kalsitonin testi / Düzen Laboratuvarlar Grubu

Kalsitonin Testi

kalsitonin testi

Yeni Kanser Testleri

KOLOREKTAL KANSER

Karsinoembriyojenik antijen (CEA): Kolon, rektum, karaciğer, pankreas, akciğer (özellikle küçük hücreli), meme, prostat, mide ve over kanserlerinde CEA seviyesi yüksek bulunabilmektedir. Özellikle kolon kanserinde tedaviye yanıtın ve hastalığın ilerlemesinin izlenmesinde yararlıdır. En yüksek CEA düzeyi, karaciğer ve kemik metastazlı kolon kanserli hastalarda görülür. CEA düzeyinin ayrıca sigara içilmesi, alkole bağlı hepatik siroz, pankreatit, inflamatuvar bağırsak hastalığı, amfizem, rektal polip, benign meme hastalığı gibi kanser dışı birçok hastalıkta da arttığı gösterilmiştir.

CA  Bütün gastrointestinal sistem kanserleri (pankreas kanseri, mide kanseri, kolon kanseri vb.) ve diğer adenokarsinomalarda düzeyi yükselir. Pankreas kanserinde en sık yükselen tümör markerıdır. Ayrıca akut ve kronik pankreatit, kolanjit ve siroz gibi benign durumlarda da yükselebilir.

AKCİĞER KANSERİ

Karsinoembriyojenik antijen (CEA): Kolon, rektum, karaciğer, pankreas, akciğer (özellikle küçük hücreli), meme, prostat, mide ve over kanserlerinde CEA seviyesi yüksek bulunabilmektedir. Özellikle kolon kanserinde tedaviye yanıtın ve hastalığın ilerlemesinin izlenmesinde yararlıdır. En yüksek CEA düzeyi, karaciğer ve kemik metastazlı kolon kanserli hastalarda görülür. CEA düzeyinin ayrıca sigara içilmesi, alkole bağlı hepatik siroz, pankreatit, inflamatuvar bağırsak hastalığı, amfizem, rektal polip, benign meme hastalığı gibi kanser dışı birçok hastalıkta da arttığı gösterilmiştir.

Nöron Spesifik Enolaz (NSE): Nöral dokuda, nöroendokrin sistem hücrelerinde ve APUD (amine precursor uptake and decarboxylation) dokularında bulunan bir enolaz tipidir. NSE, küçük hücreli akciğer kanseri, nöroblastom, feokromasitoma, karsinoidler, tiroidin medüller karsinomu, melanom ve pankreas adacık tümörleri gibi nöroendokrin kaynaklı tümörlerin göstergesidir. Özellikle akciğerin küçük hücreli kanseri için önemli bir göstergedir.

ACTH:Cushing sendromu, karsinomlu hastalarda en sık görülen endokrin sendrom olup, bu hastaların yarısında çoğunlukla yulaf veya küçük hücreli tipte akciğer kanseri, %10’unda timus, %10’unda pankreas, %5’inde tiroidin medüller karsinomu ve %5’inde nöral yarık tümörü vardır. Endokrin organların embriyolojik tümörlerinin bir grubu olan APUDomalar da ACTH sentezler.

Kalsitonin:Tiroidin parafoliküler C hücrelerinden salgılanan kalsitonin, buradan kaynaklanan medüller tiroid karsinomunda ideal bir tümör göstergesidir. Tedavinin izlenmesi ve nüksün saptanmasında yararlıdır. Yüksek plazma kalsitonin düzeylerine akciğer (histolojik tipe bağlı olmaksızın), kolon, meme ve pankreas kanserlerinde de rastlanır.

Kromogranin A: Nöroendokrin kökenli tümörlerde artışı söz konusudur. Tanı ve izleminde kullanıldığı durumlar karsinoid tümör, feokromasitoma, nöroblastoma, endokrin pankreatik tümör, küçük hücreli akciğer kanseridir. Tümöral nedenli artışlar dışında, böbrek yetmezliği, karaciğer hastalığı, atrofik gastrit, inflamatuvar barsak hastalığı, mide koruyucu ilaç kullanımı ve stres durumlarında da yükselebilir.

Cyfra  Sitokeratin fragman 19 adıyla da bilinen yeni bir tümör belirteci olup, akciğer kanserleri için en özgül belirteçlerden biridir. Bronş kanserlerinde, Cyfra pozitifliğini (%85) CEA, SCC gibi diğer belirteçlerden daha yüksek oranda saptayan çalışmalar vardır. Malign plevral efüzyonların benign olanlardan ayrılmasında tümör belirteçlerinin rolüne bakıldığında, Cyfra ve Ca ’ün en yüksek duyarlılık ve özgüllüğe sahip olduğu belirlenmiştir. Bu iki belirtecin kombine kullanımı önerilmektedir.

MESANE KANSERİ

NMP Mitozda görev alan nükleer matriks proteini üzerindeki farklı epitopları tanıyan bir ELİSA testidir. Testin duyarlılığı %, özgüllüğü ise % dir. Bu geniş aralık, yapılan çalışmalarda tümörün büyüklüğü ve evresinin farklı olmasından kaynaklanmaktadır.

UBC Rapid:  İdrarda sitokeratin 8 ve 18 i ölçen bir testtir. Bu testin duyarlılığı %, özgüllüğü ise % arasında değişmektedir.

MİDE KANSERİ

GastroPanel Test

Karsinoembriyojenik antijen (CEA): Kolon, rektum, karaciğer, pankreas, akciğer (özellikle küçük hücreli), meme, prostat, mide ve over kanserlerinde CEA seviyesi yüksek bulunabilmektedir. Özellikle kolon kanserinde tedaviye yanıtın ve hastalığın ilerlemesinin izlenmesinde yararlıdır. En yüksek CEA düzeyi, karaciğer ve kemik metastazlı kolon kanserli hastalarda görülür. CEA düzeyinin ayrıca sigara içilmesi, alkole bağlı hepatik siroz, pankreatit, inflamatuvar bağırsak hastalığı, amfizem, rektal polip, benign meme hastalığı gibi kanser dışı birçok hastalıkta da arttığı gösterilmiştir.

CA  Primer olarak gastrointestinal sistem adenokarsinomlarında ve over ve meme dokularında bulunur. Metastatik mide kanserli hastaların büyük bir yüzdesinde CEA ya da CA ile karşılaştırmalı olarak CA düzeylerinin de yükseldiği gösterilmiştir. Ayrıca bazı benign durumlarda da (pankreatit, siroz, pulmoner hastalıklar, romatoid hastalıklar, jinekolojik hastalıklar, gastrointestinal sistem hastalıkları vb.) CA düzeyi artabilir.

CA  Bütün gastrointestinal sistem kanserleri (pankreas kanseri, mide kanseri, kolon kanseri vb.) ve diğer adenokarsinomalarda düzeyi yükselir. Pankreas kanserinde en sık yükselen tümör markerıdır. Ayrıca akut ve kronik pankreatit, kolanjit ve siroz gibi benign durumlarda da yükselebilir.

PANKREAS KANSERİ

Karsinoembriyojenik antijen (CEA): Kolon, rektum, karaciğer, pankreas, akciğer (özellikle küçük hücreli), meme, prostat, mide ve over kanserlerinde CEA seviyesi yüksek bulunabilmektedir. Özellikle kolon kanserinde tedaviye yanıtın ve hastalığın ilerlemesinin izlenmesinde yararlıdır. En yüksek CEA düzeyi, karaciğer ve kemik metastazlı kolon kanserli hastalarda görülür. CEA düzeyinin ayrıca sigara içilmesi, alkole bağlı hepatik siroz, pankreatit, inflamatuvar bağırsak hastalığı, amfizem, rektal polip, benign meme hastalığı gibi kanser dışı birçok hastalıkta da arttığı gösterilmiştir.

CA  Bütün gastrointestinal sistem kanserleri (pankreas kanseri, mide kanseri, kolon kanseri vb.) ve diğer adenokarsinomalarda düzeyi yükselir. Pankreas kanserinde en sık yükselen tümör markerıdır (sensitivite %). Artış miktarının tümör kitlesi ile bir ilişkisi yoktur, ancak test hastalığının seyrini izlemede faydalı olabilir. Ayrıca akut ve kronik pankreatit, kolanjit ve siroz gibi benign durumlarda da yükselebilir. Pankreatitli hastalarda CA düzeyleri tipik olarak U/ml’yi aşmazken, pankreas kanserli hastalarda çok daha yüksektir.

CA  Primer olarak gastrointestinal sistem adenokarsinomlarında ve over ve meme dokularında bulunur. Metastatik mide kanserli hastaların büyük bir yüzdesinde CEA ya da CA ile karşılaştırmalı olarak CA düzeylerinin de yükseldiği gösterilmiştir. Ayrıca bazı benign durumlarda da (pankreatit, siroz, pulmoner hastalıklar, romatoid hastalıklar, jinekolojik hastalıklar, gastrointestinal sistem hastalıkları vb.) CA düzeyi artabilir.

Kromogranin A: Nöroendokrin kökenli tümörlerde artışı söz konusudur. Tanı ve izleminde kullanıldığı durumlar karsinoid tümör, feokromasitoma, nöroblastoma, endokrin pankreatik tümör, küçük hücreli akciğer kanseridir. Tümöral nedenli artışlar dışında, böbrek yetmezliği, karaciğer hastalığı, atrofik gastrit, inflamatuar barsak hastalığı, mide koruyucu ilaç kullanımı ve stres durumlarında da yükselebilir.

KARACİĞER KANSERİ

Karsinoembriyojenik antijen (CEA): Kolon, rektum, karaciğer, pankreas, akciğer (özellikle küçük hücreli), meme, prostat, mide ve over kanserlerinde CEA seviyesi yüksek bulunabilmektedir. Özellikle kolon kanserinde tedaviye yanıtın ve hastalığın ilerlemesinin izlenmesinde yararlıdır. En yüksek CEA düzeyi, karaciğer ve kemik metastazlı kolon kanserli hastalarda görülür. CEA düzeyinin ayrıca sigara içilmesi, alkole bağlı hepatik siroz, pankreatit, inflamatuvar bağırsak hastalığı, amfizem, rektal polip, benign meme hastalığı gibi kanser dışı birçok hastalıkta da arttığı gösterilmiştir.

Fetoprotein (AFP): Primer karaciğer, testis ve over kanserlerinin araştırılması ve tedaviye yanıtın izlenmesi amacıyla kullanılır. Erişkinlerde yüksek AFP düzeylerinin kanser dışı başlıca kaynağı benign karaciğer hastalıklarıdır. Genellikle benign hastalıklara eşlik eden AFP artışı orta derecededir, buna karşılık g/L’den daha yüksek düzeyler hepatosellüler veya germ hücresi karsinomu varlığını düşündürür.

CA  Bütün gastrointestinal sistem kanserleri (pankreas kanseri, kolon kanseri vb.) ve diğer adenokarsinomalarda düzeyi yükselir. Pankreas kanserinde en sık yükselen tümör markerıdır). Ayrıca akut ve kronik pankreatit, kolanjit ve siroz gibi benign durumlarda da yükselebilir.

Alkalen Fosfataz (ALP): Karaciğer, kemik ve plasentadan kaynaklanır. Normal erişkinlerin serumlarında bulunan ALP’nin başlıca kaynağı karaciğer ve safra kanallarıdır. Kemik ve karaciğerdeki primer kanserlerin ve bu organlara olan metastazların saptanmasına yardımcı olabilir. Karaciğere atlayan lösemi gibi hastalıklarda, karaciğer tutulumunun genişliği ile orantılı belirgin ALP artışları olur.

Ferritin:Bir demir depo proteini olan ferritin, demir metabolizması bozukluklarında ve bazı kanserlerde klinik değer taşımaktadır. Akut lösemi, karaciğer kanseri ve Hodgkin lenfomada önem taşır. Diğer artış nedenleri arasında, kan transfüzyonu, demir tedavisi, karaciğerin akut ve kronik hastalıkları, inflamasyonlar, meme, özofagus ve baş-boyun kanserleri bulunmaktadır.

MEME KANSERİ

CA  Meme kanserli hastaların tanı, rekürrens ve tedavi takibinde kullanılır. Hastalık nüksünü önceden belirlemede ve tedaviye yanıtı belirlemede faydalı olabilir. Meme kanserine ek olarak, pankreas, akciğer, over, kolorektal ve karaciğer kanserlerinde ve benign karaciğer ve meme hastalıklarında da yüksek değerler saptanabilir.

OVER KANSERİ

CA  Over kanserli hastaların % ’ında artar. Normal sınırdan yüksek değerler, menstrüel siklusun foliküler fazındaki kadınlarda, gebeliğin ilk üç ayında ve endometriyozis, salpenjit, uterus myomu, siroz, hepatit ve pankreatit gibi selim hastalıklarda görülür. Ayrıca, meme veya akciğer gibi diğer organ kanserlerinde de artmış CA değerleri gözlenebilir. Over kanserinde tedaviye yanıtın izlenmesinde kullanılır. Benign durumlarda da arttığı için tarama testi olarak kullanılmaz.

HE4 ( Human Epididymis protein 4):Yapılan birçok çalışmada ovaryen neoplazilerde HE4 protein sentezinin arttığı gösterilmiştir. Bu nedenle HE4, over kanserlerinin tanısında anlamlı ve yeni bir markerdır. HE4 ve CA ’in birlikte kullanımı malign ve benign oluşumların ayrılabilmesi, tümörlerle endometriyozis ayrımının yapılabilmesi, tedavisi sürdürülen over kanserlerinin izlenmesi ve erken tanı konulması yönünde daha doğru ve duyarlılığı yüksek sonuç verdiği için, tek başına CA kullanımından çok daha iyi bir malignite risk değerlendirme göstergesidir.

Anti-Müllerian Hormon (AMH): Over rezervini ve fonksiyonlarını değerlendirmede güvenilir bir marker olan AMH, aynı zamanda granüloza hücreli tümörleri araştırmada da kullanılmaktadır. Granüloza hücreli tümör nedeniyle opere olan hastalarda, postoperatif dönemde cerrahinin etkinliğini ve sonrasında hastalık rekürrensini göstermede oldukça sensitif bir markerdır.

İnhibinler (İnhibin A ve B): CA , overin epitelyal tümörleri için anlamlıdır. Granüloza hücreli tümörleri araştırmada yeterince duyarlı değildir. Bunun için Total İnhibin veya İnhibin A + İnhibin B bakılabilir. CA ile birlikte İnhibin ölçümü, over kanserlerinin % 95’ini ortaya çıkarabilmektedir.

CA  Meme kanserine ek olarak, pankreas, akciğer, over, kolorektal ve karaciğer kanserlerinde ve benign karaciğer ve meme hastalıklarında da yüksek değerler saptanabilir.

Human Koryonik Gonadotropin (hCG): Genellikle gebeliğin doğrulanması ve ektopik gebelik tanısı koymak için ölçülen hCG, mol hidatiform, koryokarsinom ve plasental trofoblastik tümörler gibi gestasyonel trofoblastik patolojilerin tanısı ve klinik izlenmesinde geniş çapta kullanılmaktadır. AFP ile birlikte over ve testisin bazı germ hücreli tümörlerinin tanı ve izlenmesinde de yararlanılmaktadır.

TİROİD KANSERİ

Tiroglobulin:Tiroid bezindeki bir depo proteini olan tiroglobulin, tiroid kanserli hastaların izlenmesinde ve özellikle radyoaktif iyot tedavisi alan veya tiroid cerrahisi sonrasında hastaların monitörizasyonunda önemlidir. Diferansiye tiroid kanserinin tanısında önem taşımaktadır. Diğer artış nedenleri arasında tiroid iğne biyopsisi, tirotoksikoz, tiroidit ve tiroid adenomu bulunmaktadır.

Kalsitonin:Tiroidin parafoliküler C hücrelerinden salgılanan kalsitonin, buradan kaynaklanan medüller tiroid karsinomunda ideal bir tümör göstergesidir. Tedavinin izlenmesi ve nüksün saptanmasında yararlıdır. Yüksek plazma kalsitonin düzeylerine akciğer (histolojik tipe bağlı olmaksızın), kolon, meme ve pankreas kanserlerinde rastlanır. Ancak tiroid kanseri dışındaki kanserlerin taraması için uygun değildir.

Nöron Spesifik Enolaz (NSE): Nöral dokuda, nöroendokrin sistem hücrelerinde ve APUD (amine precursor uptake and decarboxylation) dokularında bulunan bir enolaz tipidir. NSE, küçük hücreli akciğer kanseri, nöroblastom, feokromasitom, karsinoidler, tiroidin medüller karsinomu, melanom ve pankreas adacık tümörleri gibi nöroendokrin kaynaklı tümörlerin göstergesidir.

LÖSEMİ-LENFOMA KANSERİ

Lösemi ve lenfoma tanısında periferal kan örneği ve kemik iliğinden immünohistokimyasal boyama ve monoklonal antikor çalışmaları yapılmaktadır. Laboratuvarımızda bu konuyla ilgili testler ve çeşitli paneller mevcuttur.

 


Kalsitonin testi için yöntem değerlendirme çalışması / Method evaluation study for calcitonin test
Yazar:SELİN YILDIZ SALATAN
Danışman: DOÇ. DR. ASUMAN ORÇUN
Yer Bilgisi: Sağlık Bilimleri Üniversitesi / Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi / Tıbbi Biyokimya Ana Bilim Dalı / Biyokimya Bilim Dalı
Konu:Biyokimya = Biochemistry
Dizin:Biyobelirteçler = Biomarkers ; Biyobelirteçler-tümör = Biomarkers-tumor ; Doğrulama = Verification ; Kalsitonin = Calcitonin ; Luminesan ölçümler = Luminescent measurements ; Tiroid hastalıkları = Thyroid diseases ; Tiroid neoplazmları = Thyroid neoplasms Onaylandı
Tıpta Uzmanlık
Türkçe

73 s.
Amaç: Tiroid bezi parafoliküler C hücreleri tarafından salgılanan kalsitonin, aynı hücrelerden köken alan medüller tiroid karsinomunun (MTC) en hassas biyokimyasal belirtecidir, ayrıca tedavi sonrası izlemde de önemli bir yeri vardır. Laboratuvarlar kullandıkları yöntemlerin geçerliliğini ve belirlenen amaçlar doğrultusunda çalıştığını objektif kanıtlarla doğrulamakla yükümlüdür. Bu çalışmada laboratuvarımızda rutin kullanıma yeni başlanan kalsitonin ölçümü için kullanılan kitin performansını kendi laboratuvar koşullarımızda test etmeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: Bu bir analitik metod değerlendirme çalışmasıdır. Çalışmamızda Roche HITACHI Cobas e (Tokyo,Japonya) cihazında elektrokemilüminesan immunoassay (ECLIA) yöntemi ile çalışılan kalsitonin kitinin yöntem değerlendirme kapsamında kesinlik, doğrulık, linearite, dedeksiyon limitleri ve referans aralık parametreleri değerlendirildi. Çalışmalar için laboratuvarımıza kalsitonin ve farklı test istemleri için gelen hasta örneklerinden kalan serumlar ve firma tarafından sağlanan kontrol ve standart çözeltiler kullanıldı. Presizyon çalışması için düşük ( ng/L ) ve yüksek ( ng/L) düzeyde analit içeren iki serum havuzunun her seviye için beş gün boyunca günde üç kez çalışılması ile elde edilen ortalama (x), standart sapma (SD) varyasyon katsayıları (CV) hesaplandı.Varyasyon katsayısı için %CV = (SD / x)* formülü kullanıldı. Sonuçlar firma tarafından önerilen %CV değerleri ile karşılaştırıldı. Metod karşılaştırma için Cobas e ve Siemens Immulite XPi (Llanberis Gwynedd, Birleşik Krallık) cihazı ile ölçüm aralığı içinde 40 hasta örneğinde 5 gün boyunca (günde 8 hasta) kalsitonin ölçümü yapıldı. Veriler Bland - Altman grafiği , Passing-Bablok regresyon analizi ve korelasyon katsayısı ile değerlendirildi. Doğrusallık çalışması kalsitonin yüksek serum havuzunun ( ng/L) dilüsyonuyla elde edilen 11 farklı konsantrasyon ile yapıldı. Sonuçlar lineer regresyon analizi ile değerlendirildi. Dedeksiyon limitleri için ardarda 20 kez çalışılan körden (distile su) elde edilen sinyal değerleri ile kör sınırı LOB =x (kör) + * SD(kör) formülü ile, en düşük kalibratörün dilüsyonuyla elde edilen örnek ( ng/L) kullanılarak LOD = LOB + * SD (düşük seviye örnek) formülü ile hesaplandı. Tayin Sınırı (limit of quantitation, LOQ) için, firma tarafından belirlenen LOQ değerine (1 ng/L) yakın konsantrasyonda oluşturulan 7 seviye örnek 10 gün çalışıldı. %95 güven aralığı içinde CV'si %20'nin altındaki en düşük konsantrasyon LOQ olarak belirlendi. Referans aralık çalışması için 20 kadın, 20 erkek sağlıklı 40 gönüllüde kalsitonin ölçümü yapıldı, cinsiyete göre önerilen (kadın için
Purpose: Calcitonin secreted by parafollicular C cells of the thyroid gland is the most sensitive biochemical marker of medullary thyroid carcinoma (MTC) originating from the same cells and and has an important role in post-treatment follow-up. Laboratories are obliged to verify the validity of the methods they use and whether they work for the specified purposes with objective evidence. In this study, we aimed to test the performance of the kit used for calcitonin test in our laboratory under routine conditions. Materıals and Methods: This is an analytical method evaluation study. In this study, precision, accuracy, linearity, detection limits and reference range parameters of calcitonin kit which was studied by electrochemiluminescent immunoassay (ECLIA) method in Roche HITACHI Cobas e (Tokyo, Japan) were evaluated. For the studies, serum samples of patients who came to our laboratory for calcitonin and some other test requests, as well as various levels of control and standard solutions provided by the company were used. Blood samples were also taken from 40 healthy volunteers for reference interval study. Two serum pools containing low ( ng / L) and high ( ng / L) analytes for the precision study were run three times a day for five days for each level. The mean (x), standard deviation (SD) coefficients of variation (CV) were calculated. % CV = (SD / x) * formula was used for the CV. The results were compared with the CV values recommended by the company. Calcitonin was measured for 5 days in 40 patient (8 patients per day) samples within the measuring range with Cobas e and Siemens Immulite XPi (Llanberis Gwynedd, UK) for method comparison. Data were evaluated with Bland - Altman graph, Passing Bablok regression analysis and correlation coefficient. The linearity study was performed with a high serum pool of calcitonin ( ng /L) and 11 different concentrations obtained by dilutions. The results were evaluated by linear regression analysis. For detection limits, the signal values obtained from the blind (distilled water), which were run 20 times in succession, were the limit of blank LOB = x(blind)+ *SD (blank). The LOD was calculated using LOD = LOB + * SD (low level sample) using the sample obtained by dilution of the lowest calibrator ( ng / L). For the limit of quantitation (LOQ), 7 levels of sample formed at a concentration close to the LOQ value (1 ng/L) determined by the company were studied for 10 days and %CV values were calculated. Within the 95% confidence interval the lowest concentration was determined as LOQ with a CV of less than 20%. For the reference interval study, calcitonin was measured in 40 healthy volunteers (20 females and 20 males) and evaluated for gender (

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır