istanbul daki cezaevleri / Bulurum.com - Türkiye Yerel Arama ve Firma Rehberi

Istanbul Daki Cezaevleri

istanbul daki cezaevleri

ANADOLU'NUN ALKATRAZI

ALDIRMA GÖNÜL ALDIRMA

Bir dönem "Anadolu'nun Alkatrazı” diye tanımlanan Tarihi Sinop Kapalı Cezaevi, 1999 yılında kapatılarak müzeye çevrildi. Geçmişte antik döneme dayanan bu yapıda pek çok ünlü isim gün saydı. Sinop Kalesi'nde konumlanan cezaevi, birçok şiirlere ve şarkılara konu oldu.

Uç yanı denizle çevrili tarihi cezaevi, kalın ve yüksek kale duvarlarının içinde yer alıyor. Yapıya ev sahipliği yapan kale, arkeolojik verilere göre Hellenistik dönemde yapıldı.

Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlılar kendi dönemlerinde kaleyi koruyup, güçlendirdi. Selçuklu Dönemi'nden itibaren uzun süre tersane olarak kullanılan iç kalenin burçları 1560 yılından itibaren zindan oldu. Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nde bu zindandan şöyle bahsediyor; "Büyük ve korkunç bir kaledir. 300 demir kapısı, dev gibi gardiyanları, kolları demir parmaklıklara bağlı ve her birinin bıyığından 10 adam asılır nice azılı mahkûmları vardır. Burçlarında gardiyanlar ejderha gibi dolaşır. Tanrı korusun, oradan mahkûm kaçırtmak değil, kuş bile uçurtmazlar.”

SADECE SABAHATTİN ALİ DEĞİL BİRÇOĞU ORDAYDI

İç kalenin resmi olarak zindana dönüşmesiyse 1887 yılına rastlıyor. O dönem Sinop Mutasarrıfı Veysel Paşa yeni binalarla birlikte, hamam da ekledi. 1939 yılında da çocuk hapishanesi olarak kullanılmak üzere bir bina daha yapıldı. Kesme taştan yapılmış tarihi cezaevi, kuzey-güney konumlu U planlı bir yapı. Her bölümü yüksek avlu duvarlarıyla ayrılmış üç kısımdan oluşan yapıda 28 koğuş ve birkaç atölyeler de bulunuyor. Burada yatanlar arasında ilk akla gelen Sabahattin Ali olsa da; Refik Halit Karay, Mustafa Suphi, Ahmet Bedevi Kuran, Kerim Korcan, Eşber Yağmurdereli, Burhan Felek, Osman Deniz, Osman Cemal Kaygılı, Zekeriya Sertel ve Refi Cevat gibi isimler de unutulmamalı.

HAZIR GELMİŞKEN

Erfelek ilçesi Tatlıca Köyü'ndeki Tatlıca Şelaleleri içinizi serinletip ferahlatacak bir güzellik. "Erfelek Tabiat Parkı” olarak da bilinen bölge, aynı vadiye sıralanmış 28 adet irili ufaklı şelaleden oluşuyor. Bu iki kilometrelik dar vadide, şelaleler eşliğinde yapılacak heyecanlı bir yürüyüşte kayın ormanlarının havasın

 






ÖLÜM ORUÇLARI
VE CEZAEVLERİ RAPORU




Hazırlayan

Mazlumder İstanbul Şubesi

Abdullah MURADOĞLU










İstanbul 1996


Ölüm Oruçları ve Cezaevleri Raporu


Türkiye’de cezaevleri sistemin bir parçasıdır. Sistemin genel işleyişinden ayrı olarak değerlendirilemez. Hal böyle olunca , sistemdeki sakatlıklar cezaevlerine sirayet etmektedir.
Olağanüstü dönemlerde cezaevleri, muhalif akımları ve taraftarlarını cezalandırma aracı olarak da kullanılmıştır. Örneğin; 12 Eylül askeri darbesiyle biirlikte onbinlerce kişi gözlem altına alınmış, binlercesi işkenceden geçirilmiş, yine onbinlerce kişi tutuklanmıştı. Bu dönemde cezaevleri, hukuka aykırı uygulamaların arttığı mekanlar olarak işlev görmüştü. Askeri cezaevlerinde, henüz yargılanması sonuçlanmamış, beraat etme ihtimali de bulunan binlerce sanık, mahkum muamelesine tabi tutulmuşlardır. Bu tutum, sivil dönemlerde de sürmüştür. Cezaevlerinde çeşitli aralıklarla gerçekleştirilen eylemlerin gerekçesi de sözünü ettiğimiz haksız uygulamalar olmuştur.
Askeri cezaevlerinde ‘tek tip elbise’ , ‘savunma hakkına getirilen kısıtlamalar’, ‘beslenme’ , ‘temizlik’ , ‘havalandırma’, ‘sağlık’, ‘ziyaret’ , ‘haberleşme’zorlukları nedeniyle tutuklu ya da hükümlüler tarafından ‘açlık grevleri’ , ‘ölüm oruçları’ şeklinde direnişler gerçekleştirilmişti. Bu eylemler sonucunda hayatını kaybedenler, sakat kalanlar olmuştu.
1 Ağustos 1988 tarihli ve bir yıl sonra yürürlüğe giren genelge, mahkumların ve tutukluların kazandıkları hakları geri alan bir nitelik taşıdığı için cezaevlerinde direnişle karşılanmış, 2 Ağustos 1989 tarihinde gerçekleştirilen toplu sevkler esnasında iki kişi hayatını kaybetmişti. 1990’da bazı cezaevlerinde, ihmal ve geç tedavi nedeniyle bazı mahkumlarda hayatını kaybettiler. Bunların yanı sıra zaman zaman tutuklu ve hükümlüler, dayak, işkence gibi vesair onur kırıcı davranışlara muhatap olmuşlardır.
Mazlumder 1991’lerde kurulduğunda, çeşitli cezaevlerinde artan huzursuzluklar, mevcut hukuk dışı uygulamalar sürüyordu. Mazlumder’in kuruluşunda bu uygulamaların önemli bir payı olduğu gerçektir. Mazlumder kurucuları hatt-ı hareketlerinde temel bir esas olarak şu ilkeyi benimsemiştir:
“Kim olursa olsun zalime karşı , kim olursa olsun mazlumdan yana”
Böylece kimi çevrelerin idda ettikleri gibi, Mazlumder sadece ‘islami kesimlerin haklarını savunan’ bir kuruluş değildir. Her kesimden, her görüşten insanların uğratıldıkları zulüm ve haksız uygulamalara karşı , yukarıda belirttiğimiz ilke çerçevesinde tutum takınmıştır.
Mazlumder, ‘mazluma kimliğe sorulmaz’ esasından hareket etmektedir. Ekonomik, sosyal, siyasal, etnik, dini, kültürel, alanlardaki tüm haksızlıklar Mazlumder’in kapsamı içerisindedir. Mazlumder sözkonusu haksızlıklara karşı mücadeleyi esas alan bir sivil kuruluştur.
Bilindiği gibi, cezaevleri temel hak ve hüriyetlerin ihlal edildiği kurumların başında gelmektedir. Cezaevleri bugün bir kangren halindedir. Cezaevleri sorunu bir bütün olarak ele alınmalıdır, çünkü hangi kesimden olursa olsun ortak sorunları içermektedir.
Adli ya da siyasi tutuklu ve hükümlülerin hep birlikte muhatap oldukları sorunlar nedeniyle cezaevlerine genel bakış açısıyla bakmak gerekiyor. Beslenme, ısınma, aydınlanma, tamizlik, havalandırma, sosyal haklar, ziyaretler, avukatlarla görüşme, haberleşme gibi vesair alanlardaki sorunlar çözülemediği için cezaevlerinde durum gözardı edilemeyecek kadar vahimdir. Köklü bir reform ihtiyacını dayatmaktadır.
Çeşitli zamanlarda basın yayın organlarına yansıyan olaylardan anlaşılacağı gibi cezaevleri ıslah işlevini yitirmiş bulunmaktadır. Cezaevlerinde mahkumlar arasında ayrıcalıklar, fuhuş, kumar, baskı, rüşvet ve iltimaslarr sonucunda eşitsizlik ve adaletsizlik sozkonusudur. Kadın ve çocuk tutuklu ya da hükümlülerin muhatap olduğu sorunları da eklediğimizde ortaya olumlu bir tablo çıkmamaktadır.
Türkiye’de bugün 581 cezaevi ve yaklaşık 50 bin tutuklu-hükümlü bulunmaktadır. Bu rakamın yaklaşık 40 bini adli hükümlü-tutuklu, geri kalanı ise siyasi tutuklu-hükümlüdür. Toplam hükümlü ve tutukluların %5’ine tekabül eden kısmı ise kadındır. Fransa’da cezaevleri sayısı 182, Japonya’da 58’dir. Bu ülkelerin nüfuslarıyla Türkiye’nin nüfusu karşılaştırıldığında cezaevlerinin sayısı arasındaki fark, ülkenin içinde bulunduğu durumu açık olarak tasvir etmektedir.
Cezaevlerinde iki aydır süren ve süreç içerisinde ölüm oruçlarına dönüştürülen açlık grevlerinin sonucunda 26.07.1996 tarihine kadar 6 kişi hayatını kaybetmiş bulunuyor.
Eski adalet bakanı Mehmet Ağar döneminde çıkarılan ve ‘mayıs genelgeleri’ (6 , 8 ve 10 Mayıs) olarak ünlenmiş genelgelere karşı başlatılan açlık grevleri çözüm sağlanamamış olması nedeniyle ölüm oruçlarına çevirilmişti. Sözkonusu genelge, savunma hakkını kısıtlayıcı, tutuklu-hükümlü özdeşliği, ziyaret, haberleşme ve yayın izleme konusunda çıkarılan zorlukları içermektedir. Genelge, daha önce kazanılan hakları rafa kaldırmıştır. Tutuklular, mahkumlara uygulanması öngörülen ceza infaz rejimine tabi tutulmuşlardır. Halbuki, tutuklu, yargılama sonuçlarına kadar masum hükmündedir, mahkum da olabilir, beraat da edebilir.
Mayıs genelgeleri sonucunda tutuklular, yargılandıkları yerlerdeki cezaevlerinden başka illere sevk edilmişlerdir. Bu durum savunma hakkını kısıtlayıcı bir nitelik taşımaktadır. Bunun yanısıra, sanıkların yakınları tarafından ziyaret edilmeleri, avukatlarıyla dinleyici-gözetleyici olmaksızın görüşebilmeleri, zorlaştırılmıştır.
Yine kamuoyunda çokça tartışılmış ve tabutluk olarak nitelenen hücre sistemine bir model olarak düşünülen Eskişehir Cezaevenin kapatılması istenmektedir.
Eskişehir Cezaevi modeli, resmi yetkililer tarafından batı standartlarına uygun modern bir cezaevi olarak nitelenmektedir.
Ayrıca belirtmek gerekirse tek kişilik hücre sistemi, 1821’de Amerika’da uygulandı. Ancak bir süre sonra bu uygulamadan vazgeçildi. Bu uygulamaya tabi tutulan mahkumların akli dengelerini yitirmeleri üzerine, bu mahkumlara özel af getirildi.
1 Ekim 1990’da Adalet Bakanlığı tarafından infaz sisteminde bir yeni bir uygulamaya geçileceği ve Eskişehir Özel Tip Cezaevi’nin bu sisteme göre restore edileceği açıklanmıştı.
Bu sisteme göre tehlikeli adledilen hükümlüler tek kişilik hücrelerde barındırılacak ve cezaevi görevlileri dışında hiç kimseyle direkt olarak temas edemeyecek.Bu uygulama, suçlu sayılan kişiyi hem toplumdan hem de diğer hükümlülerden ayırmak suretiyle gerçekleştirilen iki aşamalı bir tecrit uygulamasıdır.
O günlerde cezaevlerinin ıslahı için yapılan çalışmalara katılan ve Amerika’da cezaevi müfettişliği yapan uzman Melda Türker, tek kişilik hücre sistemini geriye dönük olarak atılmış bir adım olarak değerlendiriyor ve şöyle diyordu: “Türk cezaevleri çağa uygun bir hale getirmek için her şeyden önce Türkiye’de cezaevleri standartlarının geliştirilmesi, teftiş brürolarının kurulması ve standartların uygulanmasının denetimiyle mahkumların profilinin çıkartılması, ihtiyaçları doğrultusunda cezaevi inşası için prototip modeller oluşturulması gerekir. Ancak genellikle hükümetler toplumsal sonuçları olan programların planlanmasında, vatandaşları sürece dahil etmezler.Bunun yerine kamuoyu önünde önceki kararları savunmaya devam ederler.Ancak bu kararlar halk tarafından benimsenmezsebu geri tepme, karar verme sürecine katılmış olanlar açısından ciddi siyasal sonuçlar doğurabilir.”
Bu model özel bir ceza uygulamasıdır ve eşitsizlik içermektedir. Terörle mücadele yasasından kaynaklanan suç kategorisi mahkumlar arasında ayrıcalıklı bir durum meydana getirmektedir. Bu tutum Birleşmiş Milletler Cezaevi Asgari Standart Kuralları sözleşmesine olduğu gibi 647 sayılı cezaların infazına dair kanuna, CMUK hükümlerine ve anayasanın ilgili maddelerine de aykırıdır.
BM Asgari Yaşam Standartlarının 6-8-37. Maddeleri ile son uygulamalar ve dayandığı yasa arasında çelişki bulunmaktadır. BM’nin ilgili maddeleri şöyledir:
• Aşağıdaki kurallar tarafsız olarak uygulanacaktır. Irk, renk, cinsiyet, dil, din, politik ya da diğer görüşler, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet, doğum ya da diğer sosyal statüler bakımından her hangi bir ayrım gözetilmeyecektir.”
• Hüküm giymemiş tutuklular, hükümlülerden ayrı tutulacaklardır.
• Tutuklular gerekli gözlem altında aileleri ve yakın dostları ile düzenli aralıklar ile, mektupla ve ziyaretçi kabul etmek sureti ile iletişimde bulunacaktır.

BM cezaevleri asgari standartları , TC Anayasası, 647 sayılı yasa, CMUK
hükümleriyle çelişik uygulamalardan kaynaklanan sorunları doğru tespit etmek gerekiyor. Bugünkü olayların da bir nedeni olarak görülen uygulamalar özet olarak şöyledir:
Mayıs genelgeleriyle birlikte, tutukluları da içeren toplu sevkler başladı. Özellikle İstanbul’da Terörle Mücadele Yasası kapsamına, yani DGM’lerin kapsamına giren terör suçları olarak nitelenen olayalar nedeniyle tutuklananlar, İstanbul dışındaki illerde bulunan cezaevlerine sevk edilmişlerdir. Burada tutuklu-hükümlü ayrımı yapılmamıştır. Toplu sevklerin cezaevlerinin örgütlerin üssü haline geldiği, idarenin yetersiz kaldığı, güvenlik ve asayiş sorunları gibi gerekçelerle yapıldığı bilinmektedir.
Siyasi tutuklular toplu sevklere karşı bir çok cezaevinde açlık grevleri başlattılar. Açlık grevleri genel olarak sol görüşlü örgütler tarafından organize edildiler. PKK’lılar bir süre sonra eylemlerini durdurdular. Ancak sınırlı olarak ve destek amacıyla dönüşümlü açlık grevi yapmaktadırlar.
Toplu sevkler sadece sol görüşlü tutukluları değil, farklı siyasal görüşlere sahip tutukluları da kapsıyor. Örneğin ; İslami Hareket Örgütü’ne mensup oldukları iddasıyla yargılanan Müslüman siyasi tutuklularda Bayrampaşa cezaevinden Bandırma’ya sevk edildimişlerdi.
Mayıs genelgelerini iptal eden 9 temmuz tarihli genelge de sorunları tümüyle çözememiş ve bildiğimiz gibi ölüm oruçları sonucunda 6 kişi hayatını kaybetmişti. Olayların durdurulması için gerek eylemciler gerekse sivil kuruluşlar tarafından dile getirilen önerilen özet olarak şunlardır:
vs.
Adalet Bakanı Şevket Kazan tarafından yayınlanan 9 temmuz tarihli genelge ise olumlu karşılanmakla birlikte yeterli görünmemektedir. Özellikle, İstanbul’da yargılanan tutukluların İstanbul ve çevresindeki (Ümraniye ve Gebze) cezaevlerine sevk edilmemesi tartışılmaktadır. Bakanlık, her nekadar herkesin yargılandığı illerde tutulmaları yönünde bir eğilim belirtmekle beraber, yeni cezaevleri kuruluncaya kadar İstanbul’da yargılanan tutukluların Sakarya Cezaevine nakledilmelerini kararlaştırmıştı. Kazan genelgesi, daha önceki tartışmalı Ağar genelgelerini iptal etmekle olumlu bir adım atmıştır. Kazan genelgesinin getirdiği düzenlemeler şunlardı:Cezaevlerinde şikayet kutuları konacak ve haftalık olarak açılarak Bakanlık tarafından değerlendirilecek, duruşmalara gidiş gelişlerde alınan tedbirler firarır engelleme boyutlarını aşmayacak, dışarıdan getirilen yiyecekler belli bir sınırda kabul edilecek, ayda bir kez eşleri ve çocuklarıyla açık görüş hakkı verilecek, tutukluların mahkemeye çıkarılmaları güvence altına alınacak, tutuklu ve hükümlülere karşı onur kırıcı davranışlarda bulunulmayacak ve bulunanlar hakkında cezai işlem yapılacak.
Mazlumder, cezaevleri eylemlerinin haklı olan gerekçelerinin yerine getirilmesini önermektedir. Daha ölüm olayları gerçekleşmeden önce, 19.07.1996 tarihli bir açıklamada İstanbul Şube Başkanı İ.Şadi Çarsancaklı, konunun vehametine dikkat çekmiş ve ölüm olayları meydana gelmeden Adalet Bakanlığını savunma hakkını engelleyici uygulamaları kaldırmaya, başta Eskişehirve Bandırma olmak üzere İstanbul’da yargılanan tutukluların yine İstanbul ve çevresindeki mahallerde tutulmalarını gecikmeksizin sağlamaya çağırmıştı.
Açıklamadan bir gün sonra bir , mütakip günlerde ise beş kiyi hayatını kaybetti. Cezaevleri ile sınırlı kalmayan ve dışarıya taşan eylemler nedeniyle sorun daha da büyüyebilir. Sorunların bir an önce çözümlenmesi ve olayların yatıştırılması haklı gerekçelerin bir an önce dikkate alınmasıyla sağlanabilir.
Mazlumder İstanbul Şube Başkanı İ. Şadi Çarsancaklı , ölüm olaylarının artması üzerine 25.07.1996 tarihinde ikinci bir açıklama daha yaptı. “Mazlumder bir kez daha uyarıyor:İnsanlar ölmesin artık!”Başlıklı açıklamada “Mazlumder hiçbir görüş ve ideolojik ayrım gözetmeksizin bütün insanların haklı gerekçelerinin savunucusudur....Mazlumder bu şartlarda bir kişinin bile hayatını kaybetmesinden devletin vebali olduğunu beyan eder.” Deniliyor ve bakanlık tutukluların yargılandıkları mahallerde tutulmalannı bir an önce sağlamaya çağrılıyor. Yine açıklamada, cezaevlerindeki eylemleri örgütler tahrik ve istismar ediyorlar gibi iddaların ancak haklı ve makul istemlerin yerine getirilerek açıklığa kavuşacağı savunuluyor.
Mazlumder sonuç olarak her türlü hak ihlaline karşı aynı duyarlılığı göstermektedir. Olaylara önyargılı yaklaşmayarak, belirli bir soğukkanlılıkla davranarak, her kesimden insana teşmil edilebilecek ihlallere karşı kamuoyunu bilgilendirmeye devam edecektir.
Mazlumder ideolojik taraftarlık yaftası altında çifte standartlara her zaman karşı çıkmaktadır. Kurulduğu günden bugüne dek yaptığı faliyetler bunun şahididir. Medyanın kasıtlı olarak görmezlikten gelmesi sonucunda Mazlumder’in faaliyetleri kamuoyuna yeterli bir biçimde aksetmemekte veya çarpıtılarak aksettirilmektedir.
İnsan hak ve hürriyetlerine yönelik ihlallere karşı duyarlı olan insanların , özellikle bu uygulamalardan zarar gören İslami kesimlerin herkesden daha fazla Mazlumder’in faaliyetlerine katkıda bulunmaları ve sahiplenmeleri gerekmektedir.





































YAYIN BİLGİLERİKategori AdıYurt İçi RaporlarTarih1996-01-02

iSTANBUL’UN ESKi HAPiSHANELERi

Son Dakika Haberler

CaddeiSTANBUL’UN ESKi HAPiSHANELERi

NEŞE MESUTOĞLU / [email protected]

İSTANBUL ANADOLU ADALET SARAYI

MALTEPE AÇIK CEZA İNFAZ KURUMU
Maltepe Ceza İnfaz Kurumları Kampüsünde bulunan Ceza İnfaz Kurumları ve binalarının bakım-onarımı ile ısıtılması ve aydınlatılması, sıcak ve temiz su temini, görevi personel ile hükümlü tutukluların iaşe edilmeleri, nevresim, çarşaf, yastık kılıfı gibi çamaşırların yıkanması, hükümlü ve tutukluların tedavileri için hastaneye, tutukluların duruşmaları için mahkemeye sevklerinin sağlanması, ziyaretçilerin kabulü ve Kapalı Ceza İnfaz Kurumlarına götürülüp getirilmeleri gibi hizmetleri yerine getirmek ve bu faaliyetleri yürütmek amacıyla düşünülen müşterek tesisleri işletmek üzere 444 hükümlü kapasiteli Kurumumuz teşkilatlandırılmıştır. 444 kapasiteli Hükümlü Binası, 19 Büro ve personel yemekhanesi ile İdare Binası, 10000 kişi kapasiteli Genel Mutfak, 1 Adet çamaşırhane,1 Adet Günlük 20.000 kapasiteli Ekmek fırını, 1 Adet kademe, 1 Adet Genel Ziyaretçi Binası, 7 blok ve 20’şer daireden oluşan toplam 140 adet lojman, 2 adet 5000 ton kapasiteli su deposu, 1 Isı merkezi bölümlerinden meydana gelmektedir. İŞYURDU-İŞKOLLARI 1 Adliye Mağazası, 2-Hükümlü Kantin, 3-Genel Ziyaret Kantin, 4- Lojman Kantin 5-Fotoğrafhaneler 6-Yatak Üretim Atölyesi 7-Araç Bakım Onarım Atölyesi 8-Hamaliye 9-Çamaşırhane 10-Demir Atölyesi 11-İnşaat İşkolu 12-Fırın 13-Kafeterya 14-Restourant Bakım Ve Onarım Faaliyetleri Ceza İnfaz Kurumları tarafından kullanılan araç ve tesislerin bakım ve onarımları Maltepe Açık Ceza İnfaz Kurumu bünyesinde görev mevcut teknik personel marifetiyle bunun mümkün olmaması durumunda yetkili onarım servisleri vasıtasıyla yapılmaktadır. 1 Adet Kepçe, 9 Adet Sultan Marka T/H Taşıma Aracı, 9 Adet Magirus Marka T/H Aracı, 2 Adet Ducato Minibüs, 1 Adet Ford Transit Minibüs, 4 Adet Ford Transit Kamyonet, 2 Adet Doruk Marka T/H Taşıma Aracı, 3 Adet Doblo Makam Aracı, 1 Adet BMC Otobüs, 4 Adet Isuzu Marka T/H Taşıma Aracı, 1 Adet Neoplan Otobüs, 1 Adet Ford Hasta Nakil Aracı, 1 Adet Otokar Tempo Midibüs, 3 Adet Ford T/h Taşıma Aracı, 2 Adet Ford Custom T/H Taşıma Aracı, 1 Adet IVECO Otobüs, 4 Adet Sultan T/H Taşıma Aracı.
Web Sayfası:maltepeacik.adalet.gov.tr

 

MALTEPE 1 NOLU L TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU
Maltepe 1 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumumuz İstanbul ili, Maltepe ilçesi sınırları içerisinde olan Maltepe Ceza İnfaz Kurumları kampusunda bulunmaktadır. Kurumumuz 13/03/2008 tarihinde devralınmış ve açılış için hazırlıklara başlanılmış; 06/06/2008 tarihinde de hükümlü/tutuklu kabulüne başlamıştır. Kurumumuzda bu gün itibariyle 369 hükümlü, 220 hüküm özlü ve 407 tutuklu olmak üzere toplam 996 hükümlü/tutuklu bulunmaktadır. Kurumumuz binası A ,B ,C, D, E, F olarak adlandırılan 6 bloktan oluşmaktadır. Toplam 1756 hükümlü/tutuklu kapasiteli olan kurumumuzda, D blok idari birimlerin bulunduğu bloktur.
Web Sayfası:maltepe1lcik.adalet.gov.tr

 

MALTEPE 2 NOLU L TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU
Maltepe 2 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumumuz 61 adet 21 kişilik, 40 adet 1 kişilik olmak üzere toplam 101 odadan oluşmaktadır. Toplam 1333 hükümlü ve tutuklu barındıracak şekilde inşa edilmiştir. Kurumda bulunan hükümlü ve tutukluların eğitim, spor, kültürel faaliyetlerinde yararlanmaları amacıyla 1 adet kapalı spor salonu 2 adet toprak zeminli açık futbol sahası, 4 adet is atölyesi mevcuttur. Kurumda eğitim faaliyetlerinin sürdürebilmesi amacıyla 6 adet derslik 1 adet kütüphane ile birlikte 1 adet de toplantı salonu bulunmaktadır.
Web Sayfası:maltepe2lcik.adalet.gov.tr

 

MALTEPE 3 NOLU L TIPI KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU
Maltepe 3 nolu L tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu 06/02/2008 tarihinde hizmete açılmıştır. Maltepe Ceza İnfaz kurumları kampusu içerisinde olup, kurumumuzda halen 93 farklı ülkeden 1102 kişi yabancı uyruklu, 154 kişi yerli olmak üzere toplamda 1256 hükümlü ve tutuklu bulunmaktadır.
Web Sayfası:maltepe3lcik.adalet.gov.tr

 

MALTEPE ÇOCUK VE GENÇLİK KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU
Maltepe Çocuk ve Gençlik kapalı Ceza İnfaz Kurumu mülkiyeti Adalet Bakanlığı'na ait olup, 2008 yılının 16 şubat günü hizmet açılmış, 06/06/2008 tarihinden itibaren tutuklu/hükümlü çocukları barındırmaya başlamıştır. Ceza İnfaz Kurumumuz Yakacık Yolu üzerinde Maltepe İlçesine bağlı Büyükbakkalköy Mahallesi içinde, İstanbul Anadolu Adliyesi binasına 9 km. uzaklıktadır.
Web Sayfası:maltepecocik.adalet.gov.tr

 

KARTAL H TIPI KAPALI VE AÇIK CEZA İNFAZ KURUMU
Cezaevinde halen 1 margurus ring aracı, 1 fiat doblo hizmet aracı, 1 ambulans ve 1 büyük servis otobüsü mevcuttur. Cezaevi ısıtması mevcut merkezi ısıtma sistemi ile Doğalgaz ile sağlanmaktadır. Ayni sistemde bulunan buhar kazanları ile sağlanmakta, düzenli olarak her gün 08.00-17.00 saatleri arasında odalara sıcak su verilmektedir. Her hangi bir ariza durumu söz konu olmadığı sürece ısınma ve sıcak su problemi yaşanmamaktadır. İçme ve kullanma suyu şehir şebekesi ve derin kuyu sondaj vasıtasıyla 1500 tonluk depondan sağlanmaktadır. Tutuklu/hükümlülerin talep etmesi halinde cezaevi kantininde sise suyu satılmaktadır. Cezaevi elektriği şehir şebekesinden sağlanmaktadır. Her hangi bir elektrik kesintisi durumunda mevcut 400 KWA gücünde olan jeneratör 10 saniye içersinde devreye girmektedir.
Web Sayfası:kartalhcik.adalet.gov.tr

 

ÜMRANİYE T TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU
Ümraniye T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu hükümlü ve tutukluları barındırmak, ıslah etmek ve topluma kazandırmak üzere 486.500 m2 arazi, Tarım ve Orman Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü'nün 16.02.1982 gün ve 10 1704-320 sayılı olurları ile 49 yıllığına Adalet bakanlığı'na tahsis edilen arsa üzerine Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevfikevleri Genel Müdürlüğü tarafından 2005 yılında temeli atılmış olup, 31.03.2007 tarihinde hizmete açılmıştır.
Web Sayfası: umraniyetcik.adalet.gov.tr

 

ÜMRANİYE E TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU
Ümraniye E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu 1995 yılında Hekimbaşı mevkiinde hizmete sunulmuştur. Kurumda 1 birinci müdür, 4 ikinci müdür, 1 idare memuru, 2 öğretmen, 1 doktor, 1 sosyal hizmet uzmanı, 3 psikolog, 1 diş doktoru, 1 vaiz, 2 sağlık memuru, 1 muhasebe yetkilisi, 1 ambar memuru, 7 infaz katibi, 15 infaz koruma baş memuru, ve 324 personel bulunmaktadır.
Web Sayfası:umraniyeecik.adalet.gov.tr

 

PAŞAKAPISI KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU
Paşakapısı kapalı Ceza İnfaz Kurumu, erkek memur suçluların barındırıldığı hüküm ve tutuklu evidir. Hükümlü ve tutuklulara eğitim hizmetleri birçok devlet kuruluşu, sicil toplum kuruluşu, üniversite ve toplumda önemli görev alan kişilerin destekleri ve kurum personelinin çalışmaları ile devam ettirilmektedir.
Web Sayfası: pasakapisicik.adalet.gov.tr

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.