işyerinden tazminat almak için kaç ay çalışmak gerekir / 6 Ay Çalışmak Yetiyor! İsçiye Çift Tazminat Hakkı - Foto Galeri - monash.pw

Işyerinden Tazminat Almak Için Kaç Ay Çalışmak Gerekir

işyerinden tazminat almak için kaç ay çalışmak gerekir

Bu makalede, kıdem tazminatı kavramı ve hak kazanabilme koşulları, kıdem ve ihbar tazminatının hesaplanması, kıdem tazminatına uygulanacak gecikme faizi ve ödenmemesinin yaptırımı, kıdem tazminatının zamanaşımı, vergilendirilmesi ile kıdem ve ihbar tazminatlarının SSK primleri karşısındaki durumu detaylı bir şekilde ele alınmıştır.

KIDEM TAZMİNATI

Av. Gökçe AKDOĞAN

İÇİNDEKİLER

BİRİNCİ BÖLÜM

KIDEM TAZMİNATI KAVRAMI VE HAK KAZANABİLME KOŞULLARI

I. GENEL OLARAK KIDEM TAZMİNATI KAVRAMI

II. KIDEM TAZMİNATINA HAK KAZANABİLME KOŞULLARI

A. SAYILI KANUNA TABİ İŞÇİ OLMAK

B. İŞÇİNİN İŞTEN AYRILMADAN ÖNCE EN AZ BİR YIL ÇALIŞMIŞ OLMASI

C. İŞ AKDİNİN BELİRLİ NEDENLERLE SONA ERMESİ

1. İşçinin İşinin İşveren Tarafından sayılı Kanunun Maddesinde Sayılı Sağlık Sebepleri veya Zorunlu Sebeplerden Birine veya Maddesine İstinaden Son Verilmiş Olması

a. Sağlık Sebepleri
b. Zorunlu Sebepler
c. İşçinin İş Sözleşmesinin İşveren Tarafından İş Kanununun Maddesine İstinaden Son Verilmiş Olması

2. İşçinin Kanunun Maddesinde Belirtilen Sağlık Sebepleri, Ahlak ve İyi Niyet Kurallarına Uymayan Haller ve Benzerleri veya Zorunlu Sebeplerden Biri Nedeniyle İşten Ayrılması

a. Sağlık Sebepleri
b. Ahlak Ve İyi Niyet Kurallarına Uymayan Haller Ve Benzerleri
c. Zorlayıcı Sebepler

3. MUVAZZAF ASKERLİK NEDENİYLE FESİH

4. YAŞLILIK AYLIĞI (EMEKLİLİK) VEYA TOPTAN ÖDEME NEDENİYLE FESİH

5. KADIN İŞÇİNİN EVLENME NEDENİYLE SÖZLEŞMEYİ FESHİ

6. İŞÇİNİN ÖLÜMÜ


İKİNCİ BÖLÜM

KIDEM TAZMİNATININ HESAPLANMASI
I. KIDEM TAZMİNATINA ESAS OLAN ÇALIŞMA SÜRESİNİN HESAPLANMASI

A. KIDEM SÜRESİNİN BAŞLANGICI VE SONU

1. Kıdem Süresinin Başlangıcı
2. Kıdem Süresinin Sonu

B. İŞÇİNİN AYNI İŞVERENİN BİR VEYA DEĞİŞİK İŞYERLERİNDE DEVAMLI VEYA ARALIKLI ÇALIŞMIŞ OLMASI HALİNDE KIDEM SÜRESİNİN TESPİTİ

C. İŞÇİNİN ÇALIŞMAKTA OLDUĞU İŞYERİNİN NAKLİ, DEVRİ VEYA İNTİKALİ HALİNDE KIDEM SÜRESİNİN SAPTANMASI

D. İŞÇİNİN KISMİ ÇALIŞMASI HALİNDE KIDEM SÜRESİNİN HESAPLANMASI

E. ÇIRAKLIKTA GEÇEN SÜRELERİN KIDEME ETKİSİ

F. ASKERLİKTE GEÇEN SÜRELERİN KIDEME ETKİSİ

G. KAMUYA AİT İŞYERLERİNDE GEÇEN ÇALIŞMALARIN KIDEME ETKİSİ

a. İşçi Olarak Geçen Süreler
b. Memur Olarak Geçen Süreler

II. KIDEM TAZMİNATI MİKTARININ HESAPLANMASI

A. HESAPLAMA ESASLARININ KANUNİ DAYANAĞI

B. HESAPLAMAYA ESAS ALINACAK ÜCRET

1. Son Ücretin Esas Alınması
2. Ortalama Ücretin Esas Alınması

C. HESAPLAMADA DİKKATE ALINAN VE ALINMAYAN ÜCRETLER

1. Dikkate Alınan Ücretler
2.Dikkate Alınmayan Ücretler

D. KIDEM TAZMİNATI MİKTARININ HESAPLANMASI

1. Miktarın Hesaplanmasına İlişkin Temel Kurallar
2.Kıdem Tazminatının Tavanı

III. KIDEM TAZMİNATINA UYGULANACAK GECİKME FAİZİ VE ÖDENMEMESİNİN YAPTIRIMI

A. GECİKME FAİZİ

B. KIDEM TAZMİNATININ ÖDENMEMESİNİN YAPTIRIMI

IV. KIDEM TAZMİNATINDA ZAMANAŞIMI

V. KIDEM TAZMİNATININ VERGİLENDİRİLMESİ

VI. KIDEM VE İHBAR TAZMİNATLARININ HESAPLANMASI 

A. KIDEM TAZMİNATININ HESABI

B. İHBAR TAZMİNATININ HESABI

VII. KIDEM VE İHBAR TAZMİNATLARININ SSK PRİMLERİ KARŞISINDAKİ DURUMU

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

VE SAYILI İŞ KANUNLARINDA (BASIN VE DENİZ İŞLERİNDE ÇALIŞANLARIN) KIDEM TAZMİNATI

I.  SAYILI “BASIN MESLEĞİNDE ÇALIŞANLARLA ÇALIŞTIRILANLAR ARASINDAKİ MÜNASEBETLERİN TANZİMİ HAKKINDAKİ KANUN”A GÖRE KIDEM TAZMİNATI

A. SAYILI KANUN KAPSAMINDAKİ KİŞİLER

B.  SAYILI KANUN KAPSAMINDAKİ KİŞİLERİN KIDEM TAZMİNATI İLE İLGİLİ ESASLAR 

1. KIDEM TAZMİNATINA HAK KAZANMA ŞARTLARI
2. KIDEM TAZMİNATININ BELİRLENMESİ

II. SAYILI DENİZ İŞ KANUNUNA GÖRE KIDEM TAZMİNATI

A. SAYILI KANUN KAPSAMINDAKİ KİŞİLER
B.  SAYILI KANUN KAPSAMINDAKİ KİŞİLERİN KIDEM TAZMİNATI İLE İLGİLİ ESASLAR 

1. KIDEM TAZMİNATINA HAK KAZANMA ŞARTLARI
2. KIDEM TAZMİNATININ BELİRLENMESİ

EKLER:
TABLO 1: YILLAR İTİBARIYLA KIDEM TAZMİNATI TAVANI
TABLO 2: İHBAR ÖNELLERİ VE İHBAR TAZMİNATI MİKTARI
 

 

BİRİNCİ BÖLÜM


KIDEM TAZMİNATI KAVRAMI Ve HAK KAZANABİLME KOŞULLARI

I. GENEL OLARAK KIDEM TAZMİNATI KAVRAMI

Kıdem tazminatı, sayılı İş Kanununun maddesinde belirtilen asgari bir çalışma süresini dolduran işçinin iş akdinin yine yasada sayılan nedenlerden biriyle son bulması halinde, işçiye (veya mirasçılarına) kıdemi ve ücreti dikkate alınarak işverence yapılması gereken bir miktar ödemedir[1]. İş akdinin sona erdiği her durumda değil, yasada öngörülen hallerin varlığı halinde belirli bir kıdeme sahip olan işçilere kıdemleri oranında ödenir.

Kıdem tazminatı, sayılı İş Kanunu ile çalışma hayatımıza girmiş, günümüze kadar çeşitli değişikliklere uğramış ve son olarak da İş Kanununda değişiklikler yapan [2], [3], [4], [5] ve [6] sayılı kanunların yürürlüğe konulmasıyla bugünkü biçimini almıştır. Bugüne kadar yapılan ve genellikle birbirinden farklı amaçlara dayandırılan değişiklikler kıdem tazminatını belirli bir kalıba sokulamayan kendine özgü bir kurum niteliğine dönüştürmüştür[7].
Kıdem tazminatı uygulaması ilk kez tarihli sayılı İş Kanunu ile mevzuatımıza girmiştir. Zaman içinde yapılan yasal değişikliklerle uygulama alanı dünyada eşine rastlanmayacak biçimde genişletilen bu kurum, işletmelerin üzerinde çok ağır bir mali yük haline gelmiş ve istihdam yaratılmasını engeller bir nitelik kazanmıştır. İşin daha ilginç yanı, bir çeşit iş güvencesi sayılabilecek olan bu kurum, ülkemizde işten çıkarmaların en önemli nedenlerinden biri haline gelmiştir.[8]”
Kıdem tazminatı eski İş Kanununun maddesinde düzenlenmiştir. sayılı İş Kanununun maddesinde “ tarihli sayılı İş Kanununun maddesi hariç diğer maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır” denilmektedir. Yine bu yasanın geçici 6. maddesi uyarınca “Kıdem tazminatı için bir kıdem tazminatı fonu kurulur. Kıdem tazminatı fonuna ilişkin Kanunun yürürlüğe gireceği tarihe kadar işçilerin kıdemleri için sayılı İş Kanununun maddesine göre kıdem tazminatı hakları saklıdır.”
sayılı İş Kanununun genel gerekçesinde Kıdem tazminatı ile ilgili olarak şu ifadelere yer verilmiştir: “Politik düşüncelerin de etkisiyle kıdem tazminatı İş Kanununun en uzun maddesi haline dönüştürülürken bu hakkın kapsamı olağanüstü genişletilmiştir. Böylece işsizlik sigortasının işlevini de ülkemizde kıdem tazminatının üstleneceği düşünülmüştür. Hatta kıdem tazminatının ağırlaştırılmasının iş güvencesi alanında bile etkili olacağı ileri sürülmüştür Kıdem tazminatı, iş güvencesi ve işsizlik sigortası nitelikleri bakımından birbirlerinden farklı kurumlardır Son yıllarda işsizlik sigortasının Türk sosyal güvenlik sistemi içinde yer alması, iş güvencesi alanındaki girişimler kıdem tazminatı ile ilgili hükümlerin yeni esaslara göre düzenlenmesini zorunlu kılmıştır’’. Gerekçede belirtilen hususlar göz önünde tutularak bir kıdem tazminatı fonu yasa taslağı hazırlanmışsa da bugüne kadar bunun kanunlaşması mümkün olmamıştır. 


II. KIDEM TAZMİNATINA HAK KAZANABİLME KOŞULLARI

sayılı İş Kanununun maddesine göre “Bu Kanuna tabi işçilerin hizmet akitlerinin işveren tarafından bu Kanunun maddesinin II numaralı bendinde gösterilen sebepler dışında, işçi tarafından bu Kanunun maddesi uyarınca, muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyla, bağlı bulundukları kanunla kurulu kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla feshedilmesi veya kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile sona erdirmesi veya işçinin ölümü sebebiyle son bulması hallerinde işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet akdinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. Bir yıldan artan süreler için de aynı oran üzerinden ödeme yapılır.”

A. SAYILI KANUNA TABİ İŞÇİ OLMAK

Kıdem tazminatına hak kazanabilmenin ilk şartı, sayılı İş Kanununa tabi işçi olarak başka bir deyişle iş sözleşmesine (hizmet akdine) göre çalışmaktır. sayılı Borçlar Kanununun maddesine göre “Hizmet akdi, bir mukaveledir ki onunla işçi, muayyen veya gayri muayyen bir zamanda hizmet görmeyi ve iş sahibi dahi ona bir ücret vermeyi taahhüt eder.” Bu tanım “bağımlılık” unsuruna yer vermemesi nedeniyle yeterli değildir[9]. sayılı İş Kanununun 8. maddesinde ise hizmet akdi yerine iş sözleşmesi deyimine yer verilerek “İş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir.” şeklinde tanımlanmış ve “bağımlılık” unsuruna yer verilmiştir[10]. 

sayılı İş Kanunu gereği aradaki ilişki hizmet akdi değilse, örneğin aradaki ilişki vekâlet ya da istisna akdine dayanıyorsa işçi sıfatı söz konusu olmayacaktır[11]. 

Eski ve yeni İş Kanununa göre bütün düzenlemelerin merkezinde işçi bulunmaktadır. Uygulama kapsamı belirlenirken işyerinde yapılan faaliyetin konusu ya da çalıştırılan işçi sayısı ölçü olarak ele alınmamıştır[12]. Bu bağlamda işçi çalıştırılmayan bir yer işyeri sayılmaz. Aynı şekilde işçi çalıştırmayan gerçek veya tüzel kişinin de işveren sayılması mümkün değildir.

Kural olarak, bir iş sözleşmesine göre çalışan bütün işçiler sayılı İş Kanunu kapsamında bulunmakla beraber, Kanunun 4. maddesinde “istisnalar” başlığı altında bazı işler bu kanun kapsamının dışında tutulmuştur. Bu istisnalar aşağıda sayılmıştır:

1. Deniz ve hava taşıma işlerinde,

2. 50’den az işçi çalıştırılan (50 dâhil) tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde veya işletmelerinde,

3. Bir ailenin üyeleri ve 3. dereceye kadar (3. derece dâhil) hısımları arasında dışarıdan başka biri katılmayarak evlerde ve el sanatlarının yapıldığı işlerde,

4. Ev hizmetlerinde,

5. İş sağlığı ve güvenliği hükümleri saklı kalmak üzere çıraklar hakkında,

6. Sporcular hakkında,

7. Rehabilite edilenler hakkında,

8.  sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Kanununun 2. maddesinin tarifine uygun olarak üç kişinin çalıştığı işyerlerinde.

Yukarıda belirtilen (1–9) işlerde ve iş ilişkilerinde sayılı İş Kanunu Hükümleri uygulanmamaktadır. Ancak;

§ Kıyılarda veya liman ve iskelelerde gemilerden karaya ve karadan gemilere yapılan yükleme ve boşaltma işlerinde,

§ Havacılığın bütün yer tesislerinde yürütülen işlerde,

§ Tarım sanatları ile tarım aletleri, makine ve parçalarının yapıldığı atölye ve fabrikalarda görülen işlerde,

§ Tarım işletmelerinde yapılan yapı işlerinde,

§ Halkın faydalanmasına açık veya işyerinin eklentisi durumunda olan park ve bahçe işlerinde,

§ Deniz İş Kanunu kapsamına girmeyen ve tarım işlerinden sayılmayan, denizlerde çalışan su ürünleri üreticileri ile ilgili işlerde,

sayılı İş Kanunu hükümleri uygulanacaktır.

B. İŞÇİNİN İŞTEN AYRILMADAN ÖNCE EN AZ BİR YIL ÇALIŞMIŞ OLMASI

İşçinin kıdem tazminatına hak kazanabilmesi için iş akdinin sona erdiği tarihte işyerinde en az bir yıllık kıdeminin bulunması zorunludur. İş Kanununun maddesinin 1. fıkrasında “İşçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet akdinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. Bir yıldan artan süreler içinde aynı oran üzerinden ödeme yapılır.” denilmektedir. Kıdem tazminatının söz konusu olabilmesi için tam bir yılın dolması gerekir[13].

Kıdemi bir yıldan az olan işçi kıdem tazminatına hak kazanamaz ve bu işçiye çalıştığı süreyle orantılı olarak da kıdem tazminatı ödenmez[14]. Kanunen öngörülen bu bir yıllık süre bağlayıcı ve mutlak niteliktedir. Toplu iş sözleşmesi ile bir yıldan daha kısa bir süre kararlaştırılmış olsa bile bu bir anlam ifade etmez. Ancak sırf işçinin kıdem tazminatı almasına engel olmak için bir yılın dolmasına kısa bir süre kala işverenin iş akdini feshetmesi olayın özelliğine göre objektif iyi niyet kurallarına aykırılık oluşturabilir ve böyle bir durumda işçi fesih hakkının kötüye kullanılması nedeniyle kötü niyet tazminatı yanında kıdem tazminatı da talep edebilir.

C. İŞ AKDİNİN BELİRLİ NEDENLERLE SONA ERMESİ 

İşçinin kıdem tazminatına hak kazanabilmesi için iş akdinin İş Kanununun maddesinde sınırlı olarak belirtilen hallerden biri nedeniyle sona ermiş olması gerekir. Bu sona erme, işçi veya işveren tarafından anılan maddede sayılan bazı hallere dayanılarak iş akdinin feshi sonucunda ortaya çıkabileceği gibi işçinin ölümü nedeniyle de gerçekleşmiş olabilir. 

Kıdem tazminatı hakkının dolması için iş akdinin her hangi bir şekilde sona ermesi yeterli olmayıp, bu sona ermenin İş Kanununun maddesinde sınırlı olarak belirtilen hallerden biri sonucunda gerçekleşmiş olması gerekir[15]. 

Kıdem tazminatının doğumu açısından iş akdinin belirli veya belirsiz süreli olması önemli değildir. İş Kanununun maddesinde sayılan nedenlerden birinin gerçekleşmesi yeterlidir. 

1. İŞÇİNİN İŞİNİN İŞVEREN TARAFINDAN SAYILI KANUNUN MADDESİNDE SAYILI SAĞLIK SEBEPLERİ VEYA ZORUNLU SEBEPLERDEN BİRİNE VEYA MADDESİNE İSTİNADEN SON VERİLMİŞ OLMASI

a. Sağlık Sebepleri 

İşçinin kendi kastından veya derli toplu olmayan yaşayışından yahut içkiye düşkünlüğünden doğacak bir hastalığa veya sakatlığa uğraması halinde, bu sebeple doğacak devamsızlığın ardı ardına üç (3) iş günü veya bir ayda beş (5) iş gününden fazla sürmesi ya da işçinin tutulduğu hastalığın tedavi edilemeyecek nitelikte olduğu ve işyerinde çalışmasında sakınca bulunduğunun Sağlık Kurulunca saptanması hallerinden birinin varlığı halinde, işçi diğer koşulların da bulunmasıyla kıdem tazminatına hak kazanabilecektir.

İşçinin kendi kastından veya derli toplu olmayan yaşayışından yahut içkiye düşkünlüğünden doğacak bir hastalığa veya sakatlığa uğraması halinde, bu sebeple doğacak devamsızlığın ardı ardına üç (3) iş günü veya bir ayda beş (5) iş gününden fazla sürmesi sebebi dışında, işçinin hastalık, kaza, doğum ve gebelik gibi hallerde işveren için iş sözleşmesini bildirimsiz fesih hakkı belirtilen hallerin işçinin iş yerindeki çalışma süresine göre sayılı İş Kanununun maddesindeki bildirim sürelerini 6 hafta aşmasından sonra doğmaktadır[16]

Doğum ve gebelik hallerinde bu süre sayılı iş kanununun maddesindeki sürenin bitiminde başlamaktadır[17].

b. Zorunlu Sebepler

İşçiyi iş yerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin ortaya çıkması halinde, işverenin hizmet akdini feshetmesi halinde, diğer koşulların da bulunması ile işçi kıdem tazminatına hak kazanabilmektedir. Zorlayıcı nedenin devamı müddetince işçi her zaman fesih hakkına sahip bulunmaktadır[18].

c. İşçinin İş Sözleşmesinin İşveren Tarafından İş Kanununun Maddesine İstinaden Son Verilmiş Olması

sayılı İş Kanununun maddesine istinaden işverenin iş sözleşmesini feshetmesi halinde işçi kıdem tazminatına hak kazanacaktır. İşveren gerek bildirim sürelerine uyarak gerekse peşin ödemede bulunarak hizmet akdini feshettiği takdirde işçiye kıdem tazminatı ödemekle yükümlüdür.

İş akdinin, işçi tarafından maddeye göre süreli fesih yoluyla sona erdirilmesi halinde kıdem tazminatı hakkı doğmaz. İşçinin süreli fesihle sözleşmeyi sona erdirmesi halinde kıdem tazminatı hakkından yoksun kalmasının istisnalarını işçinin muvazzaf askerlik hizmetine gitmesi, yaşlılık aylığından yararlanması veya kadın işçinin evlenmesi nedeniyle iş akdine son vermesi oluşturur.

2. İŞÇİNİN KANUNUN MADDESİNDE BELİRTİLEN SAĞLIK SEBEPLERİ, AHLAK VE İYİ NİYET KURALLARINA UYMAYAN HALLER VE BENZERLERİ VEYA ZORUNLU SEBEPLERDEN BİRİ NEDENİYLE İŞTEN AYRILMASI

Aşağıda belirtilen hallerde, işçi iş akdini süresinin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilecektir.

a. Sağlık Sebepleri

İşçi, iş sözleşmesinin konusu olan işin yapılması işin niteliğinden doğan bir sebeple işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli olursa iş akdinin derhal feshetme hakkına sahiptir.

İşçinin sürekli olarak yakında ve doğrudan buluşup görüştüğü işveren veya başka bir işçi bulaşıcı veya işçinin işiyle bağdaşmayan bir hastalığa tutulursa, İşçi yine iş akdini derhal feshetme hakkına sahip olacaktır.[19]

b. Ahlak Ve İyi Niyet Kurallarına Uymayan Haller Ve Benzerleri

· İşveren iş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarında biri hakkında yanlış vasıflar veya şartlar göstermek yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler vermek veya sözler söylemek suretiyle işçiyi yanıltırsa;

· İşveren işçinin veya ailesi üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler söyler, davranışlarda bulunursa veya işçiye cinsel tacizde bulunursa;

· İşveren işçiye veya ailesi üyelerinden birine karşı sataşmada bulunur veya gözdağı verirse yahut işçiyi veya ailesi üyelerinden birini kanuna karşı davranışa özendirir, kışkırtır, sürükler yahut işçiye ve ailesi üyelerinden birine karşı hapsi gerektiren bir suç işlerse yahut işçi hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ağır isnat veya ithamlarda bulunursa;

· İşçinin diğer bir işçi veya üçüncü kişiler tarafından iş yerinde cinsel tacize uğraması ve bu durumu işverene bildirmesine rağmen gerekli önlemler alınmazsa;
· İşveren tarafında işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse;

· Ücretin parça başına veya iş tutarı üzerinden ödenmesi kararlaştırılıp da işveren tarafından işçiye yapabileceği sayı ve tutardan az iş verildiği hallerde, aradaki ücret farkı zaman esasına göre ödenerek işçinin eksik aldığı ücret karşılanmazsa yahut çalışma şartları uygulanmazsa;

Bu hallerde yine işçinin iş akdini süresinin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeden feshetme hakkı doğacaktır.

c. Zorlayıcı Sebepler

İşçinin çalıştığı işyerinde bir haftadan fazla süre ile işin durmasını gerektirecek zorlayıcı sebepler ortaya çıkarsa işçi hizmet akdini feshetme hakkına sahip olacaktır. Deprem, yangın, işyerine hükümetçe el konulması gibi olaylar zorlayıcı sebeplere örnek gösterilebilir.

3. MUVAZZAF ASKERLİK NEDENİYLE FESİH

İş Kanununda muvazzaf (genel) askerlik nedeniyle işten ayrılan işçilere kıdem tazminatı ödenmesi hakkı öngörülmüştür. Muvazzaf askerlik süresinin uzun veya kısa olması kıdem tazminatı hakkını etkilemez. Kısa dönem askerlik yükümlülüğü de muvazzaf askerlik yerine geçmektedir. Ayrıca, muvazzaf askerliğin hizmet akdinin kurulmasından önce ya da sonra gerçekleşmiş olmasının borçlanılan askerliğin kıdem tazminatının hesabında dikkate alınması açısından bir etkisi bulunmamaktadır[20].

Muvazzaf askerlik ödevi dışında başka bir nedenle silah altına alınan işçinin sözleşmesi askıya alındığından başka bir deyimle feshedilmemiş olduğundan kıdem tazminatının ödenmesi söz konusu olmaz. Ancak yasada belirtilen askı süresinin geçmesi halinde sözleşme işveren tarafından feshedilmiş sayılacağından bu durumda işçi kıdem tazminatına hak kazanacaktır. 

4. YAŞLILIK AYLIĞI (EMEKLİLİK) VEYA TOPTAN ÖDEME NEDENİYLE FESİH

İş Kanununda işçinin iş akdini, bağlı bulunduğu kanunla kurulu kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla feshetmesi durumunda kıdem tazminatına hak kazanması öngörülmüştür. Kanunla kurulu olmayan özel sigortalardan gelir ya da maaş alınması amacıyla işçinin iş akdini feshetmesi halinde, işçi istifa etmiş sayılacağından, kıdem tazminatına hak kazanamayacaktır.

İşçiler esas itibariyle Sosyal Sigortalar Kurumu’na bağlı olarak çalışırlar. Ancak hukukumuzda T.C. Emekli Sandığı’na tabi işçiler bulunduğu gibi sayılı Sosyal Güvenlik Kurumları’na Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun uyarınca işçinin T.C. Emekli Sandığı’ndan, Bağ-Kur’dan ya da banka, sigorta ve benzeri sandıklardan emekli olması da mümkündür. İşçi emekliliğe hak kazanmadan önceki son sekiz yılın ilk beş yılında memur statüsünde T.C. Emekli Sandığı’na veya bağımsız çalışan olarak Bağ-Kur’a tabi çalışmış olabilir. Bu kişi sekiz yılın son üç yılında Sosyal Sigortalar Kurumun tabi işçi olarak çalışmış olmasına karşın son sekiz yıl içinde daha uzun süre T.C. Emekli Sandığı’na veya Bağ-Kur’a tabi olarak çalıştığından, bu kurumlardan birinden yaşlılık aylığı alacak, ancak emekli olmak amacıyla son çalıştığı iş yerinde iş akdini feshettiği için İş Kanununun 14/1 maddesi uyarınca işvereninden kıdem tazminatı isteyecektir[21]. O halde, İş Kanununun maddesinde anılan hükmüne dayanılarak kıdem tazminatı hakkının doğabilmesi için yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığına ya da toptan ödemeye hangi sosyal güvenlik kurumundan hak kazanıldığı önem taşımayıp, kişinin son çalıştığı iş yerinde işçi olarak çalışması ve iş akdini emekli olmak başka bir deyişle söz konusu sosyal güvenlik kurumlarından belirtilen aylıklardan herhangi birini veya toptan ödemeyi almak amacıyla feshetmiş olması gerekmektedir. 

İşçinin kıdem tazminatına hak kazanabilmesi için iş akdini feshetmesi yeterli olmayıp ayrıca İş Kanununun maddesinin 4. fıkrası gereğince aylık veya toptan ödemeye hak kazandığını ve kendisine aylık bağlanması veya toptan ödeme yapılması için ilgili sosyal güvenlik kurumuna veya sandığa başvurduğunu belgelemesi de zorunludur[22].

5. KADIN İŞÇİNİN EVLENME NEDENİYLE SÖZLEŞMEYİ FESHİ

İş yerinde bir yıllık kıdemi olan kadın işçi iş ilişki devam ederken evlenir ve evlenme tarihini izleyen bir yıl içinde herhangi bir tarihte iş akdini feshederse kıdem tazminatına hak kazanır[23]. Bu haktan yararlanabilmek için kadın işçinin evliliğinin ilk olması zorunlu olmadığı gibi, anılan hüküm uyarınca kıdem tazminatına hak kazanmışsa daha sonra eşinden boşanması kıdem tazminatı hakkını olumsuz etkilemeyecektir.

Kanun açıkça sadece kadın işçileri zikrettiğinden erkek işçilerin kendi istekleriyle evlenme dolayısıyla istifa etmeleri halinde kıdem tazminatına hak kazanmaları mümkün değildir.

6. İŞÇİNİN ÖLÜMÜ

İş kanunu kapsamında en az bir yıllık çalışması bulunan işçinin ölümü halinde, kanuni mirasçıları kıdem tazminatına hak kazanmaktadırlar. İşçinin ölümünün iş yerinde veya iş dışında olmasının bir önemi olmadığı gibi, kendi kusurlu davranışı ile ölüp ölmemesinin de kıdem tazminatının ödenmesine herhangi bir etkisi yoktur. 

İKİNCİ BÖLÜM


 

KIDEM TAZMİNATININ HESAPLANMASI



I. KIDEM TAZMİNATINA ESAS OLAN ÇALIŞMA SÜRESİNİN HESAPLANMASI

Kıdem tazminatına esas olan sürenin hesaplanmasında, diğer hususlarda olduğu gibi, sayılı İş Kanununun geçici 6. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan sayılı Kanunun maddesi hükümleri esas alınacaktır.

A. KIDEM SÜRESİNİN BAŞLANGICI VE SONU

1. Kıdem Süresinin Başlangıcı

Kıdem süresinin başlangıcı İş Kanununun maddesinde “işçinin işe başladığı tarihten itibaren” hükmünde belirtildiği üzere işçinin fiilen işe başladığı tarihtir.

İş Kanununun maddesine istinaden taraflar arasında “deneme süresi”[24] öngörülmüş ise bu durumda deneme süresi kıdeme dâhil olup, kıdemin başlangıcı da kıdemin ilk günüdür[25].

2. Kıdem Süresinin Sonu

Kıdem sözleşmesinin sonu genel olarak iş sözleşmesinin erdiği tarihtir[26]. İş sözleşmesi fesih bildirimi yoluyla sona ermişse ihbar sürelerinin bitimi, bildirimsiz fesihte ise bildirimin yapıldığı gün kıdem süresinin son günü olarak hesaplanmalıdır. 

B. İŞÇİNİN AYNI İŞVERENİN BİR VEYA DEĞİŞİK İŞYERLERİNDE DEVAMLI VEYA ARALIKLI ÇALIŞMIŞ OLMASI HALİNDE KIDEM SÜRESİNİN TESPİTİ

İşçilerin kıdemleri, iş sözleşmesinin devam etmiş veya aralıklarla yeniden akdedilmiş olmasına bakılmaksızın aynı işverenin bir veya değişik işyerlerinde çalıştıkları sürelerin toplamı göz önüne alınarak hesaplanır. İş sözleşmesinin bütünlüğü çerçevesinde aynı işverene ait farklı işyerlerinde çalışan işçinin kıdemi, aynı iş sözleşmesine göre değerlendirilecektir.

C. İŞÇİNİN ÇALIŞMAKTA OLDUĞU İŞYERİNİN NAKLİ, DEVRİ VEYA İNTİKALİ HALİNDE KIDEM SÜRESİNİN SAPTANMASI

İşyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli, taşınması halinde işçinin kıdemi, işyeri veya işyerlerindeki iş akitleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanmaktadır[27].
tarihinden itibaren işyerinin devri veya herhangi bir suretle el değiştirmesi halinde işlemiş kıdem tazminatlarından her iki işveren birlikte sorumludur. Ancak, işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır. tarihinden önce işyeri devrolmuş veya herhangi bir nedenle el değiştirmişse, devir sözleşmesinde aksine bir hüküm bulunmadığı sürece işlemiş kıdem tazminatlarından yeni işveren sorumludur[28].

D. İŞÇİNİN KISMİ ÇALIŞMASI HALİNDE KIDEM SÜRESİNİN HESAPLANMASI

sayılı İş Kanununun “Kısmi Süreli ve Tam Süreli İş Sözleşmesi” başlıklı maddesinde; işçinin normal haftalık çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi durumunda, sözleşmenin, kısmi süreli iş sözleşmesi sayılacağı hükme bağlanmıştır. Kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalıştırılan işçi, ayırımı haklı kılan bir neden olmadıkça salt iş sözleşmesinin kısmi süreli olmasından dolayı tam süreli emsal işçiye göre farklı işleme tabi tutulamaz ve kısmi süreli çalışan işçinin ücret ve paraya ilişkin bölünebilir menfaatleri, tam süreli emsal işçiye göre çalıştığı süreye orantılı olarak ödenecektir. Yeni yasada kıdem tazminatına ilişkin en bir düzenleme yapılmadığından tarihli ve sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği hükümleri kıyasen burada uygulanabilir[29]. Bu Yönetmeliğin maddesine göre, kısmi süreli ya da çağrı üzerine iş sözleşmesiyle çalışanlar yıllık ücretli izin hakkından tam süreli çalışanlar gibi yararlanır ve farklı işleme tabi tutulamaz. Kısmi süreli ya da çağrı üzerine iş sözleşmesiyle çalışanlar iş sözleşmeleri devam ettiği sürece her yıl için hak ettikleri izinleri, bir sonraki yıl izin süresi içine isabet eden kısmi süreli iş günlerinde çalışmayarak kullanır. Bu esaslara göre izine hak kazanan kısmi süreli ya da çağrı üzerine çalışan işçilerle tam süreli çalışan işçiler arasında yıllık izin süreleri ve izin ücretleri konularında bir ayrım yapılamaz[30].

Haftanın belirli günlerinde kısmi çalışan bir işçinin, haftada 2,5 gün çalıştığını varsayacak olursak, bu işçi işe başlama tarihi ile iş sözleşmesinin sona erdiği tarih arasında bir takvim yılını doldurmuş ise, diğer şartları da taşıması halinde kıdem tazminatına hak kazanmalıdır. Bu durumda örneğimizde işçi yılda (2,5 x 52 =) gün çalışacaktır. Buna ödenecek kıdem tazminatı ise yaklaşık olarak 10,69 günlük ücret kadar olacaktır.

E. ÇIRAKLIKTA GEÇEN SÜRELERİN KIDEME ETKİSİ

Çıraklar, sadece iş sağlığı ve güvenliği açısından sayılı İş Kanunu kapsamında bulunmaktadırlar. Anılan Kanun kapsamında işçi statüsünde bulunmadıklarından, kıdem tazminatından yararlanamazlar. Çıraklıktan sonra işçi statüsünde çalışılmış olsa bile, çıraklıkta geçen süreler kıdem tazminatı hesabına dikkate alınmaz.

F. ASKERLİKTE GEÇEN SÜRELERİN KIDEME ETKİSİ

İş sözleşmesini, yaşlılık - malullük aylığı veya toptan ödeme almak amacıyla feshedilmiş olması koşuluyla, kamu ait işyerlerinde çalışmış olan işçilerin muvazzaf askerlik süresi kıdem tazminatı hesaplanırken dikkate alınmalıdır. 

Kamu sektöründe çalışan işçilerin dikkate alınan askerlik süresinin işe başlamadan önce veya çalışma süresi içinde geçirilmiş olması önem taşımamaktadır. Özel sektördeki iş yerlerinde çalışan işçilerin ise askerlik borçlanması süresi için kıdem tazminatı ödenmez[31].

G. KAMUYA AİT İŞYERLERİNDE GEÇEN ÇALIŞMALARIN KIDEME ETKİSİ

1. İşçi Olarak Geçen Süreler

Kamu sektöründe işçi olarak geçen süreler üzeriden kıdem tazminatı hesaplanırken, kamuya ait değişik işverenlere ait işyerlerinde özel sektörde çalışan işçilerden farklı olarak, işçi olarak geçen bütün sürelerin toplamı üzerinden kıdem tazminatı hesaplanır. Örneğin, işçi kamuya ait (A) işverenine ait işyerinde 6 ay, kamuya ait (B) işverenine ait işyerinde 18 ay çalışmışsa, kamuya ait farklı iki işverene ait işyerlerinde geçen 24 aylık yani 2 yıllık süre üzerinden kıdem tazminatına hak kazanır.

2. Memur Olarak Geçen Süreler

sayılı İş Kanununun 14/4. maddesi uyarınca T.C. Emekli Sandığı Kanunu ve Sosyal Sigortalar Kanununa veya yalnız Sosyal Sigortalar Kanununa tabi olarak sadece aynı ya da değişik kamu kuruluşlarında geçen hizmet sürelerinin birleştirilmesi suretiyle Sosyal Sigortalar Kanununa göre yaşlılık veya malullük aylığına ya da toptan ödemeye hak kazanan işçiye, bu kamu kuruluşlarında geçirdiği hizmet sürelerinin toplamı üzerinden son kamu kuruluşu işverenince kıdem tazminatı ödenir. Bu hüküm sadece kamuda çalışan işçiler için söz konusudur. Bu işçilerden en son olarak Sosyal Sigortalar Kanununa göre yaşlılık veya malullük aylığına ya da toptan ödemeye hak kazanan işçinin T.C. Emekli Sandığı Kanunu ve Sosyal Sigortalar Kanununa veya yalnız Sosyal Sigortalar Kanununa tabi olarak sadece aynı ya da değişik kamu kuruluşlarında geçen hizmet sürelerinin birleştirilmesi suretiyle bir yıl veya bir yılı geçmesi halinde kıdem tazminatına hak kazanılmaktadır[32].

II. KIDEM TAZMİNATI MİKTARININ HESAPLANMASI

A. HESAPLAMA ESASLARININ KANUNİ DAYANAĞI

sayılı İş Kanununun maddesinde “kıdem tazminatının hesaplanması, son ücret üzerinden yapılır. Parça başı, akort, götürü veya yüzde usulü gibi ücretin sabit olmadığı hallerde son bir yıllık süre içinde ödenen ücretin o süre içinde çalışılan günlere bölünmesi suretiyle bulunacak ortalama ücret bu tazminatın hesabına esas tutulur[33]. Ancak, son bir yıl içinde işçi ücretine zam yapıldığı takdirde, tazminata esas ücret, işçinin işten ayrılma tarihi ile zammın yapıldığı tarih arasında alınan ücretin aynı süre içinde çalışılan günlere bölünmesi suretiyle hesaplanır.  maddenin (C) bendinde sözü geçen tazminat ile bu maddede yer alan kıdem tazminatına esas olacak ücretin hesabında maddenin birinci fıkrasında yazılı ücrete ilaveten işçiye sağlanmış olan para ve para ile ölçülmesi mümkün akdi ve kanundan doğan menfaatler de göz önünde tutulur. Kıdem tazminatının zamanında ödenmemesi sebebiyle açılacak davanın sonunda hâkim gecikme süresi için, ödenmeyen süreye göre mevduata uygulanan en yüksek faizin ödenmesine hükmeder. İşçinin mevzuattan doğan diğer hakları saklıdır[34]. Bu maddede belirtilen kıdem tazminatı ile ilgili 30 günlük süre hizmet akitleri veya toplu iş sözleşmeleri ile işçi lehine değiştirilebilir[35]” yer alan hükümler kıdem tazminatının ne şekilde hesaplanacağına ilişkin esasları oluşturmaktadır[36].

B. HESAPLAMAYA ESAS ALINACAK ÜCRET

sayılı İş Kanununun maddesi uyarınca kıdem tazminatının hesaplanması, son ücret üzerinden yapılır. Parça başı, akort, götürü veya yüzde usulü gibi ücretin sabit olamadığı hallerde son bir yıllık süre içinde ödenen ücretin o süre içinde çalışılan günlere bölünmesi suretiyle bulunacak ortalama ücret bu tazminatın hesabına esas tutulur[37]. Buna göre “son ücretin esas alınması” ile “ ortalama ücretin esas alınması” olmak üzere iki ölçüt esas alınarak hesaplama yapılır.

1. Son Ücretin Esas Alınması

Kıdem tazminatının hesaplanması son ücret üzerinden yapılır. Buna göre, ücretin zaman esasına göre ödendiği (saatlik, günlük, haftalık, aylık) durumlarda son ücret üzerinden hesaplama yapılır[38].



2. Ortalama Ücretin Esas Alınması

İşçiye yapılan ücret ödemesi; sabit olmayan ücret ödeme şekilleri olan Parça başı, akort, götürü veya yüzde usulü ve benzeri şekillerde ise; bu durumda “son ücret" esas alınmaz. Son bir yıllık süre içinde çalışılan günlere bölünmesi suretiyle bulunacak ortalama ücret kıdem tazminatının hesabına esas tutulur[39].

C. HESAPLAMADA DİKKATE ALINAN VE ALINMAYAN ÜCRETLER

Ücret eklentilerinin kıdem tazminatına esas ücrete dahil edilebilmesi için; 

a) İşçiye bir menfaat sağlanmış olmalı ve işçiye sağlanan menfaat, para veya para ile ölçülebilir nitelikte olmalıdır.

b) İşçiye sağlanan para ve para ile ölçülebilir menfaatler akitten ya da kanundan doğmalıdır.

c) İşçiye sağlanan para veya para ile ölçülebilir menfaatler arızinitelikte olmamalıdır[40].

1. Dikkate Alınan Ücretler

sayılı İş Kanununun maddesinin “kıdem tazminatına esas olacak ücretin hesabında maddenin birinci fıkrasında[41] yazılı ücrete ilaveten işçiye sağlanmış olan para ve para ile ölçülmesi mümkün akdi ve kanundan doğan menfaatler de göz önünde tutulur” fıkrası uyarınca hesaplamada asıl ücretin yanı sıra işçiye sağlanmış olan para ve para ile ölçülmesi mümkün akdi ve kanundan doğan menfaatlerin esas alınması gerekmektedir. Bu bağlamda asıl ücretin dışında yapılan; Kanun ve hizmet akdi, toplu iş sözleşmesi ve benzeri sözleşmeler gereğince ödenen, süreklilik arz eden, para ve para ile ölçülmesi mümkün olan, işçi tarafından hak kazanılmış olan tüm ödemelerin tazminatın hesaplanmasında dikkate alınması mümkündür[42]. 

2. Dikkate Alınmayan Ücretler

Evlenme yardımı, doğum yardımı, ölüm yardımı, fazla çalışma ücreti, yıllık izin ücreti, izin harçlığı, hafta tatil ücreti, genel tatil ücreti, sürekli olmayan primler, harcırah, ir defa verilen ikramiyeler, jestiyon ödemeleri, hastalık yardımı, seyahat primleri, iş arama yardımı, eğitim yardımı, bayram harçlığı, yolluk, doğal afet yardımı, askerlik yardımı ve benzeri ücretler kıdem tazminatının hesaplanmasında dikkate alınmayacaktır[43].

D. KIDEM TAZMİNATI MİKTARININ HESAPLANMASI

1. Miktarın Hesaplanmasına İlişkin Temel Kurallar

· Her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. Bir yıldan artan süreler için de aynı oran üzerinden ödeme yapılır.

· Kıdem tazminat ile ilgili kanunen öngörülen 30 günlük süre mutlak değildir. Hizmet akitleri veya toplu iş sözleşmeleri ile işçi lehine değiştirilebilir ancak 30 günden aşağı süre tayini işçi aleyhine olacağından söz konusu değildir.

· Hesaplamada aynı hizmet süresi için bir kereden fazla kıdem tazminatı ödenmemelidir.

· Kısmi süreli olarak çalışan işçilerin kıdemleri tam süreli olarak çalışan işçilerin kıdem hesaplarında olduğu gibi hesaplanır. 

2. Kıdem Tazminatının Tavanı[44]

sayılı iş kanununun maddesinde kıdem tazminatı ile ilgili bir tavan öngörülmüştür. Anılan maddede “…Devlet Memurları Kanuna tabi en yüksek devlet memuruna sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emeklilik ikramiyesini geçemez.” hükmü ile bu tavanın sayılı Devlet Memurları Kanuna tabi en yüksek devlet memuruna sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emeklilik ikramiyesinin miktarı ile sınırlandırılmıştır[45],[46].

Tavanın aşılması halinde ise sayılı iş kanununun 98/D maddesinde uygulanacak yaptırımlar belirtilmişti. Anılan maddede “ madde hükümlerine aykırı harekette bulunarak kıdem tazminatının öngörülen esaslar dışında veya saptanan miktar veya tavan aşılarak ödenmesi için emir veya talimat veren veya bu yolda hareket eden özel veya kamu kurumu veya kuruluşların yönetim kurulu üyeleri, genel müdür, müessese müdürü, muhasebe müdürü gibi yetkili sorumluları hakkında, fiil daha ağır cezayı gerektiren bir suç teşkil etmediği takdirde altı aydan iki seneye kadar hapis ve yirmi bin liradan elli bin liraya kadar ağır para cezası hükmolunur. Kanuna aykırı olarak fazla ödenen miktarında ayrıca Hazine lehine resen tahsiline karar verilir.” hükümleri yer almaktaydı. Ancak sayılı iş kanununda tavanın aşılması halinde uygulanacak yaptırımlarla ilgili her hangi bir hüküm bulunmamaktadır. Bu durumda tavanın aşılması halinde ödeme yapılmasının hiçbir sakıncası olmadığı gibi yaptırımı da olmayacaktır[47]. 

Örneğin; (A) isimli işçi, (B) Limited Şirketi’nde 01,01, tarihinde fiiline işe başlamış, 31,12, tarihinde işten çıkarılmıştır. İşçi (A)’ya, işten çıktığı en son ayda aylık brüt YTL ücret ödenmiştir. Kıdem tazminatının hesaplanmasında işçiye en son ayda ödenmiş olan aylık brüt YTL esas alınacaktır. 

İşe Başlama Tarihi



İşten Ayrılma Tarihi



Toplam Çalışma Süresi

2 yıl

Kıdem Tazminatına Esas Son aydaki Ücretler Toplamı

YTL

Kıdem Tazminatı Miktarı

2 x = YTL ‘dir

İşçiye Verilecek Net Kıdem Tazminatı Tutarı
YTL x %0, (Damga Vergisi Kesintisi[48]) = ,8 YTL’dir 


III. KIDEM TAZMİNATINA UYGULANACAK GECİKME FAİZİ VE ÖDENMEMESİNİN YAPTIRIMI

A. GECİKME FAİZİ

sayılı İş Kanununun maddesinde yer alan “…kıdem tazminatının zamanında ödenmemesi sebebiyle açılacak davanın sonunda hâkim gecikme süresi için, ödenmeyen süreye göre mevduata uygulanan en yüksek faizin ödenmesine hükmeder. İşçinin mevzuattan doğan diğer hakları saklıdır.” hükmü uyarınca kıdem tazminatının ödenmesinde oluşabilecek gecikmelerde mevduata uygulanan en yüksek faizin ödenmesi gerekecektir[49].

B. KIDEM TAZMİNATININ ÖDENMEMESİNİN YAPTIRIMI

sayılı İş Kanunu ile sayılı iş kanununun bütün hükümleri ortadan kaldırılıp sadece kıdem tazminatı ile ilgili madde yürürlükte bırakılmıştır. Söz konusu maddede kıdem tazminatının ödenmemesi halinde uygulanacak yaptırıma ilişkin bir hüküm bulunmadığı gibi, yeni iş kanununda da bu hususta her hangi bir düzenleme yapılmamıştır. Bu bağlamda işçinin kıdem tazminatı hakkının işverenden alınmasına yönelik gerek idari gerekse adli mercilere başvurması halinde bu mercilerce tazminatın ödenmesine karar verilse bile işveren veya ilgili diğer şahıslar kıdem tazminatını ödemez ise gecikme faizi dışında hiçbir cezai yaptırımla karşılaşmayacaklardır. 

IV. KIDEM TAZMİNATINDA ZAMANAŞIMI

sayılı İş Kanununda kıdem tazminatının zamanaşımı ile ilgili bir düzenleme bulunmadığı gibi, Yeni iş kanununda da bu konuda bir hüküm yer almamaktadır. Bu nedenle bu hususta Borçlar Kanununun maddesinde düzenlenen 10 yıllık umumi zamanaşımı dikkate alınmalıdır[50]. Zamanaşımının başlangıcı, kesilmesi ve yeniden işlemeye başlaması Borçlar Kanununun maddesine göre belirlenecektir. Anılan maddede “…müruru zaman alacağı muaccel olduğu zamandan başlar, alacağın muacceliyeti bir ihbar vukuuna tabi ise müruru zaman bu haberin verilebileceği günden itibaren cereyan eder.” hükmü yer almaktadır.

V. KIDEM TAZMİNATININ VERGİLENDİRİLMESİ

sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Tazminat Ve Yardımlar” başlıklı maddesinin 7. bendinde belirtildiği üzere ve sayılı kanunlara göre ödenmesi gereken kıdem tazminatlarının tamamı ile sayılı Kanuna göre ödenen kıdem tazminatlarının erbabının 24 aylığını aşmayan miktarları (hizmet ifa etmeksizin ödenen ücretler tazminat sayılmaz) gelir vergisinden müstesna olacaktır. Buna göre, sayılı iş kanunu ( sayılı iş kanunu) ile sayılı Deniz İş Kanunu’na tabi olarak çalışanlara ödenecek olan kıdem tazminatlarının tamamı, gelir vergisinden muaf tutulmuştur.

sayılı Basın İş Kanunu’na göre çalışanlara ödenecek kıdem tazminatlarının vergilendirilmesinde ise bir üst sınır getirilmiştir. Bu sınır, anılan kanuna göre çalışanlara yapılacak kıdem tazminatının 24 aylığı aşmamasıdır. Sınırı aşan kıdem tazminatı miktarının gelir vergisine tabi tutulması gerekmektedir. 

sayılı Damga Vergisi Kanunu’na ekli tabloda “Maaş, ücret, gündelik, huzur hakkı, aidat, ihtisas zammı, ikramiye, yemek ve mesken bedeli, harcırah, tazminat ve benzeri her ne adla olursa olsun hizmet karşılığı alınan paralar için verilen makbuzlar ile bu paraların nakden ödenmeyerek kişiler adına açılmış veya açılacak cari hesaplara nakledildiği veya emir ve havalelerine tediye olunduğu takdirde nakli veya tediye temin eden kağıtlar” dan binde 6 (altı) oranında damga vergisi kesintisi yapılması öngörüldüğünden, miktarı ne olursa olsun ve hangi iş kanununa tabi olursa olsun kıdem tazminatından binde altı oranında damga vergisi kesintisi yapılması gerekmektedir. 

VI. KIDEM VE İHBAR TAZMİNATLARININ HESAPLANMASI 

(A) Limited Şirketi’nde verimli çalışmaması nedeniyle tarihinden itibaren çalışmakta olan (B) isimli işçi, tarihi itibariyle tüm yasal hakları ödenerek işten çıkarılmasına karar verişmiştir. İşçinin son aylık ücreti net (Brüt ,76) YTL’dir. Bu ücret dışında adı geçen işçiye herhangi başka bir ücret veya ücret eki ödeme yapılmamaktadır. Bu verilerden hareketle işçinin kıdem tazminatı ve ihbar tazminatının tutarları ile muhasebe kayıtlarına yansıması aşağıdaki şekilde yapılacaktır;


A. Kıdem Tazminatının Hesabı:

İşçinin – = = 9 yıl 1 ay çalışma süresi görünmektedir.

Aylık brüt ücreti[51]: ,76 YTL

9 x ,76 =,84

1 x 87,23 = 87,23 (,76 / 12 = 87,23 YTL aylık ücret)

Kıdem Tazminatı …………… ……….= ,07

Damga Vergisi (%0,6) ……………….= 57,05

Ödenecek Tazminat …………………= ,02 YTL



B. İhbar Tazminatının Hesabı:

sayılı iş kanununun 17/d bendine göre “İş sözleşmeleri, işi üç yıldan fazla sürmüş işçi için bildirim yapılmasından başlayarak sekiz hafta sonra feshedilmiş sayılmaktadır.

Örneğimizde belirtilen şirket bildirim önellerine uymadan hizmet akdini feshetmiş olduğundan adı geçen işçiye çalışma süresine göre sekiz haftalık ihbar tazminatı ödemek zorunda kalacaktır. Buna göre;

Günlük ücret hesabı:

Brüt ücret / 30 ………………..=,76 / 30 =34,89 günlük ücret

8 haftalık ücret ……………….=56 x 34,89 = ,95

Gelir Vergisi (%15) …………..=,09

Damga Vergisi (%0,6) ……=11,72

Ödenecek Tazminat …………=,14 YTL



VII. KIDEM VE İHBAR TAZMİNATLARININ SSK PRİMLERİ KARŞISINDAKİ DURUMU

Sigorta primine esas olan ve olmayan ödemeler sayılı Kanunun maddesinde hükme bağlanmıştır. Buna göre kıdem ve ihbar tazminatları, sigorta primlerinin hesabına esas tutulacak kazançların aylık tutarının tespitinde dikkate alınmayacak ve miktarı ne olursa olsun sigortalının hak ettiği kıdem ve ihbar tazminatlarından SSK primi kesilmeyecektir.



ÜÇÜNCÜ BÖLÜM


VE SAYILI İŞ KANUNLARINDA 

 

(BASIN VE DENİZ İŞLERİNDE ÇALIŞANLARIN)


KIDEM TAZMİNATI


I. SAYILI “BASIN MESLEĞİNDE ÇALIŞANLARLA ÇALIŞTIRILANLAR ARASINDAKİ MÜNASEBETLERİN TANZİMİ HAKKINDAKİ KANUN”A GÖRE KIDEM TAZMİNATI

A. SAYILI KANUN KAPSAMINDAKİ KİŞİLER 

sayılı Kanunun 1. maddesi uyarınca “Bu Kanun hükümleri Türkiye'de yayınlanan gazete ve mevkutelerle haber ve fotoğraf ajanslarında her türlü fikir ve sanat işlerinde çalışan ve İş Kanunundaki "işçi" tarifi şümulü haricinde kalan kimselerle bunların işverenleri hakkında uygulanır.

Bu Kanunun şümulüne giren fikir ve sanat işlerinde ücret karşılığı çalışanlara gazeteci denir.” Aynı kanunun 2. maddesinde ise söz konusu kanunun istisnaları belirtilmiştir. Buna göre “Birinci maddenin şümulü dâhilinde bulunup da Devlet, vilayet ve belediyeler ve İktisadi Devlet Teşekkül ve müesseseleriyle sermayesinin yarısından fazlası bu teşekküllere ait şirketlerde istihdam edilen memur ve hizmetliler hakkında bu Kanun hükümleri uygulanmaz.”

sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunun maddesi uyarınca, radyo ve televizyonların haberle ilgili bölümlerinde çalışan kimseler de bu Kanun kapsamında bulunmaktadırlar.

B. SAYILI KANUN KAPSAMINDAKİ KİŞİLERİN KIDEM TAZMİNATI İLE İLGİLİ ESASLAR 

1. KIDEM TAZMİNATINA HAK KAZANMA ŞARTLARI

sayılı Kanunun 6. maddesine göre;

“Meslekte en az beş yıl çalışmış olan gazetecilere kıdem hakkı tanınır.

Kıdem hakkı gazetecinin mesleğe ilk giriş tarihinden itibaren hesaplanır.

Akdin feshi halinde gazeteci, bu süreye göre hesaplanacak tazminatı almaya hak kazanır.

Birinci maddenin şümulüne giren bir işyerinde işverenle arasındaki hizmet münasebeti bir veya müteaddit mukaveleye istinaden fasılasız olarak en az beş yıl sürmüş olan gazetecinin işine son verilmesi yapılacak yazılı ihbardan itibaren üç ay geçtikten sonra muteber olur. Beş seneden az hizmeti olanlar için bu ihbar müddeti bir aydır.

İhbar müddetinin son günü olan tarih tazm

Kendi isteğiyle işten ayrılan ya da istifa eden tazminat alabilir mi? Tazminat alma şartları ()

Haberin Devamı

İş Kanunu’na göre, çalışan yöneticiye zamanında işten ayrılacağına dair herhangi bir yazılı bildirimde bulunmamışsa, bu durumda çalışan ihbar tazminatı ödemek zorunda kalabilir. Bu nedenle de işten ayrılma sürecinde öncelikle yazılı bir bildiri yapılması gerekir. Aksi takdirde kıdem tazminatı alamayacağınız gibi bir de ihbar tazminatı ödemek zorunda kalmanız kalabilirsiniz. Fakat bazı durumlarda İstifa etseniz de kıdem tazminatı alma hakkıelde edebilirsiniz. Bunun için bazı şartları sağlamanız gereklidir.

Örneğin, iş yerinde yoğun çalışma koşulları nedeni sayesinde herhangi bir sağlık sorunu yaşıyorsanız ve bunu teyit ettirirseniz bu durumda kıdem tazminatı alma hakkını da kazanabilirsiniz. İş kazası ve meslek hastalığı gibi çeşitli nedenler de tazminat almak için yeterli olabilir. İş yerinde en sık karşılaşılan sorunlardan birisi de mobbing’dir. Yani yöneticinizin üzerinize baskı kurarak sizi yıldırmaya çalışması ve sizi istifaya zorlamasına mobbing adı verilir. Bu gibi durumlarda da çalışana tazminat hakkı doğabilir. Ama bu durumu yazılı bir şekilde belgelemeniz gerekir.

Tazminat Alma Şartları ()

Çalışanların kıdem tazminatı almaya hak kazanabilmesi için, aynı işverene bağlı iş yerlerinde en az bir yıl süre ile çalışması gerekiyor. Kıdem tazminatı çalışan kişiye emekli olunduğunda, işçi haklı bir nedenle iş akdini feshettiğinde, işveren işten çıkarttığında alınabiliyor. Yaş dışındaki emeklilik şartlarını yerine getiren işçiler de işten ayrılarak kıdem tazminatını almaya hak kazanabilirler. Aynı zamanda kadın işçiler evlendikten sonra erkek işçiler de askere giderken bir yıl içinde işten ayrıldıkları zaman kıdem tazminatı alabilirler.

Haberin Devamı

Kıdem tazminatı hesaplaması yapılırken, brüt ücrete ilave edilerek işçiye sağlanmış olan para ve para ile ölçülmesi mümkün olan akdi ve kanundan doğan çeşitli menfaatler de dikkate alınıyor. Bordroda görünen brüt ücrete ek olarak, servis, yol, ulaşım, yemek, barınma ve kira yardımları, yakacak ve aydınlatma bedeli, teşvik primi, bayram harçlığı, giyim yardımı, kıdem ücreti, ikramiyeler ve primler gibi ödemeler de eklenerek “giydirilmiş bir ücret” bulunuyor.

Bir menfaat ya da ödemenin giydirilmiş olan brüt ücrete dahil edilebilmesi için devamlılık göstermesi çok önemlidir. İşverenin iş yerinde işçinin kullanması için verdiği yemek veya yemek çekinin karşılığı olan tutar, yemek karşılığı nakit para ya da giydirilmiş ücrete eklenir. İşçinin işe geliş ve gidiş saatleri içinde verilen servis hizmeti de dahil olmak üzere ulaşım parası şeklindeki gerçekleştirilen ödemeler de hesaba katılır.

Kıdem Tazminatı Nedir?

Kıdem Tazminatı Nedir?

Kıdem tazminatı, işverence işçisine belli koşulların sağlanması halinde işyerinde çalıştığı süre boyunca kazandığı kıdeminin karşılığı olarak ödenen tazminattır. İşçi çalıştığı işe ve işyerine yıllarca emek vermekte, işverenin ticari işinin yürütülmesine katkı sunmaktadır. İşçinin bu düzenli ve sürekli çalışmasının karşılığında işyerinde geçirdiği süre ölçü alınarak kendisine kıdem tazminatı ödenmektedir.

Kıdem tazminatı, işçinin son aldığı ücrete yol, yemek, sosyal yardım (eğitim, konut vs.) gibi haklar da ilave edilerek bulunan brüt ücret üzerinden hesaplanarak ödenir.

İşçinin Kıdem Tazminatı Almasının Şartları

İş kanunu, işçinin işverenden kıdem tazminatı alabilmesi için belli şartlar öngörmüştür, bu şartlar şunlardır:

1-) sayılı İş Kanunu’na göre İşçi Olmak: Yürürlükte bulunan sayılı İş Kanunu’na göre iş sözleşmesi ile bir işverenin işyerinde çalışan kişiye işçi denilmektedir. İş sözleşmesinin yazılı veya sözlü olması arasında hiçbir fark yoktur. Uygulamada çoğunlukla işçiler yazılı bir sözleşme olmadan fiilen çalışmaktadır. İş Kanunu’nun Maddesi aşağıdaki iş ve meslek grupları içerisinde yer alan şahısların yaptığı çalışmayı işçilik saymadığı için, bu kişiler işçi olmamaları nedeniyle kıdem tazminatı alamazlar:

2-) Bir Yıl Çalışma Şartı: Bir işçinin kıdem tazminatına hak kazanabilmesi için aynı işverenin işyeri veya işyerlerinde en az 1 yıl sürekli çalışması gerekir. İşçi, işverenin işyerinde 1 yıldan daha az süre ile çalışmış ise kıdem tazminatı alması mümkün değildir. İşçi aynı işverenin farklı işyerlerinde, hatta farklı şirketlerinde çalışsa bile 1 yıllık sürenin hesaplanmasında tüm bu çalışmalar göz önünde bulundurulur.

3-) Haklı Fesih Şartı: Kıdem tazminatına haka kazanabilmek için iş sözleşmesi ister yazılı isterse sözlü olsun belirsiz süreli bir iş sözleşmesi olmalıdır. İşçinin belirsiz iş sözleşmesini haklı nedenle veya işverenin haksız bir nedenle feshetmesi halinde işçi kıdem tazminatına hak kazanır. Belirli iş sözleşmesi ile çalışılan işyerinden sözleşme bitiminde kıdem tazminatı talep edilemez. Belirli iş sözleşmesi, belli işlerde veya belli bir işin tamamlanması için işveren ile işçi arasında yazılı olarak yapılan sözleşmelerdir. Belirli iş sözleşmeleri işin bitimi ile veya sözleşmede kararlaştırılan şartın gerçekleşmesiyle kendiliğinden sona erer, kendiliğinden sona eren bu iş sözleşmelerinde kıdem tazminatına hak kazanılamaz. Ancak, belirli iş sözleşmesi sözleşmede kararlaştırılan işin bitiminden önce işveren tarafından haksız nedenlerle, işçi tarafından haklı nedenlerle feshedilirse işçi kıdem tazminatı almaya hak kazanır.

Kıdem Tazminatı Zamanaşımı Süresi Ne Kadardır?

Kıdem tazminatı talebi, bir zamanaşımı süresine tabidir. Kıdem tazminatı zamanaşımı süresi iş akdinin feshinden itibaren 5 yıldır ( sayılı İş Kanunu Ek Madde).

İşçi 5 yıllık zamanaşımı süresi içinde kıdem tazminatı talebiyle iş davası açmadığı takdirde, bir daha bu çalışmasıyla ilgili kıdem tazminatı talebinde bulunduğunda davalı tarafın zamanaşımı itirazıyla karşılaşabilir.

Kıdem Tazminası Nasıl Hesaplanır?

Kıdem tazminatı hesabında esas alınacak ücret, işçinin son ücretidir. Başka bir anlatımla, iş sözleşmesinin feshedildiği anda geçerli olan ücrettir. İhbar öneli tanınmak suretiyle yapılan fesihte önelin bittiği tarihte fesih gerçekleştiğinden, önelin bittiği tarihteki ücret esas alınmalıdır. Bildirim öneli tanınmaksızın ve ihbar tazminatı da ödenmeden (tam olarak ödenmeden) işverence yapılan fesih durumunda ise, bildirim öneli sonuna kadar işyerinde uygulamaya konulan ücret artışından, iş sözleşmesi feshedilen işçinin de yararlanması ve tazminatının bu artan ücret esas alınarak hesaplanması gerekir. Kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması gereken ücret, işçinin brüt ücretidir. O halde, kıdem tazminatı, işçinin fiilen eline geçen ücreti üzerinden değil, sigorta primi, vergi sendika aidatı gibi kesintiler yapılmaksızın belirlenen brüt ücret göz önünde tutularak hesaplanır (Y22HD-K/).

İşçinin işyerindeki çalışma süresi, 1 yıldan az ise işçi kıdem tazminatına hak kazanamaz. İşçiye çalıştığı her yıl için brüt maaşının 30 günlük tutarı kadar kıdem tazminatı ödenir.

Örneğin, asgari ücretle 10 yıldan beri çalışan bir kimsenin iş akdine tarihinde haksız bir şekilde son verildiğini varsayalım. İş akdinin feshi tarihinde asgari ücret net olarak ,80 TL, brüt olarak TL’dir. İşçi 10 yıl çalıştığından kıdem tazminatı yaklaşık olarak TL olacaktır. Elbette kıdem tazminatı hesaplanırken varsa yol, yemek ve diğer sosyal yardımlar da kıdem tazminatına esas brüt ücrete ilave edilecektir.

İşçi Hangi Hallerde Kıdem Tazminatına Hak Kazanır?

İşçi, iş sözleşmesini haklı nedenle feshetmişse her şekilde kıdem tazminatı almaya hak kazanacaktır. İşverenin iş sözleşmesini feshetmesi halinde, işçinin kıdem tazminatı alabilmesi için bu feshin haksız olması gerekir. İşveren haklı nedenlerle iş sözleşmesini feshetmişse veya işçinin yaptığı fesih haksız bir fesih ise işçi, kıdem tazminatına hak kazanamaz.

1. Sağlık Sebebiyle Fesih Halinde Kıdem Tazminatı Hakkı

İş sözleşmesinin konusu olan işin yapılması işin niteliğinden doğan bir sebeple işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli olursa işçi, iş akdini feshedebilir. Örneğin, kimyasal ürünler üreten işyerinde gerekli sağlık kurallarına uyulmadan çalışılmasının talep edilmesi. İşçinin sürekli olarak yakından ve doğrudan buluşup görüştüğü işveren yahut başka bir işçi bulaşıcı veya işçinin işi ile bağdaşmayan bir hastalığa tutulursa işçi, iş sözleşmesini feshederek kıdem tazminatını alabilir. İşçinin kıdem tazminatı alabilmesi için sağlık nedenleriyle iş akdini feshettiğini ispatlaması gerekir. İşçi, sağlık nedenleriyle iş akdini feshettiğini ispatlayabilmek için tam teşekküllü devlet hastanelerinden veya üniversite hastanelerinden sağlık raporu almalıdır.

İşverenin işlettiği işyerinde ölümcül nitelikte meslek hastalığına yakalanan işçinin iş sözleşmesini feshetmesi halinde kıdem tazminatı alması mümkündür (Yargıtay monash.pw Dairesi/ karar).

sayılı İş Kanunu’nun 24/I.a maddesinde, “İş sözleşmesinin konusu olan işin yapılması işin niteliğinden doğan bir sebeple işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli olursa”, işçi süresi belirli olsun veya olmasın iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebileceği belirtilmiştir. Anılan normatif düzenlemede işçinin iş sözleşmesini haklı nedenle feshi “iş sözleşmesinin konusu olan işin yapılmasının işin niteliğinden doğan bir sebeple işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli olması” olgusuna bağlanmıştır. Bu nedenle fesih hakkının doğması için tehlikenin işin niteliğinden kaynaklanması ve bu tehlike işçinin sağlığını veya yaşayışını etkilemelidir. İşçinin rahatsızlığı veya hastalığının işyeri ve iş koşulları ile ilişkisi ortaya konmalıdır. İşçinin iş sözleşmesini haklı nedenle feshi “iş sözleşmesinin konusu olan işin yapılmasının işin niteliğinden doğan bir sebeple işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli olması” olgusuna bağlanmıştır. Bu nedenle fesih hakkının doğması için tehlikenin işin niteliğinden kaynaklanması ve bu tehlike işçinin sağlığını veya yaşayışını etkilemelidir. İşçinin rahatsızlığı veya hastalığının işyeri ve iş koşulları ile ilişkisi ortaya konmalıdır. Somut uyuşmazlıkta davacı işçi, sağlık nedeni ile ağır işte çalışamayacağı gerekçesi ile iş sözleşmesini feshetmiş olup sayılı İş Kanununun 24/1-a maddesine göre, iş sözleşmesinin konusu olan işin yapılması işin niteliğinden doğan bir sebeple işçinin sağlığı ve yaşayışı için tehlikeli olursa işçinin haklı fesih hakkı bulunmaktadır. Mahkemece yapılacak iş, davacının hastalığının veya rahatsızlığının başlamasına ve gerekse tekrarlanmasına işyeri ve çalışma koşullarının neden olup olmayacağı, rahatsızlığın işin niteliğinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, davacının sağlığı veya yaşayışı için tehlike yaratıp yaratmadığı yönlerinde rapor alınmalı, bu rahatsızlığının davacının çalıştığı ve çalışması önerilen işlerde çalışmasına engel olup olmadığı gerekirse işyerinde aralarında sağlıkçılarında bulunduğu ve işten anlayan uzman bilirkişiler marifeti ile işyerinde keşif yapılmalı, bilirkişi mütalaasına başvurulmalı ve sonucuna göre feshin haklı nedene dayanıp dayanmadığı değerlendirilmelidir. Eksik inceleme ile feshin haklı nedene dayandığının kabulüne ve kıdem tazminatının tahsiline karar verilmesi hatalıdır (Y7HD-K/).

2. Alacakların Ödenmemesi Nedeniyle Fesih Halinde Kıdem Tazminatı

İşçi, emeğini satarak geçinmektedir. Bu nedenle, maaşının, fazla mesai alacağının veya diğer herhangi bir alacağının ödenmemesi veya sürekli bir şekilde geç ödenmesi halinde işçi, iş akdini feshederek kıdem tazminatına hak kazanır.

Ücreti ödenmeyen işçinin alacağı konusunda takibe geçmesi ya da ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini yerine getirmekten kaçınması, iş ilişkisinin devamında bazı sorunlara yol açabilir. Bu bakımdan, işverenle bir çekişme içine girmek istemeyen işçinin, haklı nedene dayanarak iş sözleşmesini feshetme hakkı da bulunmaktadır. Ücretin hiç ya da bir kısmının ödenmemesi bu konuda önemsizdir. Ücretin ödenmediğinden söz edebilmek için işçinin yasa ya da sözleşme ile belirlenen ücret ödenme döneminin gelmesi ve işçinin bu ücrete hak kazanması gerekir. işçi ücrete hak kazandığı halde ödenmemişse iş sözleşmesini feshederek kıdem tazminatı talep edebilir (Yargıtay monash.pw Dairesi – / karar).

3. İşverenin İşçi Aleyhine Suç İşlemesi Halinde Kıdem Tazminatı

İşçi, işveren tarafından hakaret, tehdit, cinsel taciz veya mobbinge maruz bırakılırsa, işçinin aile üyelerinden birine kötü sözler söylenir veya aile bireylerinden biri aleyhine suç işlenirse, iş arkadaşlarından biri bu davranışları sergiler ve işçi önlem alınması için bu durumu işverene bildirmesine rağmen işveren gerekli önlemleri almazsa, iş akdi feshedilerek kıdem tazminatına hak kazanılır

Esasen işverenin işçiye karşı işlediği her türlü suç, işçinin iş akdini feshederek kıdem tazminatı almasına hak kazandırır. Suçun niteliğinin bir önemi yoktur, işçi kendisine karşı işlenen suça katlanmak zorunda değildir. Son yıllarda mobbing olarak adlandırılan, işverenin işçiyi yıldırmak için psikolojik baskı yapması, işyerinde rahatsızlık ve sıkıntı vermesi halinde de işçi, iş akdini feshederek kıdem tazminatına hak kazanır.

İşçinin istifa dilekçesinin gerçek istifa iradesi ile imzalanmadığı psikolojik baskı (mobbing) yolu ile istifaya zorlandığı anlaşılmaktadır. Davacı işçinin iş sözleşmesini feshi haklı olup dava konusu kıdem tazminatı isteğinin kabulü gerekir (Yargıtay monash.pw Dairesi - / karar).

4. Askerlik Hizmeti Halinde Kıdem Tazminatı Hakkı

İşçi, askerlik ödevini ifa edeceği gerekçesiyle iş akdini feshederse kıdem tazminatına hak kazanır.

Erkek işçiler, zorunlu askerlik hizmetini yerine getirmek üzere işten ayrılabilirler. İşveren bu gerekçeyle ayrılan işçisine kıdem tazminatını ve diğer tüm alacaklarını ödemek zorundadır.

İş akdi, askerlik sebebiyle sona erdiğinden mahkemece davacının askerlik sebebiyle işten ayrıldığı tarihe kadarki çalışmasına ilişkin kıdem tazminatının ayrıldığı tarihteki ücrete göre hesaplanıp kabulü gerekir (Y9HD–K/).

5. İş Koşullarında Esaslı Değişiklik Nedeniyle Haklı Fesih

İşçinin iş koşullarında esaslı değişiklik yapılması halinde işçi, iş akdini feshederek kıdem tazminatına hak kazanır.

İşçinin, çalışma koşullarında esaslı bir değişiklik gerçekleşmesi halinde işçi, iş sözleşmesini feshederek kıdem tazminatını alabilir. İşyerinin mevcut yerinden uzak bir yere taşınması, işçi nitelikli bir işte çalışırken düz işçi olarak çalıştırılması, mevcut pozisyonuna göre daha düşük pozisyonlu görevlerde çalıştırılması, çalışma saatlerinin olağan dışı değiştirilmesi halinde işçi, iş akdini feshederek kıdem tazminatına hak kazanır.

Yönetici pozisyonundaki bir kişise, işçi olarak işe devam edeceği bildirildiğinde, iş akdini fesheetmesi halinde haklı fesih nedeniyle kıdem tazminatı talep hakkı da vardır:

İnsan Kaynakları müdürü olarak çalışan ve yıllık ücretli izne gönderilirken, izin dönüşü temizlik işinde çalışacağı söylenilen, kabul etmemesi halinde gelmemesi gerektiği belirtilen ve izinde iken yerine işçi alınan davacının iş sözleşmesi eylemli olarak davalı işveren tarafından feshedilmiştir. Zira davacı işçi kabul etmediği için, insan kaynakları müdürü olarak işe alınmayacaktır. Bu durumda işçinin haklı olduğunu kabul etmek gerekir (Yargıtay monash.pw Dairesi – / karar).

İşçinin aynı işyerinde biribirinden oldukça farklı pozisyonlarda çalıştırılması hakklı fesih nedeni olup iş iş sözleşmesini feshettiğinde kıdem tazminatına hak kazanır:

Davacının yaklaşık 4 yıla yakın kıdemi olup, montaj işçisi olarak çalışmıştır. Boyahane teknik temizlik işinin verilmesi davacı açısından İş Kanunun maddesi gereğince iş şartlarında esaslı değişiklik oluşturmaktadır. Davacı bu değişikliği kabul etmek zorunda değildir (Yargıtay monash.pw Dairesi – / karar).

İşçinin işinde yapılan değilikliğin esaslı bir değişiklik olup olmadığı mahkeme tarafından bilirkişi tarafından araştırıldıktan sonra feshin haklı olup olmadığına karar verilmelidir:

Somut uyuşmazlıkta; davalı işverenlik tarafından düzenlenen tarihli “bölüm değişikliği bildirim yazısı” başlıklı belgede davacının iş yeri çalışma koşullarında değişiklik olmadan tarihinden itibaren Raf- 2 bölümünde operatör olarak çalışacağı belirtilmiştir. tarihli belge ile de; aynı görevlendirmenin tarihinden itibaren yapıldığı bildirilmiştir. Davacının yeni görev bölümüne başlamaması sebebiyle iş akdi tarihinde feshedilmiştir. Mahkemece her ne kadar davacının görevlendirildiği bölümde işe başlamamakta ısrar etmesi sebebiyle feshin geçerli nedene dayandığı kabul edilmiş ise de; davalı işverenliğin yönetim hakkına dayanarak aldığı bu kararın davacı işçi açısından iş ve çalışma koşullarında ağırlaştırmaya neden olup-olmadığının tespiti yönünden yapılan araştırma yerinde değildir. Bu nedenle, davalı işverenliğin iştigal konusunda uzman bilirkişi heyeti marifeti ile inceleme yaptırılarak ve tanık beyanları da değerlendirilerek çalışma koşullarında esaslı değişiklik olup- olmadığının tayini gerekmektedir. Eksik araştırma ile hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir (Y9HD-K/).

6. İşçinin Emekliliği Halinde Kıdem Tazminatı

İşçinin emekli olması halinde, işçi kıdem tazminatına hak kazanır.

İş sözleşmesi hayat boyu işçiyi bağlayabilecek sözleşmelerden değildir. Eğer işçinin yasal olarak emeklilik zamanı gelmişse kıdem tazminatına kendiliğinden hak kazanır.

Davalı kanunun kendisine verdiği emeklilik hakkını kullanmıştır. Kanunda tanınan bu hakkın amacı, işyerinde çalışarak yıpranmış olan ve bu arada sigortalılık yılı ile prim ödeme süresine ait yükümlülükleri tamamlamış olan işçinin, emeklilik için bir yaşı beklemesine gerek olmadan iş sözleşmesini aktif sonlandırabilmesine imkan tanımaktır. Emeklilik hakkını kullanan işçi, kıdem tazminatına hak kazanır (YHD – / karar).

7. Kadın İşçinin Evliliği Halinde Kıdem Tazminatı

Kadın işçi, iş akdini evlenme gerekçesiyle feshettiğinde kıdem tazminatına hak kazanır.

İş Kanunu, sadece kadın işçiye özgü olmak üzere, evlilik gerekçesiyle iş akdini feshederek kıdem tazminatını alma imkanı tanımıştır. Kadın işçi, evlendiği tarihten başlamak üzere 1 yıl içinde iş akdini feshederse kıdem tazminatı alabilir. Evlilikten itibaren 1 yıldan fazla süre geçerse, bu gerekçeyle akit feshedilemez.

Evlenen işçinin, şe gelmemiş olması işçinin evlenme tarihine göre fiilen evlilik nedeni ile iş akdini feshetmiş olduğunu gösterir. Bu durumda davacı işçi, iş akdini evlilik nedeni ile bir yıl içinde feshetmiş olduğundan kıdem tazminatına hakkı bulunmaktadır (Yargıtay monash.pw Dairesi – / karar).

8. Sendika Yöneticiliği Halinde Kıdem Tazminatı

İşçi, sendika yöneticisi olduğu gerekçesiyle iş akdini askıya alabileceği gibi feshederek kıdem tazminatı da alabilir

İşçi, sendikal gerekçelerle iş akdini askıya aldığında, bu sendikal görevin bitmesi veya işçinin sendikal görevi bırakması halinde işveren, işçinin talebi halinde 1 ay içinde eski işine uygun pozisyonda işçiyi çalıştırmak zorundadır. İşveren, sendikal görev ifa eden işçinin geri dönüşü halinde her zaman kendisine öncelik tanımak zorundadır. Aksi takdirde işveren, işçinin kıdem tazminatı hakkını ödemek zorundadır.

İş akdini sendika yöneticiliği nedeniyle askıya alan işçi, tekrar işe dönmek istediğinde işveren kabul etmediği takdirde kıdem tazminatını işçiye ödemek zorundadır (Hukuk Genel Kurul Kararı – / karar).

9. İşçinin Ölümü Halinde Kıdem Tazminatı

İşçinin ölmesi halinde geriye kalan mirasçıları kıdem tazminatı talebinde bulunabilirler

İşçinin iş kazası veya başka surette ölmesinin bir önemi yoktur. İş kazasında ölüm halinde işçinin % kusurlu olmasının da bir önemi yoktur. İşçinin ölümü halinde mirasçıları kıdem tazminatına hak kazanır.

Parça Başı Çalışmada İşçiye Az İş Verilmesi Haklı Fesih Nedenidir

Parça başı iş yapan işçiye daha az ücret ödeyerek işten ayrılmasını sağlamak için az iş verilmesi halinde işçi, iş akdini feshederek kıdem tazminatına hak kazanır.

Parça başı çalışılan işyerlerinde işveren, işçinin işi kendiliğinden bırakması için daha az iş veremez. İşçi, diğer işçilerden farklı muamele görüyorsa iş akdini feshederek kıdem tazminatına hak kazanır.

İşçi Hangi Hallerde Kıdem Tazminatı Alamaz?

1. İşçinin Sadakat Yükümlülüğü ve Rekabet Yasağı

İşçi, iş ilişkisi devam ederken işverene sadakatsiz davranışlardan kaçınmalıdır. Sadakatsiz davranışlar sergilemesi halinde işveren iş akdini haklı nedenle feshedebilir. İşçinin sadakat yükümlülüğü; işverenin yaptığı iş ve işyeri ile ilgili menfaatlerini korumak, işverene zarar veren ve risk altına sokan davranışlardan kaçınmayı zorunlu kılar.

Somut uyuşmazlıkta; davacının tarihinde …‘a iş başvurusu yaptığı, tarihinde bu Banka ile iş görüşmesi yaptığı, tarihinde de … ile başlangıç tarihli sözleşmeyi imzaladığı, işten ayrılma talebini havi dilekçesini davalı işyerine tarihinde verip bu işyerinden tarihinde ayrılarak tarihinde …‘da işbaşı yaptığı, davalı Banka Emekli Sandığı Vakfı’ndan alınan yazının ise tarihli olduğu görülmüştür. Bu durumda, davacının tarihinde davalı işyerinden ayrılmadan önce yeni iş için görüşmeler yapıp tarihinde iş sözleşmesi imzalaması sadakatsiz davranıştır. Ayrıca davacının emeklilik hakkını kazandığını gösterir yazının süresi içinde davalı işverene vermediği de anlaşılmıştır. Bu durumda davacının tarihinde iş yerinden ayrılarak yaptığı fesih haklı nedene dayanmayıp, başka bir işyerinde çalışmaya yöneliktir. Davacının daha sonra emeklilik hakkına dayalı fesih iddiası hakkın kötüye kullanımıdır ve hukuk düzenince korunmaması gereklidir. Açıklanan delil durumu karşısında davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalıdır (Y9HD-K/)

İş ilişkisi içerisinde mevcut olan sadakat yükümlülüğü, iş sözleşmesinin sona ermesiyle işçi açısından rekabet yasağı hükümleri devreye girecektir. Borçlar Kanunu m’e göre düzenlemesi şu şekildedir:

Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir. Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.

2. İşçinin Kendi Kusuruyla Hastalanması Halinde Kıdem Tazminatı

İşçinin kendi kastından veya derli toplu olmayan yaşam tarzından kaynaklı olarak hastalanması veya engelli duruma gelmesi halinde, bu sebeple doğacak devamsızlığın 3 iş günü ard arda sürmesi veya bir ayda 5 iş günü devamsızlık yapması halinde işveren iş akdini feshederse işçi kıdem tazminatı alamaz.

İşçinin alkol veya uyuşturucu bağımlılığı nedeniyle üç gün üst üste veya bir ayda beş kez işe gelmemesi halinde işveren iş akdini haklı nedenle feshedebilir ve işçi kıdem tazminatı alamaz.

İşçinin yakalandığı hastalığın tedavi edilemeyecek nitelikte olması ve işyerinde çalışmasının sakıncalı olduğu sağlık kurulu raporuyla tespit edilirse işveren iş akdini bu gerekçeyle feshettiğinde işçi kıdem tazminatı alamaz.

3. İşçinin İşe Girerken Yanıltıcı Bilgi Vermesi Halinde Kıdem Tazminatı

İşçinin iş sözleşmesi yapılırken sözleşmenin esaslı noktalarından biri için lüzumlu nitelikler veya şartlar kendisinde olmadığı halde bunların kendisinde bulunduğunu ileri sürmesi veya gerçeğe uygun olmayan bilgi veya sözler söyleyerek işvereni yanıltması halinde işveren, iş akdini feshedebilir ve işçi kıdem tazminatı alamaz.

İşçi, iş akdi yapılırken kendisinin nitelikleri, iş bilgisi, yetenekleri ve tecrübesi konusunda işverene doğru bilgi vermek zorundadır. İşçinin yanlış bilgi vermesi ve verdiği yanlış bilginin iş akdinin gereklerinin yerine getirilip getirilmemesi hususunda önem arz etmesi halinde işveren iş akdini fesheder ve işçi kıdem tazminatı alamaz. İşçinin gerçeğe aykırı olarak verdiği bilgi ve sözler işin yürütülmesine bir etkide bulunuyorsa işveren bu maddeye dayanarak iş akdini feshedebilir.

4. İşçinini, İşveren veya Ailesine Yönelik Kötü Fiilleri Halinde Kıdem Tazminatı

İşçinin işveren veya onun aile bireylerinden biri hakkında şeref ve onurunu rencide edecek kötü sözler söyler veya davranışlarda bulunursa veya işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnatlarda bulunursa işveren iş akdini fesheder ve işçi kıdem tazminatı alamaz.

İşçi işverenin işinde çalıştığı süre boyunca iyiniyet ve ahlak kurallarına uymak zorundadır. Ahlak ve iyiniyet kuralları her iki taraf açısından hem işveren hem işçi açısından karşılıklı olarak geçerlidir. Bu fıkrada aile bireylerinden kastedilen şey, işveren yakın aile bireyleridir. İşverenin anne-babası, eşi, çocukları aile bireyleri sayılmaktadır.

5. İşçinin İşyerinde Suç İşlemesi Halinde Kıdem Tazminatı

İşçinin işyerinde başka bir işçiye cinsel tacizde bulunması, işyerine sarhoş veya uyuşturucu madde alarak gelmesi, sarhoş olmasa bile bu maddeleri işyerinde kullanması, hırsızlık, güveni kötüye kullanma gibi suçlar işlemesi halinde işveren, iş akdini feshedebilir ve işçi kıdem tazminatı alamaz

6. İşçinin İşverenin Meslek Sırlarını ifşa Etmesi Halinde Kıdem Tazminatı

İşçi, işverenin meslek sırlarını ortaya atarak başkalarının öğrenmesini sağlarsa, işveren, iş sözleşmesini feshedebilir ve işçi kıdem tazminatı alamaz.

İş ilişkisinde işçi, iş nedeniyle öğrendiği sırları saklamakla yükümlüdür. Esasen bu yükümlülük iş sözleşmesi sonaerse bile sürmektedir. işçinin, iş dolayısıyla öğrendiği sırları ifşa etmemesi hem genel ahlaktan hem de iş hukukundan kaynaklanan bir yükümlülüktür.

7. İşçinin 7 Gün Hapis Cezası Gerektiren Suç İşlemesi ve Kıdem Tazminatı

İşçi, işyerinde 7 günden fazla hapis cezası gerektiren ve cezası ertelenmeyen bir suç işlerse işveren iş akdini feshedebilir ve işçi kıdem tazminatı alamaz.

8. İşçinin Devamsızlığı Halinde Kıdem tazminatı

İşçi işverenden izin almadan veya haklı bir nedene dayanmadan ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki işgünü veya bir ay içinde toplam üç işgünü işine devam etmemesi halinde işveren iş akdini feshedebilir ve işçi kıdem tazminatı alamaz.

Uygulamada işverenin iş akdine son vermek için kullandığı en büyük enstrümanlardan biri işçinin devamsızlığıdır. İşçinin devamsızlığı haklı bir neden dayanıyorsa, örneğin işçinin hastalanması veya yakınlarından birinin kendisine muhtaç olacak düzeyde hastalanması gibi, işveren iş akdini devamsızlık gerekçesiyle feshedemez. Uygulamada işverenler devamsızlığı ispat için tutanak tutmaktadır, bu tutanağı imzalayan iş arkadaşları veya yöneticiler iş mahkemesinde tanık olarak dinlenerek tutanağın doğru olup olmadığı anlaşılmaya çalışılmaktadır. İşçi, tutanağa karşı tanık delili ile devamsızlık yapmadığını ispatlayarak kıdem tazminatı hakkını alabilir.

İşçinin işe devamsızlığı her durumda işverene haklı fesih imkanı vermemektedir. Devamsızlığın haklı bir nedene dayanması halinde işverenin derhal ve haklı sebeple fesih imkanı bulunmamaktadır. İşçinin hastalığı, aile fertlerinden birinin ya da yakınlarının ölümü veya hastalığı, işçinin tanıklık ve bilirkişilik yapması gibi haller, işe devamsızlığı haklı kılan nedenlerdir. Mazeretin ispatı noktasında, sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadığı sürece özel sağlık kuruluşlarından alınan raporlara da değer verilmelidir. Devamsızlık süresi, ardı ardına iki iş günü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü ya da bir ayda üç iş günü olmadıkça, işverenin haklı fesih imkanı yoktur. Belirtilen iş günlerinde hiç çalışmamış olunması gerekir. Devamsızlık saatlerinin toplanması suretiyle belli bir gün sayısına ulaşılmasıyla işverenin haklı fesih imkanı doğmaz. Devamsızlık, işçinin işine devam etmemesi halidir. İş yerine gittiği halde iş görme borcunu ifaya hiç başlamayan bir işçi devamsızlıkta bulunmuş sayılmamalıdır. İşçinin yapmakla yükümlü olduğu ödevleri hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi ayrı bir fesih nedeni olup, bu durumda Sayılı İş Kanununun 25/II- h bendi uyarınca değerlendirme yapılmalıdır. Maddede geçen “bir ay” ifadesi takvim ayını değil ilk devamsızlıktan sonra geçecek olan bir ayı ifade eder. İlk devamsızlığın yapıldığı gün ayın kaçıncı günüyse takip eden ayın aynı günü bir aylık süre sona erer. Son ayda ilk devamsızlığının gerçekleştiği günün bulunmaması halinde son ayın son günü bir aylık süre dolmuş olur. Sonraki devamsızlar söz konusu ise takip eden aylık dönemler içinde değerlendirilir. İş günü, işçi bakımından çalışılması gereken gün olarak anlaşılmalıdır. Toplu iş sözleşmesinde ya da iş sözleşmesinde genel tatil günlerinde çalışılacağına dair bir kural mevcutsa, bu taktirde söz konusu günlerde çalışılmaması da işverene haklı fesih imkanı tanır (Y9HD-K/).

9. İşçinin İş Güvenliğini Tehlikeye Düşürmesi Halinde Kıdem Tazminatı

İşçinin kendi isteği veya ihmali yüzünden iş güvenliğini tehlike düşürmesi, işverene ait olsun olmasın işyerinde bulunan makinaları, tesisatı veya başka malları, kendisinin 30 günlük ücretiyle ödenemeyecek şekilde hasar uğratması halinde işveren iş akdini feshedebilir ve işçi, kıdem tazminatı almaya hak kazanamaz.

Zorlayıcı Sebebin Varlığı Halinde Kıdem Tazminatı

İşçiyi işyerinde 1 haftadan fazla süreyle çalışmasını engelleyecek zorlayıcı bir sebebin ortaya çıkması durumunda da işveren haklı nedenle akdi feshedebilir.

sayılı İş Kanunu’nun maddesinin (III) numaralı bendinde, işçiyi işyerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin ortaya çıkması halinde, işverenin derhal fesih hakkının olduğu açıklanmıştır. İşçiyi çalışmaktan alıkoyan sebepler, işçinin çevresinde meydana gelmelidir. İşyerinden kaynaklanan ve çalışmayı önleyen sebepler bu madde kapsamına girmez. Örneğin işyerinin kapatılması zorlayıcı sebep sayılmaz. Ancak, sel, kar, deprem gibi doğal olaylar nedeniyle ulaşımın kesilmesi, salgın hastalık sebebiyle karantina uygulaması gibi durumlar zorlayıcı nedenlerdir. İşyerinden kaynaklanan zorlayıcı sebepler ise değinilen madde kapsamında olmayıp, aynı sayılı Kanun’un 24/III maddesinde düzenlendiği üzere işçiye derhal fesih hakkı veren nedenlerdir. …Davacının 27/03/ tarihinde çalışma izninin bitecek olması nedeniyle güvenlik görevlisi olarak çalıştırılmasının imkansız hale geldiğine göre feshin sayılı Kanun’un 25/III. maddesi kapsamında olduğunun kabulü ile fesih işveren tarafından zorlayıcı sebeple gerçekleştirildiğinden dava konusu kıdem tazminatı talebinin kabulü gerekir (Y9HD-Esas No/)

İşçinin Tutuklanması Halinde Kıdem tazminatı

İşçinin gözaltına alınması veya tutuklanması halinde kıdemine göre, 6 aylık bir işçiyse bu durumun 2 haftadan fazla sürmesi, 6 ay-1,5 yıl arasında işçiyse 4 haftadan fazla sürmesi, 1,5 yıl- 3 yıl arasında işçiyse 6 haftadan fazla sürmesi, 3 yıldan fazla işçiyse 8 haftadan fazla sürmesi halinde işveren iş akdini haklı nedenle feshedebilir ve işçi kıdem tazminatı alamaz.

İş sözleşmesinin, işveren tarafından zorlayıcı nedenlerle feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. sayılı İş Kanunu’nun maddesinin (IV) numaralı bendinde, işçinin gözaltına alınması veya tutuklanması üzerine devamsızlığın aynı Yasanın maddesinde sözü edilen bildirim süresini aşması durumunda, işverenin derhal fesih hakkının olduğu hükme bağlanmıştır. Gözaltı veya tutukluluk süresi bildirim önellerini aşmadıkça, iş sözleşmesi işverence derhal feshedilemez. Bildirim önellerinin sözleşme hükmü ile arttırılmış olması halinde, değinilen maddenin uygulaması yönünden arttırılmış sürelerin dikkate alınması gerekir. Başka bir anlatımla işverenin derhal fesih hakkı ancak, tutukluluk süresinin arttırılmış ihbar önellerini aşması halinde ortaya çıkar. sayılı Yasanın maddesinde, işçinin 25/IV maddesi kapsamında çalışamadığı süre için ücret ödenmesine dair bir kurala yer verilmemiştir. Bu itibarla işçinin gözaltına alınması veya tutuklanması sebebiyle çalışamadığı süre için ücret talep hakkı yoktur. Ancak, işçinin gözaltına kaldığı veya tutuklu olduğu sürenin ihbar önelini aşması halinde, sözleşmeyi Yasanın değinilen 25/IV maddesi uyarınca fesheden işverenin, bildirim şartına uyma ve ihbar tazminatı yükümlülükleri bulunmamakla birlikte, kıdem tazminatı ödemesi gerekir. Somut uyuşmazlıkta; davacının tarihinden tarihine kadar taahhüdü ihlal suçundan ceza evinde bulunduğu anlaşılmıştır. Davacının hizmet süresine göre ihbar öneli 6 hafta/42 gün olup 44 gün cezaevinde kalması karşısında, kıdem tazminatına hükmedilmesi yerinde ise de ihbar tazminatı talebinin kabulü hatalıdır (Y9HD-K/).

Kıdem tazminatı hakkı, işçinin en temel çalışma haklarından biridir. Kıdem tazminatı, işçinin aynı işyerinde düzenli çalışarak işverimini arttırmasını sağlar. Uygulamada işverenler uzun süre çalışan işçilere kıdem tazminatı vermek yerine bir gerekçeyle eski işçiyi çıkarıp yeni ucuz işgücü sağlama gayretine girmektedir. Bu durum işçinin kıdem tazminatı hakkına işverence yapılan hukuka aykırı bir müdahaledir.

Kıdem Tazminatı Nasıl Hesaplanır?

Kıdem tazminatı hesabında esas alınacak ücret, işçinin son ücretidir. Başka bir anlatımla, iş sözleşmesinin feshedildiği anda geçerli olan ücrettir. İhbar öneli tanınmak suretiyle yapılan fesihte önelin bittiği tarihte fesih gerçekleştiğinden, önelin bittiği tarihteki ücret esas alınmalıdır. Bildirim öneli tanınmaksızın ve ihbar tazminatı da ödenmeden (tam olarak ödenmeden) işverence yapılan fesih durumunda ise, bildirim öneli sonuna kadar işyerinde uygulamaya konulan ücret artışından, iş sözleşmesi feshedilen işçinin de yararlanması ve tazminatının bu artan ücret esas alınarak hesaplanması gerekir. Kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması gereken ücret, işçinin brüt ücretidir. O halde, kıdem tazminatı, işçinin fiilen eline geçen ücreti üzerinden değil, sigorta primi, vergi sendika aidatı gibi kesintiler yapılmaksızın belirlenen brüt ücret göz önünde tutularak hesaplanır. Tazminata esas aylık ücret, saat ücretinin önce yedibuçuk sonra da otuz ile çarpımı sonucu belirlenmelidir. Aksine, aylık ücretin tespitinin işçinin fiilen çalıştığı gün sayısı üzerinden hesaplanması doğru olmaz.

Son ücret kavramı, işçinin iş ilişkisi kapsamında iş gördüğü ve ücrete hak kazandığı en son ücreti ifade eder. İş ilişkisinin askıya alınması ve askı süresi içinde iş sözleşmesinin feshedilmesi durumunda kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması gereken ücret, iş sözleşmesinin askıya alınmasından önce hak kazanılan son ücret olmalıdır. Kıdem tazminatına esas alınacak olan ücretin tespitinde sayılı İş Kanununun 32 nci maddesinde sözü edilen asıl ücrete ek olarak işçiye sağlanan para veya para ile ölçülebilen menfaatler göz önünde tutulur. Buna göre ikramiye, devamlılık arz eden prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, kira, aydınlatma, servis yardımı, yemek yardımı ve benzeri ödemeler kıdem tazminatı hesabında dikkate alınır. İşçiye sağlanan özel … sigortası yardımı ya da hayat sigortası prim ödemeleri de para ile ölçülebilen menfaatler kavramına dahil olup, tazminata esas ücrete eklenmelidir. Satış rakamları ya da başkaca verilere göre hesaplanan prim değişkenlik gösterse de, kıdem tazminatı hesabında genişletilmiş ücret kavramı içinde değerlendirilmelidir.

Somut uyuşmazlıkta kıdem tazminatının halen yürürlükte olan Sayılı Yasanın maddesi gereğince ve Yargıtay ilke kararı gereğince giydirilmiş ücretten hesabı gerekir. Davacı dava dilekçesinde aldığı ücretini ve açıkça yemek ve servis yardımı yapılmadığını belirtmediği, kısaca kendisini sınırlamadığından ve tanık beyanları ile de bu husus ispatlandığından kıdem tazminatının belirlenen giydirilmiş ücretten hesabı gerekir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda giydirilmiş ücretten hesap edilen kıdem tazminatının hüküm altına alınması gerekirken davacı talebi olmadığı gerekçesi ile brüt çıplak ücretten kıdem tazminatının hesap edilmesi hatalıdır (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi- K/).

Kıdem Tazminatı Yargıtay Kararları

Kıdem Tazminatı Yargıtay Kararları


İş Sözleşmesi Feshedilmeden İşçiye Yapılan Ödemeler Avans Niteliğindedir

İşçinin iş sözleşmesi feshedilmediği halde çeşitli nedenlerle kıdem tazminatı adı altında yapılan ödemeler avans niteliğinde sayılmalıdır. İşçinin iş sözleşmesinin feshinde kıdem tazminatına hak kazanılması durumunda, işyeri ya da işyerlerinde geçen tüm hizmet sürelerine göre kıdem tazminatı hesaplanmalı, daha önce avans olarak ödenen miktar yasal faiziyle birlikte mahsup edilmelidir (Yargıtay 7. Hukuk Dairesi / E. , / K.).

Evlilik Nedeniyle Ayrılan İşçi Başka İşte Çalışsa Bile Kıdem Tazminatına Hak Kazanır

sayılı İş Kanunu’nun maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte olan mülga sayılı Yasanın maddesinin birinci fıkrasında, bayan işçinin evlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde evlilik sebebiyle kıdem tazminatına hak kazanabilecek şekilde feshedebileceği hükme bağlanmıştır. Kadın işçinin evlilik sebebiyle fesih hakkı, evlilik tarihinden itibaren başlar. Bu hak, sadece bayan eşe tanınmış olup, resmi evlilik işleminin tamamlanmasından itibaren bir yıl içinde kullanılmalıdır. Kadın işçinin evlilik öncesinde bu hakkını kullanması da olanaksızdır.

Kadın işçinin yasanın tanıdığı fesih hakkını kullanması halinde, kıdem tazminatı talep hakkı doğar. Feshin işverence kabul edilmesi gerekmez. Aynı zamanda işçinin işverene ihbar öneli tanıması zorunluluğu da bulunmamaktadır.

Evliliğin kadına yüklediği toplumsal sorumluluğun bir gereği olarak yasada belirtilen fesih hakkı tanınmıştır. Çalışma hayatının evlilikle birlikte gereği gibi yürütülemeyeceği düşüncesi, aile birliğinin korunması ve kadının aile ile ilgili görevleri, yasakoyucuyu bu doğrultuda bir düzenlemeye yöneltmiştir. Bununla birlikte Anayasal temeli olan çalışma hak ve hürriyetinin ortadan kaldırılması düşünülemez. Kadın işçinin evlilik nedenine bağlı feshinin ardından kısa bir süre sonra yeniden çalışmasının gerekleri ortaya çıkmış olabilir. Hatta kadın işçi evlilik nedenine dayalı feshin ardından ara vermeksizin başka bir işyerinde çalışmaya başlayabilir ve bu durum evliliğin kadına yüklediği görevlerin yerine getirilmesi noktasında daha olumlu sonuçlar doğurabilir.

Somut olayda, davacı tarihinde evlenmiş ve kanunen tanınan süre içerisinde tarihinde iş sözleşmesinini evlilik sebebi ile sonlandırdığını işverene bildirmiştir. Dosya kapsamında her ne kadar davacının tarihinde Milli Eğitim Bakanlığına bağlı matemetik öğretmeni olarak atandığına ilişkin İl Milli Eğitim Müdürlüğü yazısı bulunsada yukarıda izah edildiği üzere bu durum hakkın kötüye kullanımı mahiyetinde değerlendirilemeyeceğinden kanuni sınırlar içinde fesih hakkını kullandığı anlaşılan davacının kıdem tazminatı talebinin reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir (Yargıtay Hukuk Dairesi / E. , / K.).

Aralıklı Çalışmada Kıdem Tazminatında Zamanaşımı

Taraflar arasında, kıdem ve ihbar tazminatı istekleri yönünden fasılalı çalışmalar nedeni ile zamanaşımına uğrayan çalışma dönemi olup olmadığı, bir başka anlatımla bir kısım kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Dairemizin kökleşmiş içtihatları uyarınca, fasılalı çalışmalar arasında 10 yıllık sürenin geçmemesi halinde sayılı Kanun’nun 14/2. maddesi uyarınca hizmetler birleştirilmek sureti ile tüm hizmet süresi üzerinden kıdem ve ihbar tazminatı hesaplanması gerekmektedir.

Somut uyuşmazlıkta davacı işçinin davalı işveren nezdinde ilk dönem çalışma süresi sonu olan 12/09/ tarihinden sonra işyerinde 27/05/ tarihinde çalışmaya başladığı, ilk dönemin sona ermesinden sonra kıdem ve ihbar tazminatı için aranan 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmaktadır.

Mahkemece davalının davaya karşı süresinde sunduğu zamanaşımı itirazı dikkate alınarak kıdem ve ihbar tazminatı istekleri bakımından zamanaşımına uğrayan dönemin hizmet süresinden dışlanması gerekirken tüm süre üzerinden hesaplama yapılması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir (Yargıtay monash.pw-Karar : /).

İşyeri Dışında Hakaret ve Geçerli Sebeple Fesih

Sayılı İş Kanunu’nun 20/II.c.1 maddesinde açıkça, feshin geçerli nedenlere dayandığının ispat yükü davalı işverene verilmiştir.

İşveren ispat yükünü yerine getirirken, öncelikle feshin biçimsel koşullarına uyduğunu kanıtlayacaktır. Buna göre fesih işlemini yazılı yapmış olması, belli durumlarda işçinin savunmasını istediğini belgelemesi, yazılı fesih işleminin içeriğinde dayandığı fesih sebeplerini somut ve açık olarak göstermiş olması gerekir. İşverenin biçimsel koşulları yerine getirdiği anlaşıldıktan sonra, içerik yönünden fesih nedenlerinin geçerli (veya haklı) olduğunun kanıtlanması aşamasına geçilecektir.

Sayılı İş Kanunu’nun maddesi Sayılı İş Kanunu’nun maddesi işverene, işçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan sebeplerle iş sözleşmesini feshetme yetkisi vermiştir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesihte takip edilen amaç, işçinin daha önce işlediği iş sözleşmesine aykırı davranışları cezalandırmak veya yaptırıma bağlamak değil; onun sözleşmesel yükümlülükleri ihlale devam etmesi, tekrarlaması olasılığından kaçınmaktır. İşçinin davranışları sebebiyle iş sözleşmesinin feshedilebilmesi için, işçinin iş sözleşmesine aykırı, sözleşmeyi ihlal eden bir davranışının varlığı gerekir. İşçinin kusurlu davranışı ile sözleşmeye aykırı davranmış ve bunun sonucunda iş ilişkisi olumsuz bir şekilde etkilenmişse işçinin davranışından kaynaklanan geçerli bir fesih söz konusu olur. Buna karşılık, işçinin kusur ve ihmaline dayanmayan sözleşmeye aykırı davranışlarından dolayı işçiye bir sorumluluk yüklenemeyeceğinden işçinin davranışlarından kaynaklanan geçerli fesih nedeninden de bahsedilemez.

İşçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenler, aynı Kanun’un maddesinde belirtilen nedenler yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, işyerlerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen nedenlerdir. İşçinin davranışlarından veya yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerde, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedenlere dayandığını kabul etmek gerekecektir.

İspat yükü kendisinde olan işveren, geçerli ve haklı nedende davacının davranışının veya yetersizliğinin işyerinde olumsuzluklara yol açtığını ve iş ilişkisinin çekilmez hal aldığını da ispat etmelidir.

Diğer taraftan “haklı fesih sebebinin feshe yetkili makam tarafından öğrenilmesinden itibaren 6 iş günlük hak düşürücü süre içinde feshedilmemesi feshin haklı olma özelliğini ortadan kaldırsa da geçerli olmasına etkili değildir.” ( 9.H.D., E/ - K/ )

Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığı üzere davacının sosyal paylaşım sitesinde kendi hesabından fesih tarihinden iki ay önce yılında bir kez, yılında ise birden fazla paylaşımda, eleştiri sınırlarını aşan, “…ülkenin içine sıçmakla görevlendirilen arkadaş ‘KİMSE TÜRKİYE’NİN GÜCÜNÜ SINAMAYA KALKMASIN”, “Bu ‘Ağacın Genci’ olan…Müsteşarı ne iş yapar” ‘Ayyaş olmayan’ iki o… çocuğunun ülkeyi soktuğu hale bak”, “Genel Müdür” diyordu artık demiyor çünkü elinde özel kalem müdürü gibi Başbakan var”, “% 40 küsür oy alan her Dingil Türkiye’nin yönetim şeklini değiştirecekse vay halimize” ve “41 yıllık hayatımda çok yavşak gördüm ama iktidar olanlarını ikinci kez görüyorum” şeklindeki sosyal medyada yer alan açıklamalarda bulunduğu, bu paylaşımın eleştiri düzeyini aştığı anlaşılmaktadır.

Dosya içeriğine göre davacının iş sözleşmesinin Cumhurbaşkanına ve hükümete yönelik hakaret içeren sosyal paylaşımları sebebiyle tazminatsız feshedilmiştir. Paylaşımlarının eleştiri sınırlarını aştığı, hakaret boyutunda olduğu anlaşılmaktadır. Davacı basın işinde çalışan bir kişidir. Davacının bu davranışlarının işyerinde olumsuzluklara yol açtığı sabittir.

İşyeri dışında söylenen bu sözler nedeni ile feshin haklı nedene dayanmadığı yönünde gerekçe kabul edilse dahi, davacının bu davranışları işyerinde olumsuzluklara neden olmuş ve işveren açısından iş ilişkisinin sürdürülmesi beklenemez bir hal almıştır. Feshin geçerli nedene dayandığının kabulü gerekir (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi - Karar: /)

Emeklilik Nedeniyle Kıdem Tazminatına Hak Kazanma

Taraflar arasında iş sözleşmesinin sona erme şekli ve davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Somut olayda, davacı tarihli ihtarname ile iş yerinde tarihine kadar çalıştığını, Sosyal Güvenlik Merkezinin tarihli yazısı ile, 15 yıl gün şartını karşıladığını, bu nedenle iş sözleşmesini feshettiğini ve kıdem tazminatının ödenmesini talep ettiği görülmüştür. Davalı ise, davacının kendine ayrı iş yeri açacağını beyan ederek tarihinde iş sözleşmesini feshettiğini beyan ettiği görülmüştür.

Davacı tanıklarının iş sözleşmesinin nasıl sona erdiğine ilişkin bilgilerinin olmadığı, davacı ile aynı iş yerinde çalışan davalı tanığının ise davacının kendi isteği ile iş yerinden ayrıldığını, dükkan açmak istediğini ve ayrıldıktan sonra da açtığını beyan ettiği görülmüştür. Yine Sosyal güvenlik kayıtlarında davacının tarihinde işten ayrılışının davalı tarafça bildirildiği görülmektedir.

Aynı gün Dairemiz incelemesinden geçen esas sayılı dosyada davacının kardeşinin tarihinden davalı iş yerinden, kendine ait iş yeri kurmak için ayrıldığı ve tarihinde iş yerini açtığı anlaşılmıştır.

Eldeki dosyada davacının Sosyal Güvenlik Kurumu’na başvuru tarihinin ise tarihi olduğu görülmüştür.

Bu bilgiler ışığında tüm dosya kapsamının incelenmesi ile, davacının tarihinde kardeşi ile birlikte yeni bir iş yeri açmak amacı ile iş yerinden ayrıldığı, davacının Sosyal Güvenlik Kurumu’na başvurusunun makul sürenin geçirilmesinden sonra yapıldığı, bu nedenle davacının iş yerinden emeklilik nedeni ile ayrıldığının kabul edilemeyeceği anlaşılmakla davacının kıdem tazminatına yönelik talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir (Yargıtay monash.pw-Karar : /).

Yaş Hariç Emeklilik Şartlarının Tamamlanması ve Kıdem Tazminatı

Davacı davalı işyerinde çalışırken sayılı yasanın 14/ maddesi uyarınca yaş hariç emeklilik koşullarını taşıması nedeniyle iş sözleşmesini fesh ettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı talep etmiştir. Davalı ise iş sözleşmesinin davacının istifası ile sona erdiğini, emeklilik iradesi de olmadığından tazminat hakkı olmadığını savunmuştur.

Mahkemece, bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda, “davacının davalı işverenden ayrılmadan önce ve çalışırken iş görüşmesi yaptığı, iş bulduğu, başka bir bankadan iş teklifi alınca sayılı yasanın 14/ maddesine dayanarak iş akdini fesih ettiği, bu davranışın hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, “ gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının 26/05/ tarihinde yaş hariç emeklilik koşullarını taşıdığına ilişkin SGK yazısını alıp aynı gün bu nedenle iş sözleşmesini fesh ettiği, fesih öncesi 22/05/ de dava dışı bir işyeri ile görüşme yaptığı ve fesih sonrası 29/05/ de bu işyeri ile iş sözleşmesi imzaladığı, anlaşılmaktadır.

Davacının iş sözleşmesini fesh ettiği tarihte, sayılı yasanın 14/5. maddesindeki koşulları taşıdığı tartışmasız olup davacı bu yasal hakkını kullanarak işten ayrılmıştır. Fesih öncesi iş görüşmesi yapması yaş hariç emeklilik koşullarının oluşması karşısında kıdem tazminatını engelleyen bir durum değildir. Yeni iş yerine fesihten sonra işe başlamış olup iş yerinden ayrıldıktan sonra başka bir firmada çalışması da hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilemez. Açıklanan gerekçe ile Mahkemece davacının kıdem tazminatına hak kazandığı kabul edilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir (Yargıtay 9. HD-Karar : /).

Kıdem Tazminatı Şartları İspat Yükü

İş akdinin kim tarafından feshedildiği ile kıdem ve ihbar tazminatı alacakları taraflar arasında uyuşmazlık konusudur. Davacı işçi, iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı bir neden olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek ihbar ve kıdem tazminatı isteklerinde bulunmuş, davalı işveren davacının kendisinin ayrıldığını savunmuştur. Mahkemece davacının kardeşi olan …‘un açtığı Bursa 9. İş Mahkemesi’nin / Esas dosyasında görülen davasında, zam talebinin karşılanmaması üzerine işyerinden ayrıldığı yönündeki isticevap beyanının davacı işçi bakımından da sonuç doğurduğu gerekçesi ile her iki tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

Sözü edilen dosyada davacının kardeşi olan … sadece kendisi ile ilgili açıklamada bulunmuş olup ilgili dosyada yapılan yargılama sonunda işçinin haklı feshine değer verilerek kıdem tazminatı isteği kabul edilmiştir.

İşçinin ihbar ve kıdem tazminatına hak kazanamayacak şekilde iş ilişkisinin sonlandırılmasında ispat yükü davalı işveren üzerinde olup davalı tarafından dosyaya devamsızlık tutanakları sunulmamıştır.

Davacının bu dosyadaki isticvabında ise zam talebinin karşılanmadığı, ancak bu arada işler azaldığı için işveren tarafından iş sözleşmesinin feshedildiği açıklanmıştır. Davacının sözü edilen beyanında fesih yönünden aleyhine değerlendirilebilecek bir durum mevcut olmayıp işveren tarafından iddia edildiği gibi davacının kendisinin ayrıldığı ya da istifa olgusu tutanaklar veya istifa dilekçesi ile ispatlanamadığından her iki tazminat isteğinin kabulü gerekirken yazılı şekilde isteklerin reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. (Yargıtay monash.pw).

İşyeri Devri Halinde Kıdem Tazminatından Sorumluluk

İşyeri devrinin esasları ve sonuçları sayılı İş Kanunu’nun 6 ncı maddesinde düzenlenmiştir. Sözü edilen hükümde, işyerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlar açısından, devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu oldukları aynı yasanın üçüncü fıkrasında belirtilmiş, devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır.

Değinilen Yasanın nci maddesi hükmüne göre, sayılı Yasanın 14 üncü maddesi halen yürürlükte olduğundan, işyeri devirlerinde kıdem tazminatına hak kazanma ve hesap yöntemi bakımından belirtilen madde hükmü uygulanmalıdır. Anılan maddeye göre, işyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde, işçinin kıdemi işyeri veya işyerlerindeki hizmet akitleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanmalıdır. Bununla birlikte, işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları, işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır.

İşyerinin miras yoluyla intikali sayılı Türk Medenî Kanununun uncu maddesinde düzenlenmiş, sözü edilen madde hükmünde mirasbırakanın ölümü ile mirasçıların bir bütün olarak mirasa hak kazanacakları açıklanmıştır.

İşyerinin önceleri gerçek kişi ya da kişilerce işletilmesinin ardından şirketleşmeye gidilmesi durumunda, bu işlem de bir tür işyeri devri sayılmalıdır. Önceki gerçek kişi olan işverenlerin devralan tüzel kişi ortakları olması bu devir ilişkisini ortadan kaldırmamaktadır (Yargıtay monash.pw gün / E, / K.). Aynı şekilde daha önce tüzel kişi şirket olan işverenin işyerini bir gerçek şahsa devretmesi de mümkündür. Devralanın şirketin hissedarlarından biri olması da sonucu değiştirmeyecektir. Adi ortaklardan bir ya da bazılarının hisselerini devri de sorumlulukların belirlenmesi noktasında işyeri devri olarak işlem görmelidir.

İşyeri devrinin temel ölçütü, ekonomik birliğin kimliğinin korunmasıdır. Avrupa Adalet Divanı kararlarına göre, maddî ve maddî olmayan unsurların devredilip devredilmediği ve devir anındaki değeri, işgücünün devri, müşteri çevresinin devri, işyerinde devirden önce ve sonra yürütülen faaliyetlerin benzerlik derecesi, işyerinde faaliyete ara verilmişse bunun süresi, işyeri devrinin kriterleri arasında kabul edilmektedir.

Basın İş Kanununa tabi işyerleri bakımından, işyerinin belirleyici unsurlarından olan marka, logo ve yayın imtiyaz hakları gibi maddî olmayan unsurların devri de işyeri devri olarak değerlendirilmelidir (Yargıtay 9. HD., gün, / E., / K).

Maddî ve maddî olmayan unsurların devri söz konusu olmaksızın da işgücünün önem taşıdığı sektörlerde ekonomik birliğin önemli unsurunu olan işçilerin devri de, işyeri devri olarak kabul edilmelidir.

Devirden sonra işyerindeki ekonomik birliğin kimliğini koruyup korumadığının saptanabilmesi için, yürütülen faaliyetin devirden sonra yeni işveren tarafından aynı veya özdeş biçimde sürdürülmesi ölçütü yanında, işyerinin taşınmaz ve taşınır malları ile maddî olmayan varlıkların, işyerinde çalışan işçilerin sayı ve uzmanlık bakımından çoğunluğunun, bunun yanı sıra müşteri çevresinin devredilip devredilmediği, devir öncesi ve sonrasındaki faaliyetler arasında benzerlik olup olmadığı, devir sebebiyle işyerinde faaliyet askıya alınmışsa askı süresi gibi koşullar da göz önünde tutulmalıdır.

sayılı Yasanın 6 ncı maddesinde yazılı olan “hukukî işleme dayalı” ifadesi geniş şekilde değerlendirilmeli, yazılı, sözlü ve hatta zımnî bir anlaşma da yeterli görülmelidir.

İşyerine Bankalar Kanunu hükümleri çerçevesinde Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu tarafından el koyulması ise işyeri devri niteliğinde değildir. Bu durumda yönetim hakkına müdahale edilmekte veya bankacılık faaliyetleri askıya alınmaktadır.

Yine özelleştirme işlemi sonucu kamuya ait hisselerin devri de işyeri devri olarak değerlendirilemez. Özelleştirmede işyeri aynı tüzel kişilik altında faaliyetini sürdürmekte sadece kamuya ait hisselerin bir kısmı ya da tamamı el değiştirmektedir. Bununla birlikte, tamamı kamuya ait olan bir işyerinin özelleştirme işlemi sonucu başka bir işverene geçmesi işyeri devri niteliğindedir (Yargıtay monash.pw gün ve / E, / K.). İşyeri devri fesih niteliğinde olmadığından, devir sebebiyle feshe bağlı hakların istenmesi mümkün olmaz. Aynı şekilde işyeri devri kural olarak işçiye haklı fesih imkânı vermez.

İşyerinin devri işverenin yönetim hakkının son aşaması olup, işyeri devri çalışma koşullarında değişiklik anlamına da gelmez. Dairemizin kökleşmiş kararlarına göre işyeri devri işçiye haklı nedenle fesih hakkı tanımaz. İşyeri devrinin çalışma koşullarını ağırlaştıran bir yönü olup olmadığı belirlenmelidir (Yargıtay monash.pw gün / E, / K.).

Bu açıklamalar ışığında, iş hukukunda işyeri devrinin işçilik alacaklarına etkileri üzerinde ayrıca durulmalıdır. İşyeri devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumludur. sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin ikinci fıkrasında, devreden işverenin sorumluluğu bakımından bir süre öngörülmediğinden, sayılı Yasanın 6 ncı maddesinde sözü edilen devreden işveren için öngörülen iki yıllık süre sınırlaması, kıdem tazminatı bakımından söz konusu olmaz. O halde kıdem tazminatı işyeri devri öncesi ve sonrasında geçen sürenin tamamı için hesaplanmalı, ancak devreden işveren veya işverenler bakımından kendi dönemleri ve devir tarihindeki ücret ile sınırlı sorumluluk belirlenmelidir.

Feshe bağlı diğer haklar olan ihbar tazminatı ve kullanılmayan izin ücretlerinden son işveren sorumlu olup, devreden işverenin bu işçilik alacaklarından herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.

İşyerinin devredildiği tarihe kadar doğmuş bulunan ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücretlerinden sayılı Kanunun 6 ncı maddesi uyarınca devreden işveren ile devralan işveren müştereken müteselsilen sorumlu olup, devreden açısından bu süre devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlıdır. Devir tarihinden sonraki çalışmalar sebebiyle doğan sözü edilen işçilik alacakları sebebiyle devreden işverenin sorumluluğunun olmadığı açıktır. Bu bakımdan devirden sonraya ait ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücreti gibi işçilik alacaklarından devralan işveren tek başına sorumlu olacaktır (Yargıtay 9HD-Karar : /).

İş Koşullarında Esaslı Değişiklik Halinde Kıdem Tazminatı

Davacı işçi iş sözleşmesini çalışma koşullarında esaslı değişiklik ve yetkisi olmayan bir işte görevlendirilmiş olması nedeni ile haklı nedenlerle feshedildiğini ileri sürmüş ve kıdem tazminatı talebinde bulunmuştur. Mahkemece, davacının yetkisi dahilinde görevlendirme yapıldığı ve çalışma koşullarında değişikliğin ardından 8 ay kadar fiilen yeni görev yerinde çalışmasını sürdürdüğü ve değişikliği zımnen kabul etmiş sayılacağı gerekçeleri ile davacı tarafından yapılan feshin haklı nedene dayanmadığı belirtilerek kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

İş Kanunu’nun maddesine göre işçinin çalışma koşullarında işçi aleyhine değişikliğin işveren tarafından yazılı olarak yapılması ve değişikliğin 6 iş günü içerisinde işçi tarafından yazılı olarak kabulü gerekir. Kanuni düzenlemeye göre işçi tarafından yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklik işçiyi bağlamaz.

Somut uyuşmazlıkta davacı işçi davalı bankanın genel müdürlük işyerinde çalışırken önce Levent şubesinde görevlendirilmiş 3 ay kadar sonra bu defa Avcılar şubesinde çalışmak üzere görev değişikliği yapılmıştır. Dosya kapsamı ve özellikle her iki taraf tanık anlatımlarına göre genel müdürlük işyerinde işyerine gidiş gelişlerde servis imkanı olduğu halde, şube işyerlerinde servis sağlanmamış ve yol parası da ödenmemiştir. Böyle olunca çalışma koşullarının davacı aleyhine değiştirildiği anlaşılmakla, işçinin değişiklik sonrasında 8 ay kadar çalışmaya devam etmesinin değişikliği zımni olarak kabul ettiği anlamına gelmediği kabul edilmeli ve işçinin iş sözleşmesini haklı olarak feshettiği sonucuna varılarak kıdem tazminatı hüküm altına alınmalıdır. Talebin yerinde olmayan gerekçe ile reddi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir (Yargıtay 9. HD - Karar: /).

Ahlak ve İyiniyet, Doğruluk ve Bağlılık Kuralının İhlalinde Kıdem Tazminatı

İş sözleşmesini sona erdiren en önemli sebeplerden biri fesihtir. Fesih, sürekli (belirli ya da belirsiz süreli) bir iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesi ile sona erdiren, tek taraflı ve karşı tarafa ulaşması gerekli bozucu yenilik doğuran bir haktır. Dolayısıyla fesih karşı tarafa ulaştığı andan itibaren hüküm ve sonuçlarını doğuran, karşı tarafın kabulünü gerektirmeyen bir irade açıklamasıdır. sayılı İş Kanunu’nun 25’inci maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan hâller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı hâlinde, işverenin iş sözleşmesini haklı nedenle fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Söz konusu maddenin (e) alt bendi ise “İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması” şeklindedir.

İşçinin, işverenin işi ve iş yeri ile ilgili hukuken korunması mümkün haklı menfaatlerini koruması, zarar verici veya risk altına sokabilecek davranışlardan kaçınması sadakat borcunun temelini oluşturmaktadır.

İşçinin sadakat borcuna aykırı davranması, bir başka deyişle doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması hâlinde işverenin haklı nedenle fesih hakkını kullanabilmesi için işçinin bu davranışının mutlaka suç oluşturması gerekmez. Bununla birlikte hangi davranışların sadakat borcuna aykırı olduğunu önceden belirleyebilmek de mümkün değildir. Davranışın iş ilişkisinin temelini oluşturan güveni sarsıcı nitelik taşıyıp taşımadığı üzerinde durulmalıdır. Bu değerlendirme yapılırken özellikle işçinin yaptığı iş ve işin nitelikleri ile iş yerinin özellikleri, işçinin konumu ve işin gerekleri, varsa mesleki adetler gibi objektif unsurlar değerlendirilerek davranışın sadakat borcuna aykırılık oluşturup oluşturmadığı tespit edilmelidir.

Somut uyuşmazlıkta Selçuk Belediyesinin alt işvereni olan davalı şirket yanında çalışan davacının iş sözleşmesinin sosyal medya paylaşımları sebebiyle feshedildiği, paylaşımlardan birinde davacının Selçuk Belediye Başkanına hitaben “…Dar gelicek bu Selçuk darrrrr… mezar zannedeceksin kabus bu diyeceksin az sonra uyanınca hepsi geçicek diyeceksin….Bu sefer çocuk katillerinin hırsızların vurguncuların kuklası oldun. Kısacası adamın adamı oldun. Yani adam olamadın…” ifadelerini kullandığı ; bir diğerinde “…görevimin başındayım beni kovacak delikanlıları bekliyorum…” ifadelerini kullandığı ; bir diğerinde de “namuslu ve şerefli iseler beni kovsunlar” ifadelerini kullandığı görülmektedir.

Söz konusu paylaşımların tespiti sonrasında asıl işveren tarafından 02/07/ tarihinde davacının çalışmasına son verilmesi gerektiği alt işverene bildirilmiş, bunun üzerine de alt işverence 07/07/ tarihinde iş sözleşmesi feshedilmiştir. Belirtmek gerekir ki, asıl işverene yönelik olan davacının söz konusu paylaşımları, alt işveren bakımından da ahlâk ve iyi niyet kuralları ile doğruluk ve bağlılığa uymayan bir nitelik arz ettiğinden, somut olayda kanuni süre içinde gerçekleştirilen fesih haklı sebebe dayanmaktadır. Diğer taraftan, Mahkemece asıl işverence 16/06/ tarihinde bildirim yapılmasına karşın feshin 07/07/ tarihinde gerçekleştirilmesine göre altı iş günlük sürenin geçtiği gerekçesine dayanılmış ise de, 16/06/ tarihli yazıda fesih talebinden söz edilmediği, buna mukabil ilk kez 02/07/ tarihli yazı ile davacının belediyedeki görevine son verilmesinin alt işverene bildirildiği anlaşıldığından, feshin altı iş günlük süre içinde yapıldığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu itibarla, işverence gerçekleştirilen fesih haklı olduğundan kıdem ve ihbar tazminatı istemlerinin reddi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir (Yargıtay HD-Karar : /).

Kat Malikiyle Kavga Eden Kapıcı Kıdem Tazminatı Alamaz

Somut olayda davacı işçinin çalıştığı sitedeki kat maliklerinden …’ e yönelik eylemi nedeniyle ceza yargılaması neticesinde, davacı hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise de davacının kabul ettiği eyleminin (kat maliklerinin aynı zamanda davacının işvereni konumunda kabul edilmesi gerektiğinden) işverene karşı sataşma olarak kabulü ile sayılı İş Kanunu’nun 25/2 d maddesi uyarınca haklı fesih sayılarak kıdem tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece gerekçesiz olarak kıdem tazminatı talebinin kabulüne karar verilmesi hatalıdır. (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi- K/).

Dövizle Maaş Alanlar Kıdem Tazminatını da Dövizle Alabilir

Kıdem tazminatında tavan kamu düzenini ilgilendirmekte ise de, kıdem tazminatının Türk parasıyla ödenmesi gerektiği yönünde bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. O halde yabancı para üzerinden ücret alan işçiler yönünden talep olması halinde kıdem tazminatının yabancı para cinsinden hesaplanmasına yasal bir engel yoktur. Fesih tarihi itibarıyla kıdem tazminatı tavanının kontrolü bakımından iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki Türk Lirası üzerinden bir yıllık tutar belirlenmeli, tavanı aşması durumunda tavan üzerinden hesaplama yapılarak yeniden aynı kur hesabıyla yabancı paraya dönüşümü sağlanmalıdır. Dairemizin emsal kararları da bu yöndedir. (Yargıtay 9. H.D. gün / E, / K).

Somut uyuşmazlıkta; davacı işçiye ücretinin Amerikan Doları üzerinden ödendiği gözetildiğinde dava konusu kıdem tazminatının, İlk Derece Mahkemesi tarafından hükme esas alınan bilirkişi raporunda, fesih tarihindeki kıdem tazminatı tavanı gözetilerek Amerikan Doları olarak hesaplanmasında isabetsizlik bulunmadığından, Bölge Adliye Mahkemesince kıdem tazminatının Türk Lirası cinsinden hüküm altına alınması da doğru bulunmamıştır (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi - / E. , / K.)

Kıdem tazminatı; işçinin yıllarca süren çalışması dikkate alınarak maaşı ve maaş dışında bazı hakları da dahil edilerek hesaplanan önemli bir iş hukuku tazminatı olduğundan bir avukattan hukuki yardım alınarak hesaplanmasında yarar vardır.


Avukat Baran Doğan

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere [email protected] adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

İşten kendisi ayrılanlar da kıdem tazminatı alabilecek

İşten kendisi ayrılanlar da kıdem tazminatı alabilecek

Halen 8 Eylül ’dan önce ilk işe girişi olanlara 15 yıl ve gün koşuluyla tanınan, emekliliği ya da işten çıkarılmayı beklemeden kıdem tazminatı alma hakkının kapsamı genişliyor. 9 Eylül ’dan sonra ilk kez işe girenler Eylül ’dan itibaren gün primi doldurmuşlarsa tazminatlı ayrılabilecek. Eylül ’ten itibaren ise 25 yıl sigorta ve günü dolduran herkes bu hakkı kullanabilecek
 
Çalışma hayatına 8 Eylül tarihinden önce başlayanlar 15 yıl ve prim günü koşulunu tamamladıkları andan itibaren, emekli olmayı beklemeden son çalıştıkları işyerindeki kıdem tazminatını alıp ayrılabilirler. 9 Eylül tarihinden sonra ilk defa sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar da emekli olmadan kıdem tazminatı alabilirler, ancak onların daha zor şartları yerine getirmesi gerekiyor.

Gazete Habertürk'ten Ahmet Kıvanç ve Tahsin Akça'nın haberi

Çalışanların en çok merak ettiği konuların başında kıdem tazminatı geliyor. Çalıştığı işyerinden ayrılmak isteyen, daha iyi koşullarda iş bulma imkânı olan işçiler, kıdem tazminatlarını nasıl alabileceklerini merak ediyor.

Son işyerinde en az bir yıl çalışılarak hak kazanılan kıdem tazminatı normalde emeklilikte, vefat halinde veya işveren tarafından işten atılma durumunda alınabiliyor. Bunun dışında kıdem tazminatı alabilmek için işçinin haklı bir nedenle istifa etmesi veya erkeklerin askerlik, kadınların da evlendikten sonra bir yıl içinde istifa etmesi gerekiyor.

SAYILI KANUNA MADDE EKLENMİŞTİ
yılında emeklilik yaşı kademeli olarak kadınlarda 58, erkeklerde 60’a yükseltilirken, çalışanların kıdem tazminatı konusunda mağduriyet yaşamaması için bir düzenleme yapıldı. sayılı eski İş Kanunu’nun kıdem tazminatıyla ilgili maddesine 5. fıkra eklenerek yapılan düzenlemenin özü, “yaş dışındaki emeklilik koşullarını yerine getiren işçilerin işten ayrılmaları durumunda kıdem tazminatı alabilmesini sağlamak.
Bu düzenleme iş dünyasında 15 yıl sigorta, prim günüyle kıdem tazminatının alınabilmesi uygulaması olarak anılmaya başlandı. Yakın zamana kadar bu düzenleme sadece 8 Eylül ’dan önce işe girmiş olanları ilgilendiriyordu. Yasaya göre, 9 Eylül tarihinden sonra işe girenler de yaş dışındaki emeklilik koşullarını yerine getirmeye başladıktan sonra kıdem tazminatlarını alabilecek. Dolayısıyla, konu 4/A (işçi) statüsünde çalışan herkesi ilgilendiriyor.

KIDEM TAZMİNATI SON İŞYERİNDEKİ İÇİN ALINIR
Kıdem tazminatı alabilmek için aynı işverene bağlı işyerlerinde en az bir yıl çalışmak gerekiyor. Son işyerindeki çalışmalar için ödenen kıdem tazminatı, her hizmet yılı için en son 30 günlük brüt ücret üzerinden hesaplanıyor.

KİM HANGİ KOŞULDA KIDEM TAZMİNATI ALABİLİR
Emekli olmadan kıdem tazminatı alma koşulları, işe ilk defa başlanan tarihe göre değişiyor. İşe giriş tarihine göre, koşullar şöyle:  
- 8 Eylül ’dan önce işe girenler: 15 yıl sigorta, gün prim.
- 9 Eylül Nisan tarihleri arasında işe girenler: 25 yıl sigorta, gün prim.
- 1 Mayıs ’den sonra işe girenler: 25 yıl sigorta, gün prim.
- 9 Eylül ’dan sonra işe girenler: Sigortalılık süresi şartı aranmaksızın prim günü
- 9 Eylül tarihinden sonra işe başlayanlar emekli olmadan kıdem tazminatını alma hakkını yılından itibaren elde edecek. Bunlar içerisinde kesintisiz olarak yirmi yıl çalışarak gün prim ödeyenler ise gelecek yıl sonbahardan itibaren, emekli olmadan kıdem tazminatını almaya hak kazanacak.

Aralık itibarıyla Toplam aktif sigortalı sayısı  milyon kişi.
Emekli aylığı alanlar  milyon kişi.
Sigortalıların nüfusa oranı %’e ulaştı.
Kapsam dışı nüfus ise %’a geriledi.

SÜRE VE GÜN KOŞULLARINI AYNI STATÜDE DOLDURMA ŞARTI YOK
Mevcut uygulamada emekliliği ve işten çıkarılmayı beklemeden kıdem tazminatı hakkı için 15 yıl ve gün primi aynı sigorta statüsünde doldurma şartı bulunmuyor. Örneğin önceleri Emekli Sandığı kapsamında memur olarak çalışıp sonradan özel sektörde 4A statüsünde çalışmaya devam edenler ya da Bağ-Kur kapsamında esnafken sonradan özel sektörde işe girenler için sürenin dolup dolmadığı konusunda çalışma hayatının tamamına bakılıyor. Ancak son çalışılan işyerindeki sürenin tazminatı alınabiliyor. Memuriyette geçen önceki sürenin tazminatı içinse emekliliğin beklenmesi gerekiyor.

15 YIL VE GÜNLE İKİ KEZ TAZMİNAT ALINABİLİR
İş sözleşmesini feshedenlerin, belli süre önce karşı tarafa bildirimde bulunması gerekir. Bu süre 6 aydan az çalışanlarda 2 hafta, 6 aydan yıla kadar çalışanlarda 4 hafta, yıldan 3 yıla kadar çalışanlarda 6 hafta, 3 yıldan fazla çalışanlarda 8 hafta. Bildirim süresine uyulmaması durumunda o süre kadar haftalık ücretin karşı tarafa ihbar tazminatı olarak ödenmesi gerekiyor. Yasadaki bu sürelerden bağımsız olarak işçi ve işveren tarafından imzalanan iş sözleşmesinde daha fazla ihbar süreleri konulabiliyor.

Emekli olmadan kıdem tazminatı alarak işten ayrılanlar ihbar tazminatı alamazlar. Uygulamada, işverenler, sigortalılık süresi ve prim gün sayısını doldurarak kıdem tazminatı almak suretiyle ayrılan işçilerden genellikle ihbar tazminatı talep etmiyor.

SGK YAZIYI İKİ KEZ VERİYOR
Bununla birlikte, sürpriz bir ihbar tazminatı yükümlülüğüyle karşılaşmamak, en azından davalarla uğraşmamak için işverene önceden yazılı bildirimde bulunmak yararlı olur. 15 yıl sigorta, gün primle kıdem tazminatı alarak işten ayrıldıktan sonra başka bir işte çalışmaya başlayanlar, buradan da emekli olmadan, aynı gerekçeyle ayrılarak kıdem tazminatı alabilir. Bu durumda da yine SGK’dan yazı alınması gerekiyor. Yasada herhangi bir kısıtlama bulunmamakla beraber SGK sadece iki defa yazı verdiği için 15 yıl sigorta, günle en fazla iki defa kıdem tazminatı alınabilir.

Kaynak: HaberTürk
Yayımlanma Tarihi: 29 Mart Perşembe

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır