izmir ankesör beraat / Tanık ve Ardışık Arama, Beraat Kararı - İzmir Avukat Hukuk Bürosu

Izmir Ankesör Beraat

izmir ankesör beraat

Tanık ve Ardışık Arama, Beraat Kararı

FETÖ BERAAT KARARI

T.C.
HAKKARİ
3. AĞIR CEZA MAHKEMESİ

Tanık ve Ardışık Arama, Beraat Kararı

DOSYA NO : 2020/66 Esas
KARAR NO : 2021/10 Karar
C.SAVCILIĞI ESAS NO : 2020/375

GEREKÇELİ KARAR
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

BAŞKAN : ………..
ÜYE : ………….
ÜYE : …………..
C. SAVCISI : ……………
KATİP : ……………..

DAVACI : K.H.
SANIK :
Oğlu, 14/11/1989 Kırşehir Doğumlu, Kırşehir, Merkez,
MÜDAFİİ : ……………….
GÖZALTI TARİHİ : 14/01/2020-17/01/2020
TUTUKLAMA – TAHLİYE : 17/01/2020 – 11/06/2020
SUÇ : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma
SUÇ TARİHİ : 14/01/2020 (yakalandığı tarih)
KARAR TARİHİ : 20/01/2021
Türk Milleti adına yargılama yapmak ve hüküm vermekle yetkili bağımsız ve tarafsız Hakkari 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından gereği düşünüldü;

İDDİA: Tanık ve Ardışık Arama, Beraat Kararı,
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/13645 Esas sayılı iddianamesi ile; sanık hakkında” Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma”suçunu işlediği iddiası ile Türk Ceza Kanunu’nun 314/2, 53/1, 58/9, 63; 3713 Sayılı TMK’nun 3 ve 5. sevk maddeleri uyarınca cezalandırılması talebi ile mahkememizde kamu davası açılmıştır.
İDDİA MAKAMI ESAS HAKKINDAKİ MÜTALAASINDA: Sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kamu davasının açıldığı, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;

Sanık hakkında ankesörlü ve sabit hatlardan ardışık aranmalarının olduğunun HTS kayıtları ile sabit olduğu, FETÖ/PDY terör örgütünün bu yöntem ile asker kişiler ile örgüt içi haberleşme sağladığı, tanık …………….’ın sanık ile devre arkadaşı olması hasebiyle aynı ilde olduklarının anlaşıldığı ve tanığın o dönemde cemaat tarafından arandığını beyan ettiği, tanık …………….’ın da aynı şekilde o dönemde cemaat tarafından arandığını beyan ettiği göz önüne alındığında bu aramaların örgüt tarafından yapıldığı hususunda kuşku bulunmadığı, ayrıca tanık…………………’ın sanığın tanıklar……………………….’nun FETÖ/PDY örgütüne bağlı olduğunu bildiğinden sanığın da örgüte bağlı olduğunu düşündüğünü beyan ettiği, yine tanık …………….’ün sanığın o dönemlerde kendisine FETÖ/PDY terör örgütü içerisinde olmadığı için takım komutanı olan …………….’ın sanığa kendisine işkence etmesi emrini verdiğini, bunun üzerine sanığın kendisine fiziksel ve psikolojik işkenceler uyguladığını beyan ettiği, tanık …………….’ın da soruşturma aşamasında müdafii huzurunda vermiş olduğu ifadesinde tanık …………….ün beyanını doğrular nitelikte beyanda bulunduğu, bu şekilde sanığın salt ikrara yönelik savunmalarına itibar edilemeyeceği, böylece sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile organik bağ kurduğu, söz konusu bağın süreklilik ve çeşitlilik arz ettiği bu nedenle sanığın silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği kanaatine varılmakla, 5237 sayılı TCK’nın 314/2, 3713 sayılı TMK’nın 5/1, TCK’nın 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca CEZALANDIRILMASINA karar verilmesini kamu adına talep ve mütalaa olunur. “Şeklinde mütalaada bulunmuştur.

SAVUNMA
SANIK ……………………… SAVUNMASINDA: Ben celse arasında savunma dilekçesi yollamıştım aynen tekrar ediyorum, üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, bu aşamada tahliyemi talep ediyorum. “Şeklinde savunmada bulunmuştur.
SANIK MÜDAFİİNDEN SORULDU: Tanık beyanlarına bir diyeceğimiz yoktur, ankesörlü aramalar kriterlere uygun değildir, dinlenmeyen tanıkların da dinlenmesini talep ediyoruz, bu aşamada müvekkilin tahliyesine karar verilmesini talep ediyoruz. “Şeklinde savunmada bulunmuştur.

Tanık ve Ardışık Arama, Beraat Kararı, ESAS HAKKINDAKİ MÜTALAAYA KARŞI SANIK SAVUNMASINDA: mütalaayı kabul etmiyorum, iddianamedeki HTS kayıtlarından sadece 2 tane aramanın ardışık arama olduğu belirtilmiştir ancak bu aramalar örgütsel değildir, …………….’yı tanımıyorum…………….. da beni tanımadığını dile getirmiştir, Şahıs beni Ankara’dan aramıştır ben o tarihte Iğdır’daydım, ayrıca rütbelerimiz farklıdır. …………….’ı aynı taburda çalıştığım için tanırım başka bir samimiyetim yoktur, İzmir Menteş’e geç katılan misafir öğrencilerin Ankara’dan İzmir’e otobüse bindikleri bilgisini vermek için beni aramışlardır. Ben o tarihte İzmir Menteş’deydim. Arama Ankara Aşti’de yapılmıştır, …………….’ın da beyanları bu beyanımı doğrular. Bu aramalar mesai saatimin içinde yapılmıştır. Bu nedenle bu arama örgütsel bir arama değildir. HTS kayıtlarında 14 tane tekil arama vardır. Bu aramaların hiç biri örgütsel amaçlı değildir. Üzerinden uzun zaman geçtiği için neden arandığımı bilmiyorum. Kocaeli ile tek bağlantım fizik tedavi gören annem ile ilgilidir. İlgili kroki ve muayene evrağı dosya içinde vardır. Iğdır aramaları ise Iğdır’ın merkezinde bulunan bayiden yapılmıştır. 350 metre ilerisinde Askerlik şubesinin, 200 metre ilerisindeki Ağız Diş Sağlığı merkezi vardır. Ağız Diş Sağlığı’na giden askerler tarafından yapılmıştır. Bu aramalar da mesai saatleri içindedir. Ankara aramaları genelde Aşti’den yapılmıştır, bu esnada ben İzmir Menteş’deydim, geç kalan öğrencilerin bilgisini vermek için arandım. Iğdır’da ki aramaların tümü 13 nolu ankesörlü hattan yapılmıştır. İzmir araması da bir tanedir ve İzmir otogarından yapılmıştır. Bu aramalar örgütsel değildir arayan kişiler belli değildir. Bu nedenle savcılık mütalaasını kabul etmiyorum. Aramalar periyodik değilidir. Konuşmalar uzun sürmüştür. Tüm bu konuşmalar mesai saatleri içinde yapılmış, uzun konuşmalardır ve örgütsel değildir. ……………. beyanında sadece harp okulundan devrem olduğu için tanıdığını söylemiştir. ……………. etkin pişmanlıktan yararlanmıştır örgüt ile bağlantım olsaydı söylerdi, ……………. beni tanımadığını belirtmiştir ben de tanımıyorum, ……………. ise örgütsel bir davranışıma şahit olmadığını belirtmiştir. Hüseyin’in beyanları çelişkilidir itibar edilmemesi gerekmektedir, ayrıca ……………. ile aynı evde kalmadım buna ilişkin faturayı da mahkemeye sundum. Ayrıca H……………. ifadesinde bizim için alt devrelere eziyet ettiğini duyduğunu belirtmiştir ancak kimden duyduğuna ilişkin bir beyanı yoktur kendini kurtarmak için böyle bir beyanda bulunmuştur. …………….ın beyanları doğru değildir ben üstlerimin emirlerini uyguladım, şahsın yaşadıklarının kat kat fazlasını ben üst devrelerimden gördüm. Mahkeme sırasında şerefsiz diye hitap etmiştir bana duyduğu husumetten kaynaklı hakkımda aleyhte beyanda bulunduğunu düşünüyorum, mahkeme beyanında benim örgütsel bir faaliyetime tanık olmadığını söylemiştir. Ben iki defa alay disiplin kuruluna bir kere de yüksek disiplin kuruluna çıktım. 2. Sınıfın sonunda puanım 31 puana düştüm 88 puanım kırıldı, disiplin puanına göre puanım iade edildi aradan uzun zaman geçtiği için yanlış hatırladığım için öyle beyanda bulundum. Şahsın söyledikleri doğru ise örgüt üyesi olmadığım ortadadır. Terör suçlamasını kabul etmiyorum. 17 yıldır zor şartlar altında TSK üyesi olarak beraatimi talep ediyorum. “Şeklinde savunmada bulunmuştur.

ESAS HAKKINDAKİ MÜTALAAYA KARŞI SANIK MÜDAFİİ SAVUNMASINDA: Mütalaayı kabul etmiyoruz, müvekkilimin savunmasına iştirak ediyoruz. Ardışık aramalar örgütsel değildir Yargıtay kriterlerine uygun değildir. 2. Ardışık arama Aşti’den yapılmıştır bu arama da askeri personel tarafından yapılmıştır, arama yapıldığı zaman Menteş askeri kampının olduğu sıradadır, müvekkilimi askeri öğrencilerin aradığı açıktır. Arama 69 saniyelik uzun aramadır. 69 saniye olması da kriterlere uygun değildir. …………….’ın beyanı çıkarımdan ibarettir. Müvekkilimin örgütsel bir faaliyetine tanık olmadığını söylemiştir, tek başına kaldığına ilişkin faturaları dosyaya sunduk. …………….’nın söz konusu eylem ile ilgili beraat kararı verilmiştir, ……………. buradaki ifadesinde şaka yaptığını söylemiştir. Bu nedenle …………….’ın ifadesine itibar edilemez……………..’ın beyanı ise husumetten kaynaklıdır. Söz konusu puan iadesi yönetmelikten dolayıdır buna ilişkin de açıklamayı yaptık, müvekkilim hakkında beraat kararı verilmesini talep ediyoruz. “Şeklinde savunmada bulunmuştur.

TANIK BEYANLARI, Tanık ve Ardışık Arama, Beraat Kararı
TANIK ……………… YEMİNLİ BEYANINDA: …………….
TANIK ……………… YEMİNLİ BEYANINDA: …………….
TANIK ……………… YEMİNLİ BEYANINDA: …………….
TANIK ……………. YEMİNLİ BEYANINDA: …………….
TANIK ……………… YEMİNLİ BEYANINDA: …………….
TANIK ……………… YEMİNLİ BEYANINDA: …………….
TANIK ……………… YEMİNLİ BEYANINDA: …………….
TANIK ……………… YEMİNLİ BEYANINDA:…………….
TANIK ……………… YEMİNLİ BEYANINDA: …………
TANIK………………YEMİNLİ BEYANINDA:…………….

DELİLLER
Sanık beyanı, sorgu zaptı, sanık adli sicil-nüfus kayıt örnekleri, sanık hakkında havuz sorgusu, ankesör-sabit hat arama raporu, tahkikat evrakları ve tüm dosya kapsamı.

OLAY, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, TARTIŞILMASI VE HUKUKİ KABUL:
Öncelikle sanığa isnat edilen ardışık aramanın etraflıca irdelenmesi gerektiği düşünülmüş, Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2018/5526 Esas ve 2019/6842 Karar ile 2019/1582 Esas ve 2019/6838 Karar sayılı karalarında Askeri Mahrem Yapılanmanın ve bu yapılanma içerisinde iletişim metotlarının etraflıca izah edildiği görülmüştür.

Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2018/5526 Esas ve 2019/6842 Karar sayılı kararında özetle;

gibi programlar yüklediği, geri kalan mensupları ile özellikle geçmiş yıllarda kullandıkları bir sistem olan büfe, market ve benzeri yerlerdeki ücretli telefonlar veya kontörlü telefonlar ile haberleştikleri, örgütsel irtibatta asıl olan iletişim metodunun yüz yüze görüşme olduğu ve bir sonraki görüşmenin tarih ve yerinin bu esnada belirlendiği, bu mümkün olmaz ise tedbir anlamında her asker şahsın farklı ankesör ya da sabit hatlardan(market-büfe-bakkal vb.) farklı asker şahısların aranmasının; arka arkaya arama(ARDIŞIK ARAMA) şeklinde olması durumunda, aramanın örgütsel olduğu kanısını güçlendirdiği, ayrıca aynı ankesör/sabit(büfe-market vb.), mahrem yapı içerisindeki irtibatın ve şifreleme tekniğinin deşifre olmaması amacıyla çok sayıda şifreleme tekniğinin kullanıldığı anlaşılmıştır.
Günümüzde iletişim aracı olarak cep telefonlarının kullanılmasının hayatın olağan akışına uygun ve kabul edilen bir gerçek olmasına karşın, kamuya açık ve birbirinden bağımsız market, büfe, kırtasiye, lokanta vb. gibi sair işletmelerde kurulu bulunan, ücret karşılığı kullanılan sabit hat ve ankesörlü hatlar üzerinden asker şahıslarla GEZEREK ya da ARDIŞIK şeklinde yapılan aramaların; örgütün “gizlilik” ve “deşifre olmama” kuralına uygun olarak Askeri Mahrem Yapılanmasının irtibat kurma yöntemlerinden biri olup FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün MAHREM İMAMLARI tarafından örgütsel amaçlı, örgütsel haberleşmeyi sağlamak amacıyla gerçekleştirildiği kanaatine varılmıştır.

Tanık ve Ardışık Arama, Beraat Kararı, Bir asker şahsın; örgütün gizlilik ve deşifre olmamak kuralına riayetle, örgütün talimatı ile ve örgütsel irtibatı sağlamak maksadıyla kamuya açık ve birbirinden bağımsız market, büfe, kırtasiye, lokanta vb. gibi sair işletmelerde kurulu bulunan, ücret karşılığı kullanılan sabit hat veya ankesörlü hatlar ile mahrem imam tarafından arandığı, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaata ulaştıracak somut olgu ve teknik verilerle tespit edilmesi ve yargılama yapan mahkemenin de tam bir vicdani kanaate ulaşması halinde, kişinin örgütle bağlantısını gösteren hukuka uygun delil olacağında kuşku yoktur.” hususları ifade edilmiştir.

Bu açıklamalar ışığında tüm dosya kapsamı incelendiğinde; sanığın aşamalardaki savunmasında iddianame ile üzerine atılı suçlamayı kabul etmediği, sanığın 30/12/2019 tarihli inceleme tutanağı ile sanığın 09/11/2012 21:22 ‘de, 12/12/2013 09:24’de, 22/05/2014 18:26’da kendisi gibi askeri personel olan ……………. ile, 06/07/2014 20:13 ve 20:14’de ve 29/08/2014 21:55’de kendisi gibi askeri personel olan ……………. ile ardışık olarak arandığı; söz konusu ardışık aramalardan 1., 2., ve 4. Grup ardışık aramaların ardışık arama olarak nitelendirilemeyeceği, nitekim sanık ile kaydı tespit edilemeyen bir numaranın arandığının anlaşıldığı, 3. Grup ardışık aramanın askeri personel olan ……………. ile yapıldığı; ancak tanığın rütbesinin astsubay olduğu, sanık ile tanığın rütbesinin denk olmadığı,…………….’nın mahkeme huzurunda tanık sıfatıyla dinlendiği, tanığın mahkeme huzurundaki beyanında sanığı tanımadığını beyan ettiği, 5 .grup ardışık aramanın sanık ile aynı rütbede olan ……………. ile arandığının anlaşıldığı, tanık …………….’in mahkeme huzurunda tanık sıfatıyla dinlendiği, tanığın mahkeme huzurundaki beyanında sanığı tanımadığını beyan ettiği, sanık hakkında yapılan araştırmada dosyada mevcut ardışık arama kayıtlarından başka bir arama kaydının bulunmadığı anlaşılmıştır. Her ne kadar sanığın ardışık olarak arandığı iddiasıyla cezalandırılması talep edilmiş ise de; ardışık aramaların Yargıtay ilamlarında belirtilen kriterleri taşımadığı mahkememizce değerlendirilmiştir.

Tanık………………’ın sanığın tanıklar ……………… ile birlikte evde kaldıklarını, bu eve bir kez gittiğini ve birlikte namaz kıldıklarını ve tanık ………………’nun FETÖ/PDY örgütüne bağlı olduğunu bildiğinden sanığın da örgüte bağlı olduğunu düşündüğünü beyan ettiği, yargılama aşamasında tanık sıfatıyla ………………nın dinlediği, tanıkların mahkeme huzurundaki beyanında sanık ile aynı evde kalmadıklarını beyan ettikleri görüldüğü, tanık …………….’in beyanlarında geçtiği üzere sanık ve tanıkların aynı evde kaldıkları ve söz konusu evin örgüt evi olduğu hususunda dosya kapsamında her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediği, tanık ………………’ın, tanık ………………’nun FETÖ/PDY örgütüne bağlı olduğu şeklindeki düşüncesinden hareketle sanığın da örgüte bağlı olduğunu çıkarımına ulaşmış olabileceği kanaati mahkememizce hasıl olmakla, sanığın örgüt evinde tanıklar ………………u ve………………le birlikte kaldığı hususu mahkememizce şüpheli kalmıştır.

Tanık ………………n sanığın okul dönemindeyken kendisine FETÖ/PDY terör örgütü içerisinde olmadığı için takım komutanı olan………………’ın sanığa kendisine işkence etmesi emrini verdiğini, bunun üzerine sanığın kendisine fiziksel ve psikolojik işkenceler uyguladığını beyan ettiği, sanık savunmasında tanığa komutanlarının emri doğrultusunda askeri eğitim verdiğini, hakkında kişisel bir husumeti olabileceğini savunmakla tanığın beyanlarını kabul etmediği görülmüştür. Sanığın disiplin puanları incelendiğinde savunmasında geçtiği üzere 120 ile başlayan disiplin puan’ın 2. Sınıf sonunda 31’e düştüğü, dahan sonrasında disiplin yönetmeliğine göre sanığın disiplin puanına, puan eklenmek suretiyle 90 puan ile 3. sınıfa başladığı, sonuç itibariyle 88 puan ile mezun olduğu, sanığın, tanığın beyanında geçen askeri eğitimleri, tanığın FETÖ/PDY terör örgütü içerisinde yer almadığı için, kasıtlı olarak tanığı yıldırmak, askeri okuldan uzaklaştırmak amacıyla yapıldığına dair dosya kapsamında delil elde edilmediği, bu cihette sanık hakkındaki tanık tarafından ileri sürülen iddialar şüphe düzeyinde kalmıştır.

Böylece, her ne kadar; sanık hakkında Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçundan eylemine uyan Türk Ceza Kanunu 314/2, Terörle Mücadele Kanunu 5/1, Türk Ceza Kanunu 53, 58/9 ve 63 maddeleri gereğince cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de; sanığın aşamalardaki savunmalarının aksine üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak eksin ve inandırıcı deliller elde edilemediği, yüksek de olsa bir olasılığa dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan, varsayıma dayalı olarak hüküm vermek anlamına gelir ki, ceza yargılamasında mahkûmiyet, büyük veya küçük bir olasılığa değil, her türlü kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanması gerektiği, dosyada sanığın mahkumiyetine yeterli, kesin, inandırıcı delilin bulunmadığı, dolayısıyla sanığa yüklenen suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmadığından 5271 sayılı C.M.K’nın 223/2-e.maddesine göre beraatine karar vermek gerekmiştir.
İzah edilen gerekçelerle aşağıdaki hüküm Türk Milleti Adına tesis edilmiştir.

KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Her ne kadar; sanık hakkında Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçundan eylemine uyan Türk Ceza Kanunu 314/2, Terörle Mücadele Kanunu 5/1, Türk Ceza Kanunu 53, 58/9 ve 63 maddeleri gereğince cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de; sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediğinden atılı suçtan 5271 sayılı Cmk’nın 223/2-e maddesi gereğince BERAATINA,

2-Sanığa şahsi hürriyeti sınırlama sonucunu doğuran bütün haller nedeniyle geçirdiği süre nedeniyle CMK. 142/1-2 maddesi uyarınca; İstem, zarara uğrayanın oturduğu yer ağır ceza mahkemesinde ve eğer o yer ağır ceza mahkemesi tazminat konusu işlemle ilişkili ise ve aynı yerde başka bir ağır ceza dairesi yoksa, en yakın yer ağır ceza mahkemesinde karara bağlanmak üzere; Karar veya hükümlerin kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her hâlde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat isteminde bulunabileceğinin ve CMK. 141/1.e maddesindeki “Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında; Kanuna uygun olarak yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilen kişiler, maddî ve manevî her türlü zararlarını, Devletten isteyebilirler” hakkının hatırlatılmasına,

3-Sanık duruşmalarda kendisini müdafii ile temsil ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre hesap ve takdir edilen 8.200,00 TL vekalet ücretinin hazineden alınarak SANIĞA VERİLMESİNE,

4-Karar kesinleştiğinde bir örneğinin 5320 Sayılı Kanun’un 16. maddesi gereğince soruşturmada görev alan kolluk birimine bildirilmesine,

5-Sanık hakkında beraat kararı hükmedildiğinden sanık hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin KALDIRILMASINA,

6-Sanığın beraatine karar verilmiş olmakla, CMK’nın 327/1 maddesi gereğince sanığın kusurundan ileri gelen yargılama gideri bulunmadığından, yapılan tüm yargılama giderlerinin CMK’nın 324-330. maddeleri gereğince Devlet Hazinesi üzerinde bırakılmasına,

Dair yüze karşı verilen kararın tefhiminden, yoklukta verilen kısa karara ait gerekçeli kararın tebliğinden itibaren verilen hüküm yedi gün içinde mahkememize verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek üzere katibe yapılacak sözlü başvuru veya ceza infaz kurumuna veya tutukevi müdürüne beyanda bulunmak suretiyle istinafa tabii olup Van Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere, Cumhuriyet Savcısının huzurunda, sanık ve sanık müdafinin yüzüne karşı mütalaaya aykırı (Üye Hakim Esma TÜREDİ KELEP-190409’in sanık hakkında Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği yönünde karşı oyu ile) oy çokluğu ile verilen karar açıkça okunup gerekçesi ana çizgileri ile anlatıldı.
20/01/2021

KARŞI OY:
Sanık hakkında somut mahkumiyet gerekçesi açıklanmadan önce Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2016/7162 E. Ve 2017/4786 K. Sayılı kararından alıntı yapılarak FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütünün yapısı ve tanımı ile ilgili kısa açıklamalara yer verilmiş akabinde sanıkla ilgili mahkumiyet gerekçesi açıklanmıştır.

Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/7162 E. Ve 2017/4786 K. Sayılı Kararında FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü ile ilgili aynen;

Tanık ve Ardışık Arama, Beraat Kararı.

FETÖ/PDY küresel güçlerin stratejik hedeflerini gerçekleştirmek üzerine kurulan bir maşa olarak; Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türkiye Devletini ve varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini yıkmak ve daha sonra ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini bozmak amacıyla kurulmuş bir terör örgütüdür. Bu örgüt kuruluşundan 15 Temmuz sürecine kadar örgüt lideri Fethullah Gülen tarafından belirlenen ideolojisi doğrultusunda amaçlarını gerçekleştirmek üzere eylem ve fikir birliği içinde hareket etmiştir. Gerçekleştirdiği eylemlerde kullandığı yöntem, bir kısım örgüt üyelerinin silah kullanma yetkisine haiz resmi kurumlarda görevli olmaları ve bu silahlar üzerinde tasarrufta bulunma imkanlarının varlığı, örgüt hiyerarşisi doğrultusunda emir verilmesi halinde silah kullanmaktan çekilmeyeceklerinin anlaşılması karşısında; tasarrufunda bulunan araç, gereç ve ağır harp silahları bakımından 5237 sayılı TCK’nın 314/1-2 maddesi kapsamında silahlı bir terör örgütü olduğu anlaşılmıştır.” ifadelerine yer vermiştir. Tanık ve Ardışık Arama, Beraat Kararı

Tanık ve Ardışık Arama, Beraat Kararı, Öncelikle sanığa isnat edilen ardışık arama metodunun etraflıca irdelenmesi gerektiği, Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2018/5526 Esas ve 2019/6842 Karar ile 2019/1582 Esas ve 2019/6838 Karar sayılı karalarında ve istikrar bulmuş bir çok kararında Askeri Mahrem Yapılanmanın ve bu yapılanma içerisinde iletişim metotlarının etraflıca izah edildiği görülmektedir. Şöyle ki;
Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2018/5526 Esas ve 2019/6842 Karar sayılı kararında özetle;

gibi programlar yüklediği, geri kalan mensupları ile özellikle geçmiş yıllarda kullandıkları bir sistem olan büfe, market ve benzeri yerlerdeki ücretli telefonlar veya kontörlü telefonlar ile haberleştikleri, örgütsel irtibatta asıl olan iletişim metodunun yüz yüze görüşme olduğu ve bir sonraki görüşmenin tarih ve yerinin bu esnada belirlendiği, bu mümkün olmaz ise tedbir anlamında her asker şahsın farklı ankesör ya da sabit hatlardan(market-büfe-bakkal vb.) farklı asker şahısların aranmasının; arka arkaya arama(ARDIŞIK ARAMA) şeklinde olması durumunda, aramanın örgütsel olduğu kanısını güçlendirdiği, ayrıca aynı ankesör/sabit(büfe-market vb.), mahrem yapı içerisindeki irtibatın ve şifreleme tekniğinin deşifre olmaması amacıyla çok sayıda şifreleme tekniğinin kullanıldığı anlaşılmıştır.
Günümüzde iletişim aracı olarak cep telefonlarının kullanılmasının hayatın olağan akışına uygun ve kabul edilen bir gerçek olmasına karşın, kamuya açık ve birbirinden bağımsız market, büfe, kırtasiye, lokanta vb. gibi sair işletmelerde kurulu bulunan, ücret karşılığı kullanılan sabit hat ve ankesörlü hatlar üzerinden asker şahıslarla GEZEREK ya da ARDIŞIK şeklinde yapılan aramaların; örgütün “gizlilik” ve “deşifre olmama” kuralına uygun olarak Askeri Mahrem Yapılanmasının irtibat kurma yöntemlerinden biri olup FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün MAHREM İMAMLARI tarafından örgütsel amaçlı, örgütsel haberleşmeyi sağlamak amacıyla gerçekleştirildiği kanaatine varılmıştır. Tanık ve Ardışık Arama, Beraat Kararı

Bir asker şahsın; örgütün gizlilik ve deşifre olmamak kuralına riayetle, örgütün talimatı ile ve örgütsel irtibatı sağlamak maksadıyla kamuya açık ve birbirinden bağımsız market, büfe, kırtasiye, lokanta vb. gibi sair işletmelerde kurulu bulunan, ücret karşılığı kullanılan sabit hat veya ankesörlü hatlar ile mahrem imam tarafından arandığı, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaata ulaştıracak somut olgu ve teknik verilerle tespit edilmesi ve yargılama yapan mahkemenin de tam bir vicdani kanaate ulaşması halinde, kişinin örgütle bağlantısını gösteren hukuka uygun delil olacağında kuşku yoktur.” şeklinde içtihat geliştirmiştir.
Dosyamız sanığı kapsamında tüm dosya kapsamı incelendiğinde; 30/12/2019 tarihli inceleme tutanağı ile sanığın 09/11/2012 21:22 ‘de, 12/12/2013 09:24’de, 22/05/2014 18:26’da kendisi gibi askeri personel olan …………….ile ardışık olarak arandığı; 02/01/2020 tarihli HTS analiz raporu ile sanığın ardışık olarak arandığı 0507 328 86 28 nolu GSM hattının sanık tarafından kurumlara iletişim bilgisi olarak verilmesi ve sanığın ikametinin bulunduğu illerde telefonun baz vermesi nedeniyle sanık tarafından kullanılmış olabileceğinin değerlendirildiği; bu kayıtlardan da görüleceği üzere sanığın Kocaeli, Ankara, İzmir ve Iğdır illerinden 2012-2016 yılları arasında ankesörlü ve sabit hatlardan ardışık aranmalarının olduğunun dosya arasında bulunan HTS kayıtları ile sabit olduğu, FETÖ/PDY terör örgütünün bu yöntem ile asker kişiler ile örgüt içi haberleşme sağladığı, bu aramalardan özellikle Ankara’dan 09/11/2012, 22/05/2014 ve 29/08/2014 tarihlerinde yapılan ve Iğdır ilinden yapılan 06/07/2014 tarihlerindeki aramaların mesai gün ve saatleri dışında yapılmış olması ve tanık……………. sanık ile devre arkadaşı olması hasebiyle aynı ilde oldukları, tanığın o dönemde cemaat tarafından arandığını beyan ettiği, tanık …………….’ın da aynı şekilde o dönemde cemaat tarafından arandığını beyan ettiği göz önüne alındığında bu aramaların Yargıtay kararlarında belirtilen örgütsel arama kriterlerine uyduğu, tanık …………….’ın sanığın tanıklar……………. ile birlikte evde kaldıklarını, bu eve bir kez gittiğini ve birlikte namaz kıldıklarını ve tanık …………….’nun FETÖ/PDY örgütüne bağlı olduğunu bildiğinden sanığın da örgüte bağlı olduğunu düşündüğünü beyan ettiği, tanık Oğuzhan …………….’ün sanığın o dönemlerde kendisine FETÖ/PDY terör örgütü içerisinde olmadığı için takım komutanı olan …………….’ın sanığa kendisine işkence etmesi emrini verdiğini, bunun üzerine sanığın kendisine fiziksel ve psikolojik işkenceler uyguladığını beyan ettiği, tanık …………….ın da soruşturma aşamasında müdafii huzurunda vermiş olduğu ifadesinde tanık …………….ün beyanını doğrular nitelikte beyanda bulunduğu birlikte değerlendirildiğinde sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile organik bağ kurduğu, söz konusu bağın süreklilik ve çeşitlilik arz ettiği bu nedenle sanığın silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği kanaatine varılmakla sanığın eylemine uyan TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 5/1, TCK’nın 62/1, 53, 58/9 ve 63 maddeleri uygulanarak cezalandırılması gerektiği görüşünde bulunduğumdan “sanığın beraatine karar verilmesi” yönündeki sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum. Tanık ve Ardışık Arama, Beraat Kararı

Üye 190409 Katip 233140
¸ e-imzalıdır ¸ e-imzalıdır

Bostanlı Fetö Avukatı Ücretiiçin tıklayın.

Tanık ve Ardışık Arama, Beraat Kararı

izmir boşanma avukatı

Tanık ve Ardışık Arama, Beraat Kararı

Bir önceki yazımız olan Kemalpaşa Boşanma Avukatı başlıklı makalemizde boşanma avukatı kemalpaşa, boşanma davası avukatı kemalpaşa ve boşanma hukuk bürosu hakkında bilgiler verilmektedir.

İzmir'deki "ankesör davalarında" verilen ilk mahkumiyet kararı istinaftan geçti

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesi itiraz üzerine, İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davaya ilişkin dosyayı inceledi. 

Daire, yerel mahkemenin kararında, "usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, deliller ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu" gerekçesiyle, sanık ve avukatının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verdi.

Sanığın tutuksuz yargılanma talebi de reddedildi. Dosya, Yargıtay'da görülecek.

Dava

İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesi 28 Eylül'deki karar duruşmasında, tutuklu sanık eski jandarma üsteğmen H.K'nin, "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan 6 yıl 10 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılmasına karar vermişti.

Kentte yaklaşık bir yıldır devam eden ankesör soruşturmaları kapsamında açılan davalarda alınan ilk mahkumiyet kararı olma özelliği taşıyan davanın gerekçeli kararında, H.K'nin, 13 kişi ile ankesörlü telefonlardan ardışık aramasının bulunduğu kaydedilmiş, söz konusu aramaların örgüt mahrem abilerince yapıldığı, sanığın bu şekilde örgütün mahrem yapılanması içerisinde olduğu kanaatine varıldığı belirtilmişti.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Ankesörden mahrem imam değil Lütfiye çıktı

FETÖ'nün TSK'daki yapılanmasına yönelik ankesör soruşturması kapsamında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda görevli Albay Mustafa Ünlüer, 15 Mayıs 2018'de gözaltına alındı, 25 Mayıs 2018'de tutuklandı.

6 AY CEZAEVİNDE KALDI

Yaklaşık 6 ay cezaevinde kalan Ünlüer, 14 Kasım 2018'de tahliye edildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Albay Ünlüer'in kullandığı cep telefonun toplam 7 ankesör-ücretli sabit telefonla irtibatı bulunduğu gerekçesiyle hakkında 'silahlı terör örgütü üyeliği' suçundan Ankara 15'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açtı. İddianamede Ünlüer'in Banka Asya, ByLock, FETÖ yöneticileriyle, FETÖ okullan ve dernekleriyle irtibatının bulunmadığı belirtildi.

Ünlüer, savunmasında şunları söyledi:

"2012 yılında Ankara'ya tayin oldum. Daha öncesinde Karadeniz Ereğli'de çalışırken Lütfiye B. adındaki sivil memurla tanışıklığımız oldu. Bu ankesörlü telefonlar hep onun aramaları. Yani beni cep telefonundan arayarak görüşmek istiyordu. Ben de konuşmak istemiyordum. Cep telefonunu engelliyordum. Engellediğim zaman farklı bir numaradan işte büfe telefonu olur, ankesörlü telefon olur oradan arıyordu. O numarayı da engelliyordum. Bu sefer yandaki ankesöre geçiyordu, oradan arıyordu. Yani konuşması bitmiyordu. 7 farklı ankesörden beni 46 kez aradı.

BERAAT KARARI

Aramalar mahrem imamların arama şekillerine benzemiyor. Dosyamdaki bütün ankesörlü aramalann hepsi bu Lütfiye B.'nin yaptığı aramalardır. Eşim öğretmen, kızım bu sene üniversiteye başladı. Beraatımı talep ediyorum."

Mahkeme 9 Mayıs 2019'da Mustafa Ünlüer'in beraatina karar verdi. Gerekçeli kararda, şöyle denildi: "Lütfiye B.'nin sanığın kullandığı hattı defalarca ankesörlü ve büfe telefonlarindan aradığını kabul ettiği, sanıktan ele geçirilen dijital materyallerin incelemesinden FETÖ/PDY kapsamında suç unsuru olabilecek herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı tespit edilmiştir.

Sanığın ankesörlü hatlardan aradığı zaman dilimlerinden başkaca asker şahısların aranmadığı, sanığın ankesörlü hatlardan aranma zamanının 10 dakika önce sonrasında ardışık olacak şekilde herhangi bir askeri personelin aranmadığı anlaşılmıştır. Sanığın örgüt üyesi olarak kabul edilmesi ne yasal olanak bulunmadığın dan atılı suçtan beraatına karar verildi."

TAZMİNAT DAVASI AÇABİLİR

Mahkemenin verdiği kararda, beraat kararının kesinleşmesinin ardından Albay Mustafa Ünlüer'in maddi ve manevi zararların giderilmesi konusunda tazminat davası açma hakkı bulunduğu hatırlatıldı. Mahkeme sanığın avukatlık ücretinin de Hazine'den alınarak kendisine verilmesini de kararlaştırdı.

"PEŞİ SIRA ARIYORDUM"

Mahkemede tanık olarak ifade veren Lütfiye B. şunları anlattı: “Ankara'ya geldikten sonra sanıkla görüşebilmek amacıyla Kızılay Kumrular Sokak'ta bulunan ankesörlü telefon hattından sanığı çeşitli tarihlerde birkaç kez aradığım, sanığın telefonu mesgul çaldığı zaman kendisine ulaşabilmek amacıyla peşi sıra birden fazla aradığım da doğrudur."

HABER MERKEZİ

FETÖ ile ilişkili 178 hâkim hakkında göreve iade kararı verilmesinden sonra gözler yargıya çevrildi. FETÖ davalarıyla ilgili son dönemde verilen kararlar tartışmaya yol açtı. FETÖ içinde kod adı belli olan, mahrem abisini itiraf eden, örgütsel nitelikli ardışık ankesör telefon kaydı olan bir subay beraat etti. O subay idari yargı kararıyla Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) döndü. Yerel mahkemelerde beraat kararlarının sayısı arttı. İstihbarat birimleri beraat kararı veren bir yerel mahkeme başkanına ait 18 ardışık ankesör aranma kaydı olduğunu tespit etti.

Ekim ayında Danıştay 5. Dairesi’nin, FETÖ bağları nedeniyle meslekten ihraç edilen 178 hâkim ve savcının mesleğe iadesine ilişkin kararı, gözlerin yargıya çevrilmesine neden oldu. Özellikle renklendirme yöntemiyle farklı gruplar içine sızıp devlet içinde pozisyonlarını sürdüren FETÖ’cüler konusu tartışılıyor. Güvenlik bürokrasisinde üst düzey görev yapan bir yetkili, son dönemdeki bazı kararlar hakkında şu değerlendirmeleri yaptı: “TSK, MİT, Emniyet ve TÜBİTAK gibi devletin güvenliğini ilgilendiren birimlerde ankesör soruşturmaları etkin bir şekilde yürütüldü. Yargı içinde ise ankesör soruşturması yapılmadı. Yargıda ankesör soruşturmasına ihtiyaç var.”

MİT'TEN YARGIDA ANKESÖR ÇALIŞMASI

Aydınlık’a konuşan yetkili, “2023 seçimlerine kadar Danıştay 5. Dairesi’nin kararları gibi kararların verileceğini öngördüklerini” belirtti. “Türkiye’de adalet yok, hukuk yok” algısının yaratılmak istendiğini vurgulayan yetkili, “Yargıya güvensizlik yaratılacak. Böylece ankesör soruşturmalarındaki kararları da kamuoyu nezdinde zedelemeye çalışacaklar.” dedi.

FETÖ soruşturmalarını yürüten savcılar da “serbest bırakma” ve “beraat” kararlarından rahatsız. 17-25 Aralık öncesinde FETÖ’nün örgüt mensuplarını renklendirme yöntemi ile diğer tarikat ve gruplara yerleştirdiği tespiti öne çıkıyor. Yargı teşkilatında güçlü konuma getirilen bazı grupların içine renkli FETÖ bağlantılı yargı mensuplarının yerleştirildiği, tartışmalı kararlarda bunların etkin olduğu değerlendiriliyor. Güvenlik bürokrasisi yargının içinde de ankesör soruşturması yapılmasını talep ediyor:

“Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), yargı mensuplarını kapsayan ankesör çalışmasını ilgili makamlara verdi. Ancak AK Parti’nin dini hassasiyetleri nedeniyle soruşturmalar başlatılamıyor. Bürokraside de FETÖ ile sonuna kadar mücadeleyi savunan ve bu çabayı engelleyen iki grup çarpışıyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da çok yalnızlaştırıldı. Bilgilerin ona ulaşması kolay olmuyor. Cumhurbaşkanı’nın etrafına kadar ulaşmış durumda bu engelleme ekibi.”

‘MAHKEME BAŞKANININ ARDIŞIK ANKESÖR KAYDI VAR’

1000 FETÖ’cü hakim ve savcının başsavcılıklar kanalıyla Hakimler ve Savcılar Kuruluna (HSK) bildirildiği basına yansımıştı. Sabah Gazetesi’nin 25 Ağustos 2021 tarihli haberine göre sınav soruları verilerek yargıya sızan göre 400’ünün soruşturması HSK Teftiş Kurulu’nda, 600 hâkim ve savcının dosyası da ihraç istemiyle HSK Genel Kurulu’nda. 1 yılı geçmesine rağmen HSK’nin hangi aşamada olduğu belirsiz.

Aydınlık’a konuşan üst düzey yetkili, FETÖ’nün askeri mahrem yapılanmasına ilişkin davalarda yerel mahkemelerin beraat kararı sayısının arttığını anlattı. Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin örgütsel nitelikli ardışık arama kriteri kararı, sanık, tanık ve itirafçı beyanlarına rağmen verilen beraat kararına yapılan itirazlar istinafta da reddediliyor.

MİT, şüphe üzerine beraat kararlarında imzası olan mahkeme heyetlerini inceledi. Veri tabanında yapılan incelemede hakimlerin ardışık ankesör kaydının olduğu tespit edildi. Ayrıca beraat kararı veren hakimler hakkında çeşitli illerde yürütülen FETÖ soruşturmalarında haklarında tanık beyanı olduğu kaydediliyor.

Aydınlık’a konuşan yetkili, beraat kararı veren bir mahkemenin başkanının 2011, 2012, 2013, 2015 ve 2016 yıllarında Fethullahçı Terör Örgütünün mahrem imamlarıyla 18 kez ardışık olarak ankesörlü/kontörlü sabit hat aranma kaydının bulunduğu bilgisini paylaştı. Aynı mahkemenin üyesinin de hem kendi hem de iki kardeşinin FETÖ okullarında kaydı olduğu belirtildi. Mahkeme başkanı ve üyesinin kimlik bilgileri Aydınlık’ta bulunuyor.

Bu olayları alt alta koyan güvenlik bürokrasisi yetkilisi, “Renklendirilmiş kişiler yargı içinde ve HSK’da etkili mercilerde. HSK’nin mutfağında. Seçime kadar da bu renklendirilmiş kadrolar benzer kararlara imza atabilirler” ifadelerini kullandı.

‘MİLLİ GÜVENLİK SİYASETİ ŞART’

Ankesör soruşturmalarında bugüne kadar en etkin mücadele Türk Silahlı Kuvvetlerinde yapıldı. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ankesör soruşturmalarında 40 binden fazla asker şahıs soruşturma geçirerek silahlı kuvvetlerden arındırıldı. Bu başarının arkasında Cumhuriyet Savcılıklarının Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı ve Kuvvet Komutanlıkları, MİT ile Emniyet Genel Müdürlüğü arasındaki koordinasyon var. FETÖ ile mücadele bir milli güvenlik siyaseti olarak benimsense de OHAL kararıyla süreç yönetildi. Güvenlik bürokrasisinde, “FETÖ, Milli Güvenlik Siyaset Belgesine yazılsaydı ve Cumhurbaşkanı görevlendirmesiyle örgütle mücadele için koordinatör bakanlık belirlense idi, süreçten daha az hasarla çıkardık” değerlendirmesi yapılıyor.

FETÖ’CÜ SUBAY TSK'YA GERİ DÖNDÜ

FETÖ bağı açık olan bir subayın örgütteki kod adını itiraf etmesine, örgütsel nitelikli ardışık ankesör aranması olmasına, mahrem abisinin adını vermesine rağmen beraat ettiği dosya bile var. İdari yargı da bu ismi görevine iade etti ve şu anda TSK’da pasif görevde. Beraat kararı veren hâkimler geriye dönük incelendiğinde FETÖ bağının ortaya çıktığı belirtildi.

‘RENKLENDİRİLMİŞ KİŞİLER HSK MUTFAĞINDA’

İzmir Cumhuriyet Savcısı İsmail Lale’nin durumuna da dikkat çekiliyor. FETÖ üyeliğinden İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan sanık Ahmet Yenisarı'nın tutukluluğuna itiraz edilmesinin ardından Savcı İsmail Lale, tutukluluğun kaldırılmasına yönelik mütalaa vermişti. Lale, mütalaasında FETÖ yargılamalarını engizisyon mahkemelerine benzetmişti. FETÖ soruşturmalarına karşı bu kadar açık tutum alan Lale, 3 ay görevinde kaldı. Bekir Bozdağ’ın Adalet Bakanlığı’na getirilmesiyle İsmail Lale açığa alınabildi. İsmail Lale, HSK’nin 19 Haziran'da yayımladığı kararnameyle İzmir'den Gaziantep'e atandı. Kaynaklar HSK’nın 3 ay boyunca beklemesinde ve tayinde “renklendirilmiş” grupların etkili olduğunu değerlendiriyor.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır