istanbul en güzel meyhaneler / Meyhaneler Şehri İstanbul'un Hem Oldukça Nezih Hem de En İyi Meyhaneleri

Istanbul En Güzel Meyhaneler

istanbul en güzel meyhaneler

Rakı masasındaki mezeleri, sohbetleri olduk olası sevmişizdir. Hem hangi alkol için bu kadar masa donatmaya, geceyi bu kadar özel kılmaya gerek var ki? Yok sadece rakı&#; Bunun da en keyifli yeri şarkılarıyla, sıcak samimi ortamıyla, anıların gömüldüğü duvarlarıyla tabii ki meyhaneler&#;

İşte İstanbul meyhanesi denilince akla gelenlerden bazıları.

Suna’nın Yeri

sunanin yeri-listelist

Böyle bir manzara karşısında rakı içmenin tarifi yok. Kandilli İskelesi’nin hemen yanında. Bu da boğaz, miss gibi deniz kokusu, masmavi bir deniz demek oluyor.

Boğaz kenarında olmasına rağmen diğer mekanların aksine çok şık değil. Dışarı denizin kenarına atılmış masa ve sandalyeler var o kadar. Buraya arkadaşlarınız ile muhabbet, iyi manzaralı bir yerde rakı içmek için gidecekseniz olur ama lezzet arıyorum falan derseniz olmaz. Tok gitmenizde fayda var. Ama bana manzara ve rakı gitmez yanında bir şeyler olmalı derseniz; fava, patlıcan ezme, kalamar, mezgit tava önerimizdir.

Rakıyı ilginç bardaklarda servis ediyorlar, şişe de açmıyorlar. Ne halt etmeye çalıştıklarını hala anlamış değiliz.

Refik

refik
Asmalımescit’in hatırı sayılır meyhanelerinden biridir Refik. Çalışanlarını ayrı, mekanı ayrı, yemeklerini ayrı severiz. Genelde sanat ve medya çevresinden müdavimler ağırlayan Refik, rakı yanındaki muhabbetin hakkını yemekleriyle mezeleriyle fazlasıyla veriyor. Fiyatları da Asmalımescit’teki diğer mekanlara göre uygun ama sadece Asmalımescit&#;tekilere göre.

Lakerdası, güveçteki karidesi, yaprak ciğeri, kuzu sarması, taraması ve köpoğlunu şiddetle tavsiye ederiz.

İki katlı mekanda hafta içi yer bulmak kolay, ama hafta sonu için kendinizi garantiye alın ve rezervasyon yaptırın. Mekanın duvarları çerçevelerle dolu; Refik hakkında çıkan haberler, köşe yazıları, fotoğraflar, oraya gelen ünlüler… Tam bir klasik!

Madam Despina

madamdespina2

’da Madam Despina’nın kurduğu Despina, İstanbul’da ilk akla gelen meyhanelerden. Kurtuluş son durağa gelmeden sağdaki sokakta. Salaş yerleri severim diyorsan buraya bayılırsın. Masa örtülerinden tabaklara, tahta pencerelerinden duvarlara her şey “Ben eskiyim” diye bağırıyor.

Bu kadar köklü bir yer olmasına rağmen lezzet ve fiyat aynı oranda gitmiyor maalesef. Mezelerinde ve yemeklerinde öyle şahane bir lezzeti olmamasına rağmen fiyatlar uçuyor. Bir de masada sizden para koparmadan gitmeyen müzisyenleri de unutmamak lazım.

İyi tarafı yazın giderseniz asma yaprakları altında oturabilir, kışın ise sıcacık salonda gevşeyebilirsiniz. Servisler de pek hızlı.

Münferit

muunferit
Eğer kalabalık bir grupla gidecekseniz 1 ay öncesinden arayıp rezervasyon yaptırmanız gerekmektedir. Abartmıyoruz. Şu sıralar herkesin dilinde burası var.

Galatasaray Lisesi’nin sokağından girip Tophane’ye doğru yürürken kendisini hemen fark edeceksiniz zaten. “Ben buradayım, fazlasıyla şık, fazlasıyla modern ama aynı zamanda ben bir meyhaneyim” diyor. Nerden baksan yenilikçi bir yer. Hangi meyhanede yabancı müzik çalındığı görülmüş, burada çalınıyor! Fena da olmamış aslına bakarsan.

Yemeklerine gelecek olursak Humuslu Karides, Tahin Soslu Patlıcan Kızartma, Ördekli Çerkeztavuğu, Trüf Yağı ile Fırınlanmış Beyaz Peynir, Mürekkepli Kuskus gibi kendine has çok leziz tatları var. Böyle bir yerin ucuz olmasını beklemek tatlı olurdu ama şimdilik sadece bir umut.

Yakup 2

YAKUP 2
Yine Asmalımescit’teyiz ve gazetecilerin uğrak yerindeyiz; Yakup 2’de. Biz mekanın bol yeşillikli bahçesine hastayız. Bahçenin caddeye yakın olması her ne kadar para koparmaya çalışan çiçekçiler ve müzisyenler yüzünden dezavantaja dönüşse de seviyoruz orayı. Kışın sigara içenler için büyük bir avantaj olan terası da var tabii.

İstavrit tava, barbun tava, mezgit marin, ahtapot, zeytinli hamsi ve kuru börülceyi mutlaka deneyin. Mezeler öyle küçücük tabaklarda da gelmiyor hem. Şöyle geniş geniş. Yedin mi doyuyorsun yani. Günün sonunda da mutlaka fırında helva ve türk kahvesi patlatın.

Gelen profilin yaş ortalaması hayli yüksek. Aranızda genç hissetmek isteyenler varsa buyursun gitsin!

Asmalı Cavit

asmali-cavit
Yakup 2’nin hemen karşısında. Bahçesi yok onun gibi ama küçücük balkonları var. Genelde yurdum insanına rastlamak imkansız. Sabah Sultanahmet’te boy gösteren turistler akşam burada yerini alıyor. Öyle senden para koparmaya çalışan müzisyenler de yok. Duvarlarda bol bol bakabileceğiniz tiyatro afişleri, posterler, tablolar var. Ha diyince gidemezsiniz, rezarvasyon yaptırmanız şart!

Yemeklerine gelecek olursak, mezelerle başlayalım; mezgit sote, ahtapot salatası, pazı kavurma ve vazgeçilmezimiz acılı meze rakının yanında iyi gidenlerden. Sonra ciğer ve kalamar ile devam ediniz, kiremitte işkembe de burada yenir. Ana yemekte de levrek ve hamsi tercihimizdir, köftesi ise aklınızı alır. Refik ve Yakup 2 kadar ferah bir mekan olmasa da bizce yemekleri mezeleri hepsine taş çıkartır.

Zarifi

zarifi
Boğaza yakışan bir yerin Beyoğlu’nun tam ortasında binaların arasında ne işi var diye sorabilirsiniz. Ama gayet iyi olmuş. Tantunici Suat Usta’yı bilen bilir hemen onun arkasında kalıyor.

Mekan çok hoş, hizmet on numara. Yemekleri ise çeşit çeşit. Ermeni, Rum, Musevi, Arap ve Levanten yemeklerinin en lezzetlisini sunuyor. Ballı patlıcan, sebzeli haydari, bakla fava, balıklı kabak mücver, ızgara levrek fileto önerimizdir.

Yemenin yanında bir de eğlence arıyorsanız burayı listenizin başına not edin. Günlerini denk getirebilirseniz Suzan Kardeş ile Balkan Geceleri’ni tavsiye ederiz. Şarkılarıyla herkesi masasından kaldıran Suzan Kardeş’e bir de dansıyla baş döndüren Gülay eşlik ediyor. Anlayacağınız eğlenceyi garanti ediyoruz.

Akın Balık

akin
İlk zamanlarında hepimiz burayı çok sevdik. Salaşlığından tutun bahçesine, çay bardaklarında verdiği rakıdan, lezzetli mezelerine ve bir de manzarasına vurulduk. Hal böyle olunca bilmeyen kalmadı tabii ki. Herkesin dilinde Akın Balık.

Sonra bunlar bir şımardı bir şımardı ki sormayın. Fiyatları gereksiz yükseltmeler mi dersin, on saat geciken servis mi dersin… Keşke sihirli bir çubuk buraya dokunsa da eski haline dönse… Çünkü buranın atmosferi, ağaçlar altında küçük tatlı masaları, rengarenk ışıkları, öyle her yerde yok.

Tarihi Cumhuriyet Meyhanesi

Cumhuriyet3
Bir Nevizade klasiği (gerçi balık pazarında). Bu listede olmazsa olmaz tarihi yerlerden. Yıllardır değişmeyen müşterileri var. Keyifli, yemekler lezzetli. Kulağının dibinde zangır zangır “Para” diye bağıran müzisyenler olmasa her şey harika! Yaprak sarma, peynir ezme, paçanga böreği, mantarlı kaşarlı çoban kavurma, midye pilaki favorilerimiz.

Çukur Meyhane

cukur
Yine Taksim’in göbeğinde olan meyhanelerden. İsmini bodrum katında olmasından alıyor ama merak etmeyin mekanın pencereleri var. Çok kuytu köşede de kalsa burayı bilen bilir. 30’a yakın meze çeşidi her mekanın harcı değildir, hem de bu lezzette. Girit ezmesi, hırvat ezme, hardal soslu uskumru, patlıcanlı humus, soya soslu levrek şiş, balık köftesi ağızlara şenlik. Fiyatlar da makul. Salaş bir yer olmasına rağmen konsolos görevlilerinden, yabancı öğretmenlere, damak tadına düşkün lezzet avcılarına kadar herkes burada. Mekan hayli kalabalık o yüzden mutlaka rezervasyonunuzu yaptırın öyle gidin, tavsiyemizdir.

İnciraltı

inciralti
Şimdi Beyoğlu’nu geride bırakıp uzaklara Beylerbeyi’ne gidiyoruz. Bu mekan mezeleriyle eski meyhane kültürünü yaşatmaya çalışıyor, bizim de favorilerimizden.

Topik, balık turşusu, asma yaprağında levrek, midyeli lahana dolması, inciraltı köfte, muhammara, ermeni pilaki yeni lezzet arayanlar için ideal.

Günün sonunda Türk kahvesinin yanında likör vermeleri bizi bizden etti. Bir de bitter çikolata eritilmiş helvaları var. Yedikçe yiyesiniz geliyor.

Bizim tavsiyemiz buraya gidecek olursanız tam şu zamanda gidin, bahçesinin keyfini iyice çıkarın.

Kör Agop

agop
Tarihi dokusunu hala koruyan bir mekana daha geldik. yılında kurulan bu mekan şu güne sağ salim gelebilmiş durumda ve Kumkapı’nın en gözde meyhaneleri arasında. Ahşap duvarlar, eski tarz masa sandalyeler ortamı tam bir eve dönüştürüyor. Böyle sıcak ve samimi bir ortamda yapılacak sohbetleri siz düşünün.

Şunları not edin ve yemeden dönmeyin; terbiyeli balık çorba, akciğer yahni, sıcak fasülye, topik, balık buğulama, ahtapot ve lakerda.

Bir de canlı fasıl geceleri var. Eğlencenin dibine vurmak istiyorsanız bu mekan ideal.

Safa

Safa, Av Mevsimi&#;ndeki bu meşhur sahnenin de mekanı

Şimdi ise Yedikule’deyiz. Burada yeni bir mekana rastlamak zor yani anlayacağınız bu mekan da eskilerden. yılı aşkın zamandır keyifli sohbetlere tanıklık ediyor Safa.

Siyah deri sandalyeler, gösterişli şamdan, duvardaki onlarca kulüp rakı şişesi ve duvarda yazılı olan şu sözler buradaki samimi ortamın hakkını veriyor; sofrada rakı kadehi hep aynı kalır, değişmez. Çünkü kadeh o gecenin ve dahi lezzet-i alemin tek şahididir. Dolar, boşalır, dolar.

Arnavut ciğeri, çiroz, kereviz, bakla, çıtır, kalamar rakının yanına yakışanlardan. Radyodan meyhanelere yakışır alaturka nağmeler çalıyor. Yolunuz düşerse bir gidin. Pişman olmayacaksınız.

Safi

Safi-Meyhane-listelist
Bir Münferit iki Safi. Modern meyhanenin hakkını fazlasıyla veren mekanlardan. Şişhane’de konumlanan bu mekan beyaz ve mavi renklerden oluşuyor. Duvarda da siyah beyaz fotoğraflar. Birçok meyhanenin aksine mekan oldukça aydınlık. Sesli müzik sevmeyenler için de ideal bir yer.

Mekana olan hayranlığımızı geride bırakıp yemeklerine gelecek olursak; çöp şişte mantı, balık böreği, rakı ve portakal marineli levrek, dana yanağı, kaskarikas, vişneli yaprak sarma her yerde bulamayacağınız lezzetler. Deneyin.

Eleos

eleos
Beyoğlu’nda bir beyaz meyhane… Mekan şıklıktan, beyazlıktan, sadelikten ölecek gibi. Lezzet, servis, manzara, sunum, gelen ikramları da göz önünde bulundurursak her şeyiyle bizden tam puan aldı.

Lezzeti biraz açacak olursak; kabakçiçeği dolması, kuşkonmaz somon sarma, güveçte feta peyniri, rumi ezme, köy usulü roka salatası, ot cümbüşü, balık pastırması… Daha ne diyelim!

Fiyatları ne yalan söyleyelim biraz yüksek ama yediğinize içtiğinize, manzarasına değecektir.

Sofyalı 9

sofyali9
Adını bulunduğu sokaktan alıyor. Yaklaşık 15 yıldır var ama Asmalımescit’teki diğer eski mekanlarla aynı seviyeye geldiğini söyleyebiliriz.

Köpoğlu, cevizli meze, hamsi salamura, topik, kızlı sardalya, et sote yemeniz gereken lezzetlerden. Mezelerini yemekten ana yemeğe geçmeniz pek mümkün olmasa da balıklarından da tadın deriz.

Bazen sanat müziği bazen de Yunan ezgileri duymanız mümkün. Özel günler, kutlamalar, vedalar için çok keyifli bir ortam. Mekanda birçok meyhane gibi kahverengi tonları hakim, kapalı karanlık değil gayet ferah ve ışıklı.

Bonus: Okumak istemeyenler için video içeriğimiz:

"Rakı içmenin bir adabı vardır…” diye başlayan tartışmalar artık hepimizi bir hayli sıktı. Ancak meyhanelerin kendine has bir atmosferinin, deyim yerindeyse bir adabının olduğu da bir gerçek. Yüzyıllar öncesinden süzülüp gelen gelenekler, birbirinden nefis lezzetler, kulağımızın pasını silen ezgiler, saatlere yayılan dost sohbetleri… Bir işletmenin gerçekten iyi bir meyhane olabilmesi için birçok unsuru aynı çatı altında buluşturabilmesi gerekiyor. İşte, biz de bugün tüm bu unsurları içinde barındıran en güzel İstanbul meyhaneleri hakkında konuşacağız.

Daha önce İstanbul’un en iyi salaş meyhaneleri ve de İstanbul’un yeni nesil meyhaneleribaşlıklı bir liste hazırlamıştık. Ancak salaş İstanbul meyhaneleri listesini daha da geliştirmenin ve güncellemenin vaktinin geldiğini düşündük. Aşağıda yer alan listede, bir sıralama yapmadığımızı vurgulamamız gerek. Meyhaneleri ilçe ilçe ayırmak amacıyla bu sıralamayı tercih ettik. Hangilerinin diğerlerinden daha iyi olduğu konusundaki takdir de elbette ki size kalmış.

Son olarak, yeni nesil İstanbul meyhaneleri listesine farklı bir yazıda değineceğimizi belirtelim. Aşağıdaki listede yalnızca geleneksel meyhane kültürünü, müziklerini ve lezzetlerini barındıran meyhanelere yer verdik. Eğer listede eksik olduğunu düşündüğünüz meyhaneler varsa, bizimle yorumlarda paylaşırsanız çok seviniriz. Dilerseniz, sözü daha fazla uzatmadan listemize geçelim. Çünkü en iyi İstanbul meyhaneleri listemizde ziyaret edeceğimiz tam yirmi üç farklı durak var. Keyifli okumalar!

1. Piraye Taş Plak Meyhanesi - Osmanağa / Kadıköy

OsmanağaMeyhaneler

Ziyaretçilerine kapılarını yılının Temmuz ayında açan Piraye Taş Plak Meyhanesi, günümüzde Kadıköy’ün tartışmasız en ünlü ve en sevilen meyhanelerinden biri haline gelmiş durumda. Neredeyse bir asırdır varlığını koruyan köklü

Listede yaklaşık bir asırdır varlığını sürdüren birbirinden köklü meyhanelerden de söz edeceğiz. Ancak ilk sıramızda, yılında açılmasına rağmen geleneksel meyhane kültürünü ve mutfağını çok başarılı bir şekilde yansıtan Piraye Taş Plak Meyhanesi var. Mimar Çıkmazı’nda yer alan bu mekan, Ege mutfağının benzersiz lezzetlerini son derece ferah ve keyifli bir atmosfer eşliğinde ziyaretçileriyle buluşturuyor. Fesleğenli levrek marin, ahtapot salatası, Papagannis, Adalı, kaya koruğu ve soslu çiroz mutlaka denenmeli. Ara sıcaklarda ise kiremitte yaprak ciğer ve Midilli köftesi gibi lezzetler ön plana çıkıyor. Fix menü opsiyonu da bulunan Piraye Taş Plak’ta müziğin sesi asla sohbetinizi bastıracak kadar yüksek düzeyde açılmıyor.

2. Selimiye Birtat Meyhanesi - Koşuyolu / Kadıköy

KoşuyoluMeyhaneler

Selimiye Birtat Meyhanesi, Birtat Ocakbaşı ismiyle yılında kurulmuş. Aslında ilk kurulduğu yer de Üsküdar’ın sevimli mahallelerinden biri olan Selimiye’ymiş. İhsan Solmaz tarafından kurulan bu işletme, kısa zamanda semtin en

Vedat Milor’un Lezzet Rehberi’nde “şahsiyeti olan bir meyhane” olarak tanımladığı Selimiye Birtat Meyhanesi, yolculuğuna yılında Selimiye’de açılan şubesiyle başlamış. Ancak bazı ruhsat problemleri nedeniyle bu şube yılında kapatılmış ve işletme sahipleri yollarına Koşuyolu’na yeni bir şube açarak devam etme kararı almış. Böylelikle eskiden Birtat Ocakbaşı olarak adlandırılan bu işletme, ilk şubeyi de anma amacıyla Selimiye Birtat Meyhanesi ismiyle yola devam etmiş. Selimiye Birtat’ın menüsünde envai çeşit meze, ara sıcak ve ocakbaşı lezzetleri mevcut. Ancak özellikle sakatatlar hem Vedat Milor’dan hem de ziyaretçilerden tam not almayı başarıyor.

3. Koço Restaurant - Caferağa / Kadıköy

CaferağaMeyhaneler

İstanbul’un en köklü meyhanelerinden biri olan Koço Restaurant, yılında Mühürdar’da bir taverna olarak kurulmuş. Sahibi, İmrozlu bir Rum olan Konstantinos Koço Korostos’muş. Bu taverna ilk olarak yılında Moda

yılında Mühürdar’da Konstantinos Koço Korostos tarafından bir taverna olarak kurulan Koço Restaurant, bugün Kadıköy’ün en köklü meyhanelerinden biri haline gelmiş durumda. Geçmişte Moda Park Gazinosu olarak adlandırılan bu taverna, yılında Moda Pastanesi’nin yanına, ’te ise bugünkü yeri olan Moda sahiline taşınmış. Günümüzde bu işletme, meyhanenin eski çalışanları tarafından yönetiliyor. Mezeler, ara sıcaklar ve taptaze balıklar; mekanın neredeyse bir asırlık tecrübesi eşliğinde hazırlanıyor. Hem servis hem de mutfak alanında, meyhane kültürü gelenekleri hâlen yaşatılıyor.

4. Todori Meyhanesi - Fenerbahçe / Kadıköy

FenerbahçeMeyhaneler

Kadıköy-Fenerbahçe’de, Kalamış Fener Caddesi’nin vapur iskelesine doğru inen kısmının sol tarafında yer alan Todori Meyhanesi, Cumhuriyet’in ilk yıllarından beri varlığını koruyan ve bu tarihten günümüze dek popülerliğini yitirmemiş bir meyhane

Cumhuriyet’in ilk yıllarından beri hizmet vermeyi sürdüren Todori Meyhanesi, neredeyse bir asırdır sayısız müdavimi olan ve zamana meydan okuyan bir mekan. Özellikle Todori usulü kuzu ciğerin ünü, onlarca yıldır müdavimlerin dilinden düşmüyor. Menüde her damak zevkine hitap edebilecek kadar zengin ara sıcak ve meze çeşitliliği mevcut. Ancak özellikle mekanın imza lezzetleri olan Todori mücver, kuzu ciğer ve kabak kızartma; mutlaka denenmeli.

5. İnciraltı Meyhane - Beylerbeyi / Üsküdar

BeylerbeyiMeyhaneler

Yolunuz Beylerbeyi’ne düşer ve soluğu kültürünü yıllardır koruyabilmiş bir meyhanede almak isterseniz rotanızı İnciraltı Meyhanesi’ne çevirebilirsiniz. Mekanın yaklaşık yetmiş yıldır varlığını koruyan heybetli bir incir ağacının altına kurulmuş büyük kış

Nostaljik ve salaş atmosferiyle onlarca yıldır Beylerbeyi sakinlerinin gözdesi olmayı başaran İnciraltı Meyhane, ismini ev sahipliği yaptığı yaklaşık yetmiş yıllık incir ağacından alıyor. Bu ağacın altına kurulu olan kış bahçesi, eski İstanbul fotoğraflarıyla donatılmış. Menü oldukça zengin ama özellikle deniz börülcesi cacığı, uskumru çirozu, midyeli lahana dolması, İnciraltı köftesi, hurma kebabı ve etli enginar kalbi; imza lezzetler arasında. Tatlı menüsünde yer alan bitter çikolatalı helva da geceyi tatlı bir şekilde sonlandırmak isteyenler için leziz bir alternatif oluşturuyor.

6. Barba Yani Burgazada - Burgazada / Adalar

BurgazadaMeyhaneler

Ziyaretçilerine kapılarını yılında açan Barba Yani Burgazada, Burgazada’nın ilk ve en köklü meyhanesi. Denizin kıyısındaki ayrıcalıklı konumu sayesinde, konuklarına müthiş bir manzara sunuyor. Barba Yani’nin kurucusu olan Yanni Lorencu,

yılında Yanni Lorencu tarafından kurulan Barba Yani, Burgazada’nın ilk meyhanesiymiş. Yıllar içinde Lorencu’nun vefatının ardından mekan da el değiştirmiş. Şu anda dört ortaklı bir işletme olarak hizmet veriyor. Günümüzdeki işletmeciler, Lorencu’nun “Ben burada yemek değil, sevgi satıyorum.” şiarını aynen benimsemiş durumda. Lorencu’nun yarattığı klasik Rum meyhanesi atmosferi de asla bozulmamış. Mekanda size Rumca şarkıların ezgileri eşlik ediyor ve adanın kendine has havası iç mekanlarda da yansıtılıyor. Mezeler oldukça çeşitli. Özellikle karides söğüş, ahtapot salatası, fesleğenli mezgit marin ve pazı yaprağında levrek sarmanın tadı damakta kalıyor.

7. Tarihi Cumhuriyet Meyhanesi - Balık Pazarı / Beyoğlu

BeyoğluMeyhaneler

Adından da anlaşılabileceği üzere Türkiye’nin en eski meyhanelerinden biri olan Tarihi Cumhuriyet Meyhanesi’nin tam olarak hangi yılda kurulduğu belirsiz. Ancak cumhuriyetin ilk yıllarında kurulan birçok işletme gibi bu meyhanenin de

Ülkemizin en eski meyhanelerinden biri olan Tarihi Cumhuriyet Meyhanesi’nin tam kuruluş yılı hâlen bilinmiyor. Ancak bu tarih olarak kabul edilmiş. Kurulduğu ilk günden bu yana da aynı yerde, Balık Pazarı’nın içinde yer alıyor. Burası üç katlı bir mekan ve her katında geleneksel meyhane kültürünün keyifli detaylarıyla karşılaşabiliyorsunuz. En üst katta belirli akşamlarda fasıl gösterileri de düzenleniyor. Hem meze hem de ara sıcak menüsü son derece zengin. Ayrıca, mekanda geçmişte Atatürk’ün oturduğu ve bu nedenle hep boş tutulan bir masa da var. Her 10 Kasım’da bu masa süsleniyor ve o gün mekanı ziyaret eden kişilere Atatürk’ün kulüp rakısıyla yemeyi tercih ettiği beyaz leblebi ikram ediliyor.

8. Ney’le Mey’le İstanbul - Balık Pazarı / Beyoğlu

NevizadeMeyhaneler

Beyoğlu Balık Pazarı’nda, Nevizade’nin tam kalbinde yer alan Ney’le Mey’le İstanbul, ismini usta şair Can Yücel’in bir diğer ustamız olan Neyzen Tevfik için yazdığı bir şiirden alıyor. Burası, Nevizade’nin en

Nevizade’nin en gözde ve ünlü meyhanelerinden biri olan Ney’le Mey’le, ismini Can Yücel’in Neyzen Tevfik için yazdığı bir şiirden alıyor. Yirmi yılı aşkın süredir ziyaretçilerini ağırlayan mekanın müdavimi çok. Açık ve kapalı oturma alanlarına ev sahipliği yapan işletmede müzik asla sohbetinizin önüne geçmiyor. Nevizade’nin ve sokağın ruhunun iç mekanlarda da sürmesine özen gösteriliyor. Ancak temizlik ilkesinden asla ödün verilmiyor. Ney’le Mey’le İstanbul’un menüsü de hem zenginliği hem de yaratıcılığı açısından takdire şayan bir çeşitliliğe sahip. Özellikle fesleğenli mezgit, şakriye ve topik çok seviliyor.

9. Aret’in Yeri - Balık Pazarı / Beyoğlu

NevizadeMeyhaneler

İşletmecilerinin sektörde yaklaşık on yıl boyunca tecrübe kazandıktan sonra açtığı Aret’in Yeri, Beyoğlu’nun, daha da nokta atışı bir ifadeyle Nevizade’nin en sevilen meyhanelerinden biri haline gelmiş durumda. Burası, İstanbul’un en

Aret’in Yeri bu listedeki birçok işletmeye kıyasla daha yeni bir meyhane. Ancak yeni nesil meyhanelerin aksine, bu mekan da geleneksel meyhane kültürünü ve atmosferini benimsemiş. Açıldığı günden bu yana da kemik müşteri kitlesini günden güne artırıyor. Nevizade’de yer alan Aret’in Yeri, haftanın her günü açık. Soğuk mezelerde Antep fıstıklı Girit ezmesi, tahinli uskumru, zerdeçallı levrek marin ve isli çiroz; ara sıcaklarda ise balık bohçası, güveçte beğendili karides ve yaprak ciğer ön plana çıkıyor.

Asmalı Cavit - Asmalı Mescit / Beyoğlu

Asmalı MescitMeyhaneler

Asmalı Mescit’in en popüler meyhanelerinden biri olan Asmalı Cavit, ünlü gastronomi yazarı Vedat Milor’dan da tam puan almayı başarmış bir mekan. Milor’un da kendi rehberinde belirttiği gibi, Asmalı Cavit’e girdiğinizde

Geleneksel meyhane ruhunu günümüzde tam tamına yaşatmayı başaran ve sizi birbirinden nefis lezzetlerle buluşturan bir meyhane Asmalı Cavit. Asmalı Mescit’in tam kalbinde yer alıyor ve uzun yıllardan beri her akşam ziyaretçilerle dolup taşıyor. Tam da bu sebeple, mekanda rezervasyonsuz yer bulamama riski var. Duvarları tiyatro ve film afişleriyle süslenen işletmede kiremitte işkembe, mezgit sote, lakerda ve ahtapot salatası gibi hem gurme hem de klasik lezzet alternatifleri sunuluyor. Ayrıca, deniz ürünleriyle arası iyi olmayanlar için, menüde köfte opsiyonu da mevcut.

Yakup 2 Restoran - Asmalı Mescit / Beyoğlu

Asmalı MescitMeyhaneler

İşletmenin sitesinde yazan tabirle “Asmalımescit’in en afili abisi” Yakup Arslan tarafından yılında kurulan Yakup 2 Restoran, Beyoğlu’nun en köklü ve gözde meyhanelerinden biri. Kırk yılı aşkın tecrübeyle bir İstanbul

yılında Yakup Arslan tarafından kurulan Yakup 2 Restoran, Asmalı Mescit’in en köklü ve ünlü meyhanelerinden biri haline gelmiş durumda. Günümüzde mekanın başında olan işletmeciler, Rum ve Ermeni ustaların kuşaktan kuşağa aktarılmasını sağladığı meyhane inceliklerini çok başarılı bir şekilde yaşatıyor. Mekanın üç farklı bölümü mevcut: kişilik ana salon, 70 kişilik ön bahçe ve kişilik teras bahçe. Kapalı bir mekanda oturmak isteyenler ana salonu, Asmalı Mescit’in kendine has atmosferine yakın olmayı tercih edenler ön bahçeyi, etrafı meyve ağaçlarıyla çevrili ferah bir ortamda vakit geçirmeyi yeğleyenler ise teras bahçeyi ziyaret edebiliyor. Mekanın imza lezzetleri arasında ilk sıraları mezgit marin, ciğer tava ve ızgara börek paylaşıyor.

Latife Hanım Meyhanesi - İstiklal Caddesi / Beyoğlu

BeyoğluMeyhaneler

Latife Hanım Meyhanesi, hem dekorasyonu hem de sıcak atmosferiyle sizi günümüzden alıp cumhuriyetin ilk yıllarına dek götürecek bir işletme. Mekanın duvarları, bu dönemlerde yaşamış kadınların nostaljik çerçevelere konmuş fotoğraflarıyla süslenmiş

Cumhuriyet’in ilk yıllarında yaşamış kadınların fotoğraflarıyla süslenen duvarlarla sizi karşılayan Latife Hanım Meyhanesi, İstiklal Caddesi’nin en eski ve popüler meyhaneleri arasında. Burada geçirdiğiniz vakit boyunca size taş plaklardan yükselen Türk Sanat Müziği ezgileri eşlik ediyor. Hem Kıbrıs hem de Türk mutfağından nefis lezzetler sunan Latife Hanım Meyhanesi’nde özellikle balık kokoreçi ve hellim ızgara çok başarılı. Ayrıca, eğer mevsiminde denk gelirseniz, kabak çiçeği dolmasını da mutlaka denemenizi tavsiye ederiz.

Eleos Yeşilköy - Yeşilköy / Bakırköy

YeşilköyMeyhaneler

Yeşilköy’ün Ümraniye Mahallesi sınırları içinde yer alan Eleos Yeşilköy, beyaz ve mavi renklerin ağırlıklı olarak kullanıldığı salaş dekorasyon stiliyle size hemen Ege’nin tatil kasabalarını hatırlatacak ve ilk bakışta göze çarpacak

İsmi Antik Yunancada “merhamet” anlamına gelen Eleos Yeşilköy, Rum ve Ermeni mutfaklarıyla yoğrulup günümüze dek ulaşan meyhane lezzetlerini, Ege mutfağının birbirinden leziz otlarıyla harmanlayan kapsamlı bir menüye sahip. Mekanın bahçesi elli, kapalı alanı ise doksan kişi kapasiteli. Siz birbirinden lezzetli yemekler eşliğinde dört dörtlük bir akşam geçirirken, fonda size klasik Türk Sanat Müziği’nin ve Rebetika’nın en güzel ezgileri eşlik ediyor. Mekanın imza lezzetleri arasında kalamar dolma, Eleos böreği, balık kokoreç, hamsi dolma, kağıtta balık ve sufle var. Fix menü opsiyonu yalnızca on ya da daha fazla kişiden oluşan gruplar için sunuluyor. Ayrıca, Eleos’un Beyoğlu-Pera’da bir şubesi daha bulunuyor.

Nuran Meyhane - Teşvikiye / Şişli

TeşvikiyeMeyhaneler

Nuran ve Anıl isminde bir anne oğul tarafından işletilen, ismini de anneden alan Nuran Meyhane; geleneksel mutfağı ve birbirinden nefis lezzetleriyle uzun zamandır Teşvikiye’nin en gözde mekanlarından biri haline gelmiş

Bir anne oğul tarafından işletilen ve birbirinden nefis lezzetlere ev sahipliği yapan Nuran Meyhane, açılış tarihi çok eski olmamasına rağmen geleneksel meyhane kültürünü sürdürdüğünü vurgulayan bir işletme. Taş duvarları, ferah atmosferi ve rustik dekorasyonuyla ziyaretçilerine son derece keyifli bir ortam sunuyor. Menüde mevsime göre değişebilen yirmi farklı meze çeşidi mevcut. Ara sıcaklarda ise karidesli semizotu mücver, ekşi mayalı istavrit, rakılı karides ve ahtapot tandır gibi gurme lezzetler ön plana çıkıyor.

Astek Meyhane - Kurtuluş / Şişli

KurtuluşMeyhaneler

Şişli’nin Kurtuluş semtinde yer alan Astek Meyhane, otuz beş yılı aşkın süredir aynı noktada ziyaretçilerini ağırlayan ve onları geleneksel meyhane atmosferiyle buluşturan bir mekan. Salaş ve samimi bir ortama sahip

Astek Meyhane, Kurtuluş’ta otuz yılı aşkın süredir hizmet veren bir mahalle meyhanesi. Salaş, samimi ve keyifli atmosferiyle dikkat çekiyor. Mekanda masalar bilinçli olarak birbirlerine yakın şekilde konumlandırılmış. Ancak bazı akşamlar müziğin sesi, sohbeti bastıracak kadar yükselebiliyor. Menüdeki lezzetlerin her biri çok lezzetli. Paçanga böreği, ciğer, kuru et, bohça ve pilaki; ziyaretçilerden tam not almayı başarıyor. Ana yemeklerde ise hem köfte hem de et seçeneklerinin bulunduğunu vurgulayalım.

Madam Despina Meyhanesi - Kurtuluş / Şişli

FeriköyMeyhaneler

Madam Despina tarafından yılında kurulan, böylece Madam’a da Türkiye’nin ilk kadın meyhanecisi olma unvanını kazandıran Despina Meyhanesi, buram buram nostalji kokan bir atmosfere sahip. Samimi ve salaş dekorasyonuyla dikkat

Türkiye’nin ilk kadın meyhanecisi olan Madam Despina tarafından yılında kurulan Madam Despina Meyhanesi, listemizin en nostaljik ve keyifli duraklarından biri. Hızlı ve güler yüzlü servis anlayışıyla hizmet veren mekanın menüsünde yıllardır nesilden nesile aktarılan birbirinden özel tariflerle hazırlanan lezzetler yer alıyor. Kış aylarında rezervasyon yaptırmadan kapalı salonda yer bulmak bir hayli zor. Yaz aylarında da mekanın asma yapraklarıyla çevrelenen bahçesi yoğun ilgi görüyor. Eğer Madam Despina Meyhanesi’ne çat kapı uğrarsanız, boş masaların üzerinde şarap şişesi olup olmadığına bakın. Çünkü bu meyhanede rezerve tabelası yerine boş şarap şişesi kullanılıyor.

O Maestros - Arnavutköy / Beşiktaş

ArnavutköyMeyhaneler

Beşiktaş’ın Arnavutköy Mahallesi’nde yer alan O Maestros; Roma, Osmanlı, Rum ve Türk mutfaklarını harmanlayarak oluşturduğu lezzet kültürünü ziyaretçileriyle buluşturan gözde bir meyhane. Geleneksel meyhane kültürünü günümüze taşıyan bu mekanın mutfağında,

O Maestros, ziyaretçilerini Yunan mutfağının birbirinden nefis lezzetleriyle buluşturan ve taverna atmosferini günümüze taşıyan bir meyhane. Fonda size Yunan müziği ezgileri eşlik ediyor ve menüde başka bir yerde kolay kolay karşılaşamayacağınız lezzetler görebiliyorsunuz. Örneğin; Htipiti, torik lakerda, Tzatziki ve Horiatiki, Kefalotiri Meli, buyurdi ve midye saganaki… Elbette menüde Türk mutfağının klasiklerine de yer verilmiş. Meze ve ara sıcak çeşitlerini tercih etmeyen, etsiz doymayan misafirler için İskeçe köfte ve Keşan satır et opsiyonları da sunuluyor. Söz konusu lezzetlerin istisnasız tümü, Türkiye’de ve Yunanistan’da üretilen yerel malzemeler kullanılarak hazırlanıyor. Beşiktaş meyhaneleri arasında yerini alan O Maestros'a yolunuz düşerse uğramayı unutmayın!

Barba Vasilis Rum Meyhanesi - Balat / Fatih

BalatMeyhaneler

yılından beri Balat’ta hizmet veren Barba Vasilis Rum Meyhanesi, sıcacık atmosferi ve leziz yemekleriyle ziyaretçilerin beğenisini kazanmayı başarmış. Balat’taki Troya Butik Otel’in zemin katında konumlanmış olan bu küçük ve

Haftanın her gününde ve her saatinde açık olan Barba Vasilis Rum Meyhanesi, yılından bu yana Troya Butik Otel’in zemin katında ziyaretçilerini ağırlıyor. Balat’ın buram buram tarih kokan atmosferi, mekanın Haliç manzarası eşliğinde çok daha etkileyici ve keyifli bir görünüme kavuşuyor. Barba Vasilis’in özellikle kalamarının ve ahtapot ızgarasının lezzeti epey ünlü. Ayrıca, burada sabahları kahvaltı servisi de yapılıyor. Ancak mekanda rezervasyonsuz yer bulmak biraz güç. Özellikle hafta sonları, Barba Vasilis epey kalabalık olabiliyor.

Balat Sahil Restoran - Balat / Fatih

BalatMeyhaneler

Vedat Milor’un Lezzet Rehberi’nde İstanbul’un en iyi meyhanelerinden biri olarak tanımladığı ve tüm mezelerinin lezzetli olduğunu belirttiği Balat Sahil Restoran, dört dörtlük bir ziyafet çekmek ve bu esnada da geleneksel

yılından beri hizmet veren Balat Sahil Restoran, Vedat Milor’a göre İstanbul’un en iyi meyhanelerinden biri. Haftanın pazartesi haricindeki tüm günlerinde hizmet veriyor. Burası dört katlı bir mekan ama yine de gitmeden önce rezervasyon yaptırmanızı öneririz. Çünkü müdavimi çok. Mezelerin istisnasız hepsi taptaze ve son derece lezzetli. Keza Milor’da menüdeki tüm mezeleri tavsiye ettiğini söylüyor. Özellikle Sinop usulü yaprak ciğer, soğan dolması, torik, kalkan buğulama, topik, marine izmarit ve reyhanlı sardalya çok beğeniliyor.

Agora Meyhanesi - Balat / Fatih

BalatMeyhaneler

Balat’ın en meşhur meyhanelerinden biri olan Agora Meyhanesi’ni Zeki Müren’in ve Müzeyyen Senar’ın seslendirdiği unutulmaz Türk Sanat Müziği eserinden de tanıyoruz. Balat’ın kendine has, nostaljik ve tarih kokan atmosferi, Agora

Zeki Müren’in ya da Müzeyyen Senar’ın sesinden “Burası Agora Meyhanesi/Burada yaşar aşkların en divanesi, en şahanesi” sözleriyle dinlediğimiz meşhur Agora Meyhanesi eserini bilmeyen yoktur. İşte; aşkların en divanesine ve en şahanesine ev sahipliği yapan bu meyhane, Agora Meyhanesi ismiyle kırk yılı aşkın süredir Balat’ta ziyaretçilerini ağırlıyor. Balat’ta bir Agora Meyhanesi daha olduğu için, kafa karışıklıklarının yaşanmaması adına kısmı da eklenmiş. Hem Çıfıtçı Çarşısı’ndan hem de Haliç Sahili tarafından girişi bulunan bu meyhane, yıllardır hiç bozmadığı kalitesi ve lezzetiyle İstanbulluların gözdesi. Tam da bu sebeple, rezervasyonsuz yer bulmak pek mümkün değil.

Safa Meyhanesi - Yedikule / Fatih

YedikuleMeyhaneler

Safa Meyhanesi’nin fotoğrafları, size bu köklü meyhaneyi hiç ziyaret etmemiş olmasanız da çok tanıdık gelebilir. Çünkü bu meyhane, aynı zamanda Yavuz Turgul imzalı Av Mevsimi filminde Cem Yılmaz’ın Hayde türküsünü

Yavuz Turgul’un yönetmenliğini üstlendiği birçok filmde gördüğümüz, en çok da Av Mevsimi’nde Cem Yılmaz’ın Hayde türküsünü seslendirdiği sahneyle aklımıza kazınan Safa Meyhanesi; Yedikule’nin en gözde duraklarından biri. Tarihçesi ’lü yıllara kadar uzanıyor. Safa Meyhanesi’ni listedeki diğer birçok meyhaneden ayıran en önemli özelliklerden biri, bu mekanda hiçbir zaman müzik çalmaması. Çünkü misafirlerin rahatça sohbet edebildiği ve kafa dinleyebildiği bir ortam yaratılmak isteniyor. Kulüp rakısının başrolde olduğu menüde, yaklaşık yirmi farklı meze seçeneği mevcut. Arnavut ciğerinin lezzeti oldukça ünlü. Burası, Ramazan Bayramı ve kandil günleri hariç yılın her döneminde hizmet veriyor. Ancak ülke çapında ün salmış bir meyhane olmasından ötürü, Safa Meyhanesi’nde rezervasyonsuz yer bulmak neredeyse imkansız.

Kör Agop Restaurant - Kumkapı / Fatih

KumkapıMeyhaneler

İstanbul’un tarihi sokaklarıyla ve nostaljik atmosferiyle ön plana çıkan semtlerinden biri olan Kumkapı’da yer alan Kör Agop Restaurant, geçmişteki meyhane kültürünü hâlen koruyan mekanlar arasında. Şehrin en eski meyhanelerinden biri

İstanbul’un en eski meyhanelerinden bir diğeri olan Kör Agop, ’den beri aynı hizmet ve lezzet kalitesini korumayı başaran çok değerli bir meyhane. Burası, Agop İnciyan tarafından derme çatma bir sahil meyhanesi olarak kurulmuş. Ancak sunduğu lezzetler sayesinde kısa sürede İstanbul’un en ünlü meyhanelerinden biri olmayı başarmış. Günümüzde işletmenin başında İnciyan ailesinin üçüncü kuşak temsilcileri var. Menüdeki lezzetlerin birçoğu da yüzyıllık bir tarihi olan ve kuşaktan kuşağa aktarılan tariflerle hazırlanıyor. Bazı günlerde mekanın iç kısmında fasıl da düzenleniyor.

Karışma Sen - Cankurtaran / Fatih

CankurtaranMeyhaneler

Yolculuğuna yılında Nacar ailesi tarafından kurulduğunda Şenyuva Sahil Gazinosu ismiyle başlayan Karışma Sen, aslında ilk etapta bir kahvehane olarak hizmet vermeye başlamış. Ancak ’de mekana bir sahne de ilave

Listemizin son misafiri olan Karışma Sen’in tarihçesi ’lu yıllara dek uzanıyor. Burası, Nacar ailesi tarafından bir kahvehane olarak kurulmuş. Ancak ’de mekana bir sahne eklenince Şenyuva Sahil Gazinosu’na dönüştürülmüş. Kısa sürede Cankurtaran’ın en ünlü mekanlarından biri haline gelen gazino, Nacar ailesinin babasının vefatı üzerine ikinci kuşak temsilcilere geçmiş. Nacar ailesinin babası, çocukları işletmenin yönetimiyle ilgili fikir belirtmek istediğinde onlara hep “Karışma sen!” diye cevap verirmiş. Onlar da yönetimi devralınca babalarını anmak için mekanın ismini değiştirmeye karar vermiş.

Karışma Sen’in başında şu an Nacar ailesinin temsilcileri yok. Çünkü mekan yılında her ikisi de bu sektörde engin tecrübelere sahip olan Hamdi Çelik ve Murat Kargılı tarafından satın alınmış. Ancak yıllar boyu Bab-ı Ali’nin, Yeşilçam’ın, edebiyatın ve siyasetin en popüler buluşma noktalarından biri olan Karışma Sen’in lezzet ve hizmet kalitesi hâlen aynı şekilde sürdürülüyor. Mekan, haftanın her günü ile saatleri arasında hizmet veriyor.

Görece farklı ve hareketli müzik anlayışıyla son dönemde öne çıkan İstanbul'un yeni nesil meyhaneleri de ilginizi çekebilir.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır