jimi hendrix kerim çaplı / Bavulu Boş Ruhu Dolu Adam: Kerim Çaplı

Jimi Hendrix Kerim Çaplı

jimi hendrix kerim çaplı

Kerim Çaplı, on parmağında on marifet olan bir enstrüman virtüözü. Türkiye’de adı yeterince duyulmasa da, Amerika’da parmakla gösterilen müziğin dahi çocuğu… Dünyaca ünlü isimlerle çalışmış, yetenekleriyle konuşturmadığı enstrüman kalmamış. Olağanüstü müzik yeteneği ve tuhaf halleriyle merak uyandıran Kerim Çaplı’yı yakından tanıyalım…

Kerim Çaplı 13 Ocak 1949 günü Karşıyaka’da doğdu. Babası ünlü piyanist Erdoğan Çaplı, annesi ise opera sanatçısı Azra Gün’dür. Müziğe olan yeteneği genlerine aile boyu kodlanmış…

kerim-capli-child

Henüz 6 yaşındayken babasıyla birlikte New York’a yerleşiyor Kerim Çaplı. Bu durum aynı zamanda Kerim’in başarılarla dolu müzik yolculuğunun erken başlangıcı anlamına geliyordu. Babasıyla sahneye ilk çıktığında ise 12 yaşındaydı.

kerim-child-listelist
Tam bir enstrüman virtüözüydü Kerim Çaplı. Davul’da efsaneleşmişti ancak gitar ve vokalde de son derece başarılıydı.

16 yaşına geldiğinde Ochards eyaletinde, The Sundowners grubunda bateri ve gitar çalmaya başlıyor. ABD’de eyalet eyalet gezdiği bu dönemde pek çok önemli müzisyenle tanışma imkanı buluyor.

kerim-capli-listelist
Sırasıyla ‘The Heard’ ve ‘The Groop’ gruplarıyla müzik yaptı. Kimi zaman gitar çalıyor kimi zaman vokallerde yer alıyordu. 18 yaşına geldiğinde, The Beatles şarkılarını yeniden yorumlayan The Monkees grubuna baterist olarak katılıyor.

Kerim çaplı o dönem Türkiye’de çok bilinmemesine karşın, ABD’de kendisinden müziğin hayranlık uyandıran dahi çocuğu olarak bahsediliyordu…

Kerim-capli-karikatur

Birlikte sahneye çıktığı dünyaca ünlü müzisyen, gitarın tanrısı Jimi Hendrix ile dostluklarının başlama hikayesi şöyle anlatılıyor;

woodstock-kerim-listelist
Bir konser sırasında Jimi Hendrix ile tanışıyor. Jimi Hendrix’de kerim çaplı’nın marifetlerini ilgiyle takip ediyor ve davulcusunun konserine gelmediği bir gün birlikte çalmayı teklif ediyor. O gün Çaplı’nın performansına hayran kalan Hendrix, ‘Benim grubumda çal!’ diye teklifte bulunuyor. Ancak Hendrix’in, 18 Eylül 1970’te, Londra’daki Semerkand Hoteli’nin zemin katında beklenmedik biçimde ölü bulunması bütün planları alt üst ediyor. Ayrıca hemen belirtelim, Kerim Çaplı’nın, Hendrix ile Woodstock’da bulunması da üzerinde durulması gereken önemli bir başardır Türk virtüözümüz için…

Bu olay sayesinde Türk müzik tutkunları, Kerim Çaplı’yı ‘Hendrix’le çalan müzisyen’ olarak tanımaya başlıyor. Türkiye’ye dönünce pek çok önemli isimle çalışmaya başlıyor enstrüman virtüözü.

kerim-capli-mfo
Bu isimlerden bazıları; Seyyal Taner, MFÖ, Sezen Aksu, Şerif Yüzbaşı Orkestrası, Nur Yoldaş, Neco, Moğollar, Deniz Arcak, Akın Eldes, Fahir Atakoğlu, Gür Akad.

Kerim çaplı kendi zihniyle yoğun biçimde savaşan, gel-gitleri çok olan biriydi. Kendini en iyi müzikle ifade edebiliyordu. Sahnedeyken de sık sık beliren delilikleri meşhurdu.

kerim-capli-bateri

Konserlerinde sahnede olduğu sırada, kendisini süzdüğünü düşündüğü kişilerin üzerine baget fırlatıyordu. Konser boyu çok donuk ve ifadesiz ya da aşırı neşeli haller sergileyebiliyordu. Şöyle bir anısı var;

kerim-capli-gitar
Konser sırasında bir arızadan dolayı notaları ters dönen klavyeye çok sinirleniyor. Durmayı teklif ediyorlar ancak çaplı, “Fark etmez, ben böyle de çalarım” deyip konser boyunca tersten çalıyor. Hem de en ufak bir aksama yaşamadan…

Bir tuhaf anısı da MFÖ ile çaldığı dönemlerden; Konseri olduğunu unutup, unuttuğu konserinde bilet kuyruğuna girişi;

yavuz-cetin-kerim-capli-belgeseli-blue-dan-fragman-yayinlandi-filmloverss-1
Yıllar önce MFÖ’nün Rumeli Hisarı konserinde, davulda Kerim Çaplı’nın olması gerekiyordur. Çaplı, bütün gün konser provasına gitmiyor. Konser saati geliyor fakat hala ortalarda görünmüyor. Son dakikaya kadar gelmeyince, MFÖ üyeleri de kendi arasında konuşur, “herhalde trafikte falan takıldı” düşüncesiyle konsere slow parçalarla başlamaya karar verirler. Tam bu esnada bir de ne görsünler; Kerim Çaplı en önde oturmuş, konseri izlemektedir. Konserde çaldığını unutup üstüne üstlük bir de seyirci olarak gelmiştir. Sonra Mazhar Alanson; “Kerim, ne yapıyorsun orda, gel çalalım” der, ve kerim çaplı hiç bir şey söylemeden davulun başına geçer. Konser öyle başlar…

Müzik kariyerindeki son yıllarını Batu Mutlugil, Yavuz Çetin, Sunay Özgür ile birlikte kurdukları Blue Blues Band’da geçiriyor. Yavuz Çetin’in ölümü üzerine grup dağılınca bu kez “Kerim Çaplı Band” diye kendi grubunu kuruyor.

blues-band-kerim

Kerim çaplı, 3 Kasım 2004 tarihinde beyin kanaması sonucu yaşamını yitiriyor. Hayranlarının merakla beklediği, Çaplı’nın ve Yavuz Çetin’in ilginç ve sanat dolu hayatını anlatan “BLUE” belgeseli şu günlerde vizyona girdi…

blue-belgesel-listelist

Kaynak;1

Kerim Çaplı

Kerim Çaplı

Kerim Çaplı (Kim Capli)

Genel bilgiler
Doğum 13 Ocak 1949(1949-01-13)
Karşıyaka, İzmir
Ölüm 2 Kasım 2004 (55 yaşında)
Başladığı yer Türkiye
TarzlarRock, Blues
MesleklerMüzisyen
ÇalgılarGitar, Bateri

Kerim Çaplı (13 Ocak 1949, Karşıyaka, İzmir - 2 Kasım 2004) Türk müzisyen. Başta bateri olmak üzere çeşitli enstrümanlar çalabilmektedir.

Hayatı[değiştir

Bavulu Boş Ruhu Dolu Adam: Kerim Çaplı

13 Ocak 1949 tarihinde İzmir, Karşıyaka’da belki de ailesinin bile ilerde bu kadar büyük bir müzisyen olacağını tahmin etmediği bir bebek dünyaya geldi. Kerim Çaplı.  Türkiye’de ün kazanıp devamında  uzun yıllar boyunca Amerika’da yaşayan, yurtdışında “Piano Pasha” olarak tanınan , keman ve piyano virtüözü  Erdoğan Çaplı ve opera sanatçısı Azra Çaplı’nın çocukları olan Kerim Çaplı,  6 yaşında , insanın kendisini yeni yeni keşfettiği bir dönemde, ailesiyle beraber Amerika’ya taşındı.  Müzik hayatına henüz 10 yaşında babasının konserlerinde vurmalı bir çalgı olan “Bongo” çalarak atıldı. İlerleyen süreçte babasının yanında sahne almaya devam eden Kerim Çaplı , bongo’nun yanı sıra gitar ve piyano da çalmaya başladı. Daha o yaşında babasıyla beraber Amerika’da çok ünlü bir eğlence programı sunucusu ve yetenek avcısı olan Ed Sullivan’ın programına konuk olarak katıldı.  Babası ve annesinin ayrılık sürecinde babası Kerim Çaplı’yı İzmir’den tanışıyor oldukları ve Amerika’daki komşuları olan bir Türk aileye iki gün için bıraktı ama gelin görün ki  iki gün iki yıl oldu.

Daha 15 yaşında, The Groop Ltd. isimli gruba davulcu olarak katılıp o dönem hayranı olduğu The Beatles coverları yapmaya başladı.  Bu süreçte babası her yerde artık onu kontrol edemediğini belirtti.  TGL grubundan arkadaşı Jake Gerber’la kardeş gibi olan Kerim Çaplı, Gerber ailesinden hem ona hem babasına gelen teklif üzerine Gerber’ların evine yerleşti ve grup dağılana kadar orda yaşadı.  Aynı zamanda söz yazarlığı ve vokalistlik yaptığı bu grupta sözlerini kendisinin yazdığı iki şarkıdan oluşan bir 45’lik çıkardı. Sanırım; 15 yaşında ilk plağını çıkartması, yazımın devamında bahsedeceğim büyük işlerinin bir tesadüften fazlası olduğunu açıklayacaktır. Bu işin devamında The Heard adlı gruba geçti ama bu grupta ilk grubunun aksine gitarist rolünü üstlendi ve grubun çıkardığı tek 45’likte, ki daha sonraları yerel grupların sık sık çaldığı bir şarkı olan “Stop It Baby” şarkısı Kerim Çaplı’ya aitti.

16 yaşına geldiğinde beş kişiden oluşan ve belki de kendini bulduğu grup olan The Sundowners’a  geçip sonraları Amerika’da o isimle tanınacağı Kim Capli ismini kullanmaya başladı .  The Sundowners’la beraber çıkarttıkları ve isimlerinin duyulmasını sağlayan Birleşik Krallık kökenli dönemin büyük plak firmalarından biri olan Decca Records’dan çıkan  45’likleriyle  beraber artık isimleri anılmaya başlandı ve grup olarak Los Angeles’a taşındılar. Oluşmaya başlayan kitlelerini sabit hâle getirmek için Los Angeles döneminde bir 45’lik daha çıkarttılar ve belki de o dönem akıllarının ucundan geçmeyecek bir şansa eriştiler. Bir gün bir mekanda çalarken konser sonu kulise The Monkees grubundan Michael Nesmith girdi ve tarzlarını çok beğendiğini belirtti ve onları tüm dünyayı kasıp kavuran The Beatles grubunu listelerde yakın takipte olan bir grupla yani The Monkees’le  turneye çıkmaya davet etti. Bu turnede dikkatleri üzerine toplayan asıl kişi ise dünya tarihinin en önemli gitaristi ve 20. yüzyılın en büyük sanatçılarından biri olan Jimi Hendrix idi.  Hatta Kerim Çaplı’nın anlatımına göre Jimi Hendrix turneden kovulmuştu bunun sebebi ise The Monkees’den daha iyi çalıp tüm dikkatleri üzerine toplamasıydı. Bu turnenin son günlerinde Hendrix’in davulcusuyla tartışması ve davulcusunun ondan önce turneyi terk etmesi, Kerim Çaplı’nın Jimi Hendrix’in sahnesinde davulcu olarak  sahne alması  gibi güzel bir olaya sebebiyet verdi. Daha sonraları da görüşen ikili, Kerim Çaplı’nın ortadan kaybolması sonucu bir daha bir araya gelemedi. İlerleyen süreçte Hendrix Çaplı’nın eski grup arkadaşlarına onu sordu, ama yine de haber alamadı. ’67 yılında çıktıkları turnede The Monkees’ten Davy Jones ile de iyi ilişkiler kuran Çaplı, TM’nin o dönem çıkan albümündeki bir şarkının söz yazımına katılıp, altyapı için enstrümanlar çaldı. ’87 yılında çıkan ve ’67 yılındaki turneden bir konser anısına yayınlanan The Monkees albümündeki dört şarkıda Sundowners ve Çaplı da bulunmaktadır. 1968 yılında Sundowners’la  ilk ve tek albümleri olan “Captain Nemo” isimli albümü çıkarttı. Albümün açılış şarkısı olan “Sunny Day People” şarkısının sözlerini grup üyelerinden Dominick Demieri’yle beraber yazdı ve “Easy Does It” şarkısının vokalini üstlendi. Daha albüm yayımlanmadan gruptan ayrılan Kerim Çaplı uzunca bir süre müzik piyasasında boy göstermedi. Çaplı’nın ayrılığı sonrasında albümün beklenen ilgiyi görmemesi üzerine The Sundowners hikâyesi grup bazında sona ermiş oldu.

1969’a geldiğimizde arkadaşları Çaplı’dan haber alamamaları üzerine onun öldüğünü veya öldürüldüğünü düşünmeye başlarlar. Hatta biri tarafından vurulduğu dedikoduları yayılmaya başlar. Bu dedikoduların aksine Kerim Çaplı bir süreliğine içine kapanmış ve Türkiye’ye kesin dönüş yapmıştır.

Amerika’da yakaladığı şöhretle beraber Türkiye’ye gelince ilgi göreceğini düşünen Çaplı ülkeye ayak basar basmaz askere alındı. Askerlik dönüşü müziğe devam etti.

Türkiye’deki müzik kariyeri ise iniş- çıkışlarla doluydu. Bir süre MFÖ’nün bateristliğini yaptı. Ama psikolojik sorunları burada da peşini bırakmıyordu. Bir gün konserin başlamasına çok kısa süre kalmış olmasına rağmen Çaplı ortalarda yoktu ve bunun üzerine mecburiyetten sahneye çıkıp slow şarkılar çalmaya başladılar. Mazhar Alanson’un anlık olarak seyircilere bakması sonucu gözüne biri çarptı. O kişi o an sahnede olması gereken grubun üyesi Kerim Çaplı’ydı. Alanson , “Kerim orda ne işin var? Sahneye gelsene.” diye uyarınca hiç bozuntuya vermeden son derecede sakin bir şekilde sahneye çıkıp davulunu çaldı.  Ülke genelinde farklı sanatçılarla çalıştı. Mavi Sakal’ın Mavi Sakal 2  albümünde piyano çaldı.  Bir süre Orhan Atasoy’la beraber sahne aldılar ve bir gün Batu Mutlugil’den bir teklif geldi. Blue Blues Band’le çalma teklifin kabul edip onlarla çalıştı. Ama bu süreç psikolojik rahatsızlıklarının arttığı bir dönemdi ve akıl denizinde kaybolan gemisini farklı limanlara yanaştırıyordu.  BBB’ye ilk katıldığı dönemde grubun diğer üyeleri çok sıcak bakmıyordu Çaplı’nın gelişine. Çünkü oturmuş düzenlerini Çaplı için bozmak istemiyorlardı.  Fakat Batu Mutlugil’in ısrarı sonucu belki de Türkiye’nin en iyi bar grubu ortaya çıktı ve 90’lar blues neslinin fikir babalığını yaptılar.

Kerim Çaplı’nın psikolojik durumlarından sahnesi de etkileniyordu. Dostları bu durumunu “hükmedemediği bir asabiyet” olarak nitelendiriyorlardı. Yurtdışında “rockstar” tavırları olarak adlandırılan bu tavırları ülkemizde kapris ve obsesyon olarak adlandırıldı. Seyircilere ters bakmalar,sahneden tükürüp baget fırlatmalar ve çok daha fazlası.. Tabii bunların yanı sıra bir elektrik arızası sonucu notaları ters dönmüş bir klavyeyi çok rahat çalmaya devam etmesi gibi dâhiyane olaylara da sahiplik etmiş bir sahnesi vardı.  Onu yakından tanıyanlar şöyle derdi; kendisinin en etkileyici tarafı; davulcular, “biz onun tırnağı olamayız,” derlerdi, solistlerle konuşurdunuz, “onun gibi solist görmedim,” derlerdi, gitaristlerle konuştuğunuzda onlar da benzer şeyi söylerlerdi. Bir gün yakın bir arkadaşı “sana neler oluyor Kerim?” diye sorduğunda verdiği cevap tüyler ürperticiydi. “Televizyonun fişini çekip 2-3  saat hareket etmeden o televizyonu izledin mi, o oluyor işte…”

Ömrünün son dönemleri köhne ve kuytu otellerde geçti. Kendini çoğu şeyden uzaklaştırdı. Bir müzik dehası olan Kerim Çaplı, ne yazık ki iyi bir aile bireyi değildi. Ailesinden pek sık bahsetmese de ’85 yılında evlenip ’94 yılında ayrıldığı eşinden dört çocuk sahibiydi ve uzun süre boyunca onlarla görüşmedi. Batu Mutlugil bu durum hakkında “Blue” filminde, “4 çocuğu olduğunu cenazesinde öğrendim,” der. Bu aslında çoğu şeyi açıklar.

Blue Blues Band’den sonra Kerim Çaplı Group’la sahne almaya başladı . Ve ülkenin turistik bölgeleri başta olmak üzere bir çok konumda sahnelerine devam etti.

Ekim 2004’ün sonlarına gelindiğinde beyninde biriken su yüzünden ameliyat olması gerekiyordu. Ameliyat hazırlıklarına başlanan süreçte durumu ağırlaştı ve 2 Kasım 2004 tarihinde bavulu boş ama ruhu dolu adam Kerim Çaplı sonsuzluğa yükseldi.

Dünyadan bir dâhi, bir müzik üstadı, bir KERİM ÇAPLI  geçti. Değeri bilinmeden yitip giden tüm sanatçılarımızı sevgi ve özlemle anıyorum.

 

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.