kalsifiye plak / Ulusal Tez Merkezi | Anasayfa

Kalsifiye Plak

kalsifiye plak

Kalp arterlerinin daralması ya da tıkanması durumunda koroner arter hastalığı oluşur. Bu hastalıkta, kalbin sağlıklı kalması için gerekli olan miktarda kan arterler tarafından sağlanmaz.

Koroner Arterler Tıkalı Olduğu Zaman
Koroner arter hastalığına ateroskleroz (bazen “damar sertliği” olarak da adlandırılır) neden olur. Ateroskleroz, bir arterin duvarında plak (yağlı bir madde) ve kan ürünleri biriktiği zaman oluşur. Plak oluşumu kalp kasına gelen kan akımını azaltır. Plak büyüdükçe arter daralır ve tıkanabilir. Özellikle egzersiz sırasında olduğu gibi, kalbin kan ihtiyacının arttığı durumlarda kalp yeteri kadar oksijenlenmiş kan alamaz.

Hasar Görmüş Bir Arter
Yüksek kan basıncı, sigara ya da yüksek kolesterol gibi durumlar, arter duvarına zarar verir. Hasar görmüş olan duvarda daha sonra plak oluşur ve böylece koroner arter hastalığı başlar.

Daralmış Bir Arter
Daha fazla plak oluştukça arter daha da daralır. Kalbe doğru olan kan akımı kısmen bloke olur. Göğüste sıkışma ya da ağrı gibi belirtiler hissedilebilir.

Tamamen Tıkanmış Bir Arter
Plak ya da kan pıhtısı (kan hücrelerinden oluşan bir kitle) tam olarak arteri tıkayabilir. Böylece kan kalp kasına doğru akamaz. Neticede bir kalp krizi (miyokard enfarktüsü) ile sonuçlanabilir.

Koroner Arterler
Kalp, yaklaşık olarak yumruk büyüklüğünde bir kastır. Bu kas durmaksızın vücuda oksijen yönünden zengin kan sağlamak üzere pompa işlevi görür. Bu işlev için kalbin kendisinin de oksijen yönünden zengin kan almaya ihtiyacı vardır. Kan oksijeni akciğerlerden alır. Oradan da oksijen yönünden zengin kan, kalp kasına koroner arterler aracılığı ile ulaşır.

Koroner Arterlerin Görevi
Koroner arterler Aort denilen büyük bir damardan çıkarlar. Aort, kanı kalpten vücudun diğer bölümlerine taşır. Koroner arterler aortdan çıktıktan sonra daha küçük olan arterlere ayrılırlar. Bu daha küçük olan arterler kalp kası üzerinde ve boyunca ilerler. Sağlıklı oldukları sürece kalbin her bir parçasına oksijen yönünden zengin kan sağlarlar.

– Balon Anjiyoplasti
– Kardiyak Kateterizasyon
– Aterektomi
– Stent Yerleştirilmesi

 

blankblankblankblankblankblankblankblankblankblankblank

Karotis plak yapısal özellikleri ve stabilizasyonu

Karotis arterdeki aterosklerotik plakların morfolojisi ve plak içeriği inme riskini belirlemede önemli bir faktördür. İnmelerin yaklaşık %15-20’sinden aterosklerotik plaktan gelişen emboliler sorumlu tutulmaktadır.

Bu sıklıkla lipittten zengin ince kapsüllü plak rüptürüne bağlı olarak gelişmektedir. Bundan dolayı karotis arter hastalarında hasta takibinde karotis darlığı kadar darlığa neden olan plağın yapısal özellikleride büyük öneme sahiptir.

Aterosklerotik plağın temel komponentleri;

1. Lipit çekirdek

2. Duvar içi kanama

3. Kalsifikasyon

4. Fibröz kapsül

Bu plak yapısında yeralan komponentler, CT, MR ve Doppler ultrasonografik olarak değerlendirilir.

Aterosklerotik lezyonun kompenentlerine bakılarak lezyonun stabil veya anstabil oluşuna kar verilir.

plak 1

Şekil 1. Aterosklerotik plağın komponentleri

Hassas plak özellikleri nelerdir?

-Lipit içeriği %40’dan fazla,

-İnflamasyon hücreleri,

-Ülserasyon,

-Hemorajik plak,

-Artmış anjiogenezisdir.

-Fibröz kapsül intakt, ince veya rüptüre olabilir.

plak 2

Şekil 2. Hassas plak özellikleri

İnme riski, daha önceden geçici iskemik atak olanlarda (TİA): %7/yıl, ülsere lezyonu olanlarda 2-4 misli fazla olmaktadır. Bu histopatolojik hadiseler klinik semptom ve plağın progresyonu ile ilişkilidir.

Beyinde iskemik hadise gelişen kimselerde yapılan MR,tomografi ve Doppler ultrason incelemesinde plak aktivitesi hakkında fikir sağlanır;

  • Plak ekojenitesi
  • Plak yapısındaki heterojenite
  • Arter lümenine yakın alanlarda duvar ekojenitesi
  • Lümen yüzeyinde ülserasyon ve harabiyet

plak 3

Şekil 3. stabil ve unstabil plak özellikleri

Karotis plağı tomografide plak dansitesine göre:

1. Yağlı yumuşak plak

2. Miks plak

3. Kalsifiye plak olarak sınıflandırılır.

plak 4

Şekil 4. Hassas plak tomografi görünümü

Karotis plak stabilizasyonu nasıl sağlanır?

Ciddi darlık bulunan karotis arter hastalıklarında cerrahi tedavi altın standart olarak Kabul edilmektedir. Ancak önemli darlık bulunmayan ve medikal olarak takip edilen hastalarda karotis stabilizasyonu büyük öneme sahiptir.

Lipit düşürücü tedavi: kan yağlarını düzenleyen statinlerin kardiyovasküler problemleri önemli ölçüde azalttığı gösterilmiş Bu problemlerin başında inme ve ani ölümler gelmektedir.

Çalışmalarda statinlerin, kan yağ düzeyinden bağımsız olarak makrofaj sayısını ve buna bağlı olarak plaktaki inflamasyonu azalttığı gösterilmiştir.

Antiplatelet tedavi: asprin ve benzeri ilaçlar plak rupture esnasında gelişen pıhtı oluşumunu engellerler.

Antihipertansif tedaviler: plak rüptürünü engellemek için tansiyonları normal hastalarda dahi kullanılmaları faydalı olacaktır.

Egzersiz: genel olarak düzenli yürüyüşler HDL düzeyini yükselterek plak lipit içeriğini düşürerek etkili olurlar.

Dr.İlhan Gölbaşı

Damarımda plak var ne yapmalıyım

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Önce şu net ve kesin bilgiyi bir kenara not edin: Yeni bin yılın en mühim sağlık problemi damar sertliğidir.

Haberin Devamı

Ölümlerin neredeyse üçte ikisi de damarlarla ilgili problemlerin neticesidir. Ellili yaşlar sonrasında karşılaştığımız sağlık problemlerinin çoğunun arkasında da yine aynı problem var. Sertleşen damarlarda gelişen aterosklerotik plaklar ve o plaklardan kopan pıhtılar bazen kalp damarlarını tıkayıp kalp krizleri, aritmiler, kalp yetmezlikleri ve ani ölümlere; bazen beyin damarlarını etkileyip felçler ve bellek sorunlarına; bazen de böbrek damarlarını bozup hipertansiyona, ayak damarlarını tıkayıp dolaşım bozukluğu veya kangrenlere yol açabiliyor. Kısacası ateroskleroz da (damar sertliği), yol açtığı plaklar ve bunlardan kopan pıhtılar da ciddi sağlık tehditleri. Bu tatsız ama önemli girişten sonra gelin şimdi de ‘plak oluşumunun nasıl engelleneceği‘ veya mevcut ‘plakları stabilize ederek ani pıhtı kopmalarının nasıl önlenebileceğini‘ anlamaya çalışalım.

Haberin Devamı

ÖNEMLİ SORU

STABİLİZASYON NASIL YAPILIYOR?

Damarlarda ateroskleroza bağlı her plak risklidir ama ‘yumuşak’ ya da ‘kararsız’ plak olarak bilinenleri çok daha tehlikelidir. Bu nedenle özellikle yumuşak/kararsız plak tespit edilenlerde yapılacak ilk iş tam anlamıyla bir ‘sıkıyönetim’ değilse bile ‘olağanüstü hâl’ durumu ilan etmektir. Beslenmeyi iyileştirmek, fazla kiloları vermek, egzersiz yapma alışkanlığı edinmek, ruhsal yaşamı düzenlemek; kandaki şeker, tansiyon, kolesterol, ürik asit, trigliserid yüksekliği gibi sorunlara müdahale etmek ve tabii ki eğer içiliyorsa sigarayı hemen o anda terk etmek ilk tedbirlerdir. Diğer taraftan bu plakları stabilize etmek, yani yırtılmalarını, kopmalarını önleyerek kopan yumuşak pıhtı parçalarının bir yerleri tıkamasını engellemek daha detaylı düşünmeyi, deneyim ve hasta-hekim iş birliğini gerektiriyor. Plak stabilizasyonu adı da verilen bu süreçlerde tabii ki kolesterol düşürücü statinlerden, kanı incelten asetil salisilik asit ve klopidogrelden, fibratlar ve kalbi sakinleştiren beta blokerlerden de faydalanmak gerekebiliyor.  

ÖNEMLİ

TRİGLİSERİDİM YÜKSEK DİYORSANIZ

Özellikle kararsız yani kopma veya parçalanma riski yüksek bir yumuşak plak tespit edilen birinde eğer aynı zamanda trigliserid ve kolesterol yüksekliği de varsa sadece beslenme ve aktivite gibi önlemlerle yetinmemek, kolesterol dengesini sağlayacak statin grubu ilaçlardan da istifade etmek gerekebiliyor. Şimdi hemen aklınıza, “Bu ilaçların yan etkileri ne olacak hocam?” sorusunun geleceğini biliyorum. Haklısınız ama burada da bir ‘maliyet analizi’ yapmak, ilaçların sağlayacağı yararlarla oluşturabileceği yan etkileri kıyaslamak zorundasınız. Bu ilaçların ciddi bazı yan etkilerinin olduğu doğrudur. Ama bu yan etkilerin çoğunun ilacın bırakılması ile birlikte ortadan kalktığı da bilinmektedir. Özeti şudur: Benim tavsiyem eğer yumuşak ve kararsız plaklarınız var ve aynı zamanda kan yağlarınız da yüksekse, siz de statinlerin herhangi birini kullanmak zorunda kalabilirsiniz. Böyle bir durumda doktorunuza itiraz etmemenizdir.

Haberin Devamı

ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTÜ

Damarları erken yaşlandıran, sertleştirip kalınlaştıran, plaklar/pıhtılarla daraltıp tıkayan sebeplerin sayısı oldukça fazla. Ama önce şunu bilelim: Diğer kronik hastalıklarda olduğu gibi burada da ‘organize bir şebeke’ ile karşı karşıyayız. Bu şebekenin üyeleri arasında kan şekeri yüksekliği, tansiyon fazlalığı, trigliserid ve LDL kolesterol aşırılığı, iyi kolesterol HDL’nin azlığı, insülin direnci ve bununla ilişkili kilo fazlalığı, çok daha önemlisi sigara alışkanlığı var. Bu nedenle öncelikle bu sorunlardan bir veya daha fazlası bulunanların ellili yaşlardan sonra ciddi bir ‘damar sertliği ve plak riski araştırmasından’ geçmesinde fayda var. Ayrıca o plakların kopmaya hazır, yumuşak, yani kararsız ve hassas plaklar olup olmadığının da saptanması lazım. Bunu anlamanın yoluysa Hs-CRP testi incelemesinden ve doppler USG ya da CT ile (tomografi) kalp ve beyin damarlarının dikkatle incelenmesinden geçiyor.

Haberin Devamı

BİLGİ NOTU

BU SAHTEKÂRLIĞA İNANMAYIN

Sosyal medyanın gücü tartışılmaz ama faydası kadar zararı, tehlikesi, tehdidi olduğu da kesin. Kontrolsüz, güvenliksiz tehlikeli bir otoyol haline de gelebiliyor. Ve bu otoyola isteyen istediği bilgiyi yollayabiliyor. Bir grup sahtekâr yine benim resmimi ve ismimi kullanarak ‘Parazitoloji Uzmanı Prof. Dr. Sami Günay’ isimli sahtekârın rumuzuyla halkımızın %95’inde parazit olduğunu iddia ederek dandik, sahte, çakma bir ürünü pazarlamaya çalışıyor. Lütfen dikkat edin ve benim adımı ve/veya resmimi kullanarak pazarlanmaya çalışılan bu gibi ürünlere sakın itibar etmeyin.

OKUR SORUSU

NEDENİ NE? YAŞLILIK YORGUNLUĞU

Yaşlanan herkes yorulur ama bunu çok az hisseden veya bu nedenle yerinden bile kıpırdayamayacak hale gelebilen yaşlılar vardır. Yaşlılık yorgunluğunda belirleyici faktörlerden birinin de ‘mitokondriler’imiz olduğunu unutmayalım. Bilelim ki biz yaşlandıkça hücrelerimizle birlikte mitokondrilerimiz de yaşlanıyor. Neticede yaşlı ve sayıca az mitokondriler nedeniyle o hücre yeteri kadar enerji üretemeyip güçsüz, halsiz, takatsiz kalıyor. İşte bu nedenle yaşlılık yorgunluğu ile mücadelede mitokondri meselesi de mutlaka devreye giriyor. Zıpkın gibi genç ve dinç bir yaşlı olmak isteyenlerin mitokondrilerine gözlerinin içi gibi bakmaları gerekiyor. “Peki bu iş nasıl olacak hocam?” diyorsanız yanıtım şu: Mitokondrilerinizin dost ve düşmanlarını tanıyacaksınız. Onları düşmanlarından uzak, dostları ile bir arada tutacaksınız. O düşman ve dostları alttaki kutularda özetledim. Lütfen kesip saklayın ve fırsat buldukça şöyle bir göz atın.

Haberin Devamı

KESİP SAKLAYIN

Düzenli egzersiz alışkanlığı mitokondrilerin en sadık dostu. Egzersiz sıklığı ve yoğunluğu arttıkça genç ve güçlü mitokondrilerin sayısı daha da artıyor.

Glutatyon ise en güçlü mitokondri kalkanı. Mitokondrileri oksitlenip paslanmaktan koruyan, antioksidan sistemin patronu bu mucize doğal molekülümüz.

Glutatyona bu süreçlerde katalaz ve peroksidaz gibi enzimatik yapılanmalar da yardımcı oluyor.

C vitamini, alfa lipoik asit, selenyum, magnezyum, folik asit zengini besinleri daha çok kazanmak, N-Asetil Sistein, koenzim Q10 ve benzeri desteklerden faydalanmak da glutatyonu şarj ettirerek mitokondrilere yardımcı oluyor.

DÜŞMANLARI HANGİLERİ

Haberin Devamı

Alkol çok önemli bir mitokondri düşmanı. Sadece sizi değil, mitokondrilerinizi de sarhoş ediyor.

Cıva, kurşun ve diğer ağır metaller de mitokondrilerin canına okuyabiliyor.

Yiyecek içeceklerle bedenimize giren toksik kimyasalların da birer mitokondri zehri olabilecekleri biliniyor.

Aşırı şeker ve beyaz un yüklü besinlerin, özellikle de nişasta bazlı fruktozun tartışmasız birer mitokondri zehri oldukları da kesin.

Bazı ilaçlar da (parasetamol, kinolongrubu antibiyotikler,statinler) mitokondrilere zarar verebiliyor.

#Osman Müftüoğlu#HÜRRİYET#Yazarlar

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Yazarın Tüm Yazıları

Girişimsel Radyoloji

Aort-İliak Tıkayıcı Hastalık


Aortoiliak tıkayıcı hastalık her iki bacağa giden atardamarların karın içindeki kısmında daralma yada tıkanmasıdır. Tıkanıklğın nedeni damar sertliğidir. Atardamar sertliği (Ateroskleroz), damar duvarında yağlı plağın gelişmesi ile oluşur.Hastalığın temel belirtileri yürürken veya egzersiz yaparken kalça, bacak ve baldır bölgelerinde olan ağrı, kramp girmesi, gerginlik, uyuşma ve yorgunluktur. Bu semptomlar dinlenmekle geçer.

(işlem öncesi ve sonrası)

AORTOİLİAK HASTALIĞIN BELİRTİLERİ NELERDİR?
Temel belirti yürüyüş veya egzersiz sonrası başlayan dinlenince geçen ağrı kramp girmesi ve yorgunluktur. Erkek hastalarda erektil disfonsiyon görülebilir.
Hastalık ilerledikçe daha ciddi semptomlar ortaya çıkabilir, bunlar;

NEDENLERİ VE RİSK FAKTÖRLERİ
Temel neden aterosklerozdur.
Aterosklerozun nedenleri ise:

TANI
Tanıda kullanılan testler;

TEDAVİ YAKLAŞIMI
Tedavi hastalığın derecesine bağlıdır. Hafif rahatsızlığı olan hastalarda;

Ciddi hastalığı olanlarda:

 

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır