kafirun suresi anlamı / Kafirun Suresi oku - Kâfirûn Suresi anlamı, tefsiri, Türkçe ve Arapça okunuşu (Diyanet Meali)

Kafirun Suresi Anlamı

kafirun suresi anlamı

Kafirun Suresi okunuşu ve anlamı

Kul yâ eyyuhel kâfirûn suresiMushaftaki sıralamada 109. iniş sırasına göre 18. sûredir. Mâûn sûresinden sonra, Fîl sûresinden önce Mekke’de inmiştir. Medine’de indiğine dair rivayet de vardır.

Mekkeli müşrikler, uyguladıkları baskı ve zulmün İslâm davasını engelleyemediğini artık anlamışlardı. Baskı ve zulümlerini devam ettirirken bir yandan da Rasûlüllah (s.a.s) ile uzlaşma zemini arayıp zaman zaman bir takım tekliflerle ona giderek davasından vazgeçireceklerini sanıyorlardı.

İbn Abbâs’tan nakledilen bir rivâyete göre müşrikler Rasûlüllah’a şöyle diyorlardı: "Biz sana o kadar mal veririz ki Mekke’nin zengini olursun. Eğer bir, kadın istiyorsan seni onunla evlendiririz. İstersen seni önderimiz olarak kabul ederiz. Yalnız tanrılarımızı kötülemekten vazgeç.

Eğer bu teklifi kabul etmezsen başka bir teklifimiz var. Bu, senin için de, bizim için de hayırlı olur." Rasûlüllah onlara "O nedir" diye sordu. Onlar; "Sen bir sene tanrılarımız olan Lât ve Uzza’ya ibadet et. Biz de bir sene senin tanrına ibâdet edelim" dediler. İşte sûre bu olay üzerine müşriklere karşı İslâm’ın ve Hz. Peygamber’in tavrını belirlemek üzere inmiştir. Sûre, küfür ile İslâm arasındaki hiç bir uzlaşmanın olamayacağını ifade etmekte ve bu hususu pekiştirmek için cümleler tekrar edilmektedir.

Kafirun Suresi anlamı (Diyanet Vakfı)

  1. Ey Muhammed! De ki: "Ey kafirler!
  2. "Ben sizin taptıklarınıza tapmam."
  3. "Benim taptıgıma da sizler tapmazsınız."
  4. "Ben de sizin taptığınıza tapacak dağilim."
  5. "Benim taptığıma da sizler tapmıyorsunuz."
  6. "Sizin dininiz size, benim dinim banadır."

Kafirun Suresi anlamı (E. Hamdi Yazır)

  1. De ki: Ey kâfirler
  2. Sizin taptıklarınıza ben tapmam.
  3. Siz de benim taptığıma tapıcılar değilsiniz.
  4. Ben asla sizin taptıklarınıza tapacak değilim.
  5. Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz.
  6. Sizin dininiz size, benim dinim banadır.

https://ayetel-kursi.gen.tr/kafirun-suresi

Ayetel Kürsi Dinle

Amenerrasulü Dinle

Arapça, Türkçe ve meal şeklinde hazırladığımız Ayetel Kürsi videomuz ve yine Arapça, Türkçe ve meal şeklinde hazırladığımız Amenerrasulü videolarımızı Youtube kanalımızdan izleyebilirsiniz.

İlginizi çekebilir


Hakkında

© 2008 - 2022 Ferdi Korkmaz (eski adıyla kuransitesi.com) kişisel blog sitesidir. Tüm Hakları Saklıdır.

KAFİRUN SURESİ OKUNUŞU, Kafirun Suresi Arapça Yazılışı, Türkçe Anlamı, Fazileti, Diyanet Meali Ve Tefsiri

Giriş Tarihi: 23.05.2023 14:03 Güncelleme Tarihi: 23.05.2023 14:03

Kafirun Suresi okunuşu günlük ibadet sırasında ihtiyaç duyulan bilgiler arasında yer alır. Kur'an-ı Kerim'in en kısa sureleri arasında yer alan Kafirun Suresi anlamı ve okunuşu kaidesi iyi bilinmeli ve sık tekrar edilmelidir. Kafirun Suresi faziletleri bol, faydaları eşsiz surelerden biridir. Bu nedenle de Kafirun Suresi ezberle çalışması kişilere maneviyatta önemli kazançlar sağlar. İşte Kafirun Suresi Arapça yazılışı, Türkçe anlamı ve okunuşu…

KAFİRUN SURESİ OKUNUŞU, Kafirun Suresi Arapça Yazılışı, Türkçe Anlamı, Fazileti, Diyanet Meali Ve Tefsiri
KAFİRUN SURESİ OKUNUŞU, Kafirun Suresi Arapça Yazılışı, Türkçe Anlamı, Fazileti, Diyanet Meali Ve Tefsiri
KAFİRUN SURESİ OKUNUŞU, Kafirun Suresi Arapça Yazılışı, Türkçe Anlamı, Fazileti, Diyanet Meali Ve Tefsiri
KAFİRUN SURESİ OKUNUŞU, Kafirun Suresi Arapça Yazılışı, Türkçe Anlamı, Fazileti, Diyanet Meali Ve Tefsiri
KAFİRUN SURESİ OKUNUŞU, Kafirun Suresi Arapça Yazılışı, Türkçe Anlamı, Fazileti, Diyanet Meali Ve Tefsiri
SON DAKİKA

Kafirun Suresi Anlamı, Meali ve Diyanet Tefsiri (Kafirun Suresinin Türkçe ve Arapça Okunuşu)

Kafirun Suresi, Mekke döneminde, İslamiyet'e karşı olan inkarcılar için indirilmiş olan bir suredir. Bu sure ile Hz. Muhammed'e (S.A.V) ve ümmetine karşı inkarcı olanların hiçbir zaman bir araya gelme ihtimalinin olmadığı net bir ifade ile bildirilmiştir.

Kafirun suresi Mekke döneminde indirilmiş bir suredir ve toplamda 6 ayetten oluşur. Kafirun suresi adını, inkarcılar anlamına gelmekte olan Kafirun kelimesinden alır. Kafirun suresi Kur'an-ı Kerim'in 603. sayfasının 30. cüzünde yer alır. Kafirun suresinin mushaftaki sırası ise 109'dur. İniş sıraısna bakılıdığı zaman Kafirun suresinin 18. sırada inmiş olan bir sure olduğu bilinmektedir. Müslümanlar için önemli bir yere sahip olmasından ve kısa olmasından dolayı ilk ezberlenen sureler arasındadır. Bazı rivayetlere göre Kafirun suresinin sabah ve akşam namazlarının sünnetlerinde ve tavaf namazı ile vitir namazından sonra da okunmasının gerekliliği belirtilmiştir.

Derin birçok anlamı olan Kafirun suresinin okunuşu şu şekildedir:

KAFİRUN SURESİ OKUNUŞU (TÜRKÇE VE ARAPÇA)

Bismillahirrahmanirrahim. Kul ya eyyühel kafirun. La abüdü ma ta büdün. Vela entüm abidune ma abüd. Ve la ene abidun ma abedtüm. Vela entum abidune ma abüd. Leküm dinüküm veliye din.

KAFİRUN SURESİ TÜRKÇE MEALİ, ANLAMI

Rahman ve rahim olan Allah'ın adıyla. De ki Ey kafirler! Ben tapmam o taptıklarınıza. Siz de benim kulluk etmiş olduğuma tapanlardan değilsiniz. Hem ben zaten tapıcı değilim sizin taptıklarınıza. Hem de siz, benim kulluk etmiş olduğuma tapıcılardan değilsiniz. Size dininiz, bana da dinim yeter.

KAFİRUN SURESİ TEFSİRİ, MEALİ, FAZİLETİ VE ANLAMI

KAFİRUN SURESİ TEFSİRİ

Sure Kafirun kelimesi ile başlar ve adını da buradan alır. İnkarcılara ve kafirlere ithafen indirilmiş olan sure 6 ayetten oluşmuş bir suredir. Kureyşliler, Hz. Peygamber'e (S.A.V) bir sene boyunca kendi ilahlarına tapmasını, bir yıl da kendi Allah'ına tapmasının teklifini yapmıştır. Hz. Muhammed (S.A.V) ise onlara cevap olarak 'Allah'a bir şeyi ortak koşmaktan yine de O'na sığınırım' demiştir. Bunun üzerine de cevap olarak Kureyşliler 'Bizm de ilahlarımızdan bazılarına el sür biz de sana inanalım ve ilahına da ibadet edelim' demişlerdir. Bunun üzerine de Kafirun suresi indirilmiştir. Surede Hz. Muhammed'in (S.A.V) ve Allah'a iman edenlerin inkarcı olanlara şirkte hiçbir şekilde birleşemeyeceğini ve de ona şirk koşamayacaklarını anlatır. Surede inancın şirkten ve aynı zamanda ortaklıktan da uzak tutulmasını vurgular. Bu sure ile Tevhid'in en önemli sembolleri arasında yer alan putperestlik kesin bir şekilde reddedilmiştir.

Kafirun suresinin detaylı tefsirini diyanet.gov.tr adresindeki Kafirun suresi tefsiri sayfasından okuyabilirsiniz.

KAFİRUN SURESİ FAZİLETİ

Bazı rivayetlere göre Kafirun suresinin sabah ve akşam namazlarının sünnetlerinde ve tavaf namazı ile vitir namazından sonra da okunmasının gerekliliği belirtilmiştir. İmanını kuvvetlendirmek ve manevi dünyasını da güçlendirmek isteyen kişiler tarafından Kafirun süresi sık sık okunmaktadır. Bu sureyi okumayı alışkanlık haline getirmiş olan kişilerin kötülüklerden uzak olacakları ve Allah'a inanmayanlardan da korunacakları rivayet edilir. Kötü kişiler bu kişilere yaklaşamaz ve Kafirun suresini okuyan kişiler her zaman kötülerden muhafaza olur. Aynı zamanda Kafirun suresini okuyan kişilerin rızık bolluğu ve gelir artışı da olur.

Müfessirler bu sûrenin faziletiyle ilgili olarak Hz. Peygamber’in, “Kul hüvellahu ehad Kur’an’ın üçte birine denktir, Kul yâ eyyühel-kâfirûn ise dörtte birine denktir” buyurduğunu; Sahâbe’den birine, “Uyumak üzere yatağına yattığında Kul yâ eyyuhel-kâfirûn sûresini oku; bunu okursan şirk inancına sapmaktan korunursun” dediğini naklederler (İbn Kesîr, VIII, 526; Şevkânî, V, 597-598).

KAFİRUN SURESİ ANLAMI VE KONUSU

Surede Hz. Peygamber’in inkârcılarla şirk ve sapkınlıkta birleşemeyeceği kesin bir üslûpla ifade edilir ve inancın şirkten uzak tutulması istenir.

Kafirun suresi Mekke döneminde indirilmiş bir suredir ve toplamda 6 ayetten oluşur. Kafirun suresi adını, inkarcılar anlamına gelmekte olan Kafirun kelimesinden alır. Kafirun suresinde kâfir insanların durumundan bahsedilir. Surede Hz. Peygamber’in inkârcılarla şirk ve sapkınlıkta birleşemeyeceği kesin bir üslûpla ifade edilir ve inancın şirkten uzak tutulması hedeflenir.

Kafirun suresinde Hz. Peygamberin müşriklerin taptığına tapmayacağı, onların da Peygamberin taptıklarına tapmayacaklarıdır. Yani burada müminlerin sadece bir Allah' a kulluk etmeleri gerektiği vurgulanmaktadır. Allah' a ortak koşulamayacağı anlatılmaktadır.

Kafirun Suresinin Okunuşu, Anlamı ve Tefsiri

Kafirun ne demek? Kafirun suresi ne zaman ve nerede inmiştir? Kafirun suresi kaç ayettir? Kafirun suresi nasıl okunur? Kafirun suresi ne anlatıyor? Kafirun suresinin faziletleri nelerdir? Kafirun suresi Arapça ve meali... Peygamberimizin (s.a.s.) “umulur ki bu sure ile şirke düşmekten korunursunuz” dediği Kafirun suresinin okunuşu, anlamı ve tefsiri...

Kafirun suresi, Mekke döneminde nüzul olmuştur. Kafirun suresi, 6 âyettir. Kafirun, “inkârcılar” demektir.

KAFİRUN SURESİ ARAPÇA

Kafirun Suresi Arapça Yazılışı

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ

قُلْ يَٓا اَيُّهَا الْكَافِرُونَۙ لَٓا اَعْبُدُ مَا تَعْبُدُونَۙ وَلَٓا اَنْتُمْ عَابِدُونَ مَٓا اَعْبُدُۚ وَلَٓا اَنَا۬ عَابِدٌ مَا عَبَدْتُمْۙ وَلَٓا اَنْتُمْ عَابِدُونَ مَٓا اَعْبُدُۜ لَكُمْ د۪ينُكُمْ وَلِيَ د۪ينِ

KAFİRUN SURESİ TÜRKÇE OKUNUŞU*

(*Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için aramalarda çıkmak için sitemize eklenmiştir.)

Bismillâhirrahmânirrahîm.

  1. Gul yâ eyyuhe’l-kâfirûn.
  2. Lâ a’budu mâ ta’budûn.
  3. Ve lâ entum âbidûne mâ a’bud.
  4. Velâ ene âbidun mâ abettum.
  5. Velâ entum âbidûne mâ a’bud.
  6. Lekum dînukum veliye dîn.

KAFİRUN SURESİ ANLAMI

Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.

  1. De ki: Ey kâfirler.
  2. Ben sizin taptıklarınıza tapmam.
  3. Siz de benim ibadet ettiğime ibadet edecek değilsiniz.
  4. Ben de sizin taptıklarınıza tapacak değilim.
  5. Siz de benim ibadet ettiğime, ibadet edecek değilsiniz.
  6. Sizin dininiz size, benim dinim bana.

KAFİRUN SURESİ TEFSİRİ

1: De ki: “Ey kâfirler!”

Hitap, Allah ve Peygamber’e iman etmeyen bütün kâfirleredir. Yani bu, Efendimiz (s.a.s.) zamanında bulunan kâfirler için geçerli olduğu gibi, kıyâmete kadar gelecek bütün kâfirler için de geçerlidir. Bir insan, “kâfir” olduğu sürece bu âyetin muhatabıdır. Küfründen vazgeçtiği an, bu hitabın ayrıştırıcı, uzaklaştırıcı ve kahredici tesirinden de kurtulur. Böyle bir hitabın hedefi, iman ile küfrün arasını tam olarak ayırmaktır. Çünkü iki inanç arasında hiçbir benzerlik yoktur. Aydınlık ve karanlık, gündüz ve gece gibi birbirine tamamen zıt olan iki şey gibi, iman ile küfür de birbirine zıttır ve asla bir arada bulunmaz. Bunların arasını telif edip uzlaşmaya gidilmesi mümkün değildir. Bu sebeple kâfirlere hitaptan sonra onlara bu kesin inancın bir yansıması olarak şöyle demesini istiyor:

2: “Sizin taptığınıza ben tapmam.”

3: “Benim taptığıma da siz tapmıyorsunuz.”

4: “Bundan böyle ben sizin taptıklarınıza asla tapacak değilim.”

5: “Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz.”

Resûlullah (s.a.s.)’in kulluk ettiği ilâh, hiç şüphesiz tek olan Allah Teâlâ’dır. Kâfirlerin taptığı mabudlar ise, Allah’ın dışında O’na ortak koştukları ve bir şekilde kendilerine ibâdet edip yalvardıkları ister taştan ister ağaçtan yapılmış olsun çeşitli putlar, melekler, cinler, nebîler, ölmüş insanların ruhları, güneş, ay, yıldız, hayvanlar, ağaçlar, nehirler, hayalî tanrılar ve tanrıçalar olabilir. Aslında onlar Allah’ı da biliyor ve O’na da ibâdet ediyor, O’na da yalvarıyorlardı. Fakat bu şirkle karışık bir ibâdet olduğu için, makbul bir ibâdet değildi. Terk edilmesi gereken bir durumdu. Çünkü tevhide inanan insanın, sadece Allah’a tapması ve O’nun dışındaki tüm sahte ilâhları bırakması gerekir. Dolayısıyla “Ben sizin taptıklarınıza tapmam” ifadesi içinde elbette “Allah Teâlâ”yı istisnâ etmek lazımdır.

Bu âyet-i kerîmeleri birlikte değerlendirdiğimiz zaman şöyle bir mâna anlamaktayız:

Resûlullah (s.a.s.), Yüce Allah’ın emriyle kâfirlere, üst üste tekitlerle ne şimdi ne de gelecekte kesinlikle putlara tapmayacağını, yaşadığı sürece böyle bir şeyin kendisinden asla sadır olmayacağını ilan eder. Hem ibâdet ettikleri ilâhın, hem de ibâdet etme şekillerinin, asla uzlaşmayacak biçimde birbirinden tamamen farklı olduğunu bildirir. Böylece kâfirlerin “belki uzlaşma olur, biz de gönül huzuruyla putperestliğimize devam ederiz” şeklindeki heveslerini kursaklarında bırakır. Peygamberimiz (s.a.s.), uzlaşmayı tamamen reddettiği gibi, onları da İslâm’a davet etmekle birlikte, Allah’a tapıp tapmamakta kendi tercihlerine bırakmıştır. İsteyen inanır Allah’a kulluk eder; isteyen küfründe devam eder. Âyet-i kerîmede şöyle buyrulur:

“ De ki: «Gerçek, Rabbinizden gelmiştir. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin...»”  (Kehf 18/29)

Zaten bir sonraki âyet bu genel kaideyi beyân etmektedir:

6: “Artık sizin dîniniz size, benim dinim bana!”

Bu ifade şu anlama gelebilir: “Benim dinim ayrı, sizin dininiz ayrıdır. Ben sizin mabudlarınıza tapanlardan değilim. Siz de benim taptığım tek Allah’a tapmıyorsunuz. Ben sizin mabudlarınıza asla ibâdet edemem. Siz de benim mabuduma ibâdet için hazır değilsiniz. Onun için benim yolum ve sizin yolunuz hiç bir zaman birleşmez.” Bu ifade, kâfirlere hoş görünmek için değil, gittikleri yolda devam ettikleri sürece onlardan kesinlikle beraat ve ilişki kesmeyi ilan etmek içindir. Aynı zamanda kâfirlerin, din konusunda Allah’ın Rasulü ve ona iman edenler ile hiçbir zaman uzlaşmayacağını belirtmeyi ve bu konuda ümitlerini kesmelerini de kapsamaktadır.

Nitekim bu beraat ilanı, bu sureden sonra nâzil olan Mekki surelerde peş peşe tekrarlanmıştır. Bu mânada âyet-i kerîmelerde şöyle buyrulur:

“Eğer seni yalanlarlarsa de ki: «Benim yaptığım bana, sizin yaptığınız sizedir. Siz benim yaptıklarımdan sorumlu değilsiniz, ben de sizin yaptıklarınızdan sorumlu değilim.»” (Yûnus 10/41)

“Rasûlüm! Bütün insanlara şunu ilan et: «Ey insanlar! Eğer benim dinimden herhangi bir şüphe içindeyseniz, şunu bilin ki, ben sizin Allah’tan başka taptıklarınıza tapmam. Ben ancak sizin canınızı alacak olan Allah’a kulluk ederim. Çünkü bana, mü’minlerden olmam emredildi.»” (Yûnus 10/104)

“De ki: «Bizim işlediğimiz herhangi bir suçtan siz sorguya çekilecek değilsiniz; biz de sizin yaptıklarınızdan sorguya çekilmeyeceğiz.» De ki: «Rabbimiz hepimizi bir araya toplayacak, sonra aramızda en doğru bir şekilde hükmünü verecektir. Çünkü O, hükmünü adâletle verip gerçeği ortaya çıkaran ve her şeyi hakkiyle bilendir.»” (Sebe’ 34/25-26)

Aynı üslup Medine döneminde de devam etmiştir:

“İbrâhim’de ve beraberindeki mü’minlerde sizin için uyulması gereken güzel bir örnek vardır. Onlar putperest kavimlerine şöyle demişlerdi: «Biz kesinlikle sizden de sizin Allah’ı bırakıp taptıklarınızdan da uzağız. Sizi ve bâtıl dininizi reddediyoruz. Sizinle bizim aramıza, siz sadece tek olan Allah’a iman edinceye kadar sürüp gidecek bir düşmanlık ve nefret girmiş bulunmaktadır.» Ancak İbrâhim’in babasına söylediği: «Senin için Rabbimden bağışlanma dileyeceğim; ancak Allah’tan gelecek bir azabı senden savmam da mümkün değil» demesi örnek olmaz! Onlar şöyle dua ederlerdi: «Rabbimiz! Yalnızca sana güvenip dayandık, sana yöneldik. Dönüşümüz de ancak sanadır!»” (Mümtehene 60/4)

Kur’ân-ı Kerîm’in bu beyânları ve “Artık sizin dininiz size, benim dinim bana!” (Kâfirûn 109/6) ifadesinin mânası, “siz kendi dininize devam edin, ben de kendi dinime devam edeyim” değildir. Aslında maksat, bütün insanları tevhid dinine ve “De ki: «Ben, her türlü şirk ve gösterişten uzak durup taat ve ibâdetimi yalnız Allah’a has kılarak sadece O’na kulluk ederim.»” (Zümer 39/14) âyetinde ifade buyrulduğu gibi tek olan Allah’a ihlasla kulluğa davettir.

Netice itibariyle, Kâfirûn sûresinin sonunda Peygamberimiz (s.a.s.)’e izafe edilen dînden maksat Allah’ın yegane geçerli dîni İslâm olduğunu beyân etmek, bu dinin mutlaka dünyaya yayılıp hakim olacağını bildirmektir.

KAFİRUN SURESİ HAKKINDA BİLGİLER

Kafirun suresi, Mekke döneminde nüzul olmuştur. Kafirun suresi, 6 âyettir. Kafirun, inkârcılar demektir.

Kafirun Suresinin Nüzulü

Kâfirûn sûresi, Mushaftaki sıralamada yüz dokuzuncu, iniş sırasına göre on sekizinci sûredir. Mâûn sûresinden sonra, Fîl sûresinden önce Mekke’de inmiştir. Medine’de indiğine dair rivayet de vardır (bk. Şevkânî, V, 597). Tefsirlerde anlatıldığına göre Kureyşliler Hz. Peygamber’den bir sene kendi ilâhlarına tapmasını, bir sene de kendilerinin onun ilâhına tapmalarını istemişler. Hz. Peygamber de “Allah’a bir şeyi ortak koşmaktan yine O’na sığınırım!” demiş; bu defa Kureyşliler, “Bizim ilâhlarımızdan bazılarını istilâm et (öp, el sür), biz de seni tasdik edip ilâhına ibadet edelim” demişler. Bunun üzerine Kâfirûn sûresi inmiştir. (Taberî, XXX, 213-214; Kurtubî, XX, 225)

Kafirun Suresinin Adı / Ayet Sayısı

Kâfirûn sûresi, adını ilk âyetinde geçen ve “inkârcılar” anlamına gelen kâfirûn kelimesinden almıştır. “Kul yâ eyyühe’l-kâfirûn, Mukaşkışe, İhlâs, İbadet, Dîn” adlarıyla da anılmaktadır. Ayrıca İhlâs sûresiyle birlikte bu iki sûreye “İhlâsayn (iki İhlâs)” adı verilmiştir.

Kafirun Suresinin Konusu

Kâfirûn sûresinde Hz. Peygamber’in inkârcılarla şirk ve sapkınlıkta birleşemeyeceği kesin bir üslûpla ifade edilmekte ve inancın şirkten uzak tutulması hedeflenmektedir.

Kafirun Suresinin Fazileti

Kâfirûn sûresinin faziletiyle ilgili olarak Hz. Peygamber (s.a.s.), “Kul hüvellahu ehad Kur’an’ın üçte birine denktir, Kul yâ eyyühel-kâfirûn ise dörtte birine denktir” (Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’an 10) buyurmuştur.

Yine Peygamber (s.a.s.) Efendimiz sahâbeden birine; “Uyumak üzere yatağına yattığında Kul yâ eyyuhel-kâfirûn sûresini oku; bunu okursan şirk inancına sapmaktan korunursun” diye tavsiye etmiştir. (Ebû Dâvûd, Edeb 97-98; Tirmizî, Da‘avat  22)

Kaynak: kuranvemeali.com

İslam ve İhsan

Kafirun Suresinin Fazileti

PAYLAŞ:                

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır