kahvenin kalbe etkileri / Bilim Açıkladı: Sade Kahve Kalbe İyi Geliyor - Foto Galeri - Memurlar.Net

Kahvenin Kalbe Etkileri

kahvenin kalbe etkileri

Arşiv Bağlantısı

  • ^B. A. Goldstein, et al. (2017). Opportunities And Challenges In Developing Risk Prediction Models With Electronic Health Records Data: A Systematic Review. Journal of the American Medical Informatics Association, sf: 198-208. doi: 10.1093/jamia/ocw042.

    Doğru ölçüde tüketilen kahve kalbin dostu

    Kahve içerisinde, yüksek miktarda bulunan antioksidanların, sağlığa olumlu etkilerinin olduğunu belirten Kardiyoloji Uzmanı Uzm. Dr. S. Anıl Sarıca, buna rağmen, tüketim şekli ve miktarının kahveyi sağlıklı bir seçenek olmaktan çıkarabileceğine de vurgu yaptı. 

    GÜNDE 2-4 FİNCAN KAHVE KALBE DOST

    Günde 2 ila 4 fincan arası kahve tüketiminin ‘düşük tüketim’ olduğu bilgisini paylaşan Uzm. Dr. S. Anıl Sarıca, altı ve daha fazla kahve tüketiminin ise ‘ağır tüketicilik’ olarak tanımlandığını anlattı.

    Günde 2 ila 4 fincan arası kahve tüketiminin sağlıklı olduğunu dile getiren Uzm. Dr. S. Sarıca, “Kardiyologlara en sık sorulan soruların başında kahve tüketiminin insan sağlığına etkileri geliyor. Kahvenin içerisinde bulunan 1000’den fazla biyolojik aktif bileşen sayesinde günde iki ila dört fincan kahve tüketimi kalbe iyi geliyor” dedi. 

    Kahvenin tarih boyunca yara iyileştirme, ishal tedavisi, romatizmal doku hastalıkları ve böbrek taşı tedavisi gibi tıbbi tedavilere yönelik de kullanıldığını hatırlatan Uzm. Dr. S. Anıl Sarıca, “Kahvedeki bazı içeriklerin, damar genişletici etkileri bulunuyor. Bu nedenle kahve, kalp krizi ve inme gibi sorunlara neden olan kalp ve damar damar hastalığı problemlerinin de oluşumunu ciddi ölçüde azaltabiliyor. Özellikle günde dört ya da beş fincan kahveye denk gelen 500 mg kafein tüketimi, kalp krizlerine neden olan koroner atar damarlardaki kireçlenmelere olumlu etki edebiliyor.” 

    KAHVENİN FAZLASI ZARAR

    Aşırı kahve tüketiminin kalp ve damarlar üzerinde olumsuz etkilere neden olduğu uyarısında da bulunan Sarıca, tüketilmesi gereken kahve miktarları ile ilgili bilgi verdi: “Genetik farklılıklar da göz önünde bulundurularak, günlük kafein tüketiminin 300-400 mg seviyelerinin üzerine çıkarılmamasına özen gösterilmelidir. Birim ölçü başına düşünüldüğünde ise; bir fincan Türk kahvesi 60-65 mg, 1 kupa filtre kahve 100-120 mg, 1 fincan espresso kahve 130-200 mg, 1 kupa Americano kahve 100 mg kadar kafein içeriyor. Artırılmış kafein ve kalori içerikli yeni trend kahvelerin (soğuk kahveler) vücudumuzda uzun dönem etkilerine dair daha çok çalışma ve incelemeye ihtiyaç vardır.

    Aşırı kahve tüketiminin çarpıntı, endişe, kaygı ve uyku problemleri doğurabileceğine de değinen Uzm. Dr. S. Anıl Sarıca, ilaç kullanan kişilerin ise kafeinsiz formlar tercih etmesi gerektiğini belirtti. 


    kahveKalp Sağlığı

    Arşiv Bağlantısı
  • ^Framingham Heart Study, et al. Three Generations Of Research On Heart Disease. (20 Şubat 2021). Alındığı Tarih: 20 Şubat 2021. Alındığı Yer: Framingham Heart Study

    Kahve ve Çay Tüketimi Kalbimizi Nasıl Etkiliyor? İşte Kahvenin Kalbe Etkileri!

    Kahve ve Çay Tüketimi Kalbimizi Nasıl Etkiliyor? İşte Kahvenin Kalbe Etkileri!

    “Son yıllarda yapılan çalışmalar daha çok çay ve kahve içiminin geleneksel olarak üzerine atfedilmiş ‘zararlıdır’ etiketini ortadan kaldıracak niteliktedir” diyen İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Rengin Çetin Güvenç, önemli bilgiler verdi.

    Kardiyovasküler hastalıklara bağlı ölümler dünyada ölüm nedenleri arasında ilk sıralarda yer aldığından günlük yeme içme alışkanlıklarımızın bu tür hastalıkları ne derecede etkilediği hem bilimsel camiyanın hem toplumların cevabını aradığı sorulardan biri haline gelmiştir.

    ‘Günlük 3-5 fincan tüketilmelidir’

    Bugüne kadar yapılmış büyük çaplı analitik çalışmalar, kayıt çalışmaları ve gözlemsel çalışmalar kahve ve çay içim alışkanlığının günlük 3-5 fincanla sınırlı tutulması ve düzenli alımının kardiyovasküler hastalıklar; kalp krizi, kalp yetersizliği, hipertansiyon ve hatta bazı ritim bozuklukları risklerinde azaltıcı bir etkiye sahip olabileceği yönündedir. Çay ve kahve gibi içeceklerin ana etken maddesi kafeindir fakat bunun yanında yüzlerce aktif biyokimyasal bileşiğide içermektedirler. Kalp ve damar hastalıklarını azaltıcı etkileri daha çok polifenoller diye adlandırılan biyokimyasallara bağlanmıştır.

    ‘Kafein alımı kilo kaybına neden oluyor’

    Kahve özellikle klorogenik asid, anti-oksidan ferulik asit  gibi polifenollerden zenginken, çay  ağırlıklı olarak katekin, theaflavin, thearubigin gibi aktif metabolitleri içermektedir. Burdaki polifenollerin anti-oksidan, antinflamatuar etkilerinin yanısıra bağırsak mikrobiyotasını düzenleyerek oksidatif stresi azaltmada ek katkı sağladığı düşünülmektedir.  Ayrıca bu içeceklerin ana etken maddesi olan kafeinin de kalp damar hastalıklarını önlemede damar iç yüzeyinden nitrik oksit olarak bilinen damarlar üzerinde genişletici, damar duvar stresini ortadan kaldırıcı maddelerin salınımı artırıcı ve oksidasyonu önleyici etkisi bulunmaktadır. Kafein alımının muhtemel yararlı etkilerinden biride kilo kaybına neden olmasıdır. Gerek bağırsak mikrobiyatasının düzenleyici ve buna bağlı olduğu düşünüler yağ asitlerinin emilimini azaltıcı etkisi gerekse metabolizma hızını artırıcı etkisi ile kilo kaybına yol açmakta ve diyabet ve hipertansiyon gibi risk faktörlerini azaltarak kalp ve damar hastalıkları açısından dolaylı koruyucu bir rol üstlenmektedir.

    Tabi bu faydalı etkilerin kafein içeren bu içeceklerin düzenli ve orta doz olarak adlandırabilceğimiz yani günlük 3-4 fincan çay tüketimine dek gelebilecek dozda alımında ortaya çıkabileceği akılda tutulmalıdır. Düzenli kahve ve çay içme alışkanlığı olmayan bireylerin ani ve çok miktarda kafein tüketimi özellikle adrenejik sistem dediğimiz stres hormonlarını tetikleyerek altta yatan ritim bozukluğuna varsa şayet çarpıntı ataklarını artırıcı potansiyelinin olabileceği üzerinde durulmaktadır, fakat bu etkinin düzenli tüketim sonrası gelişen toleransla birlikte ortadan kalktığı ve birde üstüne Atrial Fibirilasyon benzeri ritim bozuklukları riskini  azaltıcı etkisi olabileceği vurgulanmaktadır.  Ayrıca kahvenin içinde bulunan kahweol ve kafestol gibi bileşenlerinin  kolesterol metabolizmasını bozucu total kolesterol ve kötü kolesterol olarak bilinen LDL düzeylerini artırıcı etkirinin olduğuda bilinen bir gerçektir. Her ne kadar bu negatif etkiler kahveden ziyade daha çok yanında tüketilen şeker ve diğer gıdalara bağlansada, özellikle aynı miktarda çay tüketimi ile kolesterol metabolizması arasında bozucu bir ilişki olmadığı gösterilmiştir.

    Bugünkü veriler ışığında, bu kâr zarar dengesinde kalp sağlığı açısından şimdilik yarar tarafı terazide ağır bassada doğrudan bu içeceklerin tüketin ve kalp damar hastalıklarınından korunun demek yerine zararlı potansiyellerinin sanılanın aksine pekte olmadığını söylemek daha doğru bir yaklaşım olacaktır.

    Ve unutulmamalıdır ki sağlığın altın kuralı düzenli ve dengeli beslenmedir.

    nest...
  • oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır