iyonik bağların oluşumu / İyonik Bağ konu anlatımı ders notu 9.sınıf kimya

Iyonik Bağların Oluşumu

iyonik bağların oluşumu

kaynağı değiştir]

İyonik bir bağ durumunda atomlar, zıt yüklü iyonların çekimi ile birbirine bağlı iken, kovalent bağ durumunda atomlar, elektron paylaşımı yoluyla bağlanırlar. Kovalent bağ durumunda, her atomun etrafındaki moleküler geometri, VSEPR kuralları[2] ile belirlenirken, iyonik malzemelerde geometri, maksimum sıkıpaket kurallarını takip eder. Dolayısıyla bir bileşiğin iyonik ya da kovalent olarak sınıflandırılması vardır.

Ayrıca bakınız[değiştir

İyonik Bağ Nedir, Özellikleri Nelerdir? İyonik Bağ Örnekleri Nelerdir?

Haberin Devamı

İyonik Bağ Nedir, Özellikleri Nelerdir?

İyonik bağ, artı ve eksi yüklü taneciklerin yani farklı iyonların elektriksel çekim kuvvetiyle bir araya gelmiş bağ türüne verilen isimdir. Yani iyonik bağ, metal veya ametal atomlar arasındaki bağ ya da anyon ve katyonlar arasındaki elektriksel çekim kuvvetleri sonucunda oluşan bağ olarak ta bilinir.

 Metaller ve ametaller arasında gerçekleşir. Bu bağ sonucunda metaller elektron verirken, ametaller elektron almıştır. Elektron alan iyon eksi, veren ise artı iyon olarak oluşur ve bu durum iyonların bir kristal içerisinde tutulmasını sağlar. Tüm bu tepkimeler sonucunda bir atom pozitif yüklü elektrona, diğer atom ise negatif yüklü elektrona dönüşmüş olur. Son durumda iki farklı atomun elektron sayıları eşitlenerek iyonik bağın gerçekleştiği anlaşılır.

Haberin Devamı

 Özellikleri ise şunlardır;

İyonlar ağ örgülü bir yapı oluşturur ve bu yapı sayesinde iyonik kristal bileşikleri meydana gelir.

İyonik bağ oluşumu sırasında iyonların çekim kuvvetleri çok yüksek olduğu için, iyonik bağlı bileşiklerin erime ve kaynama noktaları bir hayli yüksektir.

İyonik bağlı bileşikler oda koşullarında katı haldedir.

İyonik bileşimli katıların tamamına yakını suda çözülebilir ve katı halde elektrik akımını iletmezler.

İyonik Bağ Örnekleri Nelerdir?

 İyonik bağa en iyi örnek sofra tuzudur. Sodyum ve Klorür atomları bir araya geldiğinde her bir sodyum atomunun bir değerlik elektronu, klorür atomunun elektronuna katılarak bu bağ oluşturulabilir.

Elementlerin birbirleri ile nasıl etkileştiği; elektronlarının nasıl sıralandığına ve atomlarda elektronların yerleştiği en dış bölgede kaç elektron için boşluk olduğuna bağlıdır. Elektronlar çekirdek etrafında katmanlar oluşturan enerji seviyelerinde bulunur. En yakın katman, iki taneye kadar elektron tutabilir. İkinci ve üçüncü enerji seviyeleri sekiz taneye kadar elektron tutabilir. Bu sekiz elektron, dörtlü çiftler halinde dizilir ve herhangi bir çift tamamlanmadan önce, her çiftin bir konumu dolar. Başka bir katman dolmadan önce, her zaman çekirdeğe en yakın katman, ilk önce dolar.

Hidrojenin bir elektronu vardır; bu da demektir ki, en düşük katmanda tek bir yeri doludur. Eğer periyodik tabloya göz atarsanız, hidrojen ile helyumun ilk satırdaki tek elementler olduğunu görürsünüz. Bunun nedeni, sadece ilk katmanlarında elektron bulundurmalarıdır. Hidrojen ile helyum, en düşük katmanı olup başka katmanı olmayan tek iki elementlerdir.

Periyodik Cetvel

Periyodik tabloya yeniden bakarsanız, 7 satır olduğunu fark edersiniz. Bu satır numaraları, her satırdaki elementlerin katman sayılarına karşılık gelir. Sütunlar soldan sağa ilerledikçe belirli bir satırın içindeki elementlerin elektron sayıları gittikçe artar. Her elementin katman sayısı aynı olsa bile her katman tamamıyla elektron ile dolu değildir. Periyodik tablonun ikinci satırına bakarsanız lityum (Li), berilyum (Be), bor (B), karbon (C), azot (N), oksijen (O), flor (F) ve neon (Ne) elementlerini bulursunuz. Bunların hepsi yalnızca ilk ve ikinci katmanları dolduran elektronlara sahiptir. Lityumun en dış katmanında sadece bir elektron bulunur, berilyumun iki, borun üç ve bütün katman neonda olduğu gibi sekiz elektronla dolana kadar böyle devam eder.

Tüm elementler en dış katmanlarını dolduracak kadar elektrona sahip değildir; ama atomlar en dış katmanlarındaki bütün elektron konumları dolduğunda en kararlı durumlarına ulaşır. En dış katmandaki bu boşluklardan dolayı, kimyasal bağların oluşumunu ya da moleküllerin oluşumu ile sonuçlanıp aynı veya farklı elementlerin iki veya daha fazlası arasında gerçekleşen etkileşimleri gözlemleriz. Atomlar, kararlılık durumlarını arttırmak için en dış katmanlarını tamamıyla doldurmaya eğilimli olacaklardır ve bu "amaçlarını" gerçekleştirmek için de elektron paylaşarak, başka bir atomdan elektron kabul ederek ya da başka bir atoma elektron vererek başka elementlerle bağ kuracaklardır. Düşük atom numarasına sahip elementler (atom numarası 20 olan kalsiyuma kadar) en dış katmanlarında sekiz tane elektron bulundurabildikleri için, buna "sekizli" anlamında oktet kuralı denir. Bir element, dış katmanını doldurmak ve oktet kuralına uymak için diğer elementlerle elektron paylaşabilir, onlara elektron verebilir ya da onlardan elektron kabul edebilir.

Bir atom, eşit sayıda proton ve elektron barındırmıyorsa, kendisine iyon adı verilir. Bu tür atomlarda elektron sayısı proton sayısına eşit olmadığından, her bir iyonun net bir yükü vardır. Pozitif iyonlar elektron kaybetme ile oluşur ve bunlara katyon adı verilir. Negatif iyonlar elektron edinme ile oluşur ve bunlara da anyon adı verilir.

Örneğin, sodyum en dış katmanında tek bir elektron bulundurur. Sodyumun o bir elektronu vermesi, dış katmanını doldurmak için yedi tane daha elektron kabul etmesinden daha az enerji alır. Eğer sodyum bir elektron kaybederse artık on bir protonu ve yalnızca on elektronu olur, bu da kendisini toplam +1 yüküyle bırakır. Adı, artık, sodyum iyonudur.

Klor, dış katmanında yedi elektron bulundurur. Aynı şekilde klorun bir elektron edinmesi, yedi elektron kaybetmesinden daha enerji tasarrufludur. Dolayısıyla; on yedi proton ve on sekiz elektrona sahip, net (-1) yüklü bir iyon oluşturmak için bir elektron edinmeye yatkındır. Adı, artık, klorür iyonudur.

Neden Desteğe İhtiyacımız Var?

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor. Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak... Daha fazla göster

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Destek Ol

Bir elementten diğerine olan bu elektron hareketine elektron transferi denir. Resim 1'in gösterdiği üzere, bir klor (Cl) atomu en dış katmanında 7 elektron bulundururken, bir sodyum atomu (Na) en dış katmanında 1 elektron bulundurur. Bir sodyum atomu katmanını boşaltmak için bir elektronunu verecektir ve bir klor atomu o elektronu katmanını doldurmak için kabul ederek klorüre dönüşecektir. Artık iki iyon da oktet kuralına uyuyordur ve tamamlanmış en dış katmanlara sahiptir. Bundan böyle elektron sayısı proton sayısına eşit olmadığından ikisi de iyondur ve +1 (sodyum) ile -1 (klorür) yüklerine sahiptir.

Resim 1: Elementler en dış katmanlarını elektronlarla doldurmaya yatkındır. Bunu yapabilmek için ya başka bir elemente elektron verir ya da başka bir elementten elektron kabul ederler.Principles of Biology

Güçlü Kimyasal Bağlar

İyonik Bağlar

Dört çeşit bağ ya da etkileşim türü vardır: iyonik, kovalent, hidrojen bağları ve van der Waals etkileşimleri. İyonik ve kovalent bağlar, kırılmaları için daha büyük bir enerji girişi gerektiren, güçlü etkileşimlerdir. Yukarıdaki sodyum atomu örneği gibi, bir element dış katmanından bir elektron verirse, pozitif bir iyon oluşur (Resim 2). Elektronu kabul eden element, artık negatif yüklüdür. Pozitif ve negatif yükler birbirlerini çektiğinden, bu iyonlar beraber kalır ve bir iyonik bağ ya da iyonlar arası bir bağ oluşturur. Elementler bağlanır ve genellikle bir elementin elektronu diğer elementle birlikte kalır. Na+ ve Cl- iyonları NaCl üretmek için birleştiklerinde bir sodyum atomundaki bir elektron, klor atomundaki diğer yedi elektron ile kalır ve sodyumla klorür iyonları, net sıfır yüklü bir iyon kafesinde birbirlerini çeker.

Resim 2: İyonik bir bileşiğin oluşumunda, oktete ulaşmak için metaller elektron kaybeder ve metal olmayanlar elektron kazanırlar.Principles of Biology

Kovalent Bağlar

İki ya da daha fazla atom arasındaki başka bir güçlü kimyasal bağ çeşidi de kovalent bağdır. Bu bağlar, iki element arasında bir elektron paylaşıldığında oluşur ve yaşayan organizmalardaki en güçlü ile en yaygın kimyasal bağ şeklidir. Kovalent bağlar hücrelerimizdeki biyolojik molekülleri meydana getiren elementler arasında oluşur. Kovalent bağlar, iyonik bağların aksine, genellikle suda çözünmez.

Hangisi Daha Güçlü: İyonik Bağ mı, Kovalent Bağ mı?

İlginç olarak, kimyagerler ve biyologlar bağ kuvvetini farklı yollarla ölçer. Kimyagerler, bir bağın mutlak gücünü (teorik gücünü) ölçerken; biyologlar, bağların biyolojik bir sistemde nasıl davrandığıyla daha ilgilidir. Biyolojik sistemlerde bağlar, genelde suda çözünme biçimindedir (İng: "aqueous").

Bu, incelediğiniz bakış açısına göre aynı bilginin nasıl farklı cevaplara yol açabileceğinin harika bir örneğidir.

Su moleküllerini oluşturmak için birleşen hidrojenle oksijen atomları birbirlerine kovalent bağlarla bağlıdır. Hidrojen atomundaki elektron, vaktini hidrojen atomunun dış katmanı ile oksijen atomunun tamamlanmamış dış katmanı arasında bölüştürür. Bir oksijen atomunun dış katmanını tamamen doldurmak için iki hidrojen atomundan iki elektrona ihtiyaç duyulur, bundan dolayı H2O'da altsimge ''2''dir. Elektronlar atomlar arasında paylaşılır; vakitleri, her birinin dış katmanını ''doldurmak'' için bölüştürülür. Bu paylaşım durumu; dahil olan tüm atomlar için, dış katmanları dolmadan durdukları durumlarına kıyasla daha düşük enerjili bir haldir.

Apolar Kovalent Bağlar

İki çeşit kovalent bağ bulunur: polar ve apolar. Apolar kovalent bağlar ya aynı elementin iki atomu arasında ya da elektronları eşit olarak paylaşan farklı elementler arasında oluşur. Örneğin; bir oksijen atomu dış katmanlarını doldurmak için başka bir oksijen atomuyla bağlanabilir. Bu ortaklık apolardır çünkü elektronlar her bir oksijen atomu arasında eşit olarak dağılır.

İki oksijen atomu arasında iki kovalent bağ oluşur çünkü oksijen en dış katmanını doldurmak için paylaşılan iki elektrona gereksinim duyar. Azot atomları, her azot atomu en dış katmanını doldurmak için üç elektrona ihtiyaç duyduğundan dolayı, iki azot atomu arasında üç tane kovalent bağ (üçlü kovalent de denir) oluşturacaktır.

Başka bir apolar kovalent bağ örneği metan (CH4) molekülünde bulunur. Karbon atomu en dış katmanında dört elektron bulundurur ve katmanını doldurmak için dört tane daha gereklidir. Bu dört taneyi, her atom bir tanesini karşılayacak şekilde dört hidrojen atomundan alır. Bu elementlerin hepsi elektronları eşit paylaşarak dört apolar kovalent bağ oluşturur (Resim 3).

Resim 3: Su molekülü (solda), oksijende kısmi negatif yük ve hidrojende kısmi pozitif yük olan bir polar bağı tasvir eder. Apolar bağ örnekleri metan (ortada) ve oksijeni (sağda) kapsar.Principles of Biology

Polar Kovalent Bağlar

Bir polar kovalent bağda, atomlar tarafından ortaklaşılan elektronlar bir çekirdeğe diğerinden daha yakın olarak daha çok vakit geçirir. Farklı çekirdekler arasında eşit olmayan elektron dağılımından dolayı kısmi pozitif (δ+) ya da kısmi negatif (δ–) yükleri ortaya çıkar.

Sudaki hidrojen ile oksijen arasındaki kovalent bağlar polar kovalent bağlardır. Ortak elektronlar oksijen çekirdeği yakınında daha çok vakit geçirerek ona küçük bir negatif yük, hidrojen çekirdekleri yakınında daha az vakit geçirerek bu moleküllere de küçük bir pozitif yük verir.

Daha Zayıf Bağlar

İyonik ve kovalent bağlar, kırılmaları için kayda değer bir enerji gerektiren kuvvetli bağlardır. Lakin, elementler arası bağların hepsi iyonik ya da kovalent değildir. Daha zayıf bağlar da oluşabilir. Bunlar kırılmak için çok enerji gerektirmeyen, pozitif ve negatif yükler arasında gerçekleşen çekimlerdir. Sıkça meydana gelen iki zayıf bağ, hidrojen bağları ve van der Waals etkileşimleridir. Bu bağlar suyun kendine mahsus özelliklerine ve DNA ile proteinlerin eşsiz yapılarına yol açar.

Hidrojen Bağları

Bir hidrojen atomu bulunduran polar kovalent bağlar oluştuğunda o bağdaki hidrojen atomu kısmi pozitif yüke sahip olur. Bunun nedeni paylaşılan elektronun diğer elemente doğru ve hidrojen çekirdeğinden uzağa daha güçlü çekilmesidir. Hidrojen atomu kısmi pozitif (δ+) olduğundan komşu negatif kısmi yüklere (δ–) çekilecektir. Bu gerçekleştiğinde bir molekülün hidrojen atomunun δ+ yükü ile diğer molekülün δ– yükü arasında zayıf bir etkileşim oluşur. Bu etkileşime hidrojen bağı adı verilir.

Gerçekten Bilmeniz Gereken 50 Felsefe Fikri

TÜM DÜNYADA BİR MİLYONDAN FAZLA SATAN

GERÇEKTEN BİLMENİZ GEREKEN 50 FİKİR SERİSİNDEN

“Felsefenin amacı, ifade etmeye değmez görünecek kadar basit bir şeyle başlayıp, hiç kimsenin inanmayacağı kadar paradoksal bir şeyle bitirmektir.” Bertrand Russell

“Tam doğru diye bir şey yoktur; tüm doğrular yarı doğrudur. İşleri karıştıran, onları tam doğrularmış gibi ele almaya çalışmaktır.” Alfred North Whitehead

Kabul, konuyu “Felsefe yapma!” diye kestirip atabilmek büyük konfor. Felsefenin çetin sorularıyla cebelleşmektense filozoflara fildişi kulelerde yaşayan ve “kaşıyacak bir şey olsun diye uyuz icat eden” gerçek hayattan kopuk muhteremler klişesiyle bakmak mümkün. Ama klişeler üstünden yaşamak yerine kendi yolumuzu çizmek istiyorsak; “ne yapabilirim?” değil “ne yapmalıyım?” sorusunun cevabını arıyorsak yüzümüzü dönmemiz gereken yer felsefedir. Bırakın hayattan kopuk olmayı, tam da hayatın özüne dair konuşan şey felsefedir.

Gerçekten Bilmeniz Gereken 50 Felsefe Fikri, anlatım dilinden tasarımına kadar kolay anlaşılabilir olmayı hedeflemiş, okuru dolambaçlı yollarda yalnız bırakmayan ideal bir felseye giriş kitabı. Her zaman felsefenin odağında olmuş bilgi, bilinç, kimlik, etik, hukuk ve estetik gibi kavramlar hakkındaki tartışmaları, kavanozdaki beyin problemi, Platon’un mağarası, berber paradoksu, ünlü “düşünüyorum öyleyse varım” önermesi ve tutuklu ikilemi gibi keyifli ve zihin açıcı başlıklar üzerinden okurla paylaşıyor. Önyargılarını kırıp adabıyla felsefe yapmak isteyen herkes için hayli faydalı bir kitap.

Ben Dupré referans yayıncılığı kariyerine başlamadan önce Exeter Üniversitesi’nde Klasikler üzerine okudu. 1993-2004 yılları arasından Oxford University Press’in referans kitaplar bölümünü yönetti. Çetrefilli konuları ve zorlu fikirleri okura basit bir dille aktarabilmek konusunda 20 yıllık bir deneyime sahip. Ailesiyle birlikte Oxford’un kuzeyinde yaşıyor.

Devamını Göster

₺125.00

Gerçekten Bilmeniz Gereken 50 Felsefe Fikri

Satın AlTüm Ürünler

Bu bağ çeşidi yaygındır; örneğin, suyun sıvı yapısı su molekülleri arasındaki hidrojen bağlarından kaynaklanır (Resim 4). Hidrojen bağları suya yaşamı ayakta tutan eşsiz özellikler verir. Hidrojen bağları olmasaydı, su oda sıcaklığında sıvı yerine gaz olurdu.

Resim 4: Hidrojen bağları kısmi pozitif (δ+) ile kısmi negatif (δ–) yüklü polar kovalent molekülleri arasında oluşur, mesela su.Principles of Biology

Hidrojen bağları farklı moleküller arasında oluşabilir ve her zaman bir su molekülü içermek zorunda değildir. Herhangi bir molekül içindeki polar bağlardaki hidrojen atomları başka komşu moleküller ile bağ oluşturabilir. Örneğin; hidrojen bağları DNA molekülüne ayırt edici özelliği olan çift sarmallı yapısını vermek için iki uzun DNA sarmalını bir arada tutar. Hidrojen bağları aynı zamanda bazı üç boyutlu protein yapılarından da sorumludur.

Van der Waals Etkileşimleri

Aynı hidrojen bağları gibi, van der Waals etkileşimleri de moleküller arası zayıf çekim ya da etkileşimlerdir. Farklı moleküllerde, polar ve kovalent olarak bağlı atomlar arasında gerçekleşirler. Bu zayıf çekimlerden bazıları, elektronlar çekirdek etrafında hareket ettiklerinde oluşan geçici kısmi yüklerden kaynaklanır. Bu moleküller arası zayıf etkileşimler biyolojik sistemlerde önemlidir.

Ayrıca bazı sıra dışı bağlar da keşfedilmiştir. Bununla ilgili bir yazımızı buradan okuyabilirsiniz.

Alıntı Yap

Okundu Olarak İşaretle

Paylaş

Sonra Oku

Notlarım

Yazdır / PDF Olarak Kaydet

Bize Ulaş

Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git

Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?

Kaynaklar ve İleri Okuma

Sıkça Sorulan Sorular

Kimyasal bağların kuvvet sıralaması nedir?

İyonik Bağ > Kovalent Bağ (Polar > Apolar) > Hidrojen Bağı > van der Waals Etkileşimleri [Yazıda belirtildiği üzere sıralamada iyonik ve kovalent bağların yeri kimyager ve biyologlara göre değişir. Bu cevap kimyagerlerin kabul ettiği cevaptır.]

Geçici kısmi yüklerin oluşturduğu zayıf etkileşim türü nedir?

van der Waals etkileşimleri.

Atom ortaklaşması ile oluşan bağ çeşidi nedir?

Kısmi pozitif ve kısmi negatif etkileşimi ile oluşan bağ çeşidi nedir?

Elektron alışverişi ile oluşan bağ çeşidi nedir?

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci kaynağı değiştir]

Dış bağlantılar[değiştir

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır