor kulaktan dolma bilgilere yenik düşmek!
Şu hurafenin gücüne bak! Diyanet bile fetva çıkardı; “Yüce Allah'ı kastetmek üzere O'nu ‘Tanrı' diye anmak inanca hiçbir surette aykırı olmaz.”
Hurafe Diyanet'i bile yendi; Diyanet “Tanrı” yerine artık “Allah” demeye başladı!
Türkçe kaybetti
Yetmezmiş gibi Türkçe -din karşıtı gibi- sürekli düşmanlaştırılıyor.
Selefi/Vehhabi yobazlığı, -AKP'nin desteğiyle- aydınlanma dini İslam'ı hurafeye teslim ediyor
Allah ismi özel isimdir. Kur’an’da besmelelerle birlikte ’den fazla “Allah” ismi geçmektedir. “Tanrı” kelimesi ise, Arapça “ilah” kelimesinin karşılığıdır. Peki Allah yerine tanrı demek caiz mi? Allah kelimesinin yabancı dillerde karşılığı var mıdır?
‘’ALLAH’’ İSMİ YERİNE ‘’TANRI’’ DEMEK CAİZ Mİ?
“Tanrı” kelimesi, Arapça “ilah” kelimesinin karşılığıdır. “İlah” daha çok, Allah’tan başka ibadete layık görülen varlıklar için kullanılır. “Allah” kelimesi onun bizzat kendisini ifade eden özel ismidir. Bu bakımdan, kelâm âlimlerine göre “Allah” kelimesi, Cenab-ı Hakk’ın yüce zatına ve bütün kemal sıfatlarına delalet eden özel ismidir. Hiçbir dilde bu kelimenin ifade ettiği özel manayı kapsayacak bir kelime bulunmamaktadır.
Öte yandan “Allah” kelimesi bütün Müslümanlar için tevhid inancını temsil eden ortak bir bağ niteliğindedir. Bu sebeple Müslümanların, ibadet ettikleri tek yaratıcılarını “Allah” diye anmaları daha doğru olur. Dolayısıyla “Allah” bu adla veya “esmâ-i hüsnâ” adı verilen 99 isminden biriyle anılmalıdır. Bununla birlikte, dinimizin bildirdiği mutlak kemal sahibi, noksanlardan münezzeh olan yüce Allah’ı “Tanrı” diye anmak da İslam inancına aykırı olmaz. (Din İşleri Yüksek Kurulu)
“Allah” lafza-i celal Allah’ın ism-i hassıdır/özel ismidir. Kur’an’da -besmelelerle birlikte- ’den fazla “Allah” ismi geçmektedir.
İhlas suresinde yer alan,
“De ki: O Allah’tır, birdir.” mealindeki ayet, Allah’ın kendine bu ismi taktığını açıkça beyan etmiştir.
Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Allah ancak bir tek ilahtır.) [Nisa ]
(Ben Allah’ım, benden başka ilah yoktur.) [Taha 14]
(Mevlanız Allah’tır.) [Âl-i İmran ]
(De ki: “İster Allah, ister Rahman deyin, hangisini derseniz deyin, en güzel isimler O’nundur.”) [İsra ]
(En güzel isimler Allah’ındır, O’na o isimlerle dua edin, O’nun isimleri konusunda eğriliğe sapanları bırakın. Onlar yaptıklarının cezasını göreceklerdir.) [Araf ]
ALLAH NEREDEDİR?
Bir yerde, bir mekânda bulunmak yaratılmışlara ait bir özelliktir. Allah, yaratılmış bir varlık değil, Yaratıcı’dır. O hâlde O’na bir yer yahut bir mekân nispet etmek doğru değildir. Allah, varlık âlemini var eden, onların varlığını ve hükümranlığını elinde bulundurandır (Mülk, 67/1). Göklerin ve yerin mülkü O’nundur (Zümer, 39/44). Göklerde ve yerde ne varsa O’na aittir (Yunus, 10/66).
Dolayısıyla Allah’ı, yaratıp idare ettiği ve sahibi olduğu âlemde bir yere izafe etmek sağlıklı bir yaklaşım olamaz. Bazı Selefî âlimlerin “Allah arşı istiva etmiştir.” (Taha, 20/5, Hadid, 57/4) ve “Göktekinin sizi yerin dibine geçirmeyeceğinden emin mi oldunuz!” (Mülk, 67/16) gibi âyetlerden yola çıkarak Allah’ın gökte olduğu şeklindeki yorumları, çoğunluğa mensup âlimlerce doğru bulunmamıştır. Zira bu ve benzeri âyet ve hadisler mecazî anlatımlar olup Allah’ın yüceliğine işaret etmektedir.
Diğer taraftan güneşin ışığıyla her yerde bulunması gibi Allah da tecelli eden isim ve sıfatlarıyla her yerdedir. Zâtına gelince O bütün idrak ve tasavvurlarımızın ötesindedir. Bize düşen iman ve amellerimizle O’na yönelip ibadet görevimizi yerine getirmeye çalışmaktır.